Ohrid Seyahat Rehberi

Yeni adıyla Kuzey Makedonya’nın incisi Ohrid Gölü ve gölün kıyısında kurulmuş bir şehir Ohrid.

Arkeolojik bulgulara göre, Ohrid Gölü kıyısındaki şehir Avrupa’nın en eski yerleşimlerinden biri. Ohrid Gölü de 3 milyon yıldan daha uzun bir süre önce oluşmuş.

Şehrin Antik Yunancadaki ismi Lychnidos, yani “Işıklar Şehri.” Böylesine renkli bir şehre de bu isim çok yakışıyor. Gerçekten de güneşin aydınlattığı Ohrid Gölü güzelliği ile göz kamaştırıyor. Aynı kelime Arnavutçada, “göl” anlamına geliyor. Sonuçta Ohrid Gölü, adını Ohrid şehrinden almış olsa da, Arnavutluk’un da bir parçası aslında. Arnavutluk’un göl kenarındaki en büyük yerleşimi ise Pogradec şehri.

Slavların bölgeye yerleşmesiyle şehir Ohrid adını almış. Ohrid, “Tepe Üstü” anlamına geliyor; şehir gerçekten de yokuşlu bir yapıya sahip. Arnavutçada şehrin ismi ise “Ohri” olarak geçiyor, Türkçede de kimi zaman bu şekilde kullanıldığına rastlayabilirsiniz.

Burası Slavlar için özel bir şehir çünkü Bizanslı Aziz Kiril ve Methodios, bu şehirde yaşadıkları sürede Kiril Alfabesini oluşturmuş. Alfabenin farklı versiyonları bugün hala Slav ülkelerinde kullanılıyor.

Arnavutluk ile komşu olan şehir tarih boyunca farklı medeniyetlerin egemenliğinde yaşamış. Balkan milletlerinin kesiştiği bir bölgede bulunan bölgedeki halkın etnik kökeni ile ilgili tartışmalar halen devam ediyor. Öyle ki, geçen seneye kadar Yunanistan, Makedonya’yı resmi bir devlet olarak kabul etmiyor; bölgeyi ve halkı şu anda modern Yunanistan devletine ait olması gereken Yunan kökenli bir medeniyet olarak tanımlıyordu.

Doğu Slav dil ailesine ait olan Makedonca dilini konuşan ağırlıklı bir toplumun yanı sıra Türk, Arnavut, Roman gibi milletlerin de ülkesi olan Makedonya Devleti ise bunun kesinlikle doğru olmadığını, Makedonya’nın Slav kökenli bir devlet olduğunu savunuyordu. Fakat ekonomik ve ticari bağlantıları geliştirmek amacıyla NATO ve AB’ye üye olmak isteyen Makedonya Cumhuriyeti, resmi adını Kuzey Makedonya Cumhuriyeti (Güney Makedonya bölgesi şu anda Yunanistan içerisinde bulunan bir eyalet) olarak değiştirdi ve Yunanistan-Makedonya arasındaki kimlik ve isim bunalımı şimdilik aradan çıkmış oldu.

Büyük İskender’in babası Philip’in Makedon İmparatorluğu’na kattığı ilk şehir olarak da antik tarihe adını kazımış Ohrid şehri. Fakat antik medeniyetin asıl başkenti şu anda Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Pella şehridir ve Büyük İskender de bu şehirde doğmuştur.

Kökenler zaman içerisinde değişimlere uğrasa ve tam olarak belirlenemese de Makedonya coğrafyası zengin bir kültüre ve tarihe ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Tek bir coğrafya üzerinde Bizans, Slav, Yunan, Arnavut ve Osmanlı kültürlerinin bir karışımına tanık olabileceğiniz ender yerlerden biri burası.

Zengin tarihi ve etkileyici doğal güzellikleriyle Ohrid, Makedonya’da mutlaka görmeniz gereken şehirlerden biri. 1991’de eski Yugoslavya Cumhuriyeti’nden bağımsızlığını ilan eden ülkenin ekonomisi hala tam anlamıyla gelişmiş değil. Bir an önce otelinizde rezarvasyonunuzu yapın ve Balkanlar yolculuğuna Ohrid’ten başlayın.

Makedonya’da ağırlıklı olarak Makedonca konuşulsa da Ohrid ve çevresinde Arnavutça ve Türkçenin de konuşulduğuna rastlayabilirsiniz. Özellikle dükkanlarda, turizmin de etkisiyle, birçok satıcı Türkçeyi anlayabiliyor. Yazılarda ise genellikle Makedon Kiril Alfabesi kullanılsa da, gittikçe turistikleşen bir şehir olduğu için kelimelerin Latin alfabesindeki karşılıkları veya İngilizcesi de yazılıyor.

Geziniz sırasında size yardımcı olabilecek bir harita da hazırladık:

İyi yolculuklar!

Ohrid’teki Kiliseler

Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Ohrid’te 365 tane kilise olduğunu yazmıştır. Böylece her gün başka bir kilisede ibadet etmek mümkün oluyormuş. Bu sebeple şehir Balkanların Kudüs’ü olarak anılmaya başlanmış. Bu bilginin ne kadar doğru olduğu hala tartışılıyor; şu anda ise şehirde çok daha az sayıda kilise mevcut.

Bu kiliselerin birçoğu yüzyıllar boyunca talan edilmiş ve harap hale gelmiş. Bazıları Osmanlı Devleti’nin bölgeyi ele geçirmesiyle camiye çevrilmiş. Şu anda küçük bir şehir olmasına rağmen yine de ibadet edilen ve ziyaret edilen çok sayıda kiliseye sahip.

Ohrid Ayasofya Kilisesi

11. yüzyılda inşa edilen bazilika, Osmanlı bölgeyi ele geçirdiğinde camiiye dönüştürülmüş. Tahminen Birinci Bulgar İmparatorluğu’nun resmen Hristiyanlığa geçmesinin ardından I. Boris tarafından yaptırılmıştır. Mimarisinde – ve elbette adında- Bizans’ın etkileri açıkça görülebilmektedir. Şehrin en büyük kilisesi olan Ayasofya, Yugoslavya Cumhuriyeti döneminde tekrar kiliseye çevrilmiş ve restore edilerek ibadete açılmış.

Göle ulaştığınızda, yüzünüz göle dönük olacak şekilde sağa dönüp göl caddesini dümdüz takip ettiğinizde kiliseye ulaşacaksınız. Eğer dilerseniz, bir arka sokaktaki küçük kiliseleri ve tarihi evleri de inceleyerek Ayasofya’ya ulaşabilirsiniz.

Aziz Bogorodica Perivlepta Kilisesi

Bizans mimarisinin bir başka örneği de 13. yüzyılda inşa edilen Aziz Bogorodica Perivlepta Kilisesi’nde de bulabilirsiniz.

Antik tiyatro ve kiliseye giden yolda bulabileceğiniz kiliselerin en büyüğü bu kilise. Yapı, Bizzat Bizans imparatoru II. Andronicus’un ailesinin himayesinde inşa edilmiş.

Aziz Yuhanna (Sveti Jovan Kaneo) Kilisesi

Ohrid denince akla gelen ilk kiliselerden biri, şehrin Kaneo bölgesinde bulunan Aziz Yuhanna Kilisesi. Kilisenin içerisinde Bizans’tan kalma ikonaları ve mozaik süslemelerini inceleyebilirsiniz. En az kilisenin içerisi kadar kilisenin manzarası da büyüleyici. Huzur veren gölün kuşkusuz en eşsiz manzaralarını da buradan izleyebilirsiniz.

Makedonya’nın 1994 yapımı ve Oscar adayı olan filmi Before the Rain de burada çekildiğinden dolayı sinemaseverlere tanıdık gelebilir. İzlemediyseniz, Makedonya ziyaretinizden önce mutlaka izlemeniz gereken film, hikayesi ve müzikleriyle etkiliyor.

Sert bir kayaya koşullanmış olan kiliseye geliş yolu ise biraz yokuşlu. Şehir merkezindeki Ayasofya Kilisesi’nden dümdüz yukarı doğru ilerleyerek önce amfitiyatroya, kaleden sonra da Kaneo bölgesine ulaşabilirsiniz.

Aziz Pantelejmon ve Aziz Kliment Kilisesi

İşte karşınızda Avrupa’nın ilk üniversitesi! Evet, birçok üniversite için bu tanım yapılıyor fakat Aziz Pantelejmon ve Aziz Kliment Kilisesi, Avrupa’nın gerçekten de ilk üniversitesi olabilecek en büyük adaylardan. 10. yüzyılda inşa edilen kilise, aynı zamanda Kiril Alfabesi’nin oluşturulduğu ilk yer. Osmanlı’dan sonra camiye dönüştürülen kiliselerden biri.

Plaoşnik bölgesinde bulunan kilise Kaneo bölgesinden ve Aziz Yuhanna kilisesinden aşağıdaki göle doğru dümdüz ilerlerseniz bu kiliseye ulaşabilirsiniz.

Bu manastır tarzı büyük kiliselerin yanı sıra şehirde yapıca daha küçük kiliseler de bulunuyor. Öyle ki biraz aramazsanız bu kiliseleri gözden kaçırmanız dahi mümkün. Tarihi olarak en önemli küçük kiliselerden biri Aziz Kliment Kilisesi (küçük olan diye de geçiyor, çünkü büyük olanı Aziz Pantelejmon ve Aziz Kliment Kilisesi) ve yakınındaki Bolniçki Kiliseleri. Osmanlı ordusu şehri ele geçirdiğinde şehrin koruyucu azizi olan Aziz Klement’in kemiklerini de Küçük Aziz Klement Kilisesi’ne saklamışlar. Tarihi bir Ohrid sokağında bulunan bu küçük ibadethaneleri göl kenarındaki şehir merkezinden kaleye doğru ilerlerken bulabilirsiniz. Arnavut kaldırımlı bu sokaklarda kaleye doğru ilerlerken birçok küçük kiliseyi daha göreceksiniz fakat bütün bu kiliselerin birçoğu, yılın büyük bir döneminde turist ziyaretine kapalı.

Aziz Naum (Sveti Naum) Manastırı

Ohrid küçük bir şehir, haliyle gezip görebileceğiniz bütün tarihi eserler birbirine yakın bir şekilde bulunuyor. Şehir merkezine en uzak bölgede bulunan tarihi eser ise Aziz Naum Manastırı. Sadece Hristiyanlar için değil, Müslümanlar için de önemli bu bölge. Balkanlarda İslam dininin yayılmasında önemli bir görev üstlenmiş olan Derviş Sarı Saltuk’un türbesinin burada olduğuna inanılıyor.

Yapı, mimari açıdan Aziz Kliment kilisesiyle benzerlik gösteriyor. Aziz Naum’un kabri de burada bulunuyor. 10. yüzyılda inşa edilen yapı, yüzyıllar içerisinde talan edildiğinden 18. yüzyıla ulaşıldığında harap hale gelmiş. 18. yüzyılda geniş çaplı bir restorasyondan geçen yapı şu anda hala manastır olarak kullanılmaktadır ve ziyarete açıktır. Giriş ücreti ise istenmiyor.

Gölün güneyinde bulunan manastır aslında bir kompleks, yani çevresinde Galiçya Milli Parkı’na bağlanan doğal güzellikler ve küçük kiliseler de bulunuyor. Doğal güzellik demişken, buradaki birbirinden renkli kuyruklara sahip tavus kuşlarını da görebilirsiniz.

Bölgeye şehir merkezinden kalkan teknelerle ulaşabilirsiniz; gidiş yaklaşık 45 dakika sürüyor.

Ohrid’teki Doğal Güzellikler

Ohrid Gölü

“Tanrı cenneti yaratırken bir damlasını Ohrid’e düşürmüş” sözünün doğduğu Ohrid Gölü ve kıyısındaki Ohrid şehri, huzur dolu bir seyahat arayanlar için ideal. Bu devasa gölün manzarası da Balkanlarda gördüğünüz en güzel köşelerden biri olarak aklınıza ve kalbinize kazınacak. 4 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen ve 200’ü endemik olmak üzere 1200’den fazla canlı türüne ev sahipliği yapan göl, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde.

“Mavi İnci” lakabı olan gölden özel bir inci türü de çıkarılıyor. Makedonya alışveriş listenizde mutlaka bu incilerden de olmalı. Şehre gelmişken mutlaka göl kıyısında oturun, tepelerden gölün manzarasını izleyin ve göl kenarında uzun yürüyüşlere çıkın. Kıyısındaki kuğuları, temiz ve berrak suyu, göl kenarındaki heykelleri ve yürüyüş yolları ile Ohrid Gölü ve çevresi doğayla bütünleşebileceğiniz yerlerden.

Güneşin batışını da mutlaka göl kenarında izlemelisiniz. Bunun için Kaneo bölgesinin yanı sıra göl kenarındaki restoran ve kafeleri de tercih edebilirsiniz.

Galiçya Milli Parkı

Galiçya Milli Parkı, Avrupa’nın en geniş biyolojik çeşitliliğine sahip parklarından biri. 50 farklı kuş türü, çeşitli kelebek türleri ve endemik bitkilerin bulunduğu doğal park ayrıca Balkanlara özgü Balkan keçisi ve Balkan vaşağı gibi çeşitli hayvan türlerine de ev sahipliği yapıyor.

Üsküp’teki Matka Kanyonu’nu da gezip beğendiyseniz buradan da eşit derecede etkileneceksinizdir. Kamp tutkunları bu bölgede kamp da yapabilir, üstelik giriş ücretsiz!

Ohrid Gölü ve Prespa Gölü’nün eşsiz manzaralarına da tanık olabileceğiniz milli park dağlık bir bölgede olduğundan dolayı eğer isterseniz burada yamaç paraşütü de yapabilirsiniz.

Ohrid’teki Tarihi Eserler

Çar Samuel Kalesi

İşte bütün Ohrid’i izleyebileceğiniz bir seyir noktası. Surlarla çevrilen eski şehrin ana merkezi bu kale.

İnşa edildiği dönemde Ohrid Birinci Bulgar İmparatorluğu’nun başkentiydi. Yaptıran Çar Samuel de 997 yılında tahta çıkan bir Bulgar İmparatoru. Çar Samuel ve Bulgar İmparatorluğu Doğu Bizans’a karşı savaşan zamanla Slavlaşan Türk kökenli bir kavimdi. Kuruldukları 7. yüzyılın sonlarında Gök Tanrı dinine mensup olup 9. yüzyılda Ortodoks Hristiyanlığı benimsemişlerdir. İmparatorluk, Slav, Yunan ve Trakya halklarını da içeren çok uluslu bir devletti.

Bu Orta Çağ kalesinde antik mezarlar ve su sarnıçları da bulunmaktadır.

Amfitiyatro

Antik dönemden kalma tek eser olan amfitiyatro, Makedonya’nın Helenistik döneme ait tek tiyatrosu. Sadece tiyatronun alt kısmı günümüze kadar ulaşabilmiş. Kapasitesinin kaç kişilik olduğu ise kesin değil. Roma döneminde tiyatroda gladyatör savaşlarının yanı sıra ilk Hristiyanların idamlarına tanık olmuş.

Etrafının kapatılmadığı amfitiyatroya ücretsiz bir şekilde giriş yapabilirsiniz. Eğer temmuz ayında denk gelirseniz, Ohrid Yaz Festivali burada düzenlenmekte ve çeşitli müzik grupları konserler düzenlemektedir.

Robevçi & Uraniya Evleri

Türklerin şehri fethinden sonra Müslümanlar gölün etrafına yerleşmeye başlamış.

Türkler tarafından bu bölgede inşa edilen evlerin mimari açıdan Safranbolu’daki evlere benzediğini söyleyebiliriz.

Şehir büyüdükçe Hristiyanların kale duvarlarının arkasına ev yapmalarına izin verilmemiş. Haliyle kale içi oldukça kalabalık hale gelmeye başlamış ve labirent benzeri sokaklar da oluşmaya başlamış. Küçük bahçelere sahip olan evler iç içe geçmiş ve bazıları sokağın kendisine yapılmış.

Ohrid ayrıca yokuşlu bir şehir, haliyle evler birbirlerinin manzarasını kapayamıyor. Güneş ışığının daha kolay yansıtılabilmesi için de çoğu ev beyaza boyanmış, böylece evler birbirlerine gölge yapmıyor ve ferah bir görüntü oluşturuyor.

Günümüzde bu tarihi evler müze olarak hizmet veriyor. Ohrid sokaklarında yürürken içinizin ferahlamasının bir sebebi de Ohrid’in sokaklarını süsleyen renk renk çiçekler, üstelik bu türlerin bir çoğu sadece bu bölgeye özgü.

Zeynel Paşa Tekkesi

1590 yılında inşa edilen yapı Halvetilik tarikatına ait ve dervişliğin kurucusu Muhammed Hayati’nin türbesi de tekkenin bahçesinde bulunuyor.

Tekke şehrin tarihi çınar ağacının hemen yakınında bulunuyor.

Ali Paşa Camii

Şehrin Eski Pazar Caddesi’nde Osmanlı döneminde inşa edilmiş önemli bir camii bulunuyor. 1573’te yaptırılan camii, 1823’te onarımını yaptıran Maraşlı Ali Paşa’nın adını taşıyor. Bahçesinde son yıllarda inşa edilen bir şadırvanı da bulunuyor.

Camiinin minarisi Yugoslavya döneminde yıktırılmış ve tekrar inşa edilmemiş.

Ali Paşa dışında Ohrid’te Zeynelabidin Paşa, Emin Mahmud, Hacı Turgut, Hacı Hamza, Haydar Paşa ve Kuloğlu camileri de bulunuyor.

Related Post

Tarihi Çınar Ağacı ve Çeşme

Ohrid’in iki büyük meydanı bulunuyor diyebiliriz. Bir tanesi Ohrid gölü kenarında bulunan Aziz Kiril heykeli çevresi. Burası için aslında çarşının da sonu denilebilir.

Çarşının başında ise ikinci meydan bulunuyor. Burası Osmanlının şehre bıraktığı mirasın daha yoğun bir şekilde hissedilebileceği bir nokta.

Meydandaki 1000 yıldan daha yaşlı olan çınar ağacı ve mütevazi bir çeşme çarşı girişinde oturup huzurla şehrin sakinliğini dinlemek için ideal bir nokta.

Ohrid Saat Kulesi

Çınar Ağacı Meydanı olarak adlandırabileceğimiz meydandan çarşı yolu yerine doğu tarafına doğru ilerlerseniz şehrin tarihi saat kulesine ulaşabilirsiniz.

Bu Müslüman mahallesinde düzenli bir şekildena namaz vakitlerini bildiren saat kulesi, Anadolu şehirlerindeki eş değer kulelere oranla çok daha küçük bir yapıya sahip.

Ohrid’teki Önemli Bölgeler

Eski Pazar

Ohrid’in eski kentinde küçük ve mütevazi bir alışveriş caddesi bulunuyor.

1000 yıllık bir çınar ağacı ve küçük bir çeşmenin bulunduğu bir meydanla başlayan cadde, yolun Ohrid Gölü’ne buluşmasıyla son buluyor.

Tarih boyunca önemli bir dini ve kültürel merkez olan çarşı tarihinin hiçbir döneminde önemli bir ticaret merkezi olmamış. Haliyle bu çarşı Bitola ve Üsküp’teki eski çarşılara oranla çok daha küçük.

Ohrid’ten sevdiklerinize hediye almak ve gezinize dair hatıra alışverişi yapabileceğiniz en uygun cadde burası.

Ohrid’teki Müzeler

Su Müzesi ve Kemikler Körfezi

Bu arkeoloji müzesi türünün ender örneklerinden. Bunun sebebi hem Ohrid Gölü üzerine kurulmuş olmasından dolayı hem de milattan önce 1200-700 tarihleri arasında bölgede yaşayan insanların yaşamını birebir olacak şekilde yeniden canlandırdığı için.

Ayrıca bu bölge eskiden Roma ordusunun kalelerinden birine aitmiş.

Yılın her döneminde müzeyi 8-16 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Müzeye şehir merkezinden kalkan teknelerle ulaşabilirsiniz. Çoğu ziyaretçi müzenin güneyindeki Aziz Naum Manastırı bölgesi ve Galiçya Milli Parkı’na giderken bu noktada durup müzeyi ziyaret etmeyi tercih ediyor.

Cultura 365 Fotoğraf Galerisi

Göl kenarındaki caddenin bir arka caddesinde bulabilececeğiniz bu fotoğraf stüdyosu, bahsettiğimiz küçük kiliselerden olan Bolniçki kiliselerine yakın bir noktada bulunuyor.

Haftanın her günü ücretsiz giriş yapabileceğiniz ve fotoğraf sergilerini inceleyebileceğiniz galeri ayrıca turistik bilgilere ulaşmak, ücretsiz turlara katılmak ve şehrin İngilizce haritalarını bulabilmek için mutlaka uğramanız gereken bir yer.

Tarihi Matbaa (National Workshop For Handmade Paper-Lupco Panevski)

Robevçi Evi’nin hemen yanında bulunan bu küçük matbaa 16. yüzyıldan beri hizmet veriyor.

İlginç bir bilgi: matbaayı icat eden Gutenberg tarafından üretilen iki matbaa makinesinin bir tanesi bu dükkanda bulunuyor.

Elbette dükkan son zamanlarda oldukça turistik hale gelmiş; o yüzden çalışanlar İngilizce sunumlar yaparak matbaacılığın temellerini anlatıyorlar.

Ohrid’te Yapılacak Aktiviteler

Ohrid Plajları

Ohrid Gölü 300 metre derinliğe sahip olduğundan dolayı yaz sezonunda yüzmek için oldukça ideal.

Şehirde irili ufaklı birçok plaj var, şehir merkezine en yakın olanı Labino, küçük bir plaj olmasına rağmen yılın çoğu zamanında sakin oluyor. Berrak temiz bir suya sahip plaj Kaneo bölgesinde bulunuyor. Haliyle Aziz Yuhanna Kilisesi manzarası eşliğinde göl suyunda yüzmenin tadını çıkarabilirsiniz.

Gençler tarafından sıklıkla tercih edilen bir plajda göl keyfi yapmak isterseniz, Kemikler Körfezi’ndeki Gradişte‘yi tercih edebilirsiniz. Plaj partilerine katılabileceğiniz, müzik eşliğinde eğlenebileceğiniz ve göl kenarındaki barlarda vakit geçirebileceğiniz bu plaj diğerlerine oranla çok daha hareketli.

Lyubanişta ise, Aziz Naum Kilise’sine yakın ve Arnavutluk sınırında bulunuyor. Oldukça uzun bir plaj ve kumlu yapısıyla çok daha rahat. Haliyle özellikle yaz sezonunda oldukça kalabalık oluyor. Unutamayacağınız bir gün batımı manzarasını da yakalamak için mutlaka uygun bir tekneyle buraya erkenden geldiğinize emin olun.

Kano

Baharda Ohrid Gölü’nde kanoya binebilirsiniz. Özellikle Aziz Naum Manastırı çevresinde sıklıkla kano turları düzenleniyor.

Ohrid’teki Etkinlikler

Ohrid Yaz Festivali

Makedonya’nın en önemli müzik ve tiyatro etkinliklerine ev sahipliği yapan Ohrid Yaz Festivali, şehirdeki amfitiyatro merkezinde düzenleniyor.

Her yıl 12 Temmuz-20 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen festivale dünya çapında sanatçı ve ziyaretçi katılımı oluyor.

Ohrid Yüzme Maratonu

Her yıl temmuz’un ikinci yarısında düzenlenen yüzme yarışması, St. Naum Manastırı’ndan başlayarak şehir merkezinde son buluyor.

Eğer yüzme yeteneğinize güveniyorsanız, Makedonya’daki yaz tatilinizden bir madalya ile dönebilirsiniz.

Balkan Folklor Festivali

30 yıldan daha uzun bir süredir düzenlenen halk oyunları festivaline dünyanın dört bir yanından yaklaşık 42.000 kişi katılıyor.

Balkan halk oyunlarına ilgiliyseniz, 17-21 Temmuz’da düzenlenen bu etkinliği kaçırmamalısınız.

Kim bilir, belki siz de bu bölgeye gelmişken çeşitli Makedon danslarını öğrenme fırsatı elde edersiniz. Makedon halk danslarına, “oro” deniyor (bir nevi horon ya da halay); tulum benzeri bir çalgı olan gayda, bölgenin ulusal değerlerinden ve birçok türküde olduğu gibi bu halk danslarında da kullanılıyor. Öğrenebileceğiniz yüzlerce farklı dans türü var, ama en sevileni, Trakya bölgemizde de oynanan Payduşka.

Ohrid’te Alışveriş

Ohrid İncisi

Ohrid’te inci satışıyla ün kazanmış iki aile var: Talevi ve Filevi. Ohrid’e gitmişken mutlaka bu ailelerin inci dükkanlarından el yapımı inciler almanızı tavsiye ediyoruz. Şehirde satılan diğer incilerin birçoğu ise Çin malı, yani boşu boşuna onlara yönelmeyin.

Ohrid Gölü’nde yaşayan Plashitsa balığının pullarıyla kaplanarak ortaya çıkan incilerin fiyatı da dünya piyasasına kıyasla oldukça uygun.

Geleneksel Makedon Eşyaları

Makedonya’dan el yapımı sanat ürünlerini hediyelik olarak alabilirsiniz. Telkırma, ya da telkari denilen gümüş işleme ürünler, kalay ve bakırdan yapılma ev ve mutfak eşyaları, inci süslemeler ve aksesuarlar, iğne oyası, danteller, örgü kıyafetler ve geleneksel halk kıyafetleri satın alabileceğiniz özel eşyalar arasında.

Alışveriş için Ohrid Eski Çarşı sokağını tercih edebilirsiniz.

Ohrid’te Yemek ve Eğlence

Göl kenarında akşam yemeği için Belvedere, Damar Restoran, Dalga ve Galeo Balık Restoranı‘nı tercih edebilirsiniz. Ohrid Gölü’nden çıkarılan Ohrid Alabalığı mutlaka denenmeli. Makedon mutfağına özgü yemeklerden balık çorbası olarak tanımlayabileceğimiz Ribna Çorbası başlangıç olarak tercih edilebilir. Menülerde, Türkçeden geçen bir kelime olduğu için, direkt çorba olarak yazıldığını görmeniz mümkün. Tavuklu ve etli çorbalar da tercih edilebilir.

Balkanların börek konusundaki namını bilmeyen yoktur. Bosna-Hersek’in Boşnak böreği gibi Makedonların da kendilerine has börek çeşitleri var. Börek – ya da burek- de Türkçeden geçen ve hala kullanımda olan bir başka kelime. Özellikle kahvaltıda sıklıkla tüketilen börekler, kıymalı, ıspanaklı ya da peynirli yapılıyor. Ohrid’e özgü “Gyomleze” böreği ise, şehirde en iyi Burekđilnica Igor ve Žito Leb’da denenebilir. Kahvaltıda Ohrid Gevreği’ni de mutlaka denemelisiniz. Pişi olarak bildiğimiz hamuru da burada “tiganisa” veya “mekiçi” adıyla tüketebilirsiniz.

Ülke mutfağının en sevilen yemeklerinden biri de “tavçe gravçe,” güveçte yapılan kuru fasulye. Fasulyeler Makedonya’nın Kalkandelen (Tetevo) bölgesinde özel olarak yetiştiriliyor. Genelde Arnavut biberi olarak bildiğimiz (Makedonya’da Makedon biberi olarak geçiyor), acı kırmızı biber ile servis edildiğinden acıya alışık olmayan bünyeler için zorlayıcı bir yemek olabilir. Fakat güveç, tamamen yağsız bir şekilde piştiğinden oldukça sağlıklıdır. Güveçte ayrıca tavuklu ve sebzeli türlü tarzında çeşitli yemekler de yapılmaktadır. Bazı yemek çeşitlerinde domuz eti olduğunu hatırlatalım.

Makedonya’ya özgü pastırma ise bir alternatif olarak tercih edilebilir, çünkü koyun etinden yapılmaktadır. Kuru et olarak da bilinen bu pastırma çeşidi Kayseri pastırmasından farklı ve daha kurudur. Özellikle pastırmayla yapılan bir pide çeşidi olan Pastrmajlija denenmesi gereken lezzetlerdendir. Balkanların birçok bölgesinde olduğu gibi Makedonya’nın köfteleri de oldukça meşhurdur. Osmanlı mutfağından da izler taşıyan Makedon mutfağında ayrıca şırdan dolması, kokoreç, musakka, pide ve sarma çeşitleri de bulunmaktadır.

Makedon mutfağının patatesli yemekleri de ünlüdür. Kompir Mandza, patates yahnisi olarak servis edilmektedir. Yemeğin ve içkinin yanında makalo, yani sarımsaklı yoğurt servis edilmektedir. Sos olarak mutlaka Makedon ayvarını denemelisiniz; patlıcan ve domates salçasıyla yapılan bu ezme genelde ev yapımıdır; fakat yine acı biberle servis edildiği uyarısını yapalım.

Salata olarak Shopska Salata, Makedon mutfağının en bilinen salata çeşididir. Beyaz peynir, domates ve salatalık ile hazırlanan salatanın içeriği tamamen Makedonya’da üretilmektedir. Organik ve taze ürünlerle sağlıklı beslenmek için Makedon yemeklerinin her biri ideal lezzetler.

Makedon tatlı çeşitleri ise biraz kısıtlı. Makedonya’da tulumba çok sevilen bir tatlı çeşidi. Sütlaç, revani ve ekler de bazı restoranlarda bulunmaktadır. Vanilyalı çikolata topları ve doğal meyveden yapılan dondurma çeşitleri de denenebilir.

Biljana Kaplıcaları bölgesine giderek Ohrid Gölü’ne bağlanan kanalların manzarası eşliğinde akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. Şehir merkezinden biraz uzaklaşmanız gerekse de romantik akşam yemekleri için bu bölge mutlaka ziyaret edilmeli.

Makedonya bölgesi ayrıca alkollü içkileriyle de ünlüdür. Makedon rakısı üzüm ile yapılmaktadır; yüksek alkol oranı ile bu içki Makedonya’nın en çok tüketilen içkilerindendir. Mastika da popüler bir likör olarak Akdeniz Bölgesi’nde rastlanan mastik ağacından (damla sakızı ağacı) üretilmektedir.

Makedonya bölgesi, hem Roma döneminde hem de Yugoslavya döneminde, şarap bağlarına ev sahipliği yapmış. Haliyle ülke, hala şarap üretiminde önemli bir konuma sahip. Vranec ve Kratosija denenmesi gereken kırmızı şarap türlerinden.

Alkollü içki dışında Osmanlı’dan Makedonya’ya yadigar kalmış Türk kahvesi ve Boza da sevilerek tüketilen içeceklerdendir.

Küçük bir şehir olmasına rağmen, Ohrid gece hayatının oldukça gelişmiş olduğunu not geçelim. Akşam yemeğinden sonra eğlenceye çıkmak için göle sıfır muhteşem manzarada eğlenmek için Liquid Cafe Bar‘a uğrayabilirsiniz. Ohrid Gölü kenarında bulunan kafe ve barlar gece olduğunda önemli eğlence mekanlarına dönüşüyor ve eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar devam edebiliyor.

Ohrid’te Konaklama

Konaklama açısından Makedonya oldukça uygun fiyatlara sahip bir ülke. Çok uygun fiyatlara göl manzaralı otellerde ve pansiyonlarda rezarvasyon yaptırabilirsiniz. Tek dikkat etmeniz gereken nokta, özellikle turistik dönemlerde erkenden rezarvasyon yaptırarak en uygun fiyata şehrin merkezi bölgelerinde konaklayabilmek. Özellikle göl bölgesinde yoğunlaşan oteller ve pansiyonlar arasından seçim yapabilirsiniz.

Ek bir bilgi, Makedonya’da 24 saatten uzun bir süre kalan turistlerin, polis karakoluna giderek kayıt olmaları gerekiyor; birçok otel bunu misafirleri için polise bildiriyor ama emin olmak için özellikle otelinize danışırsanız daha iyi olabilir.

Ohrid’e Ulaşım 

Ohrid’te bir havaalanı bulunuyor fakat turizm uçuşları için kullanılmadığından dolayı Makedonya’ya ulaşımınızı Üsküp Büyük İskender Havalimanı üzerinden gerçekleştirebilirsiniz. Üsküp’ten Ohrid’e gitmek için 3 farklı yol tercih edebilirsiniz. Açıkçası en kolay yol araç kiralamak olacaktır; böylece 2 saate Ohrid’e ulaşmanız mümkün. Fakat yolların biraz engebeli ve virajlı olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Mümkün olan ama benim önermediğim toplu taşıma aracı ise tren. Trenlerin saatlerine pek güven olmuyor ve internetten bilet alma gibi bir seçenek bulunmuyor. Üstelik, yoldaki bütün istasyonlarda durduğu için yol yaklaşık 5 saat sürüyor. Otobüs yolculuğu ise yaklaşık 3 saat sürüyor. Üsküp Otobüs Terminali’nden Ohrid otobüsüne bilet alabilirsiniz.

Ohrid’te toplu taşıma kullanmanıza gerek olmayacaktır çünkü şehir merkezi yürüyerek keşfedilebilecek kadar küçük. Sadece gölün çeşitli bölgelerindeki turistik merkezlerini görebilmek için tekne kullanmanız gerekecek. Balkanların Kotor, İşkodra gibi diğer popüler turistik şehirlerine gidebilmek için Ohrid’ten otobüs kullanmayı tercih edebilirsiniz.

Paylaş
Sena Özkurt

Çocukluğundan beri atlas karıştıran ve en büyük hayallerinden biri bir gün Avustralya'ya da adım atmak olan bir gezgin adayı. Kültürel devr-i alem yapmak için Boğaziçi'nde Batı Dilleri ve Edebiyatları okudu. Şimdi de seyahatseverleri dünyaya bağlamak için çalışıyor.