Oyuncaklar ve Masallar: Billund ve Odense Seyahat Rehberi

0
752

Danimarka’dan iki şehir önerisiyle geliyorum. Billund ve Odense. Bu iki şehri birleştirme kararı aldım çünkü gezimi bu şekilde planladım ve aslında iki şehrin birbirini tamamladığını fark ettim.

Türkiye’den Billund’a direkt olarak uçabilir, Billund’dan Odense’e 1 buçuk saatlik bir tren yolculuğuyla ulaşabilirsiniz. Danimarka uçak biletleri için tıklayınız.

Danimarka ada parçacıkları üzerinde yer alan bir ülke. Billund Jutland Adası; Odense ise ortada yer alan Fyn Adası üzerinde.

Billund size son çeyrekte tek bir markayla bir şehrin nasıl değişebileceğini gösteriyor. Bu meşhur marka ise Lego. Billund, Lego’nun doğduğu yer. Özellikle çocuklu aileler için muhteşem bir destinasyon. Sahip olduğu Legoland ile Billund sanal alemden fırlamış gibi rengarenk bir dünya.

Odense ise tarihi ve kültürel açıdan zengin bir şehir. Yapılacak çok şey, görülecek çok yer var. Ünlü masalcı Andersen’in memleketi. Şehrin her yanından masal karakterlerinin heykelleri fırlıyor. Alışveriş için upuzun sokaklara, eğlenebilmek için çok keyifli kafe ve barlara sahip. Şehrin içerisindeki parklar ise dinlenmek ve anın tadını çıkarmak için ideal spotlar.

Haydi Danimarka’nın bu iki ilginç şehrinde yolculuğumuza başlayalım.

Billund: Bir Lego Tarihi

Legoland Billund Danimarka

1930’larda 300, 1950’lerde 500 ve günümüzde ancak 7 bin kişiye ulaşmış bir nüfus.

Danimarka’yı ve Almanya’nın en kuzey bölümünü içine alan Jutland adasında bir şehir Billund.

Tarihi bir meydanı yok, çünkü tarihi olduğu pek söylenemez. Fakat dünyanın dört bir yanından, başta çocuklu aileler olmak üzere akın akın var bu şehre. Billund dünyanın oyuncak devlerinin başında gelen Lego’nun doğduğu şehir ve buna dair çok ilginç bir hikayesi var.

1891 yılında fakir bir ailenin onuncu çocuğu olarak dünyaya gelen Ole Kirk Christiansen geçimini bir marangoz olarak sağlıyordu. Ardından gelen Büyük Depresyon ile işini kaybetti ve 1932 yılında evde tahta oyuncaklar yapmaya başladı. Kısa bir süre sonra sevgili eşi onu 4 oğlu ile yalnız bırakarak hayata gözlerini yumdu. Christiansen’in dört oğluna tek başına bakmaktan başka çaresi yoktu. Bir daha evlenmek istemedi.

Çocuklarına eğlenmeleri için tahtadan bir ördek yapan Christiansen bunun onları çok eğlendirdiğini fark etti. 1942’de İkinci Dünya Savaşı esnasında, atölyesinde bir yangın çıktı ve bütün tahta malzemeleri yandı.

Ardından bu oyuncakları plastik şekilde yapmaya karar verdi. Önceden tasarladığı şeylerin minyatür versiyonlarını inşa etti. 1950’lerin başlarında 200’den fazla oyuncağı vardı.

1934’de şirketine bir isim vermek istedi ve Danca’da “güzel oyun” anlamına gelen “Leg godt” kelimesini kısaltarak kullandı. Böylece dünya devi Lego resmi hayatına başlamış oldu.

Billund’un silüeti oldukça yeni. Çünkü Lego şirketinin resmi olarak kurulmasıyla 1950’lerden sonra ancak gelişebilmiş bir bölge.

1960 yılında ilk havalimanı açılmış. İlk kütüphane ve kilise ise ancak 1970’lerde inşa edilmiş.

Lego, Billund için en önemli gelir kaynağı. Bölgede binlerce iş gücünün ortaya çıkmasını sağlamasının yanı sıra turistlerin de dünyanın dört bir yanından gelerek şehri ziyaret etmesinin sebebi.

Lego adeta şehrin sahibi. Her adımda Lego’ya dair oteller, müzeler, tema parkları görmeniz mümkün.

Şehrin lokal sakinlerinden aldığım bir duyuma göre McDonalds Billund’a bir şube açmak istemiş fakat Lego şirketi şehrin silüetini bozar diye buna izin vermemiş. Siz düşünün Lego ve Billund arasındaki ilişkiyi…

Odense: Andersen ve Masal Kahramanları

Odense Andersen Danimarka

Billund nasıl Ole Kirk Christiansen’e ve icadı olan Lego’ya dair hatıratlarla bezenmiş bir şehirse Odense de dünyaca ünlü masal yazarı Hans Christian Andersen’in memleketidir.

Andersen’in izini şehrin dört bir yanında sürebilirsiniz. Masal karakterlerine dair heykeller, bazen bir gölün ortasında bazen bir park yeşilliğinde karşınıza çıkar.

Andersen 1805 yılında günümüzde Hans Jensen Straede olarak adlandırılan sokak üzerindeki sevimli sarı evde dünyaya gelir.

Andersen ayakkabıcı bir babanın ve temizlikçi bir annenin oğludur. Babalarının ani ölümü üzerine annesiyle birlikte henüz 11 yaşındayken bir temizlikçi olarak çalışmaya başlar.

14 yaşında tiyatrocu olmak için Kopenhag’a gider. Aradığını bulamaz. Soprano sesinden dolayı Kraliyet Tiyatrosuna girmeyi başarır. Fakat zamanla sesi değişince bunu da ilerletemez.

Tiyatrodan bir arkadaşının yönlendirmesiyle yazar olması gerektiğine inandırılır ve daha sonra sadece yazarlığa yoğunlaşır.

Andersen’in masalları ardından çorap söküğü gibi gelir. Kibritçi Kız, Küçük Deniz Kızı, Çirkin Ördek Yavrusu, Parmak Kız en meşhur masallarından sadece birkaçıdır.

Odense’de gezinirken kendinizi bir masala aitmiş gibi hissedersiniz. Özellikle doğduğu sokak rengarenk evleriyle dokusu bozulmamış bir zaman tüneli gibidir.

Billund ve Odense’te İklim, Ne Zaman Gidilir?

Ben Billund ve Odense gezimi Ekim ayında yaptım ve itiraf etmeliyim ki dondum.

Bol yağmurlu bir haftaya denk geldiğim için başta biraz üzüldüm fakat şehirleri böylesine farklı dönemlerde görmek bende hafif bir zevk de uyandırıyor. Kendimi yağmur altında, düzenli ve hipster Danimarka sokaklarında gezerken bir film sahnesindeymişim gibi hissettim.

Siz siz olun Danimarka’ya haziran-eylül ayları arasında gidin. Hatta haziran ayının bile sonuna denk getirin seyahatinizi. Çünkü öğlen ılık bir hava hakim olsa da akşamları derece bir hayli düşüyor. İdeal ay ağustosun sıcaklık ortalaması 20-25 arasında geziniyor.

Odense ve Billund’taki Festivaller

Tinderbox Festivali

Odense’de her yıl temmuz ayının son haftası düzenlenen bir müzik festivali var. İsmini Andersen’in masallarından birinden alan Tinderbox tatilinizi ayarlamanız için göz önünde bulundurmanız gereken bir tarih.

Bu sene dördüncüsü düzenlenecek olan festival her yıl yaklaşık 40,000 müzikseveri ağırlıyor.

Tinderbox farklı janrlardan birçok müzik türünün icracısı müzisyene sahne alma imkanı sunuyor.

Bu sene ise tarihler 27-29 Temmuz. Sahne alacak müzisyenler de belli. Bir göz atın derim.

Billund ve Odense’e Ulaşım, Nasıl Gidilir? & Şehir İçi Ulaşım İmkanları

Evet, gelelim ulaşıma. Billund’un kendine ait bir havalimanı var. Hem de şehrin göbeğinde. Yani öyle çok büyük çapta bir şehir beklemeyin. Fakat havalimanından Legoland’e yürümeniz mümkün.

İkinci güzel haber ise Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan Billund’a direkt uçuş imkanının bulunması. Erken aldığınız ya da yoğun olmayan sezonları seçtiğiniz takdirde bilet fiyatları gidiş dönüş 1,000 TL’ye kadar inebiliyor.

Odense’in de bir havalimanı var. Fakat şehrin oldukça dışında. Hans Christian Andersen ismindeki bu havalimanı merkeze uzak olmasının yanı sıra oldukça küçük. Pek fazla uçuş imkanı bulunmuyor. O nedenle benim de yaptığım gibi önce Billund’u ziyaret edebilir ardından 1 buçuk saatlik çok keyifli bir tren yolculuğuyla Odense’e ulaşabilirsiniz. ‘’Dsb.dk’’ isimli websitesinden 100 DKK karşılığında biletinizi alabilirsiniz.

Odense Billund’a göre çok daha büyük bir şehir. Hatta Kopenhag ve Aarhus’tan sonra Danimarka’nın en büyük ve gelişmiş üçüncü şehri. Tren istasyonu şehrin hemen göbeğinde yer alıyor. Trenden indiğiniz vakit çok keyifli bir yürüyüşle tarihi merkeze ulaşabilirsiniz.

Birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi burada da bisiklet kiralama uygulamaları ya da elektrikli scooter’lar çok yaygın. “Tier” isimli elektronik scooter application’ı ile çok hızlı bir şekilde istediğiniz yere ulaşabilirsiniz.

Fakat şehrin içinde özellikle görmeniz gereken bütün spotlar birbirine yürüme mesafesinde. Odense de şehir silüeti olarak çok keyifli bir destinasyon. Bu nedenle hiç sıkıntı yapmayın ve her yere yürüyebileceğinize emin olun.

Billund ve Odense’te Konaklama

Konaklama en önemli hususlardan biri. Çünkü Danimarka dünyanın en pahalı ülkelerinden biri ve başka şehirler için ayırdığınız bütçeler buradaki oteller için pek geçerli olmayabilir.

Oteller, hosteller, apart ve daireler, Airbnb ve Couchsurfing gibi bütün konaklama opsiyonlarından ayrı ayrı bahsedeceğim şimdi size.

Billund’ta Konaklama

Legoland Oteli Billund Danimarka

Billund’a gelmişken eğer güzel bir bütçeniz varsa elbette şehrin temasından uzaklaşmadan bir Legoland Oteli‘nde kalabilirsiniz.

Bunun için Legoland’in kendi websitesinde sunduğu bazı teklifler var. Tüm konaklamalara 2 günlük bir Legoland turu dahil. Fiyatlar ise otel konseptlerine göre değişiyor.

Korsan, ninja, vahşi doğa ve Kızılderi gibi farklı konseptli otellerde konaklamak özellikle çocuklu aileler için keyifli bir seçenek olabilir.

Fiyatlar konseptlere göre değişse de genel olarak kahvaltı dahil, 4 kişilik bir aile suiti geceliği 2000 DKK civarı. Bu da yaklaşık olarak 1,700 TL yapıyor.

Şehrin her yanına dağılmış normal Legoland otelleri ise geceliği yaklaşık 150 eurodan başlıyor. Bu otellere 2 günlük Legoland ziyareti de dahil unutmayın.

Eğer daha düşük bütçeli bir opsiyon ararsanız merkeze beş kilometre uzaklıkta bulunan çiftlik evi Øst Trøgelborg Farm Holiday en makul opsiyon. Geceliği iki kişi için 600 DKK. Yani yaklaşık 500 TL.

Billund’da yalnız gezginler için hostel seçeneği bulunmuyor. Fakat özel araçla 10 dakika mesafede yer alan Grindsted şehrinde daha uygun konaklama opsiyonları bulmak mümkün. Vangsbo B&B Holidays isimli otelde geceliği yaklaşık 330 DKK’ye konaklayabilirsiniz.

Ev veya oda kiralama hizmeti sunan Airbnb’de fiyatlar elbette otellere nazaran çok daha düşük. Billund merkezde 30, şehir dışına çıktıkça 20 eurodan başlayan fiyatlarda konaklayabilirsiniz. Tabi bu tek kişi için geçerli bir ücret.

Son olarak uluslararası misafirlik sistemi ‘couchsurfing’i kullanarak konaklamanızı ücretsiz bir hale getirebilirsiniz. Bunun için oldukça kibar ve bir o kadar da eğlenceli bir teklifle ev sahiplerine ulaşabilir ve onlara sizi evlerinde neden konaklatmaları gerektiğini açıklayabilirsiniz. Ben Billund ve Odense gezimde Couchsurfing’i kullandım ve muhteşem insanlarla tanıştım.

Odense’te Konaklama

Odense Billund’a göre çok daha büyük bir şehir, bu nedenle konaklama opsiyonları daha geniş. Opsiyon daha fazla olunca fiyatlar da haliyle daha uygun oluyor.

2 kişilik bir konaklama için şehir merkezinde ortalama üstü güzel bir otel 500 DKK’den başlıyor. Milling Hotel Plaza şehrin merkezindeki en lüks otellerden biri. Geceliği 1,000 DKK. Bunun yanı sıra aynı zincirin daha uygun fiyatlı oteli Milling Hotel Ansgar da 600 DKK’ye muhteşem bir kahvaltı dahil konaklama fırsatı sunuyor.

Şehrin merkezinden uzaklaştığınız zaman 300 DKK’ye de iki kişilik konaklama opsiyonları bulabilirsiniz.

Airbnb fiyatları ise elbette daha uygun. Şehir merkezinde çok tatlı evler ve odalar mevcut. İster kalabalık bir grupla gidip kocaman bir daire kiralayın, ister yalnız bir gezginseniz tek başınıza bir odada kalın. Tüm daire fiyatları geceliği 50 eurodan başlıyor. Odalar ise 20 euroya kadar bulunabilir.

Elbette couchsurfing Odense için de çok güzel bir seçenek.

Billund’ta Gezilecek Yerler

Legoland

Legoland Billund Danimarka

Bir insan kalkıp da Billund’u ziyaret ediyorsa tabiki de bu ziyaretin asıl amacı Legoland’dir. İstisnalardan bahsetmiyorum. Her yıl yüz binlerce turistin yurt içi ve yurt dışından akınına uğruyor Legoland.

Çoğunlukla çocuklu aileler oluyor bu ziyaretçiler. Ama bunu bir çocuk eğlencesi olarak düşünmeyin elbette. Gittiğim zaman ebeveynlerin yüzünden anladım ne kadar keyifli vakit geçirdiklerini.

Legoland devasa bir diyar. İçerisinde çok farklı konseptlerde bölümler var. Daha küçük çocuklara hitap eden Duplo Land, kendinizi bir okyanus tabanında gibi hissedeceğiniz devasa akvaryum, şövalyeler ve prenseslerin diyarı Knights Kingdom, Korsan Diyarı, Miniland ve çok daha fazlası sizi bekliyor.

Billund Legoland Danimarka

Her bir tema parkının içerisinde eğlence treni ya da rafting gibi opsiyonları içeren macera parkları da mevcut.

Legoland’ın içerisinde konaklama opsiyonu da bulunuyor. Otel Legoland, Legoland Kalesi, tatil köyleri… Hepsi konaklama bölümünde sizinle paylaştığım ayrıntılar.

Legoland biletleri ziyaret etmek istediğiniz gün sayısına, satın aldığınız yere göre fiyatta farklılık gösteriyor. Tek günlük biletler 355 DKK. 2 günlükler 484, sezonluk biletler 599 ve konaklama dahil 2 günlük biletler 424 DKK.

Legoland, havalimanından yürüme mesafesinde bulunuyor.

Lego House

The Lego House Billund Danimarka

Lego House, Legoland’den farklı olarak aslında bir müze ve workshop görevi görüyor. Ziyaretçilerin interaktif katılımıyla bir şeyler üretebildikleri bir alan.

Dışarıdan ve özellikle kuş bakışı izlendiğinde Lego House’un bir Lego ev tadında tasarlandığını görüyorsunuz.

Dönem dönem değişen devasa Lego sergilerine sahip. Örneğin şu an Cadılar Bayramı konseptinde tasarımlar var.

Lego House’a bilet almadan girebilir ve içerideki mağazaları gezip, teras katına çıkabilir Billund’a yüksekten bakabilirsiniz.

Eğer bilet almak isterseniz de fiyatlar 229 DK. 0-2 yaş arasına ücretsiz.

Lalandia

Lalandia Billund Danimarka

Billund’un Legoland’den sonra en büyük ziyaretçi kaynağı Lalandia. 2009 yılında açılan Lalandia devasa bir eğlence parkı.

İçerisinde 7,400 m2’lik havuzuyla Aquadome yer alıyor ve parkın asıl odak noktasını oluştuyor.

Aquadome’un yanı sıra Lalandia içerisinde kayak, buz pateni ve tırmanış gerçekleştirebileceğiniz kış dünyası Winter World mevcut. Bunun yanı sıra fitness merkezinden futbol sahasına, devasa bir kum parkından bowling salonuna kadar birçok farklı eğlence opsiyonu da alan içerisinde barındırıyor.

Lalandia’da aynı zamanda farklı metrekare opsiyonlarına sahip evlerde de konaklayabiliyorsunuz. Alanda konaklayabilmeniz için en azından 2 gece seçmeniz lazım. Fiyatlar sezona göre değişse de 400-1,000 euro arasında bir skala mevcut.

Odense’de Gezilecek Yerler

Andersen Evi/Müzesi

Andersen Evi Odense Danimarka Andersen Evi/Müzesi

Odense’de gezebileceğiniz ilk rotalar hep ünlü masal yazarı Andersen üzerine. Yapacağınız en mantıklı şey de 5 müzede geçerli olan Andersen biletini almak. Böylece neredeyse şehirde görmeniz gereken her yeri gezebilirsiniz.

Claus Bergs Gade 11’de yer alan Andersen Müzesi yazarın hayatından ve işlerinden parçalar içerir.

Müze Pazartesi günleri kapalıdır. Diğer günler 10:00 ve 16:00 arası ziyaret edilebilir.

Ücret yetişkinler için 165 DKK. Elbette müze 0-17 yaş arası için ücretsiz.

Andersen Müzesi’ne aldığınız biletle 4 farklı Andersen Müzesi’ne daha giriş yapabiliyorsunuz demiştim.

Munkemøllestræde 3 – 5 numarada yer alan vakur ev ise yazarın 2-14 yaşlarını geçirdiği çocukluk evi. Burası da yazarı sevenler için keyif verici bir adres olacaktır.

Şehri gezerken görebileceğiniz masal motiflerine ait kimi heykeller ise şöyle:

Sortebrødre Torv’da yer alan Thumbelina, Overgade 19’da Kurşun Asker, H.C. Andersen Haven’daki gölet üzerinde bulunan kağıttan gemi, Munke Mose’de yer alan Deniz Kızı, yine aynı parktaki Yaban Kuğular ve son olarak Brandts Passage 10’da yer alan Kral Çıplak.

Møntergården Müzesi

Andersen müzesine aldığınız biletle ziyaret edebileceğiniz bir diğer adres ise Møntergården.

Eğer Andersen’le çok ilgilenmiyorsanız da mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir adres Møntergården. Bir açık hava müzesi görevi görüyor ve kompleks içerisinde birçok farklı bina size farklı deneyimler sunuyor.

Alandakı ilk sergi “Funen” Odense’in içerisinde yer aldığı Fyn Adası’nın 10,000 yıllık tarihini gözler önüne seriyor.

İkinci sergi “Life of The City” bize Odense’in altın çağı olarak adlandırılan 10. ve 15. yüzyıl arasından objeler sunuyor.

Kompleks içerisinde bir de çocuk müzesi bulunmakta. Çocuklar bu kısımda bir tarihçi ya da arkeolog gibi müze etrafında iz sürerek görevlerini tamamlamakta ve eğlencenin tadını çıkarmaktalar.

Son olarak çocuk müzesi kapsamında bir arka bahçeye, 1890’lardaki gibi döşenmiş bir eve ve bir marangoz dükkanına sahip Børnenes Baggård’ı da ziyaret etmeyi unutmayın.

Odense Katedrali – Sankt Knuds

Odense Katedrali – Sankt Knuds Danimarka

Eski Danimarka krallarından biri olan ve 1086 yılında köylülerin ayaklanması esnasında öldürülen Aziz Knud’dan sonra bu ismi almış olan Odense Katedrali şehrin en çok ziyaretçi çeken dini yapısıdır. 1300’lerde inşa edilmiştir.

Katledilen Kral Knud ve kardeşinin kemikleri hala kilise içerisinde sergilenmektedir.

İçeri girmeye çalıştığınızda sizi görünce açılan kapı ilahi bir güç yerine sensörlerle çalışıyor. Gaza geleyim demeyin.

Gotik mimarı örneği olan bu yapının bir Protestan kilisesi olduğunu da söyleyelim. Saat 16:00’a kadar ziyaret edilebilir.

Tidens Samling Müzesi

Odense’daki en ilginç müzelerden biri de kesinlikle Tidens Samling. Farvergården 7 numarada yer alıyor.

1900’lu ve 1990’li yıllar arasında Odense’da hayatın evlerin ardında nasıl geçtiğine dair bir fikir vermek adına kurulmuş. O dönemlere göre farklı farklı dekore edilmiş dokuz farklı odası var. Bu odalarda koltuklara oturabilir, dolapları kurcalayabilir, gazete ve dergilere göz atabilirsiniz.

Müze aynı zamanda farklı dönemlere ait, ziyaretçilerin giyebilmesi için kıyafetler de içeriyor.

Pazar günleri kapalı olan müze 10-16:00 arası ziyaret edilebilir. 15 Aralık 9 Şubat arası ise kış tatiline giriyor.

Giriş ücreti yetişkinler için 65, 6-12 yaş arası için 30 DKK.

Brandts Uluslararası Kültür Sanat Merkezi

Brandts Uluslararası Kültür Sanat Merkezi Odense Danimarka

Odense’ta 1977 yılında neredeyse 100 yıldır işlevini sürdüren bir kıyafet fabrikası kapanır. Binalar yıllarca bomboş ve işlevsiz bir şekilde kalır.

Ardından kimi öncülerin çabasıyla 1987 yılında Danimarka’nın ilk uluslararası kültür ve sanat merkezi olarak hayata geçer.

Brandts günümüzde Medya Müzesi, Fotoğrafçılık Müzesi, büyük bir gösteri salonu ve Funen Sanat Müzesi’ni de içinde bulunduran oldukça geniş kapsamlı bir dizi merkeze ev sahipliği yapar.

İlginç mimarisi dışarıdan bile görülmeye değer.

Girişler yetişkinler için 110 DKK, 0-17 yaş arasına ücretsizdir.

Munke Mose Parkı

1881 yılından önce özel bir mülk arazisi olan bu park aynı yıl inşaatlarla kaplanmaması için belediye tarafından satın alınmış. Düşünebiliyor musunuz?

1912 yılında da bir iş adamı tarafından belediyeden tekrar satın alınarak devasa bir parka çevrilmiş.

Munke Mose günümüzde pikniklere ev sahipliği yapan geniş çim alanlara ve manzaranın tadını çıkarmaya yarayan bir nehre sahip.

Eğer şehir hayatından bir anlığına kaçmak istiyorsanız, Munke Mose’deki nehir teknelerinden birine atlayarak küçük bir yolculuk için yapabilir ya da biraz enerji harcamak istiyorsanız nehir kenarından bir kano kiralayabilirsiniz.

Olur da hiçbirini yapamazsanız da en azından parkın içerisinden yürümeyi deneyebilirsiniz.

Galeri Galschiot

Şimdi şehir merkezinden biraz uzaklaşalım ve bir taşıtla gidebileceğimiz yerlere doğru ilerleyelim.

Odense’de ücretsiz olarak ziyaret edebileceğiniz ilginç yerlerden biri de heykeltıraş Galschiot’un 2500 m2’lik sanat atölyesi ve galerisi.

Toplamda 10000 metrekarelik bir alanı kaplayan bu devasa kompleks içerisinde atölye ve galerinin yanı sıra dökümhane, sanat okulu, TV stüdyosu ve bir heykel parkı yer alıyor.

Galeri şehir merkezinin 5 kilometre kuzeyinde yer alır. Merkezden 62 ve 91 numaralı otobüslerle ulaşılabilir.

Müze iş günlerinde 09: 00-17: 00 arasında ziyarete açıktır.

Funen Köyü

Funen Köyü Odense Danimarka

Andersen’in masallarının en büyük ilhamı olan eski köy hayatlarını görebileceğiniz bir başka açık hava müzesinde sıra: Funen Köyü.

Şehrin merkezine 5 km uzakta yer alan bu köy adeta bir zaman tüneli.

19. yüzyılda hemen hemen tüm Danimarkalılar köylerde, tek katlı ahşap evlerde yaşıyordu. Bu açık hava müzesinde işte bu evlerde yaşanan hayatı tecrübe ediyorsunuz.

Köye gittiğiniz zaman mutfak çalışanlarının o dönemki hayatlarından, çiftlik çalışanlarının günlük rutinlerine kadar birçok aktivitenin içerisinde yer alabilirsiniz.

Bu eşsiz atmosfer içerisinde 19. yüzyılda, Andersen’in yaşadığı çağda insanların özel kostümleriyle, hayatlarının nasıl olduğu gözler önüne serilir.

Odense Funen Köyü Danimarka

Hayvanlar da köyün vazgeçilmezlerindendir.

Köyün saatleri hemen hemen her aya göre değişse de genel olarak 10:00-17:00 arası açıktır. Yetişkinler en yüksek sezonda 110 DKK karşılığında alana giriş yapabilir. 0-17 yaş arasına ise giriş ücretsizdir.

Köye şehir merkezinden 111 numaralı otobüsle 25 dakikalık bir yolculuk ardından ulaşılabilir.

Odense ve Billund’ta Yeme İçme

Smørrebrød Danimarka Yemek

Danimarka dendiği takdirde akla gelen ilk yiyecek “smørrebrød” adı verilen açık sandviçlerdir. Ülkemizde de son yıllarda popülerliği artan bu mutfak turu özellikle kahvaltı ve öğle yemeklerinde tercih edilir. Genellikle bir çavdar ekmeği dilimi üzerinde yumurta, deniz ve et ürünleri gibi malzemeler konarak yapılır ve çeşitli soslarla süslenir.

Billund’dan çok tatlı bir mekanla mekan önerilerimize başlayalım. Hovedgaden 20 numarada yer alan Billund Bageri & Cafe lezzetli hamur işleriyle hem kahvaltı için hem de gün ortasında kahve & tatlı seçenekleri için tercih edilebilir.

Yine Hovedgaden 32b’de yer alan lezzetli menüsüyle ağız sulandıran Cafe Bellini Ristörente ziyaret edilebilir. Pizza ve makarnaları meşhur.

Odense’de önerebileceğim mekan sayısı çok daha fazla. Kahvaltıyla başlayalım. Hem inanılmaz lezzetli hem de diğer seçeneklere çok ekonomik olan Bagelbodan’a uğramayı sakin unutmayın. Farklı farklı içeriklere sahip olan enfes simitler gün içinde de kurtarıcınız olabilir.

Papas Papbar sahip olduğu inanılmaz geniş board game koleksiyonu ile özellikle oyunsever gençlerin akın ettiği bir bar. Ziyaretçiler burada bira içmeyi tercih ediyor.

Nouvelle isimli mekan üçüncü dalga bir kahveci ve çok hoş bir atmosferi var. Menüsü de zengin olan bu kafede fiyatlar biraz yüksek olsa da keyifli vakit geçirebilirsiniz.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Klosterkroen – Odense (@klosterkroen)’in paylaştığı bir gönderi ()

Lille Grådrødrestræde 2 numarada yer alan Klosterkroen’de geleneksel Danimarka mutfağına dair seçenekler bulabilirsiniz. Danimarka usulü pirzola et ve ravent kompostosu gibi daimi lezzetlerin yanı sıra sezonluk menüler de mevcut.

Çay veya kahve molası içinse size inanılmaz tatlı bir dizayna sahip olan Kaffe & Thehuset’i öneriyorum. İçeride çok fazla masa yok, fakat yer bulamasanız dahi bu dükkandan satın alabileceğiniz çok lezzetli şeyler var.

Odense ve Billund’ta Gece Hayatı

Billund’da sizi tatmin edecek bir gece hayatı olduğunu söyleyemem. Zaten yazının şu anki kısmına kadar bu şehrin aşağı yukarı nasıl bir şehir olduğunu tahmin etmişsinizdir.

O yüzden gelin Odense ile başlayalım.

Odense’de eğlenceli bir akşam geçirmek isterseniz kolaylıkla şarap evleri, çeşit çeşit biralar ve rengarenk kokteyller tadımlayabileceğiniz barları bulabilirsiniz.

Ove Sprogøeş Meydanı olarak adlandırılan ve ortasında bir heykel bulunan adacık gece hayatının en hareketli yaşandığı alan. Bu adacığın etrafında sıra sıra dizilmiş restoranlar etrafa çok canlı bir vibe katıyor.

Cafe Skt. Gertrud’da güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Amy’s Bar & Winehouse’da lezzetli şaraplar tadabilirsiniz. Küçük bir sahnesi olan Cafe Kræz’de belki bir konser yakalayabilir ya da gece 12’den sonra dans edebilirsiniz.

Slagteriet Natklub -yani Mezbaha Gece Kulübü- ismi sizi korkutmasın yapılan oylamalarla Danimarka’nın en iyi gece kulübü seçilmiş. Her Cumartesi DJ performansları gerçekleşiyor ve inanılmaz bir müşteri kitlesi mekana akın ediyor. Eğer Odense’de çılgın ve dans dolu bir gece geçirmek isterseniz şüphesiz adresiniz burası olsun.

Odense ve Billund’da Alışveriş

Odense Alışveriş

Billund’da alışveriş yapmak aslında devasa Lego mağazalarında, başka ülkelerde bulamayacağınız oyuncakları satın alabilmek anlamına geliyor.

Şehrin en büyük market alanı olan Hovedgaden Sokağı’nda biraz gezinmeniz Billund’da neler satın alınabileceğini size gösterecektir.

Odense alışveriş konusunda inanılmaz bir şehir. Özellikle küçük ev eşyaları ve aksesuarlar satan birçok mağaza var. Ve daha şaşırtıcısı kimileri öyle uygun fiyatlı ki…

Benim bu konuda favorim kesinlikle şehrin trafiğe kapalı ana caddelerinden biri olan Vestergade üzerindeki Søstrene Grene oldu. TL’ye çevirdiğimde dahi Türkiye’de o fiyata bulamayacağım bir sürü ürün satın aldım. Eğer birilerine hediye almak ya da kendinize ani bırakmak istiyorsanız kesinlikle bu mağazaya uğramanız gerekiyor.

Søstrene Grene haricinde yine birçok mağazanın bulunduğu Vestergade üzerinde çok sayıda hediyelik eşya dükkanı mevcut. Kırtasiye malzemeleri, koleksiyonluk figürler ve yaratıcı board gameler satan Arnold Busck’de de oldukça keyifli vakit geçirdim.

Overgade’de yer alan Tinekhome fiyatları tuzlu olsa da yüksek bütçeye sahip gezginler için muhteşem bir yer. Özellikle İskandinav stilindeki ev tasarımına ait inanılmaz zevkli parçalar var.

Son olarak Danimarkalıların çok rağbet ettiği, Odense limanında (Londongade 1) yer alan ikinci el pazar alanı martın ortasından ekim ayının ortasına kadar ziyaret edilebilir.

Odense ve Billund’ta Masraflar ve Ortalama Bütçe

Gelelim her yazının en heyecanla beklenen önemli noktasına. Ne kadarlık bütçeyle ben bu tatilin altından kalkarım?

Öncelikle her yazımın sonunda değinmekten usanmadığım bir konu var. Ülkeler, özellikle para birimleri ve kendi refah seviyelerine göre dünyanın geri kalan adreslerinde yaşayan insanlar için oldukça pahalı olabilir. Bu konuya diyecek bir şeyim yok. Fakat her zaman yaptığınız tatili ortalama bütçeden çok aşağı çekmek ya da üst skalalara yükseltmek sizin elinizde. Ben de size bu iki şehri kapsayan Danimarka seyahati için ortalama bir bütçe vereceğim.

Danimarkada kullanılan para birimi Danimarka Kronu. Ulusal kodu DKK. Şubat 2020 itibarıyla 1 DKK 0.89 TL’ye denk geliyor. Kronun birim açıdan yüksek bir değeri olmasa da 1 kronun Danimarka’da bir alım gücü olmadığını belirtelim. Örneğin bir şişe su 15-20 kron.

Konaklamayla başlayacak olursak Billund’da bir gece geçirmeniz yeterli olacaktır. Odense ise 2 gece 3 günlük bir şehir. Bu nedenle 3 gece 4 günlük toplam bir seyahat süresinden bahsedeceğim.

Billund’da Legoland Oteli’nde bir gecelik konaklama ortalama 1,000 DKK. Eğer çocuğunuz varsa da bu fiyat değişmiyor. Odense’de iki gecelik bir konaklama eğer 3 yıldızlı otelleri baz alırsak 1,500 DKK civarında. Merkezin 3-4 km dışında 700 DKK’ye de seçenekler mevcut.

İstanbul’dan Billund’a uçak bileti erken alındığı takdirde 1,000 TL’ye bulunabilir demiştik. Bu fiyatlar aldığınız vakte göre ortalama 1,300-1,400 TL arasında değişiyor.

Günde iki öğün arada atıştırmalıklar ve çay kahve molaları dersek kişi başına bir günlük harcama 200-300 DKK tutacaktır. İşin içine alkol ve biraz daha eğlence girince bu fiyatın yükseleceğini unutmayın.

2 gece 3 günlük bir Billund & Odense ziyareti için uçak biletleri dahil kişi başı minimum bütçe 3,000 TL/DKK’den başlıyor. Elbette vizeye başvurmanız gerekiyorsa onun ücretini de ayrıyeten hesaba katmanız gerek. Çünkü Danimarka Schengen bölgesine ait.

İskandinav ülkeleri her ne kadar pahalı olsa da yaşam zevki açısından çok yukarıdalar. Onların huzurlu sokakları, zevkli tasarımları, o bayıldıkları ‘hygge’ atmosferleri en azından hayat boyu bir kez de olsa deneyimlemek gerektiğini düşünüyorum.

Umarım içinizde bir istek uyandırabilmişimdir.

İyi yolculuklar!

CEVAP VER

Lütfen yorum giriniz!
Lütfen isminizi yazınız