Yoğun iş temposuyla, okul koşturmacasıyla veya kalabalık restoranlarda karnımızı doyurmak için zaman bulamadığımızda, karşımıza çıkan sokak tezgâhlarından aldığımız ve ayaküstü karnımızı doyurduğumuz Türkiye’nin vazgeçilemeyen sokak lezzetleri ile karşınızdayız.
İçindekiler
En çok bilinen ve tercih edilen sokak lezzetlerinin başında hiç kuşkusuz bol susamıyla ve gevrek haliyle simit gelir.
Adana yöresinde tatlı olarak üretilen ve Kastamonu yöresinde kel simit dedikleri susamsız olarak üretilen simit, bütçe dostu olmasıyla da sıklıkla tercih ediliyor. E bir de en iyisini yapan yerlerden yerseniz, değmeyin keyfinize…
Kahvaltıda çay ve peynir ile ayrı akşamüstü ayran ile ayrıdır verdiği haz.
Çıtır çıtır haliyle, İzmir’in simgelerinden biri haline gelen boyoz, tadına doyum olmayan bir tür hamur işi.
İzmir Alsancak’ta bulunan Dostlar Fırını’na uğrayarak, açlık bastırmak veya tamamen keyif için yanında fırında yumurta, peynir, zeytin, bal ve çay ile birlikte tüketebileceğiniz vazgeçilmez bir sokak lezzeti.
En çok karşımıza çıkan en çok bilinen ve belki de en çok tüketilen sokak lezzeti olabilir.
Büyük bir şişin üzerinde etin odun ateşiyle ağır ağır pişmesi ile yapılan, isteğe göre ekmek arası ya da lavaş ile servis edilen dönerin en iyisini İstanbul’da Bayramoğlu, Bursa’da ise Uludağ Kebapçısı’nda tadabilirsiniz.
Kırmızı et veya beyaz et tercihinize göre et döner ya da tavuk döner yiyebilirsiniz.
Balık ekmek her yerde yapılır ama en iyisi Eminönü’nde yenir. Kalabalığın arasında vapura yetişmeye çalışırken, taptaze ekmeğin arasına koyulan ve dev ızgaralarda pişen uskumru ve yeşillikler insana açlığını hissettirir ve yolundan çevirir.
Uygun fiyatı ve damağınızda kalan tadıyla başka yerlerde yediğiniz balık ekmekleri hemen unutacaksınız.
Balık ekmekle beraber Eminönü’nde de satılan turşu suyu, Fatih ve Beyoğlu’nda küçük tezgâhlarda sunuluyor.
En lezzetli ve eski tatlardan bir olan turşu suyu, içine küçük küçük kesilmiş turşu parçalarının da olduğu plastik bardaklarda satılıyor. Tuzlu ve ekşi tadıyla kelimenin tam anlamıyla müptelası olacağınız bu eşsiz lezzeti mutlaka yerinde tatmalısınız.
Yaz aylarında düşen tansiyonu dengelemesi bir yana hele bir de buzlu olanlarından içerseniz, bunaltıcı yaz sıcaklarında bir an olsun serinleyebilirsiniz.
Genelde sahil kesimlerde bolca bulunan ve tercih edilen, bozuk paralarınızı en iyi şekilde değerlendireceğiniz bir sokak lezzeti daha!
Tezgâhlarda bol limon eşliğinde sunulan ve bir başlayanın ancak tezgâhtaki tepsinin yarısını yedikten sonra durabildiği, tek kelimeyle bağımlılık yapan bir lezzet.
İzmir’e yolunuz düşerse eğer yönünüzü İnciraltı’ndaki Serkan & Hamza’ya çevirin.
Kokoreç ve midye seven herkesin vazgeçemediği bir diğer lezzetse midyelerin kızartılmasıyla hazırlanan midye tava.
Bilhassa rakı balık sofralarının vazgeçilmezi olan midye tava hem hafif hem de lezzetli bir meze türü.
İstanbul’da en iyi midye tava nerede yenir diye soracak olursanız, Bakırköy ve Kadıköy taraflarındaki balık restoranlarını önerebiliriz.
Sevenin ben bir çeyrek yerim diyerek başladığı ve kendini durduramayarak bir tam yiyip masadan kalktığı, sevmeyenin ise bunu nasıl yiyorsunuz dediği bağımlılık yapan bir lezzetle daha karşınızdayız.
İyi kokoreççi bulmanın zor olduğu bilinir ama İstanbul Ortaköy ve Çengelköy’de kokoreç yemek bir ayrıcalık, orası kesin…
Her ne kadar Mersin‘e özgü bir lezzet olsa da artık her yerde karşılaşabiliyoruz tantuniyle.
Mersin’e özgü etli bir dürüm türü olan tantuni, ayaküstü karnınızı doyurmak için birebir. Küçük doğranmış etlerin maydanoz, domates, sivri biber, soğan vb. ile birleşiminden tam bir lezzet harikası ortaya çıkıyor.
İçerisinde hem et hem de kuyruk yağının olduğu tantuni, enfes baharatlarla yanında acılı şalgam ya da turşu suyuyla tüketilince daha bir leziz oluyor.
Türkiye’de nohut pilav denince akla ilk gelen yer neresi diye sorsak muhakkak büyük bir çoğunluktan Unkapanı cevabını alırdık. Ne de olsa Meşhur Unkapanı Pilavcısı’nın ünü İstanbul sınırlarını aşalı yıllar olmuş.
Tezgâhın önünde sıraların oluşmasını sağlayan şey ise hiç kuşkusuz yıllardır aynı tadı korumayı başarması.
İsteyenin çok küçük bir ücret ödeyerek tavuk da ekletebildiği bu pilavcıda siparişinizi verirken içecek olarak ayran istemeyi de unutmayın.
Kış aylarında bol vitaminli içeriği ile bir nebze de olsa içimizi ısıtan bir içecek olan bozanın en iyisini dile kolay tam 100 yıldır bu işi yapan İstanbul Fatih’teki Vefa Bozacısı’nda içilir.
İsteğe bağlı olarak tarçın ve güzelce kavrulmuş leblebi ile birlikte servis edilen bozanızı yudumlarken şöyle bir eski günlere dalıp gelebilirsiniz.
En lezzetli ve bol miktarda çeşidi olan sokak lezzetlerinden biri de börek. Her çeşit böreğe her yerde ulaşabilirsiniz ama meşhur Sarıyer böreğini bir de Hünkâr Börekçisi’nde kesinlikle denemelisiniz.
En iyisi Eskişehir’de yapılan ve pudra şekeri ile servis edilen küt böreği ve çıtır çıtır dışı ile kıymalı iç harcıyla çibörek de bu zamana kadarki hafızanızda yer etmiş börek tadını baştan yaratacak.
Mevsiminin gelmesini dört gözle beklediğimiz süt mısır artık donmuş şekilde bardaklarda satılıyor ama o koçanının üzerinden yeme alışkanlığı hiçbir şeye değişilmez.
Bardakta mısır genellikle isteğe bağlı olarak tereyağı, tuz ve bol baharatlı şekilde sunuluyor.
Süt mısırının haşlanmış şekline alternatif olarak mangal ateşinde közlenmiş halini de tercih edebilirsiniz.
Kış aylarının başlamasını hiç şüphesiz getirdiği mükemmel tatlarla daha çok seviyoruz. Havaların yavaş yavaş soğuduğu ve tezgâhlardan “kestane kebaap yemesi sevaaap” diye seslerin yükseldiği o mevsim gelir ve kestane mangal ateşinde ağır ağır pişerken çıkan kokusu seni yolundan çevirir.
En çok Bursa şehrinde yetişen kestaneye diğer şehirlerdeki seyyar satıcıların tezgâhlarında da bulabilirsiniz. Alsancak Kordon ve Beyoğlu İstiklal Caddesi kestane konusunda başı çekiyor diyebiliriz.
Bunun yanı sıra kestane şekerine ayrı bir düşkünlüğünüz varsa şayet bunun için en doğu adres Bursa olacaktır.
Patatesin en lezzetli hali demek mümkün kumpir için. Patatesin içine sıcak sıcak tereyağı konulduktan sonra içerisine envaiçeşit malzeme konulabilen bu lezzeti hemen hemen her kafede bulabileceğiniz gibi bazen sokak lezzeti olarak da karşınıza çıkabilir.
Ama en iyisi nerede diye soracak olursanız tercihinizi Ortaköy’den yana kullanın deriz.
Ayaküstü yemesi en kolay ve lezzetli şeylerden biri de sandviç. Birçok çeşidi olan sandviç sokak hemen hemen her ilde sokak lezzeti olarak karşınıza çıkabilir. Özellikle de kömürde sandviç türünde olanlar daha çok tercih ediliyor.
Daha az doyurucu ve küçük ebatlarda yemek isterseniz de simit satıcılarının çoğunda bulabileceğiniz soğuk sandviçleri tercih edebilirsiniz.
Ya da yolunuzun üstündeki bir büfeden bir sosisli alıp yolunuza devam edebilirsiniz.
Yemesi keyifli, çabucak tüketebileceğiniz, enfes lezzet kombinasyonlarının denenip, sokak tezgahlarında karşınıza çıkacağı ıslak hamburger, bol baharat ve sarımsağın olduğu, yedikçe yiyesinizin geleceği bir lezzet.
İstanbul Taksim’de kendi özel olarak hazırladığı sosla hamburger yaparak günde 10 bin adet satmaya başlayan, Kristal Büfe’nin kurucusu Ahmet Yazıcı’nın keşfini denemeden Türkiye’nin tüm sokak lezzetlerini tattım dememelisiniz. Kristal Büfe mi? İstanbul’un Kadıköy ilçesinde sizi bekliyor!
Bir çeşit sandviç olan kumru başlı başına bir öğün olabilecek kadar lezzetli. Aperatif olarak bilinse de özellikle İzmir’dekine denk gelirseniz, bitirmek için epey zorlanabileceğiniz göz önüne almayı unutmayın.
İzmir’in meşhur sokak lezzetlerinden olan kumru, özel sandviç ekmeği içerisine kaşar, salam, sosis, sucuk, turşu, mayonez, ketçap vb. katıldığı, adet damaklarda lezzet patlaması yaşatan, en lezzetlisini ise Tarihi Alsancak Gevrek Fırını’nda ve Kırkmerdiven isimli mekânlarda bulabileceğiniz bir yiyecek.
İzmir’de Ne Nerede Yenir rehberimizden kumru ve diğer meşhur İzmir yemekleri hakkında bilgi edinebilirsiniz!
Normalde ince bulgur, isot, ince ince kıyılmış çiğ et ve çeşitli baharatlarla yoğurularak yapılan çiğ köfte, sokakta en çok da etsiz olarak yapılanıyla sıklıkla karşılaşabileceğiniz bir lezzet.
Çiğ köfte için özel olarak yapılan lavaşa yeşilliklerin de eklenmesiyle servis edilen çiğ köfte dürüm, bolca limon ve nar ekşisi ile bir de ayran eşliğinde tüketildiğinde ise tarifsiz bir lezzet haline geliyor.
Adıyaman yöresinde ve diğer Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde inanılmaz meşhur olan çiğ köfteye hemen hemen her yerde ulaşabilir ve her ne zaman canınız çekse bu lezzete doyabilirsiniz.
Adana, Hatay, Gaziantep gibi şehirlerde en iyilerini yiyebileceğiniz içli köfte, malumunuz artık her yerde bulunabiliyor. Bulgur ile yapılan en iyi atıştırmalıklardan biri olabilir ve et ile bulgurun birbirine ne kadar yakıştığını içli köfte yemeden anlamak mümkün değil sahiden.
Yapılışı oldukça zor olan bu atıştırmalığı sokakta ya da her nerede bulursanız mutlaka yiyin, deneyin; ancak ve ancak bu şekilde damak zevkinize en uygun olan yörenin içli köftenin hangisi olduğunu bulabilirsiniz.
Hatay yöresinde nar ekşisi ile de tadına tat katılan bu atıştırmalığı limon ile servis etmeyi tercih ediyorlar.
İçli köfte yemek için o kadar yol gidemem diyorsanız da bulunduğunuz şehirdeki yöresel lezzetler sunan restoranları araştırmanızı tavsiye ediyoruz. İstanbul’da yaşıyor ve tam bir içli köfte delisiyseniz, Asmalımescit’teki Sabırtaşı Restoran ya da Beyoğlu İstiklal Caddesi’ne mutlaka uğramalısınız.
İsmiyle insanı bir adım geride tutsa da o tarif edilemez kokusu sayesinde tezgâhın başından ayrılamayacağınız bir lezzet olan tükürük köfte.
Maç çıkışlarında veya festival alanlarında sıkça karşılaşmanız muhtemel olan tükürük köfte, önünde uzun kuyrukların olduğu tezgâhların önünde sabırla beklemeniz gereken, ulaşması zor ama yemesi ayrı keyifli bir lezzet. Hemen hemen herkesin tattığı ve bir tadanda yine yeme isteği uyandıran bir sokak lezzeti.
Tabi ki bu güzel köfteyi yemek için maça gitmenize ya da bir festivale katılmanıza gerek yok. Mecidiyeköy’de adı köfteci Mustafa olan ama “Köfte Arabası” olarak bilinen ve köfteyi soğansız yenmeyecek hale getiren bu tükürük köfte ustasına mutlaka uğrayın.
Çocukluğumuzun mihenk taşlarından olan bu tatlar hala sokakların vazgeçilmezi. Kırmızı elmaların karamel ve cam şekeri ile kaplanması ile yapılan elma şekerini ve rengarenk pamuk şekerini yerken birazcık yüzünüze bulaşabilir ama emin olun buna değecek.
En çok da İstanbul Moda sahilinde yürürken ya da parklarda küçük seyyar satıcılarda rastlayacağınız pamuk şekeri aheste aheste yiyip, sahil kenarında yürüyüşünüzü yapabilirsiniz.
Sokaklarda rastlayacağınız bir diğer atıştırmalıksa kâğıt helva. Yazın dondurmalısı, kışın marmelatlısı ile damaklara ayrı bir zevk yaşatan kağıt helva, gofretimsi benzeyen yapısı ile oldukça hafif bir lezzet.
Yaz aylarının vazgeçilmezi dondurma şüphesiz büyük küçük herkesin gönlünü fetheder. Her dondurma güzeldir ama Maraş dondurması gerek kaşığı büken kıvamı, gerek keçi sütünün vermiş olduğu lezzetle başka yerde bulamayacağınız bir lezzet.
Hele ki bu dondurmayı satan kişilerin yaptıkları muzipliklerle hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir şova da şahit olma şansınız varken…
İzmir’in vazgeçilmez lezzetlilerinden biri olan şambali tatlısı irmik ile yapılan ve görüntü olarak revaniye benzeyen enfes bir lezzet.
Revaniden daha kıvamlı ve sert bir yapısı olan bu tatlıyı Kemeraltı Hisarönü’nde seyyar satıcıların camlı tezgâhlarından alıp deneyebilir ve tam anlamıyla tatlıya doyabilirsiniz. Bunun yanı sıra Kemeraltı’ndaki söğüşçülerin meşhur olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
Macun yine çocukluğumuzun o nostaljik tatlarından biri ve aslında Osmanlı zamanından kalma bir sokak lezzeti.
Macun haline getirilmiş boyalı şekerlerden yapılan bu tatlı ve eski lezzetle günümüzde karşılaşmak biraz zor olsa da halen bazı tarihi yerlerde ve parklarda bulunması mümkün.
Çıtır çıtır hali ve bol şerbetli olmasıyla birbirinden sadece şekil olarak farklı olan bu tatlılara, hele ki İzmir’deyseniz çoğu sokakta rastlayabilirsiniz..
Lokma tatlısı adından anlaşıldığı gibi tek lokmalık yapılıyor ve sokakta küçük plastik tabaklarda sunuluyor. İzmir’de hayır için lokma döktürme geleneği olduğu için eğer bir seyyar satıcının önünde uzun bir kuyruk görürseniz o kuyruğa siz de katılmaktan çekinmeyin.
Halka tatlısını ise simit şeklinde düşünebilirsiniz; hem leziz hem yemesi keyifli…
Adana’nın en meşhur sokak lezzetlerinden olan bici bici buzların ezilmesi, üzerine pudra şekeri ve gıda boyası ile renklendirilmiş şerbet dökülen bir tür soğuk tatlı. Adana’nın sıcak yaz günlerini daha yaşanılır bir hale getiriyor, orası kesin. Adana Lezzetleri yazımızda da detaylıca bahsetmiştik.
Soğuk bir şekilde tüketilmesi gereken bir başka tat ise buzlu badem. Taze ve tatlı bademlerin buz ile beraber servis yapıldığı ve sıcak yaz akşamlarını serinleten ve yine başka bir yerde bulmanın mümkün olmadığı başka bir sokak lezzeti. Sadece Adanalıların alışık olduğu bu tatlıyı başta yadırgayacak olsanız da şehrin her köşe başında karşınıza çıkınca, “Ben de bir deneyeyim artık!” diyeceğinize garanti veriyoruz.
Sıcak yaz günlerinde, tüm gün dışarıdasınız ve tam da onda karşınıza “Buzzz gibi limonata” seslerinin yükseldiği bir tezgah çıktı.
Taze sıkılmış meyve sularıyla adım başı karşılaşmanız olası, hele ki termometreler 40 ve üstünü gösteriyorsa… Karadut, vişne, elma, muz ve daha nicesinin taze sıkılmış ve buzlu halini içerek serinleyebilirsiniz.
Bundan birkaç yıl önce yeme içme trendleri arasına 1 numaradan giren waffle, artık “hızlı tüketim” çağında olduğumuz şu günlerde sıklıkla tercih edilen bir sokak lezzetine dönüştü.
Aynı şekilde o aşina olduğumuz waffle formu da sandviç görünümlü katlanıp pratik bir şekilde yenilecek hal aldı.
Çikolata sosunu, bitter, sütlü veya beyaz olarak tercih edebileceğiniz waffle’ınızda olmasını istediğiniz meyveleri de kendiniz seçebiliyorsunuz.