Muş’ta Gezilecek Yerler

Muş, ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan tarihi geçmişi oldukça değerli, Anadolu’nun her rengini içinde barındıran bir ilimizdir.

Doğusunda Ağrı ve Bitlis, kuzeyinde Erzurum, batısında Bingöl ve güneyinde ise Diyarbakır ve Siirt illeri ile komşu konumdadır. Muş’a bağlı 6 ilçe, birçok belde ve köy vardır.

Yüksek ve dağlık bir alana sahip olan Muş’un yaklaşık üçte biri dağlardan oluşmaktadır. Bu dağlar Güneydoğu Toroslar’ın uzantısı durumundadır. Bu yönüyle heybetli bir görünüme sahiptir.

Türklerin Anadolu’ya adım attığı Malazgirt Savaşı bu topraklarda gerçekleşmiştir. Buram buram tarih kokan ve Anadolu’ya açılan kapıları sırtında taşıyan Muş şehri, kollarını Türklere açarak  Türklerin Anadolu’ya adım atmasını sağlamıştır.

Muş’un geçmişine baktığımızda, Urartularla başlayan bir tarih karşımıza çıkmaktadır. Daha sonrasında İskitler, Med, Pers ve Makedon uygarlıklarının etkisi altında kalan şehir, Romalılar ve Partların arasındaki çekişmeye de sahne olmuştur. Daha birçok uygarlığın izlerini görmek mümkündür. Medeniyetler beşiği Muş’u ziyaret ederken tarihe doyacaksınız.

Malazgirt Savaşı sonrası Anadolu Selçukluları tarafından yeniden inşa edilen Muş, Moğollar, Karakoyunlu ve Akkoyunluların da egemenliği altına girmiştir.

Çaldıran Savaşı, Muş için Osmanlı Devleti döneminin başlangıcı olmuştur. Muş, önceleri Bitlis’e bağlı iken 1929 yılında il olmuştur.

Muş adının nereden geldiğine dair birden fazla varsayım vardır. Bu varsayımlar oldukça ilgi çekicidir. İbranice “sulak verimli otlak” anlamına gelen “Muşa” kelimesinden geldiği en gerçekçi rivayetlerdendir.

Ayrıca Muşkilerin bu bölgeye yerleşmiş olduğu düşünüldüğü için bu ismin ortaya çıkmış olabileceği düşünülmektedir. İlk çağlarda Taronitit denilen bölgenin merkezi olmasından dolayı Muş ili için Taron isminin de bazı kaynaklarda kullanıldığı görülmektedir.

Muş, geniş otlaklara sahip platoları sayesinde hayvancılığın geliştiği bir yerdir. Türkiye’nin en büyük ovalarından biri olan Muş Ovasında bağcılık da öne çıkan tarımsal faaliyetlerdendir. Sığır, koyun, keçi beslenmesinin yanı sıra arıcılık da yapılmaktadır.

Yemekleriyle, doğasıyla, tarihiyle adeta bir kültür mozaiği olan Muş, bünyesinde birçok otel ve pansiyon barındırarak turizme göz kırpmaktadır.

Muş’ta İklim, Ne Zaman Gidilir?

Muş’ta kış ayları oldukça sert ve soğuktur. Karasal iklimin en sert hissedildiği yerlerden biri olan Muş’u gezmek için en uygun zaman bahar ve yaz ayları olacaktır.

Kar tabakası uzun süre kalkmadığından bu durum Muş için planlayacağınız bir gezide önlem almanız gereken en önemli hususlardan biridir. Kış aylarını ve kar manzarasını seven ziyaretçiler için de Muş şehri güzel bir olanak ile karşımıza çıkıyor. Kış mevsiminde yolunuz düşerse Güzeltepe Köyü civarında yer alan kayak merkezinde kayak yapabilir, doğanın kar ile buluştuğu muhteşem manzaraya karşı çayınızı yudumlayabileceğinizi belirtmek isteriz.

Muş’a Ulaşım, Nasıl Gidilir? & Şehir içi Ulaşım İmkânları

Muş’a giderken kara yolu, hava yolu ve demir yolu seçeneklerinden herhangi birini kullanabilme şansınız var. Bu yönü ile oldukça avantajlı bir şehir olduğunu söyleyebiliriz.
Kara yolu ulaşımı için kendi aracınızın yanı sıra şehirlerarası otobüsleri kullanabilir, minibüslerle de Muş’un ilçelerine seyahat edebilirsiniz.

Şehir merkezinden geçen ve Ankara-Tatvan arası çalışan Vangölü Ekspresi ile de demir yolu ile yolculuğun tadını çıkarmak, tren yolculuğu eşliğinde Anadolu’nun eşsiz topraklarını seyahat esnasında görmek, isteyenler için bir alternatif olabilir. Tahran’a bağlanan tren yolu hattı uluslararası tren yolculuğu yapmak isteyenler için önem taşımaktadır. Tren seferleri ile ilgili ayrıntılı bilgi alabilmek için Muş istasyonuna ait +90 436 216 11 17 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

İstanbul ve Ankara’dan havalanan uçaklar ile de Muş’a ulaşmanız mümkün. 1992 yılında açılan Muş Havalimanı’ndan merkeze ulaşımınızı da ticari taksi ya da otobüslerle sağlayabilirsiniz.

Şehir içinde gezinizi tamamlarken yürümenizi tavsiye ederiz. Çünkü yürüyerek keşfedeceğiniz birçok nokta Muş’ta sizleri beklemekte.

Muş’ta Gezilecek Yerler

Tarihi ve kültürel motiflerle zengin şehirde gezip görebileceğiniz, camiler, hamamlar, türbeler, ören yerleri, kaleler, hanlar, göller, kuş gözlem alanları ve daha birçok seçeneğiniz var. Tarih ve doğa şehri Muş’u severek gezeceğinizden eminiz.

Varto Kayalıdere Ören Yeri (Kale Şehri)

Kayalıkaya köyünde bulunan ören yeri, Muş il merkezine 40 km, Varto ilçesine ise 20 km uzaklıktadır.

1965 yılında ortaya çıkan kale, tapınak mezar ve şarap mahzeni gibi kalıntıların Urartular devrine ait olduğu düşünülmektedir.

Tarihe tanıklık eden ören yeri ziyaretçilerini gizli bir hazine gibi bekliyor. Burada bulunan tunç aslan heykeli, ok başlıkları ve iğne gibi malzemeler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

Muş Kalesi

Şehir merkezinde olan kale Muş’un en eski yerlerinden biridir ve şehrin simgesi niteliğindedir. Ne zaman inşa edildiği bilinmemektedir.

Hz. Ömer zamanında Müslümanların eline geçen kale çeşitli savaşlar atlatmış, bu savaşlarda bir bölümü tahrip olmuş ve birçok tarihi değer yok olmuştur. Ancak tarihin engebeli yollarına inat edercesine kendini günümüze kadar korumuştur.

Günümüzde park haline getirilen Muş Kalesi, halkın piknik yaptığı bir alana dönüşmüştür.

Hasbet Kalesi

Gizemli bir tarih abidesi olarak karşımıza çıkan kalenin, doğal afetler sonucu çok zarar görse de surları ve iki kulesinin bazı yerleri sağlam haldedir.

Kızıl Ziyaret Dağının doğusunda kalan kalenin yapılış tarihi de tam olarak bilinmemektedir.

Muşet Kalesi

Kızıl Ziyaret Dağında bulunan bir diğer kale de Muşet Kalesi’dir. Urartular tarafından yapıldığı düşünülmekte olup, Horasan harcı kullanılarak yapılmıştır. Hasbet Kalesi’ne benzer özellik taşımaktadır.

Malazgirt Kalesi

Malazgirt ilçesinde bulunan kale oldukça etkileyici görünüşü ile ziyaretçilerini beklemektedir. Kalenin çevresini saran surlardan birbirine paralel olan iki sur yenilenmiştir. Birçok savaşın etkisi altında kalan kalenin burçları oldukça ilgi çekicidir. Kale medeniyetlerin tanıklığını yapmış, tarihi bir öneme sahiptir.

Kale ile ilgili ilginç bir olay da tarih kitaplarında geçmektedir. Hz. Ali’nin yapılan bir eziyete dayanamayıp buraya geldiği, askerlerinin yorgun ve susuz kalması sebebiyle bir çeşmeden su içmek istediği ancak suyun zehirli olduğu söylenmesi üzerine Hz. Ali’nin Salkayalığı’na giderek kılıcını taşa vurup orada şu an yılanlar kuyusu denilen bir kuyu oluşturduğu rivayet edilmektedir. Sonrasında Allah’a dua eden Hz. Ali’nin, çeşme başındaki yılanları bu su kaynağına yönlendirdiği anlatılmaktadır.

Her yıl 15 Mayıs – 15 Haziran tarihleri arasında da bu kuyunun aynı yılanlarla dolduğu bilinmektedir.

Geziniz bu tarihlere rastlarsa bu kuyuyu ve yılanları görme fırsatını elde edebilirsiniz.

Katerin (Zincirli) Kale

Malazgirt’te Katerin Dağındadır. Doğu Roma döneminden kalan kalenin zamanında  Malazgirt ile zincirlerle bir köprü gibi birbirine bağlandığı düşünülmektedir.

Tıkızlı Kalesi

Malazgirt’e bağlı Tıkızlı Köyünde yer alan kalenin Urartu Uygarlığı’na ait olduğu ortaya çıkmıştır.

Büyük taşların üst üste yığılması ve surları Kilkilotik yönteme benzer bir yöntemle yapılmış olan bir kaledir.

Bostankale Kalesi

Urartular döneminde büyük bir kayanın oyulması ile yapılan kale Malazgirt’e 10 km uzaklıktadır.

Aslanlı Han

Selçuklu dönemi eserlerinden olan Aslanlı Han’ın büyük bir bölümü yıkık haldedir; handan geriye kalan aslan heykeli ise Muş Vali Konağı bahçesinde yer almakta olup ziyaretçilerini beklemektedir.

Arak Manastırı (Kilisesi)

4.yüzyılda kurulan Arak Manastırı, ismini bulunduğu Arak (Kepenek) köyünden almaktadır; Farsça şarap anlamına gelen Arak kelimesi, köyün eskiden üzüm yetiştirilen ve şarap üretilen bir yer olduğunu göstermektedir.

Manastır için Kutsal Havariler Manastırı ismi de kullanılmaktadır.

Hıristiyanlıkta pek kabul görmeyen Gregoryen Mezhebine ait kişiler bu manastırı kullanmışlardır.

Zamanında zalimliği ile isim yapmış Muşlu Komitacı Ermeni Symbat da bu manastıra yerleşmiş ve eğitimler vermiştir. Bu yönüyle tarihi açıdan merak uyandıran bir yapıdır.

Yıldız Han

Muş il merkezinde iki katlı olarak inşa edilen Yıldız Han, Selçuklu mimarisi eserlerindendir.

Zamanında alt katları dükkân, üst katları ise otel olarak kullanılmıştır.

1916 yılında Rus İşgali sırasında han büyük zarar görmüştür.

Çengilli (Beyaz) Kilisesi

Muş’a 60 km, Yaygın beldesine 20 km uzaklıkta olan Çengilli köyünde bulunan, Hıristiyanlık için kutsal Çengilli Kilisesi, bir diğer adıyla Çanlı Surp Garabet Kilisesi, ilk zamanlarında ateşe tapanların ibadethanesi olarak kullanılmış; Sasaniler döneminde ise Hıristiyanların kullandığı bir kiliseye dönüşmüştür.

Günümüzde ise tarihi bir yapı olarak siz ziyaretçilerini beklemektedir.

Yerli halk renginden dolayı Beyaz Kilise adını da kullanmaktadır.

Kilisenin büyük bir kısmı zarar görmüş, sadece belli kısımları ayakta kalabilmiştir. Kalıntılar özellikle Hıristiyanlığa mensup turistler tarafından ilgi görmektedir. Sadece tarihi açıdan değil dini açıdan da önem arz etmektedir.

Meryem Ana Kilisesi

İl merkezinde yer alan kilisenin yapım tarihi bilinmemekte olup, hakkında çok fazla bilgiye erişilememiştir.

Muş’ta bu kiliselerin dışında Kırköy’de bulunan Sirong Kilisesi, Kırkayak Kilisesi ve Kızılağaç Beldesindeki Kırmızı Kilise’ nin de kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz.

Murat Irmağı Köprüsü

Selçuklu mimarisi özelliklerini taşıyan Murat Irmağı Köprüsü, Muş ile Varto arasında, il merkezine 10 km uzaklıkta yer almaktadır.

Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen köprüye ait bir kitabe bulunmuş ve bu kitabeden öğrendiğimiz kadarı ile köprünün 1817 yıllarında onarıldığı tahmin edilmektedir.

Günümüzde tüm ihtişamı ve incelenecek gizemleri ile siz ziyaretçilerini beklemektedir.

Hatun Köprüsü

Malazgirt’te bulunan Hatun Köprüsü, Selçuklu döneminden kalan ender köprülerdendir. Bu özelliği ile ilgi çekmektedir.

Uzunluğu 10 metre genişliği 5 metre boyutlarındadır. Muş’ta yer alan bu tarihi yapıyı görmenizi tavsiye ederiz.

Kız Köprüsü

Zamanında burada yaşayan kralın kızları tarafından yaptırıldığı tahmin edilen Kız Köprüsü hikâyesi ile merak uyandırmaktadır.

Kız Köprüsü Malazgirt’te yer almaktadır. Uzunluğu 3 metre, genişliği ise 1 metredir.

Related Post

Hamurpet (Akdoğan) Gölü

Varto ilçesinde yer alan Hamurpet Gölü, dik kayalıklarla çevrili volkanik özellikler taşıyan bir bölgededir.

2149 metre yükseklikte yer alan gölün derinliği ise yaklaşık 21 metre civarındadır.

Ulu Camii

14. yüzyıllarda yapılan cami moloz taştan yapılmış olup kitabesizdir. Şeyh Muhammed-i Mağribi tarafından yapılan cami geçmişte yaşadığı büyük depremler sonucu zarar görmüş ancak aslına uygun şekilde yenilenmesi yapılmıştır.

Hacı Şeref Camii

17. yüzyılda Selçuklu mimarisi ile inşa edilen cami, Aslanlı Hanın içindedir.

Selçuklu dönemi mimari anlayışını tüm ihtişamı ile yansıtmaktadır. Basık kubbelerinin yanı sıra mihrabı sade yuvarlak kemerli yapıdadır. Minaresi 1902 yılında sonradan eklenmiştir.

Alâeddin Bey Camii18.yüzyılda dönemin valisi Alâeddin Bey tarafından yaptırılmış olup kare planlı bir camidir. Çeşitli motifleri bu caminin mimarisinde görmek mümkündür.

Alâeddin Bey Hamamı

Alâeddin Bey yaptırdığı caminin yanı sıra aynı zamanlarda bu hamamı da inşa ettirmiştir.

Halen kullanımda olan hamam Osmanlı izlerini taşımaktadır.

Alâeddin Bey Camii ile benzer motifler burada da kullanılmıştır.

Hamam girişinde bulunan kaplumbağa kabartması da oldukça ilgi çekmektedir. Bu eşsiz mimariyi mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.

Güllü Hamamı

“Türk üçgeni”denen kubbeleri taşıyan üçgen yapı Güllü Hamamı’nın en önemli özelliklerindendir.

Muş’ta gerçekleşen doğal afetler bu hamamın yıkılmasına neden olmuştur.

Geleneksel Muş Evleri

Geleneksel Muş Evleri yer yer karşımıza çıkan ilginç yapılardır. Genellikle avlulu iki katlı binalardır. Tipik Anadolu şehirleri sokak düzenine benzer sokak yapıları vardır.

Tandırlık, erzaklık ve ağaç altında oturmalık yerleri bulunan Muş Evleri’nde kalın duvarların sıvaları kerpiç, saman, keçi kılı ve kireç gibi malzemelerle yapılmıştır.

Mevcut evler günümüzde yıkılmaya yüz tutmuş, çok azı yenilenerek şehrin bazı kısımlarında halen karşımıza çıkmaktadır.

Dolabaş Höyüğü

Urartular dönemine ait Dolabaş Höyüğü Malazgirt’tin Dolabaş köyünde yer almaktadır.

Çeşitli incelemelerin yapıldığı bölgede henüz kazı çalışması yapılmamıştır.

Bostankale Höyüğü

Kazı çalışmalarına henüz başlanmayan bir diğer höyük de Malazgirt ilçesinin Botan köyünde yer alan Bostankale Höyüğü’dür.

Sit alanı olarak koruma altındadır ve Urartular dönemine ait bir yerleşim alanıdır.

Güzeldağ Kayak Merkezi

Kış aylarında kar yağışını doya doya yaşayan Muş ilimize 10 km uzaklıktaki Güzeltepe’de bulunan Güzeldağ Kayak Merkezi, buraya gelen kayak severlerin ilgi odağı halindedir.

2300 metre yükseklikteki tesislerde kayak yapmanın tadını çıkarabilir; bulunan kafeteryada içinizi ısıtacak içeceklerle eşsiz kar manzarasını izleyebilirsiniz.

Yaklaşık 1000 metre uzunluğunda teleski sistemi bulunan kayak merkezi her geçen yıl büyüyerek gelişmektedir.

Aradere Köyü Mezarlığı

Atatürk Üniversitesi bünyesindeki bir ekip tarafından araştırmaları yapılan yer, Malazgirt’in Aradere köyündedir. Kazı çalışmaları yapılmamıştır.

Toprakları üzerinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapan, birçok savaşa şahitlik eden ve tarihi zenginliği ile göz dolduran Muş’ta bulunan birçok tarihi mekân yenileme ve kazı çalışmaları için araştırmacılarını beklemektedir.

Muş’ta Yeme-İçme

Muş Köftesi

Muş köftesi, tadı damağınızda kalacak bir yemektir.

Yapımı çok inceliklidir. Birçok kez makineden geçirilen yağsız et sonrasında dövülerek köftelik bulgurla karıştırılır

Yoğrulan malzemeler avuç içinde yuvarlanır ve içine kıyma, soğan, ceviz ve pirinçle elde edilen karışım konularak kapatılır. Suda yarım saat haşlanan köftelerin üzerine tereyağı gezdirilerek servis edilir.

Hafta Direği de denilen bu yemeği mutlaka tatmalısınız.

Hez Dolması

Pirinç ile karıştırılan yağlı kıyma, haşlanan lahana yapraklarına sarılır.

Tencereye sumaklı su ile konulan dolmalar iyice pişirilir.

Servise hazır olan Hez Dolması, üzerine yoğurt ve tereyağı gezdirerek de tüketilebilir.

Muş’a özgü hazırlanan bu yemek üzüm yaprağı ile de yapılabilmektedir.

Lahana sevenlerin oldukça beğeneceğini düşündüğümüz bu yemeği tatmayı unutmayın.

Domatesli Lahana Dolması (Kırkçikli Kelem Dolması)

Lahana sevenlerin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz bu yemek oldukça emek içeren bir lezzettir. Haşlanan lahana yaprağı ile yapılan bir  yemektir.

Domatesli Lahana Dolması, yağlı kıyma bulgurla yoğrulup, lahana yapraklarına sarılır ve tencereye konulurken bir sıra dolma bir sıra domates ve biber karışımı yerleştirilerek pişirilir.

Sonrasında üzerine biberli yağ dökülen yemek servise hazır hale gelir.

Yörede bu yemeğe Kırkçikli kelem dolması da denilmektedir. Adı da tadı da ilginç ve tatmaya değer bu yemeği tavsiye ederiz.

Muş Çorti Turşusu

Yine lahana ile yapılan bir yiyecek ile lezzet durağındayız. Genelde kışın yenmek için hazırlanan Çorti Turşusu, lahananın küçük parçalar halinde doğranarak, maydanoz, soğan ve reyhanın yanı sıra baharat ilavesiyle bir küpe doldurularak elde edilir.

Ekşilik katması için nohut ve hamur katılan karışım, genelde kuru yemeklerin ve et yemeklerin yanında yenmektedir.

Yapılan diğer turşulardan farklı olarak bu turşuda sirke kullanılmamaktadır.

Muş iline özgü kültürel bir miras haline gelen Çorti Turşusuna, Türk Patent Kurumu tarafından kendine has yapımı ve şekli ile coğrafi işaret özelliği verilmiştir.

Çorti yemeklerin yanında tüketildiği gibi içine et ve buğday koyularak Çorti Yemeği olarak da yenilmektedir.

Keşkek

Ülkemizde hemen her yerde yapılan keşkek Muş ilimizde de kendine özgü tadıyla karşımıza çıkıyor.

Nohut taneleri, pişirilen et ve biberle karıştırılır, üzerine ince ince doğranan soğanla keşkek servise hazır hale gelir.

Teter Helvası

Pekmez kaynatılıp içine bol tereyağı eklenir ve ufak ufak doğranan ekmeklerle karıştırılır, sonrasında ortaya çıkan bu lezzet sahan tabaklarla servis edilir.

Genellikle kış aylarında sıcak tüketilen bu yöresel tadı deneyerek Muş gezinize ayrı bir lezzet de katabilirsiniz.

Helim Aşı

Önceden haşlanan nohut, kemiklerinden sıyrılmış etle karıştırılır, mercimek ve soğan ilave edilen yemeğe buğday yarması da koyulmaktadır.

Tüm malzemelerin birbirini özümsediği Helim Aşı Muş’ta oldukça sevilen bir yemektir.

Muş Etkinlik ve Festivalleri

Kar – Buz Festivali

Türkiye’de en çok kar yağan illerimizden olan Muş’ta, Şubat ayının üçüncü haftasında düzenlenen ve renkli görüntülerin ortaya çıktığı festival yoğun ilgi görmektedir.

Yöre halkı için çoğu zaman eziyete dönüşen kar bu festival sayesinde eğlenceli bir hale dönüşmüş durumda.

Kış mevsiminde Muş’a yapacağınız ziyaretler sırasında bu festivale mutlaka katılmanızı tavsiye ederiz.

Malazgirt Zaferi Kutlamaları

Her yıl 25-26 Ağustos tarihlerinde şehir merkezindeki 1071 Zafer Meydanı’nda yapılan kutlamalarda ok ve binicilik yarışmaları ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmektedir.

Bu kutlamalar 1940 yılından bu yana düzenli olarak yapılmaktadır. Bu tarihlerde orada olursanız zafer kutlamalarında iyi vakit geçirebileceğinizi düşünüyoruz.

Lale Festivali

Eşsiz güzelliklere sahip Muş Ovası’nda yetişen laleler adeta baharı müjdelercesine ziyaretçilerini Lale Festivali’ne çağırıyor.

Korkut ilçesinde kutlanan bu festivalde lale yetişen tarlaları gezebilir, iki gün süren etkinlik ve aktivitelere katılabilirsiniz.

Festival her yıl 10-11 Mayıs’ta  gerçekleşiyor.

Muş Kurtuluş Yıldönümü Etkinlikleri

30 Nisan tarihinde yapılan düşman işgalinden kurtuluş yıldönümü etkinlikleri, Muş’ta eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir ortam sunuyor.

Yöresel halk oyunlarını ve geçit törenlerini izleyerek bayram havasında bir gün geçirebilirsiniz.

Muş’ta Gece Hayatı ve Alışveriş

Sakin  ve içe dönük bir kimliğe sahip olan Muş ilimizde gece hayatı yok denecek kadar azdır.

Yöre halkı genellikle düğün ve dernekler dışında kafe veya aile çay bahçelerinde vakit geçirmeyi tercih ederler.

İl merkezinde bulunan üniversite sayesinde gece hayatına katkı sağlayan ancak sayısı çok fazla olmayan, canlı müzik dinleyip halay çekebileceğiniz türkü barlar da mevcuttur.

Muş’ta yöresel el sanatları ve hediyelik eşya alışverişi yapabileceğiniz dükkânlar mevcuttur. Ayrıca doğal beslenme için organik tereyağı, peynir, salça gibi ürünleri de, kurulan pazarlardan, üreten ellerden almanın ayrıcalığını da  yaşayabilirsiniz

Paylaş
Sena Özkurt

Çocukluğundan beri atlas karıştıran ve en büyük hayallerinden biri bir gün Avustralya'ya da adım atmak olan bir gezgin adayı. Kültürel devr-i alem yapmak için Boğaziçi'nde Batı Dilleri ve Edebiyatları okudu. Şimdi de seyahatseverleri dünyaya bağlamak için çalışıyor.