Verimli Anadolu topraklarının sunduğu bolluk, uzun yıllar boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış olmanın verdiği çeşitlilik Geleneksel Türk mutfağının bu denli zengin olmasının en temel sebeplerinden.
Türk mutfağına ana hatlarıyla bakacak olursak çorbalar, zeytinyağlılar, hamur işleri, tencere yemekleri, dolmalar, sarmalar, kebaplar, köfteler ve tabi ki tatlılar olarak gruplandırabiliriz.
Türk mutfağının lezzetleri ve özellikleri yazmakla bitmez. O yüzden bu yazıda Türk mutfağının en sevilen lezzetlerinden mini bir derleme yaptım. Afiyetle okumanız dileğiyle!
Özellikle kış aylarında sofraların olmazsa olmazlarından biridir sıcacık çeşit çeşit çorbalar.
Mercimek, ezogelin, tarhana, yoğurt çorbası ise Türk mutfağının en sevilen ve en sık pişirilen çorbaları arasında bence ilk sıralarda geliyor.
İstanbul’un En İyi Çorbacıları yazımızı mutlaka okumalısınız.
Geleneksel Türk mutfağının en eski çorbalarından biri olduğu söylenen mercimek çorbasının sevmeyeni neredeyse yok gibidir.
Özellikle üzerine biraz limon biraz da pul biber ilave edilen süzme mercimek çorbası, bence günün her anına yakışıyor.
Yazın güneşte kurutulan mis gibi tarhanalardan yapılan tarhana çorbası, özellikle kış ayları boyunca sofralarımıza şifa getiriyor.
Tarhananın hazırlama ve kurutma şekli yöreden yöreye göre farklılık gösterse de sofralardaki yeri kış boyunca hiç değişmiyor.
Anadolu mutfağının tüm zenginliğini bir kasede buluşturan ezogelin çorbası, Türk mutfağının en sevilen çorbalarından biri.
Rivayete göre Antepli Ezo Gelin yoklukla mücadele ettiği günlerde evde az kalan malzemeleri birleştirerek bir çorba yapar.
Tadanlar çorbayı o kadar beğenirler ki o gün bugündür ezogelin çorbası, onu bulan güzeller güzeli kızın adıyla sofralarımıza konuk oluyor.
Kimi yörelerde mercimekli, kimi yörelerde nohutlu ya da buğdaylı. Bazen pirinçli bazense farklı bakliyatlar karıştırılarak yapılıyor yoğurt çorbası. Ancak hangi yörede pişerse pişsin üzerine naneli pul biberli kızgın yağ dökülmeden gelmez sofraya.
Hatta yoğurt çorbası mutfaklarımızın o kadar vazgeçilmezlerinden biridir ki yaz aylarında bile soğuk ayran aşı olarak pek çok sofrada kendine yer bulur
Özellikle gece çorbası denildiğinde akla ilk o gelir. Şöyle bol sarımsaklı bol limonlu işkembe çorbası.
Seveni kadar sevmeyeni de olsa işkembe çorbasız bir Türk mutfağı bence düşünülemez. Şifa niyetine…
Etli yemekler kadar bol zeytinyağlı sebzeler de sofralarımızın olmazsa olmazı. İşte bu yüzden bir yanıyla Akdenizli bir yanıyla Anadolulu bir mutfağımız var bence.
Hemen hemen her sebzenin zeytinyağlı yemeğini yapıyor olsak da bazı sebzelerin gönüllerdeki yeri bir başka oluyor, siz ne dersiniz?
İşte o bir başka olan zeytinyağlı yemeklerin başında bence taze fasulye geliyor. Ayşe kadın, çalı ya da sırık.
Fasulyeniz hangisi olursa olsun mis kokulu yaz domatesi, sızma zeytinyağı, soğan ve azıcık da şekerle pişirdiğinizde ortaya o karşı konulmaz lezzet çıkıyor.
Dört mevsim sofraların en aranan en sevilen zeytinyağlılarından biri de barbunya pilaki.
Yaz mevsiminde taze taze ayıkladığınız barbunyaları dondurucu da muhafaza ederek kış boyunca suyuna ekmek banmaya doyamayacağınız nefis pilakiler hazırlayabilirsiniz. Hele bir de yanında tane tane bir pirinç pilavı varsa değmesinler keyfinize.
Patlıcanlı bir yemek hiç kötü olabilir mi? Özellikle mevsiminde tazecik patlıcanlarla yapılan yemekleri yemelere doyamıyor insan.
Şöyle mis kokulu tazecik domatesli, biraz sarımsaklı mis gibi bir imambayıldı da mutfaklarımızın olmazsa olmazları arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Hem kebaba hem balığa en çok yakışan meze nedir diye sorsalar hiç düşünmeden közlenmiş patlıcan salatası derim.
Yoğurtlusunu ya da közlenmiş kırmızı biberlisini yapabileceğiniz patlıcan salatasını özellikle yaz aylarında sofralarınızdan eksik etmeyin derim.
Kuru bakla ile yapılan fava en keyifli meze sofralarının olmazsa olmazlarından. Bir de üzerinde karamelize soğan ve bol dereotu varsa tadından yenmez.
Ancak yolunuz Ege’den geçtiğinde klasik bakla favasını bir kenara bırakıp Ege’nin gambilyası ile yapılan favanın da tadına mutlaka bakın derim.
Çay saatlerinin yıldızı, en özlenen anne lezzetlerinin başı bence mercimek köftesi. Şöyle çıtır çıtır marul yapraklarının arasına koyup yemeye kim hayır diyebilir ki?
Sağlıklı ve besleyici lezzetlerden şaşmayanlardansanız siz de sofralarınızda mercimek köftesine mutlaka yer açın.
Var mı tencere yemeği gibi bereketlisi, doyurucusu? Sıcaklığı ile evi ısıtan, bütün aileyi aynı sofrada buluşturan tencere yemekleri mutfak kültürümüzün ve geleneklerimizin en güzel yanlarından biri bence.
Hangimize aile sıcaklığını hatırlatmaz ki tencereden yayılan o mis gibi yemek kokusu. O yüzdendir ki hangi şehrimize giderseniz gidin çeşit çeşit yemeklerin tezgahlara dizildiği pek çok esnaf lokantası bekler sizi.
O zaman mutfağımızın en sevilen bol kepçe tencere yemeklerine buyrun…
Yanında bol turşu ve tereyağlı bir pirinç pilavı ile sofralarda şölen havası estiren, esnaf lokantalarının olmazsa olmaz yemeklerinden biri de kuru fasulye.
Etlisi, sucuklusu, pastırmalısı… Kuru fasulyenin her hali güzel ama şöyle hafif helmelenmiş güveçte kuru fasulyenin tadı da bir başka oluyor bence. Siz ne dersiniz?
Kuru fasulyeden sonra en sevilen bakliyatlardan biri olsa gerek nohut. Şöyle yanında et suyuyla pişirilmiş şehriyeli pirinç pilavı ee bir de turşu varsa tadına doyum olmaz.
Özellikle kış aylarında sofraların en aranan yemeklerinden biri olan nohuta kim hayır diyebilir ki?
Mutfaklarımızın olmazsa olmazlarından biri de sebzeli et yemekleri. Fasulyeli, patlıcanlı, patatesli ve tabi ki kuşbaşı etli türlü bence en bereketli tencere yemeklerimizden biri.
İster güveç kabına alıp fırında pişirin isterseniz de ocakta. Pişirme tercihiniz hangisi olursa olsun türlünüzün yanından bulgur pilavı ve yoğurt mutlaka bulunsun.
Türk mutfağında en çok kullanılan sebzelerin başında geliyor bence patlıcan. Osmanlı döneminden beri yapıldığı düşünülen karnıyarık da patlıcan ile yapılan en şahane tencere yemeklerimizden biri. Kızartılan patlıcanların içi kıymalı harçla doldurularak pişiriliyor ve ortaya muhteşem bir lezzet çıkıyor.
Karnıyarık yemeğinin yanında bir de mis gibi bir pilav ve cacık da varsa tadından yenmez benden söylemesi.
Geleneksel mutfağımızdaki pek çok yemek gibi karnıyarığın da yapımı biraz meşakkatli. Mutfakta uzun saatler geçirmeyi sevmiyor ama yine de bu lezzetlerden vazgeçmek istemiyorsanız tercihinizi karnıyarığın kardeşi sayılabilecek patlıcan musakkadan yana kullanabilirsiniz.
Özellikle Anadolu topraklarının vazgeçilmezlerinden biri olan bulgur, dokunduğu her yemeğe bambaşka bir tat katıyor. Ancak bulgurlarla yapılan öyle güzel pilavlarımız var ki her biri sofralarda lezzet fırtınası estiriyor.
Mercimekli, nohutlu, bol sebzeli, salçalı ya da sadece et suyuyla pişirilenler sofralarımızda kendilerine en sık yer bulanlar. Sizin favori bulgur pilavınız hangisi?
Özellikle Anadolu mutfaklarında çokça rastlanan bir yemek patates oturtma. Patates oturtma hem kahvaltı hem de akşam yemeklerinin en sevilen lezzetlerinden biri.
Sabah kahvaltılarında içine yumurta kırarak akşam yemeklerinde ise dibinde biraz kıyma kavurarak şahane bir patates oturtma hazırlayabilirsiniz.
Türk mutfağının en sevilen yemekleri arasında şüphesiz ilk sıralarda yer alıyordur dolmalar ve sarmalar. İsimleri sürekli karıştırılsa da her ikisinin de gönüllerdeki ve mutfaklardaki yeri çok başka.
Hemen hemen her bölgemizin kendine has bir sarması ya da dolması var. Mesela Güneydoğu Anadolu Bölgesi denilince akıllara ilk kuru dolma gelir. Patlıcan, biber, domates ya da haylan kabağı yaz aylarında hevenkler halinde asılarak kurutulur ve kış boyunca yemelere doyamayacağınız dolmalar yapılır.
Ege’nin asma yaprağına sarılan zeytinyağlı sarması meşhurken Tokat’lılar asma yaprağını muska şeklinde sararak etlisini yaparlar. Bu arada söylemeden de geçmek olmaz Türkiye’deki en lezzetli asma yaprakları Tokat’ın Erbaa ilçesinde yetişiyor.
Erzurum’da ise asma yaprağı yerini pazıya bırakır. Erzurum mutfağında pazı yaprakları kaymaklı ince bulgurlu enfes bir sarmaya dönüşür.
Doğu’da özellikle de Bitlis’de kabaklar özel bir kıymalı harç ile doldurulduktan sonra dilimlenerek pişirilir adına da ‘katıklı dolma’ denir.
İstanbul usulü zeytinyağlı biber dolmasının ise tadı bir başka olur.
Bazen yemeklerin en güzel eşlikçisi, bazen kahvaltıların yıldızı, bazense çay saatlerinin ise olmazsa olmazıdır hamur işleri.
Hemen hemen her şehrin kendine has bir hamur işi lezzeti var. Kars’ın hangeli, Tokat’in yoğurtmacı, Kastamonu’nun kel simidi, Gaziantep’in kahvesi, Bayburt’un su böreği, Erzurum’un ketesi ve daha niceleri…
Gördüğünüz gibi mutfağımızdaki hamur işleri yazmakla bitmez o yüzden hamur işlerine ana hatlarıyla mini bir giriş yapıp geçmekte fayda var.
Türk mutfağının yapması en zahmetli yemeklerinden biri olsa gerek su böreği. İncecik açılan yufkalar haşlanıyor ardından suyu iyice sıkıldıktan sonra arasına iç harcı koyarak kat kat diziliyor.
Kıymalı ve peynirli çeşitleri olsa da ben su böreği dediğin peynirli olur diyenlerdenim.
Her ne kadar Karadeniz Bölgesi ile özdeşleşmiş olsa da pide Türk mutfağının olmazsa olmazlarından biri. Kıymalı, kavurmalı, peynirli, kuşbaşılı ya da karışık.
Herkesin favorisi farklı olsa da pidenin gönüllerdeki yeri hep baki.
Şu yazılar da ilginizi çekebilir:
Başlangıçların en çıtırı, kebap sofralarının olmazsa olmazıdır lahmacun. Kimisi bol limonlu kimisi bol soğanlı ya da bol maydonozlu sever.
Her ne kadar modernleşen yemek alışkanlıkları ile birlikte kaşarlı, sucuklu ve peynirli gibi çeşitleri yapılmaya başlanmış olsa da klasik usul incecik kıymalı çıtır bir lahmacunun tahtını kimse elinden alamaz. Hele bir de yanında buz gibi bir ayran varsa değmesinler keyfinize.
İstanbul’da Lahmacun Yiyebileceğiniz En İyi 20 Mekan yazımıza mutlaka bakmalısınız.
Geleneksel Türk mutfağında cevizli tereyağlıdan bol domates sosluya, kocaman tepsilere dizilerek yapılan ağzı açık tepsi mantısından çıtır mantıya pek çok farklı mantı çeşidi bulmak mümkün.
Ancak kapama şekli, iç harcı ve sunumu yöreden yöreye göre değişilik gösterse de üzeri yoğurtlu baharatlı minicik Kayseri mantısı her daim sofraların baş tacıdır.
Şu yazılar da ilginizi çekebilir:
Başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere ülkemizde hemen hemen her yörenin kendine has bir kebap çeşidi ve köftesi var. Bu yüzdendir ki Türk mutfağı denildiğinde akıllara her daim ilk kebap gelir.
Adana’da beyti, fıstıklı kebap, altı ezmeli kebap, ya da yeni dünya kebabı, patlıcanlı kebap gibi insanı seçim yapmakta zorlayacak pek çok farklı kebap çeşidi var. Gelin bu bölümde ana hatlarıyla et ve kebap çeşitlerimize kısaca bir değinelim.
Neredeyse her ilimizin kendine özel bir köftesi var.
Eşlikçileri ile buluştuğunda öğünleri adeta ziyafete dönüştüren köfte, mutfaklarımızın hem en sevilen hem de olmazsa olmaz lezzetleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Şu yazılar da ilginizi çekebilir:
Bursa mutfağının yıldızı İskender Kebap, mutfağımızın olmazsa olmazları arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Sıcacık pide üzerine dizilen lokum gibi bir döner, üzerine gezdirilen özel domates sosu ve cızırdayan tereyağı ile lezzet patlaması yaşatan iskender kebap uğruna seyahat edilecek geleneksel lezzetlerimizden biri.
Şu yazılara mutlaka göz atmalısınız?
Türk mutfağı denilince şüphesiz akla ilk gelenlerden biri döner. Pilav üstü, porsiyon, ekmek arası ya da dürüm bence dönerin her hali güzel.
Kısa bir bilgi verecek olursam da Antakya’da soslu, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde daha yağlı, kıyı kesimlerde ise yağ oranı daha düşük dönerler seviliyor.
İstanbul’un En İyi 22 Dönercisi yazımıza mutlaka göz atmalısınız.
Nefis bir patlıcan beğendi üzerinde ağızda dağılan pamuk gibi et, yazarken bile insanın ağzını sulandıran bir kebap bence hünkarbeğendi.
Siz de sebzeyle eti buluşturan kebapları seviyorsanız hünkarbeğendi tam size göre.
Geleneksel Türk mutfağının en sevilen tatlılarından biri olan baklavanın şanı çoktan dünya sınırlarını aştı.
İncecik açılan yufkalar arasında bol fıstık ya da ceviz konularak kat kat diziliyor. Çıtır çıtır oluncaya kadar pişirilen baklavaya son dokunuş ise sıcacık şerbet ile yapılıyor. Yazarken bile insanın ağzını sulandıran enfes bir baklavaya kim hayır diyebilir ki?
Gaziantep’te Ne Yenir, Nerede Yenir? yazımıza göz atarak en iyi baklava restoranları hakkında ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
Uzayıp giden peyniri, ılık şerbeti ile çıtır çıtır bir künefeye kim karşı koyabilir?
Özellikle de geleneksel lezzetlerinin bolluğu ile öne çıkan illerimizden biri olan Hatay’ın künefesinden bir kere yediniz mi bağımlısı olabilirsiniz, benden söylemesi.
Türk mutfağında yadsınmaz yeri olan tatlıların başında geliyor bence çeşit çeşit helvalar.
Kavruk kokusu ile insanı kendine çeken un helvası, ağızda dağılan sıcacık irmik helvası, özellikle balık yedikten sonra karşı konulamayan fırında sıcak tahin helvası ve daha niceleri…
Buğday, nohut, fasulye gibi bakliyatları kuru meyve ve kuru yemişle buluşturan aşure, Türk mutfağının en güzel geleneklerinden biri bence.
Kocaman tencerelerde kaynatılan aşureler piştiği gün sıcak sıcak komşulara dağıtılır ki mutfaklardan bolluk ve bereket eksik olmasın.
En sevilen şerbetli hamur tatlılarımızdan biri de şekerpare. Hele bir de üzerine bir top vanilyalı dondurma eklediniz mi tadına doyum olmuyor.
Bazı yörelerde şerbetli kurabiye de denilen üzeri badem, fıstık, fındık gibi kuru yemişlerle süslenen şekerparenin en güzeli bence fındıklısı.
Afyon denilince ilk akla gelenlerden biri de şehrin enfes kaymağı ile ayrı düşünülemeyen ekmek kadayıfı.
Geleneksel Türk mutfağının en sevilen, en eski tatlılarından biri olan ekmek kadayıfının son yıllarda vişnelisi de yapılmaya başlandı. Ancak ben klasiğinin tadı bir başka oluyor diye düşünenlerdenim sizin ne dersiniz?
Kebaptan bahsedip de çiğ köfteden bahsetmemek olmaz. Genellikle en klasik hali ile yanında limon, marul ve nar ekşisi ile servis edilen çiğ köfte son yıllarda dürüm olarak da sıkça karşımıza çıkıyor.
Özellikle hızlıca karnını doyurmak isteyenlerin favorilerinden biri olan çiğ köfte dürüm de mutfağımızın olmazsa olmazları arasında çoktan yerini aldı.
Midye dolmasız bir Türk mutfağının en sevilen lezzetleri yazısı bence düşünülemez.
Özellikle Ege Bölgesi’nde sokak lezzeti denilince ilk akla gelenlerden biri olan bol karabiberli limonlu midye dolma, bence tam bir yaz klasiği.
Sokak lezzetlerine değinip de kokoreçi es geçmek olur mu hiç? Ülkemizde ilk kez orada yapılmaya başlandığı için mi bilinmez İzmir usulü kokoreç bir başka oluyor.
Bu kadar yemekten bahsedip de geleneklerimizin baş tacı, en koyu sohbetlerin dert ortağı, en keyifli yemeklerin bitişi olan Türk kahvesini es geçmek olmaz.
En vazgeçilmez geleneklerimizden biri olan Türk kahvesi bazen buz gibi bir şerbetle, bazense bir parça çifte kavrulmuş lokumla sunulur ama yanından suyu hiç eksik olmaz.