Dracula’yı okuduk; yetmedi izledik ama bir türlü vampirlere doyamadık diyenlerin gizemli yolculuk rotası Transilvanya’yı dilerseniz daha yakından tanıyalım.
Öncelikle hikayenin yazarı Bram Stoker, aristokrat bir vampirin hikayesini yazmak için kollarını sıvamış. Karşısına çıkan Vlad Dracula adlı Transilvanyalı prensle ilgili bir kitabı okurken hikayenin temellerini atmaya başlamış. Kitaplardan öğrendiği yerleri, batıl inançları ve tarihi bir güzel kendi eserine işlemiş yazarımız ve bugün dünyanın en meşhur kitaplarından biri olan Dracula’yı yazmış.
Kitabın birazcık etkisinden çıkıp sizleri bölge hakkında bilgilendirmek istiyorum. Erdel yahut Transilvanya bugünkü Romanya‘nın batı ve orta bölgelerini oluşturuyor. Asıl ismi Macarca Erdely, Rumence Ardeal, Sırp, Bulgar ve Yunan dillerinde de Erdel olarak kullanılmış. Diğer Avrupa bölgelerinde de genellikle Transilvanya ismiyle karşımıza çıkmakta.
Erdel, 1526 yılındaki Mohaç Muharebesi‘nden sonra Osmanlılara bağımlı hale gelmiş ve 1683‘e kadar Erdel Prensliği adıyla iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı’ya bağlı özerk devlet olarak yaşamış.
Kitabımıza konu olan Prens Dracula, Osmanlı saraylarında büyümüş. Daha sonrasında Fatih Sultan Mehmet’in 20.000 askerini kazıklara oturtarak öldürüp ona meydan okuduğunu da unutmamak lazım. Anlayacağınız Dracula gerçek bir insan!
1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması‘nın bozgunla sonuçlanmasından sonra bölge 1691’den itibaren Macaristan ile birlikte fiilen Avusturya Arşidüklüğü‘nün eline geçti.
20. yüzyılın başlarında Macaristan ve Romanya arasında birkaç kere el değiştirse de II. Dünya Savaşı sonrasında tamamen Romanya’da kaldı. Köklü bir tarihe sahip olan Transilvanya’ya nasıl gideceğinizden bahsedeyim biraz.
Transilvanya, Bükreş‘in kuzeyinde bir bölge. Öncelikle ilk noktamız Bükreş’e ulaşmak. Bükreş’e uçak, tren ( her gün 22.00’da Sirkeci’den kalkan Bosfor Ekspresi‘ni kullanabilirsiniz) veya otobüs ile ulaşabilirsiniz.
Bükreş’e vardıktan sonra araba kiralayarak yada trenle Transilvanya’ya ulaşmanız mümkün. Günlüğü ortalama 12-15 euro olan araçları belirli bir süre önceden rezerve etmek koşuluyla kiralayabiliyorsunuz.
Tren ile yola devam edelim Doğacığım derseniz de belli başlı şehirleri de rotanıza katarak 12 günlük bir seyahat yapmanız mümkün.
Özel aracımla gidebilir miyim Doğacığım diyenler tabii ki gidebilirsiniz hem de çok keyifli bir yolculuk geçirerek. İstanbul-Braşov arası 828 km.
Bütçenize uygun rotayı seçip Transilvanya’nın kana susamış topraklarını ziyaret etmenin tam zamanı benden söylemesi.
Roman, Avukat Harker’ın miras meselesi için Transilvanya’daki kaleyi ziyaret etmesiyle başlar. Yol sormak için Bistizt Köyü‘nde durur daha sonra Borgo Geçidi‘nden geçerek kaleye varır. Buralar yazarın isimlerini değiştirip yazdığı gerçek yerlerden ibaret. Siz de Harker’ın yolunu izleyerek Bistrita Köyü’ne gidip, oradan Tihuta Geçidi‘nden geçebilirsiniz.
Dracula’nın kalesinin olduğu tepede, sonradan inşaa edilen Dracula temalı bir otel bulunuyor. Keyifli ve vampirli bir konaklamayı düşünürseniz burada kalabilirsiniz.
Dracula’yı adım adım takip edeceğimiz bir gezi rotası istiyoruz diyenler için;
Kitapta Dracula’nın evinin, Karpat Dağları‘nda, içinden nehir geçen bir vadinin üst tarafında, kayalara oturtulmuş bir şato olduğundan bahsedilir.
Transilvanya’da bu tarife uyan tek kale Bran Şatosu olduğu için yazarın burdan etkilendiği düşünülüyor.
Avrupa’nın diğer şatoları hakkında ayrıntılı bilgi almak için Avrupa’nın Şatoları ve Kaleleri yazımıza mutlaka göz atmalısınız.
Sighişoara‘da şu an Casa Dracula olarak işletilen bir bar restaurant. Genelikle çocuklar için eğlenceli olan bu mekan Dracula sevenlerin uğrak noktaları arasında.
Doğacığım biz tam bir doğa tutkunuyuz uzakta kalamıyoruz diyenler için Sinaia tam sizlik bir yer.
Kışın seyahat etmeyi düşünenler için kayak yapabilirsiniz. Sinaia bir kayak merkezine, bolca otel ve restorana sahip. Sinaia’da kalıp Bran Kalesi’ni gezip Braşov‘a doğru yola devam edebilirsiniz.
Orta çağdan kalma, harika bir eski şehir olan Braşov, tatlı kafeleri, sokaklarındaki peri evleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Ayrıca Viyana-İstanbul arasındaki en büyük gotik kilise olan Black Church‘te Braşov’da bulunuyor.
UNESCO tarafından koruma altına alınan Prens Charles’ın da birkaç tane ev satın aldığı Viscri’ye yolumuzu çeviriyoruz. Rengarenk evlerle dolu bir köy olan Viscri, şehirden uzak köy hayatının bozulmadan yaşandığı nadide yerlerden. Etrafı kale ile örülmüş bir kiliseye de sahip.
Bir diğer UNESCO tarafından korunma altına alınmış masalsı yer Sighişoara. Arnavut kaldırımlı eşsiz sokaklarında nefes kesen kareler çekmeye hazır olun.
Kesinlikle görmeniz gereken tuz madeni Turda‘da sizleri bekliyor.
Agriturizmle meşhur Sibiel, ormanın içinde tatlı mı tatlı bir köy. Sabah saatlerinde kısa bir tur yapmayı unutmayın.
Romanya’nın en önemli kültür merkezlerinden olan Sibiu, Forbes dergisi tarafından Avrupa’nın en şiirsel 8. yeri seçilmiş. Oktoberfest‘in coşkuyla kutlandığı Sibiu’da birbirinden güzel barlar ve restaurantlar bulunuyor.
Transfagaraşan, Top Gear tarafından dünyanın en güzel yolu seçilmiş. Hazır gelmişken görmeden yola devam etmek olmaz. Bir gününüzü ayırarak keyifli zaman geçirebilirsiniz.
***
Bu yazımın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Korku dolu, vampirli, kanlı hatta bol kahkahalı masalsı bir Transilvanya yolculuğu yaşamanız bol bol eğlenmeniz dileğimle. Seyahatle kalın, hoşçakalın.