Lyon’da Ne Yenir, Nerede Yenir?

Her ne kadar ünlü Fransız Yazar Stendhal ‘Lyon’da yapılacak tek güzel şey yemek yemek’ dese de bence cıvıl cıvıl meydanları, nehirleri, köprüleri ve birbirinden güzel sokakları ile Lyon’da keşfedilecekler bir mutfaktan çok daha fazlası. Ama biz bu yazı da Stendhal’in izinden gidecek ve Lyon’un lezzet duraklarına göz atacağız.

Lezzet duraklarına geçmeden önce Lyon Mutfağı hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Lyon’da ana hatları ile iki tip restoran var: Bouchon ve Bocuse.

Bouchon’ların menüsü genellikle sakatat ağırlıklı o yüzden sakatat sevmiyorsanız rotanızı dünyaca ünlü Fransız Şef Paul Bocuse’ün izinden giden ve eski tarz diye tabir edilen Bocuse restoranlarına çevirebilirsiniz.

Liste hazırlanırken belli bir kıstas üzerinden sıralama yapılmamıştır.

Lyon’da Ne Yenir, Nerede Yenir? Lyon’daki En İyi Restoranlar 

Daniel et Denise

Üç farklı şubesi buluna Daniel et Denise sakatat ağırlıklı geleneksel Lyon Mutfağı’nı tadabileceğiniz en lezzetli adreslerden biri.

Eğer sakatat ile aranız varsa Daniel et Denis’e mutlaka uğramalı ve lezzetli dillere destan hamura sarılı ciğer patesinin tadına bakmalısınız.

Cafe Merciere

Lyon’un en güzel en canlı meydanlarından birinde bir kadeh bir şey içmek ya da hafif bir şeyler atıştırmak isterseniz mavi tonların ağırlıklı olduğu dekorasyonu ile insana huzur veren Cafe Merciere sizi bekliyor.

Benim önerimse Cafe Merciere giderseniz içinizi serinletecek buz gibi bir Fransız Roze şarabından içmenizden yana olacaktır.

Chez Moss

Lyon, deniz ürünleri ile meşhur şehirler arasında ilk sıralarda geliyor. Chez Moss da Lyon’da en güzel midyeyi yiyebileceğiniz adreslerden biri.

Chez Moss’un menüsünde fiyatlar biraz yüksek ancak her güne özel hazırladıkları alternatifli günün menüleri var.

Eğer denk gelirseniz kocaman bir çanak içinde gelen midyenin ya da ‘Stuffed Mussle’ dedikleri üzeri soslu midyenin tadına bakabilirsiniz.

King Marcel

Gurme burger modası sadece bizde var sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Lyon’da da onlarca Michelen yıldızlı restoranın arasında yer edinmiş harika burgerciler var.

İşte onlardan biri de vejetaryen ve tavuk burger seçenekleri de olan King Marcel. Siz de Fransız Mutfağı’na kısa bir mola vermek isterseniz King Marcel’e uğrayabilirsiniz.

Fiston

Tam kıvamında pişmiş ve yanında enfes bir sosla gelen güzel bir balık yemek isterseniz Fransızların da favorilerinden olan Fiston’a bir şans verebilirsiniz.

Fiston’a giderseniz benim önerim Lyon Mutfağı’nın klasik lezzetlerinden biri olan ‘quenelle’ balığını tatmanızdan yana olacaktır.

Yok ben bildiğim balıklardan şaşmam derseniz de yanında mantar sosu ile servis edilen levreğin tadına bakabilirsiniz.

La Cabane

Fransız Mutfağı’nın öne çıkan lezzetlerinden biri de çeşit çeşit hazırlanan midyeler. La Cabane’de buz gibi bir bira eşliğinde kızarmış midye ve patates kızartması ile keyif yapabileceğiniz şirin mi şirin bir restoran.

Ama kızarmış midye deyip geçmeyin La Cabane’deki midyeler rokfor peyniri, mantar, safran gibi harika lezzetlerle tatlandırılarak kızartılıyor.

Leon de B

Midye, patates kızartması ve bira üçlüsünün hayranı olanlardansanız Lyon’a gittiğinizde Leon de B’ye mutlaka uğrayın derim.

Özel tenceresinde gelen kocaman bir porsiyon mideye yemek isterseniz hiç düşünmeden Leon de B’nin yolunu tutun derim.

Herkes kendi midyesini seçsin ama ortada mutlaka bir patates kızartması olsun.

Le Bistrot des Fauves

Yanında harika bir patatesle gelen lokum gibi bir et, ağızda dağılan bir balık ya da başlangıç olarak harika bir kuşkonmaz yemek isterseniz Le Bistrot de Fauves güzel bir alternatif olacaktır.

Le Bistrot des Fauves’de yemek tercihiniz ne olursa olsun eşlikçisi bir kadeh Rhone şarabı olsun derim.

Le Tiroir

Menüden tek tek başlangıç, ana yemek, tatlı seçmekle uğraşmayayım özel hazırlanan menülerden birini seçip keyfime bakayım diyenlerdenseniz Le Tiroir’e bir şans verin derim.

Le Tiroir’de farklı zevklere ve açlık durumunuza göre belirlenmiş üç farklı menü var. Daha fazla çeşit yemek deneyimlemek isterseniz ‘Menü Degusatation’ dedikleri tadım menüsünü tercih edebilirsiniz.

L’Atelier du Fumoir

L’Atelier du Fumoir’in deniz ürünleri hatta daha spesifik olmak gerekirse somon balığı ağırlıklı bir menüsü var.

L’Atelier du Fumoir’in menüsünde harika başlangıçlar var. O yüzden benim önerim ana yemeği pas geçerek, ortaya başlangıçlardan paylaşımlık seçenekler söyleyerek keyif yapmanızdan yana olacaktır.

Özellikle ‘Carpaccio de Saumon’, ‘Ceviche de Saumon’ ve ‘Saumon Gravelax’ın tadına bakmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Le Napolitain Grange Blanche

Pek çoğumuz için her zaman kurtarıcı olmuştur İtalyan Mutfağı.

Eminim ki mutfağını pek beğenmediğim bir ülkeye gittiğimde soluğu bir İtalyan Restoranı’nında alan sadece ben değilimdir. İşte Le Napolitain Grange Blanche de Lyon’da çıtır pizzalar, enfes makarnalar ve muhteşem başlangıçlar tadabileceğiniz bir İtalyan restoranı.

Bartholome

Küçücük bir parka açılan sakin bir ara sokakta, güzel bir kahvaltı etmek isterseniz Bartholome’a bir şans verin derim.

İster tuzlu waffle üzeri avokado ezmeli poşe yumurta yiyin, isterseniz de biraz daha Amerikan vari takılıp dana baconlı yumurtanın tadına bakın. Yumurta tercihiniz ne olursa olsun kahvaltınızın sonunda mutlaka bir pancake olsun.

Paul

Ünü Fransa’nın sınırlarını aşmış hatta bir dönem Türkiye’de olan Paul’ün Lyon’da bir çok şubesi var.

Kahvaltı ya da gün içerisinde tatlı bir mola vermek için uğrayabileceğiniz Paul’de sizi efsane lezzetler bekliyor.

Limonludan frambuazlıya tadı damağınızda kalacak tartlar, mis kokulu zeytinli ekmekler, çıtır çıtır kruvasanlar, ağızda dağılan makaronlar Paul’de tadabileceğiniz lezzetlerden bazıları.

Buvette Saint Antoine

Akşam üzeri nehir kenarında bir kadeh buz gibi bir Fransız şarabı eşliğinde hafif bir şeyler atıştırmak isterseniz Buvette Saint Antoine güzel bir alternatif olacaktır.

Hem etrafı izleyebilir hem de nehirden gelen tatlı esinti ile serinleyebilirsiniz.

The Salmon Shop

 

View this post on Instagram

 

A post shared by The Salmon Shop (@thesalmonshop_lyon) on May 28, 2019 at 3:28am PDT

Siz de benim gibi somon sevenlerdenseniz Lyon’a gittiğinizde cıvıl cıvıl bir sokakta yer alan The Salmon Shop’a mutlaka uğrayın derim.

‘Somonlu Makarna’, kızarmış somonla servis edilen ‘Fish and Chips’, mevsim sebzelerine uygun olarak seçilen ürünlerle tatlandırılan ‘Le Saumon de Mois’ yani ayın somonu, The Salmon Shop’da tadabileceğiniz somon balıklı lezzetlerden sadece bir kaçı.

Lyon’da Dondurmacılar 

Amorino

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Amorino Official Page (@amorinogelato) on Jul 17, 2019 at 12:51pm PDT

Amorino gül dondurmanın Lyon’daki en lezzetli adresi. İster yaban mersinli, çilekli gibi meyveli dondurmaları tercih edin, isterseniz de vanilya karamel ya da çikolata parçalı sade dondurma ‘Straciatella’nın tadına bakın.

Tercihiniz ne olursa olsun asla pişman olmazsınız çünkü Amorino’da bütün seçenekler birbirinden lezzetli.

Terre Adelice

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Terre adélice (@terre.adelice) on May 29, 2019 at 11:22am PDT

Mevsim ne olursa olsun dondurmasız yapamayanlardansanız Lyon’da cennete düştünüz diyebilirim.

Terre Adelice de Lyon’daki en lezzetli dondurmacılardan biri. Onlarca çeşit arasında karar vermekte zorlanırsanız klasiklerden şaşmayıp harika bir top çikolatalı ya da karamelli dondurmadan tatmanızı öneririm.

Dondurma yemek istemezseniz da Terre Adelice’de içinizi ferahlatacak harika sorbeler var benden söylemesi.

Regal

Tadı damağınızda kalacak tuzlu karamelli bir dondurma yemek isterseniz adresiniz Regal olsun derim.

Eğer Lyon’a yaz aylarında giderseniz dondurmanızı kapta yemeyi tercih edin derim. Aksi takdirde dondurmanız hemen eriyip gidiyor benden söylemesi.

Lyon’da Özel Lezzetler

Les Halles de Lyon Paul Bocuse

Hem evinize alışveriş yapabileceğiniz, peynirden şarküteri ürününe, mezeden balığa ya da ete, tatlıdan şaraba her şeyi bulabileceğiniz hem de harika lezzetler tadabileceğiniz devasa bir yer mi arıyorsunuz? O zaman hemen Les Halles de Lyon Paul Bocuse’e doğru yol alın derim.

Benim önerim önce burayı baştan sonra keyifle gezmeniz ardından da gözünüze kestirdiğiniz bir yer de öğlen ya da akşam yemeği yemenizden yana olacaktır.

Sadece tatlı yemek isterseniz de Les Halles de Lyon Paul Bocuse’de harika makaronların ve çikolatanın sizi beklediğini belirtmeden geçmek olmaz.

Beaujolais

Şarap merakınız varsa Lyon’a gittiğiniz de mutlaka çok yakındaki Beaujolais kasabasına da gidin derim.

Beaujolais’e gittiğinizde uzayıp giden üzüm bağları arasına gizlenmiş şarap evlerine ve şatolara giderek tadım turlarına katılabilir ve harika şaraplar alabilirsiniz.

Ancak bir uyarı yapmakta fayda var. Beaujolais’e gidecekseniz mutlaka araba kiralamalısınız aksi takdirde tren garında oturup bir sonraki trenle Lyon’a dönmek zorunda kalabilirisiniz. Küçük bir kasaba olduğu için toplu taşıma yok ve taksi bulmak neredeyse imkansız.

Bağlar arasında zaman kısıtlaması olmadan gönlünüzce gezmek istiyorsanız günlük araba kiralayıp gün boyu Beaujolais’de keyif yapabilirsiniz.