Ülkemizde “Göller Yöresi” olarak adlandırılan bölgede konumlanan Burdur, doğal ve tarihi güzellikleri bakımından dikkat çekiyor. Turkuaz suları ile Maldivler’e benzetilen Salda Gölü ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Sagalassos ve Kibyra Antik Kentleri ile öne çıkan Burdur, herkesin görmesi gereken güzel şehirlerimizden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor.
Ben de yolların çağrısına dayanamayarak, uzun süredir ziyaret etmek istediğim Sagalassos Antik Kenti’ni görmek için Burdur’a gittim. Ufak ve sevimli bir şehir olan Burdur’un turizm potansiyelinin yüksek olduğunu düşündüğüm için bu yazıda Burdur deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Umarım yazı Burdur gezinizde sizlere yardımcı olur.
İçindekiler
Akdeniz Bölgesi’nde yer alan Burdur, Burdur Gölü’nün hemen kıyısında konumlanıyor. Göller Yöresinde bulunan Burdur, doğu ve güneyinde Antalya, batısında Denizli, güneybatısında Muğla, kuzeyinde ise Afyon ve Isparta ile komşu.
İç Anadolu, Akdeniz ve Ege iklimlerinin bir arada yaşandığı Burdur’da; kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçiyor. Burdur’u gezmek için ilkbahar, yaz veya sonbahar mevsimini tercih edebilirsiniz. Burdur’un mis kokulu lavanta bahçelerini gezmek isterseniz, gezi tarihi olarak temmuz ayının başını seçmenizi öneririm. Lavanta bahçelerinde bol miktarda arı olabileceği için, arıya alerjisi olanların dikkatli olmasında fayda var.
İstanbul – Ankara – Antalya kara yolu üzerindeki Burdur; Antalya’ya 122 kilometre, İzmir’e 374 kilometre, Ankara’ya 422 kilometre ve İstanbul’a 602 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Burdur’da havalimanı bulunmadığı için şehre uçak ile gitmek isteyenler Isparta Süleyman Demirel Havalimanı’nı tercih ediyor. İstanbul – Isparta arası uçuşlar 1 saat 20 dakika sürüyor. Isparta Süleyman Demirel Havalimanı’na Ankara ve İzmir’den aktarmalı uçuşlar bulunuyor.
Isparta Süleyman Demirel Havalimanı ile Burdur şehir merkezi arasında 35 kilometre mesafe bulunuyor. Havalimanı ile Burdur şehir merkezi arasında hizmet veren Gülkent otobüsleri ile Burdur’a yaklaşık 50 dakikada ulaşabilirsiniz.
Burdur’a kara yolu ile gitmek isteyenler araba veya otobüs yolculuğu yapabilirler. Ben Ankara’dan özel araç ile 5 saatlik bir yolculuk sonrasında Burdur’a ulaştım. Ankara – Burdur arası otobüs yolculuğu yaklaşık 6 saat sürüyor. İzmir’den Burdur’a otobüs ile gitmek 6,5 saat alıyor. İstanbul – Burdur otobüs yolculuğu ise ortalama 10,5 saatte tamamlanıyor.
Uygun fiyatlı Burdur uçak ve otobüs biletleri için obilet internet adresini ziyaret edebilir veya obilet mobil uygulamasını kullanabilirsiniz.
Burdur’da gezilmesi gereken yerleri sizler için şu şekilde sıraladım:
Son zamanlarda uğrak bir gezi noktası olan Salda Gölü, Burdur’da gezilecek yerlerin başında geliyor. Türkiye’nin Maldivler’i olarak adlandırılan göl, turkuaz suları ve altın renkli kumları ile insanı büyülüyor.
Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü, il merkezine 77 kilometre, ilçe merkezine ise 4 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Ülkemizin en derin, en temiz, en berrak özelliklere sahip olan Salda Gölü hakkında detaylı bilgi almak için ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.
Geldik bu yazının yazılma sebebine! Antik kent gezmeyi sevenlerin mutlaka gezmesi gereken Sagalassos, 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış ve bence bir an önce Dünya Mirası Listesi’ne alınmalı.
Sagalassos Antik Kenti, Burdur’un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. İl merkezine 40 kilometre, ilçe merkezine ise 20 kilometre uzaklıktaki Sagalassos; 1750 rakımda konumlanıyor. Antik kentin yolu yeni yapılmış olsa da dağ yolu olduğu için virajlı bir yapıya sahip. O yüzden aracınızı dikkatli ve yavaş bir biçimde kullanmanızı öneririm.
Yapılan restorasyonlar sonrası suyu akar hale getirilen Antoninler Çeşmesi, antik kentteki en etkileyici yapılardan birisi olarak bizleri selamlıyor. Sadece çeşmenin akması değil, çevresindeki heykeller de oldukça güzel.
“Aşkların ve İmparatorların Şehri” olarak bilinen beş bin yıllık tarihe sahip Sagalassos Antik Kenti’ndeki; Roma hamamları, macellum yapısı, dans eden kızlarla bezeli heroon yapısı, kütüphane ve tiyatro da güzelliği ile insanı hayran bırakıyor.
Yüksek bir konumda bulunması sebebiyle çok iyi korunmuş olan Sagalossos Antik Kenti, haftanın her günü 9:00 – 17:30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müze Kart sahiplerinin ücretsiz olarak gezebileceği antik kente giriş ücreti 170 TL.
Sizler de benim gibi lavanta sevenlerdenseniz, Sagalassos Antik Kenti girişindeki ufak büfede satılan lavanta aromalı Salda Gazozunu denemenizi öneririm. Sagalassos ile ilgili daha fazla şey öğrenmek için blog yazımızı okuyabilirsiniz: Sagalassos Antik Kenti.
Ülkemizin turizme açılan ilk mağaralarından birisi olan İnsuyu Mağarası, Burdur il merkezine 13 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Sagalossos Antik Kenti’ne giderken yol üstünde gezebileceğiniz İnsuyu Mağarası, 1. derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiş.
Deniz seviyesinden 900 metre yükseklikteki İnsuyu, 597 metre uzunluğunda ve en geniş yeri 80 metre genişliğinde. Sarkıt ve dikitlerin bulunduğu İnsuyu Mağarası’nda Dilek Gölü ve Büyük Göl gibi birbirine bağlantılı dokuz göl yer alıyor.
İnsuyu Mağarası’nı haftanın her günü 8:30 – 17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Mağaraya girerken tam bilet için 20 TL, indirimli öğrenci bileti içinse 10 TL ödemeniz gerekiyor.
Dünyanın en uzun gladyatör frizlerine sahip olduğu için “Gladyatörlerin Şehri” olarak bilinen Kibyra Antik Kenti, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış. Burdur’un Gölhisar ilçesindeki antik kent; il merkezine 108 kilometre, ilçe merkezine ise sadece 3 kilometre uzaklıkta konumlanıyor.
Kibryra Antik Kenti’nin yolu Sagalassos’a göre çok daha kolay. Kibyra hakkındaki en ilginç şey ise ören alanına araba ile girmeniz. Yani önce arabadan inip Müze Kart veya bilet ile antik kente giriş ücretini ödüyorsunuz, sonra arabanıza geri binip antik kent kalıntılarına ulaşıyorsunuz. Ben bir antik kenti ilk defa bu şekilde gezdiğim için size önden söylemenin iyi olacağını düşündüm.
Neredeyse 13 bin kişi kapasiteli stadyumu ve Medusa Mozaiği ile dikkat çeken Kibyra Antik Kenti, 2300 yıllık bir tarihe sahip. Likyalılara ait olan antik kentin içerisinde bazilika, yukarı ve aşağı agora, hamam, gymnasion, tiyatro ve meclis binası, anıt mezar ve hamam yer alıyor. Ta o zaman yapılmış olan su yolları ve boruları kesinlikle çok etkileyici.
Kibyra yine bir tepe üzerine kurulduğu için, antik kenti gezerken kayıp düşmemek adına, zemin tutuşu iyi olan bir spor ayakkabısı giymenizi öneririm. Kibyra Antik Kenti haftanın her günü 9:00 – 17:30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müze Kart sahipleri antik kente ücretsiz olarak girebilirken, kartı olmayanların giriş bileti için 90 TL ödemesi gerekiyor.
Burdur şehir merkezindeki Arkeoloji Müzesi’nde, 57 binden fazla arkeolojik ve etnografik eser yer alıyor. Bulguroğlu (Pirkulzade) Mederesesi’nin kütüphane binasında hizmet veren Burdur Arkeoloji Müzesi, 1969 yılında ziyarete açılmış.
Burdur Arkeoloji Müzesi’nde Sagalassos ve Kibyra Antik Kentlerinden heykeller bulunuyor. Bu heykeller arasında en öne çıkanı ise şarap tanrısı Dionysos heykeli.
Burdur’a gelmişken mutlaka ziyaret etmeniz gereken Arkeoloji Müzesi, haftanın her günü 9:00 – 17:30 saatleri arasında ziyaret ediliyor. Hatta ben 08.50’de müzenin önüne gelince, ilgili çalışanlar beni içeriye alma nezaketini gösterdiler. Müze Kart’ın geçerli olduğu Burdur Arkeoloji Müzesi’ne girerken kartı olmayanların 60 TL ödemesi gerekiyor.
Şehir merkezinde bulunan Burdur Doğa Tarihi Müzesi, hem binası hem de içindeki fosiller ile insanı etkiliyor. 19. yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı düşünülen Kavaklı Rum Kilisesi’nde hizmet veren Doğa Tarihi Müzesi, günümüzden yaklaşık 2.5 milyon yıl öncesinde Burdur’da yaşayan ve soyu tükenmiş olan Mammuthus meridionalis (güney filinin) fosili ile dikkat çekiyor.
Çocuk ziyaretçiler için interaktif özellikler taşıyan Burdur Doğa Tarihi Müzesi, pazartesi günü dışında her gün 8:30 – 17:30 saatleri arasında ziyarete açık. Müze Kart ile ücret ödemeden girebileceğiniz müzeye girişler için 60 TL ödeniyor. Tam mevsimi olmasa da müzenin bahçesinde karşılaştığım lavantalar mutlu etti beni.
Pazar Mahallesi’ndeki Burdur Ulu Cami, Hamitoğlu Dündar Bey tarafından 1300 yılında yaptırılmış. 1749 yılında Çelik Mehmet Paşa tarafından restore ettirilen Ulu Cami, depremlerde zarar gördüğü için 1919 yılında ahşap karkas olarak yeniden inşa edilmiş.
Ahşap tavanlı ve kiremit çatılı olan Ulu Cami, Selçuklu ve Beylikler dönemine ait mimari özellikler taşıyor. Caminin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde kare kaideli silindire yakın çokgen gövdeli iki minaresi bulunuyor.
Burdur şehir merkezindeki Saat Kulesi’nin, 1830 veya 1836 yılında yapıldığı düşünülüyor. Orijinal saat kulesi 1914 yılındaki deprem sırasında yıkılınca, mevcut kule 1937 yılında aynı noktada yeniden inşa edilmiş.
Burdur’un simgelerinden olan Saat Kulesi, 35 metre yüksekliğe sahip. Beş kata bölünmüş şekliyle dikkat çeken Burdur Saat Kulesi, Ulu Cami’nin hemen yanında yer alıyor.
17. yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerinden birisi olan Baki Bey Konağı, ahşap işçiliği ile göz alıcı bir yapıya sahip. Değirmenler Mahallesi’ndeki konak, güzel bir Türk – İslam eseri olarak karşımıza çıkıyor. Altın ve gümüş varaklı kaplamaları ve kalem işi boyalı süslemeleri ile dikkat çeken Baki Bey Konağı, Burdur’da görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
13. yüzyıla tarihlenen İncirhan Kervansarayı, Burdur’un Bucak ilçesinde yer alıyor. İl merkezine 49 kilometre, ilçe merkezine ise 9 kilometre mesafedeki İncirhan, Anadolu Selçuklu Sultanı Keykubat Bin Keyhusrev tarafından, 1339 – 1340 yıllarında yaptırılmış. Avlusu ile birlikte dikdörtgen bir plana sahip olan İncirhan Kervansarayı, süslemeli kapısı ve işlemeli duvarları ile dikkat çekiyor.
Burdur’da şehir içi ulaşımı dert etmenize hiç gerek yok. Burdur şehir merkezi ufak olduğu için her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yürümek yerine toplu taşıma kullanmak isterseniz de özel halk otobüsleri ve minibüsler sizlere yardımcı olabilir.
Burdur denilince akla gelen ilk yemek Burdur Şiş oluyor. Sadece tuz eklenen kıymanın ince uzun bir biçimde şişe geçirilip pişirilmesi ile ortaya çıkan Burdur Şiş Köfte, tereyağlı sıcak pide üzerinde servis ediliyor ve lezzetiyle midede bir bayram havası yaratıyor.
Bölgede çokça yetişen ceviz sayesinde, Burdur’da ceviz kullanılarak yapılan ürünler ön plana çıkıyor. Ceviz ezmesi, ceviz helvası ve cevizli sucuk ise bunların başında geliyor. İlk defa burada yediğim ceviz helvasını sizler de benim gibi paket yaptırarak sevdiklerinize de götürebilirsiniz. Ben yolda görünce ceviz helvasını Ensar Kuruyemiş’ten aldım, size de rahatlıkla önerebilirim.
Burdur’un yöresel yemekleri hakkında bilgi almak için ilgili yazımıza göz atabilirsiniz. Burdur’un lezzetli yemeklerini nerelerde yiyebileceğinizi öğrenmek isteyenlere “Burdur’da Nerede Ne Yenir?” isimli yazımız yardımcı olacaktır.
Burdur şehir merkezinde konaklamak birçok açıdan avantaj sağlıyor. Gezilecek yerlere, restoranlara ve kafelere yakınlığı sebebi ile ben Özeren 2 Otel’de konakladım Fiyat/performans açısından çok iyi durumdaki otelde, kahvaltı da doyurucu ve güzeldi. Bu yüzden sizlere de önerim, Burdur gezinizde merkezdeki otellerde konaklamanız olacaktır.
Hepinize en az benimki kadar keyifli bir Burdur gezisi dilerim!