San Francisco’da Ne Yenir, Nerede Yenir?

San Francisco öyle bir şehir ki her köşesinden ayrı bir gastronomi harikası fışkırıyor; bambaşka lezzet durakları sizi karşılıyor.

Huzurlu ama bir o kadar da dinamik bir şehir olan San Francisco’yu diğer Amerika şehirlerinden ayıran en önemli özelliği tam bir gastronomi cenneti olması.

Keşfedilecek yerlerin sayısı bir hayli fazla olunca ben de semtlere göre ayırmaya karar verdim. Liste hazırlanırken belli bir kıstas üzerinden sıralama yapılmamıştır. İşte bölge bölge San Francisco lezzet rehberi:

Embarcadero- Ferry Building 

Adına bakıldığında sıradan bir feribot iskelesi olduğu düşünülse de Ferry Building aslında tam bir gastronomi merkezi.

Birçok yeme içme mekanına ev sahipliği yapan Ferry Building’in önünde ise salı, perşembe ve cumartesi günleri tazecik ürünlerin satıldığı bir pazar kuruluyor.

Ancak hafta içinin cumartesi gibi büyük olmadığı söylememde fayda var.

Okyanus kenarında keyifli bir yürüyüş yapabileceğiniz bu enerjik bölgede birçok lezzet durağı da bulabilirsiniz.

Gelin şimdi de birbirinden güzel manzarası olan bu restoranları keşfe çıkalım.

Epic Steak

Palmiye ağaçlarının altında, Bay Bridge manzaralı bir restoranda şık bir akşam yemeği yemek istiyorsanız Epic Steak çok keyifli bir alternatif olacaktır.

Yemek siparişinizi verdikten sonra masanıza iki çeşit aromatik tereyağı, trüflü zeytinyağı ve yanında kendi yaptıkları sıcacık ekmek geliyor. Ekmeğe sürüp sürüp yemeğe doyamayacağınız bu yağlar ne kadar lezzetli bir yemeğin sizi beklediğinin habercisi niteliğinde.

Epic Steak’te istediğiniz ayarda pişen ve ağızda dağılan lokum gibi etlere muhteşem yan yemekler eşlik ediyor.

Biz ana yemek tercihlerimizi ‘Petite Filet’ ve ‘Fillet Mignon’dan yana kullandık.

Yan yemek olaraksa ’Julia Child’s Potatoes’ söyledik ve hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim ki hepsinin lezzeti damak çatlatan türdendi. Özellikle ‘Julia Child’s Potatoe’nun üzerindeki çıtır kısmın tadı hala damağımda diyebilirim.

La Mar

Farklı lezzetler tatmayı, farklı ülkelerin mutfaklarını keşfetmeyi seviyorsanız, okyanus manzarası eşliğinde Peru Mutfağı’nı deneyimleyebileceğiniz La Mar muhteşem lezzetleri ile sizi bekliyor.

Peru Mutfağı’nın öne çıkan lezzetlerinin başında çiğ balık ile yapılan ‘chebiche’ geliyor. Nasıl okunduğuna dair hep bir ikilem olan bu yemeğin nasıl telafuz edildiğini La Mar’da çalışan Perululardan öğrendim. Okunuşu yazılışına göre farklılık gösteriyor: Sebiçe ya da seviçe (Chebiche – Cheviche).

Bu karmaşayı çözdüğümüze göre sıra geldi Peru Mutfağı’nın lezzetlerine. La Mar’a giderseniz benim önerim özel hazırlanan minik tadım menülerini denemenizden yana. Farklı balık ve deniz ürünleri hazırlanmış olan ‘cebiche tadım menüsü’ ve ’causa tadım menüsü’ ile Peru Mutfağı’na mini bir giriş yapabilirsiniz.

Water Bar

Akşam üzeri 1.5 dolara istiridye yiyerek okyanus manzarası eşliğinde bir şeyler içerek ‘happy hour’ yapmak istiyorsanız San Francisco’daki en şık ve en keyifli yerden biri Water Bar.

Konumu itibarıyla oldukça merkezi olan Water Bar, özellikle işten çıkanları favori mekanlarından.

Perry’s

Güneşi keyifli bir manzaraya karşı içeceğiniz bir kadeh şarap ile batırmak istiyorsanız Perry’s keyifli bir alternatif olacaktır.

Şarabın yanında şöyle paylaşımlık bir atıştırmalık da olsun derseniz ortaya güzel bir pizza söyleyebilirsiniz.

Ozumo

San Francisco’da sushi restoranlarının fiyatlarının ortalamanın oldukça üzerinde olduğunu baştan belirteyim. Ancak tatilde hesap yapmadan tadını çıkararak yemek yiyenlerdenseniz Ozumo’yu listenize mutlaka alın derim.

Japon Mutfağı’nın lezzetli adreslerinden biri olan Ozumo’da klasik ton balıklı, somonlu ya deniz ürünlü sushilerin haricinde kuşkonmazlı, avokadolu ya da havuçlu gibi vejetaryen sushi seçenekleri de var.

Sushi yemek istemezseniz de dana etinden hazırlan ve şişte servis edilen ‘wagyu’nun tadına bakabilirsiniz.

Boulette’s Larder

Ferry Building’deki Markatplace’de yer alan Boulette’s Larder’ın az ve öz bir menüsü var. Omlet, scrambled egg (yağda yumurta) gibi klasik çeşitlerin yanı sıra meyve ve yoğurt gibi alternatifler de bulabilirsiniz.

Benim önerimse üzeri gül marmelatlı chia tohumlu yoğurdu tatmanızdan yana.

Ayrıca Boulette’s Larder’ın, her köşesini çekmek isteyeceğiniz, bakır kaplı mutfak eşyalarının öne çıktığı sade ve şık bir dekorasyonu olduğunu da belirteyim.

Acme Bread Company

Ekmek deyip geçmemek lazım. Bence ekmek yapımı kesinlikle bir sanat. Ferry Building içindeki Acme Bread Company’de ekmek konusunda San Francisco’nun en iyileri arasında.

Ben bir zeytin aşığı olduğum için tercihimi ‘Olive Roll’ ve keçi peynirli zeytinli mini puftan yana kullandım ve üçüncüsünü yememek için kendimi zor tuttum diyebilirim. Ama ekşi mayalıdan, üzümlüye, biberiyeliden yeşil soğanlıya bir çok farklı çeşit ekmek olduğunu söyleyebilirim.

Kahvaltıyı hızlıca bir şeyler atıştırarak geçirmek isterseniz, Acme Bread Company’den ekmeğinizi ya da sandviçinizi alarak San Francisco sokaklarını ya da Marketplace’deki dükkanları keşfetmeye devam edebilirsiniz.

The Slanted Door

Ferry Building’de keyifli bir yemek ya da bir kadeh bir şey içmek için uğrayabileceğiniz en şık yerlerden biri de The Slanted Door.

Benim önerim yemekten ziyade bar kısmında oturup kendinize güzel bir kokteyl ısmarlamanızdan yana. Hatta Slanted Door’da Amerikalıların brunchlarda severek tükettiği kokteyllerden biri olan ‘mimosa’yı deneyebilirsiniz.

Blue Bottle Coffee

Bir kaç yerde şubesi bulunan Blue Bottle Coffee, San Francisco’nun en güzel kahvecilerinden. Blue Bottle’da kahveniz sizin seçtiğiniz çekirdeklerle hazırlanıyor.

Benim tavsiyem, espresso denemenizden yana ama espresso ağır geliyor derseniz de cappucino ya da macchiato gibi espresso bazlı bir kahve de güzel olacaktır.

Mijita

Meksika Mutfağı’ndan vazgeçemeyenlerdenseniz Ferry Building’deki Mijita’ya uğrayabilirsiniz.

Taco, burrito ya da quesedilla ile lezzetli bir öğlen yemeği yiyebileceğiniz gibi, sıcacık servis edilen çıtır çıtır cipsleri guacamole veya salsa gibi soslara bandırarak köprü manzarası eşliğinde keyifli bir akşam üzeri atıştırması da yapabilirsiniz.

Mission District

San Francisco’da Meksika Kültürü’nün en yaygın olduğu bölge Mission District’teyiz şimdi de.

Meşhur Dolores Park ve Valencia Caddesi’ni de içinde barındıran Mission District aynı zamanda duvar resimleri ile ünlü. Ama duvar resmi dediysem aklınıza hemen öyle grafittili duvarlar gelmesin. Şahane resimlerle süslü ve her birinin önünde fotoğraf çekilmek isteyeceğiniz bu duvarlara ‘mural’ deniyor.

Amerika’nın ‘Gay Mahallesi’ olarak bilinen bu bölge Harvy Milk’in eşcinsellik devrimini başlattığı nokta olan Castro’yu da içine alıyor. Harvy Milk’in Castro Camera dükkanı ile estirdiği eşcinsellik rüzgarı hala gücünü koruyor.

Bense bu bölgede sizi Meksika Mutfağı ağırlıklı lezzet duraklarına götüreceğim.

Bebe Bar

Güne sağlıklı ve enerjik bir başlangıç yapmak istiyorsanız Mission District’teki adresiniz Bebe Bar olabilir.

Beklenmedik bir anda karşınıza çıkan Bebe Bar’da her biri taze hazırlanan onlarca çeşit juice, smoothie ve bowl var.

Benim önerim tabi ki her daim en sevdiğim olan açai bowl tatmanızda yana ama açai sevmem derseniz de sayısız seçeneğiniz var.

Bebe Bar’da damak zevkinize göre bir şeyler bulamamanız pek mümkün değil.

Lolo

Lolo, San Francisco’da taco yiyebileceğiniz en lezzetli adresler arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Vejetaryen ve glutensiz seçenekler de bulunan Lolo’da taco sevmeyenler için de farklı seçenekler var.

Son zamanların popüler yeşili kale ile hazırlanan salata, kızarmış Brüksel lahanası, menüde Shishito Peppers diye geçen sotelenmiş biber benim favorilerimden. Balıklı, tavuklu veya etli olmak üzere çeşit çeşit taco olduğunu da söylemeden geçmek olmaz tabi ki.

Yalnız belirtmekte fayda var Lolo’ya rezervasyonsuz giderseniz yer bulmak biraz imkansız o yüzden gitmeden birkaç gün öncesinden mutlaka rezervasyonunuzu yaptırın derim.

Locanda

Her ne kadar basit ve klasik olsa da, özellikle de yurtdışındaysanız İtalyan Mutfağı her zaman kurtarıcı olmuştur.

Mission District klasiği olan tacoları bir kenara bırakıp güzel bir makarna ya da lezzetli bir et yemek istiyorsanız Locanda güzel bir alternatif olacaktır.

Tercihinizi makarnadan yana kullanacaksanız benim önerim bir Toscana klasiği olan ‘Cacio E Peppe’yi tatmanızdan yana olacaktır.

The Little Chihuahua

Taco, enchilada, quesadilla ve burrito The Little Chihuahua’da tadabileceğiniz Meksika lezzetlerinin sadece ana başlıkları.

Fasulye cinsinden etine kadar tüm iç malzemesini kendinizin özgürce belirleyebileceği bir yer de keyif yapmak istiyorsanız La Taqueria en lezzetli alternatiflerden.

Ben o kadar seçim yapmakla uğraşamam diyenler için de menüde harika seçenekler olduğunu belirteyim.

Tartine Bakery

Mission District’teyseniz ve tatlı – tuzlu hamur işleri arasında kendinizi kaybetmek istiyorsanız soluğu kesinlikle Tartine Bakery’de alın derim.

En çok tercih edilen seçeneklerinden biri kruvasanları olsa da ben tatlı ve tuzlu olarak hazırlanan scone’ları tadın derim. Scone’la pek aram yok derseniz de incecik hamurlu ve bol malzemeli sebzeli kiş veya limonlu tartın tadına bakabilirsiniz. Bir limonlu tatlı aşığı olarak tartın limonlu kremasının tadı hala damağımda desem abartmış olmam sanırım.

Bir de küçük not, bu lezzetleri tatmak için biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. Günün her saati kapısında kuyruk var ama sizi korkutmasın sıra hızlı ilerliyor.

Hatta bir de öneri verecek olursam bence Tartine Bakery’de oturmayın. Yiyecek ve içeceklerinizi alın ve yakınlardaki Dolores Park’a giderek mini bir piknik yapın.

Dandelion Chocolate

Dandelion Chocolate çikolata aşıkları için yaratılmış bir yer diyebilirim. İçeriye yayılmış olan çikolata kokusu insanı bir anda etkisi altına alıyor.

Dandelion Chocolate’da küçük parçalara bölünmüş çikolataları özel ahşap maşalar ile avucunuza alarak tadabiliyorsunuz. Tattığınız her çikolatanın yanında ise o çikolatanın hangi ülkeden gelen kakao çekirdekleri ile üretildiği ve damakta bıraktığı aromalarının yazılı olduğu küçük kartlar var.

Dandelion Chocolate’a giderseniz sütten ziyade çikolata kokusunun ve tadını baskın olduğu bir bardak sıcak çikolata içmenizi şiddetle tavsiye ederim.

Potrero Hill 

Şehrin güneyinde yer alan Potrero Hill, San Francisco’nun en güneşli yerlerinden.

San Francisco’nun yükselen gökdelen manzarasını huzurlu ve sessiz bir yerden izlemek istiyorsanız Potrero Hill en doğru adreslerden biri diyebilirim.

Mahalle kültürünü hala yaşatan muhitlerden biri olan Potrero Hill’de enfes lezzet durakları da var.

İşte benim Potrero Hill favorilerim:

Plow

Çokça karbonhidratlı bolca lezzetli bir Amerikan kahvaltısı istiyorsanız Potrero’daki adresiniz kesinlikle Plow olsun derim.

Ne yiyeceğinize bir türlü karar veremiyorsanız içinde seçeceğiniz usülde pişirilmiş yumurta, patates ve Plow’un efsane lezzeti olan limonlu ricottalı pancakeden iki küçük parça olan ‘The Plow’ tabağını sipariş vermenizi öneririm.

Şayet kalabalıksanız da üzeri yaban Mersinli sos ile servis edilen kocaman Limonlu Ricotta’lı Pancake’den mutlaka ortaya söyleyin derim çünkü ‘The Plow’un içindeki küçükler insanı pek kesmiyor benden söylemesi.

Plow’un kapısında her daim kuyruk oluyor ve rezervasyon almıyorlar o yüzden mutlaka erken gidip adınızı yazdırın derim.

Farlye’s

Plow için kahvaltı sıranızı beklerken ya da gün içinde kahve keyfi yapmak uğrayabileceğiniz kahvecilerden biri de Farley’s.

Tam bir mahalle kahvesi sıcaklığındaki Farley’s de kahvenizi yudumlarken bir yandan da içerdeki mini kütüphanesinde dergileri okuyabilir, daktilo gibi nostaljik eşyaların yer aldığı dekoratif köşeyi inceleyebilirsiniz. Ya da kitabınızı veya bilgisayarınızı alıp cam kenarındaki masada zaman geçirebilirsiniz.

Goat Hill Pizza

Duvarlarını çocukların yaptığı resimlerin süslediği klasik bir Amerikan pizzacısında yemek yemek isterseniz Goat Hill güzel bir alternatif olacaktır.

Orada oturmak istemezseniz de pizzanızı paket olarak alıp dilediğiniz parkta çimenlere uzanarak da yiyebilirsiniz.

Ekşi mayalı hamura hazırladıkları pizzalarından benim favorim keçi peynirili, pesto soslu ve domatesli Hilda’s Favorite.

Açlık durumunuza veya kişi sayınıza göre pizzanızı farklı boyutlarda sipariş verebileceğinizi de hatırlatayım.

Ruby Wine

Ruby Wine’ı benim için bu kadar keyifli ve güzel kılan ilk özelliği yemeğinizi yanınızda getirebiliyor olmanız, tabi ki Ruby’den şarap almak koşulu ile.

İster peynirinizi üzümünüzü alın isterseniz de benim gibi hemen yakınındaki Goat Hill Pizza’dan pizzanızı alıp gözünüze kestirdiğiniz bir köşeye yerleşin ve keyifinize bakın.

Ruby Wine’ın oldukça zengin bir şarap menüsü var. Kararsız kaldığınız noktada ise size yardımcı olmak için güler yüzle bekleyen çalışanları var.

Mac Daddy

‘Mac Daddy’, Amerikan Mutfağı’nın öne çıkan lezzetlerinden olan ‘Mac and Cheese’i farklı bir boyuta taşımış desem yeridir. Alt tarafı peynirli makarna diyip geçmeyin, Mac Daddy farklı peynirlerle hazırladığı mac and cheese’leri mantar, fıstık, köfte, mısır gibi farklı lezzetlerle taçlandırmış.

Benim favorimse kesinlikle trüflü zeytinyağı ve trüf aromalı Brie peyniri ile tatlandırılmış ‘Truffle Mac’. Ancak trüfün ağır bir tadı olduğunu ve sevmiyorsanız kokusunun bile ağır gelebileceğini belirtmemde fayda var.

Chestnut- Marina District

Chestnut, yan yana kafe ve restoranların sıralandığı şehrin en popüler semtlerinden.

Alternatiflerin bu denli fazla olması insanı seçim yapmakta bir hayli zorluyor. O yüzden ben içimde kalmaması adına bir kaç kez giderek farklı yerler keşfettim.

İşte en beğendiğim Chestnut – Marina lezzet durakları:

Project Juice

San Francisco’da menüsünde sadece sağlıklı seçeneklerin yer aldığı yerlerden biri de Project Juice.

Birkaç yerde şubesi bulunsa da bence en şirini, önünde üç masası olan ve açık havada keyif yapabileceğiniz Chestnut’daki şubesi.

Ben tercihimi yine açai bowldan yana kullandım ama siz rengarenk hazırlanan bowllardan, smoothilerden ya da paleo waffle’larden dilediğinizi seçebilirsiniz.

Ancak waffle tercih edecekseniz ‘almond cream’ seçeneğinin kremasının biraz ağır olduğunu söylemek isterim.

Pacific Catch

Marina Bölgesi’nin küçük ama bir o kadar da şirin ve lezzetli yerlerinden biri bence Pacific Catch. Pacific Catch’in balık ve deniz ürünü ağırlıklı bir menüsü var.

Pacific Catch’e giderseniz benim önerim bir San Francisco klasiği olan, yanında patates kızarması ile servis edilen ‘Lobster Roll’ (İstakozlu Sandviç diyebiliriz) tatmanızdan yana olacaktır.

Patates kızartmanızı seçeceğini de tatlı patates yana kullanın derim.

Delarosa

Parmesanlı patlıcan, limon soslu kuşkonmaz, karamelize soğanlı turp salatası gibi tadına doyamayacağınız başlangıçlar, deniz ürünlü risotto ya da baharatlı acılı enfes bir pizza yemek istiyorsanız Delarosa’ya mutlaka uğrayın derim.

Ya da kalabalıksanız bence en güzeli, her şeyden ortaya söyleyip kendinize enfes bir ziyafet çekmek.

Souvla

Türk yemeklerini özlediyseniz tercihinizi kardeş mutfak diyebileceğimiz Yunan Mutfağı’nın temsilcilerinden olan ve bir kaç farklı noktalarda şubesi bulunan Souvla’dan yana kullanabilirsiniz.

Souvla’da menüden dilediğiniz malzemeyi seçerek zengileştirebileceğiniz kocaman bir kase salata ya da gyrosla keyifli bir öğlen ya da akşam yemeği yiyebilirsiniz.

Hayes Valley 

Bay Area’nın en gözde semtlerinden olan Hayes Valley’nin popülerliği gün geçtikçe artıyor.

San Francisco’nun kalbur üstü semtleri arasında yer alan Hayes Valley’de sizi lüks butikler ve birbirinden şık restoranlar bekliyor.

Size kendinizi bir Avrupa şehrinde gibi hissettirecek Hayes Valley’de Fransız pastanesinden İtalyan dondurmacısına, Thai restoranından şarap evine bir çok seçenek var.

Gelin San Francisco’nun bu şık semtindeki nispeten uygun fiyatlı ve en beğendiğim lezzet noktalarına bir göz atalım.

Fig & Thistle

Fig & Thistle, San Francisco’nun en hareketli ve keyifli semtlerinden biri olan Hayes Valley’de son derece keyifli bir şarap evi.

Akşam yemeği öncesi şarap keyfi yapmak isterseniz Fig & Thistle’a mutlaka bir şans verin derim.

Şarap severlerin favori mekanlarından olan Fig & Thistle’ın oldukça zengin bir şarap kavı olduğunu da söylemeden geçmek olmaz.

Lers Ros Thai

Acısı ve baharatı bol Tayland Mutfağı’nı seviyorsanız Lers Ros’u listenize alın derim. Özellikle, benim gibi köri baharatları yemekleri seviyorsanız Lers Ros tam size göre.

Lers Ros’un menüsünde, şahane bir uyum içinde olduğunu düşündüğüm Hindistan Cevizi sütü ve körili yemekler için ayrı bir kategori var.

Benim favorim ördek eti ile hazırladıkları ‘Kang Phed Yang’.

Oldukça geniş bir menüsü olan Lers Ros’da vejetaryen seçeneklerin olduğunu da belirteyim.

Salt and Straw

Benim için dondurma denildi mi akan sular durur. Salt and Straw’da bence San Francisco’daki en lezzetli dondurmacılardan biri.

Salt and Straw’da ballı lavantalı, naneli çikolata parçacıklı, tuzlu karamelli, kahveli kaju kremalı gibi seçenekler arasından istediğinizi tadıp, beğendiğinizi alabiliyorsunuz.

Ben en çok ballı lavantalı ve içinde akışkan karamel parçacıkları olan tuzlu karamelliyi sevdim.

Fillmore Street- Pacific Heights

Mimari açıdan önemli evlere sahip Pacific Heights Bölgesi San Francisco’nun en lüks semtlerinden biri.

Şıklıkta evlerin birbiri ile yarıştığı Pacific Heights Bölgesi’nde gezerken mağazalara da göz atabilirisiniz.

Ben tabi ki mağazalardan ziyade bu bölgenin keyifli restoran ve barlarını keşfe çıktım.

İşte Fillmore Street’teki favori mekanlarım:

The Snug

Cam kenarındaki uzun masalardan birine oturarak bir yandan dışarıyı seyretmek bir yandan da keyifle bir şeyler atıştırmak istiyorsanız Fillmore’daki adresiniz The Snug olsun derim.

Ya da sadece hafta sonları servis edilen granolalı avokado tostlu, yumurtalı, bir tür hamur işi olan ‘naan’lı brunch’ına da gidebilirsiniz.

Woodhouse

San Francisco’nın klasik lezzetlerinden biri haline gelen ‘Lobster Roll’ tadabileceğiniz lezzetli adreslerden biri de Woodhouse.

‘Roll’ denilince sizin de aklınızla dürümvari bir şeyler geliyor olabilir, o sebeple baştan söyleyim.

Lobster roll aslında bir nevi ıstakozlu sandviç. Ayıklanan ıstakoz soslanıp pişiriliyor. Ardından özel ekmeğinin arasında servis ediliyor.

Polk Gulch 

San Francisco’da aynı cadde üzerinde onlarca restoran ve kafe bulabileceğiniz semtlerden biri de; benim favorilerim arasında da ilk sıralarda yer alan Polk Gulch.

San Francisco’da genç nüfusa en çok rastlayabileceğiniz muhitlerden biri olan Polk Gulch’ın restoran ve kafeleri keşfetmekle bitmez; o yüzden ben keşfetme fırsatı bulduğum ve hayran kaldığım iki yeri sizinle paylaşmak istiyorum.

Basik Cafe

Siz de benim gibi smoothie kasesi, özellikle de açai bowl yemeye doyamıyorsanız, şimdiye kadar yiyeceğiniz en lezzetli açai bowl için istikametiniz kesinlikle ‘Basik Cafe’ olsun derim.

Kapıdan girer girmez karşınıza çıkan ‘Aloha’ yazısı ile insana sanki Hawaii’deymiş hissiyatı veren Basik Cafe’’nin menüsünde sadece beş farklı çeşit açai bowl ve smoothie var.

Ben tercihimi ‘Banyan’ açai bowldan yana kullandım ve bayıldım ama yan masada gözüme takılan ‘Islander’ da baya iyi gözüküyordu, benden söylemesi.

Cheese Plus

Siz de benim gibi peynire düşkünseniz Cheese Plus’a mutlaka uğrayın derim.

Satışını da yaptıkları şahane peynirler ile hazırladıkları sandviçler hızlı ve lezzetli bir şekilde karın doyurmak için birebir.

Ancak bana sorarsanız aç olamasınız bile Cheese Plus’a mutlaka uğrayın ve içeride satılan peynirleri inceleyin.

Nob Hill

Nob Hill toplu taşıma ile ulaşım imkanının kısıtlı olduğu, turist kalabalığının oldukça az olduğu bir bölge.

Nob Hill şehrin ana caddelerinden biri olan Market Street’e oldukça yakın. Havanın güneşli olduğu bir güne denk gelirseniz Market Street’ten Nob Hill’e kolaylıkla yürüyebilirsiniz. Ancak yön duygunuz iyi değilse navigasyon kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Aksi takdirde kendinizi şehrin pek de tekin olmayan bir bölgesinin ortasında bulabilirsiniz benden söylemesi.

Olur da yolunuz Nob Hill’e düşerse tek bir tatlı dükkanına uğramanız bence yeterli.

Mr. Holmes Bakehouse

Özellikle instagram fenomenlerinin sıkça ziyaret ettiği Mr. Holmes Bakehouse’u bu denli meşhur kılan özelliği duvarında neon harflerle yazan ‘I Got Baked in San Francisco’ yazısı.

Bir çok farklı tatlı seçeneği olsa da crufinn dedikleri hamur işleri oldukça meşhur. Ben gittiğimde kalmamıştı; o yüzden tatma şansım olmadı ama belki size denk gelir. Bir şey yemeseniz bile sırf neon duvarın fotoğrafını çekip çıkabilirsiniz.

Cole Valley- Ashbury Haight

Bence San Francisco’da film sahnelerini andıran en güzel evleri görebileceğiniz bölgeler arasında ilk sıralarda yer alıyor, Ashbury Haight.

Ashbury Haight 1960’lı yılların son dönemlerinde yayılan ‘hippi’ akımının San Francisco’da en yaygın olduğu bölge aynı zamanda. Bu bölgede hala, hippilere özgü herkesin bir arada yaşayarak iş bölümü yaptığı komün hayat tarzını da devam ettirenler olduğunu söyleyeyim.

Bu bölgeye gelirseniz çok yakındaki Alamo Square Park’a giderek ‘Full House’ dizisinin jeneriğinde yer alan ve ‘Painted Ladies’ olarak bilinen renkli evlerin fotoğrafını çekmeyi de ihmal etmeyin derim.

Haydi şimdi yeme ve içme zamanı…

Zazie

Güne bir Fransız Cafe’sinde şahane bir kahvaltı ile başlamak istiyorsanız bölgedeki en güzel alternatiflerden biri bence kesinlikle Zazie.

Fiyatları ortalamanın birazcık üzerinde ama her şey o kadar lezzetli ki bence değiyor.

Biz ıspanaklı poşe yumurta: ‘Eggs Florentine’, domates, çedar peyniri ve dana bacon ile hazırlanan scrambled egg: ‘Cannes’ ve French Toast sipariş verdik. Hepsi de efsaneydi diyebilirim.

Bir çok kahvaltı mekanında olduğu gibi Zazie’de de tazecik demlenmiş filtre kahveniz kahvaltı boyunca sınırsız yenileniyor.

Che Fico Alimentari

Şöyle sohbeti de lezzeti de bol bir akşam geçirmek istiyorsanız Che Fico Alimentari’ye bir uğrayın derim.

Az ve öz menüsü olan yerlerden biri olan Che Fico Alimentari’de adından da anlaşılabileceği gibi İtalyan lezzetleri ön planda.

Kılıç balığından ete, makarnadan lazanyaya uzanan bir ana yemek menüsü olsa da Che Fico Alimentari’ye giderseniz benim önerim ağırlıklı olarak sevdiğiniz peynir ve şarküteri ürünlerinden söyleyerek şarap keyfi yapmanızdan yana olacaktır.

Sadece başlangıçlar bile doymak için fazlaca yeterli.

Réveillé Cafe

Bir kaç yerde daha şubesi bulunan Réveillé Cafe, Ashbury Haight turunuza başlamdan önce kahve keyfi yapabileceğiniz şirin bir kafe.

Dışarısında da bir kaç masalık oturma yeri olan Réveillé Cafe’nin kahveleri bence oldukça lezzetli.

Şayet kahveyle çok aranız yoksa da ‘matcha latte’ gibi son dönemlerin moda içeceklerinden birinin de tadına bakabilirsiniz.

Little Italy- China Town-Washington Square Park

İtalyanların sıcaklığının yansıması görüldüğünden olsa gerek şehrin gezmesi en keyifli noktalarından biri de bence kesinlikle Little Italy.

Washington Square Park civarında yer alan bu sevimli, sıcacık bölgeden geçerek China Town’a da ulaşabilirsiniz.

Kuzey Amerika’daki en eski ve en büyük China Town olan bu bölgeye ana kapısı olan Dragon’s Gate’den giriş yapabilirsiniz.

Dragon’s Gate’den giriş yaparsanız China Town’u boylu boyunca yürüyebilirsiniz. Hatta geceye denk gelirseniz ışıltılar arasında gezmek çok daha keyifli oluyor, benden söylemesi.

Gelin, Washington Square Park civarında yer alan Little Italy ve China Town bölgelerinde nerede ne yenir bir bakalım.

Mama’s

Haftanın her günü ve günün her saati kapısında sıra olan efsane kahvaltıcılardan biri de kesinlikle Little Italy’de yer alan Mama’s. Ama emin olun beklediğinize değiyor. Sıra size geldiğinde içeri giriyor ve önce siparişlerinizi veriyorsunuz. Ardından masanıza geçip keyifle kahvenizi yudumlarken seçtiğiniz enfes lezzetler masanıza geliyor.

Mama’s’ta her şeyi ortaya söyleyin derim. Yumurta tercihlerinizi scramble, Benedict ya da omletten yana kullanabilirsiniz.

Tazecik ürünlerle hazırladıkları sandviçleri ve French Toastları’da Mama’sın öne çıkan lezzetlerinden olsa da benim önerim kesinlikle ‘Mama’s Old Fashion Buttermilk Pancakes’i tatmanızdan yana.

Üzerini orman meyveleri ile de süsletebileceğiniz pofur pofur gelen üç koca pancake’in üzerine bir de maple şurup gezdirdiniz mi yemelere doyamayacaksınız benden söylemesi. Mama’s’ın pazartesi günleri kapalı olduğunu belirteyim.

China Live

Hem klasik Çin motifleri ile süslü mutfak eşyaları satın almak hem de harika yemekler yemek istiyorsanız adresiniz China Live olsun derim.

Eğer çok kalabalık değilseniz China Live’da bar kısmında oturmalısınız. Barda otururken pişen yemekleri görüp gözünüze güzel geleni seçebiliyorsunuz.

Benim önerim ana yemekten ziyade ‘Dim Sum’, ‘Dumpling’ gibi başlangıçlarla masanızı donatmanızdan yana. Biraz fazla hamur işi oluyor ama bence kesinlikle değiyor.

Betty Lou’s

Menüsünde ağırlıklı olarak deniz ürünlerinin yer aldığı Betty Lou’s için, bu bölgedeki en keyifli restoranlardan biri diyebilirim.

Şirin dekorasyonu, tatlı çalışanları ile ilk girdiğiniz andan itibaren gönlünüzü fetheden Betty Lou’sa giderseniz benim önerim ‘Classico Cioppino’ söylemenizden yana olacaktır. Kocaman bir kase içinde domates soslu penne makarna üzerinde midyeden karidese, deniz tarağından yengeçe farklı deniz ürününden oluşan Cioppino iki kişiyi fazlasıyla doyuran, suyuna ekmek banmak isteyeceğiniz muhteşem bir yemek.

Il Casaro

San Francisco’da İtalya’ya taş çıkartacak lezzette pizzacılar var desem abartmış olmam.

İşte Il Casaro’da onlardan bir tanesi. Kalın kenarlı bu enfes pizzalar arasında benim favorim domates sos, fesleğen, zeytin ve kekikli ‘Marinara’.

Ortaya bir de başlangıç söylemek isterseniz kuşkonmaz bence lezzetli bir alternatif olacaktır.

Pizza dışında lazanya seçeceğinin de olduğunu belirtmeden geçmek olmaz.

North Beach- Pier 39- Fisherman’s Wharf 

North Beach Bölgesi’nde yer alan Pier 39 ve Fisherman’s Wharf için San Francisco’nun Golden Gate Köprüsü’nden sonra en ikonik, en cafcaflı ve turist kalabalığının en fazla olduğu nokta diyebiliriz.

Fazlaca kalabalık olan bu bölgedeki turunuzun ardından Fisherman’s Wharf’tan Golden Gate Köprüsü’ne doğru yürüyecek olursanız eğer sağınızda yükselen Ghirardelli Square’e uğrayıp efsane çikolatalarından tatmayı ihmal etmeyin derim.

Gelin San Francisco’nun meşhur deniz aslanlarını da görebileceğiniz bu turistik bölgesinde nerede ne yenir bir göz atalım…

Beacon Coffee & Pantry

Pier 39, Fisherman’s Wharf gibi turistik noktalara yakın ama turist kalabalığından uzakta sakin bir yorgunluk kahvesi içmek ya da bilgisayarınızı alıp keyifle çalışmak istiyorsanız North Beach’teki Bacon Coffee & Pantry’i listenize alın derim.

Kahvenin yanında bir şeyler atıştırmak isterseniz de az ama lezzetli bir menüsü olduğunu da belirteyim.

Wipe out

San Francisco’nun en turistik noktalarından biri olan Pier 39’da tam bir turist gibi takılmak istiyorsanız Wipe Out güzel bir seçenek olacaktır.

Wipe Out’a giderseniz ben Fish & Chips ve buz gibi bir bira eşliğinde keyif yapın derim.

Pier’in hemen girişinde sayılabilecek bir noktada yer alan Wipe Out’ta önünüzden geçen turist kalabalığını seyrederek Pier’in ritmine ve enerjisine ayak uydurabilirsiniz.

Bubba Gump

Yine Pier 39’da ama bu sefer Pier’i üst kattan izleyebileceğiniz bir yerde yemek yemek istiyorsanız karides ağırlıklı bir menüsü olan Bubba Gump yine fazlaca turistik ama lezzetli bir alternatif olacaktır.

Bubba Gump’ta, kabuklusundan ayıklanmışına, soslusundan kızarmışına karidesle hazırlanmış envai çeşit lezzet tadabilirsiniz.

Benim gibi karidesin kabuklu ve ayıklanmamış hali ile yıldızı pek barışmayanlardansanız bile Bubba Gump’ta kendinize göre bir şeyler bulabileceğinize emin olabilirsiniz.

Crab House

Hani deniz ürünlerini çok sevenlerin sıkça kullandığı bir tabir vardır ya ‘Denizden babam çıksa yerim’ diye işte Crab House tam o kişiler için yaratılmış bence.

Crab House’un midye, yengeç ve karides ile hazırladıkları harika başlangıçları, farklı soslarla tatlandırılmış makarnaları ve deniz ürünlü ana yemekleri arasında kendinizi kaybedebilirsiniz. O yüzden benim önerim bildiğimiz midyenin beyazı ve küçüğü diyebileceğim ‘Clam’ ile yapılan sarımsak soslu makarnayı tatmanızdan olacaktır.

Downtown 

Çevresinde dondurma müzesinden sanat galerisine, restorandan mağazaya onlarca aktivite ve eğlence merkezinin yer aldığı Union Square’e yaklaşıktıkça etrafınızda yükselen gökdelenlerin sayısı gittikçe artıyor.

San Francisco’nun finans merkezi olan Financial District, kısaca FIDI, şehrin ana meydanı olan Union Square ve civarı San Francisco’nun en kalabalık bölgelerinden.

Burayı turistler için cazip kılan özelliklerden biri de San Francisco’nun simgelerinden olan ‘Cable Car’ın buradan kalkıyor olması.

Gelin hem San Francisco’lular hem de turistler için önemli bir merkez olan Downtown’un lezzet duraklarına bir göz atalım.

Bluestone Lane

San Francisco’da alışveriş için en uygun noktalardan biri bence Market Street. Birçok marka ve outletin bu cadde üzerinde mağazası var. İşte Bluestone Lane’de Market Street üzerinde yer alıyor.

İster alışveriş öncesi güzel bir kahve isterseniz de alışveriş sonrası yorgunluk kahvesi için uğrayın, tercih sizin.

Eğer bir şeyler atıştırmak isterseniz de avokado tostu baya lezzetli, benden söylemesi.

Bake Cheese Tart

Bake Cheese Tart’ın tartlarının lezzeti tam anlatılmaz yaşanır türden. İncecik, kıtır bir tart hamuru üzerinde San Sebastian Cheesecake tadında hafif akışkan efsane bir peynir kreması.

Bake Cheese Tart’ta sadece üç çeşit tart yapılıyor: Çilekli, çikolatalı ve klasik. Hepsinin tadına bakmış biri olarak söyleyebilirim ki bence klasiği kesinlikle en güzeli.

Özellikle yeni çıkmış ılık haline denk gelirseniz tadına doyum olmuyor benden söylemesi.

Cafe de la Presse

Amerika’nın en büyük Çin mahallelerinden biri olan San Francisco’daki China Town’un simgesel giriş kapısı olan Dragon’s Gate’in hemen yakınında yer alan Cafe de la Presse’in barında China Town turunuz öncesi bir keyif kahvesi ya da güzel bir kokteyl içebilirsiniz. Çünkü China Town’u baştan sonra gezmek için sağlam bir enerjiye ihtiyaç var.