Çanakkale’nin destansı tarihine yaraşır zenginlikte nefis bir mutfağı var. Rum ve Trakya mutfaklarından da izler taşıyan Çanakkale mutfağı için bir yanı Egeli bir yanı Marmaralı desem yeridir.
Çanakkale sofralarında balık her daim başroldedir. Balığa yaz aylarında tazecik zeytinyağlılar kış mevsiminde ise sıcacık çorbalar eşlik eder.
İsterseniz gelin lafı daha fazla uzatmadan şöyle Çanakkale’ye doğru uzanalım ve damak çatlatan mutfağını keşfe çıkalım.
İçindekiler
Denizle iç içe olan bir şehirde olmak demek başta balık olmak üzere tüm deniz ürünleriyle içli dışlı olmayı gerektirir diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
Eğer bana katılıyorsanız Çanakkale’ye gittiğinizde Gelibolu’nun kırlangıç, mezgit, çarpan gibi beyaz etli balıklardan yapılan meşhur balık çorbasından içmeden dönmemelisiniz.
Balık çorbasının her hali lezzetli ama benim oyun kırlangıç balığı ile yapılandan yana.
Oğmaç çorbası olarak da bilinen bu nefis çorba, yaz kış farketmeksizin Çanakkale sofralarında kendine yer buluyor.
Ana malzemeleri un ve soğan olan ovmaç çorbası tercihe göre salçalı ya da kırmızı pul biberli de yapılabiliyor.
Mevsim ne olursa olsun çorbasız yapamayanlardansanız Çanakkale’ye gittiğinizde ovmaç çorbasına bir şans verebilirsiniz.
Böyle güzel bir iklim olur da tazecik sebzelerle hazırlanmış mis gibi mezeler olmaz mı?
Biber parpullaması hem pratik hem de lezzetli olması sebebiyle Çanakkale sofralarında kendine sıkça yer buluyor.
Kıpkırmızı tazecik biberler közlendikten sonra özel sosu ile buluşuyor ve ortaya nefis bir meze olan biber parpullaması çıkıyor.
Her yemeğin yanına en çok yakışan lezzet nedir diye sorsanız hiç düşünmeden turşu derim. Ama bazı turşular var ki bir oturuşta kavanozu bitirmek garanti.
İşte Çanakkale’nin sivri biberden yapılan yağlı turşusu da onlardan biri.
Çanakkale’ye giderseniz sadece orada yemekle kalmayıp birkaç kavanoz da evinize götürmek için yağlı turşu almayı ihmal etmeyin derim.
Şerit şeklinde dilimlenen patlıcanların içine pirinç pilavı doldurularak yapılan, görüntüsü ile keki andıran patlıcan kapama kek gibi dilimlenerek servis ediliyor.
Çanakkale sofralarına hem şıklık hem de lezzet katan lezzetlerden biri olan patlıcan kapamayı denemek isterseniz istikametiniz size en yakın esnaf lokantası olsun derim.
Tarhana ya da bulgur yapmak için kullanılan, kabuğu soyulmuş ve kırılmış bir çeşit buğday olan göcenin başrolde olduğu bir lezzet tumbi.
Patlıcan, maydanoz, domates ve göce ile hazırlanan, Çanakkale mutfağının en özel lezzetlerinden biri olan tumbi önce tavada kavruluyor. Ardımdan fırında pişirilip Ege’nin nefis zeytinyağı ile tatlandırılarak servis ediliyor.
Çanakkale mutfağının öne çıkan hamur işi lezzetlerinden biri de metez. İncecik açılan hamurdan minik parçalar koparılıyor.
Üzerlerine özel baharatlarla tatlandırılan kıymalı iç harcı koyulduktan sonra yarım ay şeklinde kapatılıyor. Ardından klasik mantı gibi kaynar suya atılarak pişiriliyor. Üzerine sadece salçalı tereyağlı bir sos gezdirildikten sonra servis ediliyor.
Hamur işi olmadan yapamayanlardanız metezi mutlaka denemelisiniz.
Ispanak sevmeyeni bile kendine hayran bırakacak bir lezzet çırpma.
Ispanak, un ve soğanla harmanlandıktan sonra bir kalıba yerleştirilip fırında pişiriliyor. Ardından börek gibi dilimlenerek servis ediliyor.
Geleneksel sunumunda yok ama üzerine biraz süzme yoğurt ekleyip yediniz mi tadına doyum olmuyor, benden söylemesi.
Ege mutfaklarında kendine bolca yer bulsa da Çanakkaleliler için tuzlu sardalyanın yeri bir başka.
Hazırlaması aylar süren bolca zahmet çokça lezzet içeren tuzlu sardalya, yolu Çanakkale’den geçen herkesin mutlaka denemesi gereken tatlardan biri.
Az bilinen ama çok sevilen mantar çeşitlerinden biri olan melki ile yapılan, son derece pratik ve lezzetli bir yemek.
Çanakkale mutfağının en özel lezzetlerinden biri olan melki yemeği, mantarın soğan ve salça ile kavrulması ile hazırlanıyor.
Yemeğim az malzemeli ama bolca lezzetli olsun diyorsanız melki yemeğine mutlaka bir şans verin derim.
Domates, soğan, un, yumurta ve baharatlarla harmanlanan haşlanmış börülce, güzelce yoğurulduktan sonra yuvarlak yassı köfteler hazırlanıyor.
Sadece vejetaryenlerin değil etsiz yapamayanların da favorilerinden biri olan börülce köftesini tatmadan Çanakkale’den dönmeyin derim.
İzmir’in meşhur şevketi bostanı, Çanakkale’de tilken olarak çıkıyor karşımıza. Ancak Çanakkaleliler İzmir’de olduğu kuzu eti ile buluşturmuyor tilkeni.
Yumurta, soğan ve salça ile hazırlan yumurtalı tilken Çanakkale’de özellikle kahvaltı sofralarının yıldızı.
Hangi şehre giderseniz gidin lezzetli köftenin izini sürenlerdenseniz Biga Köftesi denemeden Çanakkale’den dönmeyin derim.
Sadece soğan, tuz ve ekmek içi kullanılarak hazırlanan Biga Köftesi özel ızgaralarda pişiriliyor.
Yanında közlenmiş biber ve domatesle servis edilen Biga köftesi yalın lezzetleri sevenlerin favori köftelerinden biri.
Deniz nimetlerinden en çok faydalanan mutfaklar arasında ilk sıralarda yer alıyor olsa gerek Çanakkale.
Çanakkale’nin lüferli pilavını yemeden balıklı pilav mı olurmuş demeyin. İnanın bu pilavı kere tattıktan sonra bağımlısı olacaksınız.
Basma helvasını diğer helvalardan ayıran en önemli özelliği bence zeytinyağı ile yapılması ve soğuk olarak servis ediliyor olması.
Cevizli bir helva olan basma helva, özellikle hafif serin yaz akşamlarının tadına tat katıyor.
Çanakkale’nin en sevilen, en özel lezzetleri arasında ilk sıralarda geliyor peynir helvası.
Ağızda dağılan bu efsane helvayı bir kere yerinde tattınız mı yanınıza birkaç porsiyon da yolluk almaktan kendinizi alıkoyamayabilirsiz, demedi demeyin.
Çanakkale’ye giderseniz acılı tarhanasından, gelincik reçelinden, halle şeftalisinden, kahvaltılık salçasından, kavanozda sardalyasından, mis gibi zeytinyağından ve doğal çam balından almadan, Ezine’nin lezzeti il sınırlarını çoktan aşmış peynirinden yemeden, savaş yıllarından kalma bir kahve çeşidi olan nohut kahvesinden içmeden, Bozcaada’ya gidip ağızda dağılan sakız kokulu mis gibi bademli ada kurabiyesinden ve patlıcanlı ada böreğinden yemeden dönmeyin derim.