İç Anadolu’nun kadim kentlerini keşfetmeye koyulduysanız karşınıza ilk çıkanlardan biri de şüphesiz ki Nevşehir olacaktır. Antik ismi ile “Nissa” diye de anılan turistik şehirde tahmin ettiğinizden daha çok yapılacak şey var.
Kapadokya’da balona bindiğiniz, kentin kültürel duraklarını ziyaret ettiğiniz, bölgenin meşhur lezzetleriyle de bir güzel doyduğunuz bu gezi planınızda mutlaka yer alması gereken özel bir noktayı detaylıca anlatmak istedik.
Rotamızı ünlü Türk-İslam düşünürünün kıymetli külliyesine çeviriyoruz. Hoşgörü, barış, insan sevgisi ve eşitlik ilkeleri üzerine kurulu olan felsefe sisteminin doğduğu yere, Hacı Bektaş Veli Külliyesi’ne gidiyoruz.
13. yüzyıldan beri hoşgörü, saygı, tevazu ve Bektaşi felsefesinin anlatıldığı topraklara; Hacı Bektaş Veli Külliyesi’ne yakından bakın.
İçindekiler
İslam düşüncesini benimseyen, öğreten ve bu felsefeyi anlatan birçok alim vardır. Hacı Bektaş Veli bu alimlerin arasında “din anlayışını ahlak temelli bir şekilde öğreten” mutasavvıflardan biridir. Anadolu’nun İslamlaşma sürecine büyük etkileri olmuştur.
Gerçek ismi Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata olan İslam düşünürünün, 1248 ve 1337 yılları arasında yaşamını sürdürdüğü tahmin ediliyor. Eğitimini Lokman Parende’den almış ve Hoca Ahmet Yesevi öğretilerini takip etmiş.
Aldığı eğitimlerin sonrasında Anadolu’ya gelen Hacı Bektaş, halk arasında kısa sürede tanınmış ve birçok değerli talebe yetiştirmiştir.
Ayrıca Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Ahilik Teşkilatı için büyük ve değerli katkılarda bulunmuştur. Hem Hacı Bektaş Veli hem de öğrencileri Osmanlı hükümdarları tarafından sevilmiş ve saygı görmüştür.
Tüm bunlara ek olarak, Hacı Bektaş Veli’nin Yeniçeri Ordusu için de çok önemli bir yeri olmuştur. Mutasavvıf, ordu tarafından manevi pir olarak kabul görmüştür. Hatta kahramanlıklarıyla ünlü Yeniçeriler, İslam filozofunun adını savaşa başlarken de şu şekilde anıyorlarmış: “Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, kılıç al kan. Bu meydanda nice başlar kesilir. Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan! Kulluğumuz padişaha ayan! Üçler, yediler, kırklar! Gülbang-i Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Ali… Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli…”
Alevi-Bektaşiliğin fikir ve isim öncülerinden olan Hacı Bektaş Veli’nin İslami eserleri de bulunmaktadır.
Hayatını İslam’a adayan ismin, ömrünün büyük bir kısmı Hacıbektaş’ta geçmiş ve bu topraklarda da vefat etmiştir. Türbesini ziyaret etmek için binlerce insan Hacıbektaş’a gelmektedir.
Hacı Bektaş Veli’nin felsefesi ile günümüzü aydınlattığını hatta 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’yle temeli olabilecek kadar benzerliğini biliyoruz. Külliye’nin çeşitli yerlerinde mutasavvıfın yaşarken söylediği hikmetli sözleri de asılı.
Geziniz esnasında inceleyebileceğiniz bu panolar sayesinde Hacı Bektaş Veli’yi ve felsefesini daha yakından keşfedebilirsiniz.
“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, bir olalım, iri olalım, diri olalım ve eline, beline, diline sahip ol.” der Hacı Bektaş. Bu söz ile tüm düşünce sisteminin bilim ve aklın önderliğinde kurulduğunu anlarız. Ayrıca ahlak temelli din anlayışında tüm cevaplar insanda aranır.
Mutasavvıfa göre, insan Tanrı’dan gelen bir ışığı taşır, her baktığı yerde Tanrı’nın güzelliğini görür. Din, Tanrı korkusuna değil, Tanrı sevgisine dayanır. Eşitlikçi ve insancıl düşünceleriyle günümüzü aydınlatmaya devam eder.
Kurulduğu tarihten bu yana eklemeler ve onarımlarla günümüzdeki haline gelen külliye, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerinden biridir. 1964 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.
Bektaşiliğin en önemli merkezi olarak kabul edilen Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi 2012 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesine dahil edilmiştir.
Külliyeye ait planın bulunduğu girişteki harita size bir hayli yardımcı olacaktır. Yine de bazı yerler için gitmeden önce bilgilenirseniz gezi keyfinizin artacağına emin olabilirsiniz.
Klasik Osmanlı tarzıyla yapılan Külliye’nin kapısından içeri girin ve içinizin huzurla dolacağı bu gezi başlasın…
Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nde Nadar Avlusu, Dergâh Avlusu ve Hazret Avlusu olmak üzere 3 ana bölümden oluşur. Pir Evi’nin bazı bölümleri ise şöyledir:
Altın Avlu adıyla da bilinen 1. avlu, uzaktan gelen yolcuların ağırlandığı aynı zamanda da servis birimlerinin bulunduğu bir yerdi. O dönemde, Nadar Avlusu’na girmek için “Taç Kapı” kullanılırmış.
Restorasyon öncesinde bu kapıda “Burası aşıklar kabesidir. Eksik gelen tam olur” anlamına gelen bir kitabe varmış.
1. avlunun kuzeyinden Dergâh Avlusuna geçiş yapılıyor. Burada meydan havuzu, aş evi, konuk evi, meydan evi gibi külliye için önemli bölümler bulunuyor.
Meşhur Aslanlı Çeşme de burada yer alıyor.
Burası külliyenin çiçeklerle dolu bir noktası. Atatürk’ün 1919 yılındaki külliye ziyareti anısını yaşatmak için ona özel olarak yaratılan bir Atatürk köşesi bulunuyor.
Türbe ziyaretinde mutlaka su içilen bu güzel çeşmenin mermerleri Mısır İskenderiye mermerinden yapılmış.
Nişin merkezinde yer alan aslan heykeli Kara Fatma Hatun tarafından dergâha hediye edilmiş. Bu aslan, Allah’ın aslanı olarak anılan Hz. Ali’yi temsil etmektedir.
Mutasavvıfın türbesine Gök Eşik denilen kapıdan giriş yapılıyor. Burası Hacı Bektaş Veli’nin vefatından sonra Selçuklu mimarisinden esinlenerek, kesme taş ile inşa edilmiştir. Sanduka Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır.
Atmosferi çok özel olan bu bölümde içinizin huzurla kaplanacağına eminiz. Duvar ve tavanlardaki süslemeler de hayran olacağınız bir diğer nokta.
Arkeolojik eserlerin sergilendiği bu bölümde birçok farklı zamandan parça bulunmakta. Etnografik eserlerin yer aldığı salonda ise Osmanlı dönemine ait eserler yer alıyor.
Ulu önderimiz Atatürk, Sivas Kongresi’nden sonra Hacıbektaş’a gelmiş ve bu yeşil evde konaklamıştır.
Atatürk’ün bir gece kaldığı bu ev, 2001 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Evin içinde etnografik eserler bulunuyor.
Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin bahçesinde gezerken gözünüze heybetli ve yaşlı bir karadut ağacı ilişecek. 750 yıllık olduğu söylenen dut ağacı hakkında külliyenin nasıl kurulduğunu açıklayan hikmetli bir menkıbe anlatılır.
Menkıbeye göre buradaki dut ağacı, Ahmed Yesevi ocağı tarafından fırlatılan ucu yanmış bir sopanın düştüğü yerde yeşermesiyle oluşmuştur. İşaretin hikmetini algılayan Hacı Bektaş, bu bölgeye yerleşir ve tekkesini tam da buraya kurmaya karar verir.
Türbenin birçok yerinde kapıların alçak yapıldığını fark edeceksiniz. Bunun sebebi ise odalara girip çıkan kişinin başını eğmesi gerektiğindendir.
Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi, Nevşehir‘in Hacıbektaş ilçesinde yer almaktadır. Nevşehir merkezine 60 km uzaklıkta olan külliyeye, yaklaşık olarak 1,5 saat süren araba yolculuğu ile ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Nevşehir’in merkezinden yarım saatte bir sefer yapan otobüs firmaları da bulunuyor.
Geçmişten günümüze kadar çeşitli eklemeler ve onarımlarla korunan Hacı Bektaş Veli Külliyesi’ni hafta boyunca dilediğiniz her gün ziyaret edebilirsiniz.
Ziyaret saati 1 Nisan-31 Ekim tarihleri arasında sabah 08:00’dan akşam 19:00’a kadar sürüyor. 31 Ekim-1 Nisan tarihleri arasında ise sabah 08:00’dan akşam 17:00’a kadar ziyaretçiler müzeye giriş yapabiliyor.
Külliyeyi ziyaret etmek için ise herhangi bir ücret ödemenize gerek yok.
Adres: Savat Mah. Kayseri Cad. No:5
Telefon: 03844413022