Milyonlarca kişiyi ekran başına kilitleyen Game of Thrones dizisi yayınlandığı ilk günden beri dillerden düşmüyor.
Dizinin konsepti, oyuncuların kıyafetleri, işlenen konular ve dizinin çekildiği mekanlar birbiri ile öylesine bir bütün ki izleyiciyi ilk dakikasından itibaren içerisine almayı başarıyor.
Her Game of Thrones tutkununun aklına gelen soru ise bu dizinin çekildiği mekanların neresi olduğu. Çünkü bu mekanlar diğer dizilerin çekildiği mekanlarla kıyaslanamayacak kadar güzel ve gizemli.
Game of Thrones heyecanı yeni spin-off dizisi House of the Dragon ile devam ediyor.
İyi yolculuklar ve iyi seyirler!
İçindekiler
Dizi boyunca Highgarden olarak çok fazla ismi geçen ve saldırıları bir dürbün gibi gözler önüne seren bu kale İspanya’da bulunuyor.
760 yılında Endülüslerin inşa ettiği bu kalenin her köşesi tarihin gizemli izlerini taşıyor.
Hafif puslu havalarda esrarengiz bir görüntüye kavuşan Castillo de Almodóvar del Río, İspanya’ya yolu düşüp de Game of Thrones tutkunu olan herkesin mutlaka ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor.
Kalenin ziyaretlere açık olması her detayı yakından görmenizi sağlıyor.
Olenna Tyrell’in balkona çıkıp yaklaşan Lannister ordusunu gördüğü noktaya gidip kendinizi dizinin içerisindeymiş gibi hissedebilirsiniz.
Özellikle Jon Snow’un akıllara kazınan sahnelerinin geçtiği Beyond The Wall isimli bu yer İzlanda’da bulunuyor. Soğuk havasını dev buzulları ve erimeyen karları ile derinden hissettiren bu yerde dizi çekiminde ekip bir hayli zorlanmış olmalı.
Kilometrelerce uzunlukta beyaz örtüye ev sahipliği yapan, mağaraları ile ünlü İzlanda Game of Thrones’un kış temasını oldukça iyi yansıtıyor.
King’s Landing yani Kral Toprakları olarak geçen bu yer aslında Hırvatistan’ın başkenti Dubrovnik.
Buranın Hırvatistan’da olması ilk kez duyanları fazlasıyla şaşırtıyor. Turistik bir nokta olan Dubrovnik, Game of Thrones dizi setine ev sahipliği yapması ile popülerliğini daha da arttırıyor.
Tyrion ve Varys’in uzun uzun sohbetler ettiği ve derin düşüncelere daldığı duvarları görebilir; Blackwater savaşının yaşandığı denizin sularını seyre dalabilir ve Cersei’nin akıllardan çıkmayan utanç yürüyüşü sahnesini gerçekleştirdiği yerlerden geçebilirsiniz.
Dubrovnik’e gittiğinizde şehrin her köşesinde kendinizi dizi setinde hissedebilirsiniz. Göze çarpan yapılar böyle hissetmenize yardımcı oluyor. Ayrıca adım attığınız her noktada aklınıza başka bir GoT sahnesinin gelmesi gezinizi daha heyecanlı kılacak, bizden söylemesi! Gezi boyunca bir yerlerden zırhlı askerlerin çıkacağı düşüncesinden kurtulmanız hiç kolay olmayacak.
Dizide Winterfell olarak geçen ve Stark ailesine ait olan bu yer görenleri ilk başta biraz hayal kırıklığına uğratıyor.
Buraya gelirken dizide gördüğünüz ihtişamı unutmanız gerek. Çünkü kalenin neredeyse yarısı efektten ibaret olduğu için sizin göreceğiniz kısımda en gerçekçi bölümü avlu oluşturuyor.
Buna rağmen dizide yaşananları burada hissetmeniz mümkün. Çünkü burada ziyaretçileri sürpriz bir etkinlik bekliyor. Castle Ward’a geldiğinizde kuzeyin ruhunun okçuluk kursları ile yaşayabilirsiniz.
Diğer noktalar kadar ünü yayılmayan bu yer gerçek Game of Thrones hayranları tarafından fazlasıyla iyi bilinen bir yer.
İki yana ayrılmış ağaçları ile dikkat çeken bu yerin sahneleri ise birinci ve ikinci sezonlara dayanıyor.
Yaşları yüzyılları aşan ağaçların yaşlı gövdelerine bakarak ve yol boyu size eşlik eden kuş cıvıltılarını dinleyerek bu yolda yürümenin keyfini çıkarabilirsiniz. Bu yürüyüş esnasında kendinizi Kral’ın şehrine bir adım daha yaklaşmış olacaksınız.
Gizemli bir havası bulunan bu yol keyif dolu anlar yaşamanızı sağlıyor.
Tower of Joy yani Neşeli Kule olarak geçen bu yer adından en çok söz ettiren noktaların başında geliyor.
Birçok kişinin merak ettiği, gerçeği öğrenmek için yanıp tutuştuğu sorunun cevabı burada gün yüzüne çıkmıştı. Bu nedenle de akıllardan çıkmayacak mekanların başında Tower of Joy’un gelmesi çok normal.
Bu kale Madrid’e çok yakın bir konumda bulunuyor. Zaragoza ve Madrid arasında kalan bir yer olarak da tarif edilebilecek Tower of Joy her iki yere de 1,5 saatlik uzaklıkta konumlanıyor.
Atarazanas Reales de Sevilla İspanya’ya gitmek için bir neden daha sunuyor.
13. yüzyıldan beri İspanya’da bulunan bu tersane önemli bir tarihi nokta. Game of Thrones dizisinin en can alıcı sahnelerine ev sahipliği yapması ile daha da ünlenen bu yerin dokusu oldukça farklı.
Qyburn’un Cersei’ye korkulan ejderhalara karşı yaptığı silahları gösterdiği sahne tam olarak burada gerçekleşiyor.
Dizinin 7. sezonunda seyircinin karşısına Ejderhacamı Madeni olarak çıkan bu yer ilk görüldüğü andan itibaren merak konusu olmuştu.
Eşsiz manzarası ve farkını ortaya koyan duvar resimleri ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bu yer Itzurun plajında misafirlerini bekliyor.
Jeologlar tarafından çok iyi tanınan bu mağaranın sahip olduğu atmosfer dizinin içeriğine çok iyi uyum sağlıyor.
Dizi yapımcıları Daenerys’in Ejderha Kayası’nda oturduğu tahtı bu mağara ve etrafında bulunan kayalıkların yapısından etkilenerek oluşturmuş. Buranın diziye hem mekan hem de dekor olarak büyük bir katkısı var.
Dizinin mekanlarına derinden bir hayranlık duyuyorsanız burası sizi biraz hayal kırıklığına uğratabilir.
Tamamı olmasa da küçük bir bölümünde efekt kullanıldığını Gaztelugatxe’a gelip Ejderha Kayası’nı gördüğünüzde anlamanız mümkün. Ancak hemen karalar bağlamayın çünkü kaleye çıkan köprü ve merdivenler tamamen gerçek.
İspanya’nın kuzeyinde konumlanan bu küçük ada köklü bir geçmişe sahip. Biskay açıklarına varmanızla karşınıza çıkan bu küçük adaya uzanan köprünün yaşı ise 1000 yılı aşıyor.
Dizinin son sezonunda kendini gösteren bu yeri Lannisterların önemli ve özel mekanı olarak tanımlamak mümkün.
Dizide Casterly Kayası ismiyle karşımıza çıkan ve köklü bir geçmişe sahip olduğunu açıkça belli eden bu yer Lannisterlar için hem bir ev hem de bir sığınak.
Gerçek ismi ile Castillo de Trujillo 9. yüzyılda eski bir Endülüs kalesinin üzerine inşa edilmiş. Kalenin diğer noktalar gibi halka açık olması dizinin atmosferini tatmanıza fırsat veriyor. Birde derin bir Lannister hayranlığınız varsa bu tat daha da artıyor.
Yunkai ve Pentos şehirlerinin büyüleyici ambiyansını oluştururken Aid Ben Haddou’nun kil ve toprak yapısından yararlanan Game of Thrones dizisi, oldukça popüler olan karakteri Daenerys Targaryen’nin sahnelerinin pek çoğunu Aid Ben Haddou’da çekmiş.
Özellikle paralı asker olarak hizmet veren İkinci Oğullar’ın (the Second Sons) Daenerys’in köleliğe karşı bir başkaldırıda bulunduğu savaşta yer alırken arka planda bu şehrin manzarası oluşuyor.
Eğer olur da Game of Thrones’un 3. Sezonunda set olarak kullanılmış Fas’ta yer alan Aid Ben Haddou, Indiana Jones, Pers Prensi ve Gladyatör gibi pek çok filmlere de ev sahipliği yapmış.
Buraya yolunuz düşecek olursa Aid Ben Haddou’ya giriş için 20 dirhem ödemeniz gerekiyor. Sonunda kalesi, vahaları, gürül gürül akan nehri ve doğal güzelleriyle buluşacağınız düşünülürse değeceğini düşüneceksiniz.