Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olan Bursa’nın saraylara yakınlığı ile bilinen muhteşem bir mutfak kültürü var. Bursa’nın sahip olduğu kültürel zenginlik mutfağının şekillenmesinde de önemli bir rol oynuyor.
Orta Asya, Anadolu ve Rumeli mutfaklarından izler taşıyan Bursa’nın geleneksel mutfağında insanı kendine hayran bırakan bir çeşitlilik ve parmak ısırtan pek çok lezzet var.
Aldığı göçlerle birlikte daha da renklenen Bursa’nın damak çatlatan lezzetlerine bir göz atmaya ne dersiniz?
İçindekiler
Kuşbaşı tavuk etli, kabaklı, havuçlu, şehriyeli ve yoğurtlu Muradiye çorbası bence başlı başına bir yemek.
Siz de mevsim ne olursa olsun çorbadan vazgeçemeyenlerdenseniz Bursa’ya gittiğinizde bir kase içinizi ısıtacak Muradiye çorbası içmeden dönmeyin derim.
Ege sofralarının değişmez zeytinyağlılarından olan kereviz, Bursa sofralarında etli, nohutlu bir sıcak yemek olarak çıkıyor karşımıza.
Kereviz sevmeyenin bile tabak tabak yemek isteyeceği bir lezzet bence Bursa’nın etli kerevizi. Bu karşı konulmaz yemeği Bursa’da tadamasanız bile kendi mutfağınızda mutlaka deneyin derim. Yok böyle bir lezzet.
Fırın ızgarasında pişen kestaneler, zeytinyağlı sarma harcına ilave edildikten sonra sarılıyor. Kestanenin sarmaya kattığı hafif tatlı aromaya inanamayacaksınız.
Siz de farklı lezzetler denemeyi, yemeklerdeki tatlı tuzlu kombinasyonlarını seviyorsanız Bursa usulü kestaneli lahana sarması tam size göre.
Bursa demek İskender kebap demek. Mucidinin ismiyle özdeşleşen İskender kebabın şanı çoktan Türkiye sınırlarını aştı.
İnce kesilmiş etler özel bir salçalı sosla ıslatılan sıcak pidelerin üzerine diziliyor. Etlerin üzerine kızgın tereyağı gezdirilip ekstra salçalı sosla son dokunuş yapılıyor ve ortaya o damak çatlatan efsane iskender kebap çıkıyor.
Günümüzde her şehrimizde güzel bir iskender kebap yapan yer bulmak mümkün. Ancak ben her şey yerinde güzel diyorum ve Bursa’ya gittiğinizde iskender kebap yemeden dönmemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Göçmen bir ailenin Bursa mutfağına kazandırdığı tatlardan biri olan İnegöl köftenin sırrı harcının baharat kullanılmadan hazırlanmasında saklı.
Buradaki amaç baharatların, dana ve kuzu eti karışık olarak kullanılarak hazırlanan köftenin tadının önüne geçmesini engellemek.
Çünkü Bursa’nın etleri o kadar lezzetli ki hiçbir ekleme bu lezzeti bastırmamalı diyor köftenin mucidi.
Osmanlı Saray mutfağından günümüze gelen en muhteşem kebap çeşitlerinden biri de Bursa’nın beğendili kebabı.
Hünkar beğendinin sadesi olarak da bilinen beğendili kebap, Bursa’da sizi bekleyen en muhteşem lezzetlerden.
İskender kebaptan sonra en bilinen ve en sevilen yemeklerinden biri olsa gerek pideli köfte.
Hatta Bursalılar der ki bizde İskender misafir işi, pideli köfte halk işidir.
Sıcacık pideler tabağa alınır, üzerine kızgın tereyağı gezdirilir. Ardından mini mini köfteler pidelerin üzerine dizilir yanında da yoğurt koyulur ve ortaya o karşı konulmaz lezzetteki pideli köfte çıkar.
Anlatırken bile insanın canı çekiyor.
Uludağ’ın pilavı tabi ki kestaneli olur. Siz de kuşbaşı etli, havuçlu, kestaneli ve üzümlü, iç pilav tadında bol malzemeli bir pilav arıyorsanız hiç düşünmeden Uludağ pilavının tadına bakın derim.
Bursa’nın meşhur kestanesinin pilava kattığı enfes tada inanamayacaksınız.
Bursalıların en sevdiği ve asla vazgeçemediği atıştırmalıklardan biri cantık.
Sadece Bursa’da bulabileceğiniz parmak ısırtan hamur işi cantığın en sevileni kıymalısı olsa da kuşbaşılı ve peynirli alternatiflerinin olduğunu söylemeden geçmek olmaz.
Bursa’ya giderseniz özellikle Kayhan Çarşısı’ndaki cantık dükkanlarından birine uğrayıp bir Bursa geleneği olan cantık ile pazar kahvaltısı etme ritüelini gerçekleştirmeyi ihmal etmeyin derim.
Bakmayın adının lokum olduğuna aslında cevizli lokum eskiden Bursa’nın ekmek yerine tüketilen hamur işlerinden biriymiş.
Hatta kına gecelerinin olmazsa olmaz ikramlıklarından biriymiş. Bu sebepten halk arasında ‘kına lokumu’ olarak da anılan cevizli lokuma günümüzde de pek çok fırında rastlamak mümkün.
Adına aldanıp klasik bir helva zannetmeyin sakın onu. Süt helvası nam-ı diğer sütkeri bambaşka bir lezzet.
Üzerinde fırın sütlaçvari bir yanık tabaka olsa da kabuğun altında saklı lezzet çok başka. Bence süt helvasının lezzeti tam anlatılmaz yaşanır türden.
O yüzden Bursa’ya gittiğinizde asla es geçmemelisiniz. Hele bir de fırından yeni çıkmış ılık haline denk geldiniz mi değmesinler keyfinize.
Genellikle yazın dondurma kışın kaymak ile servis edilese de ben Kemalpaşa tatlısını her daim kaymakla sevenlerdenim.
Mustafakemalpaşa ilçesinin simgesi olan içi peynirli Kemalpaşa tatlısı, Bursa’ya gittiğinizde asla es geçmemeniz gereken tatlılardan biri.
Pek çok lezzet yerinde güzel ama Kemalpaşa tatlısı için bu durum çok daha geçerli. Çünkü hazır paketlerde kurutulmuş olarak satılan tatlıların daha uzun ömürlü olması için içindeki peynir oranı düşürülüyor. O yüzden siz siz olun taze Kemalpaşa tatlısından şaşmayın derim.
Halk arasındaki adıyla ‘tahanlı’. Bursa dışında çok bilinmiyor olsa da Bursalıların en kıymetli lezzetlerinden biri tahinli pide.
Eskiden Bursalılar tahanlının en lezzetlisi için sabahın erken saatlerinde evlerine en yakın fırının yolunu tutarlarmış.
Tahini akışkan, sıcacık bir tahanlı ve dumanı üzerinde bir bardak çayla güne başlamaktan daha keyifli ne olabilir ki?
Bursa’ya giderseniz sıcacık tahinli pide yemeden dönmeyin.
Yolu Bursa’dan ya da Bursa yakınlarından geçen herkesin asla yemeden geçmediği lezzetlerden biri de şüphesiz kestane şekeri.
Uludağ’ın meşhur kestanesinden yapılan nefis kestane şekerinin bence klasiği makbul ama son yıllarda çikolatalı başta olmak üzere farklı çeşitleri de yapılıyor. Sizin favoriniz hangisi?
Cendere baklavası olarak da bilinen yapımı oldukça zahmetli olan cennet künkü, Bursa’da özellikle bayram sofralarının olmazsa olmazlarından biri.
Her zaman olmuyor ama tatlıcılarda denk gelirseniz cennet künkünün tadına mutlaka bakın derim.
Bursa’ya giderseniz uğruna destanlar yazılan enfes şeftalisinden, meşhur deveci armudundan, en lezzetli reçellerin sırı dağ çileğinden, kelle peyniri olarak da bilinen, adını Karacabey’in eski isminden alan, en güzel tostların yıldızı olan Mihaliç peynirinden, Uludağ’ın kestane şekerinden, Gemlik’in zeytininden, Gedelek Köyü’nün nefis turşularından, Misi Köyü’nün şarabından tatmadan ve almadan dönmeyin derim.