Kategoriler AvrupaYurt Dışı

Pompeii Antik Kenti Hakkında Bilinmesi Gerekenler- Pompeii Nerede?

UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan, dünyanın en iyi korunmuş antik kentlerinden Pompeii Antik Kenti, Napoli Körfezi yakınlarında M.Ö. 8. yüzyılda kuruluyor.

Araştırmalara göre orta İtalya halkı olan Oscansların bölgede beş köy kuruyor ve Oscan dilinde beş anlamına gelen “pompe” kelimesinden Pompeii kelimesinin türediği biliniyor. 

Roma İmparatorluğu’nun en zengin ve en gelişmiş şehirlerinden Pompeii, imparatorluğun önemli liman kenti olduğu gibi, eşi benzeri olmayan bir eğlence merkezi. 

Şehirde ilk depremler M.S. 62’de başlıyor. Zaman içinde depremler o kadar sıklaşıyor ki halk bu depremleri önemsememeye başlıyor, yaşam aynı şekilde sürüp gidiyor. 

M.S. 79’da bir Ağustos günü şiddetli bir gök gürültüsü duyuluyor ve Vezüv Dağı’ndan ponza yağmuru yağmaya başlıyor. 18 saatlik süreçte şehir sakinlerinin bir kısmı evlerinde gizlenirken, bir kısmı bölgeyi terk edip hayatta kalmayı başarıyor.

Şehre yağan ponzaların ardından gelen patlama çevre kentleri lavlar altında bırakıyor ve insanların büyük kısmı karbondioksit boğulması yaşayarak hayatlarını kaybediyor. İki günün sonunda Pompeii tüfle kaplanarak haritadan siliniyor. 

1700 yıl boyunca sessizliğe gömülen şehir, 1748’de bir köylünün tarlada çalışırken bulduğu şehir duvarları sonrasında ortaya çıkıyor. 

Lav katmanlarının altından çıkarılan Pompeii, dönemin günlük yaşamı hakkında bilgiler sunuyor. Antik şehri gezerken kendinizi o dönemde hissetmemek elde değil. Sanki taşlı yollarında yürürken binaların üzerindeki politik yazılara göz atacak, sıcak ekmek kokusunu takip ederek kendinizi bir fırında bulacakmışsınız gibi. Şehir o derece dokusunu korumuş! 

Yapacağınız ziyarette Pompeii’nin ne kadar gelişmiş olduğuna şaşıracaksınız. Yalnızca hamamlarda değil, evlere dahi bakır borularla sıcak su verildiği ve kanalizasyon sisteminin olduğu bir şehirden bahsediyoruz. Üstelik meyhaneler, küçük aile restoranları, terzi dükkanları, hatta parfümeri bile var Pompeii’de. 

Şehri gezerken bazı evlerin ve villaların içine girmek mümkün. Birçok evin kendine ait bahçesi ve havuzu var.

Arkeologlar ve bitki bilimciler o dönemde bahçede hangi bitkiler yetişiyorsa hepsini araştırıp bulmuşlar. Günümüzde de aynı bitkiler yer alıyor evlerin bahçelerinde. 

Pompeii’den kurtarılan eserlerin çoğu şu anda Napoli Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Antik şehri gezdikten sonra, yaşamı gözünüzde daha iyi canlandırmak ve birbirinden güzel mozaikleri, günlük objeleri ve heykelleri yakından görmek için bu müzenin ziyaret edilmesi önemli. 

Kentin yalnızca ⅓’ü yeryüzüne çıkarılmış olsa da Pompeii o kadar büyük ki hakkını vererek gezecekseniz bir gününüzü ayırmalısınız. Açılış saatinden kapanış zilinin çaldığı ana kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamayacağınıza eminim! Yalnızca önemli noktalar yeter diyorsanız 4-5 saatinizi ayırmalısınız. 

Pompeii’nin girişinden edineceğiniz haritada bölge dokuza ayrılmış. Harita yardımıyla şehri detaylı gezmek ve görmek istediğiniz noktaları takip etmek mümkün. 

Kolaylık arayanlara Pompeii seyahatinizde “Gözünüzden asla kaçmamalı!” dediğim noktaları listeledim. 

Pompeii Antik Kenti’nde Görülmesi Gereken Bölümler

1) Forum ve Çevresi

Günlük yaşamının çekirdeği olan Forum, kentin en önemli noktası. Eğlencelerin düzenlendiği ve sadece yayalara ait geniş meydan ibadethaneler, kamu binaları, pazar alanı ve hamamla çevrili.

İsmine aldanmamak gereken bir yerden bahsedelim: Bazilika. Burası düşündüğünüz gibi dini bir yapı değil.

Döneminde Forum’un en görkemli binası olan Bazilika, 1500 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Burada her türlü adalet işleri yürütülüyormuş. Yapı, Roma dünyasında bu tür binaların en eski örneklerinden biri. 

Geçmişte tahıl ambarı ve pazar olarak kullanılan bölüm, günümüzde Forum’un oldukça ilgi çeken yerlerinden. Şehrin en büyük arkeolojik envanterinin toplandığı bölümde kazılardan çıkan 9000’den fazla parça yer alıyor. Burada yemek pişirmek için kullanılan tencere ve tavaları, amforaları, çanak çömlekleri ve mermer masaları görebilirsiniz. 

Forum’un girişinde yer alan Apollon Tapınağı, şehirde bilinen en eski ibadet yerlerinden. M.Ö. 3 ve 2. yüzyılları arasında yapılan yapı, sonradan sütunlu bir avlu eklenerek Forum Meydanı’na bağlanmış. Alanda bulunan birçok vazo, adak eşyası ve pişmiş toprak süslemeler ile tapınağın girişinde yer alan Helenistik döneme ait bronz heykellerin orijinalleri Napoli Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte. 

Forum’da ibadethanelerin hemen hepsi yan yana dizilmiş. Bunlar Eumachia Binası, Vespasian Tapınağı ve Macellum. Eumachia Binası ve Macellum’un günümüze kalıntıları ulaşmış. Buralardan bulunan parçalar Napoli Arkeoloji Müzesi’nde.

Vespasian Tapınağı ise Augustan döneminden kalma mermer bir sunak.

M.Ö. birinci yüzyıldan Forum Hamamı da Forum’da yer alıyor. Zamanında 500’den fazla aydınlatıcıyla ışıldayan hamamın erkek ve kadın bölümleri ayrı. Hamamda orta sıcaklık, soğuk, sıcak olarak üç ayrı bölüm olduğu gibi dolaplara sahip giyinme odası da bulunuyor. Forum Hamamı’nın en ilgi çeken yanı ise duvarlarındaki yarı çıplak insan bedeni heykelleri ve mitolojik kabartma süslemeler. 

2) Via dell’abbondanza

Via dell’abbondanza, 900 metrelik uzunluğuyla şehrin en uzun caddesi. Cadde üzerinde Pompeii’nin tüm sosyal sınıflarının evleri, işyerleri ve çalışma alanları, kamu binaları, hamamlar ve ibadethaneleri bulunuyor. Şehirdeki çeşitliliği daha iyi gösteren bir başka yer yok.

Forum’dan başlayıp şehir portallarından olan Sarno Kapısı’na çıkan Via dell’abbondanza üzerinde üzüm bağları dahil tarım alanları da görülebiliyor. 

Pompeii sokaklarında ve caddelerinde dikkat etmeniz gereken önemli noktalardan biri “Sıçrama taşları”. Belirli aralıklarla yollara büyük taşlar yerleştirmişler. Sıçrama taşı denilen taşlar, dönemin yaya geçidi işlevini görüyor.

Şehirde her ne kadar kanalizasyon sistemi olsa da kirli suların atımını sağlayan bir sistem yok. Peki bu sular ne mi oluyor? Yola salınıyor! Taşların amacı ise temizlikte kullanılan idrar sularının ve pis suların üzerine basmadan karşıdan karşıya geçişi sağlamak.

Sıçrama taşlarının aralarındaki boşlukların dönemin at arabalarının tekerleklerine göre ayarlandığı biliniyor. Günümüz tren rayı genişlikleri de bu boşluklarla aynı ölçüde. 

Botaniğe ilgiliyseniz Via dell’abbondanza’da tam size göre bir yer var: Botanik Bahçesi. 800 metrekareden fazla bir alanda eskiden kentte yetişen her türlü ağaç, meyve-sebze, tıbbı ve tekstil bitkisi günümüzde de yetiştirilmiş.

Önemli diğer noktalar arasında Stabian Hamamı; hamamın tam karşısında yer alan dönemin en kapsamlı heykel süslemelerinin çıkarıldığı (Şimdi Forum’daki tahıl ambarı bölümünde sergileniyor) bulunuyor.

Cornelii Evi, kirli çamaşırların yıkanması için kurulan çamaşırhane ve bir zamanlar üzüm bağı olduğu için günümüzde de üzümlerin dikildiği Forum Bohrium da mutlaka görülmeli.

3) Hamamlar

Pompeii’de beş büyük termal hamam bulunması Roma toplumunda banyo kültürünün ne kadar geliştiğini gösteriyor. Dönemde hamamlar sadece arınmak için değil, ayrıca sosyal ilişkileri geliştirmek için de kullanılmış. 

Related Post

Şehirdeki hamamların her birinin kapasitesi 1000 kişilik. Pompeii eskiden bir liman kenti olduğu için çok fazla sayıda denizci geliyormuş. Aylarca süren yolculuklarında su bulamayan denizciler, Pompeii’ye geldiklerinde hamamlardan da yararlanıyormuş. 

Stabian Hamamı, Pompeii’nin en eski hamamı. Süslü duvarlara sahip hamamda yüzme havuzu, kadın ve erkek olarak ayrılan bölümleri, giyinme odası bulunuyor. 

Şehirdeki hamamların en ilgi çekeni Banliyö Hamamı. Komşu Herculaneum şehrine giden yol üzerindeki geniş ve aydınlık hamam, bir zamanlar deniz manzarasına sahipmiş. Hamam, resmedilmiş erotik sahnelerle biliniyor. Bu çizimler bazı araştırmacılara göre hamamda gayri resmi genelev faaliyetlerinin olduğunu gösteriyor. Bunun bir kanıtı olmadığı için bazı araştırmacılara göre bunlar geneleve yönelik reklam faaliyetleri. 

Bol ışıklı ve bol havalandırmalı Merkez Hamamları, şehirdeki banyo komplekslerinin en büyüğü. Kadın erkek ayrımı olmayan hamamlar patlama sırasında inşa halindeymiş.

4) Amfitiyatro

Yeryüzündeki ilk amfitiyatro örneği, M.Ö. 70 yılında inşa edilen Pompeii’nin amfitiyatrosu.

20.000 kişilik kapasitesiyle komşu kasabalardan gelen seyirciyi de ağırlayan alan spor etkinlikleri ve gladyatör dövüşleri için kullanıyormuş. 

5) Büyük Tiyatro ve Odeon

Pompeii’de bulunan iki tiyatro da kentin aynı bölgesinde. Büyük Tiyatro, tepenin doğal eğitimini kullanarak M.Ö. 2. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş Yunan-Roma oyunlarının sahnelendiği bir açık hava tiyatrosu.

Patlamanın ardından tamamen kurtarılan ilk büyük kamu alanı burası. 

Odeon ise Büyük Tiyatro’ya göre daha küçük amfitiyatro. Müzik ve şiir performansları için kullanılan Odeon, iyi bir akustik amaçlanarak tasarlanmış. Pompeii ziyaretinizde Odeon’un sahnesinin ortasında durun ve normal sesinizle konuştuğunuzda sesinizin ne kadar güçlü çıktığına bir bakın!

6) Lupanare

Pompeii ziyaretinin olmazsa olmaz noktası: Lupanare. Lupanare, dünya üzerindeki en eski genelev olarak biliniyor.

Lupa “dişi kurt” anlamına geliyor ve dönemin fahişeleri yerlerini belli etmek için camdan uluyarak kurt sesi çıkarıyorlar. Bu sebeple genelevlere lupanare deniliyor. 

Pompeii o zamanlar liman şehri olduğu için çok sayıda denizci geliyormuş ve denizcilerin büyük kısmı konuşulan dili bilmiyormuş.

Rahat anlaşmayı sağlamak amacıyla sokaklarda geneleve yönlendiren toplamda 12 tane çizim bulunuyor. Denizciler duvarlarda erkek cinsel organı görünce anlıyorlar ki burası geneleve çıkıyor.

İki katlı olan binanın üst katında sahibi ve köleler yaşıyorken, alt katında hizmete açık beş oda bulunuyor. 

Lupanare duvarlarındaki erotik çizimler ile biliniyor. Dil bilmeyen müşteriler çizimlerden yararlanarak istek ve arzularını rahatlıkla belirtebiliyorlarmış. 

7) Kaçaklar Bahçesi

Pompeii denildiğinde ilk aklımıza gelen şeylerden biri taşlaşan bedenler. Bedenler her ne kadar çürümüş olsa da bedenin şekli volkanik katmanın altında korunmuş. Arkeologların düzenlemeleriyle de Pompeii’nin en trajik detayları ortaya çıkmış.

Vezüv patlamasında Porta Nocera’dan kaçmaya çalışırken hayatlarını kaybeden insanları anma amacıyla buraya “Kaçaklar Bahçesi” adı verilmiş. Günümüzde burada 13 kurbanın taşlaşmış bedenleri cam bir alanın içerisinde sergilenmekte. 

Taşlaşan insan bedenleri arasında hamile biri de yer alıyor, dua eden de. Rahatsızlık verici olsa da burası Pompeii sakinlerinin maruz kaldığı trajik anı anlamak için görmeye değer. Kaskatı kesilen bedenlerin diğerleri Napoli Arkeoloji Müzesi’nde. 

8) Gizemler Villası

Gizemler Villası, şehir surlarının dışında denize bakan batı yerleşim bölgesinde konumlanmış. Gezilecek diğer yerlere göre ters bir noktada olduğundan ziyaretçilerin dikkatinden kaçabilir fakat binadaki freskler, kentin en iyilerinden. 

Yapının freskleri çeşitli ritüellerden sahneler taşıyor. Gizemli bir ayini temsil eden freskin, Dionysos ve Afrodit ile bağlantılı olduğu biliniyor. Villada ayrıca yeniden inşa edilen şarap üretim alanı ve ahşap baskı alanı bulunuyor.

9) Faun Villası

Pompeii’ye gelip şehirdeki en büyük villaya görmemek olmaz. Faun Villası, 3000 metrekarelik bir alanı kapsayan, M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanan bir yapı.

İsmini villa içinde bulunan dans eden Faun heykelinden alan villada birkaç fresk, heykel ve mozaik bulunmuş. Bunların en ünlüsü ise şu anda Napoli Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Büyük İskender ile Pers Kralı Darius mozaiği. 

10) Önemli Mozaikler

Pompeii Antik Kenti’nde mozaikleri ile bilinen ve mutlaka görmeniz gereken yapılar var. 

Bunlardan ilki “House of Large Fountain” olarak geçen yapı. M.Ö. 2. yüzyılın başlarına uzanan ev orijinal halini koruyor. Çeşmeyi bu kadar ünlü yapan, duvarlarındaki rengarenk cam mozaikleri ve grotesk süsleri.

Roma mozaiklerini araştırmak istediğinizde ilk karşınıza çıkacak olanlardan biri: CAVE CANEM (Köpeğe Dikkat Et) yazılı mozaik. İşte o da Pompeii’de. Orijinali Napoli Arkeoloji Müzesi’nde korunmakta.

Şehirdeki bir diğer köpek tasvirli mozaikse Paquius Proculus Evi’nin zemininde yer alan zincirlenmiş olarak tasvir edilen köpek. 

Mozaiklere ilginiz varsa, Trittolemo’yu mutlaka görmelisiniz. Burası Forum ve Bazilika’nın olduğu bölgede yer alan bir tapınak. Tapınağın perspektifli küp mozaikleri döneminde çok nadir gözüken bir dekorasyon anlayışı.

Pompeii’ye Ne Zaman Gidilir?

Pompeii, pazartesi günleri hariç her gün 9.00 – 19.00 arasında ziyarete açık fakat antik kente son ziyaretçi girişi yaz döneminde 17.30’a kadar kış döneminde ise 16.30’a kadar kabul ediliyor. Antik kentin -2022 yılı- giriş ücreti 16 Euro. Saat 16.45’ten sonra yapılan girişler ise 10 Euro.

Pompeii Ulaşım

Pompeii Antik Kenti, aynı isimli modern şehirde bulunuyor. Pompeii, Napoli‘ye 25 kilometre mesafede. Şehre en hızlı ulaşım trenle gerçekleşiyor. Garibaldi Tren İstasyonu’ndan Circumvezuviana hattına binerek yaklaşık yarım saat içerisinde Pompei’ye varabiliyorsunuz.

Yapmanız gereken Pompeii Scavi durağında inip, 200 metre yürüdükten sonra antik şehre varmak.

Otobüs kullanmayı tercih edecekler BUSITALIA’ya bakabilirler.

Paylaş
Yaprak Civan