Tarihi, medeniyeti ve kültürü ile antik çağlardan beri dünya kültürel mirasında çok önemli bir konuma sahip olan Kahire, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin egemenliğinde kalan dünyanın en gizemli bölgelerinden biri.
Farklı kültürlerin ve dinlerin mozaiği haline gelen şehir, şu anda kalabalık bir metropol. Son zamanlarda Arap Baharı’nın da yaşandığı şehir olarak yakın tarihimize damgasını vuran ve Nil Nehri kıyısında kurulmuş olan yaklaşık 7 bin yıllık tarihi şehirde mutlaka görülmesi gereken tarihi eserleri ve doğal güzellikleri sizin için listeledik:
Kahire’nin güneyinde Gize Platosu’nda bulunan piramitler, Antik Mısır döneminde inşa edilen Firavun anıt mezarları olarak biliniyor.
Eski Mısır Krallıkları’nın yöneticileri olarak firavunlara özel inşa edilmiş piramitler ile ilgili hala bilmediğimiz gizemler ve bu gizemler etrafında tartışılan birçok komplo teorisi bulunuyor.
Bir mezarlık veya nekropolis olarak adlandırılan bu ünlü bölgede, Büyük Piramid Keops Piramidi’nin yanı sıra, Mikerinos Piramidi ve Kefren Piramidi de bulunuyor.
Piramitlerin yanı sıra alanda ayrıca sfenks heykelleri de bulunuyor.
Mezarların etrafında piramitleri inşa eden çalışanların yerleşim alanlarının kalıntıları da günümüze ulaşmış durumda. Üstelik piramitleri inşa edenlerin yüzyıllar boyunca köle olduğu varsayılsa da son araştırmalar ışığında bu işçilerin para ve daha iyi bir ahiret hayatı için bu piramitlerde çalışmayı kabul ettiği ortaya çıkarıldı. Bunun en büyük kanıtlarından biri de firavun piramitlerinin civarında bulunan birçok mezarlık.
Mısır’da bilinen farklı büyüklüklerde ve farklı lokasyonlarda yaklaşık 118 tane piramit bulunmaktadır. Bunların üçü en büyüklerinden olup Gize’dedir.
Helenistik dönemde popüler hale gelen Gize Piramitleri, antik Yunan şairi Sidonlu Antipater tarafından “Dünyanın Yedi Harikası” listesinde yer almıştır. Bu listede günümüze sağlam olarak ulaşan tek yapı bu piramit kompleksidir.
Mısır Piramitleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için Gize Piramitleri yazımıza mutlaka göz atmalısınız.
Giriş Ücretleri:
Ziyaret Saatleri: 9-17
İtalyan şirket Garozzo-Zaffarani kurulan şirket, bölgenin en büyük müzelerinden biri olmasının yanı sıra,
Tahrir Meydanı’ndaki müze,
Giriş Ücretleri:
60 Mısır pound
30 Mısır pound ( öğrenci)
Ziyaret Saatleri: 9-19
Mısır’ın Kıpti geleneklerini gözler önüne seren Kıpti Müzesi, 1908’de ziyarete açılmış. Mısır’ın en geniş Hıristiyanlık koleksiyonuna ev sahipliği yapan müze, Kıpti sanatıyla ilgili bilmeniz gerekenleri gösteriyor.
Nüfusunun %18’i Kıpti olan Mısır’da daha önce hiç rastlamadığınız bu kültürün izlerini sürmeniz mümkün.
Eski Mısır halklarının temsilcileri olarak Büyük İskender’in Mısır’ı fethetmesiyle Helenistik kültürden etkilenen Kıptiler,
Eski Kahire şehrinin Kıpti mahallesinde bulunan müzenin etrafında ise birçok tarihi kilise bulunuyor.
Giriş Ücretleri:
40 Mısır pound
20 Mısır pound (öğrenci)
Ziyaret Saatleri: 9-17
Ahmad ibn Tulun Müzesi’ne bitişik olan sanat müzesi, Kahire’nin Sayyida Zeinab bölgesinde bulunuyor.
1935-1942 yılları arasında müzenin bulunduğu evde şehrin belediye başkanı R.G. Gayer-Anderson Paşa konaklamış.
17. yüzyıl mimarisinin ve ev hayatının çok iyi korunmuş bir yansıması olan evde geniş bir halı ve mobilya koleksiyonu bulunuyor.
Konserlere ve sergilere ev sahipliği yapan kültür merkezi ve opera evi 1988’de açılmış. Nil Nehri üzerindeki Gezira Adası’nda bulunan merkez,
Nadir bulunan ahşap ve alçı eserlerin yanı sıra, tüm dönemlerin metal, seramik, cam, kristal ve tekstil nesnelerinin olağanüstü koleksiyonu ile dünyanın en büyüklerinden biri olarak kabul edilir İslam dünyasında.
Mısır’ın en büyük tarihi çarşısı 1382 yılından beri aktif olarak kullanılıyor.
Memluk Sultanı Berkuk tarafından yaptırılan çarşı, şu an şehrin en turistik merkezi.
Osmanlı egemenliği altında kahvehanelerin ve lokantaların gelişerek yayıldığı tarihi çarşının çevresinde de El-Hüseyin ve El-Ezher camileri bulunuyor.
2011’deki Mısır devrimlerine sahne olan Tahrir Meydanı, aynı zamanda şehrin en önemli meydanı.
Meydan tanıdık geliyor olabilir; ne de olsa 2010 yılının bahar ayları boyunca televizyonda bol bol bu meydanı izledik.
Şüphesiz her şehrin ana meydanında o şehrin tarihi yansıtan seslerin yankılandığını duymak mümkün ama bu şehirde hiç şüphesiz bunu çok daha iyi anlayacaksınız.
Mukattam Tepeleri yamacında’daki bölge Ölüler Şehri, Kahire Nekropolü veya Qarafa olarak anılıyor. Kulağa korkutucu gelse de İslam Çağı’ndan kalma mezarlıklara ev sahipliği yaptığından dolayı buraya “Ölüler Şehri” de deniyor.
Kahire nüfusundan mezarlıkların bulunduğu bölge şu anda kullanılmaz durumda. Elitlerin ve yöneticilerin mozelumlarının da bulunduğu bölgede daha düşük sınıflardan Mısırlıların da mezarları bulunuyor.
Tarihi Kahire şehrinin hemen köşesinde bulunan bölgenin 14. yüzyıldaki Memlük egemenliği sırasında en prestijli dönemini yaşadığı tahmin ediliyor.
Maalesef şu anda Kahire’nin bu bölgesi çöp şehir olarak da anılıyor.
Kahire’deki en eski caddelerden biri olan Muizz Caddesi, bir kilometre uzunluğunda bir alışveriş caddesi olmasının çok daha ötesinde önemli bir kültürel miras.
Adeta bir açık hava müzesi olarak gezilebilen şehrin bu en hareketli bölgesi, Al-Hakim Camiisi’ne de el sahipliği yapıyor.
Orta çağ İslam mimarisinin eşsiz örneklerini görebileceğiniz cadde ve bölge adını Fatimid hanedanlığının 4. halifesi Al-Mu’izz li-Din Allah’tan alıyor.
Cadde, yayalar için adeta bir cennet çünkü gündüz saatleri boyunca araç trafiğine kapalı oluyor.
1830-1848 yılları arasında inşa edilen camii, Osmanlı mimarisinde inşa edilmiş.
1816’da ölen Muhammed Ali’nin oğlu Tosun Paşa anısına inşa ettirilen camii, Kahire Kalesi’nde bulunuyor.
Barok ve rokoko Batılı tarzlarının Kahire şehrinin mimarisiyle bir araya geldiği camii şehre hakim bir konumda yerini almış.
Ahmed bin Tolun’un anısına 879 yılında inşa edilen camii, aynı zamanda Mısır’ın en eski camiisi.
Mısır’daki “ilk Türk devleti” olarak bilinen Tolunoğulları devletinin kurucusu Ahmet bin Tolun tarafından yaptırılan cami, başkent Kahire’deki Fustat’ın (eski şehir) kuzeydoğusunda yer alıyor.
El-Ezher Camii
Kahire’de inşa edilen ilk camii olan El-Ezher Camii’nin isminin Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatima’nın lakabı Zehra’dan geldiği düşünülüyor.
Camiyi yaptıran ise Fatımi Devleti’nin 4. halifesi Ebu Temim Mead el-Muizz Li-Dinillah.
10. yüzyılda inşa edilen camii, “bin minareli şehir” olarak da adlandırılan Kahire’de dikkat çeken camilerden biri.
Dünyanın en eski 2. üniversitesi olduğu söylenen El-Ezher Üniversitesi’ne de ev sahipliği yapıyor.
Anadolu Selçuklu medreselerine benzeyen mimari yapısıyla camii ve medrese, Mehmed Ali Meydanı’nda Kal‘atülcebel’in Bâbülazb adlı kapısının karşısında yer alıyor.
Adını Memluk Sultanı Hasan’dan alan camiinin yapımına 1356’da başlamış fakat sultanın zamansız ölümünden dolayı inşaatı yarım kalmış ve ancak 1363’te bitirilebilmiş.
Kahire’nin eski şehir bölgesi, İslam mimarisini keşfe çıkmak için ideal bir bölge. Yüzlerce camiye, türbeye ve medreseye ev sahipliği yapan bölge, aynı zamanda kervensaraylar ve evlerle çevrelenen Mısır tarihini keşfedebileceğiniz eşsiz bir yer.
UNESCO tarafından koruma altına alınan ve 14. yüzyılda altın çağını yaşayan bölge, “dünyanın en eski İslam şehirlerinden biri.”
1154’te inşa edilen El Hüseyin Camii, Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin adına inşa edilmiş.
Şii mezhebinde, Emeviler tarafından katledildikten sonra Hz. Hüseyin’in kafası kesilerek başının bu camiinin bulunduğu bölgeye gömüldüğüne inanılmaktadır.
641-642 yılları arasında inşa edilen camii, aynı zamanda Afrika ve Mısır’ın ilk camiisi olarak dikkat çekiyor.
187 metre yüksekliğindeki beton kule 50 yıl boyunca Mısır ve Kuzey Afrika’nın en yüksek yapısıydı.
Nil Nehri üzerindeki Gezira Adası’nda bulunan kule, modern Mısır’ın önemli bir simgesi.
Kahire’nin şehir merkezinin doğusunda Kasr-ül Nil Caddesi üzerinde yer alan Mısır Çarşısı, Mısır cumhurbaşkanının resmî ikametgâhlarından biri ve ana çalışma merkezi.
Nil Nehri üzerindeki bir ada olan Gezira Adası, Qasr El Nil ve 6 Ekim köprüleriyle ana karaya bağlanıyor.
Gezira bölgesi, 19. yüzyılda geniş bir bitki örtüsü zenginliğine sahip olan adada dünyanın dört bir yanından getirilen eşsiz zenginlikler bulunuyordu.
El-Geniza Sinagogu olarak da bilinen sinagog, söylendiği üzere bebek Hz. Musa’nın bulunduğu yer olarak görüldüğünden kutsal kabul ediliyor.