Uşak, Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu bölümünde Gördes-Uşak platosu üzerinde kurulan, heybetli doğası, binlerce yıllık, göz kamaştıran tarihiyle karşımıza çıkıyor.
Tarihi açıdan çok önemli bir yere sahip olan Uşak’ın birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Uşak’ın tarihi M.Ö. 4000’li yıllara dayanmakta olup, antik dönemde Temenothyrea ismiyle anılmıştır. Hititlerden Friglere, tarihte ilk parayı kullanan Lidyalılardan, Bizans İmparatorluğuna ve daha nice uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Evliya Çelebi de bu şehir için seyahatnamesinde Aşıklar Şehri (Şehri Uşşak) olarak bahsetmektedir. Şu anki isminin de Arapçada aşık anlamına gelen Uşşak kelimesinden geldiği tahmin edilmektedir.
Uşak ilinin kuzeyinde Kütahya, güneyinde Denizli, batısında Manisa, doğusunda Afyonkarahisar il sınırları yer almaktadır.
El sanatlarıyla adından söz ettiren Uşak’ta halı ve kilim dokumacılığı ön plana çıkmaktadır. Anadolu insanının ruhunu ilmek ilmek işlediği bu kilimler Anadolu kültürünü, Anadolu insanının sevincini,hüznünü,umudunu en güzel şekilde yansıtmaktadır.
16. yüzyılda da Türk halı sanatının en parlak dönemlerinden biri bu bölgede yapılan halılar sayesinde yaşanmıştır, Eşme kilimleri de Uşak yöresini tanıtan önemli el sanatlarındandır.
Uşak birçok alanda da ilk olmayı başarmıştır: Türkiye sınırlarında ilk kez elektrik kullanılan, ilk şeker fabrikası kurulan, ilk cirit ve voleybol müsabakası yapılan, ilk çocuk kütüphanesi açılan ve ilk şayak fabrikası kurulan yer Uşak’tır. Bu anlamda Uşak için ilklerin şehri diyebiliriz.
İçindekiler
Uşak’ta İklim, Ne Zaman Gidilir?
Uşak her ne kadar Ege Bölgesi’nde yer alsa da, karasal iklimin daha hakim olduğu bir yerdir. Bir başka deyişle Uşak’a gidince sürprizlere hazırlıklı olun diyebiliriz.
Yanınıza bir şemsiye bir de hırka bulundurmanızı tavsiye edebiliriz. Kış ayları uzun ve sert soğukların eşliğinde yağışlı bir şekilde geçer, bu sebeple bahar ve yaz ayları Uşak’taki eşsiz tarihi ve doğal güzellikleri gezip görmeniz için en uygun zamanlardır.
Bahar ve yaz aylarında bahar çiçeklerinin burcu burcu kokuları eşliğinde doğa ve tarih gezileri yapmak eminiz ki harika olacaktır.
Uşak’a Ulaşım, Nasıl Gidilir? & Şehir İçi Ulaşım İmkanları
Uşak’a karayolu, havayolu ve demiryolu ile ulaşım mümkündür. Bu açıdan ulaşım seçenekleri ile göz kırpmaktadır. İzmir-Ankara karayolu üzerinde kurulu bulunan şehre, ister kendi aracınızla, isterseniz bu güzergahta çalışan birçok otobüs firmasıyla ulaşma imkanınız bulunmaktadır. Birçok ile bağlantılı yollarıyla ulaşımı oldukça kolaydır. Bu anlamda Uşak lokasyon anlamında olumlu özellikler teşkil etmektedir.
Şehrin içinden geçen demiryolu hattı da tren ile yolculuk yapmayı sevenler için tercih edilebilecek seçenekler arasındadır. İzmir-Uşak-Afyon güzergâhları arasında çalışan seferlerden herhangi birini seçip Uşak’a demiryolu ile ulaşabilirsiniz.
Ayrıca şehre ait bir havaalanı olmasına rağmen artık çok aktif kullanılmamaktadır, ancak komşu ili Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde bulunan Zafer Havalimanı‘ndan şehre servislerle ulaşmak mümkündür.
Şehir içinde de minibüs ve otobüslerle ulaşım mevcuttur, çevre ilçelere de bu yollarla kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.
Uşak’ta Gezilecek Yerler
Uşak’ta Gezilecek Tarihi Mekanlar
Blandus Antik Kenti
Uşak’a 40 km uzaklıkta olan Blandus, Ulubey ilçesi Sülümenli köyünde yer almaktadır. Görmeden Uşak’tan dönülmemesi tavsiye olunur.
Büyük İskender’in Anadolu’ya düzenlediği sefer sonrası Makedonya’dan göç eden topluluklarca kurulmuştur.
Bergama Krallığı ve Roma İmparatorluğu egemenliğinde de kalan şehir, Roma İmparatorluğu zamanında en parlak dönemini yaşamıştır.
Antik kentte tapınak, kale, stadyum ve kaya mezarlar yer almaktadır. Blandus’u gezerken adeta tarihe bir yolculuk yaptığınızı ve o dönemi yaşadığınızı hissedeceksiniz.
Sebaste Antik Kenti / Selçikler
Sivaslı ilçesinde yer alan yerleşim, M.Ö. 20 yıllarında Roma İmparatorluğu zamanında kurulan önemli şehirlerden biridir.
Bizans döneminden kalma büyük ve küçük kiliseler bulunmakta olup zamanında piskoposluk merkezi konumunda yer almıştır. Bu yönüyle dini açıdan da tarihin içinde önemle yer almaktadır.
Mesotimolos / Düzköy
Eşme Düzköy’de Lidya dönemine ait olduğunu düşünülen, kayalıkların etrafında bulunan bir vadide yer alan tümülüste tek odaya sahip, dikdörtgen ve kemer şeklinde kapılara sahip kaya mezarlıklarına raslanmıştır.
Görünüm açısından oldukça farklı bir tarihi doku olduklarını söyleyebiliriz. Farklı yapıları ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.
Alaudda / Hacımköy
Tarihi Bizans dönemine dayanan tarihi şehir Uşak’ın Sivaslı ilçesindedir. Her tarihi antik şehir gibi görülmeye değer tarihi özellikler taşımaktadır.
Akmonia / Ahatköy
Akmonia antik kenti Uşak’ın Banaz ilçesine 8 km uzaklıktadır. Etrafı derelerle çevirili bir tepede kurulmuştur.
Kral Yolu güzergahında bulunan kent, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, zamanında çok gelişerek büyük bir yerleşim yeri olmuş ve günümüze kadar gelerek tarihin akışı içinde yerini almıştır.
Şehri çevreleyen surlar zarar gördüğü için sadece bir kısmı görülebilmektedir; tiyatrosu da yıkık bir haldedir. Ancak bu durum tarih yolculuğuna çıkmamıza engel değildir.
Akmonia içinde kalıntılarına rastlanan birçok sosyal kurum yapısı olduğu da tahmin edilmektedir.
Yapılan kazılarda bulunan eserlerin bazıları Uşak Müzesi ve Afyon Müzesinde bulunmaktadır. Bu müzeler de ulaşım açısından rahat bir lokasyonda olduğu için mutlaka görülmelidir.
Kremon Agora / Susuzköy
Banaz ilçesinde yer alan bir diğer tarihi mekan da Kremon Agora Antik Kentidir. Her antik kent gibi burası da eşsiz tarihi özellikler taşımaktadır.
Kent Akmonia kentine komşu olduğu gibi aynı şekilde Kral Yolu üzerindedir. Kral Yolu da bu bölgedeki tarih yolculuğunun en önemli parçasıdır.
Pepuza
Pepuza kentinin kuruluşu Roma dönemine dayanmaktadır; Hristiyanlıkta Montanizm mezhebi mensupları bu bölgede yaşamışlardır, Montanizmin merkezi kabul edilen bu şehir daha sonra Bizans zamanında yerle bir edilmiştir. Bu nedenle hem dini özellikler hem de siyasi özellikler taşımaktadır.
Yapılan çalışmalarda toprak altında şehrin kalıntıları bulunduğu tespit edilmiş ancak henüz araştırmalar devam ettiğinden dolayı kazılarının yapılmadığı bilinmektedir.
Clandıras Köprüsü
Karahallı ilçesi sınırları içinde yer alan yapı Lidyalılar döneminde Kral Yolu’nda, Banaz Çayı’nın üzerine inşa edilmiştir.
Kemerin taşları işli halde olup birbirine kenetlenmiş, 24 m uzunluk, 17 m derinlik ve 1.75 m eninde boyutlara sahiptir. Çok eski döneme ait olan ve mimari açıdan hayret uyandıran bu yapıyı incelemek oldukça heyecan verici olacaktır.
Hacı Gedik Köprüsü
Hacı Mustafa Efendi’nin kendi yaptığı eser Uşak Karahallı yolu üzerinde karşımıza çıkmaktadır.
Köprünün inşasında Hacı Mustafa Efendi’nin kendi mimari anlayışından izler görmek mümkün.
Çataltepe Köprüsü
Üç gözlü bir yapıya sahip olan Çataltepe Köprüsü’nün Osmanlı döneminde yapıldığı düşünülmektedir ancak kimin yaptığı hakkında bir bilgi yoktur, bu durum bu köprü üzerindeki merakı cezbetmektedir.
Çataltepe Köprüsü, Gediz nehri üzerine kurulmuştur ve yıllara meydan okuyarak halen kullanılmaktadır.
Beylerhan Köprüsü
Gediz Nehri üzerinde bulunan tarihi köprü ise Beylerhan Köprüsü’dür. Bu taş köprü altı gözlü bir yapıttır ve Osmanlılar ya da Germiyan Beyliği zamanında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Osmanlı devletinin ilk dönem mimari yapısından izler taşımaktadır.
Çanlı Köprü
Kemerli bir yapıya sahip olan Çanlı Köprü, Selçuklu mimarisi etkilerini taşımaktadır. Kendine ait kitabesi vardır ve bu durum bu köprüyü eşsiz kılmaktadır.
Çanlı Köprü 1225 yılında Sipahsalar Secuuttin tarafından yaptırılmıştır.
Atatürk ve Etnografya Müzesi
1900 yılında inşa edilen ve Milli Mücadele zamanlarında karargah olarak kullanılan tarihi bir binadır.
Buram buram milli mücadele ruhunu yansıtan bu yapı önemli bir özellik taşımaktadır: Savaşta esir düşen Yunan General Trikopis’in Atatürk’ün karşısına burada çıkarıldığı bilinmektedir.
1978’de müze haline getirilen bu Osmanlı yapısı zaman zaman restorasyon ve çevre düzenlemesi yapılarak daha da ilgi çekici bir mekan haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Müze içerisinde Osmanlı dönemlerine ait takılar, giysiler, Atatürk’e ait odalar ve eşyalar, ve önemli olayları içeren fotoğraflar gibi 1412 tane etnografik eser bulunmaktadır. Sergilenen her bir nesne o dönemi adeta yaşatır niteliktedir.
Uşak Arkeoloji Müzesi
Uşak Arkeoloji Müzesi 1970 yılında açılmış olup, geçmişten günümüze, üzerinde yaşayan birçok uygarlığın eserlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Müze 1996 yılında Karun Hazineleri’nin müzeye getirilmesi sonrası yeniden düzenlenmiştir. Karun Hazineleri gibi eşsiz bir değerin müzeye getirilmesi merak uyandırmış ve bu durum müzenin daha da ilgi görmesini sağlamıştır.
Müzede bulunan bölümler ayrı ayrı dönemlere ait olarak düzenlenmiştir. Her biri görülmeye değerdir. Lidyalılar zamanlarına ait Karun Hazineleri, yapılan kazılarda bulunan takılar, kaplar, sikkeler, Roma dönemini simgeleyen mezar stelleri, adak stellerinin yanı sıra kefaret yazıtları da müzede sergilenmektedir. Her bir bölüm müze ziyaretçilerini tarih yolculuğuna davet eder niteliktedir.
Çeşitli dönemlere ait taştan, topraktan, camdan yapılmış eserlerin yanı sıra altın ve gümüşten yapılmış ziynet eşyaları da müzede karşımıza çıkmaktadır. Camdan yapılmış koku kapları ve gözyaşı şişeleri oldukça şaşırtıcıdır ve eminiz ki sizin de mutlaka ilginizi çekecektir.
Özellikle Karun Hazineleri turistler tarafından büyük ilgi görmektedir. Müzede toplamda 33.600 civarında eser yer almaktadır. Her bir eser yansıttığı dönem itibariyle merak uyandırmaktadır.
Müzeyi kış sezonunda 08.00 ile 17.00 arasında, yaz sezonunda 08.30 ile 19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Karun Hazineleri
Müzede oldukça önemli bir alana sahip olan ve tarihin gizlerini barındıran Karun hazineleri her kesimden merak uyandıran bir değerdir. Karun Hazineleri hakkında bilgi vermek gerekirse;
-Siyasi ve ekonomik anlamda büyük öneme sahip olan ve bu bölgede kurulan Lidya İmparatorluğu parayı bularak insanlık tarihinin en önemli olaylarından birini ortaya çıkarmıştır.
-Bu çağlarda ekonominin gelişimini sağlayan bu durum, tarihin akışını da bu doğrultuda değiştirmiştir. Lidya İmparatorluğunun ilk çağ zamanlarında çok zengin olması, topraklarında bulunan altın kaynaklarının fazlalığındandır. Bu özellikler Lidya -İmparatorluğunun parayı icat etmesini sağlamıştır.
-Son kral Karun’un tahta geçtikten sonra elde ettiği zenginliği dillere destandır. “Karun kadar zengin” deyimi hala günümüzde kullanılmaktadır. Karun’un ulaşılan hazineleri Uşak Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.”Karun kadar zengin” deyimini canlı canlı yaşamak için Uşak arkeoloji müzesini ziyaret etmeyi unutmayın.
Paşa Hanı
Fransız bir mimar getirilerek Tiritoğlu Mehmet Paşa tarafından 1898 tarihinde yaptırılan han, iki katlı, taştan yapılmış bir yapıdır.
Hem Osmanlı mimarisini hem de Fransız mimarisini yansıtır.
Uzun yıllarca bir ticaret merkezi olarak kullanılan hanın üst katı şu an otel olarak kullanılmakta ve alt katlarında ise Uşak kültürüne ait ürünleri bulabileceğiniz dükkanlar mevcuttur.
Hem tarih yolculuğu hem de alışveriş zevkini Paşa Hanında rahatlıkla yaşayabilirsiniz.
Bedesten
Uşak merkezde yer alan ve 1901 yılında İtalyan bir mimar tarafından yapılan iki katlı bina, daha sonraki yıllarda restore edilip sarrafların yer aldığı bir çarşı haline dönüşmüştür.
Hem yapıldığı dönem tarihini hem de İtalyan mimarisini yansıtması açısından merak uyandırıcı özellikler taşımaktadır.
Uzun bir koridordan oluşan bedesten, Uşak’ta bulunan sağlam yapılardandır. Bedesten’de tarih koridorundan geçmeyi ihmal etmeyin.
Ulu Cami
Yapılış tarihi belli olmayan ancak Germiyan Beyliği izlerini taşıyan Ulu Cami hakkında genel bilgiye Kocasu adıyla anılan çeşmeye ait kitabede rastlıyoruz. Bu kitabede caminin inşasından bahsedilmektedir.
Burma Cami
Hangi tarihte yapıldığı net olarak bilinmeyen bir diğer tarihi cami de Burma Camiidir.
Evliya Çelebi’nin Cami hakkında yazdıklarına bakılarak Ulu Camii’den sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.
Uşak’ta Gezilecek Doğal Güzellikler
Ulubey Kanyonu
Uşak’tan yola çıkıp Denizli’ye gitmek istediğinizde Ulubey üzerinden yolunuza devam edin, keyifli bir yol güzergahı eşliğinde karşınıza Amerika’daki Büyük Kanyon’dan sonraki en büyük ikinci kanyon olma özelliğine sahip Ulubey Kanyonu çıkacak. Dev bir doğa eseri ile karşılaştığınızda tabiat ananın bu eserini hayretle izleyeceğinizden eminiz.
170 m derinlik, 50 ile 100 m arasında genişlik, 45 km ye varan uzunluğu ile size eşsiz bir deneyim katacak olan Ulubey Kanyonu’nda kurşungeçirmez camdan yapılan cam terasta harika bir manzaraya karşı ufuklara dalabilirsiniz. Yükseklik korkusu olanların bile merakını cezp edeceğinden emin olduğumuz kanyon cam terası ile ziyaretçilerini kucaklamaktadır.
Cam teras 2015 yılında hizmete girmiş, içinde kafeteryası da mevcut. Kafeteryada aileniz ve sevdiklerinizle keyifli dakikalar geçireceğinizden eminiz. Önemli bir ayrıntı olarak belirtelim ki buraya giriş ücretli.
Ulubey ve Banaz çaylarını takip eden kanyonda doğal yaşam çeşitlilik göstermektedir, Keyifli yürüyüşler yapabileceğiniz bölgede, zamanla yamaç paraşütü sporu için uygun koşulların oluşturulacağı tahmin edilmektedir.
Doğayı sevdiklerinizle kucaklamak, tabiatın en gizli basamaklarını tırmanmak için Ulubey Kanyonu eşsiz bir fırsat.
Kaplıcalar
Tarihi zenginliğinin yanı sıra zengin yer altı suları ile de karşımıza çıkan Uşak’ta kaplıca turizmini sevenler için de seçenekler mevcut. Şifalı yer altı kaynakları adeta sağlık arayanlara kucak açmakta. Kaplıca tatili sebebiyle ziyarete gelecek olan turistler için Uşak cazip bir bölge olarak karşımıza çıkmakta.
Banaz’a 7 km uzaklıkta bulunan Hamamboğazı Suları çeşitli rahatsızlıklara iyi gelen şifalı sularından yararlanmak, çam ormanlarının temiz havası eşliğinde yürüyüşünüzü yapmak için birebir. Tabiat ananın şifalı elleri Uşak’ta kaplıca ve çam ormanları eşliğinde derdinize derman olacak niteliktedir.
Sarıkız, gazoz ve kara kız adlarında farklı sular bulunmakta olup, buradaki suların romatizmal sorunlara ve iç organlarımızdaki rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülmektedir.
Uşak’ta Yeme-İçme
Uşak’ta yöresel olarak akla gelen ilk şey Uşak Tarhanası’dır. Anadolu mutfağının en önemli unsuru olan tarhana bu bölgede yoğun bir şekilde tüketilmektedir. Coğrafi işaret özelliği tescillenen Uşak Tarhanası zorlu emeklerle yapılır ve Uşak’a gittiğinizde mutlaka tadılması gereken tatlardan birisidir. Bölgede yetişen domates, kapya biberi, soğan, yoğurt ve nanenin birleşimiyle oluşan Uşak tarhanası hemen hemen yöredeki her yaşayanın kışa yaptığı en önemli hazırlıklardan bir tanesi olmakta ve her derde deva söylemiyle emek emek yoğurulmaktadır.
Ulubey ilçesine özgü Ulubey Döndürme Böreği de yöre halkının en çok sevdiği ve bolca tükettiği bir börek türüdür. Bu enfes lezzeti tatmadan Uşak’tan ayrılmayın. Ispanak ve peynirin buluştuğu lezzet kokusuyla da bir o kadar etkileyici.
Uşak sofrasına ait bir diğer yemek de yeşil mercimek ve bulgurun buluşmasıyla ortaya çıkan
Usta ellerde eşsiz bir lezzet olarak karşımıza çıkan alaca tane içerdiği protein miktarı ile doyurucu ve besleyici bir yemektir. Mutlaka tatmalısınız.
Ayrıca çiçek şekline benzeyen demir bir kalıp içinde yapılan Demir Tatlısı bir diğer adıyla Nişan tatlısı da Uşak yöresine özgü, eşsiz lezzetlerdendir.
Özel olarak üretilen çömleklerde çoğunlukla keçi veya koyun eti kullanılarak hazırlanan çömlek eti Uşak halkının vazgeçilmez lezzetlerindendir. Ağzınızda dağıldığı anda, uzun zaman harcanarak hazırlanmasına ne kadar değdiğini anlayacaksınız.
Keşkek hemen her Anadolu şehrinde yapılan bir yemek türü ancak Uşak’ta da kendine özgü bir lezzeti var, düğünlerde derneklerde özellikle ikram edilen keşkeği, üzerine yapılan sosu ile birlikte afiyetle yiyebilirsiniz.
Tahin, susam, haşhaş… Uşak katmerine eşsiz lezzetine lezzet katıyor. Sac üzerinde pişirilen, usta ellerce açılan hamur ile yapılan katmerin de tadı damağınızda kalıyor. Katmer yemeden bu topraklardan ayrılmayın.
Uşak Festivalleri
Kilim Festivali
Eşme’de Mayıs ayının 4.haftasında yapılan Kilim Festivali’nde el emeği kilimler Anadolu’nun sevincini, hüznünü, umudunu yansıtıyor. Festival görülmeye değer.
Sivaslı Kültür ve Sanat Festivali
Ayrıca Sivaslı’da mayıs ayının dördüncü Haftası, haziran ayının ilk haftası arasında düzenlenen Sivaslı Kültür ve Sanat Festivali, Uşak ilinin kültürel özelliklerini tanımak açısından önem arz ediyor.
Geleneksel Yayla Şenlikleri
Şehir merkezinde haziran ayının ilk haftasında yapılan Geleneksel Yayla Şenlikleri, Uşak doğasının şenliğe bürünmüş hali diyebiliriz.
Clandras Dokuma ve Kültür Festivali
Karahallı ilçesinde düzenlenen Clandras Dokuma ve Kültür Festivali sizin için uygun etkinliklerden biri olabilir.
Uşak’ın Kurtuluşu Etkinlikleri
Uşak’ın kurtuluşu sebebiyle düzenlenen etkinliklerde de kültür ve sanat alanında etkinlikler düzenlenmektedir.
Uşak Cirit Müsabakaları
Her yıl nisan ayında gerçekleştirilen müsabakalarda geleneksel cirit sporu yaşatılmaya devam edilmektedir.
Kuralları önceden belirlenmiş müsabakaların yanı sıra kurulan sergiler, panayır ve etkinliklerle de burada dolu dolu vakit geçirebilirsiniz.
Uşak’ta Gece Hayatı ve Alışveriş
Uşak’ta gece hayatı çok canlı olmasa da, il merkezinde bulunan üniversite sayesinde birçok kafe ve bar tarzı yerler karşımıza çıkacaktır.
Canlı müzik yapılan mekanlarda, ruhunuza iyi gelecek ezgiler eşliğinde hoş vakitler geçirebilirsiniz.