Sırtını tamamen ağaçlar ile kaplamış bir vadiye yaslayan, adı cennet olmayan ama yaşadığınız ülke de bir uçak bileti ya da otobüs biletine bakacak kadar yakın olan bir yerden bahsedeceğiz bugünkü yazımızda… Başrolde Olimpos, rotamız alabildiğine mavilik ve yemyeşil ormanlar…
Dört yanı yemyeşil çam ormanları ile çevrili bir vadide kurulmuş olan Olimpos bu kadar ziyaretçi çekmesine rağmen nasıl bu denli bakir kaldığına aklınızın eremeyeceği derecede kusursuz bir yer. Bir gidenin müptelası olup dönmek istemediği Olimpos ve çevresinde gezilip görülmesi gereken yerleri detaylı bir şekilde sizler için derledik:
Antalya Kemer ilçesi sınırları içerisinde yer alan Beydağları Milli Parkı, 1972 senesinden beri “milli park” statüsüne sahip. Yanartaş, Antik Likya Yolu, Çıralı Sahili gibi Antalya’nın en çok ziyaretçi çeken yerlerini de bünyesine alan Beydağları Milli Parkı’nın tamamını gezme gibi bir düşünceniz varsa eğer 1 günden fazla vakit ayırmanız gerektiğini unutmayın.
Sayısız hayvan ve endemik bitki türü ile tüm dikkatleri üzerine çeken Beydağları Milli Parkı, zengin flora ve faunası ile her yıl ev sahipliği yaptığı ziyaretçi sayısın katbekat artırıyor. Tam olarak konumunu Kumluca ve Kemer ilçeleri arasında şeklinde tanımlamanın daha doğru olacağını söyleyebiliriz.
Batı Toroslar’ı meydana getiren Beydağları’nın başlangıç noktası olma özelliğini taşıyan Beydağları Milli Parkı’nda Adrasan Plajı ve Gelidonya Burnu’nu da görmeniz mümkün. Tam tamına 34.452 hektarlık bir alanı kaplayan Beydağları Milli Parkı’ndaki sedir ve karaçam ağaçları arasında oksijene doyabilir, kızılçam ormanlarında ise doğa ile iç içe yürüyüşler yapabilirsiniz.
Tilki, vaşak, sincap, kurt, oklu kirpi, yaban keçisi ve ayı gibi hayvanların sıklıkta olduğu Beydağları Milli Parkı’nı rehberli turlar eşliğinde gezmeniz daha güvenilir olacaktır. Bunun yanı sıra caretta carettaların da en önemli yumurtlama alanlarından biri olan Çıralı’nın bir kısmının da bu milli park içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz.
Yamaç paraşütünden kaya tırmanışı ve trekkinge, çeşitli doğa sporlarından kamp aktivitesine kadar ziyaretçilerine unutulmaz bir tatilin kapılarını aralayan Beydağları Milli Parkı’ndaki Kındılçeşme ve Göynük Kanyonu’nu görmeden seyahatinizi sonlandırmamanızı öneriyoruz.
Hem Kemer hem de Kumluca ilçesinden farklı toplu taşıma araçları veya kendi otomobilinizle kolaylıkla Beydağları Milli Parkı’na ulaşabilirsiniz. İstanbul’dan 716 km, İzmir’den 489 km, Ankara’dan 531 km ve de Antalya şehir merkezinden 50 km uzaklıktaki Beydağları Milli Parkı’nın vahşi doğayı ve yaşantıyı birebir gözlemleme fırsatı sunması da, ziyaretçilerin ilgisini çeken en büyük etken. Tüm bunların dışında Beydağları Milli Parkı’nın Antalya’nın en güzel kamp rotalarından biri olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
Beydağları Milli Parkı’nda Neler Var?
Antik Likya kentleri arasında ilk sıralarda gelen Olimpos Antik Kenti, bu bölgede en çok ziyaretçi çeken yer şüphesiz. Beydağları Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan Olimpos Antik Kenti, milattan önce 168 yılında Likya Birliği’nde oy hakkın sahip 6 şehirden biri olmakla birlikte zengin flora ve faunasıyla da önemli bir ticaret merkeziydi. Günümüzde antik kalıntıların dört bir yanında karşınıza çıkacağı antik kentin özellikle iri taşlı plajına mutlaka uğramalı ve denize girmelisiniz.
Antalya’nın batı kesimindeki Kumluca ilçesine bağlı Olimpos Antik Kenti, geçmişten bugüne en önemli liman kentlerinden biri olma unvanını korumayı başarmış bir yerleşim yeri.
16 km kuzeyindeki Toroslar’ın uzantısı olarak bilinen 2375 metre yüksekliğindeki meşhur Tahtalı Dağı’nın eteklerinde eşsiz bir konuma sahip olan Olimpos Antik Kenti’ne giriş 70 TL’dir. Müzekart da geçerlidir.
Antalya il merkezine 87 km, Kumluca ilçe merkezine ise 28 km uzaklıkta konumlanan Olimpos Antik Kenti’nin girişindeki pansiyonlarda konaklayabilir ya da belirli bölgelerde kamp da kurabilirsiniz.
Helenistik, Roma ve Bizans başta olmak üzere daha pek çok dönemden izler taşıyan Olimpos Antik Kenti’nin tarihi ise Milattan Önce 100’lü yıllara kadar uzanıyor. Erken Bizans döneminden kalma bir kilise, antik tiyatronun tonozlu paradosları, poligonal şehir duvarları, nehrin yanı başındaki Büyük Hamam kalıntıları ve dahası ile sizi de ilk görüşte büyüleyecek bir yer Olimpos Antik Kenti…
SIT alanı statüsünde olduğu için Olimpos Antik Kenti ve çevresinde yapılaşmanın yasak olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Olimpos Antik Kenti’nde Neler Var?
Kimera olarak da bilinen ve Olimpos bölgesine çok yakın bir mesafede olan Yanartaş, Kemer ilçe merkezinden de 35 km uzaklıkta bulunuyor. Olimpos ve Çıralı’nın tepelerinde, yaklaşık 230 metre yükseklikte konumlanan Yanartaş, doğal bir ateş kaynağı olmakla birlikte tam da bu nedenle “sonsuz ateş” olarak da adlandırılabiliyor.
Çıralı’nın girişinde bulunan köprüyü geçip sol tarafa dönüş yaptığınızda 3,5-4 km daha gidin ve karşınıza Yanartaş çıkacaktır. Çam ormanlarının çevrelediği bölge sadece ilginçliği ile değil, aynı zamanda sunduğu olağanüstü manzaraları ile de dikkat çekiyor.
Hafif eğimli patika yolları yürüyerek Yanartaş’a tırmanabilir ve ardından buranın akıllara durgunluk veren hikayesini bizzat yerinde dinleyebilirsiniz. Antik Likya şehri olan Kimera’nın (Chimaera) altından çıkan ateş kutsal sayılırmış; hatta bu rivayet için de Homeros metinlerinden alıntı denebilir. İlginç efsanelerin başkenti olarak kabul edilen Yanartaş, her şeyden önce doğal bir oluşum olduğu için günden güne daha çok turistin ilgisini çekiyor.
Olimpos’un hiç sönmeyen ateşi Yanartaş’a Antalya-Kumluca istikametinde ilerleyip, Ulupınar Köyü’nden saparak varmanız mümkün. Alevin esas kaynağının metan gazı olduğu Yanartaş, zamanında bilim insanlarının da bir türlü anlam veremediği olayların da başlangıç noktası esasında. Bunun en önemli sebebi de metan gazını oluşturabilecek jeolojik özelliklerin bu bölgede olmaması.
Yunan mitolojisinde de önemli bir yere sahip olan Yanartaş’ın Yunanlılara göre şöyle bir hikayesi var: Zeus’un oğulları arasında müsabaka yaptırdığı Olimpos Dağı’nda oğullarından biri olan Herakles 1. olur ve olimpiyat şelalesinin yakılması için Yanartaş’tan yardım alınır.
Evliya Çelebi’nin de Yanartaş ile ilgili önemli bir izlenimi var elbette: “Gece vakitleri Mısır’dan ve Kıbrıs’tan gelen gemiler yüz mil uzaktan bu alevleri görür, selamette olduklarını bilir, sevinirler. Mucize bu, kim ki ateşlerin yanına bir adam varsa, bir ateş daha ortaya çıkar. İki, üç yahut on adam varsa, o kadar ateşler ortaya çıkar. Kükürt gibi kokusu vardır. Ama insan bedenine zarar vermez ve bunu seyreden insanlar gidince önceki ateşler kalır, sonradan çıkan ateşler kaybolur.‘’
Elbette ki dört mevsim ve günün her saati görülmeye değer bir yer Yanartaş, ancak geceleri orada bulunmak şüphesiz insana bambaşka bir keyif veriyor. Öyle ki yerli ve yabancı ziyaretçilerin çoğu da genellikle gece Yanartaş’ı görmeye geliyor. Tabii Yanartaş’a ulaşırken geçmeniz gereken orman yolu için mutlaka yanınızda fener bulundurmanızı öneriyoruz.
Yanartaş’ın olduğu yerde herhangi bir tesis olmasa da keyifli bir aktivite önerebiliriz: Piknik sepetinizi doldurun ve yiyeceklerinizi Yanartaş’ın sönmeyen ateşinde pişirip, afiyetle yiyin. Nitekim hiçbir kendin pişir kendin ye mekanında bu deneyimi yaşayamazsınız.
Yanartaş’a yakın bir konumda konaklamak isteyenlerin ilk tercihi olan Çıralı’daki bungalov tarzı evlerin olduğu apart otel veya pansiyonları değerlendirebilirsiniz.
2365 metre yüksekliğindeki zirvesi ile macera ve adrenalin tutkunlarının göz bebeği olan Tahtalı Dağı da Olimpos’a yakın bir mesafede olan en güzel yerlerden… Deniz manzaralı dağın zirvesinden ömür boyu hafızanızdan çıkmayacak bir manzaraya şahitlik edebilirsiniz.
Dilerseniz Tahtalı Dağı’ndaki seyir terasından panoramik manzaranın tadını çıkarın, dilerseniz de yamaç paraşütü yaparak Tahtalı Dağı zirvesinden semaya süzülün, tercih size kalmış…
Doğa sporları ve dağcılık ile ilgilenenler için kaçırılmayacak bir fırsat olan Tahtalı Dağı’na Olimpos’tan teleferik ile çıkmak oldukça kolay. Sadece yamaç paraşütü değil, trekking ve kaya tırmanışı gibi aktivitelerin de yapılabildiği dağ, Olimpos’tan sonra mutlaka uğramanız gereken bir yer.
Batı Toroslar bölgesindeki Bey Dağları grubunda bulunan Tahtalı Dağı’nın litolojik yapısı da bu eşsiz manzarasının başlıca sebebi. Seyir terasından enfes bir Olimpos ve Kemer manzarasını seyre dalabilir, Kemer’de gerçekleştirilen Kemer Hard Enduro yarışlarının son durağı olan Tahtalı Dağı’nda unutulmayacak anlara şahit olabilirsiniz.
1 Mayıs – 31 Ekim tarihleri arasında sabah 09.00 ile 19.00; 1 Kasım – 30 Nisan tarihleri arasında ise sabah 10.00 ile 17.00 saatleri arasında Olimpos teleferik sayesinde Tahtalı Dağı’na çıkmanız mümkün. Bir tek bireysel değil, aynı zamanda grup organizasyonları için de Olimpos teleferiğinin tercih edilebildiğini not düşmekte fayda var.
Olimpos Teleferik İletişim Bilgileri
Adres: Yeni Mah. Atatürk Bulvarı No:2 D:1, Kemer, Antalya
Tel: +90 242 814 3047
Web: http://www.olymposteleferik.com/
Tahtalı Dağı’nın doğu yamacında yer alan ve tıpkı Olimpos’taki diğer doğal oluşumlar gibi ilgi gören Molla Deliği Mağarası’ndaki sarkıt ve dikitler tek kelimeyle görür görmez şaşkına uğratacak. Mağarayı gezerken katedeceğiniz yolun sonunda da muazzam bir gölün sizi beklediğini hatırlatalım.
Olimpos kamp yerleri listesinde ilk sıralarda gelen Molla Deliği Mağarası, uzun süren bir yürüyüşün ve keşif rotasının ardından harika bir mola noktası olabilir. Tekirova alt istasyon bölgesi ya da Kuzdere’den yaya olarak gidilebilen Molla Deliği Mağarası’nı özel kılan bir başka durum ise buraya has endemik bitki örtüsü.
549 metre uzunluğundaki çok kollu bu mağara, zamanında pek çok efsaneye de konu olmuş. Hem doğa sporları tutkunlarının hem de kampçıların en çok tercih ettiği yerlerden biri haline gelen Molla Deliği Mağarası’nın Tahtalı Dağı’nın 910 metre rakımlı doğu yamacındaki konumu da ilgi artıran bir başka özellik.
Dünyanın en uzun 10 trekking parkuru listesinde ilk sıralarda gelen, yol üstü duraklarında çok sayıda antik kente ev sahipliği yapan, hem yürüyerek hem de bisiklet ile keşfe açık olan Antik Likya Yolu, Muğla ve Antalya’nın ortak olduğu en önemli turistik yer.
Başlangıç noktası Muğla Fethiye, bitiş noktası da Antalya Konyaaltı olan Antik Likya Yolu’nun toplam uzunluğu ise 509 km. Hemen hemen herkesin tercih ettiği başlıca rota ise sırasıyla Ölüdeniz, Kabak Koyu, Yediburunlar, Patara, Kalkan, Kaş, Demre, Finike, Adrasan, Çıralı vb. şeklinde devam ediyor.
Antik Liya Yolu parkurunun dünya çapında bir üne kavuşmasının esas nedeni de 509 kilometrenin tamamının yürüyerek katedilebiliyor olması. 110 km uzunluğundaki Kaş-Çıralı parkurunu tercih ederseniz şayet Yanartaş ve Olimpos Antik Kenti’ni de görme fırsatı bulabilirsiniz.
Araba, minibüs ya da bisiklet tercih etmeden sadece yürüyerek 1 haftadan daha kısa bir sürede tamamlayamayacağınız Antik Likya Yolu parkuru, kelimenin tam anlamıyla hayatınızın en keyifli anlarını size sunuyor.
Antik Likya Yolu’nu yürüyerek keşfetme gibi bir düşünceniz varsa eğer Gelidonya Feneri’ni görmeniz de kaçınılmaz olacaktır. Akdeniz Bölgesi’ndeki Antalya sınırları içerisindeki en uç nokta olması ile öne çıkan Gelidonya Feneri’nin bir başka özelliği de ziyaretçilerini misler gibi çam ve adaçayı ağaçları ile karşılıyor olması.
Güneşin bir başka güzel battığı, manzarasının kartpostalları aratmadığı Gelidonya Feneri, doğayla iç içe olmayı sevenlerin kesinlikle bayılacağı bir nokta. Tüm bunlar bir kenara; kamp yapma imkanı da sunan bu bölge, adeta insanda bağımlılık yapan türde bir yer.
Antalya’nın bunaltıcı sıcaklarından kaçmak ve püfür püfür esen bir yerde harika bir gün geçirmek isteyenler, rotasını genellikle Ulupınar’a çeviriyor. Antalya şehir merkezinden sadece 70 km uzaklıktaki Ulupınar’a Antalya-Kumluca karayolundan kolaylıkla ulaşılabilir.
Dere ve şelalelerden buz gibi akan sular karşısında mest olacağınız Ulupınar, Çıralı sapağına gelmeden; Kemer merkezine 27 km mesafede bulunuyor. Yöreye özgü lezzetleri tatmak ve nefis bir manzara eşliğinde anın tadını çıkarmak içinse Ulupınar Tropik Restoran’a gidebilirsiniz. Olta balıkçılığının günden güne yaygınlaştığı Ulupınar’da tuttuğunuz balıkları buradaki mekanlarda pişirtebilirsiniz de…
Olimpos’a kadar gelip de deniz, kum, güneş üçlüsünün tadını çıkarmamak olmaz tabi! Bölgenin en popüler plajı olarak bilinen Olimpos Plajı, Olimpos Antik Kenti sınırları içerisinde yer alıyor. Antalya Otogarı kalkışlı Finike, Kumluca ya da Kaş otobüslerinden birine binerek Olimpos dolmuş durağına kadar gelebilirsiniz. Olimpos dolmuş durağından minibüse binip plaja ulaşmak da çok kısa sürüyor.
Olimpos dolmuş durağından 12 km, Antalya şehir merkezinden ise 87 km uzaklıktaki Olimpos Plajı’nda denize girmek için elbette antik kent giriş ücretini ödemeniz gerekiyor. Tabii Müzekart’ınız var ise ücretsiz gezebilirsiniz de…
Antik kentin girişindeki otoparklar ücretli olsa da pansiyonlar bölgesindeki otoparklar ücretsiz. Ayrıca kamp yapmak isteyenler için de Olimpos Antik Kenti içerisinde belirli alanlar var. Kabin ve duşlukların olmadığı Olimpos Plajı’na giden yoldaki su kanalı ve tarihi havuz kesinlikle görülmeye değer.
Adrasan’ın kucakladığı, Burdur’daki Salda Gölü’nden önce “Türkiye’nin Maldivler’i” unvanını elinde bulunduran Sulu Ada, iki birbirinden güzel kumsala ev sahipliği yapıyor. Adrasan’dan günübirlik tekneler aracılığıyla kolay bir şekilde ulaşım sağlayabileceğiniz Sulu Ada’nın dört mevsim soğuk suyunun kum ve taş düşürmeye çalışan böbrek hastalarına iyi geldiğini de söylemeden geçmeyelim.
Antalya Kumluca ilçesine bağlı Adrasan’ın en güzel yerlerinden biri olan Sulu Ada’nın cam gibi sularında yüzmekse tek kelimeyle yeri doldurulamaz bir deneyim. Sulu Ada’da mütevazı bir tekne kiralayarak civar koyları da gezme fırsatını kaçırmayın.
Adrasan’dan 5-6 deniz mili uzaklığındaki Sulu Ada, kavurucu Antalya sıcaklarından kaçmak için de harika bir rota. Sadece yaz aylarında gerçekleşen Adrasan-Sulu Ada tekne turları sayesinde unutulmaz bir günün kapılarını aralayabilirsiniz.
Geç Bizans, Selçuklu, Roma, Helenistik, ve daha çok sayıda farklı dönemden izler taşıyan Phaselis Koyu, doğal güzellikler ile antik tarihin muazzam uyumunu gözler önüne seriyor. Kadim geçmişi itibarıyla Türkiye’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olma özelliğini taşıyan Phaselis Koyu, Antalya Kemer ilçesine bağlı Tekirova beldesinde yer alıyor.
Genellikle dalgalı olan Güney Plajı’nın yanı sıra Kuzey Limanı ve Merkez Liman bölgeleri denize girmek için daha çok tercih ediliyor. Yüzme, güneşlenme ve piknik yapma gibi aktivite imkanlarının olduğu Phaselis Koyu’nun tarihte bilinen bir diğer adı ise Faselis.
Antalya-Kumluca karayolunun 57. kilometresinden sonra güneye dönünce karşınıza çıkacak olan Phaselis Koyu’na Tekirova ya da Kemer kalkışlı minibüsler ile hiç aktarma yapmadan ulaşabilirsiniz. Güneyde Tahtalı Dağı ve Üç Adalar, batıda Çandır Vadisi, kuzeyde de Gökdere Vadisi’nin çevrelediği Phaselis Koyu, Kemer ilçe merkezine sadece 15 dakikalık sürüş mesafesinde bulunuyor.
Yaz aylarında (15 Nisan – 2 Ekim) saat 08.30 ile 19.30; kış aylarında ise (3 Ekim – 14 Nisan) saat 08.30 – 17.30 saatleri arasında ziyarete açık olan Phaselis Antik Kenti, dini bayramların ise sadece ilk günleri öğlene kadar ziyaretçilerini ağırlıyor.
Caretta Caretta kaplumbağalarının uğrak yeri Çıralı Sahili, denize yakın kumluk bölgelerinde bu nesli tükenmeye yüz tutmuş dostların yumurtalarını korumayı kendine misyon edinmiş durumda. Bu yüzden özellikle üreme zamanı olan temmuz ve ağustos ayında denize yakın yerlerde şezlong ve şemsiye ile yerleşmek yasak.
Tertemiz denizinde huzura kavuşma ve bu nefes kesici manzara eşliğinde yemek yeme şansı verdiğinden oldukça sık tercih ediliyor.
Biçimi itibarıyla bir hilal çizen bu koy, aynı isimli plajıyla ilçe merkezinde misafirlerini ağırlıyor. Yörük Parkı’na gelmeyi düşünürseniz bu koyda mutlaka denize girmelisiniz.
Girişin ücretsiz olduğu koyda şezlong ve şemsiyeyi belli bir ücret karşılığı kiralamanız gerekiyor.
Tekirova’daki maden yolundan ormanlık alana doğru ATV veya Jeep ile safariye çıktıysanız Maden Koyu’na da mutlaka uğramalısınız.
Zamanında buradan krom madeni çıkarıldığından bu ada kavuşan koyun bir diğer adı ise Atbükü.
Bu yorucu maceranızın ardından bu koyun tertemiz sularına kendinizi bırakınca çok iyi hissedeceksiniz.
Olimpos Teleferiği’ne çok yakın bir mesafede bulunan bu koya giriş ücretsiz.
Cennetten bir köşe olan Alacasu Koyu’nda denizin huzur veren sesleri eşliğinde güzel bir piknik yapma şansınız da var.
Civarda yerleşim olmadığı için hazırlıklı gelmeniz halinde kamp kurarak geceyi burada geçirmeniz mümkün.
Sakinlik sevenlerin tercih edeceği bu koya ulaşım yine arazi araçlarıyla yapılabiliyor.
Âşık olacağınız bir güzelliğe sahip bu koy, adını Antik Mısır’ın o meşhur kraliçesi Kleopatra’dan alıyor.
Kraliçenin sevgilisi Markus Antonius’un Beydağları’nın bu koya bakan yamacını şekillendirerek Kleopatra’ya yaptığı jesti rahatlıkla görebilirsiniz.
Her gün düzenlenen tekne turlarıyla bu koya ulaşılabiliyor.
Yılın her dönemi çok sayıda Rus misafir ağırlayan Beldibi, taşlık plajının masmavi denizle buluştuğu yerde dağdan esen rüzgarla serinleyebileceğiniz bir kıyı.
Sessizliğinde ayaklarınızı uzatıp kitap okuyabileceğiniz gibi büyüleyici sularında yüzüp rengarenk deniz canlılarını keşfe çıkabilirsiniz.
Tek uyarımız, gelmeden mutlaka deniz ayakkabısı edinmeniz yönünde.
Bu civardaki otellerde kalacak olursanız rahatlıkla şezlong ve şemsiye tedarik edebilirsiniz.
Antalya Havalimanı‘ndan sonra Olimpos’a toplu taşıma ile ulaşılabilir. Havalimanından kalkan servislerle öncelikle Antalya Otogarı’na gitmeniz gerekmektedir; Otogar’daki ilçeler arası çalışan minibüsler ile Olimpos Kavşak’a ulaşmalısınız. Kavşaktan sonra Olimpos’taki konaklama otelinize giden servislere binmeyi tercih edebilirsiniz.
Eğer bölgedeki diğer tatil beldelerini de keşfe çıkacaksanız araç veya bisiklet kiralamayı tercih edebilirsiniz.