Karadeniz’in incisi, tüm dünyanın hayranlıkla izlediği doğal güzelliklerin ev sahibi, doğanın bağrından kopup gelmiş lezzetlerin baş tacı edildiği, ne yana baksanız yeşilliğin olduğu yaylaları ve tarihi mekanları ile Trabzon, herkesin hayatta bir kereliğine de olsa mutlaka gidip görmesi gereken bir şehir.
Dört mevsim yağışın görülmesine rağmen hem yerli hem de yabancı çok sayıda turistin ilgi odağında olan Trabzon, en çok da mükellef kahvaltı sofraları, mimarisi ve köklü geçmişiyle merak uyandıran manastırları ve yeşilin bin bir tonunun görülebildiği Trabzon yaylaları ile ön plana çıkıyor.
Fındığın, çayın, yaş sebze ve meyvenin en lezzetlisinin yetiştiği bereketli topraklarında doğayla iç içe unutulmaz bir tatil vadeden Trabzon’da nereler gezilir, en çok hangi yaylaları ünlüdür, hem hava yolu hem de kara yolu ile Trabzon’a nasıl gidilir gibi sorularınıza cevap bulacağınız Trabzon rehberimize geçelim:
İçindekiler
Trabzon’un en sembolik yapılarından biri olan Trabzon Kalesi, şehri kuş bakışı seyre dalabileceğiniz eşsiz bir yer. Şehir merkezinde konumlanan Trabzon Kalesi’nin inşa tarihi milattan sonra 5. yüzyıla kadar uzanıyor.
Evliya Çelebi’nin “Dağ tarafında cehennem kuyusuna benzer bir derin hendeği vardır ki yetmiş yedi adam girer. Safi kesme kayadır. İçinde camii, muhafazacı evleri, mahzenleri, cebehâneleri vardır.” sözleri ile bahsettiği Trabzon Kalesi’nin surları adeta geçmişe meydan okurcasına dimdik ayakta duruyor.
Trabzon tarihi yerler listesinde ilk sırada olan Trabzon Kalesi, günümüze kadar şehrin koruyucusu olarak kullanılan eşsiz bir tarihi eser.
Deniz ve şehir manzarasını bir arada sunan kale, yukarı, orta ve aşağı bölümlerinden oluşuyor.
Trabzon’u kuş bakışı seyredebileceğiniz en ideal noktalardan biri olan Boztepe, insana huzur veren atmosferi ve şirin yeme içme mekanları ile Trabzon turunuzun unutulmazlarından olmaya aday, bizden söylemesi!
Güneşin doğuşu da batışı da apayrı bir haz veren Boztepe, Trabzon şehir merkezine sadece 3 km uzaklıkta yer alıyor.
Hırçın Karadeniz dalgalarının sesi enfes manzaranıza fon müziği olurken semaverde çayınızın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Kafe ve restoranların yanı sıra kahvaltı salonlarının da olduğu Boztepe’ye Trabzon şehir merkezinden toplu taşıma araçları ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Bölgedeki en ünlü yerlerden biri olan Sivriburun tesislerinde keyifli vakit geçirebilir, Çukurçayır Çay Bahçesi’nde semaverde çayınızı yudumlayabilir ve ardından Kızlar Manastırı’nı görmeye gidebilirsiniz.
Trabzon’da görülmesi gereken bir diğer yer ise Ayasofya Müzesi. Yazın (15 Nisan-2 Ekim) 08.15-18.45 ve kışın ise (3 Ekim-14 Nisan) 08.15-16.45 saatleri arasında ziyaret edilebilen Ayasofya Müzesi’ne girişte herhangi bir ücret ödemeniz gerekmiyor.
Diğer bir adıyla Ayasofya Kilisesi, 1250-1260 yılları arasında Kral I. Manuel tarafından yaptırılmış.
Geç Bizans mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Ayasofya Kilisesi, kelime olarak “Kutsal Bilgelik” anlamına geliyor.
Kare-haç planlı olan kilise, üç revaklı giriş ve yüksek bir kubbeye sahip.
Günümüzde müze olarak ziyaretçilerini ağırlayan Ayasofya Kilisesi’nin kubbe ve kasnağı on iki köşeli.
En göz alıcı kısmının güney cephesi olduğu Ayasofya Kilisesi’nin ana kubbesinin alt kısmında ise opus-sectila tarzında rengarenk mermerden yapılmış olan bir yer mozaiği de bulunuyor.
Trabzon denince hemen akla gelen ve şehrin en sembol yeri belki de Sümela Manastırı. Trabzon Maçka’da yer alan ve Türkiye sınırları içerisindeki en eski yapılardan biri olma özelliğini taşıyan Sümela Manastırı’nın inşa tarihi 365-395 yıllarına kadar uzanıyor.
Manastır ile ilgili birden çok hikaye olsa da aslında en sık rast geleceğiniz efsane şu: Atinalı iki rahip aynı gece tıpatıp aynı rüyayı görürler ve her ikisinin rüyasında da Hz. Meryem ve Hz. İsa tarafından manastır yapmaları söylenir.
İki rahip birbirinden habersiz bir şekilde yola düşer ve rüyalarında tarif edilen yere; yani günümüzdeki Sümela Manastırı’nın bulunduğu bölgeye gelir ve birbirleri ile karşılaşırlar. 14. yüzyıla kadar ilk inşa edildiği gibi ulaşan ve sonrasında İmparator III. Aleksios tarafından yenilenen Sümela Manastırı’nın duvarlarında imparatorun resimlerine denk gelmeniz muhtemel.
Hristiyan aleminin en kutsal mekanlarından biri olarak kabul gören Sümela Manastırı’na giriş ücreti 10 TL.
Kışın (1 Ekim-1 Nisan) 08.00-16.00; yazın (1 Nisan- 1 Ekim) ise 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilen Sümela Manastırı, taş düşmelerini önleme çalışmaları kapsamında 31 Ocak 2021 tarihine kadar ziyarete kapaıldı.
Maçka ilçesi sınırları içerisinde yer alan Altındere Mahallesi’ndeki Sümela Manastırı’na özel aracınızla ulaşabileceğiniz gibi Trabzon merkezden kalkan Maçka varışlı otobüsleri de kullanabilirsiniz. Araçların 300 metre gerisinde durduğu ve patika yoldan yayan devam edildiği Sümela Manastırı, şüphesiz Trabzon turunuzun unutulmaz duraklarından olacak. Halk arasında Meryem Ana olarak da bilinen Sümela Manastırı’ndan enfes kareler yakalayabilirsiniz.
Tam tamına 4468 hektarlık geniş bir alana yayılmış ola Altındere Vadisi Milli Parkı aynı zamanda Sümela Manastırı’nı da sınırları içerisinde barındırıyor. Yaklaşık 2605 km uzunluğundaki yayla patikasını keşfe çıkabilirsiniz.
Buna ek olarak, trekking parkurları, kamp alanları vb. yerlerin de bulunduğu Altındere Vadisi Milli Parkı, Trabzon şehir merkezine 48 km; Maçka ilçe merkezine de 18 km uzaklıkta bulunuyor. Trabzon şehir merkezinden Maçka varışlı otobüs ya da dolmuşlara binerseniz Altındere Vadisi Milli Parkı’na rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Altındere Vadisi Milli Parkı’nda yapılabilecek en popüler aktiviteler arasında piknik, doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık, oryantiring, kaya tırmanışı, olta balıkçılığı ve bisiklet bulunuyor. Milli parka giriş ücretleri ise şöyle: Bisiklet 7 TL, motosiklet ve ATV 14 TL, otomobil, kamyonet, pickup 21 TL, minibüs 63 TL, midibüs 105 TL, otobüs 210 TL, şahıs (normal) 10 TL ve şahıs (indirimli 5 TL).
Otopark alanı, piknik yerleri, büfe, idare ve ziyaretçi merkezi, etkinlik alanı, şelale ve çeşmeler, yöresel ürün satış noktaları, çay bahçesi, lokanta, kır evi, seyir terası, sosyal tesisler, bisiklet yolu vb. yerlere ev sahipliği yapan Altındere Vadisi Milli Parkı’nda atmaca, ağaçkakan, puhu, şahin, karga, kunduz, bıldırcın, doğan, cüce baykuş, çil, saksağan, çulluk, ürkeklik ve karatavuk ile karşılaşmanız olası.
Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan Vazelon Manastırı’nın Milattan Sonra 270-317 yılları arasında inşa edildiğine inanılıyor. İncil’deki Vaftizci Yahya Peygamber’e adanmış olan manastırın tarihteki ilk adı ise Zouvalo ve bir diğeri de Vazelonas.
Trabzon şehir merkezinden yaklaşık 40 km güneyinde konumlanan Vazelon Manastırı toplamda 4 kattan meydana geliyor. Kıyamet Günü, Cennet ve Cehennem tasvirlerinin olduğu freskleri ile her göreni kendine hayran bırakan Vazelon Manastırı Maçka ilçe merkezinden ise 15 km uzaklıkta bulunuyor. Maçka-Gümüşhane yolu üzerinde yer alan Vazelon Manastırı’na özel aracınızla da gidebilirsiniz.
Türkiye’nin en turistik yerlerinden biri olma unvanına sahip Uzungöl, aynı zamanda Trabzon’un eko-turizm merkezi olma özelliğini taşıyor. Gölün yanı başındaki Şerah Köyü ve Uzungöl’ün tamamını keşfetmek için en az 1 gününüzü ayırmanızı öneriyoruz. 1989 senesinde “Tabiat Parkı” ve 2004 senesinde ise “Özel Çevre” olarak ilan edilen Uzungöl deniz seviyesinden 1100 metre yükseklikte yer alıyor.
Doğu Karadeniz turlarının vazgeçilmez duraklarından biri olan Uzungöl ve çevresinde tipik Karadeniz etkileri görüldüğü için yıl boyu yoğun bir şekilde yağış alıyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan tabiat parkında en çok da sarp kayalıklar arasından akan şelalelere bayılacaksınız.
En çok da nisan ve mayıs aylarında kalabalıklaşan Uzungöl, 500 metre genişliğe, 1000 metre uzunluğa ve yaklaşık 15 metre derinliğe sahip. Bölgede en sık karşılaşacağınız ağaç türü ise Doğu Ladini olacak. Buna ek olarak kestane, ceviz, kızılağaç ve karaağaç türleri ile birlikte sincap, yaban domuzu, vaşak, çakal, yaban ördekleri, porsuk, göl ve dere alabalıklarının da olduğu Uzungöl’ü bisikletle ya da yürüyerek keşfedebilirsiniz.
Diğer bir adı ile Hızır İlyas Manastırı/Kuştul Manastırı (Peristera Manastırı), en az Vazelon Manastırı ve Sümela Manastırı kadar ünlü ve tarihte iz bırakmış gösterişli bir yapı. 8. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş olan Peristera Manastırı her şeyden önce nefes kesen bir manzara sunuyor. Doğa yürüyüşü turlarının en bilindik duraklarından olan Peristera Manastırı Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Esirlioğlu beldesinde yer alıyor.
Tam adı Ayios Yorgios ta Peristera olan manastıra jeep safari turları ya da araç kiralayarak ulaşım sağlayabileceğiniz gibi Maçka ilçe merkezinden kalkan minibüs ve dolmuşları da kullanabilirsiniz.
III. Alexios Dönemi’nden (1349-1390) kalma tarihi bir yapı olan Kızlar Manastırı Boztepe yamaçlarında mükemmel bir konuma sahip. Bir diğer adıyla Panagia Theoskepastos, 19.yüzyıla kadar çok kez restorasyondan geçerek günümüzdeki halini aldı. Manastırın içerisinde III. Alexios’un karısı Theodora ile annesi Eirene’nin portreleri bulunuyor.
8 kilometrelik uzunluğu ile dünyanın en uzun 2. mağarası olma unvanını gururla taşıyan Çal Mağarası Trabzon şehir merkezine yaklaşık 1 saatlik sürüş mesafesinde yer alıyor. Giriş ücretinin kişi başı 7,5 TL olduğu mağara Düzköy ilçesine bağlı Çalköy Mahallesi sınırları içerisinde konumlanıyor. 2003 yılından beri ziyaretçilerini ağırlayan Çal Mağarası günümüzdeki şekline 2 farklı aşamada ulaşmış.
Mağaranın 7-8 km ilerisindeki konaklama tesislerinde de konaklamayı düşünebilirsiniz. Ayrıca Çal Mağarası’nın çok yakınında bir kafe de bulunuyor. Çal Mağarası’na en kısa sürede ulaşmak için Karadeniz sahil yolundan ilerleyip Akçaabat-Söğütlü köprüsünden döndüğünüzde Düzköy yoluna girmeniz gerekiyor.
Çal Mağarası’nın içerisindeki sarkıt ve dikitleri kesinlikle fotoğraflamanızı tavsiye ediyoruz. Deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikteki mağara ve 1,5 metre derinliğe kadar ulaşan deresi ile şelale ve göletlerini görmeden Trabzon turunuzu sonlandırmamalısınız.
Konstantin Kabayanitis’in yazlık köşk olarak 19. yüzyıl başlarında Soğuksu sırtlarında yaptırdığı bu gösterişli yapı Batı Rönesans mimarisinin izlerini taşıyor. Trabzon şehir merkezinin 7 km güneybatısındaki köşk şehrin adeta simgesi.
1937 senesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün konakladığı ve tüm mal varlığını devlet hazinesine bağışlama kararını aldığı köşk günümüzde Atatürk Köşkü Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Öğrencilerin 5 TL; diğer ziyaretçilerin ise 7 TL karşılığında giriş yapabildiği Atatürk Köşkü Müzesi şehir merkezinden 20 dakikalık sürüş mesafesinde yer alıyor. 4 katlı, beyaz badanalı bu görkemli köşkün bölümleri ise şöyle; misafir kabul salonu, vasiyet odası, mutfak, yemek salonu ve veranda.
Atatürk Köşkü’nün ikinci katında çalışma odası, toplantı odası, dinlenme odası, banyo, yatak odası, 2 balkon ve lavabo bulunuyor. 3. ve en üst katında da okuma salonu, kütüphane ve fotoğraf teşhir salonu var. Atatürk Köşkü Müzesi’ni gezdikten sonra buraya yakın bir mesafede yer alan Trabzon Şehir Müzesi’ne gidebilirsiniz.
Şehrin tam kalbinde böylesine geniş yeşillik bir alanın olmasına şaşırabilirsiniz ama Trabzon’da yeşil alanlar sadece yaylalarda değil, şehrin her yerinde karşınıza çıkacak. Kentsel dönüşüm çalışmalarının muazzam bir sonucu olan Zağnos Vadisi Parkı, Yavuz Sultan Selim Bulvarı’nda yer alıyor.
Parkın hem içinde hem de çevresinde birkaç yeme içme mekanı da mevcut. Adının Trabzon’un da fatihi lakaplı Fatih Sultan Mehmet’in paşalarından olan Zağnos Paşa’dan (Zağanos) geldiği park, Ortahisar ilçesine bağlı Gülahar Hatun Mahallesi’nde yer alıyor.
Piknik alanları ve yürüyüş parkurlarının olduğu Zağnos Vadisi Parkı’nın çok yakınındaki Zağnos Paşa Köprüsü, Gülbahar Hatun Camii ve Türbesi, Fetih Camii, Kanuni Evi, vadinin üzerinde kalan Trabzon Kalesi, Yeni Cuma Camii, Ahi Evren Camii, Boztepe, Bedesten, Ali Şükrü Bey’in kabri ve Trabzon Müzesi’ni de gezilecek yerler listenize eklemeyi unutmayın.
Büyük İmaret ya da Hatuniye Camii olarak da adlandırılan Gülbahar Hatun Camii, şehrin en eski yapılarından biri olma özelliğine sahip. Atapark’ın güney kesiminde yer alan Gülbahar Hatun Camii’nin inşa tarihi ise 1514 senesine kadar uzanıyor. Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan caminin işçiliği ile göz kamaştıran minber ve mermerden yapılmış olan mihrabı ise kesinlikle görülmeye değer.
Tipik Osmanlı mimarisinden izler taşıyan Gülbahar Hatun Camii, Ortahisar ilçesindeki Gülbaharhatun Mahallesi’nde konumlanıyor. Zağnos Köprüsü’ne çok yakın bir mesafede olan Gülbahar Hatun Camii, Osmanlı mimarisinde Zaviyeli Camiler grubunda bulunuyor.
Anadolu’da ilk örneklerinin 13. yüzyılda görülmeye başlandığı Bedesten, kelime olarak kumaş, çeşitli kıymetli eşyalar, kumaş vb. satışının olduğu yerlere verilen ad. Trabzon şehir merkezindeki Bedesten Çarşı Mahallesi’nde bulunuyor. 11. yüzyılda inşa edilen Bedesten, kapalı çarşı mimarisinin en göz alıcı örneklerinden biri.
Kare planlı olan çarşı 28 santimetrelik taşlardan meydana geliyor. Toplamda 48 odalı olan Bedesten’e yakın bir yerde konaklamak isterseniz, Trabzon şehir merkezindeki 70’e yakın konaklama tesisi arasından seçiminizi yapabilirsiniz.
Yöresel hediyelik ürünlerin satıldığı dükkanların yanı sıra esnaf lokantalarında da Trabzon mutfağına özgü lezzetler tatma imkanı bulabilirsiniz. Herhangi bir giriş ücretinin olmadığı Bedesten her sabah 10.00 gibi açılıyor ve akşam 23.00 civarın kapanıyor.
Cumhuriyet Caddesi’nden kuzeye doğru ilerledikten sonra Kazancılar Sokağı’ndan Bedesten Caddesi’ne giriş yapabilir ve 300 metre kadar yürüdükten sonra Bedesten’e varabilirsiniz.
Toplamda 49 bin metrekarelik bir alanı kaplayan ve şehrin açık ara en ünlü alışveriş merkezi olan Forum Trabzon AVM’de çok sayıda yeme içme mekanı, etkinlik alanı ve alışveriş mağazası bulunuyor.
Ortahisar ilçesindeki Devlet Sahil Yolu Caddesi’nde konumlanan Forum Trabzon AVM’ye en kısa sürede ulaşmak için şehir merkezinden Havaalanı-Yomra otobüslerine binmelisiniz.
Merkez Kemerkaya Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Santa Maria Katolik Kilisesi Sultan Abdülmecit Dönemi’nde; 1869-1874 tarihleri arasında yaptırılmış.
Hristiyanlığın kutsal mabetlerinden biri olan Santa Maria Kilisesi barok tarzı mimariyi yansıtmakla birlikte dikdörtgen planlı ve iki yüzeyli çatıya sahip. İç mekan tasarıma barok dönemin özelliklerini yansıtan fresk ve ikonaların hakim olduğu Santa Maria Kilisesi esasında Vatikan’a bağlı ve ziyarete, ibadete açık olarak hizmet veriyor.
Adını her ne kadar leziz mi leziz fırında sütlacı ile duyurmuş olsa da aslında Trabzon turunuzun en az 1 gününü ayırmanız gereken bir yer Hamsiköy.
Trabzon’da sütlacın başkenti unvanlı Hamsiköy, kelime olarak Arapçada “beş köy” anlamına geliyor. Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan Hamsiköy’e Maçka-Gümüşhane yolundan ulaşabilirsiniz.
Birkaç konaklama tesisinin de olduğu köyün en çok da nefes kesen doğa manzarası karşısında büyüleneceksiniz. 1300 metre rakımlı köyün adını tüm Türkiye’ye duyuran sütlacın en önemli püf noktası ise fırınlanma şekli.
Tıpkı Hamsiköy gibi Akçaabat da kendine has lezzeti olan köftesi ile ünü il sınırlarını aşıp tüm Türkiye’ye yayılmış bir yer. Kelime olarak Yunancada “çınar ağacı” anlamına gelen Platana, Akçaabat’ın tarihte bilinen en eski adı.
Merkezin 13 km batısında yer alan Akçaabat ilçesi, Çarşıbaşı ve Vakfıkebir’in doğusunda; Maçka ve Düzköy’ün kuzeyinde konumlanıyor. Trabzon Otogarı’na 22 km mesafedeki Akçaabat’a özel aracınızla ya da toplu taşıma araçları ile ulaşabilirsiniz.
Gezmek için en uygun dönemin temmuz ve ağustos ayları olduğu Akçaabat’ın en ünlü otelleri ise Orta Mahalle bölgesinde bulunuyor. Osmanlı Dönemi sivil kent mimarisinden izler taşıyan Orta Mahalle’ye giderseniz eğer St. Michelle Kilisesi, Derecik Vadisi ve Sera Gölü’nü de mutlaka görmenizi öneriyoruz.
Dillere destan köftesinin yanı sıra peyniri ve dondurması da bir o kadar meşhur olan Akçaabat’ın katılımcısı en yüksek etkinliklerinin birçoğu ise temmuz ve ağustos aylarında gerçekleşiyor. Akçaabat ilçe merkezinden 5 km uzaklıktaki Sera Gölü neredeyse 55 metre derinliğe, 4 km uzunluğa ve 150-200 metre genişliğe sahip.
Tabii güzellikleri ile ön plana çıkan Trabzon’un tıpkı diğer Karadeniz illerinde olduğu gibi birden çok yaylası var. Trabzon’un “yemyeşil vaha” misali en güzel yaylalarını özellikle temmuz ve ağustos aylarında ziyaret ederseniz çok sayıda şenlik ve kutlamaya da denk gelebilirsiniz. Sis Dağı Yaylası, Sultan Murat Yaylası en bilinen yaylalardan ama Trabzon’da görülmesi gereken onlarca yayla var. Trabzon Yayları yazımızdan tüm yaylalar hakkında bilgi edinebilirsiniz.