Yedi Tepeli İstanbul dediklerini çok duyarız da bu tepelerin nerede olduğunu biliyor muyuz?
2 günlük bir program yaparak Yedi Tepeli İstanbul’un yedi tepesini de keşfedebilir; bu tepelerdeki tüm tarihi eserleri görebilirsiniz.
Yedİ tepelİ şehrİmde
Bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
Ne de düşünmek ölümü.Nâzım Hİkmet
Tepeler arasında çok az mesafe bulunuyor; hiç toplu taşıma kullanmadan ve tamamen kısa yürüyüşler gerçekleştirerek İstanbul’un yedi tepesini süsleyen tarihi eserleri keşfe çıkabilirsiniz. Bizans ve Osmanlı mimarisinin en eşsiz örneklerini inceleyerek geçmişte bir yolculuğa çıkacaksınız.
İstanbul’un Yedi Tepesi
Topkapı Sarayı Tepesi
Topkapı Sarayı, Hipodrom (At Meydanı), Ayasofya, Sultanahmet Camii, İbrahim Paşa Sarayı, Milyon Taşı, Yerebatan Sarnıcı ve Alman Çeşmesi’nin bulunduğu tepe, belki de İstanbul’un en çok ziyaret edilen köşesi. Tarihi Yarımada’da bulunan tepenin bir diğer adı ise Sarayburnu Tepesi.
Milattan önce 657 yılında Megaralı Kral Byzas, 3 tarafı denizlerle çevrili bol tepeli yarımadanın kuracağı şehir için oldukça güvenli olduğunu düşünerek daha sonra Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olacak ve kendi adıyla anılacak Bizantion şehrini bu bölgede kurmuş.
İstanbul’u dİnlİyorum, gözlerİm kapalı;
Serİn serİn Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercİn dolu avlular,
Çekİç sesleri gelİyor doklardan
Güzelİm bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul’u dinlİyorum, gözlerİm kapalı.Orhan Velİ
Fatih Sultan Mehmet, şehri fethettikten sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olmasına karar verince, ülkeyi yöneteceği Topkapı Sarayı’nı bu tepeye inşa ettirir.
Tepeye ulaşmak için Eminönü, Sirkeci, Karaköy veya Kabataş’tan tramvayı kullanarak Sultanahmet Meydanı‘na gelmeniz gerekmektedir. Anlattığımız tüm tarihi yapılar bu meydanın etrafına yerleşmiştir.
Çemberlitaş Tepesi / Nuruosmaniye Tepesi
Çemberlitaş, Yeni Camii ve Nuriosmaniye Camii’nin bulunduğu tepe, farklı imparatorlukların izlerini taşıdığı için İstanbul’un en önemli bölgelerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Sultanahmet Meydanı’ndan başlayan sadece 10 dakikalık bir yürüyüşten sonra Nuruosmaniye Tepesi‘ne ulaşabilirsiniz. Yol üzerindeki Cevri Kalfa Çeşmesi‘ni, Firuz Ağa Camii’ni, Antiochos Sarayı‘nı, 1001 Direk Sarnıcı‘nı ve Sultan II. Mahmut Türbesi‘ni de mutlaka görmelisiniz.
Bölgede bulunan en eski yapılardan biri Çemberlitaş’tır. Milattan sonra 330 yılında inşa edilen Çemberlitaş, İmparator I. Konstantin’in onuruna yaptırılmıştır.
Sütun, Roma’daki Apollon Tapınağı‘ndan getirilmiştir. Toplam 8 adet sütunun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulan Çemberlitaş, Bizans döneminde Konstantin Forumu’nun bulunduğu bölgeye yerleştirilmiştir.
gemİler gidİyor, sen gİdİyorsun
sulara yansıyor yeşİl gözlerİn
hüzün dalga dalga, ıssız ve derİn
benİ İstanbul’a terk edİyorsun
Nurullah Genç
Sütun ilk yapıldığında kaidede Apollon heykeli varken; İstanbul’a getirildikten sonra İmparator Konstantin, sütunun tepesine kendi heykelini koydurmuştur. Kendisinden sonra gelen diğer imparatorları Julianus ve Theodosius da kendi heykellerini Çemberlitaş’ın üzerine yerleştirmiştir.
Yangın ve depremlerle zarar gören sütun, 1081 yılında yenilerek üzerine devasa bir haç yerleştirilmiştir.
İstanbul’un fethinden sonra ise, haç indirilmiş; I. Selim döneminde de sütun tekrar yenilenmiştir.
Ne yazık ki Çemberlitaş’ın talihsizliği bunlarla da sona ermemiş. Tekrarlanan bir yangın felaketini atlattıktan sonra, sütun çok büyük ölçüde zarar görmüştür. Bunun üzerine Sultan II. Mustafa, sütunu duvarla koruma altına almış; sütunu demir çemberlerle sararak yıkılmasını engellemiştir. O dönemden beri de adı Çemberlitaş olarak kalmıştır.
Çemberlitaş’ı gördükten sonra tarihi sütunun bulunduğu sokağı takip ederek Nuruosmaniye Camii‘ne ulaşabilirsiniz.
Nuruosmaniye Camii, İstanbul’da inşa edilen ilk Barok camii olduğu için önem arz etmektedir. Kapalıçarşı girişinde yer alan camii, 1748-1755 yıllarında inşa edilmiştir.
I. Mahmut’un emri ile inşaatına başlanan camii, III. Osman saltanatında tamamlanmıştır. Camii, adını da Sultan Osman’dan almaktadır.
Camiiyi gördükten sonra, camiinin hemen arkasındaki Kapalıçarşı’da dolaşmaya başlayabilir ve çarşının Beyazıt kapısından çıkabilirsiniz.
Beyazıt Tepesi
Beyazıt Camii, İstanbul Üniversitesi ve Süleymaniye’nin bulunduğu tepede üniversite içinde kalan itfaiye ve meteoroloji kulesi de bulunmaktadır.
Yedİ tepe üstünde zaman bİr gergef işler!
Yedİ renk, yedİ sesten sayısız belİrişler…
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hİsarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelİr Topkapı Sarayı’ndan.
Ana gİbİ yar olmaz, İstanbul gibİ diyar;
Gülenİ şöyle dursun, ağlayanı bahtİyar…Necİp Fazıl Kısakürek
Bizans döneminde kentin en önemli meydanlarından biri olduğundan Theodosius Forumu kalıntıları da hemen hemen aynı bölgede görülebilmektedir.
Forumda tapınaklar, kiliseler, hamamlar ve İmparator I. Theodosius’un heykelinin bulunduğu, şimdi Dikilitaş olarak adlandırdığımız bir sütun da bulunuyor.
Forumun bulunduğu yerde Sultan II. Bayezid tarafından inşa ettirilen camii bulunmaktadır. 1505 yılında tamamlanan camiinin farklı bölümleri tüm semte dağılacak şekilde planlanmıştır.
Fatih Tepesi
Fatih Camii’nin bulunduğu tepede ayrıca Bozdoğan Kemeri adı verilen antik su kemeri de bulunmaktadır.
Bozdoğan Kemeri ya da Valens Su Kemeri, Roma İmparatoru Valens’in adını taşımaktadır.
Milattan sonra 4. yüzyılın sonlarında tamamlanan kemer, uzun bir süre boyunca İstanbul’un su ihtiyacını karşılamıştır.
Sana dün bir tepeden baktım azİz İstanbul!
Görmedİm gezmedİğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfİnce kurul!
Sade bir semtİnİ sevmek bİle bir ömre değer.Nİce revnaklı şehİrler görülür dünyada,
Lakİn efsunlu güzellİkleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derİm, en hoş ve uzun rü’yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”
Yahya Kemal
Bizans döneminde 12 Havariye adanan Havariyyun Kilisesi’ne de ev sahipliği yapan tepede, kilisenin bulunduğu bölgeye Fatih Camii yaptırılmıştır.
Yavuzselim Tepesi
Yavuz Selim Camii’nin bulunduğu tepenin Haliç’e bakan cephesi Yavuz Selim Tepesi adıyla anılır. Fatih Tepesi’ne sadece 10 dakika uzaklıkta bulunan Yavuzselim Tepesi Fener, Balat, Ayvansaray gibi semtler tarafından çevrelenmektedir.
Tepenin öne çıkan bir diğer camiisi ise Fethiye Camii. Bu camii, kiliseden çevrilmiş bir ibadethanedir. İlk yapıldığında Teotokostis Pammakaristos Manastırı’nın kilisesiyken 1454 yılında Rum Patrikhanesi olmuş; 1601 yılında ise camiye dönüştürülmüştür. Cumhuriyet’in ilanıyla beraber müzeye dönüştürülen camii, günümüzde camii olarak ibadete açıktır. Müze olarak da ziyaret edilebilir. Dış duvarlarında ve içerisindeki mozaiklerde Grekçe yazılar ve süslemeler göze çarpmaktadır.
Tepeden aşağıya inerek Fener ve Balat semtlerine ulaşabilirsiniz. Fener’deki Fener Rum Patrikhanesi ve Kırmızı Mektep olarak da adlandırılan görkemli Fener Rum Lisesi de bu tepenin yamaçlarına kurulmuştur.
Aya Yorgi Patrikhane Kilisesi olarak anılan Fener Rum Patrikhanesi de bu bölgede bulunmaktadır ve İstanbul’un Rum Ortodoks nüfusu için oldukça önem arz etmektedir.
Edirnekapı Tepesi
Edirnekapı semtinde, Mihrimah Sultan Camii’nin bulunduğu tepe, İstanbul’un en yüksek tepesi; Mihrimah Sultan Camii’nin, Bizans’ın Blakherna Sarayı’ndan kalan tek yapı olan Tekfur Sarayı ve Kariye Müzesi‘nin de bulunduğu yer.
Eski Bizans sarayının günümüzde bulunduğu alanda semtin binaları bulunmaktadır. Büyük kompleksten geriye sadece Tekfur Sarayı ve çeşitli kalıntılar kalmıştır.
Tekfur Sarayı, şehrin fethedilmesinden sonra terk edilmiş ve gözden düşerek 17. yüzyılın sonlarına kadar ziyaret edilmemiştir. İlginç bir bilgi vermemiz gerekirse; Topkapı Sarayı’nda sergilenen “kaşıkçı elması” da Tekfur Sarayı’nda bulunmuştur. Tekfur Sarayı, tarih boyunca hayvanat bahçesi olarak kullanılmış; bir dönem seramik ve cam atölyelerinin bulunduğu bir sanat kompleksine dönüşmüştür.
Salkım salkım tan yeller; estİğİnde
Mavİ patİskaları yırtan gemİlerİnle
Uzaktan senİ düşünürüm İstanbul
Bİnbİr direkli HaliÇ’inde akşamlar
Adalarında bahar
Süleymanİye’nde güneş
Hey sen güzelsİn kavgamızın şehrİ…Vedat Türkalİ
Fethiye Camiisi’ne yürüyüşle 15 dakika kadar uzaklıkta bulunan Kariye Camii Müzesi de kiliseden dönüştürülen bir yapı. Karagümrük semtinde bulunan camii, günümüzde müze olarak ziyaret edilebilmektedir. Özellikle iç mimarideki Bizans mozaikleriyle dikkat çekmektedir.
Kocamustafapaşa Tepesi
Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu tepe, tarihi yarımadanın en batısında kalan ve en son tepesidir.
İşte kurşun kubbeler şehrİ İstanbul’dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenİ camİİ, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hİç kımıldamıyorlar
Ayasofya ellerİyle yüzünü kapamış bütün İştahıyla ağlıyor…İlhan Berk
Deniz kenarındaki tepe, Marmaray’ın Yenikapı ve Kazlıçeşme durakları arasında ve Zeytinburnu ilçesinden önce bulunmaktadır.
Kennedy Caddesi’nin de geçtiği semt, Samatya, Aksaray ve Yedikule‘yi kapsamaktadır. Hürrem Sultan’ın yaptırdığı Haseki Camii ve külliyesinin bulunduğu tepede Bizans döneminde ise Arkadius Forumu bulunuyormuş.
90’ların en sevilen dizilerinden biri olan ve başrollerinde Şener Şen ve Türkan Şoray‘ın olduğu İkinci Bahar dizisi de bu semtte çekilmiş. Dizideki Ali Haydar Kebapçısı‘nda günün yorgunluğunu lezzetli bir şölen eşliğinde atabilirsiniz.
İstanbul’da gezilecek yerler listemizden İstanbul’un diğer mekanlarını da keşfedebilirsiniz.