Bodrum plajları ve canlı gece hayatı ile Türkiye’nin en önemli tatil merkezlerinden. Ancak Bodrum’un gezilecek birbirinden güzel köyleri de var!
Muğla ili sınırları içerisinde yer alan Bodrum ilçesine bağlı Çömlekçü Köyü, Bodrum merkezine 26 km, Muğla il merkezine ise 61 km mesafede konumlanıyor. Köyün ismi ise çok önceki zamanlarda topraktan çömlek yapılmasıyla tanındığı bir yer olmasından geliyor.
Günümüzde çömlek yapımı kalmasa da köyün ismi halen daha bu işle anılıyor. Hatta köy halkı, Yörük ve Ege kültürlerini aynı şekilde devam ettiriyorlar.
Köyün bir diğer özel yanı da her yılın mayıs ayı sonu; haziran ayı başına denk gelen günlerde geleneksel yağlı güreşlerin burada yapılması. Güreş meraklılarının oldukça ilgisini çeken köy, bu zamanlarda ziyaretçi akınına uğruyor.
Müsgebi Köyü Gömütleri, Bodrum yarımadasının en eski yerleşim yerlerinden biri olmasıyla birlikte Bodrum – Turgutreis yolunun ve yarımadanın tam ortasında yer almasından dolayı adı Ortakent olarak değiştirilmiş. Eski Rum evlerinin mimarisini gözler önüne seren yapılarıyla da ilgi çektiğini söylemeden geçmeyelim.
Evler üç katlı olup, kule şeklinde inşa edilmiş. Burada yaşayan insanların kendilerini korumak için evlerini denizden uzakta yapmış olmaları ve yine koruma amaçlı evlerin üç katlı olması, girişinin ise ikinci kattan sağlanması, yapıların kendine özgü özelliklerini sergiliyor.
Dağlarla birlikte uzun bir kıyı şeridine ve Bodrum’un en güzel sahillerinden birine sahip olduğunu da belirtelim.
Burada bulunan eski uygarlıklara ait Geç Miken Çağı mezar kalıntıları ve Miken çanak çömleği tarihinin çok eskiye dayalı olmasının bir kanıtı adeta. MÖ 15 ve 13. yüzyıla ait bu çömlekler ise kesinlikle görülmeye değer.
Gömütler eğimli arazide birkaç metre aralıklarla yan yana dizilmiş durumda. Dromos denilen yol ve gömüt odalarından oluşuyor. İnce uzun bir çukur biçimindeki yoldan geçilip kapı olarak açıklık bırakılan odaya varılıyor. Ölü bu odaya konulduktan sonra o açıklık taşlarla örtülmüş olduğu görülüyor. Bu yol ve gömütün sıvalı olduğu, toprağa oyulan gömüt odasının ise kubbeyle kapatıldığını da görmeniz mümkün.
Bodrum merkeze 20 km uzaklıktaki bu şirin belde şehir kalabalığından uzaklaşıp, köy yaşantısını merak edenlere sessiz sakin ortam sunan bir yer Akyarlar Köyü. Özellikle dalış merakı olan kişilerin sıklıkla tercih ettiği muhteşem ötesi bir sahil şeridine sahip. Deniz suyunun berraklığı, yüzme severlerinde tercih etmesine neden olan yerlerden biri.
Denizinin bir diğer özelliği de günde 7 kere yer değiştiriyor olması. Bu da tabii denizin berrak sularını neden ileri geldiğini kanıtlıyor. Uzunluğu 2-3 metre olan Karaincir Plajı, tertemiz ve çarşaf gibi denizde yüzmenin tadına sonuna kadar varabileceğiniz eşsiz bir kumsal.
Yöre halkı genelde balıkçılıkla uğraştığı için restoranlarında yiyeceğiniz balıkların ve Ege kültürünü yansıtan mezelerinin tadına doyum olmayacağını da ekleyelim.
Tarih olarak en eski yerleşim Roma dönemine ait olduğu görülüyor. Köyün sokaklarını süsleyen evler, düzülen taşlarıyla eski Rum evlerini anımsatıyor. Akyarlar Köyü’nün sokaklarında gezerken, bu evlerin o muhteşem görüntülerini de resmetmek isteyeceksiniz.
Büyüleyici bir güzelliğe sahip, Bodrum’un sakin bir köyü Gündoğan. Eskiden Rumcada “Güneşin Doğuşu” anlamına gelen Farilya ismiyle anılsa da 1961 yılında Gündoğan olarak değiştirilmiş.
Zamanında korsanlara ev sahipliği yapan bu yerde birçok tarihi kalıntıya da rastlamak mümkün. Hatta tarihi Bodrum’dan bile daha eskilere dayanan Gündoğan henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir belde.
Eski çağlardan kalma antik kral mezarları, elli iki merdiven kilisesi, Aziz Apostol Kilisesi ve Osmanlı Kulesi bu tarihi kalıntılardan bazıları. Tekneyle 15 dakika uzaklıktaki Apostol Adası ise şüphesiz Bodrum seyahatinizin unutulmaz duraklarından biri olacak. Burada bulunan eski çağlardan kalma kiliseyi de mutlaka rotanıza dahil etmelisiniz.
Tepelerinde yel değirmenleri de barındıran Gündoğan Köyü, mavi bayraklı plajıyla da ziyaretçilerine kapılarını açmış durumda. Özellikle sörf ve yelken tutkunlularının sıklıkla ziyaret ettiği bir plaja sahip.
Denize sıfır konumda bulunan Türkiye’nin ilk Yalı Camisi de Gündoğan sınırları içerisinde bulunuyor. Henüz çok fazla ziyaretçisi olmayan Gündoğan, tarih ve coğrafya meraklıları tarafından kesinlikle görülmesi gereken bir yer.
Bodrum’un ücra köşelerinde keşfedilmeyi bekleyen onca şeyden fırsat kalırsa rotanızı Karakaya Köyü’ne çevirin. Bu köy, zamanında korsan korkusundan yapılmış olduğundan fark edilmesi oldukça zor bir yerde.
Konumlandığı kayanın renginden ötürü bu ismi alan Karakaya Köyü, doğa gezisi sevenler için adeta bir cennet.
Buraya çıktıktan sonra karşılaşacağınız Gümüşlük manzarası ise yanınıza kâr kalacak.
Mumcular Yolu üzerinde bulunan ve halıcılığın ölmediği Etrim Köyü, size köy kahvaltılarının en hasını, köy kültürünün en cezbedici noktalarını size sunmak için ziyaretinizi bekliyor.
Dokumacılık mesleğinin ölmemesi için çaba sarf eden bu köyde dilerseniz dokuma dersi bile alabiliyorsunuz. Hele ki oturup da köylülerle sohbet ederseniz Etrim Köyü, Bodrum’daki uğrak yerlerinizden olabilir.
Bodrum Yalıkavak’ta terk edilmiş halde bırakılan bir Türkmen köyü bulunuyor.
Köylüler sahil bölgesine göç etmiş ama burayı keşfeden bir sanatçı çift burada bir sanat evi kurmuş. Gelmişken Nuris Sanat Evi adını verdikleri eski ama güzel binayı mutlaka görmelisiniz.
Bodrum’da gezilecek yerlerin tamamını keşfetmek için linkteki yazımızı okuyabilirsiniz.