Ayvalık, tarihi geçmişi, gezilecek yerleri ve denizi ile özellikle yaz aylarında pek çok kişinin gezi rotasında bulunuyor. Eğer uzun bir tatil değil de haftasonu için küçük bir kaçamak yapmak isterseniz de Ayvalık oldukça güzel bir seçenek oluşturuyor.
İki günde Ayvalık’a nasıl gidilir, nerede kalınır ve nereler gezilir sorularının cevaplarını sizler için derledik.
İşte 48 saatte Ayvalık rehberi:
İçindekiler
Ayvalık’a Nasıl Gidilir?
Ayvalık, Balıkesir’de bulunuyor. Bu yüzden özellikle İstanbul ve çevre illerinde ulaşım oldukça kolay. Eğer İstanbul’dan Ayvalık’a gideceksen, ulaşım aracı olarak kendi arabanı ya da kiralık bir araç tercih edebilirsin. Araba ile İstanbul-Ayvalık arası yol yaklaşık dört buçuk saat sürüyor.
Fakat Ayvalık’a feribot ile de gidebilirsin. Feribot ile Ayvalık’a ulaşmak yaklaşık 5 saat sürüyor. Feribotla gitmek için ilk olarak Bandırma feribotuna binmelisin. Bu feribotla yapacağın yolculuk yaklaşık 2 saat 15 dakika sürüyor. Sonrasında ise Ayvalık feribotuna binmen gerekiyor. Yaklaşık 2 saat 45 dakikalık bir yolculuktan sonra Ayvalık’a ulaşabilirsin.
Ayvalık’ta Nerede Kalınır?
Ayvalık’ta kalabileceğiniz pek çok yer bulunuyor. Butik oteller, pansiyonlar ve küçük oteller oldukça yaygın. Bu seçeneklerin yanı sıra eski Rum evlerinden dönüştürülmüş küçük otellerde konaklamak da mümkün. İster pansiyon veya butik otelde kal istersen tarihi bir Rum evinde, kısa bir tatil yapacağın için konakladığın otelin merkezi bir yerde olmasına dikkat et. Böylece gezerken çok daha rahat edersin ve de zaman kazanırsın.
Otel seçerken kahvaltının dahil olduğu otelleri seçebilirsin . Fakat bu iki gün içinde daha küçük işletmelerde, bölgeye özel tatları tatmak istiyorum dersen kahvaltı dahil olmayan otelleri de otel seçeneklerinin arasına ekleyebilirsin.
1.Gün: Taksiyarhis Kilisesi ve Müzesi, Saatli ve Çınarlı Camii
İlk gün sabah erkenden kalkabilirsen çok iyi olur. Çünkü gezilecek çok yer var. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra bol bol yürüyeceksin. İlk gün programı oldukça kalabalık gibi dursa dahi gideceğin bütün yerler birbirine çok yakın. O yüzden hiç sorun olmayacaktır. Gideceğin bütün yerlere yürüyerek ulaşman mümkün. Zaten merkezi bir otelde konakladığını hesaba katarak bu gezi rotalarında arabaya ihtiyacın olmayacak.
Taksiyarhis Kilisesi ve Müzesi ilk durağımız. Burası merkezde bulunan bir müze. Adının anlamı Başmelek olan bu kilise, 1873 yılında inşa edilmiş. Kilise, 1927-1928 yılları arasında kısa bir süre camii olarak kullanılmış. Sonra ise uzun bir süre tekel deposu görevi görmüş. En son 2012 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş ve 2013 yılında müze olarak misafirlerini ağırlamaya başlamış. Kilise uzun yıllar boyunca pek çok farklı olay yaşamış. Depremler ise yapıya en çok zarar veren olay olmuş. Depremlerden dolayı pek çok değişime uğrayan Taksiyarhis Kilisesi’nin yıllardır değişmeden ve zarar görmeden günümüze gelmiş tek yeri ise Apsis bölümü. Dışarıdan oldukça sade bir bina olarak gözüken kilise içeri girildiğinde Neo-klasik bir dekorasyon ile misafirlerini karşılıyor. Müzekart ile gezebileceğiniz Taksiyarhis Kilisesi, Pazartesi günleri kapalı.
Taksiyarhis Kilisesi’ni gezdikten sonra ikinci durağımız Saatli Camii. Eskiden kilise olarak kullanılan mekan, daha sonralarında cami olarak kullanılmaya başlanmış. Agios Yannis olarak da anılan bu yerin adının Saatli Camii olmasının da bir nedeni var. Agios Yannis, camiiye dönüştürülürken kilisenin çan kulesini saat kulesi olarak düzenlemişler. Böylece buraya Saatli Cami denmeye başlanmış. Depremler dolayısıyla bazı tadilatlar da görmüş. Fakat tarihi güzelliğinden bir şey kaybetmemiş. Kesinlikle Ayvalık’a gelmişken görülmesi gereken bir yer.
Üçüncü durağımıza geçmeden önce soluklanmak için Ayvalık’ın güzel kafe ya da restoranlarından bir tanesinde oturabilirsin. İster kahve içip gezinin geri kalanı için enerjini topla istersen de ufak bir öğle yemeği ile Ayvalık’a özgü bir lezzet dene. Burası tamamen sana kalmış. Biraz dinlendikten sonra yola devam etme vakti.
Şimdi sıra Çınarlı Camii’inde.Yine daha önce kilise olan bu cami oldukça güzel bir mimari yapı. Agia İyorgi Kiliesi iken camii olmuş bu mekanın bir diğer ismi ise Alibey Camii. 19.yy’ın ikinci yarısında Rumlar tarafından yapılan kilisenin camii olarak kullanılmya başlanması ise cumhuriyetin ilanından sonra olmuş. Hem etkileyici yapısı hem de etrafının çınarlarla çevrili olması nedeniyle görülmeye değer bir mekan.
Hazır bu kadar gezmişken ve tam bir kültür turu yapmışken günü bitirmeden gitmen için ekstra bir önerimiz olacak. Ayvalık Ayazması Ayvalık’ta görülmesi gereken yerlerden bir tanesi. Eğer çok yorulmadıysan ve vaktin varsa günü sonlandırmadan önce buraya da uğra. Panagia Phaneromeni Ayazması olarak da bilinen Ayvalık Ayazması eski dönemlerde çoğunlukla insanların şifa aramak için geldikleri yer. Zaten adını da “Hagiasma” kelimesinden alıyor. “Hagiasma” Yunancada “kutsal yer” demek. Giriş ücretinin bulunmadığı Ayvalık Ayazması’nı gezerken burada akan sudan içmeyi ve o mistik havaya kapılmayı da ihmal etmeyin.
Birinci günü böylece noktalıyoruz. Güzel bir akşam yemeği yemek için, Ayvalık’ta oldukça fazla tercihin var. İstersen lokal balık restoranlarında Ayvalık akşamının tadını çıkarabilirsin istersen de dünya mutfağından bir yemek seçebileceğin restoranlarda gününü sonlandırabilirsin.
2.Gün: Macaron Mahallesi ve Ayvalık Sahil
İkinci ve son günümüzde yine vakitlice uyanıp güzel bir kahvaltı yapmak önemli. Bugün bir önceki gün gibi gezilecek çok fazla yer yok. Ama yine de bolca yürüyeceğin güzel yollar seni bekliyor. Bu yüzden güzel bir kahvaltıdan sonra yola koyulma zamanı.
Bugün dönmeden önce ilk gidilecek yer Macaron Mahallesi. Burası kesinlikle Ayvalık deyince akla ilk gelen yerlerden bir tanesi. Tam olarak Ayvalık ruhunu yansıtan bu mahallede eski dönemlerden pek çok iz bulabilirsiniz. Gezmesi oldukça keyifli olan mahallede farklı kafeler ve restoranlar bulmak mümkün. Bütün bu kafeler oldukça hoş gözüküyor. Bu yüzden burayı gezerken kesinlikle bir tanesini seç ve orada biraz vakit geçir. Yalnız Macaron Mahallesi ile ilgili bilmen gereken ufak bir detay var. O da ismiyle ilgili. Macaron genelde, buraya gelen misafirler tarafından yanlış telaffuz edilen bir kelime. Yazılışı dolayısıyle buraya gelen kişiler buraya çoğunlukla “Makaron” diyorlar. Fakat mahallenin adının doğru okunuşu “Macaron”. Yani yazıldığı gibi okunuyor. Kelime, eskiden Rumların evlerinde sıklıkla yetiştirdikleri Türkçesi Mercanköşk Rumcası ise Macaron olan bitkiden geliyor. Adı bile oldukça keyifli olan bu mahallede vakit geçirmek de oldukça keyifli.
Tatilin ve günün son durağı ise Ayvalık Sahil. İki gün boyunca Ayvalık’ın sokaklarında dolaştıktan sonra birazda sahil havası almak oldukça güzel olur. Deniz kenarında biraz yürüyüş yaptıktan sonra bu bölgede bulunan Tostçular Çarşısı’na uğrayıp meşhur Ayvalık tostunu yemeği kesinlikle unutma.
Çok güzel ve bol gezili iki günden sonra artık şehre dönme vakti.
İyi tatiller.