Tatil dönemi başlayınca; sağlığına en çok dikkat eden kişiler bile küçük kaçamaklar yapmaktan, öğün atlamaktan ya da tatlıyı fazla kaçırmaktan geri kalamıyor. Bunun nedeni hem kendini biraz şımartmak ve ödüllendirmek; hem de ne yazık ki yiyecek seçimi konusunda evdeki kadar rahat olamamak.
Tatil köyünde, beş yıldızlı otelde ya da pansiyonda kalmak da çok fark etmez, turistler çoğunlukla bulundukları ülkede kendilerine sunulan şartlara uyum sağlamak zorunda.
Oysa sınırları çok keskin hatlarla çizilen bir beslenme tipi var ki; seçimlerini esnetmek hiç de mümkün olmuyor. Evet, söz konusu beslenme biçimi; son yıllarda popülaritesi artan vegan beslenmeden başkası değil.
Vegan beslenenler için kırmızı et ve beyaz etin yanı sıra; hayvanlardan elde edilen süt, yoğurt, peynir, kefir, tereyağı ve yumurta gibi yan ürünlerin tamamı da kara listede. Liste aynı zamanda bal, kemik suyu, arı sütü ve deniz ürünleriyle de uzayıp gidiyor.
Veganların günlük menülerinde daha çok sebzeler, tahıllar ve baklagiller var. Bu bakımdan vejetaryenlikten iyice ayrılan vegan beslenme; daha katı ve daha zor bir hal alıyor.
Tüm dünyada yemeklerde en sık kullanılan bu hayvansal maddelerin tamamından arınmak mümkün değil elbette. Ancak vegan beslenmenin giderek yayılmasıyla artık birçok vegan otel, restoran ve kafe var.
Siz de vegan besleniyor ancak bir yandan da beslenme biçiminizi sürdürebileceğiniz tatil alternatiflerini merak ediyorsanız; doğru yerdesiniz!
Dünyanın en vegan dostu şehirlerinin kapsamlı bir derlemesi için, sizleri hemen yazının devamına alalım.
Liste hazırlanırken belli bir kıstas üzerinden sıralama yapılmamıştır.
İçindekiler
Kanada’da yer alan Vancouver şehrinin listeye ilk sıradan girmesinin özel bir nedeni var.
Britanya Kolombiyası eyaletinde yer alan bu şehirde veganlık yasal olarak tanınan bir beslenme tipi. Şehirde o kadar çok vegan yaşıyor ki; restoranlar ve sunulan menüler de çoktan buna göre şekil almış durumda.
Tamamen bitkisel yağlarda pişirilen sebze ve tahıl yemekleri ile Vancuover, vegan beslenenler için adeta bir cennet. Burada sebzeli burgerler ve bol tahıllı noodle gibi spesiyaller ön plana çıkıyor.
Şehrin en güzel restoranlarından biri olan Acorn’u, vegan bir akşam yemeği için not alabilirsiniz.
Yine Vancuover’da her yıl Eylül ayında vegan festivalleri düzenleniyor. 3 gün boyunca tüm şehri saran festivaller, sadece Kanada’nın değil Kuzey Amerika’nın da en iddialı vegan organizasyonları arasında.
İtalya’nın kuzeyinde yer alan Torino kenti, 2016 yılı ortalarında bizzat şehrin belediye başkanı tarafından “vejetaryen bir şehir” olarak ilan edildi.
Torino hakkındaki uzun dönem planları arasında ise; burada haftanın bir gününün tamamen etsiz geçirmek de var.
Formuna dikkat eden İtalyan nüfusu vegan beslenmeye de el atmış durumda. Yine şehirde o kadar çok vegan restoranı, kafe ve bar var ki; gönüllüler tarafından Torino için bir vegan haritası da çıkarılmış durumda. Şehrin turizm ofisinde bu haritaya ulaşabilir ve hem lezzetli hem de sağlıklı bir Torino turu için işaretleri takip edebilirsiniz!
İtalya’nın meşhur dondurmaları bile bu şehrin sokaklarında süt ürünlerinden muaf bir şekilde üretilip satışa sunulabiliyor. Bu keyif için Il Gelato Amico’ya uğramayı sakın unutmayın. Bizden söylemesi…
Aynı şekilde, şehrin merkezinde şöyle bir yürümek istediğinizde, tercih edebileceğiniz vegan mekanların sayısı da 20’nin üzerinde.
Gorilla Bar’da vegan içecekler ve vegan atıştırmalıklar ile kendinize küçük bir ziyafet de çekebilirsiniz.
İspanya’nın başkenti Madrid; Türk turistler için de yakın kabul edilebilecek bir vegan şehir alternatifi.
Kanada’ya kadar gitmektense, işe bu büyülü başkentin sokaklarından başlayın. Madrid’de İspanya’nın en meşhur lezzetleri olan tapas ve tortilla gibi yiyecekler bile, vegan versiyonları ile satışta.
Vegan yumurta ile pişirilen tortillaları mideye indirmek isterseniz, Distrito Vegano adlı mekanı bir kenara not edin. Vegan yumurta nasıl olur merak ediyorsanız; buğday ürünlerinden yapılan bu ürünün tıpkı yumurta gibi bir kıvama ve akışkanlığa sahip olduğunu belirtelim. Vitamin takviyesi de alan bu yenilikçi ürün sayesinde, vegan omletler ile güne başlamak da mümkün hale geliyor.
Tıpkı İtalyanlar gibi İspanyollar da hayvansal ürünler içeren birçok lezzete sahip olsalar da; ülkenin başkentinde veganlara gösterilen büyük bir özveri var. Menülerin birçoğundan da bu özveriyi anlamanız hemen mümkün oluyor.
Vegan olmayan arkadaşlarınızla birlikte seyahat ediyorsanız; herhangi bir kafeye ya da bara otursanız bile burada kendinize göre lezzetler bulabileceğinize emin olun.
İsrail’in başkenti ve ikinci en büyük kenti konumundaki Tel Aviv, sahip olduğu vegan nüfus nedeniyle son derece şaşırtıcı bir istatistiğe sahip.
Tel Aviv’de düzenlenen çok sayıda vegan festivali ve etkinlik mevcut; çünkü bu şehirdeki veganların toplam nüfusa oranı yüzde 8. Bu da otuz binden fazla veganın İsrail vatandaşı olduğu ve Tel Aviv sokaklarında dolaştığı anlamına geliyor. Bilinen rakamlara göre, bunun bir dünya birinciliği olduğunu iddia etmek de mümkün.
İsrail genelinde rakam çok daha fazla, ancak sadece Tel Aviv’deki vegan restoranların sayısı bile 400’ü buluyor.
Eğer İsrail’e giden bir vegansanız; Nanuchka, Anastasia ve Zakaim gibi restoranlara mutlaka yolunuzu düşürmeyi deneyin. Özellikle Nanuchka’nın hikayesi son derece ilginç. Daha önce et ağırlıklı hizmet veren bu restoran, sahibinin beslenme biçimini değiştirmesiyle birlikte kabuk değiştirmiş durumda.
Zakaim’de ise, eğer mevsimine denk gelirseniz, tahinle servis edilen közlenmiş patlıcanı mutlaka denemelisiniz.
Asil ruhlar, aşıklar, sanatçılar, sporcular, öğrenciler… Paris’te herkes aradığını bulur. Bu yazısız kural elbette veganlar ve vejetaryenler için de geçerli.
Peynirleri ile meşhur olan Fransa, her ne kadar veganlık iddiasında bulunmasa da; ülkenin başkenti giderek kabuk değiştiriyor. Değişen ve yükselen dünya beslenme trendlerine uyum gösteren Paris’te; vegan burger ya da vegan lazanya gibi lezzetlere sandığınızdan çok daha kolay ulaşabilirsiniz.
Gentle Gourmet isimli lüks vegan restoranı ise, özellikle akşam yemekleri için not alabileceğiniz bir seçenek. Paris’in dünyaca ünlü makaronları, burada vegan seçeneği ile satışa sunuluyor.
Vegan olduktan sonra sevdiği eski lezzetleri ve damak tadını özleyenler için Paris, muhteşem bir buluşma noktası olabilir. Ekler ya da kruvasan gibi lezzetlerin de süt ürünü içermeyen versiyonları, veganlar için yeni yeni görücüye çıkmaya başlıyor.
Paris’te herhangi bir restorana gittiğinizde vegan olduğunuzu belirtirseniz; kibarlığı ile bilinen Fransızlardan mutlaka gerekli hassasiyeti de görüyorsunuz.
Dünyanın en iyilerinden bahsedilen bir listede, Amerika Birleşik Devletleri’nin can damarı New York olmadan olmaz. Konu ne olursa olsun!
Amerikalıların hamburger ve hot dog gibi fast food alışkanlıkları herkesin malumu ancak New York’ta veganlara göre de son derece leziz alternatifler var.
Bir yandan obezite ile sıkı bir mücadele halinde olan bu şehir; bir yandan da çok sayıda vegana ev sahipliği yapıyor. New York’ta yaşına göre çok genç gösteren, beslenmesine özen gösteren ve güne meditasyon ile başlayan insanların sayıları hiç de az değil.
New York’a gelmişken vegan peynirlerdan oluşan Dr. Cow Tree Nut Cheese’den eve götürmek üzere de peynir satın alabilirsiniz. Tıpkı vegan yumurta örneğinde olduğu gibi; süt ürünü içermeden size peynir tadı sunmanın bir yolu bulunmuş bir durumda.
Hatta şaka değil, New York şehrinde vegan ayakkabı satan yerler bile var.
Yine New York’un Midtown bölgesinde yer alan Archer Hotel, konuklarına tamamen vegan lezzetler sunuyor. Badem sütü ya da soya sütü gibi birçok sağlıklı lezzet, bu butik otelin oda servisine dahil. Dolayısıyla odanızda geçirdiğiniz süre boyunca da asitli içeceklere mahkum değilsiniz.
Eğer şehir merkezinde, keyifli bir vegan akşam yemeği arayışındaysanız; gönül rahatlığı ile Candle 79 ya da Modern Love Brooklyn gibi son derece lüks mekanları ziyaret edebilirsiniz. Elbette halihazırda yüksek olan kur etkisine, vegan restoran olma iddiasının da eklendiğini ve bu ziyaretin son derece pahalı olabileceğini de aklınızda bulundurun.
New York örneğinde olduğu gibi; dünya genelinde de, vegan hizmetlerin fiyatı ortalamanın üzerinde.
Ete göre daha uygun fiyatlı olması beklenen sebze ve tahıllar, veganlık iddiası işin içine girdiğinde daha pahalı olarak satışa sunulabiliyor. Bunda elbette gösterilen özverinin ve kullanılan organik maddelerin etkisi var ancak bu da tek başına bir sebep olmamalı.
İşte Macaristan’ın başkenti olan Budapeşte, vegan yemeklerin lüks olarak görülmediği nadir yerlerden biri. Türkiye’den de ulaşım kolaylığı bulunan bu kültür ve tarih hazinesi şehirde; vegan lezzetler her yerde.
Macaristan’ın başkentinde iseniz rahatlıkla sokak satıcılarından vegan burger satın alabilir ve yolunuza devam edebilirsiniz.
Budapeşte merkezindeki Napfanyes adlı mekan da, Macaristan’ın yöresel lezzetlerini vegan beslenenlere uygun olarak servis ediyor.
Fiyatlar Avrupa’daki örneklerin çok altında.
Bir vegan olarak Macaristan yönüne seyahat ediyorsanız, konaklama için Leonardo Hotel’i tercih etmeyi düşünebilirsiniz; çünkü bu otelin hem restoranında hem de barında yalnızca vegan lezzetler bulunuyor.
Güneydoğu Asya’nın en küçük ülkesi Singapur ve aynı isimli başkenti; dünya üzerindeki bir başka vegan cenneti.
Dünyaca ünlü hayvan dostu PETA Derneği tarafından da “Asya’da Yer Alan Vegan Dostu Şehirler” listesine dahil edilen bu minyatür başkent; yemek konusunda eşsiz alternatifler sağlıyor.
Şehrin Changi Havalimanı bile, ayaküstü atıştırabileceğiniz vegan yiyecek ve içeceklerle dolu. Hatta sadece buradaki alternatiflerin bile, ortalama bir Türk şehrini katladığı söylenebilir.
Singapur’da yaşamını sürdüren ada halkı, sağlıklı yaşlanmanın hangi yoldan geçtiğine de son derece hakim.
Şehirdeki sebze dostu menülerin sayısı abartısız olarak 600’ü buluyor. Özellikle de vegan dondurma, vegan kek, vegan waffle ve vegan burger yemeden Singapur gezinizi asla noktalamayın.
En lezzetli dondurmalar için adada bulunan Brownice adlı mekanı gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.
Bir başka Asya ülkesi olan Tayland da; başkenti ve en büyük şehri Bangkok ile “Dünyanın En Vegan Dostu Şehirleri” listesine adını altın harflerle yazdırıyor.
Bu bölgelerdeki beslenme alışkanlıkları klasik Türk mutfağına alışkın kimselerde belki rahatsızlık yaratabilir. Ne de olsa baharatların ve yağların kullanımı farklı. Ancak vegan ve vejetaryen beslenenler çok büyük ihtimalle Tayland’a geldiklerinde rahat bir nefes alacaklar.
Tayland sokaklarında, kapısını mandıra ürünlerine kapatan çok sayıda restoran var. Buralarda bol yeşillikli ve sebzeli tarifler de ağırlıkla servis ediliyor. Tayland’da vegan beslenmeye karşı duyulan ilgiden, sokak lezzetlerinin de nasibini aldığını belirtebiliriz.
Tayland’da yabancı bir turist olarak bulunuyorsanız; restoran menüleri arasından daha rahat seçim yapmak için küçük bir de tüyo verebiliriz. Vegan ürünleri menülerde yer alan minik işaretlerden de takip edebilirsiniz. Buna göre restoran menülerinde sarı ile işaretlenen lezzetlerin vegan olduğu belirtiliyor.
Bangkok’ta Gezilecek Yerler yazımıza göz atarak şehirde görülmesi gereken tüm tarihi eserler ve doğal güzellikler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Hayvan dostu PETA Derneği tarafından Birleşik Krallık’taki en vegan dostu şehir olarak ilan edilen Glasgow; masal diyarı İskoçya’ya bağlı bulunuyor.
Burada çok sayıda vegan pub ve bar var. İskoçyalıların her fırsatta eğlenmeye ne kadar düşkün oldukları düşünüldüğünde bu da bir sürpriz değil!
Mono ve Stereo gibi seçenekleri vegan mekanlar listenizde üst sıralara ekleyebilirsiniz.
Soy Division adlı mekan ise, özellikle güne neşeli bir vegan kahvaltısı ile başlamak için kesinlikle ideal. Burada İskoçya’ya özgü geleneksel yemekler bile vegan versiyonları ile bulunabiliyor.
Vegan beslenme ile doğaya olan duyarlılığınızı göstermişken; konaklama tercihini de bu duyarlılığa göre belirlemek önemli. Glasgow’da konaklama alternatifi arıyorsanız; jeotermal ısıtma sistemleri ve güneş enerjisi kullanarak doğaya zarar vermeyen bir alternatif deneyebilirsiniz.
Seçebileceğiniz en güzel ekolojik otellerden olan Blythswood Square Hotel, aynı zamanda İskoçya’nın bol yağmurlu havasını da değerlendirerek; yağmur sularını geri dönüştürüyor.
Glasgow Seyahat Rehberi ve Glasgow’da Gezilecek Yerler yazılarımıza göz atarak İskoçya’nın bu etkileyici şehri hakkında daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Tayvan’ın başkenti olan Taipei; aynı zamanda bu ülkenin kalbinin attığı yer. Şehirdeki vegan nüfusu ise azımsanamayacak kadar var.
Kültürel özelliklere ve yeni dünya trendlerine bir de Budizm felsefesi eklenince; Tayvan’daki vegan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. Hatta vegan kelimesi lügatlara girmeden önce bile, Budistlerin hayatında vegan beslenmenin bulunduğunu söyleyebiliriz.
Vegan beslenenler, Tayvan’a geldiklerinde mutlaka pazara gitme deneyimini bir kere de olsa yaşamalı. Özellikle Shilin Gece Pazarı; bünyesinde hiç hayvan eti ya da hayvansal ürün barındırmayarak vegan kişilerin takdirlerini topluyor.
Taipei’de bulunan ünlü sokak lezzetlerini tatmak istediğinizde de; sadece vegan olduğunuzu belirtmeniz yeterli. Tayvan’ın başkentinde neredeyse tüm yöresel lezzetlerin vegan alternatifleri mevcut.
Şehrin en çok tercih edilen restoranlarından biri olan Fruitful Food da, akşam yemeği için veganlara uygun bir alternatif. Kullanılan yağlar ve baharatlar nedeniyle Tayvan’ın yöresel yemekleri ile aranız iyi değilse, burada dünya mutfağından da birçok vegan lezzet bulabilirsiniz.
Berlin, dünyadaki vegan başkentlerinden biri olma yolunda her geçen gün emin adımlarla ilerleyen bir şehir.
Almanya’nın başkenti olan bu şehirde, menüsünün sadece bir kısmı değil tamamı vegan olan neredeyse 30 adet restoran var. Dünya ortalamasına bakıldığında bu çok büyük bir rakam. Üstelik yeni açılan vegan mekanların sayısı da her geçen gün artıyor.
Berlin’de herhangi bir kafeye ya da restorana oturduğunuzda da rahatlıkla vegan seçenekleri sorabilirsiniz. Buralarda mutlaka size sunulacak lezzetler vardır. Hatta bu durum, karışık beslenen kalabalık arkadaş grubuyla seyahat edenler için daha da avantajlı.
Rawtastic adlı mekanı, özellikle çiğ beslenmeye ilginiz varsa mutlaka bir kez de olsa deneyin. Let it Be adlı kafe tipi mekanda ise; leziz vegan krepler ziyaretinizi bekliyor.
İsmini not almanız biraz zor ama, Berlin’deki Schivelbeinerstrasse adlı cadde de tamamen vegan mağazalardan ibaret. Demedi demeyin! Bu vegan caddede, Avesu gibi vegan sabun dükkanlarına ya da Dear Goods gibi vegan giyim mağazalarına rastlayabilirsiniz. Caddede aynı şekilde kafeler ve alışveriş merkezleri de sadece vegan ürünler sunarak hizmet vermeye devam ediyor.
Yatağında bile organik malzemelerin kullanıldığı bir otel arayışındaysanız, konaklamada da veganlıktan vazgeçmeyin. Bunun için şehir merkezindeki Almodovar Hotel’e bir göz atmak isteyebilirsiniz.
Amerika Birleşik Devletleri’nden vegan şehirler listesine girmeye hak kazanan ikinci şehir, Kaliforniya eyaletinde bulunan Los Angeles.
“Melekler Şehri” olarak da bilinen bu şehirde vegan kafe ve restoranların sayısı, tüm Birleşik Devletler ortalamasının üzerinde.
Ünlü televizyon yapımcısı ve sunucusu Oprah Winfrey’in de Los Angeles’a bir vegan şehri olarak dikkat çekmesi ile birlikte; buraya yapılan vegan yatırımların sayısı artmış görünüyor.
Los Angeles’a geldiğinizde, Cedar House’ta kalmak isteyebilirsiniz; çünkü burası tamamen vegan kahvaltı sunan ve sıfır atık ilkesini prensip haline getiren bir vegan villa. Elbette konaklama imkanları çok az sayıda olduğu için rezervasyon yaptırmakta acele etmeniz ve erken rezervasyon ihtimalini biraz olsun kovalamanız gerekiyor.
Los Angeles’tan dönmeden önce vegan peynirden yapılan cheesecake ya da kumkat marmelatı gibi son derece ilginç tatlıların da mutlaka lezzetine varın.
Polonya’nın başkenti Varşova, ya da daha çok bilinen adıyla Warsaw, tüm dünyadan turistler için gözde vegan destinasyonlarından biri.
Şu ana kadar burada açılan ve tamamen vegan menüler sunan restoranların sayısı 40’ı bulmuş durumda.
Özellikle Krowarzywa adlı mekandaki vegan burgerler, sosyal medya platformlarında Avrupa’nın ve dünyanın en iyisi ilan edilmiş bile! Polonya’nın diğer dev Avrupa ülkelerine göre ne kadar küçük olduğu düşünüldüğünde, bu kayda değer bir başarı.
Tamamen organik üzümlerden yapılan vegan şaraplar ise, Solvino Bio’da ziyaretçilerini bekliyor.
Vegan beslenmenin yanı sıra, ekolojik dengeye ve doğadaki problemlere de kulak verenlerdenseniz; otel tercihinizi de Sound Garden’dan yana kullanmanız mümkün. Buradaki sular, yağmur sularının geri dönüşümünden elde ediliyor. Ayrıca oteldeki tüm teknoloji, yenilenebilir ve enerji tasarrufuna yönelik olarak tasarlanmış durumda.
Madrid’den sonra vegan şehirler listesinde kendine yer bulan ikinci İspanyol şehri elbette ki Barselona.
Barselona’da, Avrupa’nın en iyi vegan akşam yemeklerinden birini yiyebileceğiniz Teresa Carles var.
Ayrıca, şehirde vegan ayakkabı satışı yapan yerler; glutensiz ürünlerle dolu pastaneler ya da kendini tamamen vegan dostu pizza servisine adayan mekanlar da mevcut. Şimdiden ağzınız sulanmış olabilir ve haklısınız. Veganlar için; sevdikleri lezzetlerin hayvansal ürün içermeyen versiyonunu kolayca bulmak, kutlamaya değer bir durum. Bu sayede de Barselona’da bol bol keyifleneceğinizden kuşkunuz olmasın.
Barselona’ya gelen turistlerin, bir Barselona Vegan Rehberi temin etmeleri de mümkün. Neredeyse tüm restoranların menülerinde bir takım vegan lezzetler olmakla birlikte; nerede ne yenebileceği bu rehberde detaylı olarak tarif ediliyor.
Barselona, 2016 yılından beri vegan şehirler listesinde olduğu için; buradaki yerli halk ve turizm görevlileri de vegan kişilerin hassasiyetlerine son derece hakim.
Avrupa’nın en varlıklı başkentlerinden biri olan Londra’da; tartışmasız şekilde dünyanın en güzel vegan restoranları yer alıyor.
İngiltere’nin kalbi Londra’da tamamen vegan olarak hizmet veren mekanların sayısı 100’ü geçerken; şehirdeki vegan beslenen kişilerin sayısının da yüz binleri bulduğu tahmin ediliyor.
Londra’da vegan pizzalar ve vegan İtalyan yemekleri gibi çok sayıda farklı mutfak bulunurken; dünyadaki ilk vegan tavuk restoranı da burada yer alıyor. Vegan tavuk denildiğinde kafalar karışsa da; yiyeceklere kızarmış tavuk görüntüsünü ve tadını veren şey aslında “seitan” adı verilen buğday gluteni. Elbette gluten duyarlılığı olanların ve çölyak hastalarının bu seçenekten uzak durmasında fayda var.
Birleşik Krallık’ta en hızlı yayılan yaşam biçimlerinden biri olan veganlığı; sokaklarda da gözlemleyebilirsiniz. Vegan kuaförler, vegan alışveriş merkezleri ve vegan giyim mağazaları Londra’da resmen her yanı sarıyor.
Londra ayrıca çok sayıda vegan etkinliğine ev sahipliği yaptığı için; bu tarzı benimsiyenleri buluşturan özel bir adres.
İngiltere’nin birbirinden lezzetli sunumlarının ve kendine has mutfağının yanı sıra, Londra seyahatiniz boyunca vegan Hint yemekleri için Spicebox’u; Amerikan tarzı beslenme için Good Dog Vegan Hot Dogs’u ve Meksika mutfağı için de Club Mexicana’yı gezi rotanıza ekleyebilirseniz.
Hem genç hem vegan hem de tatlıya düşkün olanlar ise, yemek saatinden hemen sonra Young Vegans Pie Shop’ta buluşuyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Oregon Eyaleti’nde yer alan Portland; vegan beslenenlerin bir diğer favori adresi.
Burada bulacağınız vegan peynirlerin çeşidi bile 20’yi aşarken; kafelerin, restoranların, pubların ve barların sayısını siz hayal edin. Portland’daki vegan restoranlar, birden fazla noktada zincir olarak hizmet verecek kadar gelişmiş durumda.
Next Level Burger, vegan burgerleri ile buna örnek gösterilebilir. Kahvenin bile vegan versiyonunun bulunduğu Portland’da, Birleşik Devletler’e özgü donut gibi lezzetleri de bir vegan olarak keyifle yiyebileceksiniz.
Sushi Love adlı mekanda vegan suşi yemek ya da The Cherokee Rose Inn’de dört dörtlük bir vegan kahvaltısı yapmak; Türkiye’de bulamayacağınız deneyimler olabilir.
Hepsinden ötesi, burada Amerikalıların favorilerinden olan barbekü partilerinin vegan versiyonuna denk gelmeniz mümkün. Tabii alışılmış barbekü görüntülerinden farklı olarak; sıcak teller üzerinde bu kez çeşit çeşit sebzeler pişirilip servise hazırlanıyor.
Eski adıyla Çek Cumhuriyeti yeni adıyla Çekya olan bu güzel ülkenin başkenti, yılın her döneminde ziyaret edilmeye değer.
Vegan beslenenler için ise Prag, diğer Avrupa başkentlerinin çoğuna göre birkaç adım öne çıkıyor. Kim eski ile yeninin, geçmiş ile bugünün buluştuğu müthiş nostaljik bir kenti gezerken aç kalmak ister ki?
Neyse ki, Prag’da tüm asaletinizle vegan beslenebileceğiniz beş yıldızlı gurme restoranların sayısı hiç de az değil. Bunlara örnek olarak Moment, Veganland ve Blue Vegan Pig Shop gösterilebilir. Mekanlar akşam yemeği için olduğu kadar lezzetli brunch davetleri sayesinde de göz dolduruyor.
Vegan bir arkadaş grubuna sahip olmak isterseniz, Prag’da düzenlenen vegan etkinlikleri de oldukça ilgi çekici.
Kimse vegan kelimesinden bile haberdar değilken inekleri kutsal sayan, onlara dokunmayan ve elbette ki etlerini tüketmeyen Hindistan kültüründen herkese merhaba!
Burada vejetaryen nüfusu büyük ihtimalle dünyanın geri kalanından kat kat daha fazla. Veganlık ile vejetaryenlik belirli bir noktada ayrılsa da; Hindistan’da bulunan Bangalore şehrinde bu hassasiyete karşı da son derece saygı dolu yaklaşılıyor.
Asya’nın Silikon Vadisi olarak da adlandırılan bu şehir, tüm dünyadan beyin göçü alıyor. Hal böyle olunca, buradaki vegan kafe ve restoranlar da dünya standartlarında.
Şehri keşfetmeye, aynı zamanda buranın ilk vegan restoranı olan Carrots’tan başlamayı düşünebilirsiniz. Karşınıza 40 sayfalık bir menü çıktığında; şaşkınlıktan dilinizi yutmamanız için şimdiden uyarmış olalım.
Bangalore’de ayrıca vegan beslenip meditasyon yapabileceğiniz çok sayıda kamp alternatifi var. Bu kamplara gruplar halinde turist kabul ediliyor ve kayıtlar internet üzerinden yapılabiliyor. İçinizi vegan besinlerle temiz tutarken, ruhunuzu da meditasyonla beslemek kesinlikle yerinde bir karar.
10 yıl önce Amsterdam’a gitseydiniz ve vegan beslenebileceğiniz mekanlar arasaydınız; büyük ihtimalle çok zorlanır ve belki de aç kalırdınız. Ancak günümüzde Hollanda’nın bu en güzel şehrinde çok fazla vegan mekan alternatifi var.
Avrupa’nın en yenilikçi ve en özgürlükçü şehirlerinden biri olan Amsterdam; vegan kişilere de resmen kucak açıyor.
Meatless District isimli öne çıkan vegan mekanında, adından da anlaşılacağı gibi tek bir parça bile hayvan eti yok.
Yine aynı şekilde; Amsterdam’da çok sayıda vegan otel de bularak huzur içinde konaklayabiliyorsunuz. Şehirdeki çoğu otel gibi butik hizmet sunan De Bedstee Hotel, sahip olduğu minicik alana tamamen organik örtüler ve mobilyalar sığdırıyor. Otelde sunulan sabah kahvaltıları da veganların hoşlanacağı şekilde. Oteldeki tamamen organik olan bu ürün yelpazesinde süt ve süt ürünlerine asla yer verilmiyor.
Tekrar yolunuzu uzaklara düşürme ihtiyacı duyduğunuz bir tatil anında, vegan olarak da çok mutlu ayrılabileceğiniz şahane bir adres var sırada. Meksika’da bulunan Mexico City; muhtemelen ilk anda aklınıza gelmeyecek, saklı bir vegan cenneti.
Vegan taco ve vegan tortilla, Kuzey Amerika’nın bu en büyük şehrine damga vuran iki başlıca vegan lezzeti oluşturuyor. Bunlar dışında; burada vegan sosisi bile var. Elbette sosisin ya da vegan et olarak satılan ürünlerin muhteviyatında hayvansal tek bir madde bile yok.
Mexico City’de ayrıca; vegan ürünlerin bulunduğunuz yere kadar servis yapılmasını talep edebileceğiniz yiyecek servisleri var. Bu servis de zor durumlarda kelimenin tam anlamıyla hayat kurtarıyor.
İzin verirseniz biraz da Brezilya ateşi diyelim! Brezilya’nın Sao Paolo şehrinde tam 50 adet restoran, sadece vegan ürünler ile hizmete açık.
Burada vegan peynirleri, vegan yumurtaları, vegan etinden yapılmış sandviçler ve aklınıza hayalinize gelmeyecek başka vegan lezzetler mevcut.
Özellikle son üç yıllık süre boyunca, şehirdeki vegan nüfusunda ve vegan mekan yatırımlarında adeta patlama yaşanıyor.
Subte Vegan adlı verilen kafede, Brezilya’nın tüm yöresel lezzetlerini tek tek tatmanız mümkün. Elbette vegan versiyonları ile!
Yılın her mevsiminde belirli sıcaklık koşullarını sağlayabilen bu mucizevi coğrafyada, sebze ve meyvelerin çeşitliliği de göz dolduracak nitelikte.
Brezilya’da tropik meyveler eşliğinde keyif yapmaktan, vegan akşam yemeği için mekan aramayı unutmanız mümkün. Yine de dert etmeyin, çünkü şehirdeki yükselen vegan beslenme trendi nedeniyle tüm mekanlarda veganlara uygun alternatifler var.
Bir düşünelim, vegan bir çift olarak balayı planlayacak olsanız nereyi tercih ederdiniz? Fazla düşünmeye gerek yok elbette, sorunun dünyaca ünlü cevabı Endonezya’nın Bali şehri.
Burası hem çiftlere sunduğu romantik sahillerle hem de masaj gibi insanı hafifleten seçkin hizmetlerle adından sık sık söz ettiriyor. Bali’yi ayrıca, vegan beslenmek için de ideal bir adres olarak listenize not edebilirsiniz.
Bali Vegan Festivali de her sene geleneksel olarak Ekim ayında düzenleniyor. Bölgenin coğrafyası, özellikle çiğ beslenmeye ilgi duyanlar için bir vahayı andırıyor.
Avustralya’da bulunan Melbourne şehri, vegan yumurtaların bu kadar gerçeğe yaklaştığı tek yer olabilir. Bu durum peynirler ya da etler için de geçerli. Sözün özü; hayvanlara hiç zarar vermeden, lezzetini hatırlamak istediğiniz bu hayvansal gıdalara kavuşmanın tek yolu uzun bir Avustralya yolculuğundan geçiyor olabilir.
Şehirdeki Vegie Bar, açık arayla bölgesinin en iyisi. Özellikle bir vegan olarak arkadaş grubunuz içinde kendinizi yalnız hissediyorsanız; bir de Melbourne’deki vegan mekanları ve etkinlikleri görün! Yol uzun ama göreceğiniz vegan topluluğu karşısında Avustralya’ya yerleşmeyi bile düşünebilirsiniz.
Kanada ile başladığımız listenin sonuna yine Kanada ile geliyoruz. Bu kez ülkedeki Toronto şehri; gücünü vegan tavuk ve vegan pizzadan alan bir ürün yelpazesine sahip.
Eylül ayında burada da tıpkı Vancuover’da olduğu gibi vegan festivali düzenleniyor. Toronto’daki 4 günlük festival boyunca hem vegan tatlılara hem de noodle gibi farklı lezzetlere dilediğinizce doyabilirsiniz.