Engebeli bir yapıya sahip Türkiye toprakları, geneli doğu-batı yönünde uzanan dağlara ev sahipliği yapıyor.
Bugünkü yazımızda Türkiye’nin en yüksek dağlarını başlıca özellikleri ile birlikte sizler için derledik:
İçindekiler
- 1) Ağrı Dağı, Ağrı (5137 metre)
- 2) Cilo Dağı, Hakkari (4134 metre)
- 3) Süphan Dağı, Bitlis (4058 metre)
- 4) Kaçkar Dağı, Rize (3932 metre)
- 5) Erciyes Dağı, Kayseri (3916 metre)
- 6) Küçükağrı Dağı, Ağrı (3896 metre)
- 7) Kızılkaya Dağı, Niğde (3794 metre)
- 8) Demirkazık Dağı, Niğde (3767 metre)
- 9) Artos Dağı, Van (3756 metre)
- 10) Mercan Dağları, Erzincan (3752 metre)
- 11) Aydos Dağı, Konya (3725 metre)
- 12) Medetsiz Dağı, Adana (3723 metre)
- 13) Kösedağ, Sivas (3711 metre)
- 14) Hasan Dağı, Aksaray (3688 metre)
- 15) Kısır Dağı, Kars (3684 metre)
- 16) Palandöken Dağı, Erzurum (3670 metre)
- 17) Berit Dağı, Kahramanmaraş (3654 metre)
- 18) Nurhak Dağı, Kahramanmaraş (3630 metre)
- 19) Sematepe, Aladağlar (3623 metre)
- 20) Çağalın Başı, Aladağlar (3612 metre)
1) Ağrı Dağı, Ağrı (5137 metre)
Ağrı Dağı Türkiye’nin en yüksek dağı olarak öne çıkıyor. Bu kadar heybetli oluşunun yanı sıra Nuh’un gemisinin bu dağ üzerinde oluşuna dair efsanelerle ünü ülke sınırlarını aşıyor. Ağrı Dağı’nın yüksekliği 5137 metredir.
Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı, konum olarak Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde, Ağrı şehrimizde yer alıyor. Ağrı iline bağlı olan Doğu Beyazıt adlı ilçenin 15 kilometre kadar kuzey doğusuna doğru gidildiğinde Ağrı Dağı’na ulaşılıyor.
Kaydi bilgilere göre bu efsanevi dağa ilk tırmanan kişi Frederik Von Parat adlı bir dağcı. 1829 yılında gerçekleşen bu ilk tırmanışın ardından dağa düzenlenen ikinci tırmanış seferinin kahramanı olarak ise Bozkurt Ergör biliniyor.
Bir dönem 1990 ile 1998 yılları arasında Ağrı Dağı’na tırmanmak yasaklanmış olsa da günümüzde tırmanışın serbest olduğu edinilen bilgiler arasında.
Toplam 5.137 metrelik bir yüksekliğe sahip olan dağ Büyük Ağrı ile Küçük Ağrı olmak üzere iki farklı dağdan oluşuyor.
Yılın 12 ayı boyunca karların erimediği Ağrı Dağı’nın zirvesi ise buzul ile kaplı. Bir diğer ismi Ararat olan bu heybetli dağ öyle büyük ki havanın açık olduğu dönemlerde Azerbaycan, İran ve Ermenistan topraklarından bile çıplak gözle görülebiliyor.
Nuh’un gemisine ev sahipliği yapması sebebiyle kutsal olarak atfedilen Ağrı Dağı dünyadan binlerce dağcının tırmanış yapmak için sabırsızlandığı zorlukta bir yer olmasıyla biliniyor.
Ağrı Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
2) Cilo Dağı, Hakkari (4134 metre)
Ağrı Dağı’nın ardından Türkiye’de ikinci yüksek dağ olma özelliği Cilo Dağı’nda bulunuyor.
Konum olarak Türkiye’nin güney doğu sınırı yakınında bulunan Hakkari ili içerisinde yer alıyor.
Yılın 12 ayı boyunca erimeyen karlarla kaplı olan Cilo Dağı Güneydoğu Toros Dağları’nın en doğuda kalan parçası olarak biliniyor.
4.135 metre yüksekliğindeki bu dağın en önemli zirvelerinin adı ise Uludoruk, Suppa Durek, Kisara ile Köşedireği Dağı olarak adlandırılıyor.
Cilo Dağı’na ilk tırmanışın 1931 senesinde Ludwig Krenek ile Ludwig Sperlich ile birlikte yapıldığı biliniyor. 1931 yılındaki ilk tırmanışı 1937 yılındaki 5 kişilik Alman dağcıdan oluşan ekip bir takip ediyor.
Cilo Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
3) Süphan Dağı, Bitlis (4058 metre)
Ağrı Dağı ve Cilo Dağı’nın ardından gelen Süphan Dağı Türkiye’nin üçüncü yüksek dağı olma özelliğini elinde bulunduruyor.
Rakım olarak 4.058 metrelik bir ölçüye sahip olan Süphan Dağı birbirinden zengin doğal kaynak sularına ev sahipliği yapıyor.
Dağın çevresinde Ahlat, Malazgirt, Patnos ve Adilcevaz adlı ilçeler yer alıyor. Söz konusu yerleşim yerlerinin tümümün su ihtiyacı ise bu dağdan karşılanabiliyor.
Süphan Dağı’nın zirvesinde okyanusların sahip olduğu mavilikte bir adet de krater gölü mevcut. Bu krater gölü aynı zamanda fazlasıyla derin olmasıyla da ünlü bir doğa harikası.
Konum olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nin sınırları içerisinde yer alan Süphan Dağı, Van Gölü’nün kuzeyinde bulunuyor.
4.058 metrelik yüksekliği sayesinde tüm heybetiyle tırmanışçıları karşılayan bu dağın zirvesinin buzulla kaplı olduğu biliniyor.
Yalnızca bir doğa harikası olmakla kalmayıp zirvesinde 40 adet şehit mezarını da barından Süphan Dağı’nda güneşi karşılamak ve gün batımını yaşamak hayat boyu unutulmayacak bir tecrübe olsa gerek.
Dağa tırmanmak isteyenler için en elverişli tarihlerin yaz aylarıyla birlikte Eylül ayı olduğu söylenebilir.
Süphan Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
4) Kaçkar Dağı, Rize (3932 metre)
Karadeniz Bölgesi sınırları içerisinde bulunan Kaçkar Dağı Rize ile Hopa arasında yer alıyor. Yeşilin bin bir tonuna ev sahipliği yapan bu dağ tam anlamıyla bir doğa harikası.
3.932 metrelik bir yüksekliğe sahip olan Kaçkar Dağı’nın en yüksek tepesi olan Altıparmak 3.480 metre iken Kavran 3.932 metre ve Verçenik Tepesi ise 3.710 metrelik bir rakıma sahip.
Doğu Karadeniz kıyısına paralel uzanan Kaçkar Dağı’na her yıl binlerce dağcının tırmanış yaptığı biliniyor.
Zirvesindeki buzullara ek olarak mavi renkli göllere, zengin bitki örtüsüne ve derelere ev sahipliği yapan bu dağ aynı zamanda Ayder Yaylası’nda bulunan kaplıcalara da ulaşma imkanı sağlıyor.
Kaçkar Dağı’na çetin hava koşulları sebebiyle yaz mevsiminde tırmanış yapılması önerilebilir. Aksi halde karlarla dolu olan vadilerdeki çığ tehlikesi ölümcül sonuçlara neden olabilir.
Karadeniz kıyısında uzanan Kaçkar Dağları batıdan doğu yönüne doğru 3 kısım şeklinde dizilir. Doğu kesimde Altıparmak Dağları bulunurken orta tarafta Kavran ve en batı kısımda da Verçenik Dağları sıralanıyor.
Granit ve siyanit olmak üzere çeşitli yapıdaki taşlardan oluşan Kaçkar Dağı’nın kuzeye bakan yüzü yemyeşil ormanlar ile kaplı olmasıyla biliniyor.
Kaçkar Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
5) Erciyes Dağı, Kayseri (3916 metre)
Konum olarak Kayseri ilinin 30 kilometre kadar güneybatısında yer alan Erciyes Dağı Kapadokya ile Nevşehir ziyaretlerinde meraklılarını karşılıyor.
Söz konusu il ve ilçelerden görünen manzarası sebebiyle Erciyes Dağı’na yaklaşıkça uzaklaşılan, uzaklaştıkça yaklaşılan dağ tabirinin uygun görülmesine şaşırmamak gerek.
Yılın her döneminde karlarla örtülü olan bu dağın dumanlı görüntüsü özellikle Kapadokya’ya giden turistlerin aklını başından alıyor.
Kapadokya’ya mal olduğu kadar Kayseri’nin de simgesi haline gelen Erciyes Dağı 3.916 metrelik bir yüksekliğe sahipken yaklaşık olarak 1.100 kilometrekarelik de bir alanı kaplıyor. Bu yönüyle Türkiye’nin en yüksek beşinci dağı olma özelliğini elinde bulunduruyor.
Dünyanın 3. zaman döneminde lav püskürten bu dağ günümüzde sönmüş bir volkan olarak varlığını sürdürüyor. Yapılan bilimsel araştırmaların sonucuna göre dağdan çıkan lavlara bağlı olarak civarda çeşitli büyüklükte platoların oluştuğu biliniyor. Buna ek olarak da dağ çevresinin aktif volkan olduğu zamanlarda denizlerle kaplı olduğu da sahip olunan veriler arasında yer alıyor.
Günümüzdeki rakımından geçmişte 400 metre daha yüksek olduğu bilinen Erciyes Dağı için Akdeniz ve Karadeniz’den bile göründüğüne dair rivayetler mevcut.
Bu kadar doğal güzelliğinin yanı sıra efsanelere de konu olan Erciyes Dağı Sarı Göl adlı bir efsanenin de baş kahramanı olarak dikkat çekiyor. Efsaneye göre Romalıların altınla dolu olan kervanı bu göl üzerinden geçmiş ve o zamandan beri de dağ üzerindeki göle Sarı Göl ismi verilmiş.
Erciyes Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
6) Küçükağrı Dağı, Ağrı (3896 metre)
Türkiye’nin çatısı olarak bilinen Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Ağrı Dağı Büyük Ağrı ile Küçük Ağrı adında iki adet doruğa sahip.
Zirvesinin buzullar ile kaplı olduğu Ağrı Dağı’nın doğu yönüne bakan kısmında 3.896 metrelik bir rakıma sahip olan Küçük Ağrı Dağı yer alıyor.
Serbulak Yaylası’na da ev sahipliği yapan Küçük Ağrı andezit türündeki lavlardan oluştuğu için volkanik olma özelliğini elinde bulunduruyor.
Bu dağa sadece kuzey batı yönünü takip eden bir rota üzerinden tırmanış yapılabiliyor.
Yılın tamamında karlar ile kaplı olan Küçük Ağrı her yıl onlarca dağcının hayallerini süsleyecek güzelliğiyle doğaseverleri karşılıyor.
Küçükağrı Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
7) Kızılkaya Dağı, Niğde (3794 metre)
Konum olarak Niğde, Kayseri ile Adana il sınırları arasında Kızılkaya Dağı yer alıyor. 3.767 metrelik yüksekliği ile Toros Dağları’nın en yükseği olarak biliniyor.
Geçmişteki bilgilere göre Demirkazık zirvesi Toroslar’ın en yüksek zirvesi olarak biliniyorken son dönemde yapılan araştırmalar sonucunda Demirkazık’ın bu unvanı Kızılkaya Dağı’na bıraktığı görülüyor.
Kızılkaya Dağı’na ulaşabilmek için Adana ve Niğde olmak üzere çok sayıda seçenek bulunuyor.
İsteyenler buraya Adana sınırları dahilinde kalan Aladağ ilçesine giderek ulaşabiliyor. Bunun haricinde Niğde üzerinden de Kızılkaya Dağı’na ulaşmak mümkün.
Bunun için Niğde’ye bağlı olan Çamardı ilçesine gidilmesi gerekiyor. Ardından ilçe içerisinde yer alan Çukurbağ Köyü’ndeki Martı Deresi Mahallesi’nden geçerek Emli Vadisi’ne varılıyor. Emli Vadisi’ne geldikten sonra dağcıların tırmanış süreci başlamış oluyor. En popüler rota olması sebebiyle Emli Vadisi’nde çok sayıda dağcıyla karşılaşmak mümkün.
Tüm bunlara ek olarak dileyenler Kayseri üzerinden de Kızılkaya Dağı’na ulaşmak isteyebilirler. Bunun için ise Yahyalı ilçesine gidilmesi gerekiyor.
8) Demirkazık Dağı, Niğde (3767 metre)
3.756 metrelik bir rakıma sahip olan Demirkazık Dağı, Niğde ilinde yer alıyor.
Aladağlar bölgesinde konumlanan bu dağın geçmişte Aladağlar’ın en yükseği olduğu biliniyordu. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar sonucunda zirvenin Demirkazık Dağı’na değil de 11 metrelik bir yükseklik farklıyla Kızılkaya Dağı’na ait olduğu keşfediliyor. Söz konusu keşfin ise 1927 senesinde Dr. Georg Künne, Marianne Martin ile Dr. Wilhelm Martin’den oluşan bir ekip tarafından yerine getirildiği edinilen bilgiler arasında.
Yapılan bu araştırmanın sonucuna göre Demirkazık Dağı’nın 3.736 metrelik ve Kızılkaya Dağı’nın da 3.367 metrelik bir yüksekliğe sahip olduğu ortaya konuluyor.
Söz konusu Alman ekibe eşlik eden bir adet de Türk’ün olduğu biliniyor. Bu yüzden Veli Çavuş için 1927 yılında Demirkazık zirvesine çıkan ilk Türk dersek yanılmış olmayız.
Demirkazık Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
9) Artos Dağı, Van (3756 metre)
3.550 metrelik bir yüksekliğe sahip olan Artos Dağı, Van şehrimizdeki Gevaş sınırları dahilinde yer alıyor. Bir diğer ismi Çadır Dağı olan Artos, Güneydoğu Toros Dağları’nın devamı niteliğinde tüm heybetiyle meraklılarını karşılıyor.
Yakınında bulunan Van Gölü sebebiyle Artos Dağı’nın kuzey ve güney yüzünde birbirinden farklı bir iklim hüküm sürüyor. Kükürt madeni başta olmak üzere bu dağda çok sayıda doğal madde barınıyor.
Geçmişten günümüze dek yanlış avlanma politikaları nedeniyle azalmaya başlasa da tavşan, kurt, ayı ve keklik başta olmak üzere çok sayıda canlı türü Artos Dağı’nda yaşamını sürdürüyor.
Söz konusu canlılara ek olarak 200 adet kelebek türünün de burada görülmesi nedeniyle her yıl binlerce doğasever ile botanikçi Artos Dağı’na ziyarette bulunuyor.
Şiddetli rüzgarlara açık bir alanda yer alması sayesinde bu dağdan yararlanarak rüzgar türbinleri kurmak suretiyle enerji üretmek mümkün.
Sahip olduğu doğal güzelliklere ilaveten Artos Dağı dağ sporları ve kayağa da elverişli bir yer olarak biliniyor. 1800 metrelik irtifa sayesinde burada kayak yapmak oldukça keyifli bir kış aktivitesi olarak karşımıza çıkıyor.
Artos Dağı’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
10) Mercan Dağları, Erzincan (3752 metre)
Geçmişteki ismi Munzur olan Mercan Dağları, Doğu Anadolu Bölgesi içerisinde yer alıyor. Toros Dağları’nın devamı olan Mercan Dağları yukarı Fırat Bölgesi’nde tüm heybetiyle dağcıları karşılıyor.
Mercan Dağları’nın 3.300 metre civarında bir rakıma sahip olduğu biliniyor.
Tunceli ve Erzincan illeri arasındaki alanı kaplayan bu dağın 5 milyon yıldır varlık gösterdiği edinilen duyumlar arasında.
Mercan Dağları eşsiz bir doğal zenginliğe sahip. Burada binbir çeşit bitki ile çiçekleri görebilir, meşe ormanları arasında yaşayan yabani hayvanlara rastlayabilirsiniz.
Bunların yanında yılın büyük çoğunluğunu karlar altında geçiren Mercan Dağları’nda buzul gölleri, dereler, yaylalarla alabalık gölleri de mevcut.
Kendisinin geçmişteki adıyla aynı ismi taşıyan Munzur Nehri de buradan akıyor. Çeşitli şelaleler ile birleşerek akan Munzur Nehri mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi.
Adeta bir doğa harikası olan Mercan Dağları’nın olduğu bölgeye 1971 senesinde Munzur Vadisi Milli Parkı kurulmuş. Söz konusu milli park ise 42.000 hektarlık alanıyla doğa severleri yılın 12 ayı ağırlıyor.
Mercan Dağları Munzur Vadisi ve Pülümür Vadisi ile birleşen bir yapıya sahip. Bu da vadiden gün doğumu ile gün batımı izlemenin ayrı bir keyif olmasına sebep oluyor.
Mercan Dağları’nı haritada görüntülemek için tıklayınız.
11) Aydos Dağı, Konya (3725 metre)
Aydos Dağı Konya ilinin Halkapınar adlı ilçesinde yer alıyor.
Dağın yüksekliğinin 3.430 metre olması sebebiyle genelinde düzlüklerin hakim olduğu Konya’da farklı bir doğal oluşuma neden oluyor.
Aydos Dağı’na Konya’dan olduğu kadar Ereğli üzerinden de ulaşmak mümkün.
Zengin bir bitki örtüsüne sahip olması sayesinde pek çok dağcının ilgisini çekiyor.
Aydos Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
12) Medetsiz Dağı, Adana (3723 metre)
Bolkar Dağları’na dahil olan Medetsiz Dağı Adana, Konya, Niğde ve Mersin illerine kadar yayılan bir alana sahip olmasıyla biliniyor.
3.524 metrelik bir yüksekliği olan bu dağ tektonik olma özelliğini de elinde tutuyor.
Güney ve kuzey cephesinde farklı iklimlerin hakim olduğu Medetsiz Dağı’nda hem karasal ikliminin hem de Akdeniz ikliminin bitki örtülerine rastlamak mümkün. Buna bağlı olarak dağın kuzey yüzünde bozkırlar ile alıç ve ardıç görülürken güney yüzünde sedir, karaçam ile kızılçam türü görülüyor.
Medetsiz Dağı zengin bitki örtüsüne ek olarak dünya üzerinde soyu tükenmeye yüz tutmuş olan Vipera Bulgardaghica adlı bir zehirli yılana ve Toros kurbağasına yuva oluyor.
Yazın pek fazla su kaynağının bulunmadığı bu dağa tırmanış sırasında tedarikli olmanızı öneriyoruz. Kış aylarında ise dağda şartların çetin olduğunun bilinmesinde yarar var. Yoğun kar yağışına bağlı olarak çığ tehlikesi dağcıları ürkütüyor.
Dönem dönem Akdeniz’den gelen rüzgarların da etkisiyle görüş açısını engelleyecek yoğunlukta sis de meydana gelebiliyor.
Medetsiz Dağı’na çoğunlukla dağcıların Niğde-Ulukışla üzerinden gitmeyi tercih ettiği biliniyor. Uluışla’ya vardıktan sonra buradan kalkan ve Pozantı yönüne giden dolmuşlar dağcılar tarafından sıklıkla kullanılıyor.
Tırmanış esnasında dilerseniz 2.200 metrelik rakımda bulunan Karagöl Kamp Alanı’na da uğrayabilirsiniz.
Medetsiz Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
13) Kösedağ, Sivas (3711 metre)
Kösedağ konum olarak Sivas’ın Zara ile Suşehri ilçeleri arasında yer alıyor.
3.711 metrelik rakımıyla tarih sahnesinde de oldukça önemli bir yere sahip olmasıyla biliniyor. 1243 yılında meydana gelen Kösedağ Savaşı burada gerçekleşmiş.
Bulunduğu bölge itibariyle karasal iklimin hüküm sürdüğü Kösedağ üzerinde bozkır bitki örtüsü hakim oluyor.
Sivas’ın kuzey doğu tarafında kalması sebebiyle dağ üzerinde bozkıra ek olarak sarıçam, karaçam ve meşe ormanları da görülüyor.
Coğrafi yapısının sonucu olarak Kösedağ içinden Karapınar Deresi’nin de aktığı çok sayıda derin vadiye de ev sahipliği yapıyor.
14) Hasan Dağı, Aksaray (3688 metre)
Toros Dağları’nın devamı niteliğinde olan Hasan Dağı, Aksaray ile Niğde arasında yer alıyor.
3.688 metrelik yüksekliğe sahip olan Hasan Dağı esasen bir volkanik dağ olarak biliniyor. Büyük Hasan ile Küçük Hasan adında iki adet kraterin olduğu Hasan Dağı’nın M.Ö. 7000 yılından beri sönmüş vaziyette olduğu edinilen bilgiler arasında.
Erciyes Dağı’nın ardından İç Anadolu Bölgesi’nin en yüksek dağı olma özelliğini elinde tutuyor.
Fazlasıyla zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Hasan Dağı’nın etekleri meşe ormanlarıyla kaplı bir vaziyette. Meşeden sonra yukarılara çıkıldıkça bitki örtüsü bozkıra evriliyor.
Yalnızca doğal güzellere sahip olmayan ve önemli bir antik mirası da yüklenen Hasan Dağı’nın eteklerinde Roma döneminden kalma Nora Antik Kenti ziyaretçilerini karşılıyor.
Yılın her dönemi dağcıların akınına uğrayan bu dağ doğa sporları yönünden oldukça fazla imkana sahip bir yer.
Hasan Dağı’na ulaşmak için Aksaray kent merkezinden Helvadere yönüne giden toplu taşıma araçlarını kullanmak mümkün.
Hasan Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
15) Kısır Dağı, Kars (3684 metre)
Doğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Kısır Dağı, Kars ilinde bulunuyor. Bu dağa ulaşmak için Kars’ın Çıldır ilçesine gitmek gerekiyor.
3.684 metrelik rakımıyla oldukça heybetli olan ve geniş bir yüz ölçümünü kaplayan Kısır Dağı Ardahan havzasının güney tarafında kalıyor.
Kars’a yaklaşık olarak 30 kilometre mesafede olan bu dağ bölgede bulunan Çıldır Gölü’nün çukuruna hakim bir şekilde yükseliyor.
Dağın çevresi su kaynakları ve hayvan çeşitliliği bakımından oldukça zengin.
Hemen yakınında yer alan ve doğu yönüne doğru uzanan Akbaba Dağı ile Kısır Dağı arasında çok sayıda irili ufaklı akarsuyun aktığı görülebilir.
Kısır Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
16) Palandöken Dağı, Erzurum (3670 metre)
Erzurum ilinde yer alan Palandöken Dağı 3670 metrelik rakımıyla bölgedeki kış turizminin en çok rağbet gören yerlerinden birisi olarak öne çıkıyor.
Tektonik özelliklere sahip bir dağ olan Palandöken Erzurum’un hemen hemen 10 kilometre kadar güneyinde yer alıyor.
Kentten daha güneyde olan bu dağ aynı rakıma sahip olan diğer dağlara kıyasla daha az bir alan kaplıyor.
Kış aylarında dağın kuzeye bakan tarafındaki kar kalitesi dikkati çekecek seviyelerde olmasıyla ünlü. Ayrıca Palandöken, Türkiye’deki en uzun kayak pistine sahip olma özelliğini de elinde tutuyor. Bu sebeple her yıl binlerce turistin bölgeye kayak yapmak için akın ettiği biliniyor.
Kayakseverlerin ve dağcıların gözdesi olan Palandöken yılın 12 ayında da tırmanışa elverişli bir profil çiziyor. Ancak yine de kış mevsiminde yoğun kar yağışına karşı tedbirli olunmasında yarar var. Özellikle bazı dik parkurlar dağcıları zorlayabiliyor.
Kış mevsiminde kayakçıların akınına uğrayan Palandöken’de çok sayıda turistik konaklama tesisi bulunuyor. Erzurum’dan 4 kilometre mesafeden itibaren 2.100 metrelik yükseklikte konumlanan oteller ziyaretçileri karşılıyor. İsteyenler daha yükseğe çıkarak 2.450 metrelik rakımdaki tesislerde de konaklayabilir. 2.450 metreye varıldıktan sonra dağın zirvesine çıkabilmek için telesiyej hattı kullanılıyor. Telesiyejle çıkılan zirveye ise Büyükejder Tepesi adı veriliyor. Telesiyej hattına ek olarak zirvede çeşitli sosyal tesisler de bulunuyor.
Palandöken Dağı kış turizminin vazgeçilmez bir rotası olduğu kadar da yalnızca burada var olan ve mayıs ayında çıkan Palandökensensis adlı bir adet de çiçek türüne sahip.
Mitolojide de adı geçen Palandöken Dağı’nda 2011 Dünya Üniversiteler Arası Kış Oyunları’nın düzenliği de aktarılması gereken önemli bilgiler arasında yer alıyor.
Palandöken Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
17) Berit Dağı, Kahramanmaraş (3654 metre)
Kahramanmaraş’ta yer alan Berit Dağı aynı zamanda Ceyhan Nehri’nin de batısında bulunuyor.
Etrafında Binboğa ve Engizek Dağları’nın olduğu Berit’in yüksekliği ise 3.654 metre kadar.
Bulunduğu yer itibariyle dağda hem Akdeniz hem de karasal iklime ait bitki örtüsüne rastlamak mümkün. Dağın eteklerinde kızılçam varken yükseklere çıkıldıkça karışık çalılar ile bozkır hakim oluyor.
Berit Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
18) Nurhak Dağı, Kahramanmaraş (3630 metre)
Nurhan Dağı Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde yer alıyor.
İlçenin tam olarak doğu kesiminde konumlanan bu dağ 3.630 metrelik de bir rakıma sahip.
Dağın eteklerine de aynı isimle bir ilçe kurulmuş bulunuyor.
Bu dağın gece karanlıkta parladığına olan inanç sebebiyle isminin Nurhak veya Nur Dağı olduğu halk arasında biliniyor.
Ağırlıklı olarak karasal iklimin görülmesi nedeniyle Nurhak Dağı’nda bozkır ile meşe ormanlarını görmek mümkün.
Nurhak Dağı’nı haritada incelemek için tıklayınız.
19) Sematepe, Aladağlar (3623 metre)
Aladağlar’da yer alan Sematepe aynı zamanda Akkale Dağı olarak da tanınıyor.
3.623 metrelik rakımı ile Aladağlar’da yer alan Demirkazık Dağı’nın tam olarak karşısında konumlanıyor.
Fazlasıyla yüksek olması sebebiyle yılın büyük çoğunluğunda karlarla kaplı olmasıyla biliniyor.
20) Çağalın Başı, Aladağlar (3612 metre)
Aladağlar’da yer alan Çağalın Başı 3.612 metrelik rakımı ile dağcıları karşılıyor.
Yıl boyunca karların erimediği Çağalın Başı yurdun ve dünyanın dört bir yanından dağcıların ilgisini çekiyor.