Takvimler hızla 14 Şubat’ı göstermeye yaklaşırken, bir eşi, nişanlısı ya da sevgilisi olanları tatlı bir telaş sarmaya başladı bile. Tabii henüz adı konmayan birliktelikleri de atlamamak gerek; ne de olsa bir türlü aşka dönüşemeyen arkadaşlıklar için yılın en güzel günü de yine 14 Şubat.
Özel günleri daha da özel yapan ve unutulmaz kılan en güzel şey ise elbette baş başa organize edilecek bir tatil olabilir. Her zaman okyanus ötesi ülkelere seyahat etmeye ya da en lüks otellerde rezervasyon yaptırmaya da gerek yok; günlük rutini kırsanız, kendinizi her zamanki atmosferinizden uzakta bulsanız bile yeter.
Uzun süreli ilişkilerde, tatil rotaları tıpkı hava, su ya da nefes gibi birer hayati ihtiyaçken yeni başlayan ilişkilerde de geleceğe dair en güzel umutlar romantik bir tatilde yeşerebilir.
14 Şubat 2023 tarihinin Salı gününe denk geldiği düşünüldüğünde, yalnızca 1 gün yıllık izin kullanarak uzun bir hafta sonu tatili organize edebilirsiniz. Bu durum çalışanlar ya da öğrenciler için geçerli olmakla birlikte, çalışmayanlar mümkünse daha uzun bir tatilin tadını doya doya çıkarmalı.
Eğer yurt dışında romantik bir rota arayışındaysanız, Avrupa başkentleri büyük çoğunlukla karşınıza çıkacak ve ihtiyacınıza cevap verecektir.
Yurt içinde ise, çok daha sakin ve sessiz kış rotaları sevgiliniz ya da eşinizle birlikte ziyaretinizi bekliyor. Üstelik çoğu kasaba tadında olan bu romantik destinasyonlarda yer alan butik otel ve yeme içme alternatifleri, Avrupa’yla kıyaslanamayacak kadar daha ucuz.
Tercihiniz neresi olursa olsun, bol bol aşk ve romantizm Sevgililer Günü’nde sizinle olsun. 14 Şubat tatilinizi planlarken hem yurt içi hem de yurt dışı rotalardan ilham almak isterseniz, yazının devamında yaratıcı fikirler sizi bekliyor.
14 Şubat’ta romantik bir kaçamak için pusulanız dış hatlar terminalini gösteriyor olabilir. Ancak söz konusu ülke sınırlarının dışına çıkmak olunca seçenek o kadar bol ki karar vermek de haliyle zor oluyor.
Cevap vermeniz gereken başlıca sorular arasında, ne kadar uzun bir uçak yolculuğunu göze alabildiğiniz, vize evraklarıyla uğraşmaya ne kadar gönüllü olduğunuz ve nasıl bir tatil istediğiniz var.
Kayak tutkunlarına İsveç ya da Norveç gibi İskandinav ülkeleri cazip gelirken sarı yapraklarla klasik romantizm peşinde koşanların imdadına Paris ve Venedik gibi modern şehirler yetişiyor.
Balkanlarda ya da Avrupa’nın doğusunda ise daha ucuz alternatifler, 14 Şubat’ta da ekonomisini düşünmekten vazgeçmeyenlere göz kırpacaktır. Siz yine de tüm seçenekleri tek tek gözden geçirmeden son kararınızı vermeyin.
Aşıklar şehri Paris… Her mevsim masal gibi, her an taze ve ilgi çekici…
Üstelik şehrin aşkla olan bağları o kadar kuvvetli ki, Seine Nehri üzerindeki tarihi Pont Des Arts köprüsü aşıkların bıraktığı asma kilitler yüzünden defalarca çökme tehlikesi atlattı.
Belki artık buraya isimlerinizin yazılı olduğu bir kilit bırakamayacaksınız; ancak Eiffel Kulesi önünde bol bol fotoğraf çektirme ya da Ressamlar Tepesi’nde aşkınızı ölümsüzleştirme şanslarınız hala baki.
Hatta bunu mutlaka yapın, Montmartre’da Fransız bir sanatçıdan sevgilinizle portrenizi çizmesini isteyin, sonra da bu portreye evinizin en güzel duvarında yer verin.
Kafelerden yükselen kruvasan ve kahve kokularının yanı sıra sadece ekler ve makaron gibi tatlıların ana vatanında olmak için bile Paris’e gidilir. Üstelik 14 Şubat Sevgililer Günü akşamına özel sipariş vereceğiniz Fransız peynirleri ve şarapları, kalbinizi olduğu kadar midenizi de şımartabilir.
Fransa için vize zorunluluğu bulunduğunu belirtmeye gerek yok, aynı zamanda buranın pahalı bir Avrupa ülkesi olduğunu da göz önüne alarak bütçenizi hazırlamalısınız. Paris’te geçirdiğiniz keyifli zamanlar ise, tüm bu çabaların ve harcamaların hakkını fazlasıyla verecektir.
Henüz evlilik yolunda ilk adımı atmayan ancak bunun için fırsat kollayan çiftler için güzel bir tavsiye var sırada. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde gondol üzerinde edilen bir evlenme teklifi, çocuklarınıza ve hatta torunlarınıza anlatacağınız muhteşem bir anı olmaz mı?
Bunun için tek yapmanız gereken Venedik için uçak bileti ve otel konaklaması aramaya hemen başlamak. İtalya’nın en güzel şehirlerinden biri olan Venedik için vize gerekliliğinin de bulunduğunu belirtelim.
Yılın her mevsimi sular içinde yüzen, farklı mimarisiyle rüya gibi bir deneyim sunan Venedik, kış mevsiminde de bir başka.
Özellikle Şubat ayı, Sevgililer Günü etkinliklerinin yanı sıra, dünyaca ünlü Venedik Karnavalı tarihlerini de kapsıyor. Bu nedenle Şubat döneminde Venedik’i her zamankinden renkli, eğlenceli ve tabii maskeli bulabilirsiniz. Tek sorun, yine bu dönemde rezervasyonların da giderek zorlaşması!
Sınırlarında 400 köprü ve 180 kanal bulunan, zamanında Adriyatik’in Prensesi olarak adlandırılan bu masal şehirde, 14 Şubat menüsü için istiridyeli spagetti ve Chianti Şarabı tercih edilebilir.
Venedik’te mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında ise, Çan Kulesi ve Doge Sarayı var.
14 Şubat Sevgililer Günü için kesin tercihiniz Avrupa’dan yanaysa, ancak Fransa ve İtalya’ya göre daha uygun bir alternatif arayışındaysanız en iyisi sizi ve sevgilinizi doğruca Brugge’e alalım.
Yüz ölçümü bakımından Brugge kadar küçük olan bir kasabada, bu kadar fazla hayranlık uyandıran detayla karşılaştığınıza kesinlikle şaşıracaksınız.
Doğanın cömertliği Belçika’nın bu en güzel yerinde adeta tavan yapıyor. Nehirler, kanallar, köprüler, ağaçlar ve her yanı saran çeşitlilikte bir bitki örtüsünün yanı sıra tarihi yapılar ve mimari örnekleri de görülmeye değer. Burası hakkında “Kuzey’in Venedik’i” diye bahsedildiğine de şahit olabilirsiniz.
Üstelik waffle seviyorsanız, her bir köşe başında bu unutulmaz lezzetin en iddialı versiyonları ile karşılaşmaya da hazır olun. Belçika’ya özel bira ve patates gibi sokak lezzetlerini de menüye eklediğinizde, peynirli şaraplı akşam yemeği menülerine kıyasla ne kadar tasarruf edeceğinizi kendiniz de hesaplayabilirsiniz.
Şamdanlı masaların insanı değilseniz, sevgilinizle ilişkinizi “çocuk ruhlu” olarak tanımlıyorsanız bu destinasyon size göre. Tabii mümkünse tatil boyunca kalori hesabı yapmamaya çalışın.
Brugge, hem hayallerinizi yaşadığınız hem de yeni hayallere yelken açtığınız bir deneyim olarak aşk kitabınızdaki yerini hemen alabilir.
Eski adıyla Çek Cumhuriyeti olarak da bilinen Orta Avrupa ülkesinin asil başkenti Prag, Sevgililer Günü’nde kendisi gibi asil ruhlara hitap ediyor.
Prag, tamamen eski çağlara vurgu yapan yüzde yüz korunmuş mimarisi ile sizi bambaşka bir boyuta ışınlayacak.
Kış mevsiminde şehri saran soğukları ise asla hafife almamalısınız. Prag atmosferine uyum sağlamak için kadınlar şallarını, erkekler fötr şapkalarını yanlarına alabilir ancak içinizden termal içlikleri eksik etmemeye dikkat edin!
Karlovy Vary, Charles Köprüsü, Devlet Tiyatrosu ve Kukla Tiyatrosu özellikle gezmeniz gereken yerler olarak sayılabilir. Tabii söz konusu Prag gibi renkli bir şehir olunca herhangi bir program yapmadan doğaçlama bir gezi de düzenleyebilirsiniz. Prag uçuşlarının sıklığı ani gelişen programlara rahatça fırsat tanıyor; vizeniz olsun yeter.
Prag şehir merkezindeki sokakları her biri, ışıltısıyla içinizi açarken akşam yemeği programı hakkında da biraz tüyoya ihtiyaç duyabilirsiniz. Prag sınırlarında sevgilinizle birlikte özel bir akşam için bulunuyorsanız, ne yapın edin menüye meşhur Prag usulü biftekleri dahil edin. Bunun dışında Çek keklerini de leziz bir kaçamak olarak değerlendirebilirsiniz.
Adının tersten yazılışı “amor” yani Türkçe çevirisiyle “aşk” olan bir şehirden söz edeceğiz şimdi, daha ne olsun!
Roma’nın 14 Şubat Sevgililer Günü konseptine ne kadar uygun olduğunu konuşmaya gerek bile yok. Venedik ile birlikte iki İtalya şehri listede üst sıralara yerleşirken, dilerseniz bu iki büyülü destinasyonu birleştireceğiniz bir tur da organize edebilirsiniz.
Programınızda Roma varsa, Aşk Çeşmesi, Kollezyum ve Vatikan da mutlaka olmalı.
Sevgililer Günü ruhu şehrin tüm sokaklarını keyifle sararken, meşhur pizzalar, makarnalar ve lazanyalar da kutlamalara eşlik ediyor.
Roma’ya kadar gelmişken, kış mevsiminde, Şubat ortasında olduğunuza bakmadan bir de “gelato” keyfi yapmalısınız. İtalyanların meşhur dondurmasını tüketmek için yazı beklemek büyük hata olur. Hem ne de İtalya sokaklarında içinizi ısıtan bir aşk size eşlik ediyor olacak, öyle değil mi?
14 Şubat tarihine sayılı günler kala program yapmaya çalışan bunun için de bütçesi kısıtlı olan aşıklar için bir alternatif de Macaristan’dan.
Ne yazık ki, Tuna Nehri’nin iki yanına yayılan güzeller güzeli Budapeşte şehri için de vize işlemleri ile uğraşmak durumundasınız. Ancak hem şehrin kış aylarındaki güzelliği, hem de her köşe başında karşınıza çıkacak olan tanıdık mimari örnekleri size ve sevgilinize vize yorgunluğunu unutturabilir.
Para biriminin forint olduğu ülke, euro ile harcama yaptığınız ülkelere kıyasla ekonomik yönden de büyük avantaj sağlıyor.
Tuna Nehri’nde bir tekne turu ya da akşamüstü kahvenin yanında bir donut kaçamağı güne katabileceğiniz keyifler arasında.
Ayrıca Budapeşte’ye kadar gitmişken Gül Baba Türbesi’ni, Kahramanlar Meydanı’nı ve Hal Binası’nı da mutlaka ziyaret listenize eklemelisiniz.
Şehrin en lüks ve özel restoranlarında, gulaş çorbası ya da fasulye çorbası gibi yöresel lezzetlerle açılışı yapmanız mümkün.
Burası aynı zamanda tam bir şifalı su cenneti olduğu için, otelinizin termal su imkanlarını da rezervasyon yapmadan önce değerlendirmeyi unutmayın.
Hollanda’nın tartışmasız en güzel, en renkli ve en eğlenceli şehri olan Amsterdam, 14 Şubat’tan beklentisi hareketli bir gece hayatı olan çiftleri bekliyor.
Burada mevsim kış bile olsa, ne şehrin ışıltısından ne de sabaha kadar süren eğlencelerden asla ödün verilmediğini söyleyebiliriz.
Sadece Dam Meydanı yakınlarında bir kafede oturup geleni geçeni izleseniz bile, farklı kültürlerin bu kadar iç içe geçtiği bir şehir merkezinde sıkılmayacaksınız.
Bu nedenle Amsterdam için planlı ve programlı olmaya çalışmayın. Hem şehir, hem de ülke gerçek anlamda küçük; dolayısıyla hızla karar almak ve yeni yerler görmek sizin için her an mümkün.
14 Şubat için farklılık arayışındaysanız, kanal üzerinde konumlanan seyyar otellere bakmayı düşünebilirsiniz. Yine kanal üzerinde atacağınız bir Sevgililer Günü turu, tüm Amsterdam’ı ayaklarınızın altına serecektir.
Şehri gezerken, Hollanda’nın besili ineklerinden sağılan sütle yapılan meşhur peynirlerden tatmayı ve tapas barlarına uğramayı da ihmal etmeyin.
Slovenya’nın en önemli turistik destinasyonlarından biri olan Bled Gölü ve çevresinin Türk çiftler tarafından yeni yeni keşfedildiğini söylemek hata olmaz.
Eğer bu muhteşem atmosfer sizin de radarınıza henüz takılıyorsa, romantik bir keşif için 14 Şubat’tan daha güzel bir tarih bulamazsınız. Uzun uzun yürüyüş yapabileceğiniz parkurlar, hava izin verirse katılabileceğiniz su oyunları ya da sadece göl kenarında balık tutan yerlileri seyretmek… Bu aktivitelerin her biri hem size hem de ilişkinize iyi gelecek.
Bled Kalesi’ni ziyaret ettiğinizde karşınızda beliren Julian Alpleri ise, sevdiğiniz ve unutamadığınız manzaralar içerisinde rahatlıkla ilk beşe girebilir.
Doğanın kucağında, sessizliğin sesini dinleyebileceğiniz bu hayal diyarında motorlu tekneler bile kullanılmıyor. Çevrenizde yalnızca kanoların ve minik teknelerin mütevazı hareketleri ve bu hareketlerle ışıldayan sular olacak.
Başkent Ljubljana üzerinden transferle kısa süre içinde bu doğa harikasına ulaşabilirsiniz.
Türk ziyaretçiler ile Sakız, Midilli ve Kos gibi Yunan adaları arasındaki etkileşim, özellikle yaz aylarında tavan yapsa da komşu ülkenin başkentine gezi programlarında bir türlü sıra gelmiyor. Oysa kış döneminde de, bu kez Yunanistan’ın başkenti Atina oldukça ışıl ışıl ve keyifli. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ise bu keyif en az iki katına çıkıyor.
Burayı ucuz tatil alternatifleri arasında değerlendirebilirsiniz; ne de olsa kendinizi biraz zorlarsanız kara yolu ile bile ulaşım mümkün.
Sirtaki ve Yunan müzikleri eşliğinde Sevgililer Günü kutlamak da ilişkiniz için farklı bir deneyim olarak hafızanızdaki yerini alabilir. Meşhur Yunan mezeleri ve uzo ile hafif bir akşam yemeği menüsünü neredeyse sabaha kadar doya doya tadabilirsiniz.
Gelelim söz konusu Sevgililer Günü bile olsa, kış tatilinde kayaktan ya da karlar altında yürümekten başka şey düşünemeyen maceracı ruhlara… Eğer ruh eşiniz de sizin gibi düşünüyorsa, bu yıl takvimler 14 Şubat’ı gösterdiğinde İskandinav durakların en güzellerinden birinde olabilirsiniz.
Svalbar, Aurora adı verilen Kuzey Işıkları’na ev sahipliği yapması nedeniyle de diğer seçeneklere göre bir adım daha önde. Kuzey Işıkları’nı görmek bir mucize gibi, gökyüzünde kırmızıdan maviye kadar her renk tonunu aynı anda deneyimlemek mümkün. Bu ışıkların görülme sıklığı da Şubat ayında ideal seviyelere ulaşıyor.
Norveç’in pahalı bir Kuzey Avrupa ülkesi olduğunu hesaba katmanız gerekiyor. Ancak erken rezervasyon ile burada yapacağınız konaklama ve ulaşım harcamalarını en alt seviyeye indirebilirsiniz.
Nihayet vizesiz gidilebilecek bir yurt dışı Sevgililer Günü durağı: Karadağ’ın başkenti Podgorica’ya yalnızca 90 kilometre kara yolu mesafesindeki Kotor. Doğasına, sarı yapraklarına ve tepelerindeki manzaralara doyamayacağınız bir masal diyarı burası.
Karadağ köyleri tarafından çevrelenen Kotor’da geleneksel yaşayışa ve kültüre dair enfes örnekler var.
Geziniz boyunca Adriyatik Denizi’nin en tatlı ve en taze mahsüllerini deneyebilirsiniz. Ayrıca Balkanlar’a özgü Boşnak börekleri, Boşnak mantıları ve Arnavut börekleri de deyim yerindeyse havalarda uçuşuyor.
Kıyılarda balık ziyafeti çekerken, dağlık bölgelerde de hayvancılığın doğal ürünlerini zevkle tüketebilir, hatta eve bile taşıyabilirsiniz.
Yurt dışı Sevgililer Günü duraklarının finalini de, yine vizesiz olmasıyla gönülleri fetheden Ukrayna ile yapıyoruz.
Hem Ukrayna hem de Lviv, Türkiye için o kadar popüler hale geldiler ki, İstanbul’dan haftanın her günü gidiş ve dönüş için seferlere rastlayabiliyorsunuz. Perşembe ya da Cuma’dan Pazar’a kadar rahatça keşfetmek için de bu rota ideal.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir şehrin sokaklarında dolaşmak, hem de Türk lirasına göre daha avantajlı harcamalar yapmak her zaman mümkün olmaz. Bu nedenle Lviv seyahatinizi olabildiğince dolu dolu yaşamaya çalışın.
Renkli binalar ve tarihi sokaklar ile Doğu Avrupa’da bu güzel şehir aşkınıza ve mutluluğunuza eşlik etsin. Lviv’in gece hayatı da genç çiftleri hayal kırıklığına uğratmayacak kadar keyifli.
Avrupa’daki hafta sonu kaçamak rotalarının her biri insanı heyecanlandırıyor; ancak kimi vize gerekliliği kimi de yolda geçecek süreler bakımından düşündürücü.
Ne de olsa, hazır romantik bir bahaneniz varken kendinizi bir an önce tatil atmosferinin içinde bulmak isteyebilirsiniz. Üstelik cennet vatanın her bir köşesi de, dünyada eşi benzeri bulunmayan tarihi ve doğal güzelliklerle dolu.
Türkiye’de gizli kalmış romantik rotalar, sevgilinizle anı fotoğraflarınıza da muhteşem birer arka fon oluşturacak. Hazırsanız, yurt içindeki aşk rotalarında keyifli bir gezintiye hemen başlayalım.
Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından yabancı turistler, özel günlerinde Kapadokya’ya akın ederken bizim bu dünya harikasını görmezden gelmemiz büyük haksızlık.
Sevgililer Günü sabahı için de, Kapadokya’da balona binmekten daha güzel bir program dünya üzerinde yok. Balonda sabahın ilk ışıklarını ve gökyüzünün farklı renklerini karşılarken sevgilinizle de tam bir kutlama atmosferini yaşamış olacaksınız. Bu hizmet biraz maliyetli olsa da, hayatta bir kez yaşanan bir deneyim için değer.
Akşam yemeğiniz ise mutlaka Peri Bacaları manzarası eşliğinde gerçekleşmeli.
Sevgililer Günü’nün finali ise Kapadokya’nın tamamaı taştan inşa edilen konaklarında ya da mağara tipi yerleşimlerinde yapabilirsiniz. Hem jakuzili hem de şömineli odalar ile, Kapadokya rezervasyonunuz sırasında karşılaşma olasılığınız oldukça yüksek. Yurt dışına gitmeyerek kurtulduğunuz vize ve seyahat masraflarını da dikkate alarak otel masrafları konusunda biraz kendinizi zorlamaktan çekinmeyin.
Kış tatili denilince Uludağ, Uludağ denilince ise kış tatili akla geliyor. 14 Şubat da hala bu kapsam dahilinde kalan tarihlerden biri.
Bursa’nın en havadar mekanı olan Uludağ’da 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel birçok sahne programına denk gelebilirsiniz. Hem otellerde hem de eğlence mekanlarında Şubat boyunca yüzde yüz doluluk yaşandığını da göz önüne alarak, rezervasyon konusunda elinizi çabuk tutun.
Gün boyunca bembeyaz pistlerde salınmak, öğle molasını karlar üzerinde sucuk ekmek keyfiyle yapmak ve gece sabaha kadar kulüplerde dans etmek, Uludağ’daki başlıca aktiviteleriniz olabilir.
Burada ayrıca kar motoru ya da ATV gibi denemelerden de keyif alabilir, kayak ya da snowboard bilmiyorsanız özel derslerle kendinizi geliştirebilirsiniz.
Kayak ekipmanı konusunda da endişelenmeyin, her marka ve ebatta kiralamayı Uludağ sınırları içinde yapmanız mümkün.
Sapanca Gölü, Marmara Bölgesi’nden çıkmadan Türkiye’de cenneti yaşamak isteyen İstanbullular için ilk akla gelen adres.
Göl ve çevresinde son derece lüks ve konforlu konaklama imkanları mevcut. Bu da demek oluyor ki, 14 Şubat boyunca kendinize ve sevgilinize spa ya da masaj gibi imkanlar hediye etme şansına sahipsiniz. Yılın bu en güzel döneminde biraz şımarmak ve biraz da yüklerinizden arınmak için daha iyi bir fırsat düşünülemez.
Sapanca çevresinde şömineli evlerde ya da bungalov tipi yapılarda konaklama da organize edebiliyorsunuz.
Kiremitte alabalık, mantar ve köy peyniri gibi lezzetleri ise Sapanca seyahatiniz boyunca tadını çıkarmanız gereken lezzetler olarak bir kenara not alabilirsiniz. Yeni günde ise sizleri yine köy usulü serpme köy kahvaltısı karşılayabilir.
Diyelim ki İstanbul’dasınız ve 14 Şubat programı için süreniz öyle kısıtlı ki, şehir dışına çıkma şansınız bile yok. Bu durumda sizleri Karadeniz’e bakan sahillerde, Sarıyer ilçesine bağlı Kilyos yerleşimi karşılayabilir.
Farklı bir senaryo ise, İstanbul dışından gelen ziyaretçiler için. Bu şehri keşfetmeye en sakin ve sessiz köşelerinden biri olan Kilyos’tan başlamak kesinlikle yerinde olur.
Yaz döneminde özellikle yerli turistler buraya ilgi gösteriyor olsa da, kışın Kilyos tam bir inziva yeri. Size de Sevgililer Günü’nde yalnızca kendinizle ve sevdiğinizle baş başa zaman geçirmek kalıyor. Başka ne istersiniz ki?
Akşam yemeği için serin sulardan çıkarılan yağlı ve lezzetli deniz ürünlerine kesinlikle şans verin.
Kıyılar özellikle akşam saatlerinde karasal iklimi bile aratacağı için giyim konusunda da dikkatli olmayı ihmal etmemelisiniz. Yanınızda mutlaka şal, atkı ve bere gibi ekipmanlar bulundurun.
En güzel plan plansızlıktır diyerek, tek bir sırt çantasıyla yollara düşme niyetindeyseniz Kilyos kesinlikle ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Balıkesir’in Marmara ilçesine bağlı bulunan Avşa Adası, turistler tarafından daha çok yaz döneminde tercih edilen bir sahil beldesi olarak biliniyor.
Kış mevsiminde ise, buraya feribot yolculuklarının devam ettiğini ve adayı bilenlerin bu zevkten mahrum kalmadıklarını söyleyebiliriz. İstanbul’dan kalkan ve 2,5 saat süren feribot seferleri kışın sekteye uğrasa da, Erdek ve Tekirdağ üzerinden adaya ulaşım devam ediyor.
Her şeyden önce ada ruhu ve rahatlığı diye bir şey var. Şehirdeki kaos, trafik ve stres buraya uğramıyor. Belki de şehrin stresinde yıpranan ilişkinize iyi gelecek olan şey, her şeyden uzakta doğanın dinginliğinde yaşayan adalılarla bir araya gelmekten başkası değildir.
İklim koşulları İstanbul’dan pek farklı değil, aylardan Şubat olunca adayı karlar içinde görme şansınız bile var.
Söz konusu romantik kış rotaları olunca Marmaralılar kesinlikle çok şanslı. Bu şansı, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı bir yerleşim olan Adatepe’de de açıkça görebiliyoruz.
Köydeki evlerin neredeyse hepsinin restore edilmiş olması, burayı mimari açıdan çarpıcı bir yer haline getiriyor. Hem Osmanlı tipi konaklarda hem de Rum usulü taş evlerde konaklayarak köyün tadına varabilirsiniz.
Köy dediysek, buranın gelişmişlik seviyesine de bir vurgu yapmakta fayda var. Daha çok sanatçılar, zanaatkarlar ve felsefe gibi sözel alanlarda faaliyet gösteren kişiler burada yaz kış yaşamayı tercih ediyor.
Adatepe sınırları içindeki Taş Mektep özellikle görülmeye değer. Çok kısa mesafelerde ise, Zeytinyağı Müzesi ya da Assos gibi turistik yerleşimlere ulaşabilirsiniz. Buraya mümkünse araçla seyahat edin ya da araba kiralama yoluna gidin, böylece çevredeki tarihi ve doğal güzellikleri kaçırma riskine de girmemiş olursunuz.
Yörede tatmanız gereken lezzetler ise, börülce, sarmaşık, acı filiz kavurması ve otlu gözleme gibi bol yeşillikli alternatifler arasından sıralanabilir. Ev için alışveriş yapmak isterseniz testi peyniri alabilirsiniz.
Adatepe’de mutlaka fotoğraf çektirmeniz gereken lokasyonu da not alırsanız, artık geziye hazırsınız. Evet, Çanakkale’nin Adatepe Köyü’nde Zeus Altarı’nın muhteşem manzarası ile mutlaka en az birkaç fotoğrafınız olmalı.
Sapanca dışında, Sakarya sınırlarına dahil olan bir inziva noktası daha var. Üstelik şehrin Akyazı ilçesine bağlı bu nokta, tam bir kaplıca cenneti. Evet, bahsettiğimiz 14 Şubat rotası Kuzuluk’tan başkası değil.
Devre mülk tipi yerleşimlerin ağırlıkta olduğu bölgede bir ya da birkaç geceliğine kiralama yapabiliyorsunuz. Kuzuluk pansiyonları da seçebileceğiniz diğer konaklama alternatiflerini oluşturuyor.
Burası sahip olduğu Kuzuluk Tabiat Parkı’ndaki doğal güzellikler ve İstanbul ya da Ankara gibi büyük şehirler için ulaşım kolaylığı düşünüldüğünde de ideal bir kış rotası.
Dingin göl manzaralarından kendinizi alamıyorsanız, soluğu Kuzuluk’tan sonra sadece 30 kilometre mesafe içinde yer alan Sülüklügöl’de de alabilirsiniz.
Biri göl kenarında kış pikniği mi dedi? Evet 14 Şubat için bu kesinlikle güzel bir fikir. Kuzuluk’un kış döneminde sahip olduğu iklim koşulları biraz üşütmenize sebep olsa da, evinize ya da otelinize döndüğünüzde termal sularda ısınabilirsiniz. Bedeninizin ya da ilişkinizin şifaya ihtiyacı varsa, 14 Şubat Sevgililer Günü için rota tercihiniz de şifalı kaplıcalardan yana olmalı.
Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesi, yaz döneminde ve bahar aylarında sıklıkla ziyaret ediliyor.
Ancak İğneada’nın neredeyse Karadeniz ikliminin etkisinde kalan kışları da yaşanmaya değer. Romantik bir akşam yemeğine, Şubat yağmurları kadar yakışan az şey sayılabilir. Üstelik her bir damla, yemyeşil bir bitki örtüsünün üzerine düşerek adeta görsel bir şölene de imza atıyor.
Burada İğneada Feneri’ni ve Longoz Ormanları Milli Parkı’nı mutlaka görmelisiniz. Yaz kış demeden kürek sporcularının İğneada kıyılarında çalışmalar yaptığını da gözlemlemeniz mümkün. Siz de dilerseniz trekking, kürek ya da moto-cross yaparak romantik tatilinize biraz da adrenalin katmayı düşünebilirsiniz.
Trakya’nın bu en doğu noktası, İstanbul’dan uzaklaşmadan sadece bir iki günlüğüne şehirden uzaklaşmayı düşünenler için ideal. Aşılan mesafe kilometre cinsinden çok fazla olmasa da, dünya değişiyor ve daha yeşil bir yer haline geliyor. İğneada’ya İstanbul şehir merkezinden sonra 3 saat içinde ulaşabilirsiniz.
Buraya kadar gelmişken tas kebabı, kuru fasulye, turşu ve höşmel gibi yöresel lezzetlerle kendinize mütevazı bir sofra donatmayı da sakın ihmal etmeyin.
Yaz mevsimindeki cazibesi ile akıllara kazınan bu nedenle de kış rotası olarak gösterildiğinde sevgilileri ilk anda şaşırtan bir adres Bodrum. Oysa, konaklama yönünden Bodrum’a yapılan yatırımların benzeri Türkiye’nin hiçbir yerinde yok.
Bu nedenle, burada bulunan beş yıldızlı lüks tesisler de olabildiğince dört mevsimlerini değerlendirme telaşına düşüyorlar. Hem fiyatlar yaz dönemine göre daha avantajlı, hem de markası ile kendini ispat eden işletmelerin çatısı altındasınız. İnsan daha ne ister ki?
Rezervasyon yaptırmadan önce spa ve masaj gibi imkanların kullanılabilir olduğundan emin olmak isteyebilirsiniz. Ayrıca yaz dönemindeki her şey dahil konsepti, yerini kahvaltı dahil hizmete bırakmış olabilir. Bunun dışında otel konaklamalarında bir fark yaşanmıyor.
Siz zaten, gece için marinada ya da Neyzen Tevfik Caddesi’nde şık bir program yapacağınız için, otelde akşam yemeğine de ihtiyacınız yok diyebiliriz. Evet, 14 Şubat Sevgililer Günü programınız artık hazır!
Bodrum seferleri, yılbaşı ya da Sevgililer Günü gibi kışın özel dönemlerinde ağırlık kazanıyor ancak siz yine de biletinizi olabildiğince erken almaya çalışın.
Türkiye’nin tatil cenneti Muğla’yı, 14 Şubat döneminde de tek bir destinasyonla geçmek mümkün değil.
Muğla’ya bağlı yerleşimlerden yaz kış en çok hareketli olan nokta kesinlikle Ula ilçesine bağlı Akyaka beldesi. Muğla şehir merkezinden sonra Akyaka’ya yarım saat içinde ulaşılabiliyor. Gökova Körfezi de tüm haşmetiyle yerli yerinde duruyor. Şimdi bir düşünün söz konusu Şubat tatili olunca, rotanız neden Akyaka olmasın?
Akyaka’nın kendine has mimarisi, bembeyaz evleri ve konakları size yazı yeniden yaşatacak. Üstelik yöre kadınının hamarat ellerinden gözleme yiyerek güne başlayabilir ve kapanışı da Azmak kıyılarında balık keyfi ile yapabilirsiniz.
Ertesi sabah ise, mutlaka tamamı doğal ürünlerden oluşan serpme bir kahvaltı masasına kurulun ve saatlerce kalkmayın. Çayların, Türk kahvelerinin ve filtre kahvelerin birbirini kovaladığı sohbetler, tüm ilişkilerin de ihtiyacı. Bu sayede ilişkinizin ne zamandır kulak vermediğiniz problemlerini de bir çırpıda çözebilirsiniz.
Akyaka’da denize girilecek yerler ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için Akyaka’nın En İyi Plajları ve Koyları yazımıza mutlaka göz atmalısınız.
Harita üzerinde Akyaka’dan sonraki durağın Marmaris olduğunu da hatırlatalım. Dilerseniz, direksiyonu kısa bir gezi için bu yöne de kırabilirsiniz.
Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı, yılbaşı döneminde de partileriyle sıkça adından söz ettirdiği için burada kışın da renkli ve eğlenceli bir hayat olduğu biliniyor.
Taş evler ve havuzlu butik oteller tam sevgililere göre. Şömineli alternatifler ise, 14 Şubat yarışında birkaç adım öne çıkıyor. Terasında jakuzi bulunan ya da odanın içi dev bir şömineyle kaplanan odaları arayıp bulmak ise size kalmış.
Rezervasyon yaptırdıktan sonra, Alaçatı sakinlerinin sizi rahat ettirmek ve keyifli bir Sevgililer Günü geçirmenizi sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarına emin olabilirsiniz.
Neredeyse tüm oteller oda kahvaltı konseptinde hizmet verirken, kahvaltılar şıklıkta birbirleriyle yarışıyor.
Eğer Anadolu’nun çeşitli köşelerinden hareket ediyorsanız Alaçatı’ya kadar gelmişken rotanızı İzmir’e çevirebilir ve şehir merkezinde de keyifli bir tur atabilirsiniz. İzmir ile Alaçatı arasında, son derece rahat bir kara yolu bağlantısı ve yaklaşık 1 saat mesafe var.
Mavibahçe Alışveriş Merkezi, Doğal Yaşam Parkı, Kordon ve İnciraltı gibi mekanlar İzmir şehir merkezinde görülecekler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Romantizm ile başlayan bir yazı, içinde bir kez olsun Bolu geçmeden bitebilir mi? Bolu’daki göllerin ve çevrelerinin güzelliği tüm dünya tarafından biliniyor.
Abant ve çevresindeki otellerin, pansiyonların ve kiralık ahşap evlerin de tüm bu güzellikten nasiplerini aldığını söyleyebiliriz.
14 Şubat için Abant o kadar popüler bir adres ki, hiçbir mekanda yer bulamama riskiniz var. Bu nedenle aceleci davranın ve olmazsa Yedigöller yöresine de mutlaka bakın.
İstanbul ve Ankara için eşit uzaklıkta sayılan Bolu, hafta sonu tatiline rahatça sığabilecek bir mesafe oluşturuyor. Tek dikkat etmeniz gereken yol koşullarına karşı temkinli olmak, ne de olsa Bolu Dağı gibi bir iklim gerçeği var. Özel araçla seyahat ediyorsanız bakımlarınızdan emin olun ve zincir gibi ihtiyaçlarınızı eksiksiz bulundurun.
Bolu’nun en güzel bölgelerinden olan Abant’a geldiğinizde ise ya beyazlar içinde ya da sarının tüm tonlarında bir kartpostal manzarası ile karşılaşacaksınız. Otelinizin imkanları doğrultusunda hamam, sauna ya da şömine ile kendinizi şımartabilirsiniz.
Çıralı, Antalya şehrinin Kemer ilçesine bağlı, müthiş doğal güzelliklerle çevrili bir yerleşim. Burada portakal ağaçlarının mis kokusu kış boyunca çevreye yayılıyor.
Bölgede daha çok bungalov tipi konaklama alternatifleri ya da villalar var. Bahçe ve dağ manzarasına açılan manzaralarda problemlerinizi tamamen unutmanız işten bile değil.
Sahildeki şık restoranların hatırı sayılır bir bölümü ise, zengin balık ve meze çeşitleri ile kış döneminde de hizmet veriyor.
Çıralı’ya kadar gelmişken Yanartaş ve Olympos’u mutlaka keşfetmelisiniz.
Hava koşulları konusunda da esnek olmaya çalışın, çünkü bu bölge yağmurda da başka güzel. Doğanın sesini dinlemenin en güzel yollarından biri kesinlikle Çıralı’ya doğru seyahat etmek.
Antalya Havalimanı’ndan sonra yalnızca 100 kilometre ilerleyerek bu doğa harikasına kolayca varabilirsiniz.