Cezayir’de Gezilecek Şehirler

0
1341

Kuzey Afrika’da konumlanan Cezayir, aynı zamanda Afrika kıtasının yüzölçümü bakımından en büyük ülkesi.

2 milyon yaşında hominid iskeletlerine rastlanan Cezayir, insanlık tarihinin en eski yerleşim bölgelerinden bir tanesi olarak kabul ediliyor.

Akdeniz’e kıyısı olan ülke, kanlı savaşlara tanıklık etse de tarihi eserleri günümüze kadar ulaşmayı başarmış. Doğal güzellikleri de insanları kendisine hayran bırakacak cinste.

Cezayir’e seyahat etmek isteyen bordo pasaport sahipleri vize uygulamasına tabi tutulurken, siyah, yeşil veya gri pasaportlu vatandaşlarımız, 90 güne kadar vizesiz seyahat edebiliyor.

Ülkeye seyahat etmek için hava yolunu kullanabilirsiniz. İstanbul’dan direkt uçuşların gerçekleştirildiği Cezayir’e Türkiye’nin diğer birçok şehrinden de aktarmalı seferler düzenleniyor.

Cezayir’de Gezilecek Şehirler

Cezayir

Cezayir’e gelip de şehir şehir dolaşma fikriniz varsa ilk durağınız, ülkeyle aynı adı taşıyan başkent Cezayir olmalı.

Ketchaoua Camii Cezayir

Şehirde gezilecek birçok doğal ve tarihi güzellik bulunuyor. Bunların başında da Ketchaoua Camii geliyor. Bizans ve Mağrip mimarisinin en güzel örneklerinden olan camii 1612 yılında hizmete açılmış. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan yapı, 220 sene önce Fransız işgali sırasında katedrale çevirmek istenmiş. Duruma karşı çıkan yaklaşık 4 bin Cezayirli yakılarak idam edilmiş.

Cezayir Maqam Echahid (Şehitler Anıtı)

Cezayir şehrinin, hatta ülkenin simgesi ise Maqam Echahid (Şehitler Anıtı). 1954 yılında Fransızlara karşı başlatılan Bağımsızlık Savaşı’nda şehit düşenlerin anısına yapılan anıt, palmiye yaprağını anımsatan duvarları ve asker heykelleriyle insanları büyülüyor. 92 metre yüksekliğindeki yapı, Cezayir Güzel Sanatlar Enstitüsü tarafından dizayn edilmiş.

Notre Dame d’Afrique (Afrika'nın Notre Dame Katedrali) Cezayir

Şehirde ziyaret etmeniz gereken diğer noktalar ise şu şekilde; Bardo Tarih Öncesi ve Ulusal Etnografya Müzesi, Notre Dame d’Afrique (Afrika’nın Notre Dame Katedrali) ve Cezayir Modern Sanat Müzesi.

Setif

Setif, Cezayir’in en büyük acılarında başrolü oynamış bir şehir. Sokaklarından kanlar akan şehir, Fransız katliamına kurban gitmiş. Katliam boyunca 45 bine yakın Cezayirli öldürülmüş. Bu nedenle Setif, her daim Cezayir toplumu için önem taşır.

Tarihin kanlı olaylarının yaşandığı toprakları yakından görmek, insanların yaşayışlarına tanıklık etmek için uygun bir durak noktası olan Setif de gezilip görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.

En meşhur yapıları ise Ain El Fouara Çeşmesi. 1898 yılında Fransız heykeltıraş Francis de Saint-Vidal tarafından yapılan heykel, sembolik olarak buhar fışkırtıyor. Tamamen çıplak bir kadının temsil edildiği heykel, pek çok eyleme de konu olmuş.

Şehrin diğer bir önemli noktası olarak kabul edilen Park Mall Setif, Cezayir’in en büyük alışveriş merkezleri arasında yer alıyor. İçerisinde yüzlerce mağaza, çocuk oyun alanları, bowling salonu, buz pateni pisti, restoranlar bulunan yapıda aynı zamanda 192 odalı, 4 yıldızlı Marriott Otel hizmet veriyor.

Setif’e gelip de mutlaka ziyaret etmeniz gereken diğer yerler ise şu şekilde; İslami Kültür Merkezi, Bizans Kalesi ve Jamaa El Atik Camii.

Annaba

Cezayir Roma Kalıntıları

Cezayir’in kuzeydoğusunda konumlanan şehir, son yıllarda gelişen sanayisiyle birlikte pek çok insana istihdam sağlamış olup, turizm, finans, ulaştırma gibi konularda da oldukça gelişme göstermiş.

Gerek tarihi gerekse doğal güzellikleriyle Cezayir’in mutlaka görülmesi gereken şehirleri arasında yer alan Annaba’nın en önemli yeri, Lela Bouna olarak da bilinen Aziz Augustine Kilisesi. Antik Roma kalıntılarına ev sahipliği yapan kilise, mimarisiyle de göz kamaştırıyor. Kiliseyi bu denli özel kılan şey ise içerisinde Aziz Augustine’in elinin bulunması.

Annaba’ya gelenler Downtown Annaba bölgesinde gezintiye çıkabilirler. Fransız mimarisinin izlerini taşıyan sokakların atmosferi insanı içine çekiyor. Aynı zamanda ihtiyacınız olan her şeyi Downtown Annaba’da bulabilirsiniz.

Kasbah

Kasbah Cezayir

Annaba’ya oldukça yakın bir yerde konumlanan Kasbah, Osmanlı mimarisinin canlı örneklerinden de bir kesit sunuyor.

Şehrin 12. yüzyıldan itibaren yapımına başlanan labirent misali dar sokakları insanları bir yandan eğlendirirken, diğer yandan da iki taraftan uzayıp giden Osmanlı mimarisindeki evler geçmişe bir kapı açıyor.

Şehirde 16. yüzyılda inşa edilen bir kaley ve üç tane Osmanlı camisi bulunuyor. Bu camilerin en meşhuru olan El Kabir Camii halen ibadete açık.

CEVAP VER

Lütfen yorum giriniz!
Lütfen isminizi yazınız