Baltık ülkelerinin ikinci büyük şehri, Litvanya’nın başkenti, isminin birincisi Vilnius!
Geçtiğimiz yıl turizm açısından şehir tanıtımlarına oldukça ilginç bir şekilde yön veren Vilnius, Avrupa’nın önemli noktalarından biri.
Tarihi açıdan da ilginç özellikleri var. Napolyon II. Dünya Savaşı’ndan önce sahip olduğu Yahudi nüfusu sebebiyle Vilnius’a “Kuzey’in Kudüs’ü” demiş. Son çeyrekte ise hem II. Dünya Savaşı hem de ardından gelen Sovyet işgaliyle oldukça zor günler atlatmışlar. Özgürlük onlar için önemli bir mevzu. Bu nedenle şehrin içinde Uzupis isimli bir özerk bölgeye de sahipler. Uzupis’in Türkçe bir anayasası bile var. Türkler demişken Vilnius’ta Yahudi bir topluluk olan Karay Türklerine ait bir kasaba bile var.
Vilnius özellikle 1990’da Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonra oldukça gelişme göstermiş ve 2000’lerdeki atakla hem ekonomik hem de kültürel açıdan kendisini oldukça modern bir şekilde yorumlamış. 2009 yılında Avusturya’da bulunan Linz’le beraber Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş.
Günümüzde 517 binlik bir nüfusa sahip.
Gelin hep birlikte Vilnius için hazırladığım bu oldukça detaylı rehbere bir göz atalım. Gitmiş kadar olmakla kalmayıp hem de seyahat etme arzusuyla dolup taşalım!
İçindekiler
Vilnius’ta İklim, Ne Zaman Gidilir?
Vilnius bir Baltık ülkesi şehri olduğundan ziyaretinizi yaz mevsiminde yapmak sizin için daha akıllıca olabilir. Bahar aylarının dahi oldukça soğuk geçtiği bu şehirde gezmek ve şehrin tadını çıkarmak için en ideal aylar haziran, temmuz ve ağustos. Mevsim ortalaması 22 derece. Hava mayıs ayından sonra ısınmaya başlıyor. Fakat kalabalığın dağılması, biraz daha serin bir hava tercih ederseniz eylül sizin için ideal ay olacaktır. Eylül ayının ortalama sıcaklığı 16 derecedir.
Kış mevsimi Vilnius’u ziyaret etmek için oldukça hazırlık gerektiren bir mevsimdir. Alışkın olunmayan türde kuru, rüzgarlı bir soğuk ve sık kar yağışıyla karşılaşılabilir. Fakat kış mevsimi de Kasım’ın ortasından Ocak ayına kadar süren Christmas Market yani Noel Pazarlarını görmek için tercih edilebilir. Ama bu mevsimde dışarı çıkmaktansa sıcak otel odanızda oturmak size daha cazip gelebilir, bizden söylemesi.
Vilnius’a Ulaşım, Nasıl Gidilir? & Şehir İçi Ulaşım İmkanları
Vilnius’a Türkiye’den direkt uçuş imkanı bulunmaktadır. Türk Hava Yolları’nın hemen hemen her gün Vilnius’a direkt seferi vardır. Eğer aktarmalı olarak yolculuk etmekten çekinmezseniz uygun fiyatlara uçuş bulabilmeniz de mümkün. Vilnius’a İstanbul üzerinden uçuş 2 saat 40 dakika sürmektedir.
Vilnius Schengen Bölgesi’nde bulunduğundan bordo pasaporta sahip yolcuların vize alması gerekmektedir. Fakat 6 ay içerisinde 90 günü aşmamak şartı ile özel, diplomatik veya hizmet pasaportuna sahip Türk vatandaşları Litvanya‘ya vizesiz giriş yapabilmektedir.
Vilnius oldukça minimal ve tatlı bir hava limanına sahip. Havalimanı bir başkent limanı olmasına rağmen çok büyük ve kalabalık değil. Şehir merkezine de oldukça yakın konumda. Özel bir araç veya taksi ile 20 dakikada şehrin merkezine ulaşabilirsiniz. Taksi ücreti ortalama 23 Euro’dur. Eğer toplu taşımayı tercih ederseniz Oro Uostas durağından 88 numaralı otobüse binip Ausros Vartai’de inebilirsiniz. Bu yolculuk da yine 20 dakika sürmektedir. Trenle de 8 dakikada merkeze ulaşım sağlayabilirsiniz. Ücreti ise 0.72 Euro’dur. Son olarak minibüs de merkeze gitmek için bir seçenektir. 1.5 Euro karşılığında binebilir ve rota üzerinde istediğiniz bir yerde inebilirsiniz. Hava limanından otobüs ve tren istasyonlarına ulaşmak isterseniz 1 ve 2 numaralı otobüsleri kullanabilirsiniz.
Toplu taşıma Vilnius’ta troleybüs, minibüs ve otobüsler ile gerçekleşir. Sabah 5, gece 12 arası hizmet veren bu servislere binmek için bilet almanız gerekmektedir. Biletleri elektronik olarak ya da sürücüden alabilirsiniz. Bilet fiyatları genelde 1 Euro’dur.
Dilerseniz Vilnius City Card da alabilirsiniz. Bu sayede kartınızı cep telefonunuza indirmediğiniz bir uygulama ile doldurabilir zamandan tasarruf edebilirsiniz. Elektronik kartı 1,5 Euro karşılığında market ve kimi büfelerden alabilirsiniz.
Vilnius Otobüs ve Tren İstasyonundan Eski Şehir meydanına 10 dakikalık bir yürüme ile ulaşabilirsiniz. Yine toplu taşıma tercih ederseniz aynı süre uzunluğunda Stotis isimli duraktan 89 numaralı otobüse binebilir ve Rotuse’de inebilirsiniz.
Birçok Avrupa kentinde olduğu gibi burada da şehirde dolaşmanın yaygın yollarından biri bisiklet. Vilnius Belediyesi’nin bunun için bir bisiklet kiralama uygulaması var. CycloCity ismi verilen sistemde şehrin dört bir yanında var olan bisiklet duraklarından Cyclocity Kartınız veya Vilnius City Card’larınızla birlikte bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Ayrıca belediyenin yayınladığı bisiklet turu güzergahlarına da panolardan göz atabilir, yolculuğunuzu pürüzsüz bir hale getirebilirsiniz. Aksi halde bisiklet sürmemeniz gereken yerlerde pedal çevirip ceza almak istemezsiniz.
Vilnius’ta Gezilecek Yerler
Eski Şehir – Old Town
Avrupa’da hangi şehre varırsanız varın işe haritanıza ‘old town’ yani ‘eski şehir’ yazmakla başlayın. Çünkü şehirlerin ultra modern çehrelerinin dışında bu kısımlar en güzel şekilde muhafaza edilmiş gerekirse dokuya uygun şekilde restore edilmiş binalar ve ikonik yapılarla doludur.
Elbette bu Vilnius için de geçerli. Litvanya’nın başkenti olan ve son yıllarda artan bir şekilde kendinden bahsettiren bu şehrin turistler için başlangıç niteliğinde olan karşılama mekanları da eski şehir kısmında yer alıyor.
Yaklaşık olarak 4 kilometrekarelik bir alana yayılan meydan 70 sokak ve 1487 binayla çevreleniyor. Gotik, rönesans, barok ve neoklasik stillerde inşa edilmiş birçok yapı göz kamaştırıcı bir şekilde etrafı çevreliyor.
Old Town’ı oluşturan ana sokakların başında Pilies Sokağı geliyor. Üzerinde en gözde ve uğrak kafelerin, dolup taşan mağaza ve dükkanların yer aldığı bu sokakta boylu boyunca yürümeniz gerek. Aksi takdirde Vilnius’un o renkli, dinamik ve genç ruhunu kavramış sayılmazsınız.
Arnavut kaldırımlarıyla bezenmiş renkli Pilies Sokağı’ndan başka eski şehri oluşturan ana sokaklardan biri de Gediminas Bulvarı’dır. Tarihte farklı yönetimler altına girildikçe ismi değişen önemli bir bulvardır. 1836’da inşa edildiğinde ve Litvanya Polonya yönetimi altındayken Mickiewicz Sokağı, Nazi işgalinde Hitler Sokağı, Sovyet rejimi devraldığında sırasıyla Stalin ve Lenin Bulvarı olarak isimlendirilmiştir. 1990’ların başında Sovyet yönetiminin ardından Vilnius’un ilk kurucusu olan Kral Gediminas’ın ismiyle anılmaya başlanmıştır.
Gediminas Bulvarı üzerinde çoğunlukla resmi binalar yer alır. Bunların içinde hükümet binası, parlamento, adalet sarayı ve bakanlıklar yer alır.
Old Town’da bulunan önemli komplekslerden biri de 1579 yılında Cizvit’ler tarafından açılan Vilnius Üniversitesi’dir.
1994 yılında Vilnius eski şehir bölgesi UNESCO miras listesine alınmıştır.
Soykırım Kurbanları Müzesi (KGB Müzesi)
KGB Müzesi olarak da bilinen Soykırım Kurbanları Müzesi, Vilnius ziyaretinizde zaman ayırmanız gereken yerlerden biri.
Müzenin bu ismi almasının nedeni aslında soykırımın hem Nazi hem de Sovyet Birlikleri tarafından geldiğini göstererek 1940’lı yıllarda ülkenin yaşadığı ikili ablukayı gözler önüne sermek.
En alt katın Sovyet ve Nazi Almanyası dönemlerinde hapishane olarak kullanıldığı müzede her şey olduğu gibi duruyor. 3250 mahkumun kalması için uygun olarak tasarlanan bu hapishanede Ocak 1945’te toplamda 8786 mahkum varmış.
Geçmişin karanlık günlerini olduğu gibi yansıtan bu utanç müzesini 4 €’ya ziyaret edebilirsiniz.
Adres: Aukų gatvė 2a.
Vilnius Katedrali
Günümüzde Litvanya’nın en büyük katedrali olan ve Katolikler için bir merkez niteliğine sahip Vilnius Katedrali görülmesi gereken noktaların başında gelir.
Hristiyanlıktan önce 1200’lerde bir pagan ibadethanesi olarak inşa edilmiş 1700’lerde katedral olarak yeniden düzenlenmiştir. Beyaz ve sütunlu yapısı Yunan tapınaklarını andırır.
Tarihte Litvanya kraliyet ailesindeki üyelerin taç giyme törenleri bu kutsal yapıda gerçekleşmiştir. Katedralin alt katında yer alan yer altı mezarlarında hem Litvanya hem de Polonya tarihi için önemli isimlerin mezarları bulunmaktadır.
Katedral’in hemen önünde ise “stebuklas” adı verilen “sihirli karo” bulunuyor. İnanışa göre bu diğerlerinden farklı renkte olan karo üzerinde üç kez durmadan dönmeyi becerirseniz dileğiniz kabul olurmuş.
Gediminas Kalesi
Şehrin sembollerinden biri olan Gediminas Kalesi Neris ve Vilnia Nehirlerinin kesiştiği bir noktanın tepesinde yer alıyor. Vilnius Kalesi’nden arta kalan tek yapıdır. Şehre dair panaromik bir manzara sunar.
Şehrin birçok yerinde duyabileceğiniz Gediminas aslında eski bir Dük’tür. Efsaneye göre gün boyu avlanan Gediminas büyük bir boğayı da alt ettikten sonra bu tepenin yamacında uyuyakalmış ve rüyasında 100 kurt gücünde uluyan bir kurt görmüştür. Bu rüyası bilge bir adam tarafından, onun bu bölgeye bir kale ve şehir inşa etmesi gerektiği yönünde yorumlanınca da günümüzdeki Vilnius şehrinin temelleri atılmıştır.
Litvanya ve özellikle de Vilnius tarihi için önemli olan bu kale ve tepeyi haftanın her günü 10:00 ve 21:00 arası ziyaret edebilirsiniz. Kaleye Katedral Meydanı’ndan yürüyerek ya da dilerseniz füniküler yardımıyla çıkabilirsiniz. Kaleye giriş 5 €.
Üç Haç Tepesi
Her ne kadar romantik bir yer olsa da şehre yine panaromik bir tepeden bakabileceğiniz üç haç tepesinin hikayesi oldukça dramatik.
14. yüzyılda işkence edilen bir grup keşişin anısına 17. yüzyılda dikilen bu üç haç seneler içinde birçok kez şekil değişmiştir. Ardından 1989’da Sovyetler Birliği parçalanmaya başladığında ülkenin bağımsızlığını göstermek adına heykeltıraş Šilgalis tarafından günümüzde var olan haliyle yeniden dizayn edilmiştir.
Uzupis
Kopenhag’taki Christiana gibi Vilnius’un da sınırları dahilinde ‘sahte’ bir özerk cumhuriyeti var. Sahte diyorum çünkü resmi protokolde var olmayan fakat komünal bir hayatın sürüldüğü, kendi temsili anayasalarına, hatta ordusuna sahip bir topluluk Uzupis Cumhuriyeti.
1991 yılında Litvanya’nın bağımsızlığına kavuşmasıyla birlikte sanatçılar kiraların ucuz olması sebebiyle bu bölgeye yerleşmeye başlamışlar. Derken 1997 yılında bir grup sanatçı önderliğinde kurulmuş.
Christiana kadar ciddi kuralları yok. Örneğin bu bölgeye istediğiniz gibi girip çıkabiliyorsunuz. Fotoğraf çekmek de serbest.
Yalnız en meşhuru Uzupis Cumuriyeti’nin anayasası. Bu barışçıl topluluk 10 dile çevirdikleri anayasalarını bölge girişine asmış. Gelin dünyayı nasıl daha iyi bir yer haline getirebiliriz bir yanıt niteliğinde olan şu kuralların en ilginçlerine bir bakalım:
• Herkesin Vilne Deresi kıyısında yaşama hakkına sahiptir. Vilnele Deresi de herkesin yanından akıp gitme hakkına sahiptir.
• Herkes sıcak su kullanma, kışın ısınma ve bir çatı altında barınma hakkına sahiptir.
• Herkes ölme hakkına sahiptir; ancak bu bir zorunluluk değildir.
• Herkes hata yapma hakkına sahiptir.
• Herkes özgün olma hakkına sahiptir.
• Herkes sevme hakkına sahiptir.
• Herkes sevilmeme hakkına sahiptir, ancak bu şart değildir.
• Herkes sıradan ve tanınmamış olma hakkına sahiptir.
• Herkes aylaklık yapma hakkına sahiptir.
• Herkes bir kediyi sevme ve ona bakma hakkına sahiptir.
• Herkes, bazen sorumluluklarından habersiz olma hakkına sahiptir.
• Herkes şüphe duyma hakkına sahiptir, ama bu zorunluluk değildir.
• Herkes mutlu olma hakkına sahiptir
• Herkes mutsuz olma hakkına sahiptir.
• Herkes susma hakkına sahiptir.
• Herkes bir şeye inanma hakkına sahiptir.
• Hiç kimse şiddet kullanma hakkına sahip değildir.
• Herkesin birden fazla milliyete tabi olma hakkı vardır.
• Herkes sahip olduğu şeyleri paylaşmalıdır.
• Hiç kimse sahip olmadığını paylaşamaz.
• Herkes özgür olabilir.
• Herkes kendi özgürlüğünden sorumludur.
• Herkes yanlış anlama hakkına sahiptir.
• Hiç kimse başka birisini suçlu gösterme hakkına sahip değildir.
• Herkes bireysel olma hakkına sahiptir.
• Mağlup etme.
• Karşılık verme.
• Teslim olma.
St. Anne Kilisesi
Şehrin en güzel kiliselerinden biri de kesinlikle St. Anne Kilisesi. Hatta o kadar güzel ki Napolyon’un bile bu kiliseyi gördüğü zaman avucunun içinde Paris’e taşımayı dilediği söylenmektedir.
14. yüzyılda bir dükün eşi anısına yaptırdığı ahşap kilisenin yanması üzerine 16. yüzyılda tekrar inşa edilmiş, bu kez yapımında tuğlalar kullanılmıştır. Kilisenin 33 farklı tuğla türünden yapıldığı söylenir. O günden bugüne çok az değişime uğramıştır.
Gotik ve barok stillerin bir sentezidir. Arkasında yer alan Bernardine Kilisesi tamamen farklı bir mimari stile sahip olsa da kiliseler bugün birbirleriyle bütünleşmiş bir resim sunarlar.
Şafak Kapısı – Gates of Dawn
1503 ve 1522 yılları arasında şehri korumak için inşa edilmiş beş kapıdan günümüze kalan tek kapı Şafak Kapısı’dır.
Kapı üzerinde yer alan Meryem Ana resmi tüm Hristiyan aleminde bilinen en ünlü fresklerden biridir. “Vilnius Madonnası” olarak da anılır. Kapılara yerleştirilen Meryem Ana resimlerinin şehri koruyacağına inanılırmış.
Vilnius’un Parkları
Vilnius sınırları dahilinde onlarca parka sahip. Bunların içinde şehrin en eski parkı olan Bernardinai Parkı yer alır.
Şehrin göbeğinde yer alan bu park haftanın yedi günü 7’den akşam 10’a kadar açıktır. Ücretsiz bir şehir parkıdır.
Avangart çeşmelere ve çocuk oyun alanlarına sahiptir.
Kairenai Botanik Bahçesi
Şehrin biraz dışında yer alan Kairenai Botanik Bahçesi, Vilnius Üniversitesi’ne ait bir alandır.
Vilnius’taki en büyük botanik bahçesi olmasının yanı sıra en geniş bitki türlerine de sahip olanıdır.
Vingis Park
Vingis Park sahip olduğu büyük sahnesiyle özellikle yaz ve bahar aylarında festival ve konserlerin düzenlendiği bir parktır.
Sakinlerin genelde yürüyüş yapmak, paten kaymak, bisikletlere binmek ya da güzel günlerde yemyeşil çimlerde piknik yapmak için tercih ettikleri bu park da şehrin en büyük parklarından biridir.
Belmontas Parkı
Belmontas Parkı eski bir değirmenin ve etrafındaki alanın renove edilmesiyle oluşturulmuş, oldukça fotografik bir bölgedir.
Özellikle akşamları ışıklandırıldığı zaman şahane bir manzara ortaya çıkar.
Yeşil tepeler, oksijeni bol ormanlar ile çevrelenmiş bu alanda aynı zamanda bir tarih müzesi, bir macera parkı ve de yerel Litvanya yemekleri servis eden restoranlar bulabilirsiniz.
Trakai Şehri ve Karay Türkleri
Son olarak bir bonus önerimiz var. Trakai şehri Vilnius’tan 40-45 dakika tren ya da otobüs yolculuğu uzaklıkta bir destinasyon.
Bölgenin çok ilginç bir hikayesi var. Yahudi bir azınlık olan Karay Türkleri bu bölgede yaşıyor. Grand Dük Vytaulas’ın Kırım’a yaptığı bir sefer sonucu bölgeye getirdiği bu grup 600 yıldır Trakai’de yaşıyor ve bölge için oldukça önemliler.
Yahudilik inancıyla bile farklılık gösteren ritüellere sahip olan bu komün aslında kendine özgü eşsiz bir kültüre sahip. Tanrılarına ‘tengri’ olarak sesleniyorlar. Kendi kültürlerini, inanç ve dillerini yaşatmaya çalışsalar da ne yazık ki bölgede giderek azalıyorlar.
Trakai Kalesi şehrin en önemli noktası. Polonya’daki Malbork Kalesi‘ne benzediği için Küçük Malbork olarak da anılıyor. Etrafını çevreleyen Galva Gölü üzerindeki irili ufaklı 21 adadan birinin üzerinde yer alıyor. Tuğla rengi taşlardan yapılmış bu kaleye uzunca bir ahşap köprü vasıtasıyla ulaşılıyor. Yerli halkın bölgede sıklıkla piknik yaptığını ve göle girdiğini de söyleyelim.
Vilnius’a gelmişken manzarası şahane olan bu bölgeye bir şekilde uğramaya çalışmalısınız.
Vilnius’ta Konaklama
Öncelikle elbette hem Vilnius’un farkına varmak ve tarihi dokudan uzak kalmamak için size Old Town bölgesindeki otelleri tavsiye ediyoruz. Birçok kilise, müze ve en güzel restoranların bulunduğu bu bölgede kaldığınız sürece bu yapılara yürüyerek ulaşabilir, toplu taşıma ücretinden kurtulabilirsiniz.
Old Town şehrin en tercih edilen bölgesi olduğundan farklı bütçelere göre hem otel hem de hostel opsiyonları bulunmaktadır.
Vilnius’un en kalabalık ve büyük bölgesi olan Naujamiestis aslında Old Town’a oldukça yakın fakat Old Town’dan çok daha makul bir opsiyondur. Bu bölge şehrin daha gelişmiş bir bölümüdür. Oteller genellikle farklı dizaynlarla taçlanmış konsept otellerdir. Genelde tasarımlarının muhteşem olması insanı seçim konusunda bir ikileme düşürse de bu bölgede yer alan Unique Central Attic Studio isimli çatı katı dairesi bizi kendisine hayran bırakmıştı.
Litvanya’nın silueti ve bereketli yüzü Neris Nehri’nin kıyısında konumlanan ve sahip olduğu ormanlarla bölgenin en yeşil arazisi olan Antakalnis Bölgesi doğa severler için ideal bir konaklama bölgesidir. Merkeze iki kilometre uzaklıktaki bu bölgede doğa koseptli şık odalarda kalmanız mümkün.
Merkeze 2 kilometre uzakta yer alan kuzey mahallesi Snipiskes eğer araba kiralamak gibi bir opsiyonunuz varsa düşünmeniz gereken bir yerleşim bölgesidir. Fakat gecelik ücretler bu bölgede çok uygundur. Yine bu bölgede havuzlu otel seçenekleri de mevcuttur.
Eğer daha hipster ve bohem bir enerjiye sahip bir bölge tercih ederseniz elbette Uzupis’te kalabilir ve birkaç gün de olsa böylesine kurallara sahip bir özerk bölgede hayatın ne kadar güzel ve de kolay olduğuna dair bir ütopyada yaşayabilirsiniz.
Yeme İçme
Gelelim karınları doyurmaya. Litvanya mutfağı diğer Baltık ve Kuzey ülkeleri gibi belli başlı içeriklerden oluşur. Bunlar sebzeler içerisinde patates ve pancardır. Neredeyse her yemeğin bir yerinde mutlaka bu ikisine rastlayabilirsiniz.
Et tercihleri domuz eti, dana ve tavuktan yanadır. Deniz kenarında bir ülke olmalarına rağmen balık ve diğer deniz ürünleri bu saydığımız besinler kadar meşhur değildir.
Özellikle çavdar ekmekleri oldukça meşhurdur.
Didžkukuliai adı verilen Türkçe’de zeplin anlamına gelen yemek Litvanya mutfağının en ünlülerindendir. Patates, içi etle doldurulmuş bir şekilde haşlanır ve gravy sos ile servis edilir.
Ana yemekten önce atıştırmalık niyetine šaltibarščiai yani soğuk pancar çorbası ve kimi zaman silkė yani ringa balığı tercih edilir. Fakat atıştırmalıklarınızın yanında atıştırmalık olarak getirilmiş haşlanmış patates görürseniz şaşırmayın.
Onların daha çok patates pancake dediği fakat bizce patates mücveri olan kızartmalar da oldukça popülerdir. Yine kuzeyde çok meşhur olan ekşi krema ile servis edilir.
Tatlı olarak šakotis ve žagarėliai tercih edilebilir. Šakotis bir fırında veya açık ateşte dönen bir şiş üzerinde tereyağı, yumurta akı ve sarısı, un, şeker ile pişirilen kremalı bir kektir. Žagarėliai ise derin yağda kızartılmış ve pudra şekeri serpilmiş hamurdan yapılmış geleneksel tatlı bir gevrek hamur işidir. Bu tatlılar restoranlarda pek sık servis edilmese de marketlerden satın alınabilir.
Stakliškės markasına ait bal likörü de Litvanya’ya gittiğiniz zaman denemeniz gereken alkollü içeceklerden. Bunun yanı sıra Vilniaus isimli bölgeye özgü bira markasına da bir şans verebilirsiniz.
Vilnius’ta Gece Hayatı
Vilnius’ta gece hayatı özellikle son 10 yılda inanılmaz biçimde ivme kazanmıştır. Bunun sebebi şehrin dört bir yanına açılan kaliteli nitelikte bar ve gece kulüpleridir. Mekanlar farklı farklı konseptlerde hizmet verir. Alchemikas, Apoteka ve Nomads şehrin en iyi kokteyl barlarıdır.
Eğer müzik dinlemek ve sabahın ilk ışıklarına kadar dans etmek isterseniz Gediminas Meydanı’na yakın olan Cocainn en meşhur gece kulüplerinden biridir. Eğer yerli yabancı konserlere katılmak isterseniz Menu fabrikas Loftas’ı tercih edebilirsiniz.
Islandijos’ta yer alan Opium elektronik müzik ve DJ performansları açısından oldukça iyidir. Kendine özgü, eğlenceli ve bohem havasıyla Who Hit John da arkadaşlarınızla birlikte sakin fakat keyifli bir gece geçirmek isterseniz gidebileceğiniz bir mekan olabilir. Viskio Baras şehirdeki en güzel viski kokteyllerinin yapıldığı mekan olarak kabul edilir.
Vilnius’ta Alışveriş
Vilnius alışveriş yapmak için keyifli bir şehir. Kendisine özgü lokal ögelere sahip. Bu da ziyaretinizden sevdiklerinizi sevindirerek dönebileceğiniz anlamına geliyor.
Baltık ülkelerinde oldukça meşhur olan ve topraktan çıkarılan maden amber Vilnius’da da karşımıza çıkıyor. Şehrin birçok sokağında amberden yapılmış aksesuar satan takı mağazaları mevcut.
Diğer bir yandan keten burada oldukça popüler olan bir seçenek. Ketenden el havluları, mendiller, elbiseler dikkatinizi çekebilir.
Litvanya oldukça soğuk bir memleket olduğu için yerli halkın kışla başa çıkma yolu olarak yün patik, eldiven ve atkı gibi aksesuarlar karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra yünden yapılan çanta ve oyuncaklar da son yıllarda oldukça popülerleşmiş durumda.
Şehrin Old Town bölgesinde vitrinlerine dalıp gideceğiniz oldukça keyifli dükkanlarla karşılaşabilirsiniz. Eğer alışveriş merkezlerinde daha küresel markalara dair bir alışveriş yapmak isterseniz (ki bunu hiç önermiyoruz, malum Euro) size, Akropolis ve Panaroma’yı önerebiliriz.
Vilnius’ta Festivaller
Sokak Müzisyenleri Festivali
2007 yılından beri Mayıs ayının seçilen bir Cumartesi günü Sokak Müzisyenleri Festivali olarak kutlanmaktadır.
Şehrin her yanının bir müzik şölenine dönüştüğü bu festival son yıllarda ulusalar arası bir boyut da kazanmıştır.
Başkent Günleri
6-8 Eylül tarihleri arası “Capital Days” yani Başkent Günleri olarak kutlanmaktadır. Bu kapsamda geleneksel ve modern Litvanya müziği şehrin farklı bölgelerinde icra edilir. Hem yerli halk hem de yabancı turistler bu dönemde şehre akın eder.
Trakai Orta Çağ Festivali
Eğer daha lokal ve tarihi bir festivale konuk olmak isterseniz size önerimiz haziran ayında düzenlenen Trakai Festivali.
Gezilecek yerler köşesinde anlattığım Trakai Köyü, Yahudiliği benimsemiş Karay Türklerinin yaşadığı doğa harikası bir köydür.
Her sene zırhlarını kuşanmış şövalyelerin damgasını vurduğu bu festivalde kurulmuş pazarları gezebilir, müzik ve tiyatroya doyabilirsiniz.
Uzupis Bağımsızlık Günü
Her sene 1 Nisan günü de Vilnius’taki bağımsız Uzupis Bölgesi için bir bağımsızlık günü olarak kutlanır.
Kendi anayasası ve hatta ordusu olan bu tuhaf kasaba resmi olarak bağımsız olmasa da sanatçıların kurduğu ve günümüzde oldukça turist çeken bir bölgedir.
Kültür Gecesi
20 Haziran gecesi, yani Kuzey Yarım Küre için en uzun gecenin başladığı gün Vilnius’ta bir festival olarak kutlanır.
Müzik, dans, tiyatro, heykel, fotoğrafçılık ve sinema gibi hemen hemen her sanat dalının geceleyin sokakları aydınlattığı bir festivaldir.
Kaziuko Pazarı
Son olarak Aziz Kasimir günü olan 4 Mart’a en yakın Pazar günü gerçekleşen bu festival yüzyıllardır süregelmektedir.
Yerel halkın el işlerinin sergilendiği ve satışa sunulduğu fuar haricinde hemen hemen her festivalde olduğu gibi sanat şehrin dört bir yanında kendini gösterir.
Fuardan geleneksel kıyafet ve el işleri, yiyecek olarak ballı kurabiye ve çavdar ekmeği alabilirsiniz. Bir de kurutulmuş çiçek buketi olan ‘verbos’lar ilginizi çekebilir. Bunlar yerel halkın Palm Pazarı adı verilen özel günlerinde kiliseye götürdüğü çiçeklerdir.
Masraflar ve Ortalama Bütçe
Malumunuz Litvanya bir Avrupa Birliği bölgesi ve para birimi olarak Euro kullanılıyor. Sınır komşuları Polonya, Ukrayna gibi ucuz olmasa da diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha ucuz bir konumda. Eğer aldığınız her şeyi 7 ile çarpmazsanız keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.
Vilnius’ta su musluktan içilebiliyor ve Avrupa’nın en temiz ve içilebilir sularının başında geliyor. Fakat fiyatları kıyaslamanıza yardımcı olsun diye size en elzem birkaç ihtiyacın ortalama fiyatını söyleyeceğim. 1 buçuk litrelik su ortalama 60 cent. 1 kilo muz 80 cent. 1 otobüs bileti 1 Euro. 72 saat geçerli ve toplu taşıma ücretlerini de tamamen karşılayan bölgedeki bütün müzeleri ve ücretli yapıları gezmenizi sağlayan ve son olarak Hop-On/Off turlara katılmanıza olanak veren City Pass 39,99 Euro değerinde.
3 gecelik bir Vilnius seyahati için konaklama, müzeler, toplu taşıma, yeme içme dahil 300 Euro’luk bir bütçe rahatlıkla işinizi görecektir. Her seyahat rehberinde dediğim gibi bunu aşağı ve yukarı çekmek sizin elinizde.
Alternatif bir Avrupa rotası arayanlar için Vilnius sizi bekliyor!
