Danimarka’nın başkenti, İskandinav şehirlerinin en gözdelerinden Kopenhag!
İsmi etimolojik olarak ‘tüccarın limanı’ anlamına gelen bu şehir yılın her mevsimi sunduğu farklı güzelliklerle muhteşem bir tatil destinasyonu.
Günümüzde, merkezi itibarıyla iyi korunmuş ve güzel restore edilmiş tarihi liman evlerine sahip.
Renk renk binaların kanal boyu dizildiği Nyhavn, şehrin meşhur siluetini oluşturur. Bunun yanı sıra minimal kuzey insanının şehre kazandırdığı modern tarz da kanallar ve tasarım harikası köprüler aracılığıyla ortaya çıkar.
Avrupa’daki diğer ülkelerin geneline göre biraz daha pahalı bir şehir olan Kopenhag’da da bütçenize göre bir tatil yapmanız mümkün.
Bu yazımda size kapsamlı bir Kopenhag rehberi hazırladım. Yolculuğunuza başlamadan önce göz önünde bulundurmanız gereken bilgileri kendi deneyimlerim ışığında derledim. Umarım bu yazıyla sizin deneyiminizi de daha keyifli ve konforlu bir hale getiririm!
Gelin şimdi hep birlikte kuzeyin bu havalı şehrine bir yolculuğa çıkalım!
Sağ yanı Baltık sol yanı Kuzey Denizi ile çevrili olan adalar ülkesi Danimarka’nın başkenti Kopenhag her mevsim güzel görünen bir şehir. Fakat bir İskandinav kenti olması dolayısıyla kışların sert geçtiğini söyleyelim.
Kopenhag’a ilk ziyaretinizse ve şehri adım adım gezmek istiyorsanız sizin için ideal olan mevsim yaz. Kopenhag’da Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sıcaklıklar gün içinde 22 dereceyi geceleri ise 13’ü buluyor.
Diğer bir yandan İskandinav ülkeleri kış mevsiminde de ziyaret etmek için ideal destinasyonlar. Özellikle Noel Marketlerinin kurulduğu, sokak satıcılarının birbirinden leziz yerel lezzetleri tezgâhlarına taşıdığı bu renkli sahneler için Kopanhag’ı Kasım ve Aralık ayları arasında ziyaret edebilirsiniz.
Kopenhag’da kışın hava sıcaklığı en düşük 0, -1’lerde seyrediyor. Çoğunlukla kar yağışlı olan bu kent kimi zaman sadece bulutlu ve rüzgârlı da olabiliyor. Fakat soğuk kış günleri ve gecelerinde İskandinavların kendilerini mutlu hissetmek için icat ettikleri meşhur konsept ‘hygge’ devreye giriyor.
Temelde, uzun ve soğuk kış günlerinde kendilerini ve etrafındakileri mutlu ederek sıcak bir konsept içerisinde çeşitli aktiviteler yapmak Danimarkalılara göre oldukça ‘hygge’ bir aktivitedir.
Ne yazık ki Türkçe ve hatta İngilizce’ye dahi layıkıyla çevrilmeyen bu konsept özellikle Danimarka kültürünü anlamak adına önemlidir. Örneğin battaniyenizin altında kahvenizi yudumlamak, şömine karşısında şarap içmek, sarı ışıklı gece lambaları, mum ışığında oynanan oyunlar ‘hygge’ konseptlerdir. Bu aktivitelerin hepsinin özünde ulaşılması oldukça kolay, minimal aktiviteler olması önemlidir.
Eğer ‘hygge’ onlara kalsın, yaz kalabalığı da istemem sakin zamanlar benim olsun derseniz bahar ayları sizi bekliyor. Kopenhag’da ilkbahar mevsiminin sıcaklık ortalaması 8 derece. İlkbahara nazaran daha ılık bir havaya sahip olan sonbahar ise ortalama 10 derecede seyrediyor. Turist yoğunluğundan kaçmak isterseniz ortalama 14 dereceyle Eylül sizin için ideal bir ay olabilir.
56. kuzey paraleli üzerindeki Danimarka, Alaska, İskoçya ve Quebec ile aynı hizada yer alır. 43,098 kilometre karelik bir alan ile yüz ölçümü açısından çok büyük olmasa da gelişmişliği ile dünya ülkelerinin başında gelir. Fakat ülkenin kendine özgü havasını küçük adalar oluşturur.
Danimarka Avrupa’nın en geniş kıyı şeridine sahip ülkesidir. Bu da her zaman denizin bir yerlerden karşınıza çıkacağı anlamına gelir. Kopenhag şehrinin dört bir yanı da kanallarla çevrilidir. Ülkenin toprakları, dağları ve tepeleri olmayan, genelde düz alanlardan oluşur.
Şehirde ulaşım karayolunun yanı sıra botlarla da sağlanır. Kopenhag 2017 yılı sayımına göre 600 bin civarı bir nüfusa sahiptir.
İstanbul’dan Kopenhag’a direkt uçak seferleri mevcut.
Kopenhag şehir içi ulaşım imkânlarının üst düzey olduğu bir şehir. Şehrin herhangi bir yerinden başka bir noktasına rahatlıkla metro, otobüs gibi toplu taşıma hatlarıyla geçebiliyorsunuz.
Şehir içinde ve merkezinde kullanabileceğiniz toplu taşıma seçeneklerinden bahsetmeden önce şehir merkezini rahatlıkla yürüyerek de keşfedebileceğinizi söyleyelim. Yürümekten hoşlanan ve şehir deneyimlerinde yürümenin avantajlarının farkında olan bir kişi için Kopenhag muhteşem bir adres. Haritanız üzerinde işaretleyeceğiniz spotlarla birlikte kendinize pratik, ucuz ve sağlıklı rotalar belirleyebilir, yoldayken karşınıza çıkacak birçok keyifli ana böylece merhaba diyebilirsiniz.
Gelelim toplu taşıma imkânlarına. Havalimanından şehir merkezine ulaşmak metro veya trenle sadece 15 dakika alıyor. Birçok Avrupa kentinde olduğu gibi burada da şehir farklı bölgelere ayrılmış durumda. Kullanacağınız toplu taşımanın geçtiği bölge sayısına göre farklı bilet ödemeleri yapmanız gerekiyor.
Havalimanından merkeze gitmek için 3. terminalden kalkan otobüslere ve metroya binebilirsiniz. Bu araçlarla 3 bölge geçiyorsunuz ve ücreti 38 Danimarka Kronu (DKK). 5A numaralı otobüs de sizi havalimanından direkt olarak Kopenhag Merkez İstasyonuna götürecektir. Otobüsle merkeze ulaşım ise 30-35 dakika sürüyor. Taksi tercih ederseniz ortalama 25-300 DKK ödeyerek merkeze ulaşabilirsiniz.
Şehir içi ulaşıma gelecek olursak metrolar haftanın her günü ve günün her saati çalışmaktadır. Yoğun saatlerde 2-4, yoğun olmayan saatlerde 3-6 dakika aralıklarla işlerler. S-Train sabah 05.00 ve gece 00.30 arası işler. F Hattı 4-5 dakikada bir işlerken, A,B,C ve E 10 dakikada bir, H ve Bx ise 20 dakikada bir işler. Kopenhag’ın merkezinde kullanabileceğiniz A-Bus’lar her saat hizmettedir. S-Bus’lar express otobüsler olduğu için daha az durakta durur ve hızlı hareket ederler. Gece otobüsleri de gece 01.00 ve 05.00 arası hizmettedir. Gece otobüs duraklarını gri işaret levhalarıyla anlayabilirsiniz. Bütün gece otobüslerinin kodu N’dir.
Toplu taşıma araçlarına binmek için bilet almak gereklidir. Biletler bilet makinalarından alınabilir. Bu makinalardan Danimarka Kronuyla nakit ödeme yapabilir ya da kredi kartınızı kullanabilirsiniz. Otobüslerde biletinizi şoförden de küçük bir ücret farkıyla alabilirsiniz. DOT Mobilbilletter isimli application vasıtasıyla biletinizi online olarak da alabilirsiniz. Karşınıza çıkan QR koduyla seyahat edebilirsiniz.
Aldığınız bilet otobüs, metro, tren ve deniz otobüslerinde kullanılabilir. Arada yapılan kontrollerde kondüktöre biletinizi göstermelisiniz yoksa ceza ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bir araca biletsiz binmenin cezası 750 DKK’yi bulmaktadır.
Eğer farklı bölgelere göre farklı bilet almak kafanızı karıştırdıysa Kopenhag’da size sunulan bir fırsat var. Copenhagen Card alarak şehirde limitsiz bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Bu kart aynı zamanda size 80’in üzerinde müze ve turist spotunda da indirim ya da ücretsiz giriş hakkı sağlayacaktır. 24, 48, 72 ve 120 saat olmak üzere 4 farklı çeşidi olan bu kartı havalimanından, ana tren ve otobüs istasyonlarından satın alabilirsiniz. 24 saatlik olan kart yetişkinler için 54, çocuklar için 27 Euro.
Fakat şehirde en popüler olanı 72 saat geçerli olan Copenhagen Card. Bunun da fiyatı yetişkinler için 93 çocuklar için 47 Euro. Kopenhag Kart’ın yanı sıra şehirde sadece seyahat ederken kullanabileceğiniz City Pass kartı da mevcut. City Pass Small ve City Pass Large olarak ikiye ayrılan bu kart seçeneklerinde dilediğiniz bölgeye göre bir seçim yapabilirsiniz. Small 24 saatliğine 80 DKK isterken bu ücret Large için 160 DKK.
Kopenhag içinde toplu taşımaya dair seçenekler ne kadar çok olursa olsun en çok önerilen ulaşım şekli bisiklettir. Siz de şehri ziyaret ettiğiniz zaman caddelerdeki bisikletlilerin yoğunluğundan bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Bisikletliler için ayrılan özel yollar, trafik ışıkları size bu şehirde yerlilerin de en çok tercih ettiği yöntemin bu olduğunu gösterir. Eğer şehir merkezindeyseniz, görülmesi gereken tüm yerleri bir bisiklet ile gezebilirsiniz.
Bisiklet kiralamak için çeşitli bisiklet mağazaları var fakat Avrupa’nın birçok yerinde kullanılan Donkey Republic gibi bisiklet kiralama mobil uygulamalarıyla da bu imkândan yararlanabilirsiniz. Günlük bisiklet kiralama ücretleri ortalama olarak 100 DKK yani 12 Euro civarındadır.
Kopenhag’ın Vesterbro bölgesinde kanallar üzerine, bisikletliler için özel olarak inşa edilmiş ‘The Bicycle Snake’ adı verilen parlak turuncu, yükseltilmiş bir karayolu görünümündeki bisiklet yolları da görülmeye değerdir.
Danimarka her ne kadar dünyanın en pahalı ülkeleri arasında sayılsa da Kopenhag turistlerin akın akın ziyaret ettiği bir şehir. Bu sebeple Avrupa’nın her yerinde olduğu gibi her bütçe için farklı konaklama seçenekleri bulunuyor.
Yalnız gezginler ve konfor düşkünü olmayan ziyaretçiler için günlüğü 185 DKK ’den başlayan hosteller mevcut. İki kişilik odalarda kalmak istiyorsanız da fiyatlar geceliği 450 DKK’den başlıyor. İyi yorumlar almış otellerde risksiz bir hizmet istiyorsanız da gecelik 750 DKK’yi gözden çıkarmanız gerekiyor.
Kopenhag ziyaretinizde kalabileceğiniz bazı mahalleleri ayrıntılı inceleyelim.
Kopenhag’ın merkezi Kongen’s Nytorv adı verilen meydanı ve fotoğraflara şenlik renk renk eski binaların yan yana bulunduğu Nyhavn bölgesini de içinde bulunduruyor. Adeta bir turist magneti olan bu bölgede konaklayabileceğiniz birçok otel mevcut.
Kanal kenarındaki eski kasaba evlerinin otellere ve restoranlara dönüştürüldüğü bölge Küçük Deniz Kızı heykeli, Amalienborg Sarayı’na da yakın. Bu bölgede aynı zamanda alışverişinizi yapabileceğiniz meşhur cadde Strøget de bulunmakta.
Merkezin yanı sıra tercih edebileceğiniz mahallelerden biri de Tivoli. Mutlaka gezmeniz gereken yerlerin başında gelen görkemli Tivoli Bahçeleri’nin de içinde bulunduğu bu alan sanat müzesi NY Carlsbergn Glyptotek’e de ev sahipliği yapıyor.
Eğer merkeze yakın olmak fakat biraz daha sakin bir muhitte kalmak istiyorsanız tercihinizi bu bölgeden yana kullanabilirsiniz.
Şehrin merkezine yakın fakat daha modern bir görünüm sunan mahalle: Vesterbro. Eğer gezeceğiniz yerlerle aranıza biraz yürüyüş mesafesi katmak isterseniz şehrin sonradan değişen modern sokakları arasında yarım saatlik bir yürüyüş sonucu Vesterbro’ya ulaşabilirsiniz.
Bölgede karşınıza bolca sanat galerisi ve yerlilerin takıldığı hipster ve salaş kafeler çıkacak. Bu bölgede yürürken kendinize güzel bir kahvaltı, bir kahve molası ya da alternatif sokak lezzetleri için adresler bulabilirsiniz. Vesterbro’da 350 DKK’den başlayan fiyatlarla hostellerde, 450 DKK’den itibaren de çift kişilik odalarda konaklamanız mümkün.
Kopenhag’a dair konaklama seçeneklerinden biri de ev veya oda kiralama sistemleri. Airbnb üzerinden geceliği 30 Euroyla 70 Euro arasında değişen ücretlerle kendinize bir yer ayırtabilir hatta bu daha samimi konaklama türü sayesinde şehrin lokal insanlarından önerilerle gezinizi çok daha keyifli bir hale getirebilirsiniz.
Kopenhag’da görülmesi gereken yerlere dair çok daha ayrıntılı bir yazımızı ‘Kopenhag’da Görülmesi Gereken 20 Yer’ derlememizde bulabilirsiniz. Bu yazıda kısıtlı bir vaktiniz varsa size genel hatlarıyla Kopenhag’da nereleri görmeniz gerektiğinden bahsedeceğim.
İlk adresimiz renk renk evlerin bir kanal boyunda sıra sıra dizildiği Nyhavn. Burası Kopenhag’ın en turistik ve en meşhur noktası. Eskiden bütün dünyadan gemilerin gelip demir aldığı ve mürettebatının konakladığı bir liman iken şimdi restore edilen binalarıyla restoran ve kafelerle dolup taşıyor.
Kopenhag’a gidip Nyhavn’da bir fotoğraf çekinmeden dönmeyin!
Kopenhag’ın alışveriş hususundaki en önemli mekânı olan Strøget Sokağı, Kongens Nytorv yani “Kral’ın Yeni Evi” olarak adlandırılan şehir meydanıyla Rådhuspladsen adı verilen belediye meydanının arasındadır.
1.1 kilometrelik yaya yoluyla Avrupa’nın en uzun sokaklarından biri olarak kabul edilir. Çeşitli lüks markaların yanı sıra ulaşılabilir zincir mağazaların da var olduğu sokakta birçok sokak müzisyeni de yeteneklerini meraklı gözlerle buluşturur.
Şehrin kalbi olan bu meydan belediye binasının bulunduğu alanı kapsamaktadır.
Kopenhag’ın en yüksek binalarından biri olan 105,6 metrelik uzunluğuyla belediye kulesi de bu alandadır. Dileyenlerin hem belediye binasını hem de kuleyi ziyaret edebileceğini söyleyelim.
Kopenhag’ın merkezinde bulunan yemyeşil bir eğlence parkıdır Tivoli Bahçeleri. Şehrin farklı yönlerinde bulunan büyük ve ihtişamlı kapılarıyla dikkat çeker.
Gencinden yaşlısına herkesin gidip eğlenebileceği bu park, ülkenin ulusal hazinesi olarak kabul edilir. 1843 yılında açılmıştır.
İçerisinde bulunan eğlence aletlerinin yanı sıra tarihi binalara, tasarım bahçelere de sahiptir.
Tivoli bahçeleri eğlence parkının yanı sıra festivaller, konserler gibi farklı etkinliklere de ev sahipliği yapar.
Kopenhag kanallardan oluşan bir liman kenti olduğu için şehri keşfetmenin en keyifli ve mantıklı yolu bir kanal turuna çıkmak. Bunun için şehrin birçok bölgesinde fakat en çok da Nyhavn’da konuşlanmış botlara başvurmanız yeterli.
Siz de yaklaşık bir saat süren bir kanal turuyla şehre muhteşem bir perspektiften bakabilirsiniz.
Kopenhag’ın en ünlü noktalarından birisi de Langelinie Limanı’nda bulunan ve deniz kenarında bir taş üzerine çıkmış sevgilisini bekleyen denizkızı heykelidir.
Heykel Kopenhag şehrine koleksiyoncu Carl Jacobsen tarafından hediye edilmiştir. Danimarkalı masal yazarı Andersen’in meşhur denizkızından esinlenilerek yapılmıştır.
Bu hüzünlü bakan denizkızı heykeli tekne turlarının da uğrak bir durağı olsa da bu gezi esnasında heykelin sadece sırtı görünmektedir.
Siz yine de Langelinie Park’ında bir yürüyüşün ardından küçük denizkızını görmek için kendinize vakit ayırın.
Şehrin merkezinde bulunan en önemli üç saraydan birisi Amelienborg Sarayı’dır. Avrupa’nın en önemli saraylarından biri olan bu saray içerisinde kraliyet ailesi halen yaşamaktadır. Sarayın kubbesine çekilen bayrağa göre kraliçenin içerde olup olmadığını anlayabilirsiniz.
Her gün öğlen 12’de, askerlerin saraylar arası yaptığı geçiş alayı da görülmeye değer bir olaydır. Buradan ayrılan askerler Rosenborg Kalesi‘ne doğru yürürler.
Kopenhag’ın en meşhur noktalarından olan ve kraliyet ailesinin 400 yıllık tarihini gözler önüne seren bu kaleyi mutlaka görmelisiniz.
17. yüzyılda Christian IV tarafından yapılan bu korunmuş kale hem kraliyet mücevherlerini hem de kraliyetin yaşamını geçmişte sürdürdüğü özel odaları içermektedir.
Etrafı kanallarla çevrili küçük bir ada üzerine kurulu olan Christiansborg Sarayı da günümüzde Danimarka Parlamentosu, Yargıtay ve devlet bakanlıklarının yer aldığı bir saraydır. Buna rağmen belirli saatler arasında turistler tarafından ziyaret edilebilir.
Saray içerisinde kraliçenin çok değerli el dokuması halıları bulunmaktadır.
Kopenhag’ın, ünü dünyaya yayılmış mahallelerinden biri olan Christiana 1971’de bir grup özgürlükçü tarafından kurulmuş özerk bir bölgedir. 45 yıldır aktif halde varlığını sürdürmektedir.
Kendine ait kanunları olan bu bohem bölgede yaşayanlar takas yoluyla alışveriş yapmayı tercih etseler de kendilerine ait bir para birimleri bile vardır.
Evlerin duvarlarının renk renk grafitilerle dolu olduğu Christiana, Kopenhag’a yolu düşenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir mevki. Ne yazık ki içeride fotoğraf çekmek yasak.
Kopenhag’ın önemli işaretlerinden biri de sokakların ortasında birden yükselerek karşımıza çıkan Rundetårn. 1642 yılında inşa edilen bu 17. yüzyıl mimarisi kule geçmişte bir gözlemevi ve planetaryum olarak kullanılmaktaydı.
Kule, merdiven yerine spiral eğime sahiptir ve en üst noktaya kadar yürüyerek çıkılmaktadır. Günümüzde, Kopenhag şehrine yukarıdan panoramik bir şekilde bakma olanağı sağlayan ve içinde çeşitli sanat sergilerini barındıran bir mekân işlevi görmektedir.
Kopenhag dendiği takdirde akla gelen ilk yiyecek ‘smørrebrød’ adı verilen açık sandviçlerdir. Ülkemizde de son yıllarda popülerliği artan bu mutfak türü özellikle kahvaltı ve öğle yemeklerinde tercih edilir. Genellikle bir çavdar ekmeği dilimi üzerinde yumurta, deniz ve et ürünleri gibi malzemeler konarak yapılır ve çeşitli soslarla süslenir.
Eğer etten vazgeçemeyenlerdenseniz Kopenhag’da gitmeniz gereken koskoca bir mahalle var. Kødbyen yani İngilizcede ‘meat packing district’ diye adlandırılan, et kesim ve işleme yerlerinin bulunduğu bu alan ete dair size lezzetli türde yemekler sunan koca bir bölgenin adı. Bu bölgede birçok kaliteli restoran bulmanız mümkün. Deniz ürünleri restoranı Kødbyens Fiskebar, kırmızı et ve biralarıyla ünlü WarPigs ve kasap olarak da işlev gösteren Fleisch bunların başında geliyor. Eski bir petrol istasyonuna inşa edilen lezzetli hamburgerci Gasoline Grill’de de bölgenin en ünlü hamburgerini yiyebilirsiniz.
Bir fast food vazgeçilmezi olan hotdog da Kopenhag’da yenecekler listemizin bir parçası. Bu yiyeceği özellikle meydanlarda ve sokaklardaki seyyar satıcılarda göreceksiniz. Size önerimiz Købmagergade üzerindeki Døp. Burada tercihinizi klasik Danimarka hotdogundan yana kullanabilirsiniz.
Eğer Danimarka kültürünü anlamak ve toplumun lokal üyeleri içerisinde onların yaşayışlarına şahit olmak isterseniz yapabileceğiniz çok güzel bir aktivite var. Vesterbro’daki Sønder Bulvarında yer alan Absalon birbirini tanımayan insanların birlikte oturarak yemek yediği, sosyalleştiği bir alan olma özelliği taşıyor. Danimarkalılar buna ‘fællesspisning’ yani ‘topluluk’ adını veriyor. İsmini eski rahip ve siyasetçi Absalon’dan alan bu alan yemeğin yanı sıra konuklarına masa tenisi, film gösterimleri gibi olanaklar da sunuyor. Genel Kopenhag fiyatlarına nazaran burada ortalama 50 krona çok daha ucuza yemek yiyebilirsiniz.
Son olarak yaz aylarında Kopenhag’a gidiyorsanız ve soğuk içkinizi içerek denizin keyfini çıkarmak isterseniz hususi olarak ayrılmış plaj alanlarına gidebilirsiniz. Bunların en meşhuru Brygge Köprüsü üzerindeki yüzme alanıdır. Yazın içeceklerini alan Danimarkalılar buraya akın eder ve içkilerini yudumlayarak hasretini duydukları güneşin tadını çıkarır. Siz de Brygge’ye giderek Danimarka’nın ünlü biralarını yudumlayabilirsiniz.
Kopenhag gece hayatıyla da oldukça eğlenceli bir şehir. Lezzetli kokteyllerinizi yudumlayabileceğiniz lüks mekânlardan sabaha kadar dans edebileceğiniz eğlenceli DJ setlerine kadar birçok farklı opsiyonu içinde barındırıyor. Eğer arkadaşlarınızla şömine başında ‘hygge’ bir gece geçirmek isterseniz de size önerebileceğimiz bir sürü mekân var. Gelin hep birlikte gece hayatı için opsiyonlarımıza bir bakalım.
Kokteyl meraklıları için 125 yıl önce hizmet etmeye başlamış olan Brønnum, King’s Square’de hizmet veriyor. Kalitenin adresi gibi duran bu mekâna girmeden önce Danimarka’nın ne kadar pahalı bir ülke olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Eğer lüks restoranlarda kokteyl içmek size göre değilse yine şehrin merkezindeki bar ve pubları tercih edebilirsiniz. Bunun için Gråbrødre Meydanında bulunan, içeri girince sizi bir şöminenin, kitap raflarının karşıladığı The Jane’e uğrayabilirsiniz.
Eğer tercihinizi gece klüplerinden yana kullanırsanız Kopenhag’ın en meşhur ve büyük gece klüplerinden biri olan Chateau Motel’e gidebilirsiniz. Meşhur Strøget caddesinin aralığında bulunan bu dört katlı gece kulübünün her bir katında farklı bir müzik türü ile farklı zevklere hitap ediliyor.
Kopenhag her sene bir Jazz Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. 2019 için 5 ve 19 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek Copenhagen Jazz Festival’i şehrin nabzını jazz notaları üzerinden tutmaya yardımcı oluyor.
Festival haricinde Kopenhag’da bir sürü samimi ve bohem tarzda jazz kulüpler de mevcut. Jazzhus Montmarte’de yemeğinizi yiyerek tanınmış sanatçıları dinleyebilir, genç yeteneklerin sahne aldığı La Fontaine’de daha samimi ve sıcak bir ortamı deneyimleyebilirsiniz.
Eğer orkestra ile bir klasik müzik ziyafeti çekmek isterseniz de dünyanın en iyi salonları arasında gösterilen DR Koncerthuset’e uğramanızı öneririz.
Kopenhag’da alışveriş nerede yapılır, neler alınması gerekir gibi sorulara yanıt vermeden önce Danimarkalıların stilleri hakkında biraz bilgi vermek gerekir. Bölge insanının minimalist bir tutumu olduğunu söyleyebiliriz. Rahat, zamansız fakat kaliteli parçaları tercih eden Danimarkalılar bu tutumlarını giyim tarzlarında olduğu gibi ev dizaynları için de devam ettirir. Bu nedenle ziyaret edeceğiniz mağazalarda şatafatlı, renk cümbüşleri içerisinde ürünler beklemek Kopenhag için doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Kopenhag merkezi itibarıyla mağazaların sıra sıra dizildiği birçok sokağa sahip. Prada, Burberyy, Hermes, Gucci gibi lüks markalardan, dünya genelinde daha düşük fiyat skalasını hedefleyen birçok markaya kadar geniş bir skala var. Bunun yanı sıra Kopenhag’da ziyaret edebileceğiniz ve İskandinav kültürünü yansıtan birçok Danimarka menşeili marka da bulabileceksiniz.
Strøget şehrin en meşhur ve uzun alışveriş sokağı. Kopenhag’ı ziyaret eden herkes alışverişle ilgisi olsun ya da olmasın kendini bu sokakta buluyor. Bu sokakta görebileceğiniz markalar arasında Louis Vuitton, Mulberry, Gucci ve Burberry gibi lüks isimler var. Bunun yanı sıra Guinness Rekorlar Müzesi de burada ziyaret edilebilir.
Danimarka’dan çıkmış dünyaca ünlü markalara gelecek olursak ayakkabı markası Ecco, 1982 yılında kurulmuş mücevher markası Pandora ve yıllardır çocukların en favori oyuncak markalarından biri olan Lego’nun büyük mağazalarını bu sokak üzerinde bulabilirsiniz. Aynı zamanda İskandinav ülkelerinin ilk ve tek Disney Mağazası da burada yer almaktadır.
Nørrebro bölgesindeki Elmegage de Kopenhag’ın canlı ve genç alışveriş caddelerinden biridir. Strøget’e kıyasla daha butik mağazaların, Danimarka stilini gösteren daha özel tasarımların satıldığı lokal mağazaların bulunduğu bir alandır. Cadde üzerindeki Native North erkek giyim için ziyaret edilebilecek güzel bir seçenektir. Hooha, Remö ve Fünf de hem kadın hem erkek giyimin özellikle Danimarka stilinde nasıl yansıdığını görebileceğiniz butik kıyafet mağazalarıdır.
Danimarka iç tasarım konusunda da oldukça minimal bir çizgiye sahip. Strøget Caddesi üzerinde yer alan Hay House çağdaş mobilya tasarımları bulabileceğiniz dünya kalitesinde bir marka. 1992’de açılan Dansk Møbelkunst 1920’den 1970’lere kadar, İskandinav mobilya stilinde mobilyalar üreten bir mağaza.
Dünya genelinde ünlenen porselenler tasarlayan Royal Copenhagen’ın da büyük bir mağazası Amagertorv üzerinde bulunmakta. Eğer küçük dokunuşlarla evinize bir İskandinav esintisi taşımak isterseniz de Domusnord markasının Vendersgade üzerinde bulunan mağazasını ziyaret edebilirsiniz.
Son olarak sevdiklerinize Kopenhag gezinizden eğlenceli hediyeler almak isterseniz de Avrupa’nın birçok önemli merkezinde bulunan fakat aslen bir Danimarka markası olan The Flying Tiger mağazası ziyaret edebilirsiniz. Indre By olarak adlandırılan merkez bölgede ve Vesterbro’da bulunan bu rengârenk mağazada, bin bir türlü hediyelik eşya arasında kendinizi kaybedebilirsiniz.
Gelelim gezilerin en önemli noktalarından biri olan bütçe konusuna. Diğer İskandinav ülkeleri gibi Danimarka da dünyanın en pahalı ülkeleri arasında sayılıyor. Bunun nedeni ülke gelirinin de çok yüksek olması. Fakat buna paralel şekilde dünyanın en çok vergi veren insanları da bu ülkelerin vatandaşları. Peki, biz Türkiye’den giderken bu pahalı ülke için nasıl bir bütçe ayırmalıyız?
Turistik bazı spotlardan derleme yapacak olursak örneğin yazımızda da bahsettiğimiz Christiansborg sarayı giriş ücreti 150 DKK. Eğlence Parkı Tivoli için ise fiyatlar 130 DKK. Kanal turu yapmak isterseniz 50 krona seçenek bulabilmeniz mümkün.
Avrupa’da çok yaygın olarak kullanılan bazı indirim kartlarıyla da bu turistik yerleri ayrı ayrı ücret ödemeden gezmeniz mümkün. Örneğin 3 gün boyunca geçerli olan Copenhagen Card’a 93 Euro ödeyerek 86 önemli spot ve müzeye giriş yapabilir, tamamen ücretsiz bir şekilde toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. Kartın tek günlük fiyatı ise 53 Euro.
Konaklamaya gelecek olursak 200 krona şehrin merkezine metroyla ulaşabileceğiniz şekilde hosteller bulabilirsiniz. Merkez hostellerde fiyatlar 350- 500 DKK arasında değişiyor. Otellerin fiyatları ise 600 krondan başlıyor.
Sonuç olarak Kopenhag’a rahat bir seyahat düşünüyorsanız üç gün için 3 bin kron tek kişi adına yeterli olacaktır. Fakat seçiminizi hostellerden yana kullanır, yemek seçimlerinde de daha mütevazı takılmaya çalışırsanız bu tatili üç gün için 1000 krona da getirebilirsiniz. Seçim size kalmış.
Her halükarda Kopenhag’ın sizi her yanı saran kanalları, modern mimarisi fakat tarihi dokusunu korumuş evleri ve Viking esintileriyle birlikte büyüleyeceğine emin olabilirsiniz!