Türkiye’nin göz bebeği olan İstanbul’un kardeş şehri unvanına sahip olan Taşkent, Özbekistan’ın başkenti.
Orta Asya’nın en kalabalık şehri olan Taşkent sahip olduğu köklü tarihi, otantik yapısı, kültürel eserleri ve doğal güzellikleriyle her daim ilgi çekmeyi başaran bir yer.
İpek Yolu’nun üzerinde konumlanan bu şehirde gezip görecek çok fazla şey bulunuyor. Devasa medreseleri, camileri ve müzeleriyle mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelen Taşkent’te Sovyet Rusya’nın izlerini görebilmek mümkün.
Ülke genelinde hem Rusça hem de Özbekçenin konuşuluyor olması Rus etkisinin devam ettiğinin bir göstergesi.
Taşkent geziniz sırasında görmeniz gereken yerleri sizler için derledik.
Taşkent’te Gezilecek Yerler
Taşkent’in Camileri
Minor Camii
Geçtiğimiz son bir yıl içerisinde halkın hizmetine sunulan Minor Camii Taşkent’in şimdiden görülmeye değer yerlerinin başında geliyor.
Modern bir mimari anlayışla inşa edilen bu caminin yapımında ise beyaz mermerlerin kullanıldığı görülüyor.
Şimdiden çok sayıda turistin akın ettiği Minor Camii başkentin Minor adlı mahallesinde ziyaretçilerini karşılıyor.
Taşkent’in Sarayları
Forumlar Sarayı
Taşkent’in kalbi sayılan Emir Timur Meydanı üzerinde yer alan Forumlar Sarayı oldukça ihtişamlı bir yapı olarak dikkat çekiyor.
10 bin metrekare gibi geniş bir alan üzerine kurulu olan Forumlar Sarayı devasa kubbelere sahip.
Sahip olduğu ihtişamlı görünüm nedeniyle pek çok uluslararası statüdeki organizasyonun bu sarayda düzenlendiği biliniyor.
Prens Romanov Sarayı
Başkentin ihtişamına yakışır bir saray olan Prens Romanov Sarayı’nın 1891 senesinde yaptırıldığı biliniyor. Saray, 1877 yılında sürgüne gönderilen prens için inşa ettirilmiş.
İnşa edildiği dönemin sahip olduğu mimari anlayışın ötesinde daha çağdaş bir tarza sahip olan bu sarayda sıra dışı pencereler, oymalarla süslenmiş ızgaralar ve kuleler görenlerin dikkatini çekiyor.
Avcılıkla ilgilendiği bilinen Prens Romanov’un anısını yaşatmak adına sarayın bahçesinde çok sayıda geyik ile av köpeklerine ait heykeller dikkat çekiyor.
Geçmişte prensin ikamet ettiği bu saray günümüzde dışişleri bakanlığına konuk evi olarak hizmet ediyor. Bir kısmı ise halkın ziyaretine açık olan bir müze hükmünde.
Oldukça ilgi çekici bir yapı olan Prens Romanov Sarayı’nı ne yazık ki sadece pazar günleri ziyaret edebilmek mümkün.
Taşkent’in Müzeleri
Jeoloji Müzesi
Taşkent’in Mirabad ilçesinde yer alan Jeoloji Müzesi pazar günleri hariç haftanın 6 günü ziyarete açık. Bu müzeyi saat 09.00 ile 17.00 arasında görmeye gidebilirsiniz.
1988 yılından beri varlığını sürdüren bu müzede mineraller, değerli taşlar, paleontolojik ve arkeolojik kalıntılar sergileniyor.
Toplamda 50 bin adete yakın sayıda parçanın 12 adet salonda sergilendiği bu müzeye gelerek Özbekistan’ın zengin doğal kaynaklarını görebilirsiniz.
Emir Timur Müzesi
Emir Timur Müzesi kendisi ile aynı adı taşıyan Emir Timur Meydanı üzerinde yer alıyor. 1996 yılından beri halkın ziyaretine açık olan bu müzede Özbekistan tarihinde önemli yere sahip olan liderlere ait bilgilerin sergilendiği bir yer olarak öne çıkıyor.
Özbekistan’ın geçmişinde fazlasıyla önemli bir yere sahip olan askeri ve siyasi bir deha olarak kabul edilen Emir Timur Han’ın adını taşıyan bu müzeye her yıl binlerce turist akın ediyor.
Timur Rönesans’ını başlattığı kabul edilen Emir Timur’un soy ağacı, imza attığı diplomatik belgeleri burada görebilmek mümkün. Ayrıca Özbekistan tarihini özetleyen sikkeler, madeni eşyalar, silahlar, el işlemesi eserler minyatürler de müzede sergilenen diğer unsurlar arasında bulunuyor.
Pazartesi günleri dışında haftanın 6 günü boyunca bu müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Salı gününden cumartesiye kadar saat 09.00 ile 17.00 arasında, Pazar günleri ise saat 09.00 ile 00.00 arasında müzeye giriş yapabilirsiniz.
Ali Şir Nevai Edebiyat Müzesi
1967 yılından beri varlık gösteren bu müze Özbek edebiyatının efsanevi ismi Ali Şir Nevai’nin adını taşıyor.
Müzede Ali Şir Nevai’ye ait olan edebi eserlerin yanı sıra Özbek kültürünü yansıtan eserler ve bilimsel çalışmaları da barındıran bir koleksiyona sahip.
Müzenin temellerinin ilk olarak 1947 yılında Ali Şir Nevai’nin 500. doğum gününün kutlandığı zamanlarda atıldığı biliniyor.
Hem Ali Şir Nevai’nin eserleri hem de Özbek edebiyatına yön veren diğer eserlerin sergilendiği bu müzeyi mutlaka görmelisiniz.
Uygulamalı Sanatlar Müzesi
1927 yılından beri hizmet vere Uygulamalı Sanatlar Müzesi’nin 19. yüzyıl döneminde Ruslar için inşa edildiği biliniyor.
İlk kurulduğu dönemde El Sanatları Müzesi adını taşıyan bu kültürel yapı Özbek sanatçıların ürettiği eserlerin ilk kez sergilendiği yer olma özelliğini elinde bulunduruyor.
Müzede el yapımı mücevherat, Özbek halkının kültürel öğelerini yansıtan el dokuması halılar, nakışlar ve yöresel kilimler sergileniyor.
Toplamda 7000 adetten fazla sayıda eserin sergilendiği bu müzede sanattaki işçiliğin 19. yüzyıldan günümüze dek geçirdiği evrimlere şahitlik edebilirsiniz.
Müzeyi haftanın 7 günü boyunca ziyaret edebilirsiniz. Giriş ücretinin 10,000 Som olduğu Uygulamalı Sanatlar Müzesi, 09.00 ve 21.00 saatleri arasında halkın ziyaretine açık durumda.
Özbekistan Devlet Tarihi Müzesi
Orta Asya toprakları üzerindeki en eski müze olma özelliğini elinde bulunduran Özbekistan Devlet Tarihi Müzesi’nin 136 yıl önce kurulduğu biliniyor.
Özbek halkının geçmişinin anlatıldığı bu müzede toplamda 250 bin sayıda eserin sergilendiği edinilen bilgiler arasında.
Çok sayıda koleksiyona ev sahipliği yapan müzede arkeolojik, nümizmatik ve etnografik eserleri görebilirsiniz.
4 katlı bir bina içerisindeki bu müze mimari görümüyle de ilgi çekmeyi başarıyor.
Taşkent’in Çarşıları
Chorsu Çarsısı
Konum olarak Juva Meydanı‘nda yer alan Chorsu Çarşısı’nın 100 yıldan fazla bir geçmişe sahip olduğu biliniyor.
3 katlı olan bu çarşı büyük kubbeli bir mimari görünüme sahip.
Çarşının ortasında ise çapının 350 metreye yakın olduğu üzerinde oryantalist tarzda süslemelerin dikkat çektiği bir kubbe daha yer alıyor.
Bu tarihi çarşıda Orta Asya’ya özgü baharatları, yöresel ekmekleri, taze etleri, at etinde üretilen ve yerel bir lezzet olan sosis çeşitlerini, kurutulmuş meyveleri satın alabilirsiniz.
Ayrıca Taşkent gezinizi anımsamak için el sanatı ürünlerinden ve çarşıdaki dükkanlarda satılan hediyelik eşyalardan da alabilirsiniz.
Açlığınızı gidermek ve yerel tatları deneyimlemek için Chorsu Çarşısı’nda kehribarlı sarı pilav ve yerel baharatlarla tatlandırılmış ızgara etlerden yemenizi öneriyoruz.
Alay Çarşısı
Taşkent’teki en eski kapalı çarşılardan biri olarak kabul edilen Alay Çarşısı, İpek Yolu üzerinde konumlanıyor.
Fergana Vadisi’ne kurulmuş olan bu çarşısının 12. veya 13. yüzyıl dönemlerinde inşa edildiği biliniyor.
Önceleri yalnızca et ve canlı hayvanın satıldığı bir yer olan Alay Çarşısı günümüzde geçirdiği yenileme çalışmaları sonucunda çok çeşitli ürünlerin satıldığı bir yer haline gelmiş.
Alay Çarşısı’nda her türlü sebze ile meyve, yerel tatlıların yanı sıra Özbek kültürünü yansıtan gümüş ve altından yapılan takıları da satın alabilirsiniz.
Taşkent’in Kuleleri
Taşkent Saat Kulesi
Emir Timur Meydanı üzerinde konumlanan Taşkent Saat Kulesi başkentin simgelerinden birisi olarak kabul ediliyor.
1947 senesinde inşa edildiği bilinen bu anıt önemini ilk günkü gibi koruyor.
Dünya savaşına katılan Özbekistanlı bir saatçi Almanya’ya gittiğinde Allenstein kentinde tüm dünyada geçerli olan bir saat mekanizması geliştirmiş. Söz konusu anıt da bu ünlü Özbek saatçinin anısını yaşatmak adına Emir Timur Meydanı’na yerleştirilmiş.
Saatin mekanizmasının haricinde anıtsal yapının dış görünümünün ünlü bir Özbek usta Shirin Muradov tarafından tasarlandığı da edinilen bilgiler arasında bulunuyor.
Taşkent Televizyon Kulesi
365 metrelik yüksekliğiyle Orta Asya’nın en yüksek yapısı olan Taşkent Televizyon Kulesi kentin siluetinde dikkat çekici bir ayrıntı olarak öne çıkıyor.
Yapımının 1978 yılında başlayıp 1985 yılına kadar sürdüğü bu kule 1990’lı yıllarda uzunca bir süre boyunca dünyanın en uzun üçüncü kulesi olma özelliğine de sahipti.
Uydu, televizyon yayının gerçekleştirildiği ve meteoroloji istasyonunun da bulunduğu bu kule turistlerin fazlasıyla ilgisini çeken bir yer.
Eğer Taşkent’i kuş bakışı olarak görmek isterseniz kulenin 100. metresinde yer alan seyir terasına çıkabilirsiniz. Camlarla kaplı olan seyir terasına binlerce turistin çıktığı ve kentin en popüler noktalarından biri olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Camlarla kaplı olan 100 metrelik yükseklik sizin için yeterli gelmezse daha fazla ücret ödeme karşılığında Taşkent Televizyon Kulesi’nin en yüksek noktasına da çıkabilirsiniz. Ancak buranın camlarla çevrili olmadığı konusunda sizi uyarmamız gerek. Yükseklik korkunuz varsa bu noktaya çıkmak fazlasıyla zorlayıcı bir deneyim olabilir.
Pazartesi günleri dışında haftanın 6 günü boyunca halkın ziyaretine açık olan televizyon kulesine saat 10.00 ile 20.00 arasında giriş yaparak eşsiz Taşkent manzarasını izleyebilirsiniz.
Taşkent’in Medreseleri
Abdül Kasım Medresesi
Abdül Kasım Medresesi Taşkent’in güney kısmında yer alıyor. Taşkent’in en güzel yapılarından biri olan bu medresenin 19. yüzyılda yaptırıldığı biliniyor.
İlime, sanata fazlasıyla önem veren 19. yüzyılın ileri gelen alimlerinden kabul edilen Abdül Kasım’ın adını taşıyan medresede geçmişten günümüze kadar on binlerce öğrencinin eğitim aldığı söylenebilir. Abdul Kasım Medresesi’nde geleneksel sanat ile çağdaş sanatın birbiriyle harmanlandığı bir eğitim sistemi öğrencilere uygulanıyor. Buradan çok sayıda ressam, minyatür sanatçısı, kuyumcu ve ahşap ustasının çıktığı biliniyor.
Mimari yapısıyla göz kamaştıran bu medreseye geldiğinizde içerisinde yer alan küçük hediyelik eşya dükkanından mutlaka alışveriş yapmalısınız. Medresede yetişen öğrencilerin ellerinden çıkan ve Özbek kültürünü yansıtan hediyelik eşyaları ülkenize götürebilirsiniz.
Kukeldaş Medresesi
Taşkent’in kent merkezinde konumlanan Kukeldaş Medresesi’nin Şeyh Hanedanlığı tarafından yaptırıldığı biliniyor.
1570 yılında inşa edilen bu medrese ulaşabilmek için Çarşı metro istasyonuna gelerek kısa bir süre yürümeniz yeterli.
Yapımında sarı tuğlanın kullanıldığı medrese, geleneksel medrese mimarisinde sıkça rastlanıldığı gibi oldukça geniş bir avluya sahip. Avlunun etrafında sıralanan binalar ise medresede eğitim alan öğrencilerin konaklaması için yapılmış.
Zaman zaman yaşanılan depremler nedeniyle kısmi yıkımlar yaşanmış olsa da sık sık restorasyona tabi tutulan medrese günümüze adar tüm güzelliğiyle ulaşmayı başarmış durumda.
Bir dönem müze olarak hizmet vermiş olsa da 1990 yılından beri bu tarihi binanın yeniden medrese olarak kullanıldığı görülüyor.
Barak Han Medresesi
Taşkent’e güzellik katan ve bu şehrin simgelerinden biri olarak kabul edilen Barak Han Medresesi tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini karşılıyor.
Taşkent’in en büyük medresesi olma özelliğini elinde bulunduran bu tarihi yapının 15. ve 16. yüzyılda inşa edildiği biliniyor.
Oldukça geniş bir avlu ve bunun etrafında çok sayıda binaya sahip olan medresenin 1950-1960 yılları arasındaki dönemde restorasyona tabi tutulduğu biliniyor.
Barak Han Medresesi’nin bir kısmının Özbekistan müftülüğüne tahsis edilmiş durumda. Geri kalan kısmı ise halkın ziyaretine açık.
Masmavi kubbelere sahip olan heybetli Barak Han Müzesi dünya üzerindeki en büyük 2 Kur-an’ı Kerim’e ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Her yıl binlerce insan dünyanın en büyük Kur-an’ını görebilmek için müzeye akın ediyor.
Ceylan derisi üzerine el ile yazılan bu dini eseri görmek istiyorsanız saat 09.00 ile 18.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
Müzenin içerisinde fotoğraf çekmek yasak olsa da göreceğiniz mimari güzelliklerin aklınızdan silinmeyeceğine eminiz.
Taşkent’in Meydanları ve Caddeleri
Emir Timur Meydanı
Emir Timur Meydanı için Taşkent’in kalbinin attığı yer dersek abartmış olmayız. Başkentin merkezine konumlanan bu meydan İstanbul’un Taksim’i kadar önemli ve göz önünde olan bir yer.
Özbekistan tarihinde halk tarafından en çok sevilen lider olan Emir Timur’un adını taşıyan bu meydan birbirinden güzel ve ihtişamlı yapı ile çevrili bir yer. Bu şehirde neredeyse tüm yolların Emir Timur Meydanı’na bağlandığı söylenebilir.
Ünü ülke sınırlarını aşmış olan heykeltıraş İlkhom Jabbarov’un ellerinden çıkan bir Emir Timur heykeli meydanın tam da ortasında ziyaretçilerini selamlıyor. Bu bronz heykelin etrafında fotoğraf çektiren çok sayıda turist ile karşılaşmak mümkün.
Geçmişte Sovyet Rusya hakimiyeti altında olan bu şehirde Emir Timur Meydanı’ndaki heykeller hangi lider egemense o doğrultuda değiştiriliyordu. Lenin, Stalin ve Karl Marx’ın heykellerinin dönem dönem bu meydanda halkı selamlamış.
Günün büyük bir bölümünde canlılığını koruyan meydanın etrafında çok sayıda mağaza, kafe ve restoran bulunuyor. Bunlara ek olarak Emir Timur Müzesi, Saat Kulesi ile Forumlar Sarayı’nın meydanın çevresinde yer aldığını söylemek gerek.
Taşkent ziyaretiniz sırasında Emir Timur Meydanı’nda bolca zaman geçireceğinizden eminiz.
Bağımsızlık Meydanı
Taşkent’in en önemli yerlerinden birisi olan Bağımsızlık Meydanı, Özbek halkı için ayrı bir anlam ve değer taşıyor.
Oldukça geniş bir alan üzerine kurulu olan bu meydan çok sayıda heykel ile süslenmiş.
Diğer bir ismi Müstakilik Meydanı olan Bağımsızlık Meydanı yemyeşil düzlükler, uzun ağaçlar ve su gösterilerinin yapıldığı havuzlarla kaplı bir yer. Bunlara ek olarak bisiklet yolları ve yürüyüş parkurlarının da yer aldığı meydanda halkın keyifli zaman geçirdiğine tanık olabilirsiniz.
Geçmişte uzun bir süre Sovyet Rusya hakimiyeti altında yaşayan Özbekistan, Rusya’dan koparak bağımsızlığını ilan ettiğini tüm ülke halkı için kurtuluş niteliğinde olan bu tarihi olay başkentteki bir meydan ile taçlandırılmak istenmiş.
Özbeklerin bağımsızlığının simgesi olan Müstakilik Meydanı gündüz yürüyüş veya spor yapan, çimler üzerinde dinlenen insanlarla doluyken akşamları da su havuzlarının verdiği dinginlik ve ışık gösterilerinin yarattığı canlılık ile ayrı bir çekim olarak dikkat çekiyor.
Her yıl 1 Eylül tarihinde tertiplenen bağımsızlık kutlamalarının başkentteki adresi olan Bağımsızlık Meydanı binlerce Özbek ile dolup taşıyor.
Geçmişte Lenin heykelinin bulunduğu ve isminin de Lenin Meydanı olduğu bu yer günümüzde Taşkent’in özgürlük simgesi olarak halkı selamlıyor.
Trafiğe kapalı bir alan içerisinde yer alan meydana gelerek siz de soluklanabilir ve başkentin ruhunu burada hissedebilirsiniz.