Büyüleyici güzellikteki Ghent, her daim dinamik ve sevimli bir enerjiye sahip.
Belçika seyahatiniz sırasında mutlaka görülmesi gereken ÅŸehirlerden biri olan Ghent’e “orta çağın Manhattan’ı” deniyor.
Kanalları, köprüleri ve evleriyle Amsterdam‘ın küçük kardeÅŸi sayılabilecek Ghent, “Avrupa’nın en iyi sırrı.” Turistlerin çok ziyaret etmediÄŸi fakat gelenlerin büyülendiÄŸi Belçika’nın bu küçük ÅŸehri, Belçika ziyaretiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken duraklardan biri.
Şehir ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek ve şehir haritalarını indirmek isterseniz Ghent şehrinin resmi sitesini kontrol edebilirsiniz.
Gent’te Gezilecek Yerler
Kiliseler
Sint-Baafskathedraal (Aziz Bavo Katedrali)
Gotik mimaride inÅŸa edilmiÅŸ Aziz Bavo Katedrali, dünyaca ünlü Gent Altarı‘na da ev sahipliÄŸi yapmasıyla dikkat çekiyor.
Felemenk sanatçılar Van Eyck KardeÅŸler tarafından yapılan altar, bir baÅŸyapıt olarak 15. yüzyıl Kuzey Rönesansı’nın en önemli sanat eserlerinden biri. “Mistik Kuzunun Tapınması” ya da kısaca “Mistik Kuzu” olarak da anılan eser, birçok tablonun bir araya getirilmesiyle yapılmış.
1432‘de yapılan eser, Katolik sanat eserleri arasında dikkat çeken bir öneme sahip. Geleneksel yaÄŸlı boya tekniÄŸine yenilikler getiren kardeÅŸler resim alanında öncü bir konuma yerleÅŸmiÅŸ.
Avrupa’daki en ünlü eserlerden biri olarak birkaç kere hırsızların hedefi haline gelen Altar’ın bulunduÄŸu Katedral’in özel bölümünü sadece 4 euro karşılığında görebilirsiniz.
Sint-Niklaaskerk (Aziz Nicholas Kilisesi)
Şehrin en eski ve en ünlü katedralinin inşaatı, 13. yüzyılın başında başlamış.
Gotik stilde inşa edilen mimari yapı, orta çağ boyunca Ghent şehrinde market alanı olarak kullanılan meydanda bulunuyor.
Ücretsiz olarak ziyaret edilebilen kilise, tıpkı şehirdeki diğer kiliseler gibi zengin bir iç tasarıma sahip.
Sint-Pietersabdij (Aziz Peter Manastırı)
7. yüzyılda inÅŸa edilen yapı, Ghent’e Hristiyanlık’ın yayılması konusunda katkıda bulunan Aziz Peter’a adanmış.
Manastırın etrafında eskiden çiftlikler ve bahçeli evler bulunuyormuÅŸ. Åžu anda ise Ghent’in en büyük meydanına bakan yapı, ÅŸehrin en önemli noktalarından biri.
Yılın farklı dönemlerinde bu meydanda çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Ücretsiz ziyaret edilebilen kilise ve çevresindeki etkinlikler, meydanın yakınındaki üniversitelerde okuyan ve yurtlarda konaklayan öğrencilerin de ilgisini çekiyor.
Manastırın en gizemli yanı ise arkasındaki gizli bahçesi. Kanalın kenarındaki bahçe ve üzüm bağları, öğrencilerin sıklıkla ders çalışmak veya arkadaşlarıyla oturmak için tercih ettiği bir yer.
Sint-Michielskerk (Aziz Michael Kilisesi)
Nehirdeki yansıması ve gece ışıklandırmasıyla dikkat çeken Sint-Michielskerk (Aziz Michael Kilisesi, gotik mimaride inşa edilmiş ve zengin bir iç süslemeye sahip.
Normalde 134 metre olması planlanan kilisenin inşaatı kesintiye uğradığından dolayı şu anki 34 metre yüksekliğinde kalmış.
Kilise içerisindeki Anthony Van Dyck’in Haç’taki Ä°sa Tablosu, ÅŸehrin en ünlü simgelerinden.
Sint-Jacobskerk (Aziz James Kilisesi)
Romanesk mimarideki kilise, iki kuleli bir yapı. 11. yüzyılda ahşaptan bir kilise olarak tasarlanmış.
Ghent Festivali’nin ana merkezi olan meydana ev sahipliÄŸi yapan kilise ve çevresi, festivalin baÅŸlamasıyla birlikte yılın en kalabalık dönemlerini yaÅŸamaya baÅŸlıyor.
Tarihi Eserler
Het Belfort van Gent (Gent Çan Kulesi)
91 metre kule, Gent’teki 3 önemli kuleden biri. DiÄŸer kuleler, Aziz Bavo ve Aziz Nikolas Katedralleri‘ne ait.
Gent Çan Kulesi ise tüm Belçika’daki en yüksek çan kulesi. 1313‘te inÅŸa edilen kilise yüzyıllar boyunca gözetleme kulesi ve yangın kulesi olarak da kullanılmış.
Brugge’daki çan kulesinin tepesindeki ejderha heykelinin çalınarak Gent’e getirildiÄŸi ve Çan Kulesi’nin tepesine yerleÅŸtirildiÄŸi düşünülüyor. Åžu anda ejderha, Gent’in simgesi olarak ÅŸehir için büyük bir öneme sahip. Ejderhanın ÅŸehri ve insanları koruduÄŸuna inanılıyor. Orta çaÄŸda da ÅŸehrin bu kulede saklanan hazinesini korumakla görevliymiÅŸ.
Aslında Gent halkı tarafından çalınan tek şey bu ejderha heykeli değil. Altın ejderha, 18. yüzyılda altın çağını yaşayan Belçika şehrinin artan ticarete bağlı olarak gelişen refah seviyesini de temsil ediyor diyebiliriz.
Tekstil ve madencilikte öne çıkan ÅŸehir, demir yolu taşımacılığı ticaretiyle de zenginleÅŸmiÅŸ. Bir söylentiye göre Ä°ngiltere’den yine kaçakçılıkla getirilen bir yün eÄŸirme makinesiyle ÅŸehirde Endüstri Devrimi yaÅŸanmış; böylece tarih Ghent’i Londra’dan sonra endüstrileÅŸen ikinci ÅŸehir olarak yazmış.
Çan Kulesi 8 euro karşılığında ziyaret edilebilir. Öğrenciler ise indirimli olarak 6 euro karşılığında Çan Kulesi’ni görebilir.
Kontların Kalesi (Gravensteen)
Orta çağ boyunca Flanders Kontlarının yerleşimi olan kale, tarih boyunca hapishane, mahkeme, darphane ve pamuk fabrikası gibi farklı işlevler için kullanılmış.
1180‘de inÅŸa edilen kilise, ÅŸehri uzun süre yöneten kontların gücünü temsil ediyor.
Şimdi bir müze olarak ziyaret edilebilen kalede, orta çağa bir ziyaret yapmış gibi hissedeceksiniz.
Kalenin içerisinde ayrıca bir işkence müzesi de bulunuyor.
Büyük Savaş Topu (Groot Kanon)
Hemen Kontların Kalesi’nin önündeki bu tarihi top tarih boyunca hiç ateÅŸlenmemiÅŸ.
Bölgeyi yöneten Burganya Dükleri tarafından yerleştirilen top, 12,500 kilo ağırlığında.
Åžeytan Gerald’ın KalesiÂ
13. yüzyıl kalesi, şehirdeki birçok yapı gibi gotik mimaride inşa edilmiş.
Adeta bir Game of Thrones karakteri gibi anlatılan Gerald, “ÅŸeytan” diye anılacak kadar korkutucu biri miydi bilinmiyor; ama kendisi koyu tenli, siyah saçlı olduÄŸu söylenen -haliyle Belçikalı halk arasında daha dikkat çeken- bir şövalyeymiÅŸ.
Şövalyelerin çağı sona erdikten sonra ise kale silah deposu, manastır, okul, hastane, yetimhane ve hapishane gibi farklı amaçlar için kullanılmış.
Town Hall (Belediye Binası) Â
Hayatınızda görebileceğiniz en kafa karıştırıcı binalardan biri olan Belediye Binası, iki farklı mimari stilde inşa edilmiş.
Ä°talyan sarayı ve yarım gotik mimarisi ÅŸeklinde yapılmış olan binanın bu denli farklı bir mimariye sahip olmasının sebebi olarak Altın ÇaÄŸ’da baÅŸlayan inÅŸa serüveninin çok uzun sürmesi, bu süreçte de ÅŸehrin hızla para kaybetmesinden dolayı inÅŸaata ayrılan fonun azalması öne sürülüyor.
Belediye binası günümüzde düğün şapeli olarak da hizmet veriyor.
Lonca Evi (Metselaarshuis)
Aziz Nikolas Katedrali karşısındaki lonca binası, şehirde 16. yüzyılda hakim olan lonca yönetimini temsil ediyor.
6 dans eden işçi heykeliyle süslenmiş olan binanın bir kopyası da Graslei bölgesinde, nehir kenarında bulunuyor.
Hollanda Kraliyet Tiyatrosu (Koninklijke Nederlandse Schouwburg-NTGent)
Tiyatro oyunlarının sergilendiği ve konferansların düzenlendiği Hollanda Kraliyet Tiyatrosu, belediyeye ait tarihi bir bina.
Tiyatronun hemen önünde de Apollo Çeşmesi bulunuyor.
Müzeler
Güzel Sanatlar MüzesiÂ
Belçika’nın en eski müzelerinden biri olan Güzel Sanatlar Müzesi, ÅŸehrin en büyük parkı Citadel Park’ın hemen giriÅŸinde bulunuyor.
Hieronymus Bosch, Rubens ve Magritte gibi Flaman coÄŸrafyasının en ünlü ve en baÅŸarılı sanatçılarının eserlerini sergileyen müzede, Belçika’nın orta çaÄŸdan baÅŸlayarak 20. yüzyıla kadarki sanat eserleri sergileniyor.
Belçikalı sanatçıların eserlerinin birçoÄŸu ise Paris’teki Louvre Müzesi‘nde sergileniyor.
Pazartesi günleri kapalı olan müze, hafta içi 9.30-5.30 arasında, hafta sonu 10-6 saatleri arasında ve 8 euro karşılığında ziyaret edilebilir. 25 yaşından küçük öğrenciler için ise fiyat 2 euro.
Çağdaş Sanat Müzesi
1999’de eski bir kumarhane binasından dönüştürülerek açılan ÇaÄŸdaÅŸ Sanat Müzesi’nde dünyadan ve Belçika’dan en seçkin sanat eserleri sergileniyor.
Pazartesi günleri kapalı olan müze, hafta içi 9.30-5.30 arasında, hafta sonu 10-6 saatleri arasında ve 15 euro karşılığında ziyaret edilebilir. 25 yaşından küçük öğrenciler için ise fiyat 2 euro.
Dr. Guislain MüzesiÂ
Belçika’nın en eski zihinsel hastalıklar hastanesi 1857’de açılmış.
Dr. Guislain- zihinsel hastaları insanı bir şekilde tedavi eden, alanında öncü bir psikiyatri doktoru.
Pazartesi günleri kapalı olan müze hafta içi günleri saat 9-17’de; hafta sonu ise 13-17 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Tam ücret olarak 8 euro talep eden Dr Guislain Müzesi, 26 yaşından küçük öğrencilere ise 3 euro.
Ghent Åžehir MüzesiÂ
Ä°ÅŸte karşınızda Avrupa’nın en yaratıcı ÅŸehir müzelerinden biri. Ghent Åžehir Müzesi, ÅŸehrin farklı yüzyıllardaki farklı görünümlerini gözler önüne seriyor.
İnteraktif müzeciliğe ilgi duyan ve yenilikçi müze ve sergileri keşfetmeyi sevenler için Ghent Şehir Müzesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken müzelerden biri.
Çarşamba günleri hariç her gün açık olan müze, hafta içleri 9-5 arasında; hafta sonları ise 10-6 saatleri arasında ve 8 euro karşılığında ziyaret edilebilir. 25 yaşından küçük öğrenciler için ise fiyat 2 euro.
Alijn Evi (House of Alijn)
20. yüzyılın başından Ä°kinci Dünya Savaşı‘na ve 1980’lere uzanan tarihi bir yolculuÄŸa çıkaran müze, geleneksel bir Flanders bölgesi evini yansıtıyor.
Günlük hayatın izlerini taşıyan müze-ev, çarşamba günleri hariç saat hafta içleri sabah 9 akşam 17; hafta sonları ise sabah 10 akşam 18 saatleri arasında ziyarete açık.
Müzenin ayrıca oldukça sevimli bir bahçesi ve kafesi de bulunuyor. Özellikle açık havada eğlenmek isteyen ziyaretçilerini bekleyen kafede, yaz mevsiminde açık hava konserleri ve tiyatrolar da düzenleniyor.
Öğrencilerin 2 euroya giriş yapabildiği müzeye tam girişler ise 6 euro.
Kültür MerkezleriÂ
Kütüphane Kulesi (Book Tower)
Kimi zaman Ghent’in 4. kulesi olarak anılan Kütüphane Kulesi, 64 metre uzunlukta ve 24 kata sahip.
3 milyon kitaba ev sahipliği yapan kütüphane, üniversiteye ait modernist bir gökdelen bina.
De Krook Kütüphanesi
Åžehir sakinlerinin, öğrencilerin ve misafirlerin buluÅŸma noktası…
Kanal kenarındaki kütüphane binası, 2017 yılında açıldığında şehrin en yeni yapılarından biri.
Ödüllü mimari tasarımda öğrencilerin ders çalışabileceği ortak çalışma salonu ve Ghent halkının da yararlanabileceği bir kitap-kafe bulunuyor.
Vooruit Kafe
Ghent, demokrasiye ve özgürlüğe önem veren şehirlerden biri.
Tarih boyunca, sanayileşme anlamında Londra ve Paris ile yarıştığından dolayı, işçi hareketlerinin de yaşandığı önemli merkezlerden biri haline gelmiş.
Belçika’da, Ä°ngiltere’ye denk görülen hızlı endüstrileÅŸmeye ve bunun sonucunda ortaya çıkan insanlık dışı kapitalist uygulamalara tepki olarak ortaya çıkan sosyalist hareketin sembolü olarak görülen Vooruit, işçilerin uygun fiyata yemek yiyebildiÄŸi, eÄŸlenebildiÄŸi ve kültürel faaliyetlerden yararlanabildiÄŸi bir alan olarak kullanılmış.
Vooruit binası, opera salonu, sinema ve tiyatro olarak kullanılmaya ve Ghent halkına hizmet etmeye devam ediyor ve bir kafesi de var. Önemli bir festival ve sanat merkezi olan Vooruit, şehrin tarihi geçmişini anlamak için önemli bir yer.
Meydanlar ve ParklarÂ
Korenmarkt (Market Meydanı)
Ghent şehrinin tarihi merkezi Korenmarkt, adını orta çağ boyunca bu bölgede kurulan geniş pazardan almış.
Şehrin en önemli turistik merkezi şehirden geçen Leie (Lys) Nehri kıyısında ve bahsettiğimiz tarihi katedrallerle çevrelenmiş.
Meydanın en güzel yanı, toplu taşıma araçları ve bisikletler hariç, meydana özel araç girmesi yasaklanmış durumda. Haliyle meydanda yayalar rahatça gezebiliyor.
Her daim hareketli olan meydanda, her mevsimde farklı etkinlikler düzenleniyor.
Etkileyici mimari yapıların, tarihi binaların ve restoranların bulunduğu meydan hem gündüz saatlerinde hem de geceleri büyüleyici bir güzelliğe sahip.
Gent Festivali’nin de ana merkezi olan meydan, aynı zamanda alışveriÅŸ için tercih edebileceÄŸiniz en önemli ana merkez.
Şehrin ana meydanından ayrılan caddelerde farklı tarihi eserleri keşfe çıkabilirsiniz.
Aziz Michael Köprüsü (Sint-Michielsbrug)
Brugge’un Aşıklar Köprüsü olur da, kardeÅŸ ÅŸehrinin olmaz mı? Åžehrin en romantik noktalarından biri olarak görülen köprü, hem gündüzleri hem de geceleri etkileyici bir manzaraya sahip.
Ziyaretinizde masalsı bir anı yaratmak için şehrin en güzel noktası olan bu bölgeyi mutlaka keşfetmelisiniz.
Graslei ve Korenlei olarak bilinen, nehrin iki kıyısı, gündüz tarihi yerleri keşfetmek, geceleri ise nehir kenarında arkadaşlarla oturup aydınlatılan binalara karşı muhabbet etmek için ideal.
Graslei & Korenlei
Leie Nehri‘ne yansıyan birbirinden güzel evler; nehrin iki kıyısındaki eÅŸsiz tarihi eserler ve kafanızı nereye çevirseniz karşılaÅŸacağınız büyüleyici manzaralar…
11. yüzyıldan beri bir liman kenti olan Gent’in eski limanı buradaymış. Günümüzde, liman ÅŸehir merkezinin dışına taşınınca, eski liman halkın bolca vakit geçirdiÄŸi ve eÄŸlendiÄŸi noktalardan biri haline gelmiÅŸ.
Özellikle öğrencilerin dinlendiği ve güneşi batırdığı mekan, huzur dolu bir nokta. Nehir kıyısına oturarak veya nehir kenarındaki kafe ve restoranları keşfe çıkarak şehrin tadını çıkarabilirsiniz.
EÄŸer dilerseniz, kanalda kanal turu yapabilir veya kanoya binebilirsiniz.
Şehir Kasrı (City Pavilion)
Çok amaçlı kullanılan pavilyon, şehir merkezinde kimilerinin çok takdir ettiği kimilerinin de çok eleştirdiği tartışmalı bir mimari yapı.
Konserler, dans gösterileri ve yemek pazarlarlarının düzenlendiÄŸi pavilyon’un etrafında da çeÅŸitli kafeler ve maÄŸazalar bulunuyor.
Pavilyonun alt tarafında ise şehrin en ünlü mekanlarından biri olan Belfort Şehir Kafesi ve Restoranı var.
YeÅŸil Park
Pavilyon‘un ve Aziz Nikolas Kilisesi‘nin hemen önünde bulunan küçük yeÅŸil park ÅŸehir sakinlerinin sıklıkla tercih ettiÄŸi yerlerden biri.
Sanat eserleri ile donatılmış bu sevimli park, şehir meydanının güzelliğini uzun uzun keşfe çıkabileceğiniz bir alan.
Büyük Meydan (Groentenmarkt)
Burası her ne kadar günümüzde oldukça huzurlu gözükse de, orta çağ boyunca idam meydanı olarak hizmet vermiş.
Cuma günleri ÅŸehrin organik pazarına ev sahipliÄŸi yapan, haftanın her günü çeÅŸitli baharatların ve Gent’e özgü “cuberdon” ÅŸekerlemelerinin satıldığı meydan, ÅŸehrin alışveriÅŸ yapabileceÄŸiniz önemli noktalarından biri.
De Oude Vismijn(Balık Pazarı)Â
Åžehrin en eski pazarlarından biri olan ve “Eski Balık Pazarı” olarak bilinen meydanda, rokoko stilinde inÅŸa edilmiÅŸ ve Neptün Heykeli‘nin olduÄŸu eski bir bina da var.
Åžehrin turist ofisinin de olduÄŸu meydan, ÅŸehrin en kalabalık alışveriÅŸ bölgesinde ve Kontların Kalesi’ne giden cadde üzerinde bulunuyor.
Vrijdag MeydanıÂ
Aziz James Kilisesi’nin önündeki meydan, kafelerle ve restoranlarla çevrelenmiÅŸ ÅŸehir tarihini keÅŸfedebileceÄŸiniz ve alışveriÅŸ yapabileceÄŸiniz bir meydan.
Cuma ve cumartesi günleri, meydana adını veren pazarın kulunduğu alanda, organik yiyecekler ve uygun fiyatlı kıyafetler bulabilirsiniz.
Bölgenin diÄŸer önemli tarihi yapıları arasında Jacob van Artevelde Heykeli ve İşçi Sendikası’nın bulunduÄŸu tarihi bina bulunuyor. Åžehir tarihini derinden etkileyen olayları bu meydanı keÅŸfe çıkarak öğrenmeniz mümkün. Åžehir tarihi boyunca idamların gerçekleÅŸtiÄŸi, işçi hareketlerinin yaÅŸandığı ve Ghent’in kendine ait bir kimlik kazandığı önemli bir alan burası.
Werregarenstraat (Graffiti Sokağı)
Öğrenci hayatıyla dikkat çeken bir şehir olan Ghent, aynı zamanda sanatçıların özgürce sanatlarını sergileyebileceği alanlar yaratmasıyla ün kazanmış.
Bu özgürlüğün en çok hissedildiği yerlerden biri de farklı graffiti çizimleriyle dolmuş olan Graffiti Sokağı, Werregarenstraat.
Gent’teki tüm graffiti eserlerin bulunduÄŸu sokaklar için Gent graffiti haritasını inceleyebilirsiniz.
Kouter MeydanıÂ
Pazar günleri çiçek pazarının düzenlendiği Kouter Meydanı, mavi çardağıyla dikkat çekiyor. Pazar günleri çardakta açık büfe ve bar kuruluyor.
Şehrin opera binası ve konser salonu önündeki meydan, şehrin sanat ve kültür hayatının nabzının attığı rengarenk bir meydan.
Ghent Limanı (Portus Ganda)
Eski bir gemi limanı olarak hizmet veren bölgede günümüzde köprüler ve parklar bulunuyor. Halkın sıklıkla vakit geçirdiği bölgede yayalara özel kaldırımlar, teraslar ve kafeler bulunuyor.
CitadelparkÂ
1875‘te düzenlenen parkın bulunduÄŸu yerde aslında ÅŸehri koruyan kaleler bulunuyormuÅŸ, haliyle ÅŸehrin son bulduÄŸu yermiÅŸ.
Piknik yapmak ve kafa dinlemek için ideal olan geniÅŸ Citadel Parkı’nda ÅŸu anda binlerce farklı çeÅŸitte çiçek ve ender görülen bazı bitki türleri var.
Ghent’in yemyeÅŸil olmasını saÄŸlayan parklardan biri olarak dikkat çeken parkta, farklı stillerde etkileyici heykeller de bulunuyor.
Koning Albertpark, Zuidpark
Neo-barok tarzda süslenen ve düzenlenen parkta, eskiden ÅŸehrin 3. istasyonu olan Zuid istasyonu bulunuyormuÅŸ. Ä°stasyonun kullanımdan kaldırılmasıyla beraber Ghent’in merkezi sayılabilecek merkez otobüs ve tramvay duraklarından birinin hemen arkasında bulunan bu bölge sevimli bir parka çevrilmiÅŸ.
Şehrin en ünlü tiyatro binalarından biri olan Capitole Ghent, parkın hemen sonundaki cadde üzerinde bulunuyor. Ayrıca şehir merkezindeki ender alışveriş merkezlerinden birini de burada görebilirsiniz.
Muinkpark
19. yüzyılda Gent Hayvanat Bahçesi’ne ev sahipliÄŸi yapan Muinkpark’ta günümüzde hayvanat bahçesi yok fakat yaz mevsiminde bu parkta açık hava sinema festivali düzenleniyor.
Blaarmeersen
Biraz ÅŸehir merkezinden uzaklaÅŸmak için vaktiniz varsa, piknik, yüzme ve spor için Blaarmeersen’e uÄŸramalısınız.
Şehir merkezine bisikletle 20 dakika uzaklıkta bulunan göl ve koru, yaz mevsiminde Gent halkının serinlemek ve eğlenmek için gittiği önemli bölgelerden biri.
Gent Ãœniversitesi KampüsleriÂ
Bir üniversite ÅŸehri olduÄŸundan dolayı Gent’te birçok farklı üniversite kampüsüne denk gelebilirsiniz.
Şehir merkezindeki Aula Kampüsü, Yunan klasik mimarisinde inşa edilmiş; bir ara sokakta karşınıza çıkan eşsiz bir güzellik.
Şehrin ve üniversitenin önemli bir kültür merkezi olan Het Pand Kampüsü ise, bahçeleri ve üniversite tarihini anlatan sergileriyle dikkat çekiyor.
Şehirde üniversitenin toplamda 16 kampüsü bulunuyor.