Türk mutfağı, saymakla bitmeyecek çeşitlilikte birbirinden leziz yemekleri ile daima gönüllerde taht kuruyor. Özellikle, ilk kez Türk yemekleri deneyen turistlerin yüzlerinde kocaman bir gülümseme oluştuğunu ve yıllar geçse bile yemekleri ilk günkü gibi hatırladıklarını fark etmişsinizdir.
“Peki nedir Türk yemeklerini bu denli unutulmaz kılan?” diye soracak olursanız, işte tam da bu soruya verilecek tek bir cevabın olmaması onları akıllara kazıyan. Türk mutfağı, her zevke hitap eden yüzlerce lezzeti onlarca farklı yöreye ev sahipliği yapan çatısının altında topluyor.
Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan Türk mutfağında etli yemekler bir hayli fazla olsa da enfes vejetaryen yemekler de bir o kadar tatmin edici çeşitlilikte. Siz de etik, ekolojik ya da sağlıkla ilgili sebeplerden ötürü et ve et ürünlerini tüketmeyi tercih etmiyorsanız ve Türk mutfağındaki vejetaryen seçenekleri merak ediyorsanız bu yazı tam size göre!
Yazımızda, Türk mutfağının öne çıkan vejetaryen yemeklerine doğru keyifli bir seyahat yapacak, tariflere ve yemeklerin püf noktalarına dair bilgiler öğrenecek, hatta belki de rutinlerinizin dışına çıkmak için motive olacaksınız. Zeytinyağlıları, baklagilleri, otları ve iştah açan hamur işleriyle Türk mutfağı, vejetaryen beslenme için derya deniz biz liste sunuyor. Bu yazıda sizler için Türk vejetaryen yemeklerini bir araya getirdik.
İçindekiler
Listemize, olmazsa olmaz çorbalardan biri ile sıcacık bir başlangıç yapıyoruz. Mercimek çorbası, mevsimi, yeri ve zamanı olmayan bir çorba. Kimilerinin kahvaltıda, kimilerinin ara öğünlerde, kimilerinin ise bir ziyafetin başlangıcı olarak tükettiği mercimek çorbası vejetaryen bir seçenek.
Mercimek çorbası çok sevilen fakat kıvamı herkes tarafından tutturulamayan bir çorba. Lokantalarda bayılarak yediğimiz süzme mercimek çorbasının elbette bazı sırları var.
Mercimek çorbasının dipten gelen enfes tadını kavrulmuş soğan, patates, havuç ve kapya biber veriyor. Bu malzemeler değişiklik gösterse de mercimeğin aromatik tadı sebzelerden geliyor. Daha kıvamlı bir çorba için bazı ustalar başlangıçta un kavurmayı tercih ediyorlar. Çorbanın altın sarısı rengi ve parlaklığı ise aslında tamamıyla mercimekten değil, az miktarda eklenen zerdeçaldan geliyor.
Yaz günlerini güzelleştiren, içinizi ferahlatan ve çabucak yapılan ayran aşı çorbasını listeye eklememek haksızlık olurdu. Bazı yörelerde gırar olarak isimlendirilen çorba sizi akşama kadar tok tutmaya aday.
Haşlanmış buğdayların yoğurtla karıştırılmasının ardından haşlanmış nohutların eklenmesi çorbanın besin değerini bir hayli yükseltiyor. Ardından karabiber, pul biber ve nane ile çorba enfes bir hale bürünüyor.
Fakat çorbanın iç soğutan tazeliğini veren ve yiyenlerin bir kase daha istemesine sebep olan bir baharatı daha var. Klasik ayran aşı çorbası tarifinde bu baharatı görmemiş olabilirsiniz. Nane ailesinin baş tacı yarpuz. Yarpuz, köylerde çokça tüketilen bir bitki olmasına rağmen halk arasında fazla bilinmiyor. Son dokunuş olarak da nadir bir bitki olan dağ kekiği eklediğinizde, herkes size bu harika çorbanın tarifini soracak.
Listemizdeki son çorba olan karalahana çorbası, Karadeniz sofralarının aranan başlangıcı.
Bir bağ lahananın mısır yarması, barbunya ve kuru fasulye ile arşa çıkan lezzeti kesinlikle tadılmaya değer. Karadeniz mutfağında çokça kullanılan mısır unu da çorbaya tat ve kıvam veren bileşenlerden. Lahananın acımsı tadından kurtulmak için ise başlangıçta tuz ile iyice ovmak gerekiyor.
Karalahana çorbasına iç yağı atıldığını görebilirsiniz fakat onun yerine kullanacağınız tereyağı da çorbayı leziz yapmaya yetiyor. Karalahana çorbasında en önemli adım taptaze bir lahana seçimi. Bu besleyici çorba ile vejetaryen yemeklerle bezeli bir sofrada harika bir başlangıç yapabilirsiniz.
O meşhur tartışmalara konu olan, rengi ve kokusuyla mest eden, domatesin en güzel hali, menemen…
Sizce menemen soğanlı mı olur yoksa soğansız mı? Elbette ki bunun değişmez bir cevabı yok fakat bizce menemen bol soğanlı olur! Siz de bir renk cümbüşü yaratmak isterseniz, menemene hem kırmızı hem yeşil biber doğramayı tercih edebilirsiniz. Soğan ve biberin kavrulmasının ardından bol domates eklenerek muhteşem bir koku yayan menemen iyice pişirilir.
Ve sona yaklaşırken mis kokulu maydanozlar menemene ilave ediliyor. Domateslerin üzerine kıracağınız taze köy yumurtalarının pişirilmesi ile menemen son halini alıyor. Bizce karabiber ve kaya tuzu da menemeni farklı bir noktaya taşıyor. Bu tarif, menemeni görenlere bir somun ekmek yediriyor.
Ek bir bilgi olarak, menemen ilk kez Girit Türkleri tarafından, mübadele ile İzmir’e geldiklerinde yapılıyor. Adını ise bu güzel ilçeden alıyor.
Fasulyeyi her şekliyle milletçe çok seviyoruz. Sofralarda görmeye en çok alışık olduğumuz ise hiç şüphesiz kuru fasulye. Özellikle kış aylarında pilavla nefis bir birliktelik sağlayan kuru fasulye her evde sık sık pişiriliyor.
Fasulyenin iyi pişirilmesi ve iri cinslerden seçilmesi oldukça önemli. Fasulyeye atacağınız 2 çorba kaşığı tereyağı lezzeti artırıyor. Bizim özel önerimiz ise yemeğe kuru domates eklemeniz. Her kaşıkta tadını hissedeceğiniz kurutulmuş birkaç domates fasulyenizi taçlandırıyor.
Sunum önerisi olarak verebileceğimiz cin biberler, yayık ayranı ve sumakla tatlandırılmış soğanlar yemeği vazgeçilmez kılıyor.
Kuru fasulye demişken pilavdan bahsetmemek olmaz. Beyaz pilavdan sıkıldıysanız ve ana yemeğinizin yanına değişik bir tat arıyorsanız meyhane pilavı tam size göre!
Gaziantep’in sevilen yemeklerinden biri olan meyhane pilavı, vejetaryenler için nefis bir seçenek. Pilavlık bulgurun nefis domatesler ve biber salçası ile buluşması pilavın zemini oluşturuyor.
Meyhane pilavını farklı yapan içinde bulunan kimyon. Diğer pilav türlerine eklenmeyen kimyon, bu pilavı farklı bir boyuta taşıyor. Ek olarak pul biber ve karabiber ile tatlandırılan yemek baharat aşıkları için vazgeçilmez oluyor.
Başlığı okuduğunuzda bile “olsa da yesek” diye iç geçirdiğinizi duyar gibiyiz. Ege mutfağının adeta dünyaya bir armağanı olan zeytinyağlı yaprak sarmasına küçükten büyüğe herkes bayılıyor.
Öncelikle, asma yaprağından elde edilen salamura yaprakları tuzdan arındırılıyor. Sonrasında ise bizce en zorlu adım olan sarmanın iç harcının nasıl olacağına karar vermeniz gerekiyor.
Pirinç, soğan ve salça değişmeyen malzemeler olsa da opsiyonlar epey fazla. Dolmalık fıstık sevenler, tarçın ekleyenler, sarma asla kuş üzümlü olmaz diyenler, ben sarmada nanesiz yapamam diyenler ve daha fazlası… Opsiyonların sizin zevkinize göre şekillendiği sarmada belirleyici tabii ki zeytinyağı. Hakiki zeytinyağı kullanılan sarma öyle lezzetli oluyor ki bir oturuşta bir tencere yediriyor.
Vejetaryenliği benimseyenlerin bir numaralı protein kaynağı olan mercimek en sevilen besinlerden. Mercimekli bükme de muhteşem kokusu ve tadıyla çayınıza eşlik ediyor.
Görmeye alışık olduğumuz vejetaryen yemek tariflerine harika bir alternatif olan mercimekli bükme, el açması hamura haşhaşın sürülmesi ile lezzetleniyor. İçine, haşlanıp kavrulan mercimek ve soğan katılıyor. Baharatın eklenmesinin ardından şekil veriliyor. Bükmenin adı ise katlama şeklinden geliyor.
Afyona ait bir lezzet olan enfes bükmenin pişirilmesinin ardından vişne hoşafı ile tüketilmesi öneriliyor.
Sofralarımızı şenlendiren enginarın tarihinin Antik Yunan’a uzandığını biliyor muydunuz? Enginar, mitolojik hikayesini bilenlerin yüzlerinde buruk bir tebessüme sebep oluyor.
Botanikte “Cynara” olarak bilinen enginar, aslında Zinari adasında yaşayan bir kızın ismi. Zeus, Cynara’ya aşık oluyor ve onu Olimpos Dağı’ndaki evinin tanrıçası yaparak ona ölümsüzlük bahşediyor. Zaman geçtikçe Cynara fani olan ailesine hasret duyuyor ve gizlice faniler dünyasına gidip gelmeye başlıyor. Zeus bunu öğrendiğinde o kadar öfkeleniyor ki Cynara toprağa bağlansın, gidemesin diye onu anında enginara dönüştürüyor. Böylece, enginar bu mitolojik hikayeye konu olmuş oluyor.
Garnitür ile servis edilen zeytinyağlı enginar hem aperatif olarak hem de ana yemek olarak tüketiliyor.
Yazımızın sonuna doğru tatlılara değinmeden geçemezdik. Ana yemeklerin sonrasında çayla birlikte tatlı yiyip tatlı konuşmak kültürümüzde en sevilen şeylerden.
Ekmek kadayıfının en önemli noktalarından biri yumurta ve şekerin çok iyi çırpılması. Aksi takdirde, piştikten sonra istenmeyen yumurta kokusu açığa çıkabiliyor. Şerbetli tatlılarda soğuk sıcak dengesi önemli için kekinizin iyice soğuduğundan emin olmalısınız.
Karamelle lezzetine lezzet katılan ekmek kadayıfı türk mutfağında genellikle kaymakla ya da dondurmayla birlikte sunuluyor.
Sütlü tatlı deyince ilk akla gelenlerden biri olan sütlaç, yapımı kolay bir tatlı gibi görünüyor fakat bazı püf noktaları var. Onlara dikkat edilerek elde edilen sütlacın tadına doyum olmuyor.
Eski adı “sütlü aş” olan sütlaç, yörelere göre farklılıklar gösteriyor. Süt, şeker ve pirincin bir araya getirildiği tatlıya fındık çok yakışıyor. Antep fıstığı ve badem süslemede tercih edilen diğer kuruyemişler. Manisa usulü sütlaçta tercih edilen kuş üzümü de sütlaca farklı bir tat katıyor.
Yaz aylarında daha ferah bir lezzet arayanlar sütlacı limon kabuğu rendesi ile süsleyebilirler. Yine de her ne ile süslerseniz süsleyin sütlaç kendi başına bile damak çatlatan bir lezzet olarak öne çıkıyor. Sütlaç, vejetaryen yemek tarifleri arasında yer almayı kesinlikle hak ediyor.
Bayramlarla ve özel günlerle özdeşleştirilen baklava, Türk mutfağının vazgeçilmez tatlısı. Hemen her sevincimize, kutlamamıza, güzel günlerimize ortak olan bir tatlı aynı zamanda.
Ceviz, antep fıstığı ya da fındıkla süslenen baklavanın ilk kez Topkapı Sarayı’nda yapıldığı biliniyor. Bir rivayete göre, baklava Orta Asya Türkleri’nin “katmanlı ekmek” adını verdikleri yiyecekten türüyor ve günümüze kadar değişerek son halini alıyor.
Rivayetlerin doğruluğu tartışılır fakat her katında ayrı lezzet barındıran baklavanın tadı için aynı şeyi söylemek epey zor.