Bükreş Gezi Rehberi

Tarihi dokusu, mimari güzellikleri ve lezzetli yemekleriyle Avrupa’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri sayılan Bükreş, aynı zamanda kültürel zenginlikleriyle de hayranlık uyandırıyor.

Bükreş’te Gezilecek Yerler

Çavuşesku’nun diktatörlüğü döneminde her ne kadar mimari dokusu zarar görmüş olsa da yapılan başarılı restorasyon çalışmaları sayesinde hasarın telafi edilmiş olduğu görülüyor.

Doğu Avrupa’nın önemli kültürel rotalarından Bükreş’te sanata, mimariye ve eğitim kurumlarına verilen öneme tanıklık etmelisiniz.

Ülkemizde çeşitli korku dolu hikayelere konu olan Kont Drakula’nın yaşadığı toprakları ziyaret etmekten keyif alacağınıza eminiz.

Tarihi Binalar ve Saraylar

Bükreş Parlamento Binası

Romanya’da bir dönem diktatörlük yapmış olan lider Çavuşesku’nun kendi isteği üzerine yaptırdığı devlet sarayı turistlerin ilgisini çeken bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.

Parlamento binasına yer açılabilmesi için bölgede yaklaşık 30.000 kişinin evlerinden atılıp semtin dümdüz edildiği biliniyor. Bu kadar zahmete karşın binanın tamamlandığını Çavuşesku’nun göremediğini de ekleyelim.

İhtişamlı Bükreş Parlamento Binası Amerika’daki Pentagon’un ardından dünyanın ikinci büyük devlet binası olarak kabul görüyor.

Binanın uzun zaman alan inşaatının sonuçlanması için halkın zorunlu olarak işçilikte vazife aldığı gelen turistlere anlatılan anekdotlar arasında.

Günümüzde hala devlet sarayı olarak işlev gören parlamento binası aynı zamanda turistlerin de ziyaretine açık.

Önceden randevu almak suretiyle siz de binayı keşfedebilirsiniz. Eğer bina içerisinde dolaşmak istemiyorsanız da önünde fotoğraf çekilmeden geçmemenizi öneririz.

Cantacuzino Sarayı

1903 yılında inşa edilen bu saray zamanında Bükreş’in önce belediye başkanı ardından da başbakanlığını yapan Gheorghe Grigore Cantacuzino için yaptırılmış.

Yaşamı boyunca Cantacuzino’ya ait olan saray vefat etmesiyle birlikte miras yoluyla oğluna ve sonra da eşine kalmış.

Günümüzde ise George Enescu Ulusal Müzesi olarak Bükreş’e hizmet ediyor.

Bükreş’in mimari dokusuna ayrı bir güzellik katan bu saray görmeniz gereken yerler arasında başı çekiyor.

Saraya gelip siz de George Enescu hakkında bilgi alabilir ve eserlerini bizzat görebilirsiniz.

Kilise ve Katedraller

Rumen Patriklik Katedrali (Romanian Patriarchal Cathedral)

1958 yılında Prens Serban Basard’ın isteği üzerine inşa edilen katedral Metropolitan Tepesi’nde meraklılarını karşılıyor.

Ayrıca hemen yanı başındaki Patriklik Sarayı da kesinlikle görülmeye değer bir yapı. Katedrali ziyaretinizin ardından yakındayken Patriklik Sarayı’nı es geçmemelisiniz.

Ünlü bir dini türden müzik yapan grubun burada konser vermesi sayesinde dünya çapında tanınmaya başlayan Patriklik Katedrali’nin içerisinde freskler ve çeşitli sanatçılara ait heykelleri görebilirsiniz.

Fresklerin 1923’te Dimitrie Belizarie tarafından yapıldığı biliniyor. Hem freskleri görmek hem de Aziz Demetrius’un emanetlerini incelemek isterseniz tatil programınızda buraya yer vermelisiniz.

Aziz Anthony Kilisesi
Bükreş’in Eski Kent kısmında konumlanan Aziz Anthony Kilisesi Vlad Tepesi’ndeki Kont Drakula Sarayı’nın bitişiğinde bulunuyor.

550 yıl önce inşa edilmiş olan bu kilise Bükreş’te görebileceğiniz en eski dini bina olma özelliği ile turistlerin dikkatini çekiyor.

Stavrapoleos Manastırı

Bükreş’in Eski Kent bölgesinde tüm ihtişamıyla halkı karşılayan manastır şehre damgasını vuracak kadar güzel bir mimariyle yapılmış.

Stavrapoleas Manastırı’nın bir Yunan keşiş tarafından yaptırıldığı biliniyor.

Zaman içerisinde yılların yıpratması ve geçirilen depremlerin yol açtığı hasarların ardından başarılı bir restorasyon çalışmasıyla Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmiş.

Dünya çapındaki kültür miraslarından birinde bulunmak için Bükreş tatilinizde mutlaka bu manastıra yer vermelisiniz.

Manastır 1724 yılında Arşimandit Ioanichie Stratonikeas önderliğinde inşa edilmiş ve oldukça gizemli, büyüleyici ve de ilham verici bir görünümü var.

Yüzyıllardır güzellikleri korunup günümüze taşınan manastır bir de 8.000 adet eserin barındığı kütüphaneye sahip. Hala halkın kullanımına açık olan bu kütüphanedeki eserlerin kapsamı ise dehşet verici boyutta.

Manastırda ayrıca kapsamlı bir Bizans müziği arşivi de saklanmakta.

Hem Rumen kültüründe hem de Hristiyanlık dininde önemli bir yere sahip olan bu manastıra her yıl binlerce turist akın ediyor.

Stavropoleos Manastırı’na gitmek için metro hattını kullanarak Universitate durağında inmelisiniz.

Müzeler ve Kültür Merkezleri

Dimitrie Gusti Ulusal Köy Müzesi

Toplam 10 hektarlık geniş bir alana yayılı olan müze Herastrau Parkı’nın içerisine konuşlanmış.

Müzenin kuruluş amacı olan Rumen kırsal yaşamının kesitlerine tanıklık etmek istiyorsanız bu ilginç yerde kendinizi kaybedebilirsiniz.

10 hektarlık alan içerisinde 17. ve 20. yüzyıl dönemlerini yansıtan mimari anlayışla yapılmış köy evi, değirmen ve kiliseleri hayranlıkla izleyeceğinizden eminiz.

Bu bina ve değirmenler özel bir araçla müzeye sergilenmek üzere taşınmış.

Müzeye geldiğinizde Rumen yaşamının hüküm sürdüğü kırsa kesimdeki binaları, yöresel kıyafetleri ve el sanatı ürünlerini keşfedebilirsiniz.

Ulusal Sanat Müzesi (National Museum of Art of Romania)

Bu müzeyi görebilmek için Devrim Meydanı’na gitmeniz gerekiyor.

1837’de yapılan Kraliyet Sarayı’nın içerisinde Ulusal Sanat Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

1948 yılından beri halkın ziyaretine açılan müzede Orta Çağ ve günümüz döneminde üretilen Rumen sanat eserleri sergileniyor.

Müzedeki eserler 1989 Devrimi’nde tahrip edilmiş olsa da 2000’li yıllardan itibaren serginin kapsamı artırılarak yeniden ziyaretçilerine kapısını açmış bulunuyor.

Ateneum Romanian

Ateneum Romanian Bükreş’in mimari güzelliklerini gözler önüne seren bu konser salonu; 600 kişiyi ağırlayabilecek kapasitede olup 1888 yılında halkın hizmetine sunulmuş.

Ateneum Romanian’ı görmek için Zafer Caddesi’ndeki George Enescu Meydanı’na gitmeniz gerekiyor.

Konser binasının önündeki yemyeşil parkta zaman geçirmenizi ve ünlü Rumen şair Mihai Eminescu’nun heykelini görmeyi es geçmemenizi tavsiye ediyoruz.

Aneneum Romanian Neo Klasik tarzda bir mimari anlayışla inşa edilmiş. Siz de mimari dönemleri araştırmaya ve eserleri çıplak gözle görmeye meraklıysanız bu konser salonunu Bükreş rotanıza eklemelisiniz.

Grigore Antipa Ulusal Tarih Müzesi (Grigore Antipa National Museum of Natural History)

Bu müze ilk kurulduğu 1834 yılında ulusal doğal tarih müzesi olarak anılıyordu.

Müzede hayvan fosilleri, Antik Yunan, Roma ve Bizans İmparatorluğu’na ait madeni paraları ve kaya ile mineral örneklerini görebilirsiniz.

Bu müzeye toplu taşıma ağını kullanarak kolayca gidebilirsiniz.

Rumen Kırsal Yaşam Müzesi (Museum of Romanian Peasant)

Romanya Ulusal Tarih Müzesi’ni ziyarete gittiğinizde hemen yakınındaki bu müzeyi de görmeden geçmeyin deriz.

Rumen Kırsal Yaşam Müzesi’ne ulaşmak için Zafer Meydanı’na gitmeniz gerekiyor.

1941 yılında inşası tamamlanan müzede yaklaşık olarak 100.000 adet parçanın sergilendiği biliniyor.

Seramik ev eşyaları, köylülerin kıyafetleri ve köy yaşamına dair diğer ayrıntıları görebileceğiniz müzeyi pazartesi günleri dışında haftanın geri kalan günlerinde ziyaret edebilirsiniz.

Parklar, Caddeler ve Meydanlar

Çeşmeci Parkı (Cismigiu Parkı)

1854 yılından beri şehrin simgelerinden biri olarak varlık gösteren Çeşmeci Parkı kuğuları, göleti, yemyeşil bitkileri ve temiz havasıyla şehir içinde nefes almak isteyen yerli halkın ve turistlerin gözdesi.

Çeşmeci Parkı ismini, Bükreş’teki çeşmelerin tamamını yöneten Siulgi Dumitri Basa’ya verilen lakaptan almış.

Parkın içerisinde doğal güzelliklerin yanı sıra dünya çapında bilinen 12 büyük Rumen edebiyatçının heykellerine ve 1. Dünya Savaşı’nda çarpışan askerler için yapılmış olan anıta rastlayabilirsiniz.

Şehir geziniz sırasında müzelerde dolaşmaktan ve caddelerin kalabalığından bunaldığınızda Çeşmeci Parkı’na uğrayarak soluklanmalı ve bu huzurlu atmosferin tadını çıkarmalısınız.

Çeşmeci Parkı’na gitmek için Regina Elisabeta ve Schitu Margureanu bulvarlarının olduğu istikamete yönelmeniz gerek.

Herastrau Parkı

Herastrau Parkı adını kenarına kurulu olduğu Herastrau Gölü’nden alıyor.

Şehrin içerisinde nefes almak isteyenler Rumenler için 1,1 kilometrekarelik alan üzerine kurulu olan bu parkta tek kelimeyle huzur bulacağınızın garantisini veriyoruz.

Geniş alana yayılmış olan parkın her bir köşesinde ayrı bir güzelliğe şahitlik edeceksiniz. Metro ile ulaşımın kolay olduğu Herastrau Parkı’na hem Zafer Meydanı yönünde giden hattı hem de Pipera yönüne giden M2 numaralı metroyu kullanarak gidebilirsiniz.

M2 numaralı metroyu seçerseniz Aurel Vlaicu durağında inip kısa bir mesafe yürüdükten sonra parkı karşınızda göreceksiniz. Parkta kısa bir yürüyüş yapmak, çimler üzerinde dinlenirken gölün dingin havasını teneffüs etmek tüm yorgunluğunuzu alıp götürecek.

Calea Victoriei Caddesi

Bükreş’in ana caddesi özelliğine sahip Calea Victoriei sayesinde Bağımsızlık Caddesi ve Zafer Caddesi birbirine bağlanıyor.

Bükreş’te gezip görmeye değer neredeyse her yer bu cadde üzerinde sıralanmış durumda.

Cadde boyunca çeşitli mağazaların, otellerin, kafelerin, eğlence mekânlarının birbiri ardına geldiğini göreceksiniz. Bu yüzden de hem yerli halkın hem de turistlerin en yoğun bulunduğu Calea Victoriei Caddesi boyunca yürümeli, mağazalardan alışveriş yapmalı ve kafelerde kahve içip dinlenerek şehrin kültürel dokusunu hissetmelisiniz.

Bu caddede zaman geçirirken ayrıca hoş bir sürprizle de karşılaşacaksınız; Bükreş’in kalbinin attığı Calea Victoriei’de Ramada Majestik Oteli’nin yanında Atatürk büstü bulunuyor.

Büstün üzerinde Rumence ve Türkçe olmak üzere “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu” ve “Yurtta Barış, Cihanda Barış” yazısını okuduğunuzda duygulanacağınızdan şüphemiz yok.

Devrim Meydanı (Revolution Square)

Adını 1989 Devrimi’nden alan bu meydanın devrimden önceki ismi Saray Meydanı imiş.

Devrim Meydanı Bükreş’in tarihini değiştiren, rejimlerin değiştiği, diktatörlerin indirildiği pek çok önemli olaya şahitlik etmesiyle ünlü.

Meydana geldiğinizde 1866 ve 1914 yılları arasında hüküm süren Rumen Kral 1. Carol’un heykelini göreceksiniz.

Devrim Meydanı konum olarak Bükreş Üniversitesi Kütüphanesi, kraliyet sarayı ve konser salonuna yakında yer alıyor.

Meydan şehrin simgelerinden biri sayıldığı için mutlaka ziyaret edip tarih kokan atmosferi hissetmelisiniz.

Zafer Takı (Arcul de Triumf)

Paris’teki Zafer Takı’na olan benzerliğiyle dikkat çeken bu tarihi yapı Kiseleff Caddesi üzerinde yer alıyor.

Zafer Takı 1878 yılında Romanya’nın bağımsızlığını elde etmesi şerefine yaptırılmış.

Bağımsızlığın kazanılmasının ardından büyük bir tören düzenlenmiş ve galip askerlerin altından yürüyüp geçmesi amacıyla da tahtadan söz konusu Zafer Takı yapılmış.

Daha sonra Petre Antonescu adlı mimarın tasarımıyla ahşap evirilerek günümüzde tüm turistlerin fotoğrafını çekip önünden geçmek istediği şekline bürünmüş.

Lipscani

Tarihi şehirde yer alan Lipscani Prens Vlad yani ülkemizde tanınan adıyla Kont Drakula tarafından 15. yüzyılda inşa edildiği bilinen bir yerleşim yeri.

Dambovita nehrinin kıyısındaki Lipscani, Art Nouveau, Neo Klasik ve Barok tarzda çok sayıda yapıya ev sahipliği yapıyor.

Söz konusu mimari eserlerle çevrili olan sokaklarda dolaşmak ve fotoğraflar çekilmek hoşunuza gidecek.

Lipscani 19. yüzyıla kadar şehrin ticari merkezine ev sahipliği yapmış.

Ticari faaliyetlerin yürütüldüğü bölgede ayrıca çok sayıda restoran, alışveriş merkezi, galeriler ve eğlence merkezlerine de rastlamanız mümkün.

Diğer Yerler

Diğer Avrupa şehirlerindeki mimari ve tarihi yapı çeşitliliğini aratmayan Bükreş’te daha gezip görmeye değer bir sürü yer turistleri bekliyor.

Bükreş seyahatiniz süresince Unrii Meydanı, Carol Park, Yahudi Tarihi Müzesi, Bükreş Türk Şehitliği, Cotroceni Sarayı ve Kretzulescu Kilisesi’ne de gitmenizi tavsiye ediyoruz.

Rumen Mutfağı

Türk mutfağının çeşitliliği, tarihten günümüze taşınan saray mutfağı kültürü ile aynı seviyede olmasa da Rumen yemekleri de damak zevkine düşkün olanlar için ilgi uyandırıcı bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

Yıllarca Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetinde olan Bükreş’te dilimizden çorba, çay gibi çeşitli kelimelerin aktarıldığını söylemek mümkün. Bükreş’te gezerken restoran ve kafelerde sıklıkla Türkçe kelimelere denk gelmeniz yüksek ihtimal.

Genel olarak şöyle denebilir; Bükreş’te restoranlarda servis hızı oldukça yavaş. Gittiğiniz hemen hemen her yerde siparişinizin servis edilmesi için en az 30 dakika beklemeniz gerekeceğini şimdiden belirtelim.

Rumen mutfağında ülkemizdeki mutfak kültüründen esintiler görebilirsiniz. Sarmale denen domuz etiyle yapılan yaprak sarması tüm ülke çapında en çok sevilen lezzetlerin önünde geliyor.

Fasulye çorbası, bizdeki gibi işkembe çorbası ve şehriye çorbasına da hemen hemen her restoranda rastlamanız muhtemel. Burada dikkat etmeniz gereken husus ise neredeyse tüm yemeklerde domuz etinin kullanılıyor olması. Eğer domuz etinden uzak duruyorsanız bu noktaya dikkat etmelisiniz.

İşte en çok sevilen ve Bükreş’e gelip de mutlaka tadına bakmanız gereken yemeklerden birkaçı:

Mamaliga

Türkiye’de ekmeksiz bir sofra düşünülemiyorsa aynı durum Rumenlerin mamaligası için geçerli.

Mamaliga irmik gibi öğütülen mısır yani polentadan üretilen lapa pilava benzeyen bir tür yemek. Sofrada her yemeğin yanında mamaliganın servis edildiğini görebilirsiniz.

Related Post

Sarmale

Türkiye’de annelerimizin elinden severek yediğimiz lahana sarması Bükreş’te sarmale olarak karşınıza çıkacak.

İçerisine domuz eti katılarak yapılan bu sarmanın ünü tüm Avrupa’ya yayılmış durumda.

Ciorba

Rumencedeki ciorba yılarca Osmanlı idaresiyle yaşamanın bir sonucu olarak dilimizdeki çorba kelimesinden ileri geliyor.

Ciorba olarak yazılıp çorba şeklinde telaffuz ediliyor. Yalnız ismi aynı olsa da Türk mutfağına özgü bir çorba benzeri ile karşılaşmayacaksınız.

Bizdeki yoğun kıvamlı çorbaların aksine Bükreş’teki çorbalar az aromalı ve su içiyormuşçasına hafif bir yoğunlukta pişiriliyor.

Papanaşi

Türk halkının damak zevkine en çok uyacağını düşündüğümüz papanaşiyi yemeden sakın Bükreş’ten ayrılmayın.

İrmik, peynir ve yumurtanın donut hamuru kıvamına gelene kadar yoğurulmasıyla yapılan papanaşinin ekşimsi kremalı dolgusuyla hoşunuza gideceğine eminiz.

Bu hafif Rumen tatlısını seyahatiniz boyunca her gün yemek isteyeceksiniz.

Mititei

Türkiye’de büyük-küçük herkesin sevdiği köftenin Rumen mutfağındaki karşılığı mititei.

Domuz ve dana etinin kıymasından yapılan bu Rumen köfteleri bazı restoranlarda yalnızca domuz etiyle de yapılabiliyor.

Bu yüzden yemeden önce domuz eti sevmiyorsanız garsondan bilgi almalısınız.

Bükreş’in Ünlü Yeme İçme Mekanları

Osmanlı mutfağının etkisinde kalan ve kendi özgün yemeklerine değindikten sonra seyahatinize renk katacak lezzet duraklarına değinmeden olmaz.

Bükreş’te hem eski şehir hem de yeni kent kısmında bir sürü görmeye değer restoranın varlığından bahsedebiliriz.

İşte birbirinden güzel Bükreş yeme içme mekanlarını sizler için derledik:

Caricu Bere

Bükreş’e geldiğinizde turist olarak yoldan geçen rastgele birine nerede yemek yemeliyim diye sorduğunuzda alacağınız ilk yanıt kesinlikle Caricu Bere olacak.

Burası geleneksel Rumen restoranı konseptiyle oluşturulmuş; bahçeli, otantik dekorasyonu olan huzur verici bir mekan.

Normalde fiyatları diğer restoranlara kıyasla daha pahalı olsa da öğrenci iseniz indirimli olarak buradaki lezzetlerin tadına bakabilirsiniz.

Manuc Hanu

Eski Kent sınırları içerisindeki Manuc Hanu da geleneksel Rumen mutfağını yansıtan bir restoran olma özelliğini taşıyor.

Saint Anthony Kilisesi’nin karşısına geçince bu restorana denk geleceksiniz.

Turistlerin yoğun olduğu bölgede dolaştıktan sonra Manuc Hanu’da yemeğinizi yiyip yanındaki Van Gogh Kafe’ye geçerek kahvenizi de içebilirsiniz.

Casa Capsa Hotel’in Pastanesi

Bükreş’in en eski tatlıcılarından biri olan bu pastane Casa Capsa Hotel’in bünyesinde yer alıyor.

3. Napolyon’un saray mutfağında kek ustası olan kişinin kurduğu bu pastanede yerli halktan çok turistleri göreceksiniz.

Dristor Kebap

Lipscani bölgesinde dolaşırken ara sokakları da gözden kaçırmamalısınız. Rumen sokak lezzetlerini keşfedebileceğiniz bu bölgede karşınıza Bükreş’in en büyük döner zinciri Dristor Kebap çıkacak.

Gelenek Türk tatlıları, dürüm döner ve hatta hamsi tavayı bile bu döner zincirinde görürseniz şaşırmayın.

Rumenlerin bayıldığı Türk lezzetlerini bir de onların elinden tatmak ilginç bir deneyim olabilir.

Calif

Türk damak tadına yakın lezzetler sunan bir diğer restoran olan Calif’te Türk müziği dinleyerek yemek yemek paha biçilemez…

Özellikle ev yemekleri, tavuk durum ve shaorma adlı dönere benzeyen etli yemeğin tadına bakmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz.

Taverna Covaci

Rumen mutfağı, Rumen müzikleri ve Rumen kültürünün dört dörtlük bir şekilde görülebileceği otantik bir mekan olan Taverna Covaci’ye gitmeden Bükreş’ten ayrılmamalısınız.

Gerekirse önceden rezervasyon da yaptırabilirsiniz. Burası turistik bir mekan olduğu için yılın neredeyse her döneminde kalabalık turist kafileleriyle dolu oluyor.

Yemek, müzik ve içki eşliğinde keyifli bir Bükreş gecesi yaşayabilirsiniz.

Beraria

Şehir içinde nefes almak için Herastrau Parkı’na gittiğinizde civardaki göl kenarında yer alan Beraria’ya uğramalısınız.

Beraria mistik ve huzur verici bir atmosfere sahip.

Yılın bazı dönemlerinde burada konserler tertip edildiği biliniyor.

Fiyatlarının da uygunluğu turistlerin burayı daha çok tercih etmesine yol açıyor.

Servisin yavaşlığını göze alarak gitmenizde yarar var.

Bükreş Gece Hayatı

Bükreş’in gecesini görmek, müzik eşliğinde eğlenip içki içmek istiyorsanız Lipscani bölgesinde olmanız gerekiyor.

Tüm eğlence mekanları burada konumlanmış durumda ziyaretçilerini bekliyor.

Lipscani’nin her bir sokağında farklı konseptli, tıklım tıklım dolu mekanları görebilirsiniz.

Gece turunuza ilk olarak Vintage Pub veya Trinity College Pub’a giderek başlayabilirsiniz.

Daha bütçe dostu bir yere gitmek isterseniz de El Commandante Junior’ı öneriyoruz.

Söz konusu mekanların hiçbirinin giriş ücreti almadığını da belirtmek isteriz.

Geceye devam etmek istiyorsanız Fratelli, Bamboo ve Player da gidebileceğiniz diğer gece kulüpleri arasında gösterilebilir.

Bükreş’te Alışveriş

Carturesti Carusel

Bükreş’te adım başı hediyelik eşya, magnet, anahtarlık satan minik dükkânlarla karşılaşabilirsiniz.

Hediyelik eşyadan farklı olarak Carturesti Carusel tasarımı, sattığı ilginç ürünlerden oluşan zevkli konseptiyle alışveriş meraklılarının uğraması gereken yerlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Alt katta alışverişinizi bitirdikten sonra dinlenmek için üst katındaki kafeye çıkıp kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Promenade Mall

Alışveriş merkezi tutkunları için Bükreş’te büyük ve düzenli bir avm olan Promenade Mall’u tavsiye ediyoruz.

Alışveriş merkezine gitmek için M2 numaralı metro hattını kullanmanız gerekiyor.

Metroda Pipera istikametinde ilerleyip Aurel Vlaicu durağında inerseniz alışveriş merkezine varabilirsiniz.

Çeşitli mağazaları dolaştıktan sonra terastaki yemek alanında açlığınızı dindirebilirsiniz.

Bükreş’te Konaklama Bölgeleri ve Şehir İçi Ulaşım

Bükreş’te kalacağınız otelin bulunduğu yerin metro gibi toplu taşıma araçlarına yakında olması, tarihi yerlere, saraylara, müzelere olan mesafesi önemli bir husus.

Bunun nedeni ise kentin geniş bir yüzölçümüne sahip olması ve ulaşımda kaybedilen her dakikanın çok değerli olması.

Bükreş’te 4 adet ana metro hattı, 25 tane tramvay, 116 otobüs ve 20 adet de troleybüs hattı olmak üzere çeşitli türde toplu taşıma olanakları sağlanıyor.

İş çıkış saatlerinde yoğunlaşan ulaşım Avrupa’nın diğer şehirlerine göre daha az maliyetli olduğundan yürümekten yorulduğunuzda toplu taşıma araçlarına yönelmelisiniz.

Unirii Meydanı (Eski Kent)

Eski Kent merkezi pubların, mağazaların, kafe ve restoranlar ile otellerin bir arada olduğu bir yer.

Yürüyüş mesafesinde Bükreş’in istediğiniz her yerine kolayca ulaşmak isterseniz her bütçeye hitap eden otellerin bulunduğu eski şehir kesimini tercih etmeniz ideal bir seçim olacaktır.

Primaverii

Primaverii konum olarak Herastrau Parkı’nın civarında yer alan Bükreş’in orta ve üst gelir sınıfına dahil olan yerlilerinin yaşadığı bir yer olarak biliniyor.

Şehir merkezinden 5 kilometre ötedeki Primaverii’ye yürüyerek ya da 10 dakikalık bir araç yolculuğuyla ulaşabilirsiniz.

Eski Kent’e göre otellerde gecelemek daha maliyetli olabilir.

Tineretului

Şehir merkezindeki otellere ayıracak bütçeye sahip değilseniz kalabileceğiniz en uygun otelleri burada görebilirsiniz.

Eğlenceli Tineretului Parkı’nın da bulunduğu bölge her geçen gün daha da hareketli bir hal alıyor.

Dristor-Titan

Titan Parkı’nın olduğu bu bölgede şehir merkezine ulaştıran 3 adet metro hattı mevcut.

Her biri ayrı güzellikteki kafe, restoran, alışveriş merkezleri ve oteller ile her geçen gün daha da cazipleştiğinden söz etsek yanlış olmaz.

Bükreş’e geldiğinizde isterseniz son derece modern otellerde isterseniz de restore edilmiş tarihi yapılarda konaklayabilirsiniz.

Bütçenizden ayıracağınız az bir miktar karşılığında metro hattı üzerinde, şehir merkezi yakınlarında 3 yıldız konforu sunan otellerde kalabilirsiniz.

Öğrenciyseniz de Eski Kent’teki hostellerde rahatça geceleyebilirsiniz.

Bükreş’e Nasıl Gidilir?

Romanya’nın doğusunda yer alan başkent Bükreş’in kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Moldova ve kuzeybatısında ise Macaristan yer alıyor.

Güney kesiminde ise Sırbistan ile Bulgaristan ile çevrili olan Bükreş, Orta Avrupa’nın Paris’i olarak adlandırılıyor.

Bükreş Uçak Seferleri

Ülkemizden Bükreş’e ulaşmak gelişmiş hava yolu taşımacılığı olanakları sayesinde oldukça kolay. Hem uçak ile hem de kara yolu veya tren ile Bükreş’e gidebilirsiniz.

İstanbul’dan Bükreş’e olan mesafe 636 kilometre kadar ve uçak yolculuğu 1 saatlik bir zaman dilimini kapsıyor. Eğer önceden seyahat planınızı oluşturarak erkenden uçak biletinizi alırsanız uygun fiyatla Bükreş’e uçabilirsiniz.

Türkiye’den Türk Hava Yolları, Pegasus ve Tarom Havayolları’nın uçuş seferleri sayesinde İstanbul’dan aktarma yapmaksızın Bükreş’e ulaşmak mümkün.

Otobüs ile Bükreş

Uçak ile gitmek istemezseniz şayet İstanbul’dan hareket eden otobüs seferleri ile 11 saatlik bir seyahatin ardından Bükreş’e varabilirsiniz.

Tren Yolculuğu ile Bükreş

Son zamanlarda İstanbul’dan Belgrad ile Bükreş’e düzenlenen tren seferleri ile nostaljik yolculuk yapmak da popüler bir seçenek olarak göze çarpıyor.

Halkalı’dan kalkan Balkan Ekspresi’nin yataklı vagonlarında dinlenerek keyifli ve nostaljik bir yolculuk yapabilirsiniz.

38 Euro’dan başlayan bilet ücretleri sayesinde seyahate bolca zaman ayıran kişilerin tercih ettiği tren yolculuğu otobüse kıyasla daha uzun sürüyor.

İstanbul’dan 22.40’ta kalkan tren Bükreş’e saat 19.00’da varıyor.

Bükreş’e vardıktan sonra metro, tramvay ve kara yolları ile örülü ulaşım olanaklarından birini kullanarak otelinize güvenle gidebilirsiniz.

Romanya Vizesi Hakkında Bilgiler

Birçok kişideki Romanya’ya vizesiz gidilebileceği yönündeki genel kanının aksine Romanya da diğer Avrupa ülkeleri gibi ziyaretçilerinden vize talep ediyor.

Avrupa Birliği’ne dahil olmuş olsa bile henüz Schengen Birliği içerisinde olmadığı için Romanya Başkonsolosluğu’nun vereceği ülkeye özgü vize ile Romanya’ya giriş yapabilirsiniz.

Söz konusu uygulamaya 2014 yılında getirilen revizyon ile farklı bir Avrupa ülkesi için alınan multi girişli Schengen vizesi Romanya’ya giriş için de kullanılabilir hale getirildi.

Romanya’ya Schengen ve Ulusal Romanya Vizesi olmak üzere iki farklı vize türü ile giriş yapılabilir. Eğer sahip olduğunuz bordo pasaportta Schengen vizesi yoksa Romanya Konsolosluğu’na gitmek suretiyle vize başvuru sürecini başlatabilirsiniz.

Yaşadığınız şehre göre Ankara, İzmir veya İstanbul’daki Romanya Konsolosluklarından birine yönelebilirsiniz. Konsolosluğa gitmeden önce mutlaka https://www.eagvs.com/romanya/ adresindeki vize randevu alma işlemi yerine getirmeniz ve sitede listelenen evrakları temin etmeniz gerekiyor.

Romanya konsolosluklarının iletişim ve adres bilgileri şöyle:

Romanya Ankara Büyükelçiliği

  • Adres:Bükreş Sokak 4, Çankaya, 06680, Ankara
  • Çalışma Saatleri: 00 – 17.00

Romanya İstanbul Başkonsolosluğu 

  • Adres:Yanarsu Sokak, Narin Sitesi, no.42, Etiler, Beşiktaş, İstanbul
  • Evrak Teslimi: 00-13.00
  • Evrak Alımı:00-15.00

Romanya İzmir Başkonsolosluğu

  • Adres:1479 Sokak, No: 9 Alsancak / İzmir
  • Vize Başvuru Saatleri:00 – 12.00

Romanya vizesine başvurmak için toplanması gereken evraklar ise şöyle:

  • İnternet sitesinden doldurulan başvuru formu
  • 2 adet güncel biometrik fotoğraf
  • Vize harç dekontu
  • Kalınacak gün sayısı kadar geçerli olan sağlık sigortası
  • Pasaport aslı ve pasaportun kimlik bilgilerini gösteren sayfaya ait fotokopisi
  • Son 3 aylık banka hesap ekstresi (banka hesabında konaklanacak her gün için 50 Euro olmak üzere toplamda en az 500 Euro bakiye olması gerekli)
  • Gidiş ve dönüş biletleri
  • Otel rezervasyon bilgileri
  • Çalışan kişilerin son 3 aylık kaşeli, imzalı maaş bordrosu, SGK hizmet dökümü, imzalı ve kaşeli işveren mektubu.
  • Öğrenciler için aslı ve fotokopisiyle birlikte öğrenci belgesi

3 veya 4 gün iş günü içerisinde Romanya ulusal vize işlemleri sonuçlanıyor. Kısa süreli Romanya vizesi için 60 Euro ve uzun süreli vize için de 120 Euro tutarlı vize ücretinin ödenmesi talep ediliyor.

Paylaş
Ezgi Opan

Blogger, içerik yazarı, editör, besteci, söz yazarı, gitarist, turizmci, seyahat tutkunu, müzik ve kedilere hasta☺️