Seyahat etmek, tatil yapmak, yeni insanlarla tanışmak, yeni yerler keşfetmek… Herhalde yeryüzünde bunlardan hoşlanmayan hiç kimse yoktur. Sınırları aşmanın hayali bile birçok insanı heyecanlandırmaya yeter. Ancak söz konusu yola çıkmak olunca, ekonomik durum tutkuların önüne de geçebiliyor. Rotası Avrupa olanlar ise, kur farkının da etkisiyle iki kere düşünmek zorunda. Oysa küçük bir sırt çantası ve makul miktarda parayla Avrupa’yı karış karış dolaşmak hala mümkün. Sizin için, Avrupa’nın altını üstüne getirmenin en ekonomik yollarını bir araya getirdik.
Söz konusu ekonomik bir Avrupa tatiliyse, hiçbir detay son dakikaya kalmamalı. Erken rezervasyon sadece otellerde değil, hemen hemen her türlü ulaşım biçiminde de çok daha avantajlı. Özellikle havayolu firmalarına ait promosyon dönemlerini kaçırmayın. Rotanızı planlamaya aylar öncesinden başlarsanız, tüm adımlar için avantajlı fiyatları takip edebilirsiniz. Avrupa’ya gitmişken görmek isteyeceğiniz müzeler ve sanat galeri bile; erken rezervasyon sayesinde hem sizi uzun kuyruklar beklemekten kurtarıyor; hem de ortalamanın altında fiyat garantisi sunuyor.
Özellikle birden fazla Avrupa şehrini kapsayan bir tatil için tutumlu turistler en çok otobüsü tercih ediyor desek şaşırır mısınız? Flixbus, bu alanda en popüler seçeneklerden biri. Aslen Almanya çıkışlı bir marka olan Flixbus; 20 Avrupa ülkesine ve yüzlerce şehre rahatça seyahat etmenize olanak tanıyor. Fırsat dönemlerinde 5 avrodan başlayan fiyatlarla satın alabileceğiniz otobüs biletlerine ücretsiz internet erişimi, 3 bavula kadar bagaj kapasitesi ve rahat koltuklar dahil. Interflix adındaki hizmetle ise 5 uzun seyahati yalnızca 99 avro karşılığında kendiniz için ayırabiliyorsunuz. Rotanız İngiltere, İskoçya gibi Birleşik Krallık ülkelerinden birini kapsıyorsa tercih edebileceğiniz bir diğer seçenek de Megabus. Tren ile birebir aynı güzergahları izleyebilen bu otobüs firması; tren ücretinin 45 pound olduğu durumda yalnızca 5 pound karşılığında kampanyalar düzenleyebiliyor. En iyisi Avrupa seyahatine karar verdiğiniz ilk anda, bu firmaların iletişim rehberlerine de kayıt gerçekleştirmek. Bu sayede tüm kampanyalardan anında haberdar olabilirsiniz. Rotası Balkanlar olanlar için son bir hatırlatma da yerel firmalar hakkında. Ulaşımın oldukça kolay olduğu bu ülkelerde herhangi bir otobüs terminaline giderek rahatça yerel bir firmadan da bilet satın alabilirsiniz, yüksek fiyatlar ile karşılaşma riskiniz yok denilecek kadar az.
oBilet.com gibi çeşitli web siteleri ve uygulamalar aracılığıyla çok çeşitli havayollarına ait farklı uçuş tarifelerine ve seferlere ulaşabilirsiniz. Ryanair gibi havayolu şirketleri, yine erken rezervasyonun da etkisiyle 10 avro karşılığından Münih’ten Londra’ya uçabiliyor! Tahmin edebileceğiniz gibi böyle bir fırsat; tren, otobüs ya da özel araç gibi tüm diğer seçeneklerden çok daha ucuz. Ryanair dışında tercih edebileceğiniz başlıca firmalar: Vueling, Easy Jet, Aigle Azur, Wizz Air, Norwegian Air, Eurowings, Wow Air ve Flybe. Ucuz havayolu firmalarının tek bir açmazı var; o da bagajdan koltuğa kadar aklınıza gelebilecek her küçük detay için ekstra ücret ve vergi gerektirmeleri. Bu nedenle ucuza bilet satın aldıktan sonraki adımlarda temkinli olmalısınız. Diğer ulaşım seçenekleriyle fiyat kıyaslaması yaparken de, mutlaka bu ayrıntıyı göz önünde bulundurmaya çalışın.
Avrupa’nın sakin ve dingin yol manzaralarını izleyerek geniş koltukların tadını çıkarmak, kulaklığınızla müzik dinlemek ve bu sırada kitabınızı okumak da isteyebilirsiniz elbette. Bu durumda yolunuz Eurail Pass adı verilen tren bilet sistemine çıkıyor. Ardışık halde demiryolu ulaşımını kullanabileceğiniz bu sistemin parçası olmak, kesinlikle tek tek bilet almaktan çok daha mantıklı. Tren biletini tek almak istiyorsanız da yine olabildiğince erken almak avantajlı. Ancak baştan belirtelim, erken rezervasyon ile satın alınan biletler pek esnek olmayabiliyor. Eğer gidiş ve dönüş tarihleriniz esnek değilse bu seçeneği tercih etmeyin. Eurail kapsamında, arkadaş grubuyla seyahat eden gezginler için ise, 5 kişinin aynı anda tek tren biletinden faydalanabildiği bir sistem mevcut. 26 avrodan başlayan ve belirli bölgeyi kapsayan tren biletlerine her yeni eklenen kişi yalnızca 5 avro ile ücretlendiriliyor. Kalabalıksanız, bu avantajdan da faydalanabilirsiniz.
Doğrusunu söylemek gerekirse; özel araçla Avrupa’yı dolaşmak tüm seçenekler içerisinde büyük ihtimalle en maliyetlisi. Ancak arkadaş grubunuzla rahatça hareket etmenin, istediğiniz yerde mola vermenin ve istediğiniz anda rotanızı tamamen değiştirmenin en ideal yolu da elbette bu. Eğer gönlünüze göre bir adım atıp bu ulaşım yolunu tercih ederseniz, en azından yol boyu gizlenen maliyetlere karşı hazırlıklı olmalısınız. Expedia gibi internet siteleri farklı araba kiralama şirketlerini kıyaslamanıza olanak tanıyor. Araba kiralama şirketiyle anlaşmadan önce ise otoyol ücretleri, seyahat sigortası, yakıt tipi gibi ayrıntıları mutlaka açığa kavuşturun. Aksi halde ekonomik yönden sandığınızdan da fazla açılabilir, tüm gezi bütçenizi yolda harcayabilirsiniz.
BlaBlaCar isimli uygulama sayesinde, özel aracın dezavantajlarını en aza indirgemek de başka bir seçenek. Bu sistem basitçe; aracında boş yer olan kişilerle yolu aynı rotaya düşen gezginleri bir araya getiriyor. Uygulama üzerinden talep edilen ücretler 5 avroya kadar düşebilirken; yerel halktan birileriyle yol boyu sohbet etmek ve konforlu bir yolculuk yapmak gibi fırsatlar da ortaya çıkıyor. Korkutan yol ücretlerini paylaşmak da diğer bir avantaj. Gumtree uygulamasıyla da aynı şekilde, yalnızca benzin ücretine ortak olarak keyifli bir yolculuğa katılabiliyorsunuz.
Riskleri olan bir ulaşım geleneği olsa da, otostop hala Avrupa’da geçerliliğini sürdüren bir ulaşım yöntemi. Özellikle gençler bu ücretsiz ulaşım biçimine oldukça rağbet gösteriyor. Güvenlik endişeniz varsa, zamanınız kısıtlıysa ya da belirli bir saatte mutlaka bir durağa ulaşmanız gerekiyorsa bu ulaşım biçiminden uzak durun. Bunun yerine daha geniş bir zaman aralığında, yakın bir arkadaşınızla birlikte bu ücretsiz ulaşım seçeneğini deneyimleyebilirsiniz. Otostop yapmak endişeli tiplere göre değil ama bundan daha ucuz bir ulaşım biçimi de henüz keşfedilmedi!
Avrupa seyahatinizi ucuza getirebilecek o kadar çok ulaşım seçeneği var ki; en iyisi hepsini birden takip etmek. Böylece tüm fırsatlardan aynı anda faydalanmanız da mümkün. Kısa seyahatlerde tren yolculuğunun üzerine araç kiralayabilirsiniz örneğin. Daha uzun rotalarda ise uçakla başlayıp otobüs yolculuğuyla devam edebilirsiniz. Özellikle gece yolculukları için otobüs ideal. Taksi kullanmak pahalı bir seçenek. Şehir içi yolculuklarında dikkate alabileceğiniz bir diğer ulaşım şekli de bisiklet kiralamak. Avrupa’daki bisiklet yolları takdire şayan olduğu için, kesintisiz olarak seyahatinize devam edebileceğinizden endişe etmeyin. Rome2rio gibi siteler aracılığıyla; birbirinden farklı ulaşım seçeneklerini ve bunların kombinasyonlarını aynı başlıkta karşılaştırmanıza fırsat veriliyor. Bu sayede gezi maliyetinin en önemli kalemlerinden sayılan ulaşımı en uygun fiyata karşıladığınızdan emin olabilirsiniz.
Gelelim konaklamaya… Zincir oteller daha çok özel tur şirketi ile seyahat edenler için. Tur şirketleri aylar öncesinden çok sayıda oda satın alarak avantaj yaratabiliyor, tabii en çok da kendileri için. Bütçesi elverişli olan gezginler de elbette tur şirketi olmadan buralarda kalabilirler, ancak emektar hosteller ne güne duruyor? Hostelworld gibi internet sayfaları aracılığıyla görüntüleyebileceğiniz bu konaklama seçenekleri çok makul fiyatlara sahip. Tanımadığınız kişilerle aynı odada konaklamayı göze alabilirseniz, maliyet daha da iniyor. Özellikle öğrencilerin tercih ettiği muhitlerde kalarak güvenlik endişesi duymadan hostel keyfini yaşayabilirsiniz. Sonuçta Avrupa gezinizin amacı yeni yerler görmek öyle değil mi? Eve dönene kadar konforunuzdan biraz ödün verebilirsiniz.
Turizmin etkisiyle fiyatların ikiye katlandığı durumlar sadece Türkiye’de değil, her ülkede var. Otelden restorana, kafeden çarşıya kadar her şeyin turistik olanı daha pahalı. Bu nedenle özellikle dil hakimiyetiniz varsa Foursquare ve Tripadvisor gibi internet sitelerinde lokal yorumları okuyun. Yerli turistlerin tercih ettiği yerlerde yiyin, oralardan alışveriş yapın. Tatil bütçesi için mücadele eden gezgin bir ruh olarak pazarlama tuzaklarına düşmeyin.
Eğer yerel halkın tercih ettiği mütevazı yerleri seçerseniz; konaklamadan market alışverişine kadar her konuda pazarlık etme şansınız da olabilir. Örneğin hostel yetkililerini liste ücretinin altında ödeme yapmaya ikna etmek hiç de zor değil. Yardım istemekten, öğrenciyseniz bunu belirtmekten ve pazarlık etmekten çekinmeyin. Genç gezginlere yardımcı olmak konusunda Avrupa insanı sizi şaşırtabilir. Hem olmasa bile denemekten bir şey kaybetmezsiniz.
Daha önce Avrupa’yı ziyaret etme şansınız olduysa, su içmenin bile ne kadar maliyetli olabildiğini görüp şaşırmışsınızdır. Bu nedenle gıda kalemlerinden tasarruf etmeyi mutlaka düşünün. Avrupa’da çeşme suları içilebildiği için otelden su doldurup yanınıza alabilirsiniz. Ayrıca yanınıza badem, fıstık, ceviz gibi doyurucu atıştırmalıklar alabilirsiniz, böylece fazladan market alışverişi yapmamış olursunuz. Öğle yemeğini ya da ara öğünleri “take away” şeklinde satılan ya da marketlerin soğuk reyonlarında bulunan sandviçlerle geçiştirmek de başka bir fikir. Gittiğiniz yerin ruhunu tam olarak hissetmek için, sokak lezzetlerinin keyfine de varabilirsiniz.
Avrupa’daki parklar ve bahçeler; en güzel turistik lokasyonlara taş çıkarır nitelikte. Minik ara öğünlerinizi yemek ve kahvenizi yudumlamak için buralardan daha güzelini bulamazsınız. Üstelik hepsi için giriş ücretsiz. Paris’teki Lüksemburg Bahçeleri’nden tutun da Roma’daki İspanyol Merdivenleri’ne kadar rahatça vakit geçirebileceğiniz açık hava mekanlarını öğrenmekle işe başlayın. Bunun dışında müze ve sanat galerileri arasında ücretli olanların bile indirim günleri oluyor. Kimi zaman tamamen ücretsiz girişe yönelik kampanyalar da yapılıyor. Önceden araştırma yaparsanız, her ayın ilk Pazar’ında ya da Cuma’sında ücretsiz giriş hakkı tanıyan sanat evlerini daha gitmeden keşfedebilirsiniz.
Yeme içme, konaklama, ulaşım… Aslında tüm bunlar, yeni bir seyahat planlayan herkesin üzerinde durduğu konular. Ek maliyetler ise daha çok bu ana başlıkların dışında beliriyor. İletişim ücretlerinde olduğu gibi… Telefonunuzu yurt dışı kullanımına açtırmalısınız, ancak bunu yaparken mutlaka bir tarife belirleyin. Aksi halde, dakika başı ücretlendirme ile zararlı çıkmanız işten bile değil. Gideceğiniz ülkeye göre paket satın almalı ve internet kullanımı için ücretsiz kablosuz ağ bağlantısı bulmayı beklemelisiniz. Starbucks gibi kahve zincirlerinin yanında, çoğu otelde de Wi-Fi hizmeti mevcut. Paylaşımlarınızı biraz geciktirerek büyük tasarruf edebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu da; cep telefonunuzun ayarlar bölümüne girerek “roaming/dolaşım” özelliğini kapatmak. Böylece yabancı operatörler tarafından ücretlendirilme riskinden de kurtulmuş olursunuz.