Üzerinde yaşadığımız zengin toprakları ne kadar gezsek ne kadar keşfetsek az! Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış yerlere yolculuk yapmadan önce tanımakta fayda var. Ben de ülkenin Güneydoğusu’na doğru keşif rotası oluşturmayı planlayanları mutlu edecek özel bir destinasyon seçtim. Şanlıurfa’nın güzel ilçesi Harran’ı detaylıca anlattığım bir rehber hazırladım. Bu rehberde Harran’ın tarihi ve gezilecek yerlerini bir araya getirdim.
Bana kalırsa Harran seyahat planınız ufukta görünmüyorsa bile yazıyı okumaya devam edin… Adeta bir açık hava müzesi olan kentin sizi büyülemesine izin verin. Keyifli keşifler!
Ayrıca Şanlıurfa’da Gezilecek Yerler ve Şanlıurfa Yemekleri yazılarımıza da mutlaka göz atmalısınız.
İçindekiler
Harran Tarihi
Harran’ı tanımaya kadim tarihinden başlamalı. Burası dünya üzerinde hala yaşanılmaya devam edilen en eski kentlerden biri. Neredeyse 4400 yıldır adı hiç değişmemiş, tarih boyunca nice inanç ve topluluğu ağırlamış.
MÖ 2250 yıllarına ait çivi yazılı tabletler sayesinde “Ha-ra-an” olarak adlandırıldığı biliniyor. Bu sözcüğün ne anlama geldiği konusunda ise farklı görüşler var; “seyahat, kervan, kesişen yollar, şiddetli sıcak, kavşak noktası” bunların her biri bölgenin sahip olduğu özelliklerle örtüşüyor.
Âdem ve Havva’nın cennetten kovulduktan sonra ilk kez Harran’a ayak bastığı söyleniyor. Tevrat’a göre Hz. İbrahim’in yaşadığı şehir. İncil’de geçen “Haran” ise çoğu kişiye göre tam da burası. Nuh’un kavmi olarak kabul edilen Sabii’lerin ana vatanı da bu topraklar. Ayrıca bu kent, Babil ve Asur’da Ay tanrısı olarak tapılan Sin’e adanmış. Konumu sebebiyle uzun yıllar boyunca ticaret merkezi olmuş.
Harran’ın onu bu denli önemli kılan birçok özelliği var. Atina, Mardin, Şanlıurfa gibi dünyanın ilk bilim merkezlerinin arasında yer alan Harran, dünyanın ilk İslam üniversitesi de ev sahipliği yapıyor. Harran’da uyum içerisinde yaşayan birden fazla halkın içinden dünyaca ünlü alimler yetişmiş. Özetlemek gerekirse onlarca medeniyetin ayak izlerini hissedeceğiniz, benzerine nadir rastlanan tarihi dokuyla büyüleneceğiniz bir seyahat olacak bu.
Günümüzde Harran’da yaşayan halkın çoğunu ise Arap kökenli Türk vatandaşları oluşturuyor. Geziniz boyunca bölge hakkında sizi seve seve bilgilendirecek ve sıcak kanlılığıyla ev sahipliği yapacaklardır.
Harran, Urfa’nın merkezine 44 km uzaklıkta yer alıyor. Urfa Otogarı’ndan Harran’a giden düzenli araç seferleri var. Bölgeye ayıracağınız bir gün doyasıya bir gezi için ideal olacaktır. Konaklamak için ise Harran’daki imkanlar kısıtlı olmasına rağmen Şanlıurfa’da birçok alternatif var.
Harran’da Gezilecek Yerler
Harran Kümbet Evleri
Harran dendiğinde herkesin aklına gelen ilk şey bölgenin kendine has konik biçimli Kümbet evleri. Dünya üzerinde bu yapının benzeri Harran’dan başka yalnızca 2 yerde var: Biri Fransa’da bulunan Avignon diğeri ise İtalya’daki Alberobello evleri.
Peki Harran’ın simgesi olan bu evlerin özelliği nedir? Kısaca bu sorunun cevabına “bölgenin iklimi için biçilmiş kaftan olmaları” diyebiliriz. Tuğladan yapılan kubbeler yazın kavurucu sıcaktan koruyor, kışın ise tam aksine evin sıcacık kalmasını sağlıyor.
Bu evler 1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilmiş. Günümüzde ikonik Harran evlerinin 960 tanesi korumaya alınmış durumda, Kümbet Evleri’nde konaklamak ise mümkün değil fakat elbette ziyarete açık!
Hatta evlerin avlusunda yöresel kıyafetler giyip bol bol fotoğraf çekinebilirsiniz… Evlerin içinde farklı renklerde, çeşitli işlemelerin olduğu birçok yöresel kıyafet bulunmakta. Bölge halkı makul bir ücret karşılığında elbiseleri kiralıyor ve size de geçmişte yaşıyormuş gibi hissetmek kalıyor.
Harran Kalesi
Büyük bir kısmı yıkılmış olan Harran Kalesi’nin Emevi Halifesi II. Mervan tarafından 10 milyon dirhem altın harcanarak yaptırıldığı tahmin ediliyor. Evliya Çelebi’ye göre ise Harran Kalesi’ni Nemrut yaptırmış. Surlara bitişik yapılan kalenin günümüze bazı kalıntıları ulaşmıştır.
Kalenin toplamda bilinen 8 kapısı ve 187 burcu var. Harran Kalesi üç katlı ve 150 odalı iç kaleden oluşuyor.
Evliya Çelebi Harran Kalesi ziyaretinde şu sözleri söylemiş; “Urfa’dan güney tarafında 9 saat giderek Harran Kalesi’ne geldik. Burayı da Nemrud yapmıştır. Çöl içinde gayet sağlam bir kaledir. Beşgen şeklinde olup sanki usta elinden yeni çıkmış gibidir”
Restorasyon ve olası durumlar haricinde kaleye çıkabilirsiniz. Burası kentin manzarasını izleyebileceğiniz en ideal nokta.
Mecm Kapısı
Kentin kapılarından birinin adı “Mecm Kapısı” olarak biliniyor. Bu kapının üzerinde “Men Arefe Te’ellehe” yazıyor. Bu sözün anlamı ise “Kendini bilen kişi ilahileşir”.
Harran Kapısı
Kentin güney tarafında bulunan surların üzerinde “Bab el-Harran” yani Harran Kapısı bulunmaktadır. Günümüze bazı duvar ve burç kalıntıları ulaşmıştır.
Güney cephesi Bizans, kuzey cephesi ise Eyyubi dönemine aittir. Kapının üzerinde 5. Yüzyıla ait Grekçe yazıları görebilirsiniz.
Harran Ulu Camii
Harran Ulu Camii, Anadolu’nun ilk avlulu camisidir. Bu cami Emeviler devrinde Halife II. Mervan tarafından yaptırılmıştır.
İslam mimarisi özelliğinde yapılmış en eski cami olduğundan bölge ziyaret edildiğinde mutlaka görülmesi gereken bir durak.
Şuayip Antik Kenti
Mimari yapılarının benzerliğinden dolayı Güneydoğu’nun Efes’i olarak tanımlanan Şuayb Antik Kenti, Harran’a 38 km uzaklıkta yer alıyor.
Roma-Bizans dönemine ait kalıntılardan bazıları günümüze kadar kalmış. Bu kalıntılar arasında bulunan bir mağara evin Şuayb Peygamber’in yaşadığı ev olduğu düşünülüyor.
Harran Üniversitesi
Harran’ın 11. yüzyıla kadar büyük bir ilim merkezi olduğundan bahsetmiştik. Abbasi Hükümdarı Harun Reşit’in yaptırdığı, dünyaca ünlü Harran Üniversitesi bölgeyi en özel kılanlardan biri.
Üniversiteden günümüze kalmayı başaran sağlam yapı astronomi kulesi olsa da kazı çalışmaları sürüyor.
Hz. İbrahim’in Yolu
Harran birçok kişi tarafından Hz. İbrahim’in kenti diye de bilinir. Hz. İbrahim’in Filistin’e gitmeden önce Harran’da yaşadığı tarihçi İbn Şeddad tarafından söylenmiştir. İbrahim Peygamberin evi, adını taşıyan mescit ve otururken yaslandığı bir taşın Harran’da olduğunu düşünmektedir.
“Hz. İbrahim’in Yolu” 170 km uzunluğundadır. Rotanın Türkiye’de yer alan kısmı, Hz. İbrahim’in mirasını anmak için oluşturulmuştur.
Eğer ziyaretinizi yaz mevsiminde yaptıysanız bu yürüyüş için havanın fazla sıcak olabileceğini ekleyelim. Şubat-Mayıs ve Ekim-Kasım arası ise en ideal zamanlardır. Yürüyüşü yerel bir refakatçi ile yapabiliyorsunuz.
Rota boyunca karşılaşabileceğiniz Harran insanlarının sıcak kanlılığı ise bu yolculuğu daha da güzel kılıyor.
Sin Tapınağı
Bir zamanlar Paganist inancın merkezi olan Harran, Ay Tanrısı Sin’e adanan tapınağı ile çok ünlüydü.
İnanca göre ay, güneş ve gezegenler kutsal sayılırdı. Harranlılara göre tanrı ve insan arasında aracılık yapan varlıklardan en büyüğü Ay Tanrısı Sin’di. Bölgede gelişen astronomi ve matematik gibi bilim dallarında bu inancın büyük bir etkisi var.
Sabilerin taptığı Sin Tapınağı bilinen en eski anıtsal eserdir.
Tüm geziniz boyunca misafirperver halktan duyacağınız hikayelere de kulak vermeyi unutmayın. “Harran Örenyeri” ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor ve 08:00 – 19:00 saatleri arasında her gün açık.