Baş döndüren kiliseleri, müzeleri ve şatolarıyla gezilecek yerler bakımından oldukça zengin olan bu şehir, tam ortasından geçen Loire Nehri sayesinde de mükemmel bir atmosfere sahip.
Şelaleli bir Japon Bahçesi ve çok sayıda bitkinin bulunduğu Botanik Bahçesi ile doğaseverler arasında popüler olan bu şehir, sanat ve tarih hayranları için de Güzel Sanatlar Müzesi, Doğal Tarih Müzesi ve Bretonya Dükleri Şatosu gibi birçok seyahat noktasına ev sahipliği yapmaktadır.
Nantes Gezi Rehberi ile bu eşsiz Fransız şehrinde birkaç gününüzü en güzel şekilde geçirebilir, yalnız veya sevdiklerinizle harika bir deneyim edinebilirsiniz.
Nantes’te Görülmesi Gereken Yerler
Nantes’de Tarihi Yerler
Nantes Katedrali (Cathédrale St-Pierre et St-Paul)
Yerel olarak Cathédrale Saint-Pierre-et-Saint-Paul olarak bilinen Nantes Katedrali, Nantes’in kalbinde yer alan bir Roma Katolik kilisesidir.
Fransız Kültür Bakanlığı tarafından 1862 yılından bu yana “tarihi anıt” olarak nitelendirilen katedrale ait iki kule, şehrin kırmızı çatıları üzerinden heybetlice yükselmektedir.
Nantes Katedrali’nin bugün kapladığı alanda dört bina olduğu düşünülmektedir. Burada herhangi bir Hristiyan dini yapı yer almadan önce, bir Roma tanrısına tapınmak için inşa edildiği düşünülen bir Druid Tapınağı bulunmaktaydı.
Nantes Katedrali’nin inşaatı 1434‘te başladı ve bitirilmesi dört asırdan uzun sürdü.
Katedralin gotik cephesi 15.yüzyılın sonlarına doğru tamamlandı ve kuleler 1508 civarında inşa edildi.
1891’de açılan Katedral bugün geçmişte olduğuyla aynı görünüyor, sadece ara sıra restorasyon aşamalarından geçiyor.
Katedral, Paris’teki büyüleyici Notre-Dame Katedrali’nden dört metre daha yüksek.
500 metrekare büyüklüğünde renkli vitray ile aydınlatılan Nantes Katedrali, en kasvetli günlerde bile oldukça aydınlıktır.
Ziyaretçilere gerçekten çarpıcı bir manzara sunan vitray pencerelerin yanı sıra, Bretonya Dükü II. François ve eşinin anıt mezarları İtalyan ve Fransız stillerini birleştiren ve Orta Çağ ile Rönesans dönemi arasında bir bağlantıyı temsil eden Fransız heykelinin bir başyapıtı olarak kabul edilir ve görülmesi gereken eserler arasındadır.
Bretonya Dükleri Şatosu (Château des Ducs de Bretagne)
Eğer Nantes şehrini ziyaret ediyorsanız, Bretonya Dükleri Şatosu Nantes gezinize başlamak için harika bir noktadır.
Şehrin ruhunu hissetmek ve tarihi hakkında temel bir fikre sahip olmak için, Bretonya Dükleri Şatosu Nantes’in en etkileyici tarihi yapılarından biridir.
Köprülü hendeği ve taş tuğladan yapılmış gözetleme kuleleri ile Bretonya Dükleri Şatosu, Nantes’in tarihi merkezinde yer alan saray ve Orta Çağ askeri kalesinin görkemli bir birleşimidir.
Başlangıçta II. François tarafından 15. yüzyılda inşa edilen şato, kusursuz bir Gotik-Rönesans konut olarak restore edilmiş, 500 metre uzunluğunda perde duvarlar ile çevrili ve geceleri harika bir aydınlatmayla ziyaretçileri kendine hayran bırakmaktadır.
Nantes şehrinin tarih müzesi de bu yapı içinde yer almaktadır. Oldukça popüler bir destinasyon olan Nantes Tarih Müzesi’nde şatonun tarihi önemine ve şehrin geçmişine vurgu yapan birçok sergi düzenlenmektedir. Üstelik giriş ücretsiz!
Pommeraye Pasajı (Le Passage Pommeraye)
Rue Santeuil’deki üç katlı dükkan ve evlerden oluşan bu kapalı alışveriş merkezi, 1843’te bir noter girişimi üzerine inşa edildi.
1976’dan bu yana tarihi bir anıt olarak nitelendirilen pasaj, metal ve ahşap merdivenleriyle Nantes’in en sevecen binalarından biridir ve muhteşem bir iç tasarıma sahiptir.
Yivli sütunları, açık işlenmiş korkulukları ve meşaleler taşıyan melek heykelleriyle süslenen pasaj, bu Rönesans stili heykelleriyle turistlerin ziyaret etmesi gereken noktalardan biridir.
Feydeau Adası (Ancienne île Feydeau)
Feydeau Adası, 1720’den itibaren konut inşaatı ile geliştirilen ve 1930’da yapılan bir dolgu ile kıyıya ve Gloriette’nin komşu adasına bağlanan eski bir adadır.
Şehrin merkezinde, Loire Nehri kıyısında yer alan Feydeau Adası, dikkat çekici bir mimariye sahiptir.
Şehrin mimarisinin muhteşem bir örneği olan ada, 18. yüzyıl deniz tüccarlarının liderliğindeki abartılı yaşam tarzını çağrıştırıyor. Bugün kumlu toprak üzerine inşa edilen zengin gemi inşaatçılarının bu devasa evleri, nehir üzerinde inanılmaz güzel bir optik yanılsama yaratıyor.
Adadaki evler çoğunlukla tüf taşından yapılmış, taş maskelerle süslenmiş ve ferforje balkonların eklenmesiyle, çoğunlukla iç avlular ve tonozlu merdivenler etrafında tasarlanmıştır. Bu konutlar, tüm ihtişamıyla Nantes şehrinin ticari geçmişinin boyutunu göstermektedir.
Nantes’de Doğal Güzellikler
Nantes Botanik Bahçesi (Jardin des Plantes)
Botanik Bahçesinin bilimsel itibarı 18.yüzyıla dayanmaktadır. 1726 yılında 15.Louis, bütün gemi kaptanlarına Fransa’nın kolonilerinden ve yabancı topraklardan çeşitli tohumlar getirmelerini emretmişti.
1829 yılında halka açılan bahçe, 1829 yılında bir İngiliz bahçesine dönüştü ve geri dönen gemilerden hiç bitmeyen bir tedarikten ve diğer nadir çeşitlerin satın alınmasından yararlanmaya devam etti.
Bahçenin 4 kilometrelik yolu boyunca, neredeyse 600 çeşit koku alabilmeniz ve çok sayıda kamelya ve manolya da dahil olmak üzere 500 çeşit çiçek görmeniz mümkün.
Jardin Des Plantes, en büyük 5 Viktoryen parkı içinde yer almaktadır ve 2000’de Avrupa’nın Botanik Bahçesi unvanını almıştır.
Versay Adası (Ile de Versailles)
1987 yılında Dulieu-Soulard ekibi tarafından yapılandırılan ada, günümüzde rahatlama ve eğlence için muhteşem güzellikte bir yer olsa da, geçmişte aslen bir bataklıktı.
Edre Nehri’nde yer alan adanın kalbi Japon esintili bir çay bahçeye ev sahipliği yapmaktadır.
Mevsimler ilerledikçe adım adım yenilenen bahçe, yürüyüş için mükemmel bir manzara sunmaktadır.
Adanın çevresinde Nantes’in birçok yelken ve su sporları faaliyetleri gerçekleştirilir.
Rıhtım, güneş yüzünü gösterir göstermez turistler ve yerli halk ile dolup taşmaktadır.
Daha çok Ağustos sonunda ve Eylül başında gerçekleşen “Rendez-vous de l’erdre Caz Festivali” ile birlikte, ada müzik sever ziyaretçilerin akınına uğrar.
Nantes’de Müzeler
Nantes Adası’nın Makineleri (Les Machines de l’Île)
Nantes Adası’nın Makineleri, Leonardo Da Vinci’nin mekanik evreni, Jules Verne’in hayali dünyasını ve Nantes’in endüstriyel tarihini harmanlayan benzeri görülmemiş kültürel ve sanatsal bir projedir.
Bu dev, nadir makineler, Nantes’in eski deniz atölyesinden bir grup sanatçı ve makinist tarafından tasarlanmış ve geliştirilmiştir.
Nantes ziyaretinizde görebileceğiniz en ilginç yer olan Nantes Adası’nın Makineleri, şehrin yaratıcılığını ve hayal gücünü yansıtıyor.
Üç farklı bölüme ayrılan müzenin her bölümü için ayrı giriş ücretleri alınıyor. Her bölümün giriş ücretleri yetişkinler için 8,50 euro; öğrenciler için ise 6,90 euro.
Nantes Güzel Sanatlar Müzesi
1900 yılında açılan ve şuan kapsamlı bir yenileme ve genişletme çalışmalarından geçen Nantes Güzel Sanatlar Müzesi (Musee des Beaux-Arts de Nantes), Nantes şehrinin en önemli müzesidir.
Müze, 12’den 20. yüzyıla kadar uzanan geniş ve çeşitli eserleri barındıran ünlü bir koleksiyona sahiptir.
Ayrıca, müze bünyesinde açılan geçici sergilerde çağdaş sanat eserlerine yer verilmektedir.
Perşembe akşamları düzenlenen bazı açılışlar ise müzik, dans ve edebiyattan ilham alan etkinlikler içerir.
Nantes Güzel Sanatlar Müzesi, Delacroix, Rousseau, Tintoretto, Perugino, Renoir ve Gauguin gibi önemli sanatçıların eserlerini bünyesinde barındırmasının yanı sıra, eşsiz güzellikteki tarihi binası sayesinde de turistlerin en çok ziyaret ettiği noktalardan biri haline gelmiştir.
Müzenin giriş ücreti ise yetişkinlere için 8 euro; öğrenciler için ise 4 euro.
Jules Verne Müzesi
1828’de Nantes’te doğan sürrealist yazar Jules Verne’nin hayatına ve eserlerine adamış olan Jules Verne Müzesi (Musée Jules Verne), doğumunun 150. yıl dönümünde kapılarını açtı.
Fransa’nın en eşsiz ve yaratıcı edebi figürlerinden birine büyüleyici bir bakış açısı sunan müze, yazarın 19. yüzyıl sahil evinde yer alıyor.
Müzenin içinde, Vernes’in kişisel eşyaları, buluş koleksiyonu, interaktif ve multimedya görüntüler, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ve Seksen Günde Devri-Alem gibi başyapıtlarını yazdığı çizim odası ve yazarın el yazmaları bulunuyor.
Yazarın edebi yenilikçi zihnine bir bakış açısı sunan müze, merkezin 2,5 kilometre batısında; nehrin kenarında yer almaktadır.
Müzenin giriş ücreti yetişkinler için 3 euro, öğrenciler için ise sadece 1,5 euro.