Kategoriler Listeler

Emekli Olduktan Sonra Yerleşebileceğiniz 10 Kasaba

Uzun yıllar boyu çalışan ve alın terlerini hak ettikleri bir emeklilik hayalini inşa etmek için harcayan nice insan, emekli olunca nereye yerleşeceğini düşünür durur. “Emekliliğimi nerede geçireceğim?” sorusu onlar için insanı heyecanlandıran ve gündüz düşlerine daldıran sorulardan biridir.

Emeklilik hayali kuranların zihinlerini süsleyenler genelde sessiz sakin, doğal güzellikleriyle insanı kendisine hayran bırakan, oksijeni bol sahil kasabalarıdır.

Hayatını İstanbul, Ankara gibi büyük metropollerde çalışarak geçirmiş olan insanların zihin yorgunluğu onları dertten tasadan uzak, kalabalık olmayan doğal beldelere sürükler.

Ne şanslıyız ki Türkiye’nin dört bir yanı denizlerle çevrili ve iklim konusunda dört mevsimin tadını çıkarabiliyoruz.

İşte sizin için hazırladığım, hazır EYT emekliliği de gündemdeyken taze emekliler olarak yerleşebileceğiniz en güzel kasabalar!

1) İzmir’in Antik Kenti: Sığacık – Teos

İzmir’in güzelliği ve yaşanabilirliği, Türkiye içerisinde bir cevher olduğu çok kişinin hemfikir olduğu bir şey.

Şehrin mevsimi, uzun aylar süren yaz sezonu, doğası, günübirlik deniz keyiflerine imkan sağlaması onu, özellikle sıcak memleket sevenlerin vazgeçemediği bir adres yapıyor.

Eğer benim gibi 35 derece üzeri sıcaklar size göre değilse ve rüzgarsız, gece şöyle omuzlarıma aldığım şalımsız yapamam derseniz şimdi sizi püfür püfür esen rüzgarı ile bir yere götürüyorum.

İzmir’in güneybatısında yer alan ve Seferihisar’a bağlı olan Sığacık, çok değil 10 yıl önceye kadar insanların pek de bilmediği bir güzergahtı. Şimdi ise elbette bir Çeşme kadar olmasa da fark edildi ve nüfusunu giderek yükseltiyor.

Sığacık bir “cittaslow.” Yani sakin şehir. İlk olarak İtalya’da ortaya çıkan bu terim aslında slow food akımının bir uzantısı gibi. Çevre, altyapı, kentsel yaşam kalitesi, tarım, turizm, esnaf ve sanatkar politikaları, misafirperverlik, farkındalık ve eğitim, sosyal uyum ve ortaklıklar gibi 7 ana başlıkta kriterlere uyan ve nüfusu 50,000’in altında olan şehirlerin başvurduğu bu üyelik birliği aslında günümüzde yaşanabilir şehirleri de işaret ediyor.

Türkiye’nin Cittaslow Şehirleri yazımıza bakarak Türkiye’nin diğer sakin şehirleri hakkında da ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Sığacık’ın bir kale içi var. Bu kale içi ve aynı adı taşıyan Sığacık Kalesi’nin tarihi 1522’lere dayanıyor. Kale içi, arnavut kaldırımları ve eski köy evlerinden oluşmuş iken günümüzün İzmir belediye başkanı, eski Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de girişimi ile bir renovasyon altına giriyor. Kale içindeki evlerin hepsi beyaza, kapıları maviye boyanıyor ve ortaya muhteşem bir görüntü çıkıyor.

Alaçatıvarı kale içi, günümüzde 3. dalga kahvecilerin, yeni nesil meyhanelerin, el işleriyle bezenmiş tezgahların, asmaların, zeytin ağaçlarının süslediği bir alan. Sığacık’a gelenler soluğu hemen burada alıyor.

Sığacık’ın mitolojik de bir önemi var. Efsaneye göre Zeus ve Semele’nin oğlu Şarap tanrısı Dionysos’un oğlu Athamas tarafından kurulan Teos antik kenti de bu bölgededir. Sığacık’ın zaten bir diğer ismi de Teos. Teos’un tarihi ise milattan önce 1080’lere dayanır.

Günümüzde bu bölge bir açık hava müzesi olarak ziyaret edilir. Helenistik ve Roma döneminden kalıntılar, Dionysos Tapınağı, Agora Meydanı, açık hava tiyatrosu bölgede ziyaret edilebilecek alanların başında gelir.

Lüks yatların ve balıkçı teknelerinin birlikte demirlediği Sığacık Limanı da gece yürüyüşlerinin olmazsa olmaz uğraklarındandır.

Kasabanın merkezinde plaj yoktur, fakat 15 dakikalık bir yürüyüş ya da 5 dakikalık bir araba yolculuğu sizi güzel plajlara götürecektir. Büyük Akkum, Küçük Akkum kasabanın en meşhur plajlarındandır. Bunun yanı sıra sadece lokallerin bildiği koylar ve plajlar da Sığacık sakinlerinin günübirlikçilerden saklı keyif yaptığı yerlerdir.

Oksijeni bol Sığacık, yaz aylarında genelde 25 derecede seyreder. Akşamları muhakkak bir esinti içinizi ferahlatır.

Bölge aldığı rüzgarlar sebebiyle rüzgar sörfünun de yapıldığı bir mevkidir. Rüzgar enerjisi için rüzgar gülleri de kasabanın silüetini belirler.

Kale içine kurulan pazarda, köylülerin bereketli tarlalarından toplayıp getirdiği taze sebze, meyveleri tadabılırsınız. Bu açıdan Sığacık, Akdeniz’in bereketi ve bölgenin leziz mutfağı ile sizi kucaklar.

Günümüzde Sığacık nüfusu 3 bin civarıdır. Emekli olduktan sonra bu kasabaya yerleşen çok sayıda aile hayatlarına bahçelerinde organik sebze meyveler yetiştirerek ve sahip olduğu doğal güzellikleriyle beldenin tadını çıkararak devam ediyor.

Listemizin bir sonraki misafirine geçmeden önce, 30 Ekim 2020’de merkez üssü Seferihisar olan deprem nedeniyle İzmir’de yaşayan herkese büyük geçmiş olsun dileklerimizi sunalım.

2) Eski Rum Köyü: Kozbeyli

İzmir’in saklı güzelliklerinden Kozbeyli. Yeni Foça’ya bağlı tarihi bir köy. Bursa’daki Cumalıkızık köyünün Ege versiyonu gibi.

Arnavut kaldırımlı, yokuşlu sokakları, taş evleri, üzüm bağları ile sakin mi sakin bir cennet. 500 yıllık bir tarihi var, eski bir Rum köyü.

İzmirlilerin günübirlik ziyaretlerine konu olan Kozbeyli, farklı şehir sakinlerinin de kulaktan kulağa birbirlerine anlattığı bir destinasyon. Özellikle dövizin yükselmesi ile Türkiye içerisinde bilmediğimiz, duymadığımız alternatif destinasyonlar aradığımızdan Kozbeyli de bu konuda bizi yalnız bırakmıyor.

Bölgenin sakinleri hayvancılık ve tarım ile uğraşıyor. Kimi İzmirliler için ise bir yazlık adresi. Eğer denize girmek istiyorsanız Eski Foça ve Yeni Foça oldukça yakın.

Yeni Foça’ya giderken yol üstünde kalan Kozbeyli arsa ve tarla almak için oldukça güzel bir adres. Fiyatlar yakında cepleri yakmadan mutlaka bakılmalı.

3) Yılların Vazgeçiremediği: Dikili

Türkiye için, emekli olduktan sonra yerleşebileceğiniz kasabalar dediğimiz zaman, İzmir’in Dikili ilçesinin akla gelmemesi imkansız. Bölge nüfusunun yıllar içerisindeki artan grafiği de bize aksini kanıtlamıyor!

İzmir’in kuzeyinde yer alan yılların eskitemediği güzel belde Dikili. Doğusunda Bergama, kuzeyinde Balıkesir ile Ege Denizi’nin serin sularına konuşlanmıştır ve yıllardır müdavimlerini ağırlar.

Dikili de güzel Türkiye’mizin tarih zenginliğinden nasibini alan antik şehirlerden biridir. Tarihe damgasını vuran Büyük İskender, Aristo gibi isimleri ağırlamış, birçok farklı uygarlığın kendi toprakları üzerinde kök salmasına izin vermiştir.

Krater gölleri, mağaraları, çayları, yemyeşil ormanları ve elbette masmavi denizi ile gözlere şenliktir.

1960’lardan günümüze nüfusunu ikiye katlamıştır. Günümüzde Dikili beldesinde 40 bin civarı insan yaşamaktadır.

Turizmin yanı sıra termal kaynaklarının zenginliği, limanı ve aktif tarım alanlarının kullanımı bölgenin basılıca maddi kaynaklarındandır.

4) Marmaris’in Balıkçı Kasabası: Selimiye

Emeklilik hayali kuranların akıllarından sıklıkla geçenlerin başında, özellikle bir metropol yaşamından sonra daha sessiz sakin, doğa içerisinde kargaşadan uzak bir yaşam sürdürebilmek gelir.

Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı bir balıkçı kasabası olan Selimiye Köyü de yine bozulmamış cennetlerden. Karayolu ile ulaşım konusunda sürücülere çok da kolaylık sunmaz. Bölgenin bu nedenle erişime kolay olmaması turistlerin ve günübirlikçilerin hışmından korumuştur.

Karayolunun aksine, Selimiye yat turlarının uğrak noktalarından biridir. Bodrum-Marmaris arasında güzergah yapan tekneler Selimiye’ye bir uğrar ve ziyaretçilerin aklının burada kalmasına neden olur.

Yine birçok Akdeniz beldesi gibi Selimiye de tarihi açıdan önemlidir. Kale kalıntıları gibi arkeolojik kalıntılara sahiptir.

Selimiye sahip olduğu az sayıda kumsala rağmen, pürüzsüz ve berrak bir denize sahiptir. Alternatif ve ülke içi destinasyonların daha çok arandığı bir dönemde, Selimiye kendisine yavaş yavaş da olsa yer bulmaya başlamıştır.

5) Adını Duymak Yetiyor: Assos – Behram

Assos, yılların eskitemediği ve çok şanslıyız ki hala güzelliğinden bir şey kaybetmemiş olan cevher bir bölge.

Çanakkale merkezin 70 kilometre güneyinde bulunan Ayvacık ilçesine bağlı bir kasaba. Tarihi antik çağlara uzanan bir yerleşim yeri.

Ege Denizi kıyısında, Midilli Adası’nın hemen karşısında yer alıyor. Burnun en ucunda yer alan Babakale Köyü’nden, Balıkesir Edremit’e doğru giderken yer alan Küçükkuyu Köyü’ne kadar olan alanı kapsıyor.

Assos aslında bölgenin adı da olsa, denize kıyısı olmayıp denize çok yakın olan bir antik kent. Köyün en yüksek yerinde bulunan Athena Tapınağı, turistik olarak bölgenin uğrak yerlerinden. Fakat Assos Ören Yeri, amfitiyatrosu, surları ve etkileyici deniz manzarası ile birlikte sizi ziyaret ettiğinize asla pişman ettirmeyecek bir bölge.

Related Post

Sahip olduğu tarihi fonksiyondan dolayı bölgenin en gelişmiş yeri Assos Köyü, fakat güneyinde yer alan Sivrice Plajı, Assos’a en yakın plaj.

Babakale burnuna doğru Karadiken, Köyünevi, Bademli, Çayırova, kendi plajlarına sahip küçük kasabalar. Ve herbiri birbirinden etkileyici doğal güzelliklere sahip. Yol üzerinde birçok otel, motel, kamp alanı ya da bungalow ev de mevcut.

Eğer soğuk ve tatlı su seviyor iseniz, Çanakkale sizin için vazgeçilmez bir tercih olacaktır. Bunun yanına bir de dokunulmamış bir doğa, sakin bir yaşam stili, aynı zamanda tarihi dokular eklersek Assos sizi bekliyor.

6) Kuşadası’nın Güzel Beldesi: Güzelçamlı

Yine Ege’nin antik kentlerinden biri var sırada. Antik Çağ’da İyon şehirleri arasında bulunan, Osmanlı döneminde de bir rum kasabası olarak öne çıkan Güzelçamlı, Aydın’ın Kuşadası ilçesine bağlı beldelerden biri.

Sınırları dahilinde bir doğa harikası olan Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkını barındırıyor.

Türkiye’nin en zengin milli parklarının başında gelen, imar izni hatta kamp izni bile olmadığından dolayı doğal güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan bu park, flora ve hayvan çeşitliliği ile de çok zengindir. Parkın içerisindeki dokusu hiç bozulmamış koylar ziyaret edilebilir. Bölge jandarma tarafından sürekli korunmaktadır.

Bölgede ziyaret edilebilecek antik kalıntılar da mevcuttur. Bunların başında Zeus Mağarası ve Ponionion Antik Kenti gelir.

Güzelçamlı bir ön yıl önceye göre fazlaca nüfus aldığı için eski güzelliğini koruyamasa ve ne yazık ki beton kentleşmeden nasibini alsa da halen sahip olduğu local kesim, doğal park ve tertemiz denizi sayesinde göz önünde bulundurulacak seçeneklerden biridir.

7) Sakin ve Kaliteli: Göcek

Biraz da Akdeniz’e inelim ve Ege’nin güzel kasabalarından sonra Akdeniz’in en nezih mahallesi olan Göcek’e varalım.

Göcek, Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı bir mahalle. 2000’lerin başlarında yurtdışından isimlerin bile kaçamak tatillere geldiği, özel devasa yatlarla haftalarca denize açıldığı bir tatil yeri.

5 bin’lik bir nüfusu var. 6 adet yat limanına sahip. Beldenin en önemli özelliklerinden biri geniş bir körfez içerisinde yer alması ve birçok koya sahip olması.

Aynı zamanda etrafında irili ufaklı birçok ada da bulunuyor. Bunlar nedeniyle Göcek yat turları açısından oldukça bereketli bir yer.

Marinanın arka tarafında her tatil beldesinin olmazsa olmazı bir çarşı, hediyelik eşya dükkanlarının, market ve mağazaların yer aldığı bir alan. Arayıp bulamadığınız hiçbir şey burada olamaz.

Her ne kadar kışın, yaz canlılığı beldede görülmese de bölgenin yerlisi olup yaz kış hayatını sürdüren çoktur.

Mahallenin arka kesimlerinde bir iki katlı evler, hem bölge sakinlerini hem de beldenin güzelliği ile büyülenip burada yaşamak isteyenleri ağırlar.

Göcek sakinliği, huzuru, kaliteli yaşamı ile emekliliğin muhteşem adreslerinden biri olabilir.

8) Suyun Öte Yakası: Samos Adası

Şimdi suyun öbür yakasına gidiyoruz. Bize en yakın Yunan adalarından biri olan Sisam Adası ya da Samos Adası’na…

45,000’lik bir nüfusu olan Samos, Dilek Yarımadası’nın hemen karısında yer alıyor.

Tarihte kurulan on iki İyon kolonisinden biri. Kuzey Ege Adaları’nın en güzellerinden biri.

Yunanistan özelikle Avrupalı emekliler için vazgeçilmez bir tercih, bize yakınlığı ve kültürel ortaklık sebebi ile Türkiye’den de nüfus alıyor.

Ege’nin turkuaz sularına, muhteşem doğasına sahip olan Samos tarihi olarak da birçok yapıya sahip.

Kuşadası ya da Seferihisar’dan 2 sattlik bir feribot yolculuğu ile ulaşılabiliyor.

Yeşil pasaporta vize uygulaması olmadığı gibi, kısa konaklamalar için kapıda vize uygulaması var. Gidip görmek için oldukça pratik bir adres.

Doğallığını kaybetmemiş bu şehir iki katlı köy evlerinin, gizli kalmış şahane koyların ve yine Akdeniz’in bereketli topraklarının sofraları rengarenk doldurduğu bir coğrafyanın bir uzantısı.

Samos’ta herkesten uzakta bir dağ köyünde inzivaya çekilip yaşamak istiyorsanız Monolates’e bir bakmanızı öneririm.

9) Kartpostalların Güzelliği: Toskana

Listenin son iki misafirinde, kasaba değil bölge seçmeye gayret ettim. Bu iki bölge özellikle dünyanın dört bir yanından, emeklilerin akın ettiği ve hayatlarının geri kalan bölümlerini bir rüya kıvamında yaşadıkları yerler.

İtalya’nın şaheser bölgesi olan Toskana kartpostalvarı silüeti ile birçok filme, sanat çekimine, kitaba konu olmuş bir bölge.

Avrupa’nın en güzel diyarlarından biri olarak kabul edilen Toskana özellikle uzayıp giden yeşil vadileri, ve taş evleri ile müsemma.

Toskana İtalya’nın batısında, Floransa ve Pisa gibi şehirlerin içinde bulunduğu bölgeye verilen isim. Bu iki şehir sahip olduğu turistik noktalarla en uğrak yerlerin başında geliyor. Fakat Toskana’nın coğrafyası ve aslında her şehri öyle güzel ki insanı kendisine aşık ediyor.

Taş evleri ile ünlü Lucca şehri, yine mimarisi ve müzeleri ile ilgi çeken Arezzo, bir liman şehri olan ve ülkeyi ticari olarak doyuran şehirlerden biri Livorno ve Ortaçağ’ın güzel şehirlerinden Pistoia bölgenin kalkınmış şehirlerinden.

Fakat doğa ve sakin hayat severleri eşsiz manzarası ve sunduğu yavaş hayat stili ile memnun edecek birçok şehir de Toskana’da mevcut. Yeşillikler ile çevrili taş evleri ile Montepulçiano kasabası, şiirsel görselliği, üzüm bağları ile Val d’Orcia dünyada cenneti yaşamak isteyenler için muhteşem adresler.

Avrupa’nın birçok ülkesinden emeklilik hayali kuranların yolunu düşürdüğü, İtalya’nın en güzel yerlerinin başında gelen Toskana, hayatınızın bu kısmında kendinize edeceğiniz en güzel hediye.

10) Adriyatik’in Cennetvari Bölgesi: İstirya

Adriyatik Denizi’nin kuzeybatısında yer alan İstirya bölgesi, yine irili ufaklı birçok şehirden oluşan bir yarım adadır. Hırvatistan’ın en kuzeyinde yer alır.

Slovenya sınırının hemen altındaki İstirya’nın en meşhur şehirleri Pula, Pazın, Rovinj’dir.

İstirya muhteşem doğası, sahip olduğu iliman iklim ile birçok Avrupalı’nın emeklilik destinasyonu.

Ucuz bir tatil adresi olarak Hırvatistan’a gelip büyülenen insanların o günden sonra hayallerini süslemeye başlıyor.

Venedik’in tam karşı hizasında yer alan İstirya bölgesi turkuaz denizi, bereketli toprakları, yemyeşil ormanları ile cennetvari bir bölge.

Meşhur yer mantarı, Akdeniz’in vazgeçilmezi üzüm bağları, zeytinleri ve taze balıkları ile sakinlerine festival yaşatıyor.

Kuzey Avrupa’nın yüksek fiyatlı yaşam şartlarına karşılık uygun fiyatlı günlük yaşam ve emlak seçeneği ile yaşamak isteyenler için makul bir seçenek.

Yüksek yaşam kalitesi, merkezi konumu, Avrupa’nın tüm havalimanları ile iyi bağlantısı ile huzurlu bir emekliliğin tadını çıkarmak için mükemmel bir yer.

***

Umarım sizin için hazırladığım bu birbirinden güzel 10 belde ve bölgeyi içeren listeyi sevmişsinizdir. Hak ettiğiniz emeklilik hayatını huzur ve sükunet ile geçirebilmeniz dileğiyle!

Paylaş
İrem Kulaber

gezmeden, yazmadan, hikaye anlatmadan ve dinlemeden duramaz edebiyat + medya iletişim mezunu içerik üreticisi, şimdilik beyaz yakasını renklere boyamaya çalışıyor