Şehirlerin isimlerini hep duyarız da bu isimlerin ne anlama geldiğini pek bilmeyiz. Dünyaca ünlü şehirlerin isimlerinin anlamlarını biliyor musunuz?
Gelin hep beraber dünyadaki bazı şehirlerin isim anlamlarını, bu isimlerin arkasındaki derin tarihi, hikayeleri ve söz konusu bu şehirlerde gezebileceğiniz yerleri beraber inceleyelim.
İçindekiler
Anlamı: Buluşma Noktası
Avustralya’nın başkenti Canberra, kuşkusuz ülkenin en çok ziyaret edilen şehri değil.
Avustralya’nın Melbourne ve Sydney gibi, Canberra’ya yakın diğer büyük şehirleri çok daha fazla dikkat çekmesine rağmen, başkent Canberra (Türkçe yazımıyla Kanberra), da ülkenin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden.
Devletin yönetildiği şehir, ayrıca müzeler, sanat galerileri ve geniş bahçelerle dolu.
Bütün sokakları ve caddeleri büyük bir titizlikle planlanan şehrin isim anlamı ise “buluşma noktası.” Gerçekten de, tüm ülkenin bağlandığı nokta olduğu için, şehre verilen isim şehrin geniş caddeleri ve ağaçlarla kaplı huzurlu sokaklarıyla daha da anlamlı hale geliyor.
Gerçek bir “korsan şehri” ile tanışmak ister misiniz? Karayip Korsanları’nın gerçekte yaşadığı yer günümüzde Bahamalar’ın başkenti olan Nassau.
İsmini İngiltere Kralı Nassaulu III. William’dan alan şehrin, hem Almanya’daki isim annesi hem de kolonyal şehir Nassau, “nemli toprak” anlamına geliyor. 1963 yılına kadar İngiliz sömürgesi olan Bahamalar, İngilizlerin miras bıraktığı tarihi kaleleriyle dikkat çekiyor.
Trans-Atlantik köle ticaretini, 17 ve 18. yüzyıllardaki gemi ticaretinin işleyişini öğrenebileceğiniz ve korsancılık olgusunun tarihi geçmişine tanık olabileceğiniz şehirde, tropik plajlarda veya yemyeşil ormanlarda vakit geçirebilir ve kolonyal stilde tasarlanmış evler arasında gezinebilirsiniz.
Kanada’nın başkenti Ottawa, Amerika kıtasının en Avrupai şehirlerinden ve dünyanın en yaşanabilir şehirlerinden biri. Ülkenin diğer ünlü şehirleri, Toronto, Montreal ve Quebec şehirleriyle aynı coğrafi konumda bulunan şehrin adı Türkçe’de Ottava olarak yazılıyor.
Şehirle aynı ismi taşıyan nehir üzerinde yükselen Ottawa şehrinin isminin anlamı ise ticaret etmek veya ticaret edenlerden geliyor. Kısacası Ottawa şehrine “tüccarlar” şehri de diyebiliriz. Şehrin kelime anlamı etimolojik olarak Kanadalı yerli gruplardan biri olan Algonquin’e ait.
Bağımsızlığını kazanmadan önce Fransız ve İngiliz sömürgesi altında kalan şehirde, her iki milletin de izlerini sürebilir; şehirdeki ünlü müzeler ve parklarda vakit geçirebilirsiniz.
Özellikle Ottowa Nehri kıyısındaki Kanada Parlamentosu binalarının bulunduğu Parlamento Tepesi ve tarihi Rideau Kanalı mutlaka ziyaret edilmeli.
Dambovita Nehri boyunca uzanan Bükreş, Romanya’nın başkenti ve Balkanlarda gezilecek en güzel şehirlerden biri.
Neo-klasik binalarla süslenen şehir, hem Romanya’nın zengin antik tarihini hem de komünist dönem de dahil olmak üzere modern dönemini yansıtıyor.
Şehrin isim anlamı “neşe şehri,” ve hiç kuşkusuz “Küçük Paris” de denen bu şehre oldukça yakışıyor.
Schengen vizesi veya Romanya’nın özel vizesiyle giriş yapabileceğiniz şehir, dünyanın en büyüğü olan Parlamento Binası’yla dikkat çekiyor.
Şehirde ayrıca birbirinden etkileyici sanat merkezleri, Romanya Ulusal Köylü Müzesi ve Dimitrie Gusti Ulusal Köy Müzesi gibi Romen toplumunu daha iyi anlayabileceğiniz ilginç müzeler bulunuyor.
Vizesiz ziyaret edebileceğiniz en güzel şehirlerden biri hiç kuşkusuz Sırbistan’daki Belgrad şehri.
“Bel” ve “grad” kelimelerinin birleşimi olan şehir, “beyaz şehir” anlamına geliyor. Şehirdeki katedrallerin ve binaların beyaz renginin nehre yansımasından dolayı şehrin bu adı aldığı söyleniyor.
Balkanların Tuna ve Sava Nehirlerinin birleşim noktasındaki şehir, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti’nin başkentiydi.
Uygun fiyatlarla seyahat edebileceğiniz Belgrad’da görmeden dönmemeniz gereken ikonik mimari yapılar arasında şehre hakim konumdaki Belgrad Kalesi, çevresindeki Kalemegdan Parkı ve Aziz Sava Katedrali bulunuyor.
Şehri tamamen keşfettikten sonra ise kendinizi Belgrad’ın hareketli gece hayatı içerisinde bulabilirsiniz.
Tarihi Avrupa’nın başladığı noktalardan biri olan Prag, tıpkı Viyana gibi, Orta Çağ boyunca Türklerin şehre saldırması korkusuyla yaşamış. Bu korkunun izlerini şehrin en ünlü köprüsü Charles Köprüsü’nde fark edebilirsiniz.
Heykellerle süslenen köprüdeki bir heykel özellikle dikkat çekiyor; tespih çeken bir Osmanlı gardiyanı zindan başında nöbet tutarken şehrin koruyucu azizleri hapis içindeki Hıristiyan esirleri kurtarıyor.
Asya ile Avrupa arasında bir geçit işlevi üstlenen, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen ve en romantik şehirlerinden biri olarak görülen Prag, Barok ve Romantik tarzda inşa edilmiş binalarıyla ün salmış durumda.
Charles Köprüsü’nün yanı sıra, dünyanın en büyük kalesi olan Prag Kalesi de mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılardan. İçerisindeki devasa kiliseler ve binlerce ev ile Prag Kalesi’nin kendisi başlı başına bir şehir aslında.
Hong Kong, Çin’in en ilginç şehirlerinden biri.
1997’ye kadar Britanya Krallığı’na bağlı bir sömürge şehri olan Hong Kong, günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bir yönetim bölgesi. Haliyle şehirde Çin’deki kısıtlamaların birçoğu esnetilmiş durumda.
Asya’nın en büyük limanı olan Hong Kong, ayrıca işlek bir ticaret, endüstri ve turizm merkezidir. Tarih boyunca da önemli bir ticaret merkezi olduğu için şehrin isminin anlamı “hoş kokulu liman” olarak biliniyor.
Her daim hareketli şehir için New York’un kardeş şehri desek yanlış olmaz. Victoria Zirvesi’ne çıkarak tepeden görebileceğiniz şehir devasa gökdelenlere, eğlenceli tema parklara ve etkileyici Budist tapınaklara ev sahipliği yapıyor.
Anlamı: Deniz Üstündeki Şehir
Çin’in en büyük şehri Şanghay ayrıca ülkenin en kalabalık şehirlerinden biri. Tıpkı Hong Kong gibi bir liman şehri olan Şanghay, önemli bir ticaret ve endüstri merkezi.
Şehrin simgeleri arasında Doğu’nun İncisi Kulesi olarak adlandırılan televizyon kulesi, Şanghay Dünya Finans Merkezi Gökdeleni, Jin Mao Kulesi, Şanghay Kulesi ve devasa büyüklükte parkların arasındaki etkileyici Budist tapınakları bulunuyor.