Söz konusu kış tatili ve kayak sporu olunca Türkiye’de belirli adresler daha ilk saniyede ön plana çıkıyor.
Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Köroğlu Dağları’nın zirvesinde yer alan Kartalkaya da kış turizmi potansiyeli ile yıldızlaşan adreslerden biri.
Bolu ili sınırları içinde yer alan Kartalkaya Dağı, İstanbul’a ve Ankara’ya yakın sayılabilecek bir mesafede yer almasıyla da metropollerde yaşayan milyonlarca insan için iki kat ilgi çekici hale geliyor.
İki bin metrenin üzerindeki zirve yüksekliği ideal bir kar kalınlığını, uzun denilebilecek bir kayak sezonunu ve oteller bölgesine yapılan çok sayıda yatırımı da beraberinde getiriyor.
Adını bir zamanlar üzerinde sadece kartalların barınabildiği ıssız bir dağ tepesi olmasından alan Kartalkaya’da, ironik de olsa kış aylarında iğne atsanız yere düşmüyor.
Kartalkaya’ya en az bir haftalık kapsamlı bir tatil için gitmek ve Bolu’nun doğal güzelliklerini de bu tatile sığdırmak mümkün olduğu gibi; bu cazip tatil beldesi yalnızca keyifli bir haftasonu kaçamağı için de kolayca tercih edilebilir.
Kartalkaya’nın çevresi de insanı doğaya, temiz havaya, huzura ve refaha doyuran bir niteliğe sahip.
Uludağ’dan sonra Türkiye’nin ikinci en popüler kayak merkezine nasıl gidebileceğinizi, nerelerde kalabileceğinizi ve Kartalkaya’da yapılacak tüm aktiviteleri sizin için aynı başlıkta buluşturduk.
Kartalkaya seyahatinizi planlarken bu kapsamlı gezi rehberinden rahatlıkla faydalanabilirsiniz.
İçindekiler
Bolu şehir merkezine 38 kilometre mesafede ve şehrin güneydoğusunda yer alan Kartalkaya, Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki en yüksek dağlardan biri olan Köroğlu Dağları’nın zirvesinde yer alıyor.
Özellikle kayak sporuna gönül veren kış tatilcilerinin favori adresleri arasında yer alan ve hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken Kartalkaya Kayak Merkezi’ne ulaşmak için, Kartalkaya’ya nasıl gidilir sorusunun cevapları üzerinde durmak gerekir:
Bolu ili sınırları içerisinde yer alan Kartalkaya’ya otobüsle ya da özel araçla ulaşım sağlamak mümkün.
Otobüsle ulaşım süresi hesaplarken, özel araç mesafesinin üzerine en az yarım saat ya da 45 dakika ilave etmek şart.
Zorlu yol koşullarında otobüsler yavaş yol alırken, özel araçlar da zaman zaman zorlanabiliyor. Kış lastiği ve araç bakımı gibi önlemler hayat kurtarabilir.
İstanbul ve Ankara’ya oldukça yakın konumlanan Kartalkaya’ya bu şehirlerden gösterilen rağbet de oldukça yüksek.
Kartalkaya; İstanbul’a 295 kilometre, Ankara’ya ise yalnızca 190 kilometre mesafede yer alıyor. Her iki şehir yönünden Bolu’ya yaklaşmakta olan yolcuların da D-100 kara yolunu kullanmaları ve 12 kilometre kadar içerideki Kartalkaya tabelasını takip etmeleri gerekiyor.
Kartalkaya Kayak Merkezi’ne ulaşmanın alternatif bir yolu da tur şirketleri aracılığıyla olabilir. Hem rezervasyon yaptırılan oteller hem de konaklama sağlayan tur şirketleri gezi paketine ulaşımı da dahil edebiliyor. Bu sayede ek bir ücret ödemeden ekonomik bir şekilde Kartalkaya’ya ulaşım sağlayabilirsiniz.
Kartalkaya’nın bağlı bulunduğu Bolu ilinde ne yazık ki havalimanı mevcut değil.
Kartalkaya’ya ulaşım sağlamak için İstanbul Sabiha Gökçen ya da Ankara Esenboğa havalimanlarından birini tercih etmelisiniz.
Her iki havalimanının da merkeze yaklaşık mesafesi 200 kilometre. Özellikle İzmir, Antalya, Kars ya da Gaziantep gibi Türkiye’nin farklı uçlarından Kartalkaya’ya ulaşmak isteyenler için hava yolu daha avantajlı olabilir.
Hem İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na hem de Ankara Esenboğa Havalimanı’na Türkiye’nin tüm şehirlerinden aktarmasız uçuşlar düzenleniyor. Havalimanına ulaştıktan sonra, yaklaşık 3 saat sürmesi beklenen bir kara yolculuğu için de araba kiralamalı ya da otobüs bileti organize etmelisiniz. Uçak bileti için obilet.com’u kullanabilirsiniz.
Karda sürüş tecrübeniz varsa, Kartalkaya çevresindeki doğal güzelliklerde yeterli vakit geçirebilmek için özel araç kesinlikle daha avantajlı.
Kartalkaya Kayak Merkezi Açık Adres: Kartalkaya Kayak Merkezi, Kartalkaya Mevkii 14200 Bolu, Türkiye
Kartalkaya’daki oteller bölgesi, 2 bin metre yüksekliğindeki Köroğlu Dağları’nın zirvesinde yer alıyor.
Dağın doruk noktaları ise 200 metre kadar daha yükseliyor. Hal böyle olunca, Kartalkaya’daki kar kalınlığı ve zemin yapısı her türlü kar sporuna elverişli durumda.
Kayak sezonu, Aralık ayından başlayıp Mart sonlarına kadar devam ediyor. Tesislerin en yoğun olduğu dönem de yine bu tarihler arasında yer alan Aralık ve Ocak ayları. Tarih Ocak ortalarını bulduğunda, Kartalkaya’da haftasonları boş oda bulmak ne mümkün!
Üstelik Kartalkaya, Türkiye’de kayak turizminin yaşandığı diğer noktalar gibi yalnızca kışın tercih edilen bir adres de değil. Kartalkaya çevresinde yer alan yaylalar, milli parklar, göller ve mesire yerleri; burayı yılın her mevsiminde ziyaret edilmeye değen özgün bir tatil destinasyonu haline getiriyor.
Kartalkaya’daki beyaz örtüde ayak izlerinizi bırakmak isteyebileceğiniz gibi; burayı sonbahar aylarında ziyaret ederek sarı ve turuncu renkli yapraklar arasında da kaybolabilirsiniz.
Kartalkaya Kayak Merkezi’nin geçmişi en çok 1978 yılına kadar dayanıyor. Bu tarihe kadar bölgede ulaşım, elektrik ve su gibi imkanlar bulunmasa da, Kartalkaya’ya binlerce çam ormanının dikilmesi ve alt yapının düzenlenmesi ile birlikte burası bir kayak cenneti haline gelmiş durumda.
Kartalkaya Kayak Merkezi’nde şu anda 13 adet pist mevcut. Pistlerin hem uzunlukları son derece ideal hem de kar kalınlıkları dikkat çekici. Pistlerin toplam uzunluğu neredeyse 20 kilometreyi buluyor.
Pistlerde özellikle “toz kar” olarak adlandırılan ve güneş altında parıldayan kar çeşidine rastlanıyor. Kayak tecrübesi olmayanlar ya da kayak sporuna yeni ilgi duymaya başlayanlar için Resul Dede ve Çamçukuru pistleri idealken; Kırmızı Pist, Gezi Pisti, Kazankaya ve Arka Çanak isimli pistler normal zorluk derecesinde yer alıyor.
Adrenalin sevenleri bekleyen adresler ise Efe Pisti, Yılmaz Demir Pisti ve Siyah Pist. Kartalkaya’da ayrıca Türkiye’nin en profesyonel snowpark projesi mevcut. Projede 3 ana rampa, 1 corner, uzunlukları 3-6 metre arasında değişen 3 handrail ve 3 box mevcut. Snowboard yapmak isteyenler için önerilen pist ise Resul Dede.
Lift Adı | Pist | Pist Uzunluğu | Zorluk Derecesi | |
1 | Nazlı Lift | Nazlı, Otele Dönüş pistleri | 950 metre | Orta, Kolay |
2 | Narin Lift | Narin, Nazlı | 1100 metre | Zor, Orta |
3 | Nazar Lift | Nazar | 750 metre | Orta |
4 | Chair Lift | Narin, Orman, Nazar | 1300 metre | Zor, Zor, Orta |
5 | Doruk Lift | Doruk | 1050 metre | Orta |
6 | Bay Lift | Baby | 210 metre | Kolay |
7 | Park Lift | Snowpark | 210 metre | Orta |
8 | Büyük Lift | Siyah Pist, Yılmaz Demir, Gezi | 700 metre | Zor, Zor, Orta |
9 | Yeşil Lift | Kırmızı Pist, Otele Dönüş pistleri | 700 metre | Orta, Kolay |
10 | Köroğlu Lift | Efe Pisti, Dede Pisti, Otele Dönüş | 1200 metre | Zor, Orta, Kolay |
11 | Çamçukuru | Çamçukuru Deresi Pisti | 600 metre | Kolay |
12 | Resuldede Lift | Arka Çanak, Resuldede, Otele Dönüş | 600 metre | Orta, Kolay, Kolay |
13 | Kazankaya Lift | Kazankaya Pisti | 650 metre | Orta |
Not: Pistlerin zorluk derecesi ardışık olarak sıralanmıştır.
Kartalkaya Kayak Merkezi’nde Uludağ ya da Erciyes’te olduğu gibi standart bir skipass uygulaması mevcut değil.
Dağda bulunan iki tesisten pistlere erişim bulunuyor. Grand Kartal ve Dorukkaya otellerin skipass uygulamaları kendi lift ve tesislerinde geçerli.
Hafta içi ve hafta sonu olmak üzere fiyatlar değişkenlik gösteriyor.
Kayak merkezinde toplamda 2 adet telesiyej, 6 adet teleski ve 3 adet baby lift mevcut. Liftler otel misafirlerine ücretsiz. Otellerde her şey dahil konseptinde hizmet sunuluyor. Otele ait skipass için depozito ödemesi yapmanız gerekebilir.
Kartalkaya Kayak Merkezi’nde keyifli vakit geçirmek istiyorsanız; daha önceden pratiğiniz yoksa bile kayak sporu maceranıza ilk adımı atabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken kayak ekipmanı kiralamak ve elbette kayak dersi almak.
Kartalkaya, Uludağ’dan sonra en popüler ikinci kayak merkezi olma iddiasını korusa da; fiyatlarda oldukça makul kalıyor. Bu nedenle, özellikle ders alma aşamasını önce Kartalkaya’da deneyimlemek isteyebilirsiniz.
Hem kayak dersleri hem de kayak ekipmanlarını kiralama fiyatları, otellere ve tesislere göre farklılık gösterebiliyor.
Kartalkaya’da 300- 600 TL arasında bir ödeme yaparak ders alabileceğiniz gibi, bu derslerde mutlaka uygulamalı olarak kayak öğrenme şansı yakalarsınız.
Kayak ekipmanı kiralamanın yaklaşık ücretlerini ise aşağıda bulabilirsiniz. Mutlak suretle mont ve pantolon takımına, kar eldivenine, kayak ayakkabısına ya da snowboard ayakkabısına, bereye ve kaska ihtiyaç duyacaksınızdır. Tüm bu kıyafetlerden oluşan bir seti 450 TL gibi bir fiyata denk getirebilirsiniz.
Dilerseniz kıyafet takımına ait parçaları tek tek de kiralayabilirsiniz. Fiyatlar ortalama olup farklı tesislerde ve sezonun farklı dönemlerinde değişkenlik gösterebilir.
Tablodan da takip edebileceğiniz gibi, snowboard kiralama ücreti kayak kiralamaya göre daha fazla ödeme gerektiriyor. Bunun yanı sıra, uzmanlık türünüze göre tercih edebileceğiniz kayak ya da snowboard setinin kalitesini yükseltebilirsiniz.
İlk denemeler için “silver” adı verilen seviyelerde kalmanın bir mahsuru yok. Zamanla, kayaktan aldığınız keyif ve beklentiniz arttıkça “gold” ya da “platinium” setlerden birine geçiş yapabilirsiniz.
Kendi kayak setinizi satın almak da yine uzun vade için geçerli bir seçenek. Kayak sporuna yeni başlıyorsanız, hevesinizi ölçmek için başta mutlaka kiralama yapmayı deneyin.
Kartalkaya gezinizin odak noktası keyifli bir kayak tatili yapmak olabilir. Buna rağmen, özellikle vaktiniz de varsa, Kartalkaya çevresinde görmeniz gereken onlarca yerden de mahrum kalmamalısınız.
Bolu ilinin güneydoğusunda yer alan bu özel bölge, tamamen doğanın cömertçe sunduğu güzelliklerle çevrelenmiş durumda. Kartalkaya’da gezilecek yerlere bir gün ayırmanız yeterli olur.
Sabahın ilk karları ile kayak ya da snowboard yapıp öğleden sonraki daha sıcak sayılabilen saatleri gezerek geçirmeyi de tercih edebilirsiniz.
Kartalkaya denildiğinde ilk akla gelen gezi rotası tartışmasız olarak Sarıalan Yaylası.
Kayak Merkezi’ne son derece yakın konumlanan bu yaylada yeni yeni sunulmaya başlanan konaklama alternatifleri bile var. Tecrübeli kayakçılar hem fiyat avantajını kullanmak hem de doğayla iç içe vakit geçirmek için burayı tercih edebiliyor.
Doğal yayla ortamını deneyimlemek isterseniz, Sarıalan’da alabalık, köy tereyağı ve köy peyniri gibi lezzetleri tatmayı da ihmal etmeyin.
Yılın her mevsiminde görülmeye değer olan Sarıalan, yazın çiçeklerle renklenirken kışın da bembeyaz bir örtüyle gözleri dinlendiriyor. Dışarıda kar yağarken taze köy ekmeğinin üzerine yörenin doğal ballarından sürme keyfini mutlaka yaşayın.
Kartalkaya Kayak Merkezi’nin 10 kilometrelik çevresinde, Batı Karadeniz Bölgesi’nin en büyük göllerinden biri var.
Bolu çevresinde akla gelen ilk göl Abant olsa da, Seben Gölü Abant’tan katbekat daha büyük olmasıyla ön plana çıkıyor.
Mevsim koşulları uygunsa göl çevresindeki mesire yerlerinden hiçbir ücret ödemeden faydalanmanız mümkün olabilir.
Seben Ovası’nın sulanabilmesi için yapılan yapay bir göl olan Seben, turizme de açılarak yörenin güzelliklerini gözler önüne sürüyor.
Burada keyifli bir kış pikniği yapmayı da düşünebilirsiniz, tabii süreyi çok uzun tutmamaya çalışın!
Etrafı dağlarla çevrili bu göl, kayak sporunun verdiği adrenalinle yetinmeyip biraz daha macera arayanlar için.
Göl çevresinde kamp alanları mevcut. Eğer kamp yapmaktan hoşlanıyorsanız, bu göl ve çevresini ziyaret edebilirsiniz.
Elektrik, su, yeme içme gibi konularda sıkıntı yaşayabileceğinizi mutlaka göz önünde bulundurun ve mevsim koşullarına dikkat edin.
Kartalkaya ve çevresi göllerden yana oldukça zengin. Araçsız kişi başı 35 TL ve otomobil ile 105 TL karşılığında giriş yapabileceğiniz Yedigöller ise, durgun su tutkunlarının nirvanası gibi.
200 TL karşılığında çadırlı kamp bölümüne de giriş yapabilirsiniz. Yedigöller Milli Parkı’nda her biri görülmeye değer irili ufaklı 7 adet göl, 240 çeşidin üzerinde bitki ve özellikle geyik ve ceylanlardan oluşan keyifli bir hayvan topluluğu sizleri bekliyor.
Bolu iline bağlı Yenigüney köyünde yer alan Akdoğan Tabiat Koruma Alanı, hem köy hayatını hem de doğal zenginlikleri bir arada görmek isteyenler için ideal.
Tabiat koruma alanı sınırları içerisinde dev ağaçlara, baykuş ya da ağaçkakan gibi hayvan türlerine rastlayabilir; keyifli yürüyüşlere çıkabilirsiniz.
Alanda özellikle ebe çamı olarak bilinen ağaçlar dikkat çekiyor. Burayı özellikle sonbahara denk getirdiğiniz bir tatilde görmeye çalışın.
Kartpostallara layık manzarasıyla büyüleyen bir adres daha… Denizden 1200 metre yüksekte konumlanan Gölcük Tabiat Parkı’nın tertemiz havasında iliklerinize kadar ferahlığı hissedebilirsiniz.
Burası şehir merkezine yalnızca 15 kilometre mesafede olması nedeniyle de avantajlı.
Gölcük’ü özellikle ilkbahar ya da sonbahar aylarında görmek ve doğanın uyanışına şahit olmak isteyebilirsiniz.
Gölcük Tabiat Parkı’na araçla giriş ücreti 33 TL.
Bolu’da göllerin biteceğini sandıysanız; elbette yanıldınız. Bölgenin en çok turist çeken, en romantik yerlerinden birini sona sakladık.
Abant’ı kesinlikle konaklama alternatifi için de değerlendirin. Oteller hem erken rezervasyon uyguluyor hem de telefonla fiyat konusunu görüşebilmek mümkün.
Göl alanına araçlar 105 TL, şahıslar 35 TL karşılığında giriş yapabiliyor. Otelde kalmak istemeyenler için, çadır da değerlendirilebilecek seçenekler arasında.
Bolu’ya kadar gelmişken; Kartalkaya tatilinizin bir bölümünü de Bolu Merkez’de geçirmeyi düşünebilirsiniz. Küçük bir şehir olsa da, Bolu’nun turizm potansiyelini de hafife almayın.
700 yıllık tarihiyle dev bir eser, görülmeye değer bir mimari örneği…
1382 yılında adını aldığı Osmanlı Sultanı Bayezit tarafından yaptırılan bu maneviyat evi, halen ibadethane olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Caminin yıllar içerisinde geçirdiği dönüşüm de ilginizi çekebilir. Yoluna ahşap olarak başlayan camii, yangında hasar görerek restore edilmiş.
İki minaresi ve tek kubbesi ile klasik bir eser olan Yıldırım Bayezit Camii, 1944 depreminden sonra da bir restorasyon geçirmiş durumda.
Bolu ve çevresinde yatan tarihi gözlemlemenin en iyi yolu, şehir merkezinde bulunan Bolu Müzesi’ni ziyaret etmek.
Müze, 1981 yılından bu yana her kesimden ziyaretçinin ziyaretine açık. Yaz kış 8.30-17.30 tarih aralığında görülebilecek müzenin tatil günü yok. Bu sayede müzeyi rahatça gezi planınıza dahil edebilirsiniz.
Özellikle müze içinde bulunan Etnografya Salonu, Bolu halkının yüzyıllardan gelen yerel yaşayını göstermesi bakımından dikkate değer.
Bolu tatiliniz boyunca hayran kalacağınız ve dönüşte arkadaşlarınıza anlatmaya doyamayacağınız adreslerden biri kesinlikle Bolu Evleri olacak.
Başta Armutçular Konağı ve Kazanlar Konağı gibi Mudurnu ilçesinde bulunan evler olmak üzere, Bolu’nun birçok ilçesinde bu tarihi evlerden mevcut.
Şehir merkezinde de 30’un üzerinde ev, çatılarına işlenmiş motifleri ve iki katlı zarif yapıları ile ziyaretinizi bekliyor.
Bolu’nun Göynük ilçesi, şehir merkezinden yaklaşık 1 saat süren bir yolculuk gerektiriyor. Ancak Göynük’e vardığınızda hem Bolu Evleri’nin bir bölümüne burada rastladığınıza hem de Zafer Kulesi’ni gördüğünüze memnun olabilirsiniz.
İlçe, tıpkı İzmir’in Seferihisar ilçesi gibi “Sakin Şehir” ya da orijinal adıyla Cittaslow akımının bir parçası olma özelliğine de sahip.
1960 yılında restore edilen tarihi kule de, ilçeye farklı bir güzellik katıyor.
Doğa tutkunları için Kartalkaya’da yapılacakları tek bir yazıya sığdırmak çok zor. Burası hem doğal güzellikler, hem macera sporları hem de huzurlu konaklamalar yönünden o kadar zengin bir bölge ki; eğer bunların her birine ilgi duyuyorsanız tatilinizi en az bir hafta daha uzatmayı ciddi olarak düşünmelisiniz.
Kartalkaya, başta Ankara ve İstanbul’da yaşayan kayak tutkunları olmak üzere yerli turistlerin favori adresleri arasında. Bunun yanında gün geçtikçe yabancı turistler de bu ekonomik tatil beldesini keşfediyor.
Kartalkaya’da Aralık ayında başlayan ve neredeyse Mart sonuna kadar devam eden sezon, özellikle Ocak ortaları gibi zirveye ulaşıyor.
Otellerin sayısı Uludağ’a göre daha az olduğundan rezervasyon konusunda acele etmekte fayda var. Oteller kendi web siteleri üzerinden erken rezervasyon indirimi düzenleyebiliyor.
Tesisler son derece konforlu. Kayak ekipmanı, kayak dersi ya da pist konusunda birçok otel ziyaretçilerine yardımcı oluyor. Dilerseniz zincir otellere ait lüks binalarda ya da çam kokuları içerisindeki butik otellerde konaklayabilirsiniz.
Oteller arasında Grand Kartal Otel, Kaya Palazzo Otel ve Dorukkaya Otel, sundukları lift ve pist imkanları ile birer adım öne çıkıyor.
Kahvaltı dahil otellerin fiyatları daha makul olsa da, dağ koşullarında yeme içme için yapacağınız harcama toplam bütçenizi daha fazla aşmanıza sebep olabilir. Bu nedenle otel fiyatlarını değerlendirirken, konaklama tipini mutlaka dikkate alın.
Lüks otellerde sucuk ekmek gibi ara öğünler için bile organizasyon yapmanıza gerek kalmadan, yemek konusunda da şımartılıyorsunuz.