Türkiye dağların ve yükseltilerin bol olduğu, dolayısı ile sırt ve yamaçların sıklıkla görülebileceği coğrafik çeşitliliğe sahip; birçok milli parklar barındıran doğası zengin bir ülke… Bu dağ ve yükseltiler üzerinden uçsuz bucaksız ovalara, etkileyici şehir manzaralarına bakmak ve yemyeşil vadilerin her mevsime göre renklenen canlılığına şahit olmak mümkün…
Tüm bu doğa ve medeniyet harikalarını izlemek için, son dönemlerde sayıları oldukça artmış olan seyir teraslarını ziyaret edebilirsiniz. Kişisel çabanız ile bulunmanın o kadar da mümkün olmadığı tepe noktalarda size sağlanan konfor alanı içerisindeyken kendinizi tamamen karşınızdaki manzaraya verin ve usta bir ressamın elinden çıkmış tablolara bakıyormuş hissi yaratan bu sahneleri kendi gözleriniz ile yorumlayın…
Şimdi, sizler için Türkiye’nin nadide kısımlarında yer alan seyir teraslarını derlediğimiz gezi rehberini paylaşacağız. Umarız burada görecekleriniz ile yetinmez, kalkar ve seyahate başlarsınız.
İçindekiler
Bursa şehir merkezinden 33 kilometre, yani yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunan Uludağ; 2.543 metre yüksekliği ile Marmara Bölgesi’nin en yüksek dağıdır. Uludağ şimdiye dek kış turizmi, doğa sporları ve kampçılık için en çok tercih edilen merkezlerden biri olmuştur. Buraya günübirlik gelen ziyaretçi sayısı da çoktur. Siz de bir gün Bursa’ya gelir ve Uludağ’a çıkmak imkânı bulursanız Bakacak’taki seyir terasına uğramayı ihmal etmeyin.
Ulaşımı teleferik ile gerçekleştirdiyseniz inmeniz gereken istasyon Kurbağa Kaya. Burası, Sarıalan’ı geçtikten sonra vardığınız Oteller Bölgesi. İndikten sonra karşımızda Kuzey yönüne doğru uzanan, etrafı sınırsız ormanlarla çevrili iki şeritli ince bir asfalt yol çıkıyor. Bu yolu takip ettiğinizde; sonunda, Bakacak’a ulaşacaksınız. Eğer gece vardıysanız, 1.743 metre rakımlı bu tepeden şehre baktığınızda; göreceğiniz manzara yanan bir ateşin korlarını andırabilir. Zira burası gündüzleri olduğu kadar gece de ziyaretçisi bol olan bir yer. Otopark imkânı da mevcut…
Terasa erişim ücretsiz fakat teras Uludağ Milli Parkı sınırları içerisinde kaldığı için milli parka otomobil ile girişinizde 21 TL ödüyorsunuz. Teleferik ile geldiyseniz bu ücreti ödemek ise söz konusu değil. Burada, yaz aylarında dahi gitseniz içinizi titretecek bir serinliğe maruz kalabilirsiniz, üstünüze kalın giysiler almayı unutmayın. Gece Uludağ’da yaptığınız kamp ardından gün doğumunu karşılayabilir, sıcak çay-kahvenizi yudumlarken eşlikçileriniz ile hoş sohbetler ederek unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.
Bolu’dan Yedigöller Milli Parkı’na doğru gidiş yönü üzerinde kalan Kapankaya Seyir Terası şahane bir durak noktası… Burası sizlere 1.298 metre rakımda 360 derece panoramik manzara sunan iki katlı tahta bir teras. Aracınızı yol kenarına çektikten sonra 5-10 dakikalık bir yürüme mesafesinde kalan terasa, merdivenlerden çıkarak ulaşabiliyorsunuz. Yaşlı ve çocuklu kimseler için zor ve yorucu olabilir fakat sizi temin ederiz, çektiğiniz zahmete değecek! Kapankaya Seyir Terası, Yedigöller’in karayolu üzerinde tepe açıdan görüleceği tek hâkim nokta fakat göller, ağaçlıkların arasında kaldığından dolayı yalnızca birkaçını net bir şekilde seçebiliyorsunuz.
Sonbaharda gidecek olursanız manzaranın sarı, turuncu ve yeşile çalan tüm o solgun renkler içindeki homojen renk geçişlerine bakarak “Tüm bu detay ve karmaşıklık içinde doğa, aslında ne büyük bir armoniye sahip…” diye düşünebilirsiniz. Terasa erişim ücretsiz. Buna binaen imkânları da kısıtlı olan bir yer… Burada herhangi bir işletme mevcut olmadığından yiyecek ve içeceğinizi kendiniz temin etmelisiniz. Çöplerinizi ise lütfen doğaya bırakmayın…
Ayrıca yolun 1 km ilerisinde Atmaca Seyir Terası var. Burası da durup bakmaya değer, ufak ama samimi bir yer. Kapankaya’daki görüş açıklığı burada mümkün olmasa da önünüzde kalan ağaçların arasından ufuk doğrultusuna açılan pencereye baktığınızda gün ışığı ile şekillenen ormanlı dağlık alanları izleyebilirsiniz.
Botan Vadisi’nin göz alabildiğine uzanan açık toprak alanları ve yeşilliklerle bezeli kıyılarından akan Uluçay’ın görüntüsü sizi derinden etkileyebilir. Burası, evrendeki yerinizi sorgulamanızı sağlayacak derecede; muhteşem bir dünya manzarasına sahip. Siirt’in merkezine 20 dakikalık araç yolu mesafesinde kalan Tillo ilçesi sınırlarında eski kale kalıntılarının bulunduğu hâkim bir bölgede inşa edilmiş cam seyir terasının yerden yüksekliği yaklaşık 1.100 metre.
Çelik konstrüksiyon kullanılarak inşa edilen bu yapı; 7 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğe sahip. Aynı anda yalnızca 30 kişinin ziyaretine izin veriliyor… Teras alanı kısıtlı olmasına karşın sahip olduğu manzara ile Türkiye’deki seyir terasları arasında en etkileyici olanlardan bir tanesi.
Araç giriş ücreti 50 TL. Yaya iseniz giriş ücretsiz. Bölgede seyir terasının yanı sıra büfe, restoran ve çardaklı mesire alanı bulunuyor. Siirt merkezden servis aracı ile gelebilir veya Aydınlar yolu istikametinde Tillo Kalesi bölgesine ulaşabilirsiniz.
UNESCO tarafından 1994 yılında Dünya Miras Listesi’ne katılan Safranbolu kenti; bozulmamış mimari dokusu ve kültürel değerlerinin yanı sıra bakir kalan bir doğaya da sahip. Şehir coğrafyası tepelik bölgelerden oluşuyor. Kanyonlar, mağaralar, geniş çayır alanları ve yeşillikler… İşte burada Tokatlı Kanyon’unu seyir amaçlı inşa edilen Kristal Cam Teras da Türkiye’nin ilk cam terası olma özelliğini taşımakta. Giriş ücreti 20 TL, öğrenci giriş ücreti 15 TL. Terasın üstünde bir lokanta ve kafe bulunuyor. Ücretli otopark imkânı mevcut fakat yolun az ilerisinde kalan ücretsiz şekilde arabayı park edeceğiniz bir alan daha var.
11 metre genişliğindeki teras, yerden 80 metre kadar yükseklikte. Yaklaşık 75 tona değin ağırlığa dayanıklı bir yapı… Anlık ziyaretçi sayısı ise 30 ile sınırlanmış. Terasın zemininde kullanılan camlar 3 cm kalınlığında ve bir blokta 3 adet dizili. Bu, camın ardına baktığınız görüntünün berraklığını bozuyor olsa da burada bulunmanız için size güven verecektir… Hele ki yüksekten korkuyorsanız! Kristal Cam Teras’ı ziyaretiniz esnasında İncekaya Kanyonu üzerine kurulan zipline ile de unutulmaz bir deneyim yaşamanız mümkün.
Terastan aşağı baktığınızda görünen manzarayı sadece izlemekle kalmayıp Tokatlı Kanyonu’nu gezmek isterseniz vadiye; cüzi bir ücret karşılığında erişim sağlayabilirsiniz. Kanyon parkurunda yürüyüş yaparken göreceğiniz şelale ve tarihi su kemeri sizi büyüleyecektir. Burada atmosfere uygun bir “Mağara Kafe” de var.
Kastamonu ili, Türkiye’nin Karadeniz kıyısında yer alan; bitki örtüsü bakımından zengin bir kenttir. Yemyeşil ormanlarında kestane, gürgen, çam, kayın, köknar ve kestane ile ıhlamur ağaçları bulunur. Bu seyir terası, Türkiye’deki alternatiflerine kıyasla en etkileyici manzaraya sahip diyebiliriz ve cam zemin; üzerinde sizi adrenalinin doruklarına çıkaracak bir şeffaflığa sahip. Ayrıca Çatak Kanyonu dünyanın en büyük dördüncü kanyonu olma özelliği taşıyan eşsiz bir oluşum. Burası hem ürkütücü hem de hayranlık uyandıran bir yer.
Küre Dağları sınırlarındaki kanyonun derinliği bazı bölümlerde 900 metreye kadar ulaşıyor. Cam seyir terasının yapıldığı bölüm ise 500 metre yüksekliğe yakın. 33 metre olan uzunluğunun 15-16 metresi kanyon boşluğunda uzanmakta, terasın genişliği 10 metre ve anlık maksimum ziyaretçi sayısı 250 olarak belirlenmiş.
Bölgede ufak bir büfe var. Burada yiyecek hizmeti henüz verilmiyor (çeşitli sosyal tesis alanları inşası sürmektedir) fakat sıcak-soğuk meşrubatlar içebilirsiniz, zira elektrik olmayan bu yerde içeceklerinizi buz kalıpları ile soğutulmakta ve kahvenizi odun ateşinde pişiriyorlar. Fiyatlandırma ise gayet makul…
Çatak Kanyonu, şehir merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bu yolun 6 kilometresi bakımlı bir asfalt yoldan kalan bir kilometresi ise orman içi yürüyüş parkurundan oluşmakta. Parkur için, uzun (1300 metre) yahut kısa (300 metre) olmak üzere iki alternatif mevcut. Seçimi sizlere bırakıyoruz!
Burası, Karabük merkezine 45 dakikalık mesafede kalıyor. Şehrin batısında, Zonguldak’a yakın. Giriş ve otopark ücretsiz… Bölgede ateşsiz piknik alanı, Yenice Belediyesi tarafından işletilen yerel bir tesis; konaklama ve yemek imkânı mevcut. Manzaraya karşı yiyip içeceğiniz bir restoran, büfe, konaklanabilen bungalov evler, taze bir orman havası var. Ücretli olarak: ağaçların arasına inşa edilmiş iskelelerden yürüyebileceğiniz bir parkur, uçurumda salıncak bulunuyor. Bu salıncakta sallanırken harika fotoğraflar çektirebilirsiniz!
Fiyatlar gayet makul, personel ilgili, ortam ise temiz ve bakımlı… Burası, ülkemizin az bilinen güzelliklerinden sadece bir tanesi. Henüz keşfedilmemişken gidin ve keyfini çıkartın. Teras manzarası, ortasından Filyos ve İncedere çayları geçen Yenice İlçesine bakıyor.
Bulunduğu konumun yükseltisi alternatiflerine kıyasla fazla değilse de bu mütevazı tahta teras oldukça ferah bir görüş açısına sahip, ilçenin içinde hiçbir yerleşim yeri bulunmayan uçsuz bucaksız; kesintisiz ormanlarının nitelendirildiği bir isim dahi var “orman denizi”. Yenice ormanlarında boy ve çapları standardın üzerinde olan birçok anıt ağaç bulunuyor. Belki de burayı ziyaret ederseniz dürbün ile gelmeniz iyi olacaktır…
Divriği Cam Seyir Terası… Burası Türkiye’nin en yeni cam seyir teraslarından, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almakta olan birçok eser barındıran Sivas şehri Divriği bölgesine kuş bakışı bir görüş imkânı sunuyor.
Çaltı Kanyonu’na hâkim tepe bir noktada bulunan teras, yerden yaklaşık 200 metre yüksekliğe kurulmuş. Seyirci, Çaltı Çayı ve kanyon gibi doğal güzellikler yanında Kes Doğan Kalesi, Ulu Cami, Kale Mescidi ile Divriği manzarasını izlemekte. Giriş ücretli fakat oldukça makul bir miktar ödeyeceksiniz.
Akan çayın çevresinde biten yeşillikler, Doğu Anadolu Bölgesi’nin uçsuz bucaksız dağlık alanları ve çıplak arazisine Fırat’ın canlılığını taşıyor. Divriği Cam Seyir Terası kesinlikle ziyarete değer!
Kaz Dağları, Şahinderesi Kanyonu’nda 836 metre yüksekliğe kurulan bu seyir terasının manzarası; Kazdağları’nın ötesine körfeze kadar uzanıyor. Önünde otopark alanı mevcut, giriş ücreti 20 TL. Dışarıda şemsiyeli masa ve sandalyeleri olan ufak bir kafe bulunmakta. Burada çay kahve alıp güneşli bir günde manzaranın ve bol oksijenli dağ havasının tadını çıkarabilirsiniz.
Alana, Altınoluk merkezden Altınoluk Köyü’ne giden yolda; amfitiyatroyu geçtiğinizde sağ tarafta kalan tabela göstergesi doğrultusunda ilerleyip ulaşabilirsiniz. Şimdilik teras alanına yaklaşık 4 km mesafe kalıncaya kadar parke taşı döşenmiş… Sonrası toprak yol ancak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Aralık 2021 itibariyle çalışmalar yürütmekte. Acemi şoförler için uygun değil! Milli park içerisindeki turlarla da bu seyir terasına çıkmanız ayrıca mümkün.
Antalya’nın bir ilçesi olduğuna hala inanamadığımız Alanya’nın en güzel seyir teraslarından biri var sırada. Çıkış yolu oldukça dik olan bu seyir terası her yıl binlerce turisti kendisine çeker. Teras, denizden 650 metre yükseklikte yer alır ve içerisinde ilçeyi ve deniz manzarasını kuş bakışı şekilde izleyebileceğiniz bir park, kafe ve dinlenme tesisine sahiptir. Alanda piknik masaları da yer alır.
Manzara sevenlerin ve yolu Alanya’ya düşenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bu seyir terası esintili havasıyla sıcak yaz günlerinde kurtarıcınız olacak. Antalya istikametine giderken çevreyolu üzerinde yer alıyor. Dilerseniz 20 km ötedeki Syedra Antik Kenti’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Son yıllarda betonlaşma nedeniyle Alanya’nın siluetinin bozulduğunu üzüntüyle belirten yerli halk bu seyir terasını daha buruk bir gözle karşılasa da Alanya nefes kesici muz bahçeleri ve deniz manzarasıyla ziyarete değer!