Hafta Sonu Tatili İçin Alternatif 8 Seyahat Rotası

0
8019

Hayatımız sabah 9 akşam 6 mesaisiyle geçiyor ve hafta sonları hepimiz için altın değerinde. Bu kısacık iki günü yepyeni bir şehirle taçlandırıp hayata renk katmaksa sizin elinizde. Şöyle iki günde doyasıya gezip, keyifli anılar biriktirebileceğiniz şehirlere bir göz atabilirsiniz.

Güzel ülkemizin her bir köşesinde gezilmedik nokta bırakmayana dek hazırlamaya devam edeceğimiz gezi rotaları arasında bu kez hafta sonu gibi ufak çaplı kaçamaklarınız için ruha ilaç gibi gelecek destinasyonlardan bahsedeceğiz.

Gerek Ege’de, Karadeniz’de gerekse Güneydoğu Anadolu’da, Marmara’da henüz toprağına adım atmadığınız noktaların yer aldığını fark etmenizi sağlayacak bu yazı.

Sizi keşfe çıkmaya teşvik edecek ve sadece birkaç gününüzü ayırarak tamamını gezebileceğiniz noktalar için buyurun efendim:

Haftasonu Tatili İçin Alternatif 8 Seyahat Rotası

Antep’in Hamamları Sallanır Külhanları…

Eğer farklı bir coğrafya ve otantik tatlar peşindeyseniz ilk iş gidiş-dönüş ucuz Gaziantep uçak bileti bakmaya başlayın derim.

İkinci Bahar dizisini izleyenler hatırlar. Ali Haydar Usta’nın (Şener Şen) Hanım’a (Türkan Şoray) “Gel ey canların canı, gönül dermanı katmer…” diyerek okuduğu enfes bir şiir vardır. İşte o katmeri yemek için bile yolunuzu Gaziantep’e düşürmelisiniz.

Resmi adıyla Gaziantep, tam 6 bin yıldır insanların yaşadığı önemli bir kültür ve gastronomi şehri.

Tarihi derinliği tartışılmayacak şehir, Kurtuluş Savaşı yıllarında zorlu mücadelelere sahne olduğundan Gaziantep ismini aldı.

Üzerinde yer alan medeniyetlerden kalma, hanları, hamamları, köşkleri ve kervansaraylarıyla her adımınızda ruhunuzu okşayan Antep, asıl mutfağıyla gastronomi turizminde dünya şehirlerine kafa tutuyor.

İpek ve Baharat yollarının kesiştiği yerde bulunan şehir, farklı toplulukları misafir ederken onlardan aldıklarıyla mutfağını günbegün zenginleştirmiş.

Gaziantep mutfağı, 2016’dan beri UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler listesinde yer alıyor. Ayrıca Zeugma Müzesi’ne uğrayıp dünyanın en etkileyici gözlerinde sahip Çingene Kızı’nı görmeyi es geçmeyin.

Antep’te ne yenir sorusunun ilk cevabı bir tatlı düşkünü olan bendenize göre elbette katmer. Ama çeşit çeşit baharatla, isotla tatlandırılmış 200’ün üzerinde tescilli Antep yemeğinin çoğu etli.

Yuvalama çorbası, beyran çorbası, cartlak kebabı ve sayısız lezzet bir tadanın bir daha aklından çıkmıyor. Dönüşte Gaziantep baklavasıyla sizi bekleyenleri sevindirmeyi de ihmal etmeyin.

Kapadokya’da Düşsel Bir Deneyim

Yazın başka kışın başka güzel olan nadir bölgelerden biri de Kapadokya. Nevşehir ve çevresini kapsayan bu masalsı coğrafyayı, dolu dolu bir programla 2 günde gezebilirsiniz.

Sabah erken saatlerde balon ile güneşin doğuşuna şahit olup romantizmi taçlandırabilir aynı zamanda Göreme Açık Hava Müzesi’ni, Ürgüp Müzesi’ni görüp, Kaymaklı ya da Derinkuyu yer altı şehirlerini gezerek tarihin gizemli sayfalarında göz gezdirebilirsiniz.

Dervent ve Güvercinlik Vadisi’nde muhteşem karelerle anılarını ölümsüzleştirmeyi unutmayın.

Buraya kadar gelmişken Kapadokya’nın kendine has mağara otellerinde kalıp, enfes testi kebabını denemeden, yanınıza birkaç şişe Kapadokya şarabı almadan dönmeyin.

Huzuru Doğada Arayanların Adresi: Yedigöller, Sapanca ve Abant

Abant, Yedigöller ve Sapanca huzurun, sakinliğin, romantizmin en yoğun yaşandığı muhakkak görülmesi gereken muhteşem seçenekler.

Yemyeşil ormanları insana huzur veren göl manzaralarıyla, buluşturan Sapanca’da uzun ve sakin yürüyüşler yapabilirsiniz.

Doğanın en naturel tonlarına boyanan Yedigöller’de şömine başında bir şeyler yudumlarken SPA’da kendinizi şımartıp, zihnen ve bedenen yenilenmiş halde tatilden dönebilirsiniz.

Abant, göl kenarında insandan, gözden uzak romantik bir tatil için eşsiz bir alternatif. Her mevsim gidilebilecek kaçış rotalarından bir olan Abant’ta Yedigöller Milli Parkı, Örmeci Yaylası, Samandere Şelalesi, Sinekli Yaylası doğal güzellikleriyle başınızı döndürecek. Eğer vaktiniz kalırsa Mudurnu’ya Osmanlı konaklarını görmeye de uğrayabilirsiniz.

Ege’de Küçük Bir Keşif Rotası: İzmir-Çeşme-Alaçatı-Selçuk-Didim-Kuşadası-Pamukkale

İzmir’de uluslararası düzeyde hizmet veren Adnan Menderes Havalimanı’na ülkemizin birçok noktasından Türk Hava Yolları, Pegasus Havayolları, AnadoluJet, Sun Express gibi hava yolu firmalarının uçak seferleri düzenleniyor.

Dilerseniz Ege’nin incisi İzmir ile unutulmaz anılara sahip olacağınız Ege turunuza başlayabilirsiniz. Kumrunun bir kuştan ibaret olmadığı bu şehir, Konak Meydanı’nda bulunan ve sembolik bir yapı olan Saat Kulesi ile de oldukça ünlü. Burada bir fotoğrafı olmayan İzmirli yok diyebiliriz ki gelen turistlerin de ilk yaptığı şey bu oluyor.

Kordon’da içeceğiniz çayın keyfini ve özgür düşüncenin adresi Alsancak’ta yiyeceğiniz envaiçeşit boyozun tadını nereye giderseniz gidin unutamayacaksınız.

İzmir’e gelip de Tarihi Asansör bölgesini görmeden dönmek olmaz. Bu yüzden buraya gelip güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.

Bahar sonu ve yaz başı harika bir havaya sahip olan İzmir’in Çeşme ilçesinin birbirinden güzel plajlarında yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

Tarihi Çeşme Kalesi’ni de görüp Rum evlerinin o hayranlık uyandırıcı yapısıyla bütünleşmiş ve begonvillerle süslü Alaçatı’nın sokaklarında yürüyerek o sıcak havasını soluyabilirsiniz. Cıvıl cıvıl olan bu bölge, yılın her zamanı yerli yabancı binlerce turistin akınına uğruyor.

Daha sonra Selçuk’ta bulunan Efes Antik Kenti’ni ve yöresel kahvaltısı, meşhur Matematik Köyü, enfes ev yapımı sofra şaraplarıyla ünlü olan Şirince Köyü’nü görmelisiniz. Buradaki köylü teyzelerden gözleme yemeyi de sakın ola ki unutmayın. Çünkü bu sizi defalarca Şirince’ye çekecek önemli detaylardan sadece biri.

Buradan tertemiz denizi ve plajlarıyla nam salan ve Aydın’da yer alan Didim’e uzanıp tarihi dokularını keşfetmeye Apollon Tapınağı’ndan başlamanız mümkün.

Aydın’da konumlanan Kuşadası’nın plajlarında gününüzü şenlendirdikten sonra meşhur Barlar Sokağı’nda eğlenceye devam edebilirsiniz.

Daha sonra Aydın Otogarı’ndan Ulusoy, Isparta Turizm gibi otobüs firmalarından birini tercih ederek Denizli Otogarı’na ulaşabilirsiniz. Çünkü burada tatilinizin son durağı olan Pamukkale bulunuyor.

Bembeyaz örtülerle örtülmüş gibi görünen Pamukkale, bambaşka bir tecrübe olacak sizin için. Burada karşınıza çıkacak olan Hierapolis Antik Kenti’yle tarihin derinliklerine yolculuk yapacaksınız.

Daha sonra doğanın en harika eserlerinden biri olan Pamukkale Travertenleri izlemek için balon turuna çıkabilirsiniz.

Eğer kış döneminde buraya gelirseniz mutlaka Bozdağ’da bulunan kayak merkezinde vakit geçirmeyi de ihmal etmeyin.

Özgürlüğün Kazanıldığı Noktalardan Biri: Çanakkale (Assos, Bozcaada, Gökçeada)

AnadoluJet, OnurAir gibi hava yolu firmalarının seferler düzenlendiği Çanakkale’de birkaç gün geçirmek isterseniz tatiliniz için izleyebileceğiniz bir rota sunuyoruz size şimdi.

Neredeyse herkesin dilinde olan “Emekli olup Assos’a yerleşeceğim” cümlesinin başlı başına ortaya çıkış sebebi olan Behramkale Köyü’nün güzelliklerini keşfedebileceğiniz Çanakkale’de bulunan bu köy, bugün Assos diye anılıyor ve il merkezine yaklaşık uzaklığı 87 km. Assos’ta yapacağınız tarihi gezinin ardından güzel bir balık yemeniz gerektiğini de hatırlatmakta fayda var bu noktada.

Buna ek olarak Ayvacık’ta bulunan ve uluslararası anlamda ödül almış olan Tahta Kuşlar Müzesi’ne ev sahipliği yapan Adatepe Köyü de mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Meşhur Truva Savaşı’nın olduğu bölgeyi gezdikten sonra Çanakkale Savaşı’na tanıklık eden Gelibolu Yarımadası’nı ve Şehitlikler’i görmelisiniz.

Hem gururu hem de hüznü bir arada hissettirecek bu geziyi mutlu, mesut sonlandırmanız için ise mutlaka uğramanız gereken iki adres var: Gökçeada ve Bozcaada. Bu iki ada Çanakkale’ye bağlı birer ilçe aynı zamanda.

Geyikli İskelesi’nden bineceğiniz feribotla rahatlıkla ulaşabileceğiniz Bozcaada’da eski Türk ve Rum mahallelerini gezerek dönüşte ellerinizde reçel kavanozlarıyla dönmeniz olası. Çünkü bu adanın reçelleri enfes bir lezzete sahip.

Eğer Gökçeada’ya gitmek istiyorsanız istikamet kesinlikle Kabatepe İskelesi olmalı. Buradan feribotla adaya geçtikten sonra Kefalos Plajı’nın tadını çıkarabilirsiniz. Dileyen bu plajın yakınında konumlanan Tuz Gölü’nde çamur sefası da sürebilir.

Bir Kez Görenin Bir Daha Ayrılmak İstemediği Kent: Muğla

Ege’ye has lezzetlerden biri olan keşkeğin en güzel yapıldığı yerlerden Muğla’da iki üç gün geçirin ki hem ruhunuz hem de bedeniniz tam anlamıyla dinlenme fırsatına erişsin. Çünkü hemen hemen her ilçesinde kendine has ayrı bir güzelliğin bulunduğu bu kentte inanılmaz bir huzur saklı.

Tatil denince ilk akla gelen Marmaris, Bodrum, Dalyan, Dalaman ve Fethiye gibi yerler Muğla’nın ne kadar karşı konulamaz bir cazibesi bulunduğunun göstergesi. Sadece birkaç günde bu nefes kesici yerlerin hepsinde vakit geçirmeniz mümkün.

Bunun için yapmanız gereken Pegasus, AnadoluJet gibi hava yolu firmalarıyla Muğla’da bulunan iki havalimanından birine gelmek. Eğer bulunduğunuz yerde havalimanı yoksa veya seyahat tarihinize uygun uçak bileti bulamadıysanız Muğla’daki otogarlardan birine hizmet veren şehirler arası otobüs firmalarını da değerlendirebilirsiniz.

Üstelik pek çok antik kente de ev sahipliği yapan Muğla’nın meşhur kıyısı Gökova Körfezi de sırtınızı dağlara verip denize girebileceğiniz noktalarından biri olduğu için buradaki deniz keyfinin diğer yerlerdekine benzemeyeceğini de hatırlatmakta fayda var.

Her mevsim ayrı güzel olsa da Muğla’yı bahar aylarında bir görmelisiniz. Muğla’nın Ula ilçesine bağlı olan Akyaka’nın Azmak Nehri üzerinde düzenlenen turlar ise oldukça meşhur burada. Çünkü nehir üzerinde seyahat ederken tertemiz suyun altındaki balıkları izleyebiliyorsunuz.

Akyaka’da denize girilecek yerler ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için Akyaka’nın En İyi Plajları ve Koyları yazımıza mutlaka göz atmalısınız.

Fethiye’nin endemik kelebek türlerine ev sahipliği yapan Ölüdeniz’i ve Ölüdeniz’den dolmuşlarla ulaşabileceğiniz resmi adı Uzunyurt olan Faralya’sı sizin için başka yerde sahip olamayacağınız anıların adresi olacak.

Eğer doğayla kucaklaşmak size iyi geldiyse mutlaka Saklıkent Kanyonu’na da bir uğramalısınız. En güzel doğa yürüyüşlerinin yapıldığı yerlerden biri olan bu kanyon, şehir içinde kaçamadığınız ruhunuza seslenecek.

Marmaris’in Cennet ve Sedir adalarının ardından Salı Göl’de sakince kafanızı dinleyebilirsiniz. Ancak yorgunluğunuzu atabileceğiniz ve şifa bulabileceğiniz en iyi yerlerden biri ise Köyceğiz’de bulunan Sultaniye Kaplıcaları.

Doğu Karadeniz Rüzgârı: Ordu-Trabzon-Rize-Batum

Karadeniz gezileri sadece yaylalar, göller, vadiler demek değil aynı zamanda çok has, çok sıcak insanlar tanımak demek.

Sohbeti ayrı güzel olan Karadenizlilerin çok misafirperver olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Öyle ki aslında yaylalarda çalışırken vakit geçsin diye düzenledikleri eğlencelerin festivallere dönüşmesinde bu misafirperverliklerinin büyük payı var şüphesiz. Çünkü her geleni hemşerisi gibi ağırlıyor Karadenizliler. Ee, onların bulunduğu her noktada da bir tulum veya kemençe sesi duymanız, horon tepen insanlar görmeniz mümkün oluyor.

Eğer bu kültürü derinlemesine yaşamak isterseniz Samsun’dan veya Ordu’dan başlayabilirsiniz turunuza.

Samsun’daki İlk Adım Anıtı’nı veya Bandırma Vapuru’nu görebilirsiniz. Eğer Ordu’yu merak ediyorsanız bu ilde yer alan Boztepe’den teleferikle şehir manzarası izleme şansı elde edebilirsiniz.

Daha sonra Trabzon’a geçerek Sümela Manastırı, Ayasofya, Atatürk Köşkü gibi tarihi mekanları gördükten sonra meşhur Akçaabat köftesinin tadına bakmanızı öneriyoruz.

Buraya kadar gelmişken sisli görüntüsünün içinde gizemli bir hava kazanan ama festivallerle canlanan mutlaka Hıdırnebi ve Kayabaşı yaylalarına çıkarak kendinizi huzurun kollarına bırakın.

Sera Gölü’ne doğru geçerseniz burada semaverde sunulan çayın tadına bakabilir veya deniz bisikletiyle gölde gezintiye çıkabilirsiniz.

Elbette Trabzon’a doyulmaz ama diğer güzellikleri bir sonraki gezintiye bırakarak doğruca Rize’ye uzanın.

Her ne kadar Ayder Yaylası en meşhuru olsa da Rize’nin her bir yaylası kendine has ayrı bir güzelliğe sahip aslında.

Ayder Yaylası’ndaki kaplıcalarda şifa bulduktan sonra Gelintülü Şelalesi’nin ferahlatıcı serinliğine yaz aylarında çok ihtiyacınız olacak.

Daha sonra balıyla ünlü Anzer Yaylası’nda bir gezinti yapmak üzere İkizdere ilçesine doğru hareket edebilirsiniz.

Son durağınız da Türklerden vize ve pasaport talep etmeyen, sadece nüfus cüzdanınızla giriş yapabileceğiniz Gürcistan’ın biricik ili, Batum olabilir.

Buraya Metro Turizm gibi otobüs firmalarının seferleriyle gelip pasaportunuz veya kimliğinizle giriş yaptıktan sonra parkları ve doğasıyla ünlü olan Batum turunuza başlayabilirsiniz. Eğer arzu ederseniz  İstanbul’dan Batum’a uçakla gelmeniz de mümkün.

Doğu Karadeniz turunuz sırasında Ordu’da ve Trabzon’da bulunan havalimanlarını kullanabileceğiniz gibi hareket noktanızdan şehirler arası otobüs firmalarının seferlerini de tercih edebilirsiniz.

Güneydoğu Anadolu’nun Nostaljik Büyüsünü Yaşatan Batman, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa

Batman ile çıkın yola ve Dicle Nehri’nin koynunda uzanan Hasankeyf’in tadını çıkarın. Burada Hasankeyf Kalesi’ni, meşhur Kale Kapısı’nı, camileri ve türbeleri gezdikten sonra Mardin’e geçin.

Yemekleriyle ayrı, kahvesiyle ayrı büyüleyen Mardin, hala taptaze tuttuğu kültürü ve tarihiyle de en iyi gezi noktalarından biri. Sadece birkaç gün kafa dinlemeye ihtiyacınız varsa kalkın, bu güzel şehre gelin.

Hala eşeklerle kat edilen sokaklarını süsleyen namı tüm Türkiye’ye yayılmış Mardin Evleri’ni mutlaka görmelisiniz. Ancak yazın cayır cayır yanan bu şehirde serin bulabileceğiniz yerlerden biri bu evlerin içi, bizden söylemesi. Yine de siz bahar aylarına denk getirin Mardin turunuzu, neme lazım.

Dara Mezopotamya Harabeleri, Mardin Kalesi gibi tarihi dokunun hüküm sürdüğü bölgeleri keşfe çıkın ve müzelerine şöyle bir uğrayın mutlaka.

Mardin’de görülmesi gereken bölgelerinden biri de Midyat ilçesi. Çünkü inanılmaz bir kültürel renk çeşitliliğe sahip olan bu bölge Süryanilerin ibadet yeri olarak biliniyor daha çok.

Daha önce Cansu Dere’nin başrolünde yer aldığı Sıla adındaki bir diziye set olan Midyat Konukevi de ilgi çekiyor.

Üstelik Beyazsu çevresinde bulunan mesire alanlarında sakin bir piknik havası da esiyor. Mangal yakarak Mardin’de kendinizi evinizde gibi hissedebilirsiniz. Burada alabalık çiftlikleri çok olduğu için herhangi bir restorana girip balık da sipariş edebilirsiniz.

PTT Binası, üniversitesi, manastırları, medreseleri, camileri dahil her bir binası tarihin basamakları gibi resmen Mardin’de.

Diyarbakır’a sıra geldiğinde de Sülüklü Han’da oturup bir kahve için önce. Dicle Köprüsü, Cahit Sıtkı Tarancı Evi ve meşhur Diyarbakır Surları gibi cazibe merkezleri bulunan bu şehirde canınız hiç sıkılmayacak ve boğucu iş hayatınızın etkilerini geride bırakacaksınız.

Ekim ayı gibi anca ziyaret edilebilecek Şanlıurfa’yı hesaba katınca bu kaçamağınızı sonbahara saklamanızı öneriyoruz. Çünkü kendinden önce efsanesinin geldiği Balıklı Göl ve Aynzeliha Gölü mutlaka görülmeli.

Ancak burayı özellikle son zamanlarda çekici kılan şey ise Göbeklitepe oluyor. Çünkü bilinenin aksine yerleşik hayatın izlerinin daha eskilere dayandığının göstergesi olan bu kalıntılar aslında bir tapınağa ait. Dilerseniz buraya yapacağınız ziyaret ile dünya gözüyle insanlığa dair şöyle bir keşfe çıkabilirsiniz.

Tatil deyince akla hep denizi bulunan, eğlence mekanlarıyla ünlü destinasyonlar gelse de Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bu, birbirinden güzel illeriyle aksini ispatlayacak bir gezintiye çıkabilir. Birkaç gün otantik atmosfer sunan bu şehirlerde geçireceğiniz vakit, ruhunuzun kayıp noktasını bulmanızı sağlayacak.

Bu illerden birinde yer alan havalimanı veya otogarlara gelmek için seçeneklerinizi değerlendirmeye başlayarak bir rota çizebilirsiniz.

Önceki İçerikBurçlara Göre Seyahat Rehberi
Sonraki İçerikKapadokya’da Hayranlık Uyandıran Mağara Otelleri
Ezgi Opan
Blogger, içerik yazarı, editör, besteci, söz yazarı, gitarist, turizmci, seyahat tutkunu, müzik ve kedilere hasta☺️

CEVAP VER

Lütfen yorum giriniz!
Lütfen isminizi yazınız