Nevşehir ülkemizin İç Anadolu Bölgesi‘nde yer alan doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile gezmeye doyamayacağınız bir ilimizdir. Büyük yanardağlarla çevrili, geniş bir plato üzerine kurulmuştur.
İç Anadolu Bölgesi’nin Orta Kızılırmak Bölümü‘nde yer alan şehir, doğusunda Kayseri, kuzeydoğusunda Yozgat, kuzeybatısında Kırşehir, güneyinde ise Aksaray ve Niğde illeri ile çevrilidir.
Hititler tarafından antik dönemde Halys Irmağı adıyla anılan Kızılırmak Vadisi‘nde kurulmuş olan yerleşim yeri, daha sonra Asurluların yönetimine geçmiştir.
Daha birçok uygarlığın yaşadığı bu topraklarda, karşınıza dolu dolu bir tarih çıkmaktadır. Roma eziyetinden kaçan kişilerin saklanmak için kayaları oyarak kurdukları yer altı ve yer üstü yerleşim yerleri günümüzde şehrin ziyaretçileri tarafından yoğun ilgi odağı halindedir.
Daha sonraları Osmanlı hâkimiyeti altında Muşkara adıyla anılan bu küçük yerleşim, zamanla “yeni şehir” anlamına gelen Nevşehir ismini kullanmaya başlamıştır.
Ahengine kapıldığımız ve uzun uzun seyre daldığımız Kapadokya bölgesinin ismi de zamanında burada hüküm süren Kapadokya Krallığı‘ndan gelmektedir. Bir rivayete göre de bu bölgeye Güzel Atlar Diyarı anlamına gelen Katpatuka kelimesinin evirilerek Kapadokya denilmeye başlandığı da düşünülmektedir.
Kapadokya bölgesi günümüzde yalnızca yerli değil dünyanın birçok ülkesinden gelen yabancı turistlerin de büyük dikkatini çekmektedir. Her yıl on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan bu bölge hem büyüleyici doğal güzellikleri hem de benzersiz bir tarihi mirasa sahiptir. Nevşehir, işte bu bölgenin en çok öne çıkan şehirleri arasındadır.
Kapadokya bölgesinin, orada bulunan deniz fosillerinden dolayı zamanında bir iç deniz olduğu varsayılmaktadır. Erciyes, Güllüdağ ve Hasandağı’nın milyonlarca yıl önce püskürttüğü lavların bu denizi kuruttuğu ve 100 – 150 metrelere varan tüf tabakası oluşturduğu düşünülmektedir.
Zamanla yağmur, sel ve rüzgârların etkisi ile peribacaları ortaya çıkmış ve bu eşi benzeri olmayan bölge oluşmuştur.
İçindekiler
Nevşehir gezinizde genelde açık havada dolaşacağınız için en uygun zaman ilkbahar ve sonbahar mevsimi aylarıdır. Bu aylarda karşılaşacağınız yumuşak iklim, seyahatinizi kolaylaştıracaktır.
Doğa güzelliklerini gezerken kar manzarasını da görmek isterseniz kış mevsimi de sizin için uygun zaman dilimi olabilir. Nevşehir’de kış aylarında yer yer kar yağışı gözlenir. Ancak bu, seyahatinizi engelleyecek derece sert biçimde olmayacaktır.
Her mevsimde ayrı bir güzelliğe sahip olan Nevşehir’de gezerken yazın çok sıcak zamanlarda şapkanızı ve güneş kreminizi eksik etmemenizi, kışın sert soğuklarda ise çok sıkı giyinmenizi tavsiye ediyoruz.
Nevşehir ulaşım açısından oldukça kolay bir bölgede yer almaktadır. Aracınızla ya da Nevşehir güzergâhından geçen otobüs firmaları ile Türkiye’nin hemen her yerinden rahatlıkla ulaşabileceğiniz şehre 30 km uzaklıktaki bir havaalanı da vardır.
Uçak yolculuğunu tercih ettiğinizde Nevşehir Kapadokya Havalimanı‘ndan yarım saat süren bir mesafe ile Nevşehir’de gezip görebileceğiniz yerlere kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Kayseri Havalimanı da şehir merkezine yakın olduğu için yolculuk alternatiflerinizden biri olabilir. Çeşitli özel firmalar da her iki havaalanı için ulaşım hizmeti sunmaktadır.
Tren ile yolculuk yapmak isteyenler, şehir merkezine doğrudan ulaşamasalar da, şehre gelmek için kolaylıkla araç bulabileceği Kayseri ilinden geçen trenleri tercih edebilirler.
Yörede bazlama olarak da anılan kömbe, Nevşehir’de özel bir yere sahiptir.
Tandırda yapıldığında eşsiz bir lezzete kavuşan kömbenin kıymalı, peynirli ya da sade türlerini bulabilirsiniz.
Kuzu eti severlerin tadı damağında kalacak bir lezzet testi kebabı.
Testi içine konulan kuzu etleri, en az iki saat boyunca köz ateşin içinde kalır, üzerine tereyağı dökülür ve testinin ağzı hamur ile kapatılır.
Pişme sonrasında testi, yarım saat dinlendirilir ve testinin ağzındaki hamur kırılır.
Dünyaca üne sahip bu lezzetin damağınızdan silinmeyeceğinden emin olabilirsiniz.
Bölgenin en ünlü yemeklerinden biridir.
Et severlerin unutamayacağı bir lezzete sahip olan bu yemek, acı sivri biberler ile etlerin birleştirilmesi, akabinde sarımsak ve domates ile harmanlanması ile yapılan bir yemektir.
Kuyruk yağı ve odun ateşinde pişirilmesinin lezzetine katkısı büyüktür.
Nevşehir yöresinde kuru fasulyenin asıl adıdır ağpakla.
Toprak kaplarıyla ünlü Nevşehir’e özgü çömlek ile pişirilen bir yemektir.
Çömleğe kuru fasulye ve kemikli etin doldurulup kuyruk yağı ilave edilmesi ile yufka pişirilen tandıra bu çömleğin gömülmesi suretiyle yavaş yavaş pişen ağpakla yemeği iliklerinize kadar işleyecek benzersiz bir lezzet.
Patatesin köfteye dönüştüğü bir yemek diyebiliriz dıvıl için.
Haşlanmış patatesin bulgur ile yoğrularak köfte haline getirilmesi akabinde de kızartılması sonucu ortaya çıkan bu ilginç lezzeti yemeden Kapadokya’dan ayrılmayın.
Kapadokya ziyaretinde, Kapadokya’nın ünlü mahzenlerinde yıllandırılan bölgeye özgü şaraplar ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmektedir.
Ayrıntılı Nevşehir Yemek Rehberi için tıklayınız.
Kapadokya yöresinin masalsı yapısını, Anadolu insanının yaşantısını, kültürünü hem yeniden yaşamak hem de gelecek nesillere tanıtmak amaçlı yapılan bu festivallere gezinizde yer vermenizi öneririz.
Kızılırmak Nehri’nin bir kolunun antik adı olan Cappadox bu festivale adını vermiştir.
Peri Bacaları’nın masalsı görünümü eşliğinde ünlü müzisyenlerin konserlerini izleyebilir, Kapadokya yöresine ait eşsiz lezzetleri tadabilir, bölgenin kültürel ürünlerini tanıyabilirsiniz.
Katılımı oldukça yüksek olan bu festivale gelmek isterseniz biletleri çok önceden almanızı tavsiye ederiz.
Bölgede minik bir ilçe Aksalur. Damaklarda eşsiz bir lezzet bırakan, kırmızı rengin hakkını veren kirazlarıyla ünlü bu ilçede her yıl 20 Haziran’da kiraz bayramı yapılır.
Gezi planınızda bu kirazlara da yer vermenizi öneririz.
Avanos, Kapadokya yöresinin en sanatçı, en üretken ilçesi diyebiliriz.
Toprağın hünerli ellerle dansından elde edilen çanak çömlekler ve Anadolu insanının her halini ilmek ilmek dokuduğu halı ve kilimlerin sergilendiği bu festivalde katılımcıların kendi toprak kabını yapması gibi güzel ayrıntılara da yer verilmiş.
Her yıl 8-10 Eylül tarihleri arsında yoğun bir katılımla gerçekleşen bu festivale anılarınızda yer vermeyi ihmal etmeyin.
Bölge kültürünü en iyi anlatan festivallerden biridir diyebiliriz.
Ağustos ayının üç büyülü günü bu festivale ev sahipliği yapar.
Dünyaca ünlü düşünürümüz Hacı Bektaşi Veli’yi tanımak, anlamak, onun düşüncelerini özümsemek isteyen ve dünyanın her yanından gelen turistlerin yoğun katılımı ile gerçekleşen bu festivalde günahı olanların geçemeyeceğine inanılan Delikli Taş ve çilehanedeki mağara festivalinin sembollerinden diyebiliriz.
Özellikle bu iki yapı için turistlerin uzun kuyruklar oluşturduğu bu festivali gezi planınıza mutlaka ekleyin.
Eylül aynın ikinci haftasına denk gelen bu festivalde Ürgüp yöresinin dillere destan üzümlerinin, şaraptan anlayan damaklara cömertçe sunulduğu bir festivaldir.
Yürüyüşler, geçit törenleri, ışık gösterileri ile en iyi üzüm yarışması da festivale heyecan katan ayrıntılardan.
Bölgenin efsanevi bağlarında dalından üzüm tadabileceğiniz gibi pekmeze veya şaraba dönüşmeden hemen önce üzümün yolculuğuna tanık olma şansını da elde edebilirsiniz.
Haşmetli Erciyes Dağları’nın manzarasında tadılan üzümler, yudumlanan şaraplar ile anılarınıza yeni tatlar ekleyebilirsiniz.
Bölgeye has ünlü tatlardan biri olan kaymağın en iyisini en lezzetlisini seçmeye yönelik yapılan bu festival halk oyunları ve ışık gösterileri ile şenleniyor.
Balonların adeta şehrin ayrılmaz bir parçası olduğu bölgede balon festivali yapılması kaçınılmazdı diyebiliriz.
2019’da ilk defa 3 Temmuz‘da yapılan festivale 11 ülkeden 15 balon katılım sağladı.
Festival bayram tadında görsel bir şölen olarak gerçekleşti. Halk oyunları, rengârenk balonlar, konserler ile renklenen bu festivale gezi defterinizde yer verin.
Bölgede gece hayatı oldukça canlı ve renkli diyebiliriz. Diğer bölgelere nazaran bölge kültürünü tanıtmaya ve yaşatmaya yönelik etkinlik ve mekânlarla bezenmiş bölgede elbette kafe, bar gibi mekânlar da bulunuyor.
Türk geceleri, kültürümüzü tanıtmaya yönelik olmasının yanı sıra kaya içindeki mağaralarda olması ile de büyük ilgi çekiyor.
Halk oyunlarından tutun da kına gecesi kültürüne, semah gösterilerinden oryantal danslara kadar çeşitli seçenekler sunan Türk geceleri oldukça renkli görüntülerle özellikle turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Mağara otellerde düzenlenen etkinliklere göz atmayı unutmayın.
Şarap seven ziyaretçiler bir geceyi Şarap Evi’ne ayırabilirler. Burada Kapadokya’nın ünlü üzümlerinden yapılan ve Kapadokya’ya özgü mahzenlerinde yıllandırılmış şaraplarından tadarken huzur veren müziklerle de güzel bir gece geçirebilirler.