Evde güzel vakit geçirmenin en keyifli aktivitelerinden biri de insanın ufkunu açan farklı belgeseller ve filmleri izlemek diye düşünenlerdenim.
Özellikle her bölümünde insanı bambaşka deneyimlere ve maceralara sürükleyen belgeseller şu sıralar favorim. Çoğunlukla da teması yemek olanlar.
Yolu yemekten geçen ya da kalbi yemekle atan herkesin mutlaka izlemesi gerektiğini düşündüğüm film ve belgeselleri sizin için yazdım.
İzledikten sonra kendinizi koşarak mutfağa atmak isteyeceğiniz dizi film ve belgesel önerilerime bir göz atın derim.
Dünyanın dört bir yanından şeflerle özel bölümler hazırlayan Chef’s Table sizi her bölümde başka bir ülkenin yemek kültürü ile buluşturuyor.
Dünyaca ünlü şeflerin ilham veren hikayelerini ve tutkuyla hazırladıkları yemeklerini konu alan Chef’s Table belgeselinin tüm sezonları birbirinden keyifli.
Türkiye’den de Şef Musa Dağdeviren ile çekilmiş harika bir bölüm var. Yeni başlıyorsanız önceliği ona verin derim.
IMDb Puanı: 8.6
Jiro Dreams of Sushi, hayatını suşi yapmaya adayan 92 yaşında ki Şef Jiro Ono’nun sıra dışı ve etkileyici hikayesini konu alıyor.
En iyiye ulaşmak için aynı şeyleri tekrar tekrar yaparak mükemmeliyetçiliğini gözler önüne seren Jiro’nun belgeselde geçen en etkileyeci sözlerinden biri de ‘Zirveye ulaşmaya çalışacağım ama kimsenin zirvenin nerede olduğundan haberi yok.’
Asla elindekiyle yetinmeyen kaç yaşında olursa olsun daha iyisi için çalışan Jiro’nun iştah açan sahnelerle dolu hikayesini mutlaka izleyin derim.
IMDb Puanı: 7.9
Bence iyi bir şef olmak için yemeğe tutkuyla bağlı olmak gerekiyor. For Grace de işyerinde duygusallığa asla yer vermeyen, her daim mükemmelin peşinden koşan tutkulu bir şef olan Chirs Duffy’nin hayatını konu alıyor.
Michelin Yıldızlı bir şef olmak için mutfağa girerken duyguları nasıl geride bırakmak gerektiğine tanıklık edeceğiniz For Grace, sizi şef olmanın gerçekliği ile tanıştırıyor.
Eğer hayalleriniz arasında bir gün ünlü bir şef olmak varsa For Grace’i mutlaka izlemenizi öneririm.
IMDb Puanı: 7.3
Yemeklere lezzet katan dört ana unsur: Tuz, yağ, asit ve ısı. Her bir bölümde farklı bir elemanın anlatıldığı belgesel aslında bir kitaptan uyarlama.
Yemek yazarı ve şef Samin Nosrat bu belgeselde tuz, yağ, asit ve ısının dünyanın farklı ülkelerinde mutfak kültürlerini ve yemek alışkanlıklarını nasıl etkilediğini anlatıyor.
Siz de farklı ülkelere keyifli yolculuklar yapmak, o ülkenin yemek kültürünü lokal mutfaklardan ve işletmelerden öğrenmek istiyorsanız Salt Fat Acid ve Heat’i kaçırmayın derim.
Özellikle İtalya’da geçen sahneleri tekrar tekrar izlemek isteyebilirsiniz.
IMDb Puanı: 7.7
Bir belgesel düşünün ki ilk cümlesi ‘Yemek pişirmeyi öğrendiğimiz zaman gerçekten insan olabiliriz.’
İşte böylesi etkileyici bir girişi olan Cooked doğadaki dört element olan ateş, su, hava ve toprağın yemeklerimizi ve beslenme alışkanlıklarımızı nasıl değiştirdiğini konu alıyor.
Belgeselde gıdaların evrimsel tarihi ve dönüşümü detaylı bir biçimde anlatılıyor.
Gazeteci ve gıda uzmanı Michael Pollan’ın kitabından uyarlanan dört bölümlük bu belgesel gastronomi tarihini etkileyici bir biçimde anlatıyor.
IMDb Puanı: 8.1
Her ülkenin kendine has bir sokak yemeği kültürü var. Bu sokak yemekleri kimi ülkelerde hızlıca karın doyurmaya yönelik olurken kimi ülkelerde öğünü bir lezzet şölenine dönüştürebiliyor.
Street Food Belgeseli birinci sezonunda Tayland, Japonya, Hindistan gibi Asya ülkelerinin, yakında yayınlacak olan ikinci sezonunda ise Latin Amerika ülkelerinin sokak lezzetlerini keşfe çıkarıyor.
Bakalım gelecek sezonlarda hangi kıtaları, hangi ülkeleri izleyeceğiz.
Sokak lezzetlerine ilginiz varsa, lokaller sokaklarda ne yiyor, ne içiyor merak ediyorsanız Street Food’u takipte kalın derim.
IMDb Puanı: 8.0
Siz de benim gibi seyahat ve gastronominin ayrılmaz bir ikili olduğunu düşünüyorsanız Somebody Feed Phil’i izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Belgeselde farklı ülkelere seyahat ederek hem dünyayı hem de şehirlerin yerel mutfak kültürlerini keşfeden Phil insanda seyahat etme arzusu yaratıyor, demedi demeyin.
Venedik, New York ve Lizbon bölümleri benim favorilerimden.
IMDb Puanı: 8.1
Koltuğunuzda otururken yemek, seyahat, tarih, sanat ve eğlence dolu bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız The Mind of a Chef’i mutlaka listenize ekleyin derim.
Yemeğin duayen isimlerinden Anthony Bourdain’in anlatımıyla daha da keyifli bir hal alan belgeselle ünlü şeflerin izinden gidiyor, bir şefin zihni nasıl çalışıra yakından tanıklık ediyorsunuz.
Siz de şefler o muhteşem tabakları yaratırken nelerden ilham alıyorlar, yemeklerini nasıl yaratıyorlar, ne yiyip ne içiyorlar merak ediyorsanız The Mind of a Chef tam size göre.
IMDb Puanı: 8.0
Yakışıklı oyuncu Bradley Cooper’ın başrolde olduğu film Burnt, umursamazlığı yüzünden iki Michelin yıldızını da kaybeden bir şefin kariyerini yeniden şaha kaldırma çabasını konu alıyor.
3. Michelin Yıldızı’nı kazanmak için eskisinden daha tutkulu, daha mükemmeliyetçi ve daha disiplinli bir şekilde mutfağının başına geçen şefimiz bakalım üçüncü yıldızı alabilecek mi?
Mutfağın ne kadar büyük bir tutku olduğuna tanıklık edeceğiniz bu filme mutlaka izleyin derim.
IMDb Puanı: 6.6
Yönetmenliğini Fatih Akın’ın yaptığı Soul Kitchen’ın büyük bir bölümü Hamburg’daki bir restoranda geçiyor.
Lokallerin favori restoranlarından birinin sahibi olan Zinos küçük bir kaza geçirir. Kaza küçük olsa da Zinos üzerindeki etkisi büyük olur çünkü artık yemek pişiremeyecektir.
Bu üzücü olayın ardından Zinos restorana yeni bir aşçı alır. Macera ve keyif dolu anlar da böylelikle başlar.
Siz de içinde bolca yemek ve restoran sahneleri olan filmleri seviyorsanız Soul Kitchen da listenizde olsun derim.
IMDb Puanı: 7.3
Animasyon filmlerini seviyorsanız Ratatouille’u mutlaka izleyin derim.
Filmin hikayesi dünyaca ünlü Fransız bir şef olmak isteyen sevimli fare Remy üzerine kurulu. Bir türlü ailesinin desteğini alamayan Remi bir gün Paris’e gider ve orada hayatını değiştirecek olan Skinneer ile tanışır.
Remy’nin mutfakta ne kadar yetenekli olduğunu ilk bakışta anlayan Skinner, Remy ile güçlerini birleştirir ve Paris’in en ünlü şeflerinden biri olmak için birlikte çalışmaya başlarlar.
Mutfağı bir fareye emanet olan ünlü bir restoranda yaşanan keyifli ve komik olayları merak ediyorsanız ilk fırsatta Ratatouille’u izleyin derim.
IMDb Puanı: 8.0
Manhattan’da bir restoranda master şef olan Kate her gün hazırladığı birbirinden güzel yemeklerle müşterilere unutulmaz bir yemek deneyimi yaşatıyor.
Kate’in mutfak tutkusu öylesine büyük ki hayatta tek düşündüğü şey sadece mutfağı. Hatta mutfağa öyle bağlı ki gözü yemek pişirmekten başka hiç bir şey görmüyor. Ta ki hem yakışıklı hem de harika bir şef olan Nick restoranın ekibine katılana kadar.
Kate ve Nick arasında yaşanan romantizm ve yemek dolu hikayeyi konu alan No Reservations, yemek ve aşkın ne kadar güzel bir ikili olduğunu gözler önüne seriyor.
İştahınızı açacak bu romantik komedi No Reservations filmini mutlaka izleyin derim.
IMDb Puanı: 6.3
Başrolleri Merly Streep ve Amy Adams’ın üstlendiği Julie & Julia bence en iyi yemek filmleri arasında ilk sıralarda.
Julie & Julia yemeğe tutkun iki kadının hikayesini konu alıyor. Julia’nın hedefi, 1960’lı yıllarda yazdığı yemek kitapları ile Amerikan halkına Fransız mutfağını sevdirmek.
Julie ise Julia’nın mutfağına ve yemeklerine o kadar hayran ki bu tutkusunu açtığı Julie/Julia Project blogu ile herkesle paylaşmaya karar veriyor.
Her anında yemeğin nasıl bir tutku olduğunu hissedeceğiniz ve tekrar tekrar izlemek isteyeceğiniz Julie and Julia’yı hala izlemediyseniz listenizin ilk sıralarına alın derim.
IMDb Puanı: 7.0
Çikolata aşıkları buraya! Johnny Depp ve Juliette Binoche’un başrolde olduğu Chocolat bir anne kızın Fransa’nın küçük bir kasabasına taşındıktan sonra değişen hayatlarını konu alıyor.
Vianne’nin kasabaya açtığı küçük çikolata dükkanı sadece kendi hayatlarını değil kasabadaki hayatı da değiştiriyor.
Vianne’nin bu küçük dükkanda hazırladığı enfes çikolataları izlemek aklınızı başınızdan alabilir o yüzden size tavsiyem film başlamadan yanınıza birkaç paket çikolata alın.
IMDb Puanı: 7.2
Türkçe’ye Bir Tutam Baharat adıyla çevrilen film, bir Türk-Yunan ortak yapımı.
Büyükbabasının yanında İstanbul’da büyüyen Fanis, Atina’da şef olarak çalışmaktadır. Fanis’in yemeklerinin lezzet ise ona büyük babasından miras kalan baharat sırlarında saklı.
Fanis bir gün hayata kısa bir mola vermeye karar verir ve yıllar sonra anılarına geçmişine doğru bir seyahate çıkar.
Hem büyük babasının hem de ilk aşkının izini sürmek üzere doğduğu topraklara, İstanbul’a gider ve macera da burada başlar.
Siz de güzel bir film izleyerek keyifli bir akşam geçirmek istiyorsanız Fanis’in baharat tadındaki bu keyifli serüvenini kaçırmayın derim.
IMDb Puanı: 7.5