Modernliğin ve şıklığın şehri Malmö, Stockholm ve Gothenburg’tan sonra İsveç’in en büyük üçüncü şehri.
Danimarka ile arasında hem kara hem demiryolu kullanarak geçebileceğiniz bir boğaz bulunuyor. Türkiye’de birçok kişinin futbol takımıyla tanıdığı bir yer olsa da futbolla pek ilgisi olmayanlar hemen Google sayfalarına sarılabilir. Çünkü Öresund Boğazı görmeniz gereken kuş bakışı bir görünüme sahip!
Eski Şehir Merkezi, Old Town, içerisinde tarihi simgeler barındırsa da Malmö, genel skalada benim için çağdaş şehir tarzının en güzel örneklerinden biri. Tarihi binaların çoğunu yanlarına ekledikleri tasarım harikası çağdaş binalarla buluşturmuşlar. Dünya Denizcilik Üniversitesi bunun en güzel örneklerinden biri.
Modern mimarisinin yanı sıra devasa doğa parkları da Malmö’nün sıklıkla karşılaştığımız manzaralarından biri. İnsanların yaz mevsimlerinde tadını çıkardığı bu parklar çoğunlukla dolup taşıyor.
Malmö’de şehir sakinleri pencerelerinin önüne yerleştirdikleri sarı lambalarla sokaklara yansıyan manzaraları bile güzelleştiriyor.
Kanallarla çevrelenmiş bir şehir olduğu için köşe başı bir sanatçının tasarım harikası köprüsü karşınıza çıkıyor. Yani burada köprüler bile sanatçıların elinden çıkma.
Özellikle çarpık kentleşme ve stilsiz yapılaşmanın çığ gibi büyüdüğü İstanbul’dan sonra, Malmö’de mahalleler arasında gezinmek bile insana keyif veriyor.
Bir Schengen vizesi ile giriş yapabileceğiniz Malmö, Kopenhag’a 20 dakika olan uzaklığıyla bir taşla iki kuş şeklinde bir rota belirleyebileceğiniz bir destinasyon. Aynı zamanda Antalya’nın kardeş şehri. Türkiye ile arasında iki saat farkı var.
Kağıt paralarının üzerinde askerler, komutanların resimlerine yerine oyuncuların, müzisyenlerin yer aldığı bir ülke hayal edin, işte öyle bir yer.
Malmö’ye arkadaşım orada yaşadığından dolayı biraz plansız şekilde gittim. Fakat vardığımda karşılaştığım şeyler beni şehre hayran bıraktırdı. Size de kendi deneyimlerim ışığında uzunca bir seyahat rehberi hazırladım. Umarım faydasını görürsünüz!
İçindekiler
Malmö, Meksika Körfezi’nden başlayıp Atlas Okyanusu’na devam eden ve Kuzey Avrupa kentlerine ılıman bir iklim sağlayan Gulf Stream’in etki alanı altındadır. Bu nedenle iklimsel açıdan ılımandır.
Diğer birçok Avrupa kenti gibi Malmö’yü ziyaret etmek için de ideal olan mevsimler yaz aylarıdır. Özellikle temmuz, ağustos aylarının ortalaması 20-23 derecede seyreder. Yaz geceleri ise derece 11-13 civarındadır. Yazın kimi zamanlarda sıcak hava dalgalarına maruz kalır.
Malmö’de kış mevsimi ortalamaları ise 4, -3 dereceleri arasında seyreder. Kışlar genellikle soğuk ve rüzgarlıdır. Ilıman iklimi sebebiyle -10’un altına düştüğü tarihte nadir görülmüştür. Kar yağışları ülkemizdeki gibi aralık ayından marta kadar sürebilir ama kimi zaman kar yağmadığı da görülür.
Malmö yaz mevsimlerinde günde 17 saate kadar gün ışığı alabilir fakat kış mevsiminde bu süre 7 saate düşer.
Malmö’ye gitmek için güneşli günleriyle ilkbaharın en güzel ayı mayıs ve sonbaharın elçisi eylül de güzel zamanlardır. Mayıs ayının sıcaklık ortalaması 16 derece; eylül ayının ise 17 derecedir.
Seyahatinizi daha özel anlara denk getirmek istiyorsanız festival zamanlarını da takip edebilirsiniz. Malmö’nün ev sahipliği yaptığı birbirinden renkli festivaller var. Bunlardan ilki her yıl Ağustos ayında düzenlenen ve bu yıl da 9-16 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek olan Malmö Festivali. İlk olarak 1985 yılında düzenlenen bu festival şehrin tüm parklarında ve sokaklarında farklı aktivitelerle kutlanıyor. Müzik, sanat, yemek, spor müsabakaları gibi birçok farklı disiplinle katılımcıları şenlendiriyor.
Katılabileceğiniz bir diğer festival ise Regnbågsfestivalen yani Gökkuşağı Festivali olarak da adlandırılan Malmö Pride. 1995 yılından beri her yıl düzenlenen festival LGBTQ+ bireyler ve onların hak mücadelesine ses vermek için kutlanıyor. Sokakların ve katılımcıların rengarenk kostümlerle bezendiği bu festival de haziran aylarında Malmö’yü ziyaret etmek için güzel bir zamanlama.
Her yıl mart ayında düzenlenen BUFF International Film Festival de uluslararası bir çocuk ve gençlik filmleri festivalidi.
Malmö aynı zamanda Arap Film Festivali’ne de ev sahipliği yapıyor. Bu tarzda bir festival İskandinav ülkeleri arasında sadece Malmö’de kutlanır.
Malmö boğaz kenarında yer alan bir liman şehri. Bu nedenle özellikle şehir merkezi kanallarla çevrili. Eski adı Malmhaug olarak belirtiliyor ve bu da kum yığını anlamına geliyor.
Kanallarıyla olduğu kadar şehir merkezindeki devasa parklarıyla da meşhur. Asırlık ağaçların ve farklı kıtalardan toplanmış bitkilerin oldukça nizami tasarımlarla halka sunulduğu parklar şehrin önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Malmö özellikle 1990’lerden sonra gittikçe kozmopolit bir hale gelmiştir. Günümüzde 300,000 civarında bir nüfusa sahiptir. Bu nüfusun %15’ine yakınını son 15 yıldaki yoğun göç dalgası sonucu Müslümanlar oluşturur.
Şehir popülasyonundaki bu değişim şehir silüetindeki değişimi de beraberinde getirmiştir. Özellikle 2000’lere doğru oldukça modern dokunuşlar binaların, kanal ve köprülerin tarzlarını belirlemiştir.
Batı Limanı anlamına gelen Västra Hamnen yeniden yapılanma projesi olarak ultra lüks fakat yenilenebilir enerji sağlayan konut projeleriyle donatılmıştır.
Türkiye’den Malmö’ye ulaşmak için ne yazık ki direkt bir uçuş yok. Fakat Türkiye’den Kastrup Kopenhag Havalimanı‘na uçabilir ve birçok Malmö sakini gibi Öresund Köprüsü üzerinden otobüsle 50, trenle 20 dakikalık bir yolculukla Malmö’ye ulaşabilirsiniz. Bu coğrafyada ülke değiştirmek bu kadar kolay. Yalnız köprü üzerinde bir pasaport kontrolü oluyor. Hazırlıklı olmak lazım. Yolculuk sonunda son durağınız şehir merkezindeki Centralstation Merkez İstasyonu olacak.
Malmö’nün kendine ait küçük de olsa bir havalimanı var. Eğer Avrupa’nın diğer şehirlerinden Malmö’ye uçmak isterseniz uçuşları kontrol etmeniz gerekiyor. Kısıtlı uçuş güzergahından dolayı uzak ülkelerden gelen birçok insan Kopenhag üzerinden Malmö’ye aktarma yapmayı tercih ediyor.
Eğer Malmö Havalimanından şehir merkezine ulaşmak isterseniz, Flygbussarna otobüslerine binmeniz gerekiyor. Biletinizi ister otobüsün kendi uygulamasından online olarak ister otobüs içerisinde şoförden satın alabilirsiniz. Yalnız aklınızda bulunsun otobüslerde sadece kredi kartı geçiyor. Otobüs ücreti yetişkinler için 105 İsveç Kronu. Bu otobüs sizi Hållplats K olarak da adlandırılan ‘Centralstation’ merkez istasyonuna kadar götürüyor. Centralstation ise şehrin en tarihi yerleşkesi Gamla Staden’in hemen karşısında.
Her zamanki gibi size şehir içinde ulaşıma dair ilk önerim bisiklet. Sokak aralarında aniden karşınıza çıkacak bisiklet parkları Malmö’de bisikletin ne kadar geçerli bir ulaşım aracı olduğunu gösterecektir. Özellikle merkez yerleşke Gamla Staden içerisinde yürüyerek veya bisikletle şehrin tarihi simgelerinin büyük bir çoğunluğunu ziyaret edebilirsiniz. Geniş bisiklet yolları, bisikletlilere göre trafik ışıkları işinizi kolaylaştıracaktır. Bisiklet kiralamak için Donkey Republic uygulamasını kullanabilirsiniz. Bunun yanı sıra Östra Rönneholmsvägen 26 numarada bulunan Fridhemscykel bisiklet kiralama mağazasına gidebilirsiniz. Ücretler ilk gün için 150, diğer her gün için 100 SEK. Ziyaretinizi nisan ve ekim ayları arasında planlarsanız da merkez istasyonunun hemen karşısındaki Strömma’dan bisiklet kiralayabilirsiniz.
Şehir içerisinde kullanılabilecek iki tür halk otobüsü var. Bunlardan yeşil olanı şehir merkezi ve yakın mahalleler arası ulaşım sağlıyor. Sarı otobüslerse şehir merkezinin dışındaki uzak yerleşkelere yolcu taşıyor.
Otobüs bileti alırken size tavsiyem duraklardaki bilet kiosklarını kullanmanız. Aksi takdirde otobüs içerisinden bilet alamazsınız. Malmö’de kalacağınız ziyaret süresine göre bir ya da üç gün geçerli ekonomik biletler alabilirsiniz. Bir günlük limitsiz bilet 65, üç günlük ise 165 SEK. Seyahatiniz daha uzun sürecekse dilerseniz Jojo Card adı verilen otobüs kartlarını da tercih edebilirsiniz. 70 SEK ödeyerek satın alacağınız bu kart içerisinde 50 SEK değerinde biletle geliyor. 7-Eleven isimli yaygın marketlerden veya gazete bayilerinden bu kartı satın alabilirsiniz. Son olarak Skånetrafiken adı verilen mobil uygulama vasıtasıyla biletinizi alabilir, kredi kartınızla ödeme yapabilirsiniz.
Almanya’nın Trevemünde bölgesiyle Malmö arasında bir feribot hattı bulunuyor. Yolculuğun 10 saat civarında sürdüğünü belirtelim.
Tıpkı Kopenhag’ta olduğu gibi Malmö’de de şehre ilk uğradığınızda yapmanız gereken en güzel aktivite şehri denizden göreceğiniz bir kanal turuna çıkmak. Bunun için merkez istasyonun karşısındaki tur acentalarına başvurabilirsiniz.
Malmö konaklamak için farklı opsiyonlara sahip bir şehir. Lüks ve konforlu oteller, cep dostu ve yalnız gezginlerin tercihi hosteller ya da kalabalık arkadaş ya da aile gruplarının vazgeçilmezi ev kiralama uygulamaları Malmö için de geçerli opsiyonlar.
Fakat öncelikle Malmö’deki bazı mahalleler ve onların genel atmosferlerinden bahsetmekte fayda var. Bu sayede seyahat beklentinize uygun bir konaklama opsiyonu seçebilirsiniz.
Malmö şehri 2013 yılında 5 bölgeye ayrılmış. 60,000 civarında popülasyona sahip, ülkenin kuzeyini kapsayan Norr bölgesi şehrin merkezinin yer aldığı bir alan.
Bahsedeceğim tüm şehir simgeleri bu bölgede yer alıyor. Norr bölgesi de kendi içerisinde farklı özellikle mahallelere sahiptir.
Gamla Staden, eski şehir ya da şehir merkezi. Burası turistik bir gezi için en pratik konaklama noktası. Şehir simgelerine yakınlığından dolayı her yere yürüyerek gidebilirsiniz.
Malmö’nün en hayranlık uyandıran mahallesi Västra Hamnen bir kentsel dönüşüm harikası.
Deniz kenarında eskiden tersane olarak kullanılan 175 hektarlık endüstriyel çorak bir arazi üzerine yapılan ultra lüks konutlardan oluşuyor.
Konutların arasında su kanallarının dolaştığı mahallenin atmosferi çok etkileyici. Günümüzde 10-12 bin arasında bir popülasyona sahip.
Bölgenin enerjisi tamamen kendi içinde ürettiği rüzgar ve güneş enerjisiyle karşılanıyor. Sürdürülebilir enerji konusunda ideal bir belediyecilik örneği.
Binaların havalandırma sistemleri de deniz kuvveti, yer altı suları, ısı pompaları ve güneş panelleri gibi çeşitli yenilenebilir enerji mekanizmalarından elde ediliyor.
Şehrin modern simgesi olan Turning Torso da bu mahalle içerisinde yer alıyor.
Yeşil alanların, uzun yürüyüş parkurlarının, deniz banyolarının yer aldığı Västra Hamnen, Malmö’de konforlu bir tatil için aradığınız adres olabilir. Fiyat açısından Old Town’dan daha yüksek bir skalası var. Oteller kısıtlı sayıda ve ücretler ortalama 800 TL civarı. Fakat bu bölge için tercih edeceğiniz konaklama seçeneği ev veya oda kiralama olmalı. Bu bölgede Airbnb üzerinden 200 TL’den başlayan şekillerde oda kiralayabilirsiniz.
Planladığınız seyahat süresine göre Malmö’de ziyaret edebileceğiniz müzeler, şehir simgeleri çeşitlilik gösterebilir.
Tarihi olarak oldukça nadir sayıda kale ve saraya sahip olan bu şehir aslında modern bir şehir yapılaşmasına tanık olmak için ideal.
Daha çok parklar, modern ve futuristik mimari örneği binalar, lüks ve sıcak atmosfere sahip mahalleler Malmö’nün çehresini oluşturuyor. Bu nedenle Malmö’yü ziyaret ettiğinizde sürekli birbirine benzeyen tarihi binalar arasında koşturmanıza gerek kalmıyor.
Gelin şimdi hep birlikte Avrupa’nın az ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Malmö’nün en önemli noktaları arasında bir gezintiye çıkalım.
İsveç ve Danimarka’nın birbirleriyle bağlantısını oluşturan Öresund Köprüsü mimari bir harikadır. Köprüyü diğerlerinden ayıran ise boğazın ortasında, Peberholm adı verilen bir yapay adada son bulması ve denizin altında bir tünelle birleşerek Kopenhag’a devam etmesidir.
Tünelin nedeni ise köprünün Kopenhag Havalimanı’na yakın olmasıdır.
Danimarka Kraliyet Ailesi Prensi Frederik ve İsveç Kraliyet Ailesi Prensesi Victoria, köprünün ortasında buluşarak 1999 yılında inşası sonlanan yapıyı kutlamışlardır. Köprü 7845 metre ile Avrupa’da hem karayolu hem demiryolu hizmeti veren en uzun köprü olarak anılır.
Malmö’ye ait en ünlü modern şehir simgesi olan Turning Torso, Västra Hamnen isimli ultra-modern mahallede yer alan bir gökdelendir.
Baltık Denizi’nin Öresund Boğazı’nda, kıyıya 100 metre mesafede yer alır. Burgulu gökdelen olarak anılır ve neo-fütürist bir mimari örneğidir.
Santiago Calatrava isimli bir İspanyol mimar tarafından tasarlanmıştır. 190 metre uzunluğa sahiptir ve 54 kattan oluşur. Bu özellikleri sayesinde İskandinavya’nın en uzun gökdeleni ünvanını hak eder.
Bina, Malmö’nün lüks ve konforlu bir mahallesi olan ve özellikle sürdürülebilir enerji konusunda oldukça başarılı Västra Hamnen tarafından çevrelenir.
Şehir merkezindeyseniz Turning Torso’yu kendinize yön alarak ilerleyebilir ve boğaz kenarına kadar bir yürüyüş yapabilirsiniz. Boğaza vardığınızda karşı kıyıdan Kopenhag’ın ışıklarını ve Öresund Köprüsü’nü de göreceksiniz.
Avrupa’da hangi şehri gezerseniz gezin bir turist olarak görmeniz gereken ilk yapılar eski şehir yani ‘Old Town’ diye adlandırılan meydanlarda bulunur. Malmö’de de ilk olarak Gamla Staden’e uğramanız gerekiyor. Burası etrafın kanallarla çevrelendiği bir eski şehir yerleşkesi. Görmeniz gereken noktaların çoğu bu alanda. Şehir merkezinin de merkezi konumunda.
Gamla Staden’in en önemli şehir simgelerinden biri St. Peters Kilisesi. Gotik mimariye sahip tuğla bir kilise olan St. Peters, Malmö’nün başkenti olduğu Skåne vilayetinin merkez kilisesi olma özelliği taşıyor.
Tam 1300’lü yıllarda inşasına başlanmış. Malmö’nün en eski yapısı.
Almanya’nın Lübeck şehrindeki St. Mary’s Kilisesi’nden esinlenerek yapılmış.
Nordik ülkelerin en büyük sunaklarından birine sahip olmasıyla, duvarlardaki iyi korunmuş Ortaçağ freskleri ve avangart mobilyalarıyla St. Peters mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir simge.
Şehrin en büyük meydanı Stortorget. 1540 yılında 2,500 metrekare olarak inşa ediliyor. Günümüzde Malmö Festivali gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Meydanın ortasında Kral X. Karl Gustav’ın at üzerinde bir heykeli var. Gustav, eski Danimarka vilayetleri olan Skåne, Blekinge ve Halland’ı fethederek İsveç Krallığına katan isim.
Stortorget’e gittiğiniz zaman Malmö Belediye Binası’nı ve Adliye Sarayı’nı görebilirsiniz. Malmö Rådhus olarak adlandırılan belediye binası meydanda görülebilecek en ilginç simgelerden biri. Flemenk Rönesansı olarak adlandırılan bir dış cephe stiline sahiptir ve tonozlu mahzenleriyle Ortaçağ’dan fırlamış gibi görünür.
Bana sorarsanız bu meydanın en ihtişamlı yapılarından biri Södergaten sokağının başladığı yerde bulunan Lejonet Eczanesi. 1898 yılında Alman Neo-Rönesansına uygun tarzda inşa edilen tuğla örülü bina hala aktif bir eczane olarak hizmet vermekte.
Şehrin ikinci büyük meydanı Gustav Adolf Meydanı’dır. Meydanın ortasında, yaşlı ağaçların oluşturduğu bir park bulunduğundan dolayı diğer meydanlara göre daha yeşil bir görünüme sahiptir.
Parkın ortasında 1913 yılında heykeltıraş Anders Jönsson’ın tasarladığı, üç çocuğun birlikte oynadıkları anı resmeden bir çeşme yer alır. Bu meydan heykellerin, çeşmelerin ve çeşitli sanat eserlerinin görülebileceği bir meydandır.
Stortorget Meydanı’ndan 400 metrelik bir yürüyüş sizi bu meydana getirecektir. Bu meydanda yeşilliklere karşı kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Büyük meydan yani Stortorget’in hemen çaprazından ilerleyerek ulaştığınız Lilla Torg şehrin küçük meydanı. İsveç dilinde de aynı anlama geliyor.
Etrafı rengarenk binalarla çevrili olan bu meydan özellikle yaz aylarında en popüler buluşma mekanı olarak işlev görür.
Küçük dükkanlar, şirin restoranlar, açık oturma alanlarına sahip barlar ve ilginç eski evler Lilla Torg meydanının sıcak ve keyifli atmosferini oluşturur.
Malmö’de görebileceğiniz en ilginç ve en minik müze var şimdi sırada: Ebba Hus. Bu tarihi müze halen 1910’ların mimarisini ve mobilyalarının izini taşıyor.
Peki bu eski ev nasıl mı müzeye dönüştü? 1960’larda evin bulunduğu çevrede radikal bir modernleşmeye ve yenileşmeye gidilirken inatla ve sebatla evini satmayı reddeden Ebba Olsson sayesinde.
Olsson 1984’e kadar mahalle çehresini değiştirirken eski evinde, eski stil mobilyalarıyla yaşamaya devam etmiştir. 1984 yılında çeşitli sağlık sebeplerinden ötürü evden taşınmak zorunda kalmış ve evini Malmö Müzesi’ne bağışlamıştır. Olsson 1989 yılında yaşamını yitirdiğinde Müze evdeki mobilyaları bir müze sergisine uygun hale getirmiştir.
Günümüzde eve yapılan tek müdahale aydınlatma ve su sistemidir. Ebba Hus, gelecek nesillerin eski İsveç evlerini, kültürünü ve sınıfların yaşamlarını görmeleri için ideal bir adrestir. Her gün 12 ve 17:00 arası ziyaret edilebilir.
Malmö Kalesi tarihi bir İsveç turu için Malmö’de ziyaret edebileceğiniz en önemli adres. Alanda bulunan eski hisar kalıntılarının üzerine 1537 ve 1542 yılları arasında inşa ediliyor.
İskandinavya bölgesinin en güzel korunan Rönesans kalelerinin ise başını çekiyor. Kalenin mimarı olan Marten Bussert, Hollanda-İtalyan kale mimarisinden esinlenerek modern surlarla lüks bir kale kombinasyonu tasarlamış.
Malmö, Danimarka himayesi altındayken kraliyet sarayı olarak kullanılan kale İsveç egemenliğine geçtikten sonra bu özelliğini kaybetmiş ve ilk önce bir savunma kalesi olarak ardından da hapishane olarak kullanılmış.
Son olarak 1900’lerin başında evsiz insanlara bir sığınak olan kale 1937 yılında kapsamlı bir restorasyondan sonra müze olarak hizmet vermeye başlamış. 1851’de kale bahçesine inşa edilen sevimli yel değirmeni de görmeye değerdir.
Kale günümüzde aynı zamanda Malmö Sanat Müzesi ve Malmö Doğal Tarih Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor.
Şimdi size girişlerin ücretsiz olduğu bir parktan bahsedeceğim. Folkets Parkı, yani ‘Halk Parkı’ merkez mahallelerden biri olan Möllevången’de yer alıyor.
Kopenhag Seyahat Rehberimizde Tivoli Bahçelerinden bahsetmiştik. Folkets da Tivoli Bahçelerindeki kimi binalardan özenilerek inşa edilen bazı yapılara sahip.
Özellikle Fas mimarisinden izler taşıyan ve günümüzde müzik kulübü olarak etkinliklere ev sahipliği yapan tarihi Moriskan görülmeye değerdir.
Alanda atlı karıncalar, hız trenleri, geniş oyun alanları, çocuk tiyatrosu, minyatür golf sahası yanı sıra kafeler ve restoranlar da bulunur. Eğlence parkı hem çocuklara hem de yetişkinlere ortaklaşa bir eğlence alanı sunar.
Bereketli parklar ile çevrelenmiş Malmö’nün bir diğer yeşil alanı Kungsparken.
Malmö’deki en eski park olarak bilinen bu park aslında Malmö Kalesi’ne ait bir alan olarak tasarlanıyor. Ardından yıllar içinde kaleden ayrılıyor.
3 farklı kıtadan 130’un üzerinde farklı türde asırlık ağaca ev sahipliği yapan park diğerlerinden farklı olarak botanik bahçesi işlevi görüyor.
Kungsparken içerisinde ziyaret edebileceğiniz bir mağara da bulunuyor.
Malmö Sanat Müzesi, Malmö Kalesi’nin içerisinde yer alıyor. İsveç’in en kapsamlı 20. yüzyıl İskandinav sanat koleksiyonuna sahip. Bunun yanı sıra 20. yüzyıldan Rus ressamların ve oldukça kapsamlı el sanatlarının kalıcı sergileri de ziyaret edilebilmekte.
Ünlü İsveçli ressam Carl Fredrik Hill gibi birçok ismin eserlerinin görülebileceği bu müzeyi 10-17 arasında ziyaret edebilirsiniz. Müze yetkinler için 40 SEK, 19 yaşa kadar ise ücretsiz.
Yine Malmö Kalesi’nin sınırları içerisinde ziyaret edebileceğiniz Malmö Müzesi olarak da anılan Tarih Müzesi hem Malmö şehrini hem de kale tarihini gözler önüne seriyor.
Burada, Danimarka ve İsveç arasında geçmişte yaşanan gergin ilişkilere ve Danimarka himayesindeki İsveç vilayetlerinin hikayesine tanık olacaksınız.
Aynı zamanda Buz Devri’nden Orta Çağ’a kadar devasa bir dönemi kapsayan arkeolojik koleksiyon sayesinde Skåne bölgesinin tarihi ölçekte ne kadar önemli bir yerleşim alanı olduğunu göreceksiniz.
Gelelim Malmö’nün en renkli yapılarından biri olan Modern Sanat Müzesine.
Girişlerin her yaştan ziyaretçiye ücretsiz olduğu bu çağdaş müze Stockholm’deki Modern Sanat Müzesi’nin bir kolu olarak işlev görüyor.
Müze hem 1901 yılında inşa edilen tuğla bir binadan hem de 2000’lerde bu eski binaya eklemlenen kırmızı çelik kaplamalı modern bir binadan oluşur.
Müze özellikle 20 ve 21. yüzyıla ait çeşitli çağdaş sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapar. Dali, Kandinsky, Matisse ve Picasso bu isimlerin içerisinde yer alır.
Sürekli yenilenen sergilerle birlikte müze katılımcılara çeşitli atölyelere katılma imkanı da sunar.
Şehrin en büyük yeşil alanı ve parkı olan Pildammsparken merkezden yürüyerek ulaşabileceğiniz bir spot.
45 hektarlık bir alana yayılan bu park içerisinde bir gölet, uzun bir yürüyüş yolu ve tarihi bir köşk yer alıyor.
Pildammsparken’ın tarihi anlamda ilginç bir hikayesi var. 1914 yılında Danimarka, Almanya ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu Baltık ülkelerince Malmö’de bir Baltık Festivali düzenlenmesi planlanıyor. Bu festival kapsamında da Pildammsparken inşa ediliyor. Fakat ne yazık ki bir sene sonra patlak veren Birinci Dünya Savaşı’nda Rusya ve Almanya’nın karşı cephelerde savaşa girmesi sebebiyle festival yarıda kesiliyor.
Park günümüzde onlarca kuş çeşidine ev sahipliği yapmakta.
Yaz aylarında yemyeşil çayırlarda insanların uzandığı, piknik yaptığı bu park aynı zamanda ücretsiz sanat performansları ve konserlerin gerçekleştiği bir amfitiyatroya da sahip.
Parka gelmişken, günümüzde bir kafe ve restoran olarak kullanılan Margareta Köşkü’ne de uğrayabilirsiniz.
Şehrin güney kısmında yer alan, daha çok orta sınıfın ve göçmenlerin yaşadığı Möllevången mahallesi pazar alanıyla en renkli sahnelerden birine ev sahipliği yapar.
Malmö sahip olduğu göçmen nüfusuyla Avrupa’nın birçok kentine fark atan bir şehir. Özellikle bu bölgede Afrika’dan, Uzak Doğu’dan, çeşitli Arap ülkelerinden ve Türkiye’den birçok göçmenin yaşadığını görebilirsiniz.
Pazar alanı aynı zamanda oldukça pahalı olan marketlere karşı da çok makul bir adres. Möllevångstorget’e giderek bölgedeki en ucuz meyve ve sebzeleri satın alabilir, tatilinizi daha cep dostu bir hale getirebilirsiniz.
Malmö Kalesi’ne beş dakika uzaklıkta yer alan Teknoloji ve Denizcilik Müzesi teknoloji ve teknik alanlılara meraklı olanlar için ideal bir adres.
Kalıcı olarak havacılık, navigasyon, taşıt motorları gibi sergilere ev sahipliği yapan müze aynı zamanda Malmö şehrinin de 1850’lerden günümüze kadarki gelişimini gözler önüne seriyor.
At arabalarından, elektrikli motorlara kadar birçok taşıt üzerine ayrıntılı bir serginin de görülebildiği müzede aynı zamanda devasa bir denizaltı bulunuyor.
Denizaltının içine girmek için her salı ve pazar günü müzeyi 13-16 arası ziyaret edebilirsiniz.
Kopenhag gibi Malmö de halkın denize girebildiği, açık hava banyosu olarak adlandırılan ‘open-air bath’lere sahip. Bunun için gidebileceğiniz birkaç adres var.
Öresund’dan getirilen kumlarla oluşturulan sahil Ribersborg plajı Västra’dan Limhamn’a kadar uzanıyor.
Plaj aynı zamanda ziyaretçilerin özellikle kışın tercih ettiği saunalara da sahip.
Gelelim yemeklere. İsveç mutfağı deniz ürünlerinin sıklıkla tüketildiği bir mutfak türü. Burada denizden adeta beş dakika önce çıkmış tazelikte ‘ucuz’ somonlar yiyebilirsiniz. Ucuz diyorum çünkü İsveç’te ucuz olan bir şey varsa o da balık. Malmö, ringa ve somon başta olmak üzere tuzlanmış balığın da çokça tüketildiği bir bölge.
Balık etinin yanı sıra domuz, kaz, geyik ve hindi etinin de oldukça sıklıkla karşımıza çıktığını görüyoruz.
Sebzeler ana yemek olarak nadiren kullanılıyor. Çoğunlukla et yemeklerinin yanında garnitür olarak servis ediliyorlar.
Öncelikle bizdeki kahvaltı kültürüne yakın olarak tüketebileceğiniz ‘Aggakaka’ isimli bir yumurta tarifleri var. Onlar bunu bir öğün olarak tüketse de bence kahvaltıda tüketilebilecek bir seçenek. Un ve sütle kalınlaştırılan yumurta bir pandispanya hamuru gibi şişirilerek pişiriliyor üstüne ise cips gibi çıtır bir hale getirilen domuz pastırması konarak tüketiliyor.
İkinci olarak ‘Ålagille’ adı verilen bir yemekten bahsedeceğim. Bu yemek özellikle mutfakta cesur tatlar denemek isteyenlere gelsin. Çünkü kendisi tütsülenmiş bir yılan balığı. Ekşi soslar ya da limonla tüketiliyor.
Malmö’de insanların yemek geleneklerinden biri St. Martin Arifesi’nde kaz pişirmek. Buna da ‘Gåsamiddag’ diyorlar. Aile yemekleri için önemli bir yer tutan bu et yemeğini Old Town’da bulunan Rådhuskällaren, Savoy Grill ve Årstiderna gibi restoranlarda yiyebilirsiniz.
Geyik eti İsveç mutfağında önemli bir yer tutuyor. Salt & Brygga adı verilen restoran size geyik eti konusunda en lezzetli sunumu yapacaktır. İsveçlerin bir garnitür olarak bayıldığı ve her şeye kattığı kırmızı böğürtlen ve sarı mantar da ‘Venison tenderloin’ adı verilen bu yemeği lezzetlendiren eşlikçiler. Et aynı zamanda çoğunlukla patates püresiyle de servis ediliyor.
Malmö’nün binbir çeşit et yemeğini tadımlamak ve et alışverişi yapmak istiyorsanız size önerebileceğim bir adres var. Merkez istasyonuna 7 dakika yürüme mesafesinde Gibraltargatan 6 adresinde bulunan ‘Malmö Saluhall’ bir yemek salonu. Bölgenin en meşhur yemeklerini ve kahvaltılarını burada deneyebilirsiniz. Hafta içi sabah 8’den itibaren kahvaltı servisi başlıyor. Buraya gitmişken tuzlanmış ringa balığı denemeyi unutmayın.
Elma İsveç’in milli meyvesi diyebiliriz. Kendilerine ait bir elma festivaline bile sahip olan bu ülkede içkilerin en önemli içeriği de elma oluyor haliyle. Özellikle elma aromalı biralar, şaraplar Malmö’ye uğradığınızda denemeniz gereken lezzetler.
Malmö gündüz olduğu kadar gece de renkli sahnelere ev sahipliği yapan bir şehir. İster DJ performanslarıyla çılgın bir dans gecesi, ister bir jazz kulübünde müzik dolu bir akşam.
Birçok gece kulübü smart-casual olarak adlandırılan kıyafet koduna sahip. Fakat bazı özel mekanlar kesinlikle jean ve spor ayakkabıya izin vermiyor.
Gece kulüplerine giriş ücreti genel olarak 50-150 SEK arasında değişiyor.
Girişte ise çoğunlukla belirlenen minimum yaş limiti 20.
Spångatan üzerinde bulunan Babel vadettiği müzik ile gidilebilecek bir tercih. Lilla Torg’da bulunan Moosehead Bar’ı da özellikle lezzetli kokteylleri için ziyaret edebilirsiniz.
İskandinav tasarımı zarif ve çağdaş görünümü ile dünyaca ünlüdür. İsveç’ten ne alırsanız alın bu kalıba sıklıkla uyar. İsveç aynı zamanda dünya geneline mal olmuş birçok markanın da memleketi. Bunların başını İKEA ve H&M çekiyor.
Malmö’ye gitmişken mutlaka almanız gereken birkaç ürün grubu var. Bunların başında şık ve zamansız tarzıyla ev dekorasyon ürünleri geliyor. Bu hususta da en pratik ve güzel alışveriş mum, şamdan ve lambalar. Eğer hatıra olarak bir ülke sembolü isterseniz üzeri işlemeli küçük bir midilli olan Dala atına göz atabilirsiniz.
Kıyafet stiline gelecek olursa minimal İskandinav stilinin pahalı fakat zamansız parçaları satın alınabilecek şeylerin başında geliyor. Verdiğiniz paranın bu zamansız parçalara değeceğine emin olabilirsiniz.
Şehir merkezinde bulunan Emporia, Triangeln ve Hansa isimli alışveriş merkezleri hem İsveç menşeli hem dünyaca ünlü birçok markanın bulunduğu alanlar.
Alışveriş merkezinde değil de sokaklarda alışveriş yapmak isterim derseniz birçok alışveriş sokağı mevcut. Gamla Staden’de bulunan Södergatan Malmö’nün en ünlü alışveriş sokağı. Her yaştan kimseye ve her bütçeye hitap edebilecek hediyelik eşyadan tekstile kadar birçok mağazaya sahip.
Yine Old Town içerisinde yer alan Arnavut kaldırımlı güzel sokak Stora Nygatan daha butik mağazaların ve sanatsal tasarımların satıldığı dükkanlardan oluşuyor. Eğer İsveç’e özgü bir şeyler almak isterseniz burada lokal el tasarımları bulabilirsiniz.
Malmö’nün çok-kültürlü bölgesi olan Möllevångstorget de size kuzeyde oldukça popüler olan Ortadoğu mutfağından lezzetler sunuyor. Burada yer alan sokak satıcılarından çok hesaplı bir öğün tadımı yapabilirsiniz.