Türkiye, akarsular açısından oldukça zengin bir ülke. Gezgin akarsularımızın geçtiği şehirlerin de her biri kendine has güzellikte ve mutlaka görülmesi gereken yerler.
Biz de buradan yola çıkarak sizler için Türkiye’nin ırmaklarından ve buluştuğu şehirlerden oluşan bir rehber hazırladık.
İçindekiler
Türkiye’nin en uzun ırmağı Fırat Nehri’dir. Ağrı Diyadin’de doğan nehir, Murat nehri ve Erzurum Dumlubağ’da kaynayarak İran’a kadar uzanır. Oradan da Basra Körfezi’ne dökülerek yolculuğunu tamamlar.
Fırat Nehri; Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Ağrı, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi önemli şehirlerden geçer. Bu şehirlerin her biri, Doğu ve Güneydoğu’nun göz bebekleri. Tarihi açıdan zengin, gastronomi açısından bir hayli doyurucu olan bu şehirlere mutlaka gidilmeli.
Erzincan’da kayak yapıp, Mama Hatun Türbesi gibi önemli tarihi yapıları görebilir; Malatya’da kayısı ile dutun en lezzetlisini tadıp, Aslantepe Ören Yeri’ni ziyaret edebilir; Elazığ’da Harput Dağı’na çıkabilir; Tunceli’de Pertek Kalesi gibi tarihi, Munzur Vadisi gibi doğa harikası bölgeleri ziyaret edebilir; Adıyaman’da Nemrut Dağı başta olmak üzere pek çok tarihi alan ve yapıyı gezebilir; Diyarbakır’da Ulu Cami ve Diyarbakır Kalesi’ni görüp, enfes yemeklerinden tadabilir; Gaziantep’te Zeugma Mozaik Müzesi, Bakırcılar Çarşısı gibi tarihi yerleri gördükten sonra ülkenin en iyi mutfağından lezzetlere doyabilir; Şanlıurfa’da Balıklı Göl ve Harran’ı gezip, geleneksel sıra gecelerine katılabilir; Ağrı’da ise, İshak Paşa Sarayı ve Ağrı Milli Parkı gibi etkileyici yerleri yakından görebilirsiniz.
Fırat ile paralel ilerleyen, ülkenin en büyük ikinci nehridir. Yolculuğunun sonu Basra Körfezi’ne varır. Farklı olarak geçtiği şehirlerden biri, Mardin’dir.
Mardin tarihi açıdan ülkenin en önemli şehirlerinden biridir. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde olan şehirde; Eski Mardin, Midyat, Dara Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz.
Mardin evleri, Dayulzeferan Manastırı, Dara Antik Kenti, Kasimiye Medresesi, Ulu Cami, Zinciriye Medresesi, Mardin Protestan Kilisesi, Mardin Kalesi, Mor Gabriel Manastırı, Kırklar Kilisesi, Mardin Müzesi, Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Şehidiye Cami gibi önemli yapıların her birini mutlaka görmelisiniz.
Türkiye’nin üçüncü büyük nehri olan Kızılırmak, İç Anadolu’dan başlayıp, Bafra Burnu üzerinden Karadeniz’e dökülür.
Yolculuğu sırasında; Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Aksaray, Çankırı, Çorum ve Samsun ile buluşuyor.
Kızılırmak’ı takip ettiğiniz bir yolculukta; Sivas’a gidip meşhur köftesinden yiyebilir, Sivas Kongre Merkezi ve Divriği gibi önemli yerleri, yapıları ziyaret edebilirsiniz.
Kayseri’de mantı ve pastırmanın en güzelini yedikten sonra Kayseri Kalesi, Selçuklu Uygarlığı Müzesi gibi tarihi yerleri ziyaret edip, Erciyes Dağı’nda kayak yapabilir; Nevşehir’de Kapadokya’ya gidip peri bacalarını görebilir; Çankırı, Kırşehir ve Çorum’u arka arkaya gezerek ülkenin az bilinen tarihi alanlarını görebilir; Aksaray’da Eğri Minare ve Kızıl Minare gibi camileri ziyaret edebilir; Kırıkkale’de Sulu Mağara gibi doğal güzellikleri, Hasandede Cami ve Türbesi gibi tarihi yapıları gezebilirsiniz.
Ankara’da Anıtkabir, eski TBMM binası gibi önemli ziyaretlerin yanı sıra, Kuğulu Park’ta keyifli bir gün geçirip, şehrin gece eğlencelerinin tadını çıkarabilir; son olarak Samsun’da Bandırma Gemisi’ni, Gazi Müzesi ve Amisos Tepesi gibi yerleri ziyaret edip, lezzetli balıklar yiyebilirsiniz.
Erzurum’da başlayan Aras Nehri, Erzurum – Kars platosunda bir delta oluşturduktan sonra Ermenistan’a ulaşır.
Yerli ve yabancı topraklar üzerinde gerçekleşen bu yolculuğuna ülkemizdeki seyahat noktaları üzerinden eşlik etmek isterseniz; Erzurum ve Kars’ı ziyaret edebilirsiniz.
Erzurum’da cağ kebabı yemenin, Çifte Minareli Medrese, Üç Kümbetler gibi tarihi yapıları görmenin ve Palandöken’e kayak yapmanın keyfini sürebilir; Kars’ta Ani Harabeleri başta olmak üzere Taş Köprü ve Kümbet Cami gibi önemli yapıları görebilirsiniz.
Ayrıca; dünya çapında bir üne sahip gravyer peynirinden, balından ve lezzetli et yemeklerinden tatmayı da ihmal etmemelisiniz.
İç Anadolu’dan başlayıp, Karadeniz’e ulaşan Sakarya Nehri; Kızılırmak ile yer yer ortak yer yer farklı güzergahlardan geçer. Bu farklı şehirler ise; Eskişehir, Bilecik, Bursa, Kütahya, Afyon, Konya, Bolu ve Sakarya’dır.
Sakarya Nehri ile yanı güzergah üzerinden seyahat edecekseniz; ülkenin en genç şehri Eskişehir’e gidip, enerjinizi tazeleyebilir, Odunpazarı evlerini ziyaret edip, Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı, Kent Park, Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi’ni gezip, çiğ böreğin en iyisini yiyebilirsiniz.
Bilecik’te Şeyh Edebali Türbesi, Saat Kulesi ve Zincirli Kaya gibi tarihi yapıları görebilir; Bursa’da İskender kebap yiyip, Koza Han, Ulu Cami, Yeşil Türbe gibi tarihi yerleri ziyaret ederek, Uludağ’da kayak yapabilir; Kütahya’da porselen ve seramik dünyasına dair pek çok alışveriş ve ziyaret yapabilir; Konya’da etli ekmek yiyip, Mevlana’yı ziyaret edebilir; Bolu’da zengin bir mutfağın tadına varıp, Abant bölgesinde keyifli vakit geçirebilir; Sakarya’da ise, balık yiyip, denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Fırat Nehri’nin iki uzun kolundan biri Murat Nehri’dir. Ağrı’dan başlayıp, Bingöl’e doğru uzanan bir yolculuğu vardır.
Fırat’ın güzergahı ile ortak ziyaret noktaları olmasının dışında, farklı olarak ziyaret ettiği yer ise, Bingöl’dür. Bingöl’ü siz de ziyaret etmek isterseniz; Yüzen Adalar Tabiat Anıtı’nı, Ulu Cami’ye gidebilir, Hesarek Kayak Merkezi’nde kış sporları aktivitelerini gerçekleştirebilirsiniz.
Seyhan adını verdiği ilçenin bağlı olduğu Adana’dan doğan bir nehir. Adana ve Mersin topraklarından Akdeniz’e dökülür. Bu rotanın adresleri belli: Adana ve Mersin.
Aralarında 1 saatlik mesafe bulunan bu iki şehirde turunçgiller ve portakal kokuları eşliğinde güneşi tadını çıkararak doğal güzellikler ve lezzetli yemeklerle dolu bir seyahat geçirebilirsiniz.
Adana kebabı, ciğer, Mersin tantuni, şalgam gibi lezzetler başlı başlına seyahat sebepleri. Fakat bu lezzetler bir yana, Adana’da Bebekli Kilise, Ulu Cami, Taşköprü gibi yapıları; Mersin’de ise, Yumuktepe ve Soli – Pompeiopolis gibi antik kentleri gezmeden dönmeyin.
Ülkenin en büyük sekizinci nehri olan Büyük Menderes; Afyon’da doğar ve oradan Denizli’ye ulaşıp, Ege Denizi’ne dökülür.
Büyük Menderes’i takip edip, ziyaret edebileceğiniz Afyon, kaymağın ve sucuğun başkenti. Lezzetli kahvaltılarla kendinizi kaybetmenin yanı sıra; Afyonkarahisar Kalesi, Afyonkarahisar Müzesi, Ulu Cami, İmaret Cami gibi yapıları da ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca, kaplıcalarında kendinizi şımartmanız da mümkün.
Aralarında kısacık mesafe olan Denizli de kaplıca konusunda bir cennet. Ayrıca, Pamukkale Travertenleri gibi bir güzelliğin ev sahibi. Bez ve kumaşlarıyla ünlü Buldan’ı da unutmamak gerek.
Kahramanmaraş Elbistan’da doğan Ceyhan, Çukurova’ya kadar inip, İskenderun Körfezi’ne dökülür.
Seyhan’dan farklı olarak uğradığı yerler; Kahramanmaraş ve Hatay ilçesi İskenderun’dur.
Kahramanmaraş, dondurmasıyla ülkenin en iyi adresi. Ayrıca, kendine has tarihi bir dokuya da sahiptir. Maraş evleri, Arkeoloji Müzesi, Ashab-ı Keyf ve Abdülhamid Han Camii gibi tarihi yerleri görmenin yanı sıra; doğal güzelliği ile insanları etkileyen Başkonuş Yaylası’na ve Yedikuyular Kayak Merkezi’ne gidebilirsiniz.
Sıcacık bir liman bölgesi olan İskenderun, Hatay’ın bir ilçesidir. Burada deniz müzesini ziyaret edebilir, Karaağaç Plajı’nda denizin tadını çıkarabilir ve Hatay’ın merkezine geçebilirsiniz. Uzun Çarşı’yı gezmenin, künefe ve tepsi kebabı yemenin keyfini sürmeli; Saint Pierre Kilisesi, Hatay Arkeoloji Müzesi, Titus Tüneli, Beşikli Mağara ve Aziz Simeon Manastırı gibi tarihi yapıları ziyaret etmelisiniz.
Meriç, Bulgaristan doğumlu ve Türkiye’den geçerek Ege’ye dökülen bir nehir. Bu uzantının büyük kısmı Edirne’de bulunuyor.
Meriç’i takip ederek tarihi açıdan büyük önem taşıyan şehirlerden Edirne’ye gidebilirsiniz. Edirne’de yaprak ciğer ve badem ezmesi yedikten sonra Selimiye Cami, Eski Cami, Burmalı Cami, Sultan Bayezid Külliyesi ve Sağlık Müzesi, Büyük Sinagog, Edirne Sarayı ve Mecidiye Köprüsü’nü görmelisiniz.