
Slovakya’da neyi meşhur?
Slovakya, tarihi Orta Çağ kasabaları, etkileyici kaleleri ve doğal güzellikleriyle ünlü; özellikle Bratislava Kalesi, Tatra Dağları ve termal kaplıcaları en meşhur noktalar arasında bulunuyor.
Slovakya kaç günde gezilir?
Slovakya, başta Bratislava olmak üzere öne çıkan şehirleriyle 3 ila 5 gün arasında rahatlıkla gezilebilir.
Slovakya pahalı bir ülke mi?
Slovakya, Batı Avrupa ülkelerine kıyasla daha uygun fiyatlı bir destinasyon olarak kabul edilir, ancak büyük şehirlerde fiyatlar ortalamanın biraz üzerine çıkabilir.
Halk arasında “Kadife Boşanma” diye anılan kararla 1993 yılında Çek Cumhuriyeti ile yollarını dostça ayıran Slovakya, Orta Avrupa’nın cazip rotalarından biri. Büyük bir ülke olmasa da Tuna Nehri kıyısında hoş yürüyüşler, Avrupa tarihinin her döneminden kalma iyi korunmuş kaleler ve kiliseler, hatta Sovyetler döneminde yapılmış ilginç binalar burada sizi bekliyor.
Bu yazımda ise Slovakya yolculuğunuza çıkmadan önce bilmeniz gereken vize, iklim, ulaşım konularını anlatacağım. Buna ek olarak Slovakya’da gezilecek yerler, konaklama, alışveriş, yemek ve gece hayatına dair pek çok detayı da yazımızda bulabilirsiniz.
Slovakya’da Gezilecek Yerler
1) Devin Kalesi (Hrad Devin)

Tuna Nehri ile Morava Irmağı’nın birleştiği noktada yer alan bu kaleye Bratislava şehir merkezindeki SNP köprüsünden 28 veya 29 nolu otobüsler ile on beş dakika civarında ulaşabiliyorsunuz. Sarp yapısı nedeniyle kalenin bulunduğu tepe neredeyse iki bin beş yüz yıldır bir tür korunak olarak kullanılmış.
13. ve 15. yüzyıllarda surlar büyütülmüş ve 17. yüzyılda son haline getirilmiş. Ne yazık ki 1809 yılında Napolyon yıkılmasını emrettiğinden şimdi kaleden geriye sadece harap duvarlar kalmış, o da tepe ile neredeyse bütünleşmiş vaziyette. Kalenin bin yıllık kilisesi de yıkımdan kurtulduğu için gezilebiliyor. Ayrıca alanda heykeller de bulunuyor.
Kale ile ilgili bir diğer ilginç durum ise “devina” sözcüğünün Slovakça’da “kız” anlamına gelmesi, yani burası da bizim Mersin’deki gibi “Kızkalesi” ama buradaki öykü eskiden kalenin burcuna kapatılan bir genç kızın sevmediği adamla evlenmek yerine atlayıp intihar ettiği ve o yüzden kaleye bu ismin verildiği yönünde.
Kerem’in Notu: Devin Kalesi’ne gelmenin bir diğer güzel yanı buradan Tuna Nehri ile Morava Irmağı’nı aynı anda görebilmeniz, Avusturya toprakları bile açık havada görülebiliyor.
2) Kırmızı Taşlı Kale (Cerveny Kamen)

Bratislava’ya biraz uzak olan bu kaleye otobüs ile bir saatte gidebilirsiniz. Gitmek istediğiniz gün kalkan otobüsler için ben Başpiskopos Sarayı’nın yanındaki Turist Bilgi Merkezi’ne danışmanızı öneririm.
Adına aldanmayın, günümüzde kırmızı renkli değil. Eskiden burada yer alan şatodan dolayı böyle isimlendirilmiş, daha sonra şatonun yerine bu korunaklı kale yapılmış ve kırmızı renkten geriye bir şey kalmamış. Burçlar ve surlar ise çok sağlam görünüyor, kentlere uzak olması nedeniyle çok iyi korunmuş. Bu nedenle sık sık film çekimlerinde de kullanılıyor.
İçeride ayrıca Macar asilzadelerin yaşamını anlatan bir müze var, zaten kaleyi gezerken kendinizi eski çağlarda bir şövalye gibi hissedeceksiniz.
Kırmızı Taşlı Kale (Cerveny Kamen) konumu
Kırmızı Taşlı Kale giriş ücreti
- Giriş ücreti: 7 Euro
- İngilizce rehberli tur ücreti: 8 Euro (Bratislava Card ile ücretsiz)
Kırmızı Taşlı Kale ziyaret saatleri
- Mayıs ile Ağustos ayları arasında Pazartesi dışında her gün 09:00 – 17:00 arası gezebilirsiniz.
- Kış aylarında 09:30 – 15:30 ve diğer aylarda 09:00 – 16:00 saatlerinde açık.
3) Cachtice Kalesi (Cachtice Bran)

Korku filmlerine, metal şarkılarına, Diablo II gibi bilgisayar oyunlarına konu olmuş meşhur Kontes Bathory’ye ait olan bu kaleye ulaşmak kolay değil ama kontesin ünü nedeni ile turistlerin ilgisini çekiyor.
Kontes Bathory ile ilgili rivayet odur ki genç kızları nedime olacaksınız diye kandırarak sarayına çağırır, orada öldürdükten sonra kanlarında banyo yaparmış. Bu sayede genç kalacağına, hatta ölümsüz olacağına inanırmış. Vampir öykülerine malzeme edilmişliği de vardır.
Modern tekniklerin hiçbirinin olmadığı 1610 senesinde sadece şatodaki hizmetkarların ifadeleriyle mahkum edilmiş ve bu kalenin zindanında dört yıl geçirdikten sonra hastalıktan ölmüş. Karpat Dağları’nda yer alan kalenin kendisi ise çok büyük değil ama Elizabeth Bathory’nin namı yetiyor.
Kalenin kendisi biraz harap durumda ama içindeki müzede çevredeki paleontolojik ve arkeolojik buluntulardan bölge halkının günlük yaşamından çeşitli nesnelere, halk giysilerinden Elizabeth Bathory ve diğer asilzadelerin yaşamından parçalara dek geniş bir koleksiyon sergileniyor.
Cachtice Kalesi (Cachtice Bran) konumu
Cachtice Kalesi giriş ücreti
- Giriş ücreti: 4 €
- Aile bileti (2 ebeveyn ve 1-2 çocuk): 10 €
Cachtice Kalesi ziyaret saatleri
- Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00 – 18:00 arası ziyaret edilebiliyor.
Kerem’in notu: Kendiniz gitmek isterseniz önce Bratislava’dan trene binip Nove Mesto durağında Visnove köyüne giden trene aktarma yapmanız gerekiyor. Toplamda yol yaklaşık üç saat sürecektir. Onun yerine Turist Bilgi Merkezi’nden günübirlik otobüs turları hakkında bilgi almanızı öneririm, hem rehber eşliğinde gezersiniz hem de otobüs sizi götürüp getirir.
4) Carnuntum (Römerstadt Carnuntum)

Antik Roma İmparatorluğu’nun önemli sınır kentlerinden olan Carnuntum’dan geriye sadece bir arkeolojik kazı alanı kalmış durumda. Tuna Nehri’nin karşı yakasında yer alıyor, eskiden Roma Donanması’nın Tuna Nehri Filosu’nun merkeziymiş.
Aslında burası Avusturya sınırı içerisinde bulunuyor ama Avrupa Birliği sayesinde sınırdan rahat rahat geçip ziyaret edebilirsiniz. Kendiniz ulaşmanız biraz zor, günübirlik tekne veya otobüs turları ile gidip rehber eşliğinde gezebilirsiniz. Yol bir saat bile sürmüyor. Turist Bilgi Merkezi’ne danışmanızı öneririm.
Dönemin kışla yaşamını gösteren bir müze de bulunuyor.
Carnuntum (Römerstadt Carnuntum) konumu
5) Gerulata (Anticka Gerulata)
Carnuntum gibi burası da Antik Roma döneminden kalma ancak bir şehir değil sadece askeri kampın kalıntısı. Yine Tuna üzerinden teknelerle ulaşılabilir, Carnuntum’un aksine akıntının aşağı tarafında bulunuyor. Slovakya sınırları içerisinde, Rusovce’de kalıyor.
Buraya da gelmenin en iyi yolu günübirlik turlara katılmak, üstelik Tuna üzerinde tekneye binmek ayrı bir keyif.
Gerulata (Anticka Gerulata) konumu
Gerulata (Anticka Gerulata) giriş ücreti ve ziyaretçi saatleri
- Pazartesi hariç her gün 10:00 – 17:00 arası açık. Bratislava Card ile giriş ücretsiz.
6) Trencin Kalesi ve Roma Duvar Yazısı

Neredeyse bin yaşını dolduracak olan bu kale, sarp bir tepenin üzerine kurulduğundan bölgenin savunmasında her zaman önemli bir rol oynamış. 1790 yılındaki yangında harap olsa da çok iyi biçimde onarıldığından hala eski ihtişamını koruyor.
Üstelik kalenin alt kısmında bir duvarda Antik Roma lejyonerleri tarafından zaferlerini kayda geçirmek ve sonraki nesillere aktarmak için kazınmış bir duvar yazısı mevcut. Otobüs turu ile giderseniz onu da mutlaka görürsünüz.
Müze olarak hizmet veren kalenin içinde orta çağ yaşamını anlatan bir sergi de yer alıyor.
Trencin Kalesi ve Roma Duvar Yazısı konumu
7) Kosice

Slovakya’nın doğusunda, Macaristan sınırında yer alan Kosice, ülkenin en büyük ikinci kenti. Zaten Bratislava ülkenin batı sınırında bulunduğundan bu taraflara uzak kalıyor ve Kosice doğu kısmının merkezi olarak görülüyor. Hornad Irmağı’nın kıyısında yer alan Kosice, küçük ve çok iyi korunmuş bir şehir. 1230 yılından kalma tarihi dokusu hala yerli yerinde.
7 Mayıs 1369 gününde Macaristan Kralı tarafından şehir statüsüne yükseltilmelerinin ve Avrupa tarihinde ilk kez bir şehre (bir hanedana değil ama şehre ve ahalisine) arma verilmesinin yıldönümü de her yıl Kosice Günü olarak kutlanıyor, zaten bunun anısına koca bir heykel de yaptırmışlar.
8) Azize Elizabeth Katedrali

Şehrin kalbini oluşturan Hlavne Namestie Meydanı ve burada yer alan Azize Elizabeth Katedrali kesinlikle görülmeye değer yerler.
Günümüzde sadece 250 bin kişilik nüfusa sahip, adı sanı ülke dışında pek duyulmamış bir şehir olsa da eskiden “Karpatların Başkenti” addedilen Kosice’nin görkemini Azize Elizabeth Katedrali’ni görünce anlıyorsunuz.
Gotik mimarinin gerçekten başarılı bir örneği, iç kısmı ise nispeten sade ama beyaz duvarlar ve altın varaklı, resimli altarlar çarpıcı bir tezat oluşturmuş. 1378 yılında başlayan inşaatın ancak 1508’de tamamlanması da ne kadar emek verildiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Azize Elizabeth Katedrali konumu
9) Jakab Sarayı

Katedral dışında Kosice’de görülecek yerler arasında Disney çizgi filmlerindeki şatolardan eksiği yok fazlası var diyebileceğim büyüleyici Jakab Sarayı, Meryem Ana’nın heykelinin bulunduğu Immaculata Sütunu, Antik Yunan mimarisinden izler taşıyan iki asırlık Eski Belediye Binası, müzeye çevrilmiş olan Miklus Zindanı, eskiden surlar üzerindeki bir kapı olsa da artık konser salonu olarak hizmet veren Dolna Brana, yukarıda bahsettiğim Şehir Arması Heykeli ve Doğu Slovakya Sanat Galerisi’nin bulunduğu Shire Salonu sayılabilir. Yalnız sonuncunun içerisinde Frodo Baggins veya Samwise Gamgee ile karşılaşmayı beklemeyin!
10) Banska Bystrica

Slovakya’nın ortasında yer alan Banska Bystrica şehri, Hron Irmağı’nın kenarına kurulmuş. Eski günlerden beri çok değişmemiş olan bu hoş şehir, sokaklarına adım atar atmaz sizi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Madencilik sayesinde büyüyen şehir, Nazi işgali karşısında Slovak direnişinin de merkezi olmuş. Bu nedenle kentte görülecek yerlerin başında Slovak Direniş Anıtı geliyor. Ayrıca anıtın yanında bir de direnişin anlatıldığı bir açık hava müzesi bulunuyor.
11) Hodinova Veza

Sarı rengiyle uzaktan bile dikkat çeken saat kulesi Hodinova Veza, beş asırlık tarihi ve ince uzun yapısı ile görülmeye değer bir yapı. Üstelik seyir platformuna çıkıp neredeyse bütün şehri görmeniz mümkün.
Saat kulesine oldukça benzeyen, Rus mimarisini hatırlatan soğan biçimli çatısı ile göze hoş görünen ancak küçük olması nedeniyle isminin hakkını pek veremeyen Banska Bystrica Kalesi ise bir kaleden çok şehrin idari binası aslında.
Yine soğan kubbeli çatısı olan bir kulenin bulunduğu Meryem Ana Kilisesi de sekiz yüzyıllık şirin bir bina ve Azize Barbara Şapeli, dünya çapında ünlü olan altın varaklı bir altara ev sahipliği yapıyor. Günümüzde Orta Slovakya Müzesi’ne ev sahipliği yapan Thurzov Dom (Thurzo’nun Evi) ise eski zamanın maden kodamanlarından bir aileye ait olduğundan çok şık görünüyor.
12) Nitra

Slovakya’da yer alan en eski şehir olan Nitra, 828 yılından beri kesintisiz biçimde yaşam olan bir kent. Şehri kuran Pribina isimli prens de ileride Slovak olarak bilinecek Slav kabilesinin önderi ve artık ülke tarihinde en önemli kişiliklerden biri. Tarihi bir şehir olarak komple koruma altına alınmış olan Nitra geçmişin hala canlı olduğu bir şehir izlenimi veriyor.
Tepede yer alan bin yıllık Nitra Kalesi korunaklı surlarıyla heybetli biçimde dikilirken avlusunda bulunan Aziz Emeram Katedrali Slovakya’da alışacağınız yarı Rus yarı Alman tipte kısa soğan kubbeli kulesi ve yedi yüz yılı aşan tarihiyle dikkat çekiyor.
Aşağı yukarı aynı yaştaki Fransisken Manastırı da benzer bir kuleye sahip, içindeki Aziz Peter ve Aziz Paul Rölyefi epey meşhur. Tepede değil de alt kısımdaki yerleşimde bulunan, üç asırlık Aziz Ladislav Kilisesi ise aynı tipte çift kuleye sahip olmasıyla adeta diğerlerine nazire yapıyor.
Kerem’in notu: Civardaki Zobor Dağı’na çıkarsanız bölgenin manzarası ayaklarınızın altına seriliyor.
13) Bojnice Kalesi (Bojnicky Zamok)

Aynı isimli şehirde bulunan bu kale de yine Disney çizgi filmlerinde gördüğünüz şatolara modellik etmiş olan, açık mavi mi açık yeşil mi desem bilemediğim çok güzel çatıları olan silindirik kulelere sahip, adeta Disneyland’in gerçek versiyonu bir bina. Yarım silindir şeklindeki kulesi de arkadan bakınca bir dev tarafından ortadan ikiye kesilmiş gibi görünüyor.
Aslında burada dokuz asırdır bir kale varmış ama Bratislava’daki evleri sanat galerisine dönüştürülmüş olan Palfi ailesi tarafından bu kale yıktırılıp aşağı yukarı yüz elli yıl evvel şimdiki haliyle yeniden yaptırılmış. Çevresindeki hendek sayesinde halen savaşa hazır görünüyor. Müze olarak hizmet veriyor, içindeki Bojnice Sunağı da bir hayli meşhur. Ayrıca çok sayıda orta çağ silahı var.
Bojnice Kalesi (Bojnicky Zamok) konumu
Slovakya’ya Gitmeden Önce Bunlara Göz Atın
Slovakya Vizesi

Schengen bölgesine dahil olan Slovakya’ya gitmeden önce turistik vize almanız gerekiyor. Başvurunuzu Ankara’daki Slovakya Büyükelçiliği veya İstanbul’da yer alan Slovakya Konsolosluğu’na yapabiliyorsunuz.
Vize sonucunuz yaklaşık olarak iki hafta içerisinde belli oluyor. Gitmeden yirmi gün veya bir ay önce başvursanız yeterli olacaktır.
Başvurunuz için gerekli olan evraklar ise şunlar:
- En az altı ay daha kullanım süresi olan pasaportunuz (on yıldan daha eski ise kabul edilmiyor)
- İki adet biyometrik fotoğraf
- Uçak bileti rezervasyonunuz (bileti satın almadan sadece rezervasyon belgesi yeterli)
- Otel rezervasyonunuz (aynı şekilde, satın almadan sadece rezervasyon yaptırabilirsiniz)
- Seyahat sürenizi kapsayan sağlık sigortası
Bunlara ek olarak, çalışıyorsanız maaş bordronuzu, emekliyseniz emekli maaş hesabınıza ait banka belgesini, öğrenciyseniz öğrenci belgenizi de başvuru dosyanıze eklemelisiniz. Size ait ev, araç gibi mal varlıklarının belgesini de dosyanıza koyabilirsiniz, mal varlığınız ne kadar çoksa vize o kadar kolay çıkıyor!
Dosyanıza ayrıca bir adet elçiliğe hitaben yazılmış dilekçe ekliyorsunuz. Burada Slovakya seyahatinizin sebebini ve ne kadar süreceğini açıklayıp yolculuğun sonunda ülkeye döneceğinizi belirtiyorsunuz. Bir de Slovakya Vize Başvuru Formunu dolduruyorsunuz, Türkçe olarak doldurabilirsiniz.
Slovakya’da İklim
Slovakya tipik Orta Avrupa iklimine sahip. Yaz döneminde ortalama sıcaklık 20 derece, çok terlemeden rahat rahat gezebiliyorsunuz. Kış aylarında ise sıcaklık ortalaması 0 ile 1 derece arasında, dolayısıyla epey üşürsünüz. Bence Mayıs ile Eylül arasındaki klasik turizm sezonunda gitmek en doğrusu olacaktır. Türkiye’den giderken burada giydiğiniz baharlık ve yazlık giysilerinizi götürebilirsiniz.
Nehir kenarı da, tepelerde yer alan kaleler de esintili olabiliyor, yanınıza hafif bir ceket alırsanız “iyi ki almışım” dediğiniz zamanlar olacaktır. Hem Bratislava içinde yürürken hem de Bratislava dışındaki yerlere giderken ayaklarınızın rahat etmesi için uygun bir ayakkabı götürmeyi de ihmal etmeyin.
Slovakya Elektrik Sistemi
Slovakya’da E tipi priz kullanılıyor, bizimkine benziyor ama üstte topraklama çubuğu var. Türkiye’den götüreceğiniz aletler büyük ihtimalle uyum sağlayacaktır.
Daha önceki yazılarımda size universal adaptör almanızı önermiştim, eğer varsa yanınızda götürmekten zarar gelmez.
Slovakya Ulaşım

Bratislava’da yer alan Milan Rastislav Stefanik Havalimanı Türkiye’den giden uçuşların indiği adres. İstanbul’dan buraya giden uçuşlar iki saat civarında sürüyor, obilet.com üzerinden Slovakya uçak bilet fiyatlarını karşılaştırıp alabilirsiniz.
Schengen Vizesi almışken daha sık uçuş olan Viyana’ya uçup oradan Slovakya’ya trenle gelmeniz de mümkün. Dünyada iki ülkeye birden sınırı bulunan tek başkent olan Bratislava’ya Viyana’dan bir saatte ulaşabiliyorsunuz.
Ayrıca Viyana Tren İstasyonu’ndan trenle Bratislava istasyonuna da gelinebiliyor ve yolculuk bir saat sürüyor. Bratislava Tren İstasyonu’ndan şehir merkezine gitmek için ise 91, 93, 94 ve 191 nolu otobüsleri kullanabilirsiniz.
Bratislava Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için otobüs kullanılıyor. 61 nolu otobüs ile ana tren istasyonu (Hlavna Stanica) veya tramvay istasyonları olan Trnavske Myto veya Racianske Myto’ya gidip aktarma yapıyorsunuz.
Kerem’in notu: Yalnız Bratislava’da otobüs şoförleri bilet satmıyor, biletinizi makinelerden almak zorundasınız. Havalimanında yer alan kırmızı renkli iki büyük makine dışındakiler banknot da kabul etmiyor, sadece madeni para ile ödeme yapabiliyorsunuz.
Slovakya’da Konaklama
Bratislava’da konaklamak isteyenlerin gecelik kişi başı 2 Euro “konaklama vergisi” ödemesi gerekiyor, aklınızda bulunsun. Eğer görülecek yerlerden merkeze uzak olanları es geçerseniz, bence şehri günübirlik olarak gezmek gayet mümkün. Dolayısıyla Viyana geziniz sırasında bir günü buraya ayırarak da Bratislava’yı görebilirsiniz, böylece konaklamanıza gerek kalmaz.
Slovakya’yı köşe bucak gezmek isteyenler ise elbette Bratislava’da konaklamalı ve hem başkenti, hem de diğer şehirleri burası üzerinden gezmeli. Başkentte çok sayıda otel mevcut ve fiyatlar Avrupa’daki daha popüler kentlere kıyasla daha uygun, ancak kalite de daha düşük tabii.
Merkezi otellerde kalarak toplu taşıma ile pek uğraşmadan çoğu yeri yürüyerek gezebilirsiniz. Ayrıca bu bölgeler akşamları da daha hareketli olacaktır.
Slovakya’da Yemek

Slovakya’nın ulusal yemeği olan Bryndzove Halusky, peynir dolgulu mantı üzerinde servis edilen kuzu etinden oluşuyor, bir kere denemenizi öneririm ama tekrar tekrar yemek ister misiniz bilmem. Treska isimli salata ise balık ve mayonez içeriyor ve benim damak tadıma hiç uymadı. Acı ve ekşi bir tadı var, üstelik soğuk balık hiç bana göre değil. Ama belki suşiseverlerin hoşuna gidecektir.
Richman isimli dürüm ise lahana, peynir ve et içeriyor. Buna da bolca mayonez koyuyorlar. Anlayacağınız Slovakya hesaplı bir yer ama lezzet konusunda sınıfta kalıyor! Hepsini La Putika isimli restoran zincirinin şubelerinde deneyebilirsiniz, şehirde birçok yerde bulunuyorlar. Tatlı olarak ise Pirozky’den donut almanızı öneririm, onlarca yıldır Slovakların en sevdiği mekan olması boşuna değil!
Tüm bunlara alternatif olarak önerebileceğim hesaplı bir yol ise marketleri gezip yerel lezzetleri keşfetmeniz.
Slovakya’da Eğlence – Gece Hayatı

Coca Cola’ya benzeyen Kofola, daha az şeker ve kafein içermesi nedeniyle Slovaklar tarafından tercih ediliyor. Siz de gelmişken deneyebilirsiniz. Üzüm suyundan yapılan Vinea da bir diğer gazoz türü ama şarabı andırsın diye beyaz, roze ve kırmızı olarak üç tipi var. Kofola da, Vinea da allkolsüz.
Slivovica ise meyvelerden yapılan bir alkollü içki ve buraya özgü. Orta Avrupa’da bulunduğundan elbette Slovakya’nın birası da meşhur. Stein marka bira tam olarak burada, Bratislava’da üretiliyor. En ünlü barlar ise Parada ve Kristian. Ayrıca Bratislava şehir merkezinde kendi ürettiği birayı müşterilerine sunan birahaneler de var. Bunlardan Starosloviensky Pivovar hem kendi birasını yapıyor hem de Slovakların ulusal çorbası Demikat servis ediyor.