Kategoriler EgeYurt İçi

Denizli’de Gezilecek Yerler

Ege Bölgesi’nin doğusunda yer alan Denizli, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerine komşu konumundadır.

Doğuda, Afyon ve Burdur, batıda ise Aydın ve Manisa ile komşudur.

Denizli’nin %47’sini dağlar, %28’ini ovalar,%23’ünü platolar ve %2’sini yaylalar oluşturur.

Ege Bölgesi’nde yer alsa da, denize kıyısı olmadığından ötürü İç Anadolu Bölgesi iklimi daha çok görülür.

Şehrin sembolü ise meşhur kırmızı gagalı “horoz ”dur. Hediye olarak anahtarlığını veya magnetini düşünebilirsiniz.

İlk olarak Selçukluların hükümdarlık sürdüğü şehre suyu bol anlamında “Lâdik” ismi verilirken, İbni Battuta’nın seyahatnamesinde şehre “Tonguzlu” denilmiştir. “Tonguzlu”kelimesi ise yine şelalesi ve suyu bol anlamında “Denizli”dir. Şehrin isminin bu şekilde ağızdan ağıza yayılarak “Denizli” olduğu düşünülür.

Denizli’de Gezilecek Yerler

Denizli’deki Tarihi Eserler ve Antik Kentler

Tabea Antik Kenti

Doğal bir kale görünümünde olan Tabae Antik Kenti, Büyük İskender’den sonra Anadolu’da kurulan ilk kentlerden biridir.

Tabae kenti Hellenistik dönemden beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Bölgede yer alan kaya kalıntıları tarihi dönemlere ışık tutmaktadır.

Doğal kayalar oyularak inşa edilen odalı evler ise Roma ve Osmanlı döneminden de izler taşımaktadır.

Boğaziçi Kasabası Eski Camii

Hicri Takvime göre 1181’de yaptırılan camii, Denizli’nin kültürel yapısını keşfetmek isteyenler için mükemmel bir dini yapı.

Bursa kemeriyle birbirine bağlanan direklerin yanı sıra, minberi ve vaaz kürsüsünde süsleme bulunmaz.

Tavanda yer alan birçok görsel ve süslemeler ise günümüz camilerinde olmayan özelliklerdir. Camilerin tarihi olarak günümüze kadar nasıl şekillendiğini görmek isterseniz, Eski Cami’yi muhakkak ziyaret edin.

Sebastapolis Antik Kenti

Tarihi şehrin büyük bir kısmı erozyona uğrayarak toprak altında kalsa da, antik kente dair bazı izler her geçen gün ortaya çıkmaktadır. 

En önemli kalıntılardan olan Höyük Tepesi, stadyum ve nekropol Roma ve Bizans dönemlerine dair izler taşır.

Şehir tapınağı ve yüzeydeki lahitler de Roma dönemini yansıtır.

Ahmet Dede Türbesi

Her güzide ilimizde olduğu gibi, Denizli’de de evliyalar ve toplumları etkileyen dini liderler olmuştur. 

Tarihi olarak ne zaman inşa edildiği belirsiz olan tabut, Çal ilçesinde yer alır.

Ahmet Dede’nin naaşı bulunamadığı için adına üç ayrı tabut hazırlanmıştır.

Çevre kentlerden gelen ve kısmet açtırmak, yağmur duasına çıkmak, herhangi bir dileğinin gerçekleşmesi için dua edenlerin uğrak noktası olmuştur.

Hierapolis Antik Kenti

Pamukkale Travertenlerinin hemen yukarısında yer alan antik kent, UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesi’ne girmiştir.

Denizi’nin tarihi yerleri arasında mutlaka görülmesi gereken ilk adres olan Hierapolis Antik Kenti, 2.000 yıl önce Bergama Krallığı tarafından inşa edilmiş. 

Yıllar boyu termal suları ile hastalara şifa olmuştur.

Hierapolis Tiyatrosu

Görkemli tiyatro yapısı dört büyük ada üzerine inşa edilmiştir.

Dik olan “cavea diazoma” kısmı yüksek kesim, dönemin zenginleri için ayrılmıştır. Bugünün VIP’sine benzer bir uygulama olduğu söylenebilir.

Sahne binasında ise çeşitli tarihi kalıntıların yanı sıra, Apollon’un Artemis’e adadığı bezeli korniş bulunur.

Bu ihtişamlı yapı İmparator Septimius  Severus tarafından M.S. III. Yüzyılda yaptırılmış ve Geç Roma Dönemi’ne kadar kullanılmıştır.

Hierapolis Antik Kenti Katedrali

Hristiyanların en kıymetli yapılarından olan Katedral’de kadınlar ve erkekler için ayrı bölümler inşa edilmiştir. 

Ortaçağın başlangıcı sırasında inşa edildiği düşünülen yapı, Hristiyan mimarisi ile ön plana çıkıyor.

Dionysopolis

Yunan mitolojileri müthiş hikâyeler ve efsaneler ile doludur. Yunan mitolojisindeki Şarap Tanrısı Dionysos, Anadolu coğrafyasında da önemli bir yere sahiptir.

Denizli’nin Çal havzası ise Şarap Tanrısı Dionysopolis’in kenti olarak bilinmektedir.

Bu kent Suriye Krallığı döneminde kurulmuş olup, sonraki yıllarda Bergama Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 

Yazır Kasabası Çarşı Camii

Camii’nin girişindeki kitabeye göre, bu tarihi camii 1802 ve 1803 yılları arasında bölgenin önde gelenlerinden Hacı Ömer Ağa tarafından inşa ettirilmiştir.

Harim duvarları tavanına işlenen süslemeler dönemin sanatına ışık tutmaktadır.

Süslemelerde kullanılan resimlerde özellikle cami, natürmort, bitki ve ağaç figürleri yer almıştır.

Tripolis Antik Kenti

Menderes Nehri civarında yer alan Tripolis Antik Kenti, Hellenistik Döneme aittir.

Bu antik kentin ilk olarak Lidya Devleti zamanında kurulduğu düşünülmektedir.

Bulunduğu dönemde Frigya ve Karya bölgelerine yakın olduğundan ötürü önemli bir tarım ve ticaret merkezi olarak görülmektedir.

Kentin yüzeyinde yer alan kalıntılar ise Roma ve Bizans mimarisinden izler taşır. 

Birçok coğrafi olaya şahit olan kentin kimi kısımları yok olsa da en görkemli yapılarından olan Tripolis Tiyatro sahnesi hayatta kalmıştır.

Tarihe ve antik kültürlere meraklı olanlar için bu tarihi yapıt kaçırılmaz!

Eumania Antik Kenti

Işıklı Kasabasında yer alan antik kent, Bergama Kralı II. Eumenes tarafından yaptırılmıştır.

Bu bölge, yerli halk tarafından “Sarıbaba Tepesi” olarak da adlandırılmaktadır.

Dağlık alanda yer alan düzlük kısım Bizans döneminde kenti koruyan ana kalelerden biri olarak kullanılmıştır.

Mahmut Gazi Türbesi

Çal ilçesinde yer alan Mahmut Gazi Türbesi, Osmanlı döneminde Bizans Orduları ile savaşarak hayatını kaybeden Mahmut Gazi’ye aittir.

Oldukça bakımlı ve turistlere açık olan türbe, Mahmut Gazi köyündedir.

Yatağan Baba Türbesi

Anadolu’nun pek çok tarihi şehri gibi, Denizli’de de birçok evliya yaşamıştır. Bunlardan birisi de Yatağan Baba’dır. 

Mimarisi itibarıyla 14. yüzyıl dolaylarında yaptırıldığı düşünülen camide en son 2005’te yenileme yapılmıştır.

Dönem dönem çeşitli tamiratlar yapılan tarihi camii, eski yapı tarzını korumaktadır.

Çardak Kervansarayı

Alaaddin Keykubat’ın kölelerinden Esededdin Ayaz bin Abdullah el Şahabi tarafından Hicri 627 yılında yaptırılmıştır.

Kitabesinde “Ribat” yazan kervansaray, oldukça geniş kare avlusu ve beş sahını ila ön plana çıkar.

Tarihi kervansaray Osmanlı Döneminde zahire ambarı olarak kullanılmak üzere günümüze kadar çeşitli amaçlar ile kullanılmıştır.

Apollonia Salbace (Medet Höyüğü) Antik Kenti

Medet Köyü’nde yer alan Medet Höyüğü, birçok antik kültüre komşu olmuştur.

Yapım tarihin hakkında kesin bilgilere ulaşılamasa da Tunç Çağlarından itibaren günümüze geldiği tahmin edilmektedir.

Apollonia adını ise Hellenistik dönemde aldığı ve en şaşalı yıllarını Roma döneminde yaşadığı düşünülmektedir.

Apollon Lairbenos Tapınağı

Asartepe’de yer alan Lairbenos Tapınağı, Anadolu’nun başka hiçbir bölgesinde karşılaşılmayan “katagraphane” adı verilen yazıtları din tarihçilerinin ilgi odağında olmuştur.

Daha önce sadece Batı Anadolu’da görülen “kefaret” geleneğine dair yazıtlar da bölgede bulunmuştur.

Araştırmacılara göre tarihi tapınak, Tanrıça Kybele’ye adanmıştır ve İmparator Hadrianus Dönemi’ne inşa edilmiştir.

Akhan Kervansarayı

Ticaret kalbi olan kervansaraylardan biri olan Akhan Kervansarayı Anadolu Selçuklu devletinin batı inşa ettirdiği son kervansaraylardan birisidir.

İçerisinde iki kitabe bulunan kervansarayda küçük bir han yer alır. 

Kervansaray’ın kapalı bölümünü Hicri 651, avlusunu ise Hicri 652’de Vali Seyfettin Karasungur bin Abdullah yaptırmıştır.

Kitabelerde II. İzzettin Kaykavus’un adı da geçmektedir.

Anadolu Selçuklu devletinin toplumsal ve ticari hayatına şahitlik etmek isteyenlerin müthiş bir entelektüel birikim!

Servergazi Türbesi

Eğer Denizli şehir merkezindeyseniz ve dini anlamda bir şeyler yapmak isterseniz, Servergazi Türbesini ziyaret edebilirsiniz.

Türbenin 1210 yılında Denizli’nin fethi sırasında şehit düşen Selçuklu komutanı Servergazi’ye ait olduğu iletilmektedir.

Denizli’deki Müzeler

Roma Hamamı-Hierapolis Arkeoloji Müzesi

Hierapolis Antik Kenti’nin en görkemli yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984’te Hierapolis Arkeoloji Müzesi’ne çevrilmiştir.

Müzede Tripolis ve Attuda gibi çeşitli antik kentlere dair kalıntılar sergilenmektedir.

Üç kapalı mekândan oluşan müzede merak ettiğiniz birçok antik kültüre dair izler bulabilirsiniz.

Denizli’deki Doğal Güzellikler

Taşdelen Yaylası

Çam ormanları ile çevrili Taşdelen Yaylası Babadağ Dağı’nın kuzeyinde yer alır.

Yoğun gündeminiz arasında ferah bir gün geçirmek veya arkadaşlarınız kamp kurmak isterseniz Taşdelen Yaylası tam size göre.

Tamamen doğal güzelliklerin hâkim olduğu yaylada herhangi bir tesis bulunmadığı için yiyecek ve içecek gibi ihtiyaçlarınızı yanınıza almanızda fayda var.

Eşen Göleti (Beyağaç)

1995 yılında orman içi dinlenme tesisi olan baraj göleti, sıcak havalarda serinlemek isteyenler için birebir.

Related Post

Balık tutmak ve sakin bir gün geçirmek isterseniz sportif olta balıkçılığı da ilginizi çekebilir.

Özellikle su sporlarına meraklı olanlar için müthiş bir fırsat

Bozkurt Karakısık Kanyonu

Emir Çayı’nda yer alan Karakısık Kanyonu zemindeki kum ve çakılların yüzyıllar içerisinde sertleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Kanyonun tabanı kum olduğu için 5 metreden 150 metreye kadar derinlere inilebilmektedir.

İnciler Kasabası ve Acıpayam-Tavas ilçeleri arasında uzun yıllar köprü görevi görmüştür.

Çizmece (Yenice) Kaplıcaları

Doğal kaynaklar olan kaplıcalar bin derde deva. Eğer yolunuz Denizli’ye düştüyse Çizmece Kaplıcalarından faydalanabilirsiniz.

Romatizma, kalp-damar sertliği, karaciğer yetmezliği, deri, mide, böbrek ve kadın hastalıkları gibi pek çok sağlık sorununa iyileştirici etkisi vardır.

Pamukkale Travertenleri

Günümüzde Denizli’nin en çok turist çeken alanı olan Pamukkale Travertenleri Denizli merkezine çok yakındır.

Merkezden kendi aracınız veya minibüsle 15 dakika içerisinde travertenlerde olabilirsiniz. Özellikle yaz aylarında ayağınızın altından kayıp giden suyu ile oldukça şifalı ve ferahlatıcıdır.

Buradaki beyaz kayalıklar çeşitli sebeplerden ötürü kimyasal reaksiyon sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu reaksiyon sonucunda Pamukkale termal kaynakları oluşmuştur.

Antik toplumlardan beri kullanıldığı düşünülen kaynak yaklaşık 320 metre uzunluğundadır.

İlk başta jel halinde olan Kalsiyum Karbonat, zamanla sertleşerek travertenleri oluşturmuştur.

Travertenlere termal sular kontrollü olarak verilmektedir çünkü pek çok turist sulara girmektedir.

Dünya’nın her köşesinden insanın ilgisini çeken bembeyaz travertenler, yukarısındaki tarihi alanları ile de Denizli’nin en meşhur noktalarındandır.

Kaklık Mağarası

Esrarengiz yapılar ve ilk insanların barınaklarına meraklı olanlar için Honaz ilçesinde yer alan Kaklık Mağarası müthiş bir tercih olabilir!

Mağaranın içindeki damlataşı, sarkıtlar ve dikitlere ek olarak; Pamukkale Travertenlerine benzer şekilde basamak şeklinde travertenler bulunmaktadır.

Buradaki termal sular da çeşitli cilt hastalıklarına şifa olmaktadır.

Mağaranın yakınında ise mağarayı ziyaret ettikten sonra vakit geçirmek isteyenler için yüzme havuzu, küçük amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler inşa edilmiştir.

Aziz Philippus Martriumu

Pek çok tarihi olaya şahitlik eden Hierapolis Antik Kenti yine termal suları ile ön plana çıkmaktadır. Görüldüğü üzere, Denizli her türlü hastalığa şifa termal sular ile kaplı.

Özellikle Hristiyanlar için kutsal sayılan bu bölge, Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Philippus’un çarmıha gerilerek öldürüldüğü kenttir.

Bu bölgede Aziz Phillippus adına bir şehitlik ve anıt yaptırılmıştır. Sekizgen bölüm halinde inşa edilen yapı, dua etmek isteyen Hristiyanların sık ziyaret ettiği bir alandır.

Keloğlan Mağarası

Acıpayam ilçesinde yer alan Keloğlan Mağarası adı itibari ile oldukça dikkat çekicidir.

Mağara içerisinde bol miktarda dikit, sarkıt ve sütun yer almaktadır. 

İçerisindeki damlataşlar birbirine geçtiğinden ötürü adacıklar şeklinde girintili çıkıntılı bir yapısı vardır.

Karagöl

Denizli hem tarihi hem de dini eserlerin yanı sıra ferah hava almak isteyenler için de birçok seçenek sunmakta.

Akarsulardan oluşan bir krater gölü olan Karagöl, Bozkurt ilçesinde yer alır.

Bölgede çam ormanları ve ardıçların yanı sıra, su kuşları ve sazlıklar da bulunmaktadır.

Homa (Gümüş Su) Şelalesi

Bulunduğu bölge nedeni ile Gümüşşu adı verilen şelale, yaklaşık 30 metre yüksekliğindedir.

Oldukça ferahlatıcı, soğuk ve tatlı bir suyu olan şelale, doğa harikalarını keşfetmek isteyenler için müthiş manzaralar sunuyor.

Güney Şelalesi

Cinlere mahallesinde yer alan Güney Şelalesi, Menderes Nehri’nin kenarındadır.

Bölgenin doğa harikalarından biri olan şelale, Birinci Derece Doğal Sit alanıdır.

Şelaleden aşağı doğru süzülen su damlaları sebebi ile yıllar içerisinde çevresinde sarkıt dikitleri olan Damlataşı Mağarasının oluşmasını sağlamıştır.

Mağaranın içinde gizli bir cennet olan yüzülebilir derinlikte bir göl oluşmuştur.

Beyağaç Topuklu Yaylası

Ferah bir gün geçirmek ve yayla keyfine varmak isteyenler için müthiş bir fırsat olan Topuklu Yaylası, soğuk ve tatlı içme su kaynakları ile ünlüdür.

Yayla evlerinde değil kendi çadırımda doğanın keyfine varmak istiyorum diyenler için de Topuklu Yaylası oldukça uygun bir alan.

Yayla keyfinin yanı sıra, Gökova körfezini ve yaz aylarında parlak gün batımını izlemek müthiş bir keyiftir.

Güneş enerjisi ile aydınlatılan yaylada önemli günleriniz için organizasyon hizmeti de verilmektedir.

Saklı Göl

Bir diğer adı ile Yukarı Dağdere Gölü olarak bilinen bu göl, çeşitli çam ağaçları ve müthiş doğa manzaraları sunmaktadır.

Günübirlik geziler için müthiş bir seçenek olan Saklı Göl, piknikçiler için de birebirdir. Hafta sonunu dolu geçirmek, çoluk çocuk ailecek güzel vakit geçirmek isterseniz Saklı Göl tam size göre!

Hem bol bol yürüyüş yapıp temiz hava alabileceğiniz hem de mangalınızı kurabileceğiniz Saklı Göl, Kaklık Mahallesi’nde yer alıyor.

Çivril Tokalı Kanyonu

Gümüşsu bölgesinde yer alan Çivril Tokalı Kanyonui 20 km alana kadar uzanır. Kanyonun hemen kenarında ise Işıklı Gölü bulunmaktadır.

En geniş yeri 4 metre, en dar yeri ise 1,5 metre olan kayalıkların arasından akan dereden Akdağ kanyonu oluşmuştur.

Eşsiz bir doğal oluşum olan Çivril Tokalı Kanyonu, yöre halkını korkutmuştur. Bu kanyondan korkan bölge insanı kanyonu, “geçilemez” olarak görmüştür. Bu sebepten ötürü de halk arasında efsanevi bir hikâye yayılmaya başlamıştır.

Bu hikâyeye göre, kanyonun en dar ve kimsenin geçemediği bir bölgesinde Roma döneminden kalma altınlar vardır. Kimisi 40 ton, kimisi 30 ton olduğunu söylese de devasa büyüklükte bir kaya altınların saklandığı altın kapıyı kapatmıştır. Herkesin altının miktarı farklı şekillerde ifade etmesine rağmen, bu efsanevi kapı hala kanyonda yer alsa da kimse bulamamıştır. Ancak tüm bu hikâyeyi sonlandıracak olay 1993’te 10 kişilik bir ekibin kanyonu geçmesi ile son bulmuştur.

Yatağan Kefe Yaylası

Yatağan ve Honaz ilçelerini kapsayan alanda yer alan Yatağan Kefe Yaylasında karaçamdan ardıç ağaçlarına kadar pek çok bitki çeşidi bulunur.

Yatağan Kefe Yaylasında ihtiyaç duyabileceğiniz her türlü imkân mevcut! Çadırınız alıp gittiğinizde elektrik, su, ekstra çadır, piknik alanları, tuvalet, duş, market ve kasap gibi pek çok imkânı bulabilirsiniz. 

Her sene Ağustos ayının ilk haftasında çeşitli eğlence etkinlikleri düzenlenen yaylada, birçok yeni insanla tanışabilir ve rahatlatıcı bir tatil yapabilirsiniz.

Acı Göl

Bir diğer adı ile Çardak Gölü olarak da bilinen Acı Göl, tektonik oluşumludur ve Çardak ilçesinde yer alır.

Doğaya ve hayvanlara düşkün olanlar için sakin bir gezinin yanı sıra, Gemiş Kasabasında yer alan kuş gözetleme kulesinden de yararlanabilirsiniz.

Honaz Dağı Milli Parkı

Honaz, Pamukkale ve Serinhisar sınırları içerisinde yer alan görkemli Honaz Dağında Akdeniz iklimi hâkimdir. 

Envaı çeşit bitki örtüsü ile dilediğiniz kadar bitki çeşidi ile karşılaşabilirsiniz.

Yaban keçisi, yaban domuzu, porsuk, tilki, tavşan gibi hayvanlara ek olarak 4 çeşit sürüngen ve 64 kuş türü bulunmaktadır.

Çal Kısık Kanyonu

Kumral Mesireliği’nin yakınında yer alan Çal Kısık Kanyonunda Bizans ve Roma Döneminden antik kaya mezarları bulunmaktadır. 

Doğa harikalarından biri olan Çal Kısık Kanyonu Büyük Menderes Vadisinden de müthiş manzaralar sunar.

Doğa yürüyüşlerinin yanı sıra, dağ yürüyüşü, sal yarışı yapabilir veya sadece kamp kurarak doğal güzelliklerin tadını çıkarabilirsiniz.

Buldan Süleymanlı Yayla Gölü

Tatlı suyu ve nilüferleri ile adından söz ettiren Buldan Süleymanlı Yayla Gölü’nün derinliği azdır.

Gölün çevresi ise hayvancılığa elverişli olduğu için çeşitli hayvanlara da rastlamanız oldukça mümkün!

1.Derece Doğal Sit Alanı olan bölgenin çevresi oldukça fazla bitki örtüsü ve hayvan türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Kamp için de müthiş alanlardan biri olduğunu unutmamak gerek!

Denizli Antik Yüzme Havuzu

Milattan önce 2. yüzyıldan kalan Hierapolis kentindeki Antik Havuz, Kleopatra Havuzu olarak da bilinir. 

UNESCO koruması altında, Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki sit alanı Hierapolis Antik Kenti içinde ve Pamukkale Travertenlerinin bitişiğinde yer alıyor.

Biraz serinlemek ve aynı zamanda kültürlenmek isterseniz Antik Yüzme Havuzu’nu muhakkak ziyaret edin.

Denizli’de Yeme İçme

Her gittiğimiz yerde yeni yöresel tatlardan faydalanmak müthiş keyifli! Sizler de Denizli’nin yöresel lezzetlerinden tatmak isterseniz, işte size ipuçları! Yumurta salatası ve yulaf ekmeği her sofranın vazgeçilmezidir.

Kutu etinden yapılan Denizli Tandır kebabını da en meşhur et çeşitlerinden. Bunun dışında, bir pilav türü olan Çaput Aşı, biber kızartması şeklinde Biber Tatarı, tavşan eti eklenerek yapılan Arabaşı çorbası, kıymalı bir ekmek olan Mısır Gömbesi, yine kuzu kıyma ile yapılan yen böreği ve Patlıcanlı Kapama en müthiş yemeklerden!

Denizli’ye Ulaşım

Denizli’ye karayolu ile gelecekseniz,  İstanbul çıkışında D650 yolunu takip ederek; İzmit, Sakarya, Kütahya, Afyon, Sandıklı ve Dinar üzerinden Denizli’ye ulaşabilirsiniz. 

Eğer Yalova’dan feribotla geçmeye planlıyorsanız; Bursa, Balıkesir ve Salihli üzerinden Denizli’ye ulaşabilirsiniz.

Havayolunu tercih etmek isterseniz,  Denizli ili Çardak ilçesinde şehir merkezine 65 km uzaklıkta olan Çardak Havaalanı‘nı kullanabilirsiniz.

Denizli’ye demiryolu ile de gelebileceğinizi biliyor muydunuz? Demiryolu en zevkli ve nostaljik yolcuklardan biridir. Aydın-İzmir demiryolu hattını kullanarak Denizli’ye ulaşım sağlayabilirsiniz.

Paylaş
Sena Özkurt

Çocukluğundan beri atlas karıştıran ve en büyük hayallerinden biri bir gün Avustralya'ya da adım atmak olan bir gezgin adayı. Kültürel devr-i alem yapmak için Boğaziçi'nde Batı Dilleri ve Edebiyatları okudu. Şimdi de seyahatseverleri dünyaya bağlamak için çalışıyor.